Röportaj Konuğu: Gökçe Demir, Çocuk Gelişimi Uzmanı
Muhabir: Merhaba Gökçe Hanım, röportajımıza katıldığınız için çok teşekkür ederim. Çocuk gelişimi, son yıllarda eğitimde önemli bir konu haline geldi. Öncelikle, çocuk gelişimi alanına nasıl ilgi duydunuz ve bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz?
Gökçe Demir: Merhaba, ben teşekkür ederim. Çocuk gelişimi benim için gerçekten çok özel bir alan.Bu mesleği seçmemin sebebi çocukluktan beri çocuklarla oyun oynamayı ve onlarla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Çocukların psikolojik, sosyal, bilişsel ve motor becerilerinin birbirini nasıl etkilediğini keşfetmek çok ilgimi çekti. Bu alanda eğitim aldıktan sonra da, çocukların gelişim süreçlerine katkı sağlamak için eğitimler aldım.
Muhabir: Çocuk gelişimi çok geniş bir alan. Peki, bir çocuk gelişimi öğretmeni olarak günlük iş akışınızda neler yer alıyor? Hangi yaş gruplarıyla çalışıyorsunuz?
Gökçe Demir: Evet, gerçekten çok geniş bir alan. Hepimiz biliyoruz ki çocuklarımızın küçük yaştan itibaren gelişim süreçleri çok önemlidir ve farklıdır. Okul öncesi yaş grubu taklit ve gözlem yoluyla öğreniyorlar. Şuan özel bir atölye de öğretmenlik yapıyorum. 2-4 yaş okula hazırlık grubuyla birlikte çalışıyorum. 0-6 yaş arasındaki çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin en hızlı olduğu dönemi yaşıyorlar. Bu yaş grubunda, önceliğimiz çocuklara rahat bir ortam sunarak ebeveynlerinden ayrılarak akranlarıyla birlikte oyun oynama, paylaşma, sıra bekleme, hayal gücünü geliştirme, birbirleriyle iletişim kurma , kendilerini ifade etme, empati duygusunu geliştirme ve temel becerilerinin gelişimine odaklanıyoruz. Günlük iş akışımda, her ayın bir teması var ve haftalık programa göre çocukların motor becerilerini geliştirecek aktiviteler, dil gelişimini destekleyecek oyunlar ve sosyal becerilerini artırmaya yönelik ve duygusal zekalarını geliştirecek bir eğitim akışımız oluyor.
Muhabir: Çocuk gelişiminde erken yaşta sağlanan eğitim ve rehberlik, uzun vadede çok önemli bir fark yaratabiliyor. Peki, erken çocukluk eğitimine olan yaklaşımınız nedir? Çocukların gelişimlerini desteklemek için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Gökçe Demir: Erken çocukluk dönemi, çocukların tüm yaşamları boyunca sürecek gelişimlerinin temellerinin atıldığı bir dönemdir. Bu yüzden, bu yaşta verilen eğitim, çok büyük bir etkiye sahiptir. Bu dönemde çocukların gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamak için oyun temelli bir yaklaşım benimliyorum. Çocuklar en iyi şekilde oyun aracılığıyla öğrenirler. Oyun, onların hem bilişsel hem de sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemek için onları duygusal anlamda da empati kurmaya çalışıyorum. Empati, paylaşma, bekleme sırası gibi sosyal beceriler bu dönemde öğrenilmesi gereken önemli yeteneklerdir. Ayrıca, çocukların kendilerini ifade etmelerine ve kararlar almalarına olanak tanımak, onların özgüvenlerini geliştirmelerini katkı sağlar.
Muhabir: Peki, çocukların gelişimini en çok etkileyen faktörler nelerdir? Aile desteği bu süreçte nasıl bir rol oynar?
Gökçe Demir: Çocukların gelişimini etkileyen birçok faktör var, ancak en önemli etkenlerden biri çevreleridir. Aile, okul, arkadaşlar ve sosyal çevre, bir çocuğun gelişiminde çok büyük bir rol oynar. Özellikle aile, çocukların ilk eğitim aldıkları yer olduğu için oldukça kritik bir yer tutar. Ailelerin, çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmesi, onlarla doğru şekilde iletişim kurması, onlara sevgi ve güven duygusu vermesi çok önemli. Aile desteği, çocuğun duygusal gelişimi ve öğrenme isteği üzerinde doğrudan etkilidir. Bu yüzden genellikle okul dışında da ebeveynlerle birlikte çocukların kaliteli zaman geçermesi için evde birlikte etkinlik yapmalarını istiyoruz. Bu süreç ebeveynleriyle birlikte ortak birşey yaptıkları için çocuklar için önemli bir rol oynar. Okul ise, çocuğun sosyal beceriler kazanması, özgüven gelişimi ve bilgiye dayalı becerilerini artırması için önemli bir alan. Bu yüzden, aile ve okul iş birliği içinde çalışmalıdır. Çocuk gelişiminde aile ile işbirliği yapmak, çocuğun başarısı için en önemli adımlardan biridir.
Muhabir: Çocukların farklı gelişimsel hızları olduğunu söylediniz. Bu durumda, özel ihtiyaçları olan çocuklarla çalışırken nasıl bir yaklaşım sergiliyorsunuz?
Gökçe Demir: Her çocuğun gelişim hızı farklıdır, bu tamamen normaldir. Ancak bazı çocuklar, gelişimsel olarak belirli alanlarda daha fazla destek ihtiyaç duyabilir. Örneğin, dil gelişimi daha yavaş ilerleyen bir çocuk, sosyal becerilerde daha zorlanabilir. Bu tür çocuklarla çalışırken, daha sabırlı ve dikkatli olmak gerekiyor. Onların ihtiyaçlarını doğru tespit etmek ve özel bir yaklaşım geliştirmek çok önemli. Ayrıca, erken dönemdeki müdahaleler, bu çocukların gelişiminde çok önemli bir fark yaratabilir. Dil terapisi, motor beceri geliştirme çalışmaları, bireysel eğitim gibi destekler, özel ihtiyaçları olan çocuklar için oldukça faydalı olabilir. Bunun yanı sıra, duygusal destek de çok önemli; çünkü bu çocuklar bazen kendilerini yetersiz hissedebilirler, bu yüzden güven verici bir ortam oluşturmak şart.
Muhabir: Çocukların psikolojik ve sosyal gelişimlerini desteklemek için okul öncesi eğitimde en çok hangi becerilere odaklanıyorsunuz? Bu becerilerin çocukların sonraki yaşamlarına etkisi nedir?
Gökçe Demir: Okul öncesi dönemde en çok odaklandığımız becerilerden biri duygusal zekadır. Çocukların kendi duygularını tanımaları, ifade etmeleri ve başkalarının duygularına empatiyle yaklaşabilmeleri, sağlıklı bir kişilik gelişimi için çok önemlidir. Sosyal beceriler, grup içinde iletişim kurma, paylaşma, sırayla konuşma gibi beceriler de bu dönemde geliştirilir. Ayrıca, özgüven ve problem çözme becerileri de oldukça önemli. Bu beceriler, çocukların sadece okul yaşamlarında değil, yetişkinliklerinde de sağlıklı ilişkiler kurabilmelerini ve kendilerini ifade edebilmelerini sağlar. Bu kazanılan beceriler bir sonraki yaşamlarını kolaylaştırır.
Muhabir: Son olarak, çocuk gelişimi öğretmeni olarak bu alandaki en büyük motivasyon kaynağınız nedir?
Gökçe Demir: Çocuklarla birlikte onların dilinden oyun oynamak gelişimlerine katkı sağlayarak onları izlemek benim için en büyük motivasyon kaynağı. Bir çocuğun yeni bir beceri kazandığını görmek, bir kavramı öğrendiğini fark etmek veya sadece mutlu bir şekilde çevresindeki insanlarla sosyal ilişkiler kurduğunu görmek gerçekten mutlu edici bir durum. Her çocuğun farklı bir dünyası, hayal gücü vardır ve bu potansiyeli keşfetmek, bana hem büyük bir mutluluk hem de sorumluluk veriyor. Bu yüzden bu meslek, çocukların hayatlarına dokunarak küçükte olsa gelişimine katkı sağlayarak en iyi şekilde rehberlik etmiş oluyoruz. Çocuklara gelişimi açısından küçücükte olsa katkı sağlamak beni mutlu ediyor. Aslında her gün onlarla birlikte büyüyüp onlarla birlikte yeni şeyler öğreniyoruz bu yüzden iyi ki bu mesleği seçmişim diyorum.