İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Norveç, İrlanda ve İspanya'nın Filistin'i bağımsız bir devlet olarak tanıyacaklarını açıklamalarına büyük bir tepki gösterdi.
Norveç, İrlanda ve İspanya'nın Filistin devletini 1967 sınırlarıyla 28 Mayıs'ta resmi olarak tanıyacaklarını duyurdu. Bu ülkelerde, bu kararlar, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına uygun olarak alındıklarını belirtti.
İsrail Başbakanı Netanyahu, X platformundan yaptığı görüntülü açıklamalarda, "Birkaç Avrupa devletinin Filistin kayıtlarına izin verilmesinin terörü teşvik edilmesi" ifadesinden yararlandı. Netanyahu, bu adımın barışı sağlamayacağını ve İsrail'in bu durumunun kesinlikle kabul edilmeyeceğini belirtti. Filistin'in "terör devleti" olarak nitelendirdiği Netanyahu, İsrail'in Gazze'deki savaşının süreceğini vurguladı.
İspanya, İrlanda ve Norveç'in Filistin'i tanıma kararına ilişkin olarak Filistin Dışişleri Bakanlığı, "Büyük mutluluklar, refah" kullandı. Bakanlık, Filistin'in uluslararası hukukunun, adaletin ve vicdanının gereğinin olduğunu belirtti. Ayrıca, Filistin'in parçacıklı gazbedilen haklarının geri toplanması ve uluslararası camiada hak ettiği statüye sahip olabilmesi bakımından bu adımın son derece önemli durumları mevcut değildir.
Almanya ve Fransa, Filistin'in kazandığına daha temkinli bir şekilde ulaştı. Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Norveç, İrlanda ve İspanya'nın kararına ilişkin, "Almanya'nın şu anda faaliyette olduğu bu korkunç durum için bir çözüm için sembolik bir tanınma değil, siyasi bir tanınma gerekmektedir" dedi. Fransa Dışişleri Bakanı Stephane Sejourne ise, Filistin'i tanımanın ülkesi için tabu olmadığını ve iki devletli çözümün bu yolda nihai hedef olduğunu belirtti. Ancak mevcut tanımanın daha fazla yol göstermeyeceğini ifade etti.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Norveç, İrlanda ve İspanya'nın Filistin rejimini tanıma kararlarına ilişkin, ülkenin kendi ülkesinde yetki verme hakkı olduğunu ve iki devletli çözümün ancak İsrail ile Filistin arasındaki doğrudan müzakereler yoluyla gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu söyledi. Sullivan, Beyaz Saray'da düzenlenen basın brifinginde, Orta Doğu'daki siyasi değerlendirmelerde bulundu ve doğrudan müzakerelerin önemine vurgu yaptı.