Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Türkiye’nin devleti ve milleti ile Filistinli kardeşlerinin yanında olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bölgemize barış ve huzurun ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olduğunu hatırlatmak istiyorum. Almanya ile 50 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaretimizi kısa sürede 60 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Cezayir’le bu sene 6 milyar doları bulacak ticaret hacmimizi ise 10 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz” dedi.
Önceki gün Maldivler Cumhurbaşkanı’nı bu ülkeden devlet başkanı düzeyinde bir ilki teşkil eden ziyareti vesilesiyle Ankara’da ağırladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler’le de turizm, savunma ve ekonomik işbirliklerinin geliştirileceğini aktardı.
“Oturup konuştuğumuzda özellikle komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Dış politikada dostlarımızın sayısını arttırma, hasımlarımızın sayısını azaltma stratejimizi başarıyla uyguluyoruz. Buradaki çizgimiz gayet açıktır. Biz diplomasiyi bir tarafın kaybettiği, diğer tarafın ise kazandığı sıfır toplamlı bir oyun olarak görmüyoruz. Diplomasi her iki tarafın da makul bir çizgide buluşarak kazançlı çıktığı, kazan-kazan ilkesinin hayat bulduğu önemli bir imkandır. Ülkeler arasında anlaşmazlıkların, uyuşmazlıkların olması gayet doğaldır. Asıl olan bu ayrılıkları kördüğüme dönüşmeden çözme iradesidir. İşte biz buna sahibiz. Oturup konuştuğumuzda özellikle komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız” dedi.
"Komşumuz Yunanistan’la ihtilaflarımız dün de vardı yarın da olacak, bu ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmez”
7 Aralık’ta yapmayı planladıkları Yunanistan ziyaretine de yaklaşımlarının bu yönde olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Komşumuz Yunanistan’la ihtilaflarımız dün de vardı, yarın da olacak. Aynı şekilde bu ihtilaflardan çıkar sağlama peşinde koşanlar da olacak. Bu gerçek aynı denizi, aynı iklimi, aynı coğrafyayı paylaşan iki komşu ülke olarak ortak paydada buluşamayacağımız anlamına asla gelmez. Karşılıklı güven esasına dayalı olarak iş birliğimizi geliştirebileceğimiz pek çok başlık vardır. Ziyaretimizde bunlara odaklanma niyetindeyiz. Yunanistan seyahatimizin şimdiden ülkelerimiz arasında yeni bir sayfanın açılmasına vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İnovasyon Haftası kapsamında iştirak ettikleri inovaLig ödül töreninde Türkiye’nin yenilikçilik ekosisteminin ulaştığı seviyeyi bizzat görme fırsatı bulduklarını belirterek, ”Çeşitli kategorilerde ödül alan şirketlerimizi buradan bir kez daha tebrik ediyorum. Türk özel sektörüyle inanın ne kadar gurur duysak azdır. Muhalefetin ve ülkemizdeki mandacı ekonomistlerin sürekli karamsarlık sevk eden propagandalarına rağmen hamdolsun firmalarımız dünya çapında başarılara imza atıyor. Bilhassa savunma ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz inovasyon konusunda diğer firmalarımıza da ilham kaynağı oldu. Devletimizin teşvikleri sayesinde tüm Türkiye safında adeta bir ihracat ve üretim seferberliği yaşanıyor. Küresel ekonomideki zorluklara, bölgemizdeki patlak veren krizlere, 6 Şubat depremlerinin olumsuz etkilerine rağmen yakaladığımız bu ivmeyi çok değerli bulduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Bu iklimin güçlenmesi için iş dünyamıza her türlü desteği sağlıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve inovasyon odaklı çalışan her girişimcimizin yanındayız” dedi.
Geçen hafta Merkez Bankasının önemli bir karar aldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yatırım taahhütlü avans kredisi programına yıllık 100 milyar Türk lirası limit tahsis edildiğini aktardı. Erdoğan, “Program kapsamında 3 yıl boyunca toplam 300 milyar lira limit ayrılacak. Böylece yatırımcılar çok uygun koşullarda finansmana erişim imkanı elde edecekler. Ayrıca ihracatçılarımız için günlük reeskont kredi limitlerini 10 kat artırarak 3 milyar lira seviyesine çıkardık. Her iki kararın başta ihracatçılarımız olmak üzere özel sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
“Merkez Bankası brüt rezervi 134,5 milyar dolara çıktı”
Merkez Bankası brüt rezervinin Eylül 2014’ten bu yana ilk kez 134,5 milyar dolara çıktığının müjdesini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bunlarla yetinmiyoruz, Meclise sunduğumuz yeni kanun teklifinde pek çok düzenleme yer alıyor. Yurt dışında şirket kurmuş müteşebbislerimizin buralardan kazandıklarını ülkemize getirmelerini teşvik eden yeni düzenlemeleri devreye alacağız. Bir diğer konu başlığımız deprem bölgemizde fahiş fiyat uygulayanlara yönelik müeyyidelerdir. Açıkçası biz böyle bir meseleyi konuşmaktan bile hicap duyuyoruz. Ama ülkemizde maalesef depremi siyaseten fırsata çevirmek isteyenler olduğu gibi ekonomik kazanca dönüştürmek isteyen tamahkarlar da var. Milletin acısını istismar eden deprem turistleri, son seçimlerde sandıkta derslerini aldılar, milli iradenin şamarını yediler. Ekonomik hayattaki deprem fırsatçılarına da biz göz açtırmıyoruz. Yapı malzemeleri ve yapım işlerinde piyasa gerçekleriyle izah edilmeyecek fahiş fiyatlar söz konusu. Öyle durumlar var ki aynı malzeme, aralarında 60-70 kilometre olan iki şehrimizde yüzde 20, yüzde 30 fiyat farkıyla satılıyor. Tamamen açgözlülükten kaynaklanan bu çarpıklığın, bu vicdansızlığın üzerine gitmekte kararlıyız. Genel afet bölgesi ilan edilen yerlerde 2025 yılı sonuna kadar mevcut cezaların 10 kat daha ağır uygulanmasını sağlayacağız. Fırsatçılarla mücadele ederken deprem konutlarını tamamlamak için bölgede fedakarca çalışan firmalarımıza da her türlü desteği vereceğiz” açıklamasını yaptı.
Deprem felaketi sonrası oluşan yoğun talebin yapım işlerinde maliyetleri arttırdığının farkında olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu süreçte şirketlerimize yardımcı olmak adına yapım işlerine ek fiyat farkı ve süre uzatımı verilmesine imkan veriyoruz. Özellikle depremden önce ihale edilen yapım işi sözleşmelerinin zamanında tamamlanmasında sorunlar yaşandığını gördük. Yatırımların planlanan sürede tamamlanması için devlet olarak bu konuda da hem kolaylık gösteriyor hem de yük alıyoruz. Bizim görevimiz, işini düzgün yapana destek olmak, aşırı kar peşinde koşanlara da fırsat vermemektir. Deprem bölgesinde yürütülen inşaat ve ihya çalışmalarına yaklaşımımız bu yöndedir. İnşallah önümüzdeki aydan itibaren yapımı tamamlanan deprem konutlarının hak sahiplerine teslimine başlıyoruz” dedi.
"5 bin lira ödeme kararımızı çalışan emeklilerimize de teşkil ediyoruz"
Yıl bitmeden toplam 46 bin deprem konutu ve köy evini hak sahibi depremzedelere teslim etmeyi planladıklarını açıklayan Erdoğan şunları söyledi:
“24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle İstanbul Kongre Merkezi’nde maarif davamızın öncüleri olan öğretmenlerimizle bir araya geldik. Buradan bir kez daha sorumluluğu ağır olduğu kadar ulvi bir mesleği azimle, gayretle, başarıyla icra eden tüm öğretmenlerimize, eğitim ordumuzun her bir neferine kalpten teşekkür ediyorum. Şehit öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın hayat hikayesini, mücadelesini ve umutlarını beyaz perdeye aktaran ’Aybüke Öğretmen Oldum Ben’ filmini gençlerimizin mutlaka izlemesini tavsiye ediyorum. Öğretmenler Günü etkinliğimizde emeklilerimizle ilgili son müjdemizi de kamuoyumuzla paylaştık. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek amacıyla hayata geçirdiğimiz 5 bin lira ödeme kararımızı çalışan emeklilerimize de teşkil ediyoruz. Meclisimizin de onayını aldıktan sonra çiftçi ve Bağ-Kurlu emeklilerimiz dahil çalışan tüm emeklilerimize tek seferlik ödemelerini yapacağız. Önergemizin Meclisten süratle geçeceğine inanıyorum. Teklifin yasalaşmasını müteakip ilk düzenlemeden faydalanamayan 4 milyon 689 bin emeklimizin hesaplarına 5’er bin liralarını yatıracağız. Böylece 76 milyar lira ilave kaynak kullanarak 15,2 milyon emeklimizin tamamına bir defaya mahsus 5 bin lira ödemiş olacağız. Bu kararımızın emeklilerimize tekrar hayırlı olmasını diliyorum.”
"Bunların kadın hakları ile ilgili bir dertleri olsaydı bölücü alçakların katlettiği kadınlarımızın hatıralarına sahip çıkarlardı"
“25 Kasım tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele günüydü” diyen Erdoğan, ”Bu anlamlı gün münasebetiyle düzenlenen programda kadına yönelik şiddetle mücadele 2024 yılı faaliyet planının detaylarını açıkladık. Toplam 66 alt hedef ve 218 faaliyet başlığının yer aldığı plan kadına yönelik şiddet konusundaki irademizin en somut ifadesidir. İstanbul Sözleşmesi’nden ülkemizin çekilmesine dair marjinal çevreler tarafından yürütülen kampanyaların hiçbir temeli yoktur. Şiddet meselesini bu sözleşme ile irtibatlandıranların amacının kadına yönelik şiddet olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bunlar gerçekten kadına şiddetten rahatsız olsalardı bölücü terör örgütünün kuyruğuna takılmazlardı. Bunların kadın hakları ile ilgili bir dertleri olsaydı bölücü alçakların katlettiği kadınlarımızın hatıralarına sahip çıkarlardı. Bugüne kadar ne bölücü örgütün dağa zorla kaçırdığı 13-14 yaşındaki kız çocukları için iki kelam ettiler ne de evlatlarına kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerine destek oldular. Bölücü örgüte sempati ile bakanlarla opera dinlemeyi, kahvaltı yapmayı, seçim ittifakı kurmayı maharet saydılar. Şimdi de el etek öptükleri için onur duyduklarını ifade ediyorlar. Varsın onlar yollarına bu şekilde devam etsin. Biz şehit analarıyla, Diyarbakır anneleriyle, gerektiğinde canı pahasına darbecilere meydan okuyan yiğit kadınlarımızla, elleri nasırlı emekli kadıncılarımızla, vatanı için canını ortaya koyan kadın polislerimiz ve askerlerimizle, elleri öpülesi saygıdeğer öğretmenlerimizle yol arkadaşlığı yapmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
"Seçim vaatlerimizden olan Aile ve Gençlik Fonu’nun hayırlı olmasını diliyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Sözleşmesi’ni dillerine dolayanların aile kurumunu güçlendirmeye matuf adımlarımızdan rahatsız olmaları da tesadüf değildir. Sapkın ve sapık akımların en büyük destekçisi olan bu kesimlerin temel hedefi toplumsal yapımızı çökertmektir. Herhalde ne demek istediğimi anlıyorsunuz: LGBT. Çok açık net, bu sapkın, sapık akımlar karşısında tek dik duran Cumhur İttifakı’dır, AK Parti’dir. Biz meydanı bunlara bırakmayacağız. Gençlerimizi ifsat etmelerine fırsat vermeyeceğiz. Aile kurmak isteyen gençlerimize finans desteği sağlamaya başlıyoruz. Aile ve Gençlik Fonumuzla ilgili yasa teklifimiz Meclisimizden onayını aldı. Kanun bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Fonu ilk etapta deprem bölgesinde hayata geçireceğiz. Gençlerimize 2 yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin liralık evlilik kredisi imkanı sunacağız. Kredi kullanan gençlerimiz aynı zamanda 2 yıl boyunca aile danışmanlık hizmetinden de faydalanacak. Fon gelirlerimiz arttıkça kapsamını ülkemiz geneline yaygınlaştıracağız. Seçim vaatlerimizden olan Aile ve Gençlik Fonu’nun hayırlı olmasını diliyor, bu projenin hayata geçmesine katkı veren herkesi tebrik ediyorum. Seçimler öncesinde Karadeniz gazının sevincini milletimizle paylaşmak amacıyla başlattığımız ücretsiz doğal gaz desteğimiz sürüyor. Hatırlanacağı üzere ilk ay ısınma dahil konutlardan hiçbir ücret almamış, vatandaşlarımızın doğal gaz faturasını devlet olarak biz ödemiştik. Nisan ayından beri konutlardaki mutfak ve su ısıtma ihtiyaçlarına karşılık gelen 25 metreküplük doğal gaz tüketimini faturalardan düşüyoruz. Şimdiye kadar bu çerçevede vatandaşlarımıza toplam 87 milyar liralık doğrudan destek sağlamış olduk. Bu uygulamayı Nisan 2024 dönemine kadar devam ettireceğiz. Enerjide vatandaşlarımıza sunduğumuz katkılar sadece doğal gazla sınırlı da değildir. 2023 yılı içerisinde farklı adlar altında elektrik ve doğal gaz abonelerine toplam 282 milyar liralık destek verdik. Dikkatinizi çekiyorum bu sadece enerji alanındaki desteklerimizdir. Enerji dışında çok geniş bir yelpazede farklı desteklerimiz var. Büyüyen, güçlenen, kendi kaynaklarını kullanan Türkiye’nin imkanlarından 85 milyon vatandaşımızın her birinin istifade etmesi için gayret ediyoruz. İnşallah bundan sonra da devletin kaynaklarını milletin emrine vermeyi sürdüreceğiz. Burada özet olarak ifade ettiğim tüm bu çalışmalar, projeler, eserler, destekler bizim millete hizmet sevdamızı gösterme yanında muhalefet ile aramızdaki derin vizyon farkını da ortaya koymaktadır. Bizim gündemimizde sadece ülkeye, millete, insanlığa hizmet var. Muhalefetin gündeminde ise bolca ayak oyunu var. Kimin kimi hançerlediği muamması var. Her gün bir yenisi patlak veren skandallar var. Bizim gündemimizin en başında Türkiye Yüzyılı’nın inşası varken onların gündeminde bölücü örgütün emrinde olanlarla Mecliste nümayiş yapmak var. Bizim gündemimizde deprem bölgesinin süratle ayağa kaldırılması, depremzedelerimizin bir an önce yeni yuvalarına kavuşturulması varken, onların gündeminde yalnızca siyasi geleceklerini kurtarmak var” açıklamasını yaptı.
"Milletimiz iktidarı denetleme görevi verdiği muhalefetin pembe dizileri aratmayan hançer siyasetinden artık bıktı usandı"
Muhalefeti eleştiren Erdoğan, ”Muhalefet cenahında son dönemde yaşanan gelişmeleri sadece yüzümüz kızararak değil, inanın üzülerek de seyrediyoruz. Çok açık ve net söylüyorum ne Türk siyaseti ne de Türk demokrasisi böyle bir manzarayı asla hak etmiyor. Milletimiz iktidarı denetleme görevi verdiği muhalefetin pembe dizileri aratmayan hançer siyasetinden artık bıktı usandı. Vatandaş bırakın bunlara oy vermeyi adlarını duymak, yüzlerini görmek dahi istemiyor. Açıkçası seçim sonuçları açıklandıktan sonra biraz umutlanmıştık. Belki hatalarını anlarlar, kendilerini sınava çekerler diye ümit etmiştik. Ancak batı cephesinde değişen hiçbir şey olmadı. 14-28 Mayıs seçimlerindeki ağır yenilginin tüm faturasını cumhurbaşkanı adaylarına kestiler. Aynı tas, aynı hamam. Yollarına pişkince devam ettiler. Şimdi de devletin bakanlıklarını tereke malı gibi ona buna dağıttıkları gizli mutabakat konusunda aynı taktiği uyguluyorlar. Haberimiz yoktu diyerek tam göbeğinde yer aldıkları kirli pazarlıklardan kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlar. Utanmasalar seçim gecesi 10 dakikada bir kameralar önünde söyledikleri kazanıyor yalanını da inkar edecekler. Ama video o kadar güzel bir alet ki, bunlara manevra fırsatı vermiyor. CHP’de genel başkanlık koltuğunda oturan şahıs değişti fakat CHP’nin siyaset yapış tarzında zerre miskal değişiklik olmadı. Dün de milletin aklıyla milletin hafızası ile alay ediyorlardı. Bugün de halkı hafife alıyorlar. Dün de siyaset mühendisliklerinden medet umuyorlardı, bugün de tüm umutlarını masa başı senaryolara bağlamış durumdalar. Dün de millete hizmet gibi bir gündemleri yoktu, bugün de yok. Dün de milletin aklıyla, milletin hafızasıyla alay ediyorlardı, bugün de halkı hafife alıyorlar. Dün de siyaset mühendisliklerinden medet umuyorlardı, bugün de tüm umutlarını masa başı senaryolara bağlamış durumdalar. Dün de millete hizmet gibi bir gündemleri yoktu, bugün de yok. Dün de sadece siyasi kariyerlerini düşünüyorlardı, bugün de tek gayeleri kendi ikballeri. Dün de Kandil’e ve Pensilvanya’ya şirin gözükme peşindeydiler, bugün de ülke düşmanlarıyla iş tutuyorlar. Dün de etnik köken ve mezhep üzerinden siyaset yapıyorlardı, bugün de milleti bölmeye çalışıyorlar. Yani figüranlar dışında hiçbir şey değişmedi. Sahne önündekiler yenilendi, fakat sahne gerisindeki akıl daneleri aynı kaldı. Haklarını yemeyelim, bir hususta az da olsa kendilerini geliştirdiler, öğrendik ki Kabine üyelerimize özenip kendilerince güya bazı atamalar yapmışlar. Tabii bunların ortada fol yok yumurta yokken gelin-güvey olma sevdasını biz 14-28 Mayıs seçimlerinden çok iyi hatırlıyoruz. O zaman da erken gaza gelip daha sonra kendilerini komik duruma düşürmüşlerdi. Ama buna rağmen biz kabinemizi takip etmek üzere kolpa da olsa içlerinden birilerini görevlendirmelerini olumlu karşıladık. Çünkü bu vesileyle belki bizden bir şey kaparlar, böyle düşündük. Bakan arkadaşlarımızdan belki ülkeye ve millete nasıl aşkla hizmet edileceğini öğrenirler diye düşündük. Bize bakarak belki milletin gönlüne nasıl girileceğini, dürüst ve temiz siyasetin nasıl yapılacağını anlarlar. Şayet hızımıza yetişebilirlerse bizden öğrenecekleri çok şey var. Ne biz ne de kabine üyelerimiz bunları talim etmekten asla gocunmayız. Yeter ki onlar her işleri gibi bunu da tavsamasınlar, boşlamasınlar, daha yolun başındayken su kaynatmasınlar. Elbette bunu söylerken atalarımızın ’Bakmakla usta olsaydı kediler kasap olurdu’ sözündeki hikmeti de göz ardı etmiyoruz. CHP ve şürekasına bizi, kabinemizi, partimizi ve ittifakımızı izlemeye devam etmeleri tavsiyesinde bulunuyorum. Bizdeki muhalefetten ne köy olur ne de kasaba. Herkesin ufku denizi kadardır demişler. Bunların da ufku ancak buna yetiyor. Biz bunlara bakarak asla rehavete kapılmayacağız. 4 ay sonra yapılacak 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıklarımızı kendi önceliklerimiz ve programımıza göre yürüteceğiz. Rakiplerimizin karşımızdakiler değil, asıl onları kontrol edenler olduğunu asla aklımızdan çıkarmayacağız” dedi.
“Seçim takvimimiz sorunsuz bir şekilde işliyor"
Gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler; unutmayın, bakın bugün bir başlık atıyorum, yeniden İstanbul. Her zaman söylediğim gibi bizim kuklalarla ve kuklacılarla işimiz yok. Biz, kuklacıyı da parmağında oynatan üst akılla mücadele ediyoruz. Şimdiye kadar bu konuda en ufak bir zafiyet göstermedik. Başkaları ne yaparsa yapsın biz ev ödevlerimizi en düzgün, en titiz şekilde yapmaya çalıştık. Emanetini taşıdığımız aziz milletimize karşı sorumluluklarımızın hakkını vermeye gayret ettik. 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri öncesinde de aynı şekilde yolumuza devam ediyoruz. Seçim takvimimiz sorunsuz bir şekilde işliyor. Cumhur İttifakı olarak en güçlü şekilde inşallah yolumuza devam edeceğiz. Belediye başkan adaylıkları için başvurular sona erdi, meclis üyelikleri için başvuruları almayı sürdürüyoruz. Elektronik ortamda illerimizin temayül yoklamalarını yaptık. Bunu da partimize yakışır bir olgunlukla tam bir kardeşlik iklimi içerisinde, adeta bir demokrasi şöleni havasında gerçekleştirdik. Cumhur İttifakı’ndaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi’yle görüşmelerimiz karşılıklı anlayış temelinde ilerliyor. 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ve bugüne kadar çeşitli fitne girişimlerine rağmen güçlendirerek devam ettirdiğimiz Cumhur İttifakı’nın inşallah 31 Mart seçimlerinden de alnının akıyla çıkacağına inanıyorum. Sizlerden sahadaki çalışmalarınızı her zaman bu hassasiyette icra etmenizi beklediğimizi tekrar ifade etmek istiyorum. Önceki gün Pençe Kilit Harekat bölgesinde bölücü alçakların saldırıları sonucunda şehit olan kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil niyaz ediyorum. Yaralı askerlerimize Rabbimden acil şifalar diliyorum. Son terörist de imha edilene veya teslim olana kadar terör örgütleriyle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz" açıklamasını yaptı.