Çocukluk Yılları ve Trajedisi..
Frida, altı yaşında yakalandığı çocuk felci nedeniyle sağ bacağı sakat bir şekilde büyüdü. Bu durum, onun ileride beden algısı ve kimlik arayışı ile derinlemesine yüzleşmesine sebep olacak bir deneyimdi. Ancak asıl trajedi, 18 yaşında bindiği otobüsün tramvayla çarpışmasıyla yaşandı. Omurgası kırılan, leğen kemiği paramparça olan ve bir metal çubuk vücuduna saplanan Frida, aylarca hastanede tedavi gördü ve hayatı boyunca sürecek fiziksel acılara mahkum oldu.
Sanatın Kuvvetiyle Yeniden Doğuş
Hastanede geçirdiği uzun ve sancılı günlerde resim yapmaya başlayan Frida, sanatını bir ifade aracı, bir nevi otobiyografiye dönüştürdü. Aynalarla dolu bir dünyada kendi portrelerini resmetti, fiziksel ve ruhsal acılarını, hayallerini, korkularını ve tutkularını cesurca tuvallere yansıttı. Eserlerinde canlı renkler, Meksika halk sanatından izler, sürrealist öğeler ve sembolizm dikkat çekiyordu.
Frida Kahlo, sadece sanatıyla değil, yaşam tarzıyla da dönemin toplumsal normlarına meydan okuyan bir figürdü. Kaza sonrası kusurlarını gizlemek yerine onlarla barıştı, geleneksel güzellik anlayışını sorguladı.
Temmuz 1954'te, 47 yaşında hayata veda eden Frida Kahlo, geride bıraktığı güçlü eserleriyle sadece bir ressam değil, bir ikon oldu.Milyonlarca insana ilham veren bir sembol olarak hafızalara kazındı. Eserleri, bugün hala dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergileniyor ve hayatı kitaplara, filmlere ve belgesellere konu olmaya devam