Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi, diğer paydaşlar tarafından organize edilen 18. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali dahilinde Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz yaptığı sunumla dünyanın hızla çok ciddi bir gıda krizine doğru gittiğini ve bu gidişat için alınması gereken önlemlerin ise adeta önemsenmediğini söyledi. İklim değişiklikleri ve küresel ısınma konularında Ayvalık Belediyesine ait İsmet İnönü Kültür Merkezinde bir sunum gerçekleştiren Prof. Dr. Levent Kurnaz; dünyadaki nüfus artışının su ve gıda kaynaklarının daralmasına neden olduğuna dikkat çekti. İçinde bulunduğumuz dönemde insanoğlunun, freni patlamış bir kamyonda rampa aşağı inerken, fren yerine gaza bastığını söyleyen Levent Kurnaz, "Aslında herkes üzerine düşeni yapmış olsa birçok şey değişebilecek. Alınması gereken önlemler noktasında hiç kimse üzerine düşeni yapmıyor. Bunun sonucunda da dünya her geçen gün daha da kötüye gidiyor" dedi. Türkiye’de yaşayan orta yaşlardaki herkesin ilk ve ortaokul dönemlerinde aldıkları coğrafya derslerinde, tarım alanında Türkiye’nin kendi kendine yetebilen 7-8 ülkeden biri olduğuna ait bilgilerin verildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kurnaz, “Bize bu bilgiler verilirken, o dönemde Türkiye’nin nüfusu 20-30 milyon arasındaydı. Şimdi ise 85 milyon. Şimdi bırakın kendi kendimize yetmeyi, tarım ürünlerini en fazla ithal eden ülkelerden biriyiz. Pandemi döneminde hepimiz gördük ki, küreselleşmenin tekerine çomak soktuğunuz an sistem patlayabiliyor. Bugün Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı bile dünyayı tahıl konusunda zora sokabiliyor. Düşünün Orta Anadolu’da şeker pancarı üretmenin katma değeri daha fazla denilerek yer altı suyuyla şeker pancarı üretiyoruz ama orada buğday üretilecekken, bunu Ukrayna’dan gelecek olan buğdaya bırakıyoruz. Ama Ukrayna’da kuraklık olur, savaş olur, bunları düşünmüyoruz. ‘Ukrayna’da böyle bir kriz varsa bizde buğdayımızı Amerika’dan alırız. Amerika’da kuraklık olursa, o zaman da Avusturalya’dan alırız’ diyoruz. Ama şu anda dünya öyle bir yere gidiyor ki bu noktaların her birine aynı anda kuraklık geliyor ve biz de burada üretemezsek ne olacak?” diye sordu. Dünyada yaşayan herkesin iklim değişiklikleri ve küresel ısınma sorunlarının dışında başta kirlilikler olmak üzere birçok sorunu göz önüne alarak hayatlarını sürdürmek zorunda olduğunu kaydederek, “Gıda üretimi daraldıkça içinde bulunduğumuz şartlarda maliyetler artıyor. Mazotun, gübrenin, tarım ilacının fiyatları artıyor. Maliyetler arttıkça da temel gıda ürünlerinin fiyatı her geçen gün yükseliş ivmesi çiziyor” dedi. “Astronomik cep telefonu fiyatlarını sorgulamıyor, ama ekmek fiyatlarının sadece 1 TL artışına bile adeta isyan ediyoruz” Bilinçsiz tüketim konusunda da oldukça büyük eksikliklere sahip olunduğuna işaret eden Prof. Dr. Levent Kurnaz, günümüzde insanların cep telefonlarına 40-50 bin lirayı aşan rakamları öderken, bu fiyatları sorgulamadığını, ancak ekmek fiyatı 1 TL arttığında ise buna tepki gösterilmesinin arasındaki tezata anlam veremediğini vurguladı. İngiliz nüfus bilimci ve politik iktisat teorisyeni Thomas Robert Malthus’un 1700’lü yıllarda ifade ettiği, “Nüfus geometrik artarken besin üretimi aritmetik artar. İkisinin çakıştığı noktadan itibaren de kıtlık başlayacaktır. Bu da mevcut hâliyle yönetilemeyecek ve kaçınılmaz biçimde geometrik nüfus artışını kriz çıkaracaktır” kuramını hatırlatan B.Ü. İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, “İnsanoğlu olarak biz Malthus’un savunduğu bu gerçekleri üç kez kırmışız. Birinci kışımız; Güney Amerika’nın açıklarında Galapagos Adaları bölgesinde, adaların tepelerinde metrelerce kuş dışkılarının çok kaliteli gübre olduğunu keşfedilmiş. Bu gübreler gemilerle Avrupa’ya getirilmiş ve lineal artması gereken gıda üretimi bir anda çıldırmış ve olağanüstü bir gıda üretimi gerçekleştirilmiş ve ilk krizi böyle atlatmışız. İkinci kriz ise 1. Dünya Savaşı’nın başlangıcında havadaki azottan amonyak yapmayı keşfetmişiz. Amonyaktan da gübre yapılmış ve böylelikle ikinci defa gıda krizini aşmışız. Üçüncüsü de; 1960’lı yıllarda; değişik besinleri, genetik değişikliklerle başka yerlerde üretmeyi öğrenmişiz. Devamlı artan bir nüfus, azalan kaynaklar ve tüm bunların üzerine hızla pahalılaşan bir hayat. Bir yerde sistem tıkanma noktasına geliyor. Bunun üzerine pandemiler, kuraklıklar, maliyetlerin hızla yükselmesi de işin içinde çıkılmazlığı beraberinde getiriyor” dedi. Zeytinyağının hızla yükselişinin nedenini de anlattı Küresel zeytinyağı fiyatlarının da olağanüstü artışına dikkat çeken Levent Kurnaz, “Fiyatlar bu kadar artıyorsa; ya girdi fiyatları artıyordur, ya da bir yerlerde çok ciddi rekolte düşüşü vardır. Zeytinyağı üretimine mercek tuttuğumuzda da zaten, her ikisinin de bulunduğunu rahatlıkla görebiliriz” diye konuştu.