“Gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız”

TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız”

Haber Giriş Tarihi: 16.10.2023 14:34
Haber Güncellenme Tarihi: 16.10.2023 14:34

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız” dedi.   TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün kurulduğu gün dolayısıyla her yıl kutlanan ‘16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde açıklamalarda bulundu. Bayraktar açıklamasında, canlıların temel yaşam kaynağı olan suyun önemine dikkat çekti. Dünya Gıda Günü’nün dünya çapında açlıkla mücadele konusunda farkındalık oluşturmak ve herkesin gıda güvenliğini ve sağlıklı beslenmeyi teşvik ettiğini belirten Bayraktar, “Dünya Gıda Günü bu yıl ‘Su hayattır, su gıda demektir’ teması ile kutlanıyor. Tüm canlılar için yaşam kaynağı olan su, gıdanın da olmazsa olmaz hammaddesidir. Susuz bir gıda üretimi düşünülemez. İnsan gıdasını ve hayvan besinini sağlayacak bitkisel üretim için su elzemdir” diye konuştu.  “Gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız”  Sağlıklı, sürdürülebilir ve ulaşılabilir gıdanın insanlığın en temel ve karşılanması gereken ihtiyacı olduğunu ifade eden Bayraktar, “Dünyada yetersiz beslenen insanların en yüksek olduğu bölge Afrika'dır. Üstelik 2030 yılına geldiğimizde yaklaşık 600 milyon insanın hala yetersiz besleneceği tahmin ediliyor. Açlık çeken, yetersiz beslenen insan sayısı ne yazık ki azalmıyor. Sürdürülebilir kalkınma amaçları arasında yer alan ‘2030 yılına kadar açlığın sona erdirilmesi’ hedefine ulaşmak bu gidişatla mümkün görünmüyor. Açlıkla savaşımız devam ederken, bir tarafta da küreselleşme, kentleşme, kentlerdeki tempolu yaşam tarzı sağlıksız beslenmeye neden oluyor, aşırı ve dengesiz gıda tüketimiyle birlikte de obezite oranı artıyor. Açlığı yok edemediğimiz gerçeğinin yanı sıra bir tarafta da gıda kayıpları ve gıda israfıyla karşı karşıyayız. Dünya çapında tüketicilere sunulan tüm gıdanın yüzde 17’si yaklaşık 1 milyar ton gıda çöpe atılıyor. Çöpe atılan gıda aynı zamanda su kaynaklarının da kaybıdır” açıklamasında bulundu.  “Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi”  Gıda stratejik öneme sahip olduğundan itibaren gıdaya erişimin zorlaştığına vurgu yapan Bayraktar, “Dünya gıdada farkındalığı salgın, kriz ve savaşların içinde bizzat yaşayarak öğrendi. Parası olduğu halde gıdaya ulaşamayanlar olduğu gibi, pahalıktan gıdaya ulaşamayanlar da oldu. Tarımını iyi yöneten ülkeler bu süreçten en az zararla çıktı. Dünyada açlığı bitirme planları süreci uzadı. Çünkü gıda milliyetçiliği ortaya çıktı. Ülkeler gıda stoklamaya başladı. Bu nedenle gıda fiyatlarının daha fazla artması riski gündemden düşmüyor. Önümüzdeki süreç tarım sektörü ve gıda fiyatları açısından önemini koruyacaktır. Gerekli tedbirleri acilen alarak, bu riskleri ülke olarak yönetmek zorundayız. Bunu başaramazsak üreticimiz de, tüketicimiz de bu zor günleri aşamayacaktır” şeklinde konuştu.  “Gıda için su olmazsa olmazdır”  Dünyada 171 milyon hektar sulanan tarım arazisi bulunduğunu bildiren Bayraktar, “Tatlı suyun yüzde 71,64’ü tarım, yüzde 15,08’i sanayi ve yüzde 13,28’i içme suyu olarak kullanılıyor. Ülkemizde ise 112 milyar metreküp olan su potansiyelimizin 57 milyar metreküpünü kullanıyoruz. Bu miktarın yüzde 77’si yani 44 milyar metreküpü tarımsal sulamada ve geri kalan 13 milyar metreküpü ise içme, kullanma ve sanayi suyu olarak değerlendiriliyor. Tarımda kullanılan suyun diğer sektörlere göre yüksek olması sadece ülkemize özgü bir husus değildir, birçok ülkede benzer durumlar söz konusudur. Tarıma yönelik küresel su talebinin 2050 yılına kadar yüzde 35 oranında artması bekleniyor. Sınırlı su kaynaklarının tüm sektörlerde çevreyle uyumlu bir şekilde etkin kullanılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.  Türkiye’nin gıda güvencesinin sağlanması, toplumun, gençlerin ve çocukların sağlıklı ve kaliteli beslenmesinin tarımın uluslararası alanda rekabet edebilecek doğrultuda sürdürülebilir bir şekilde gelişebilmesine bağlı olduğunu söyleyen Bayraktar, tarım sektörü olmadan sofralarda tüketilen gıdanın üretilemeyeceğini belirtti. Bu nedenle ülkeyi yönetenlerin tarım sektörüne daima pozitif ayrımcılıkla bakması ve imkânların bu şartlarda sunulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, tarım sektörünün sorunlarının çözülmesi gerektiğini, bu çerçevede yatırımlar yapılması gerektiğini dile getirdi.