Bu üzücü olay, Türkiye'deki hukuk camiasında büyük bir infiale neden oldu. Stajyer avukat Teksöğüt, işi gereği Suruç'a giderek haciz işlemlerini gerçekleştirdikten sonra, Şanlıurfa şehir merkezine dönüş yolunda bir minibüs içinde bulunuyordu. Ancak, ne yazık ki, bu yolculuk kısa sürede kabusa dönüştü.
Minibüsün aynı araçta bulunan ve haciz işlemi yapılan kişinin yakını olduğu tahmin edilen Ahmet Eroğlu, Büşra Teksöğüt'ü hedef aldı. Eroğlu'nun saldırısı son derece şiddetliydi; avukat Teksöğüt'ü darp edip yere sürükledi. Çevredekilerin araya girmesiyle Teksöğüt kurtarıldı ve hemen bir ambulans çağrıldı. Teksöğüt'ün yaşadığı bu dehşet verici saldırının ardından, saldırgan hızla olay yerinden kaçtı. Şanlıurfa'da tedavi edildikten sonra, avukat Teksöğüt, yaşadıklarını anlattı.
Teksöğüt, haciz işlemlerinin tamamlandığını ve Suruç'a dönüş yolunda minibüsün içindeyken, kendisini takip eden kişinin, bir anda onu minibüsten dışarıya çektiğini ve ardından vahşice saldırdığını ifade etti. Saldırganın vurduğu yerlerin başında Teksöğüt'ün dizi geldi, sonucunda dizisi parçalandı ve telefonu kırıldı. Bu olayın, planlı ve önceden tasarlanmış bir saldırı olduğunu vurgulayan Teksöğüt, yaşadığı korkunç anları anlattı.
Olayın ardından harekete geçen emniyet güçleri, saldırgan Ahmet Eroğlu'nu gözaltına aldı. Eroğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi ve çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı.
Bu korkunç saldırı, Türkiye Barolar Birliği'nden de büyük bir tepki aldı. Birliğin yaptığı açıklamada, avukat Büşra Teksöğüt'ün tehdit edilip fiziki şiddete maruz kaldığına dikkat çekilerek, "Meslektaşımızın saldırı sonucunda ayağı kırılmış ve telefonu parçalanmıştır. Saldırgan, Şanlıurfa Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştır. Avukatı dosyanın tarafı olarak gören ve değişmeyen bu zihniyetle mücadele, caydırıcı cezalandırma ve Birliğimizin ilgili kurumlara sunduğu önerilerin hayata geçmesi ile mümkündür. Gerekli düzenlemeler ivedi bir şekilde yapılmadıkça, işledikleri suçların karşılığında yeterli cezaları almayan failler kendilerinde şiddete başvurma hakkını görmeye devam edeceklerdir" denildi.