NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET

Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) proje paydaşı olan Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Genel Başkanı Adem Solak,  Çaykur Rizespor maçı sonrası sahaya giren Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın hakem Halil Umut Meler'e yumruk atmasının dünden beri ülke gündeminde yer aldığını ifade ederek, “Ülkemizde her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor.  Dünden beri tüm medya ‘sporda şiddeti’ konuşuyor” diyerek tepki gösterdi 

Haber Giriş Tarihi: 12.12.2023 17:11
Haber Güncellenme Tarihi: 12.12.2023 17:11
https://www.yenimarmaragazetesi.com/

ÜLKEMİZDE yaşanan şiddet olayları ve suç vakalarındaki artışın geldiği vahim noktayı her fırsatta dile getiren ve bu noktada bilimsel çalışmalar yapan, somut çözüm projeleri üreten Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Genel Başkanı Adem Solak isyan etti. Onca makale ve yazı, yüzlerce kitap, binlerce saha araştırması ve son olarak da şiddetle mücadele noktasında bilim insanları ile birlikte proje ortaya koyduklarını belirten Solak “Sanki havaya konuşuyoruz. Boşa kürek çekiyoruz. Yazıktır, günahtır. Bizi yok saymayın” diyerek tepkisini dile getirdi. 27 devlet üniversitesi, Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) ve daha onlarca kurumla birlikte yürütmeye çalıştıkları “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirilmesi Projesi’nin önemine değinen Adem Solak şunları dile getirdi: “Şiddet kültürü diye başladım çünkü ‘şiddet’ 21. yüzyılda tam dünyada /ülkemizde bir kültüre dönüştü. Şiddetin her türü (fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, siyasal…) bütün geçmiş zamanlara göre büyük bir artış trendi içinde. Şiddet zor ve kompleks bir konu olduğu için ülke yöneticileri anlamayı, önlemeyi daha çok sonraya (kendinden sonra geleceklere) bırakma eğilimi içinde olurlar. Bugün ülkenin şiddet yönünden mayın tarlasına dönüşmesinin en önemli nedeni de budur.

‘HER BEŞ SANİYEDE BİR ÇOCUK ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’ Artan şiddet türleriyle sarmaş-dolaş yaşamanın zorlukları ve bedelleri vardır. Yurttaşlar kendini güvende hissetmezler, korku kaygı içinde yaşamak iş verimlerini düşürür, hayat kalitelerini yerle bir eder ve daha da önemlisi bir bireysel silahlanma yarışı başlar. Dünden beri tüm medya ‘sporda şiddeti’ konuşuyor, yazıyor, çiziyor, tartışıyor. Dünden önce şiddet konusu yok muydu? Ülkemizde Her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor. Her 5 dakikada bir çocuk cinsel saldırıya maruz kalıyor. 5 MİLYON AÇIK DOSYA VAR Cumhuriyet Başsavcılıklarında şiddet nitelikli açık dosya sayısı 10 milyon, şüpheli sayısı 15 milyonun üzerine çıkmış durumda. Okullar dahil hizmet kurum ve kuruluşlarımızda açık idari dosya sayısı milyonlarla ifade ediliyor.  Kalkınma Planları, İnsan Hakları Eylem Planları gibi üst belgeler aslında şiddet üzerine onlarca görev vazediyor. Cumhurbaşkanlığı şiddetin anlaşılması ve önlenmesi üzerine genelge yayınlıyor. En son 2023/16 sayılı Genelge var. 

NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET Şiddetle Mücadele Vakfı bu üst belgeler gereği Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, 27 devlet üniversitesi ve daha onlarca kurumla 10’ar yıllık protokoller imzalıyor, çözüm modelleri ortaya koyuyor. Ancak, sahada şiddetin önlenmesiyle ilgili sahip yok, inanç yok, destek yok… 17 bakanlık ekseninde 36 genel müdürlüğe, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, YÖK Başkanlığı’na ve böylece yaklaşık 6 milyon kamu çalışanına, devletin resmi üst belgeleri hükümleri gereği olarak ‘şiddet önleme sertifika programlarına, sosyal arabuluculuk sertifika programlarına katılmaları yönünde’ Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü üzerinden resmi davet yazıları yazılıyor.

‘BU İNSANLIĞA İHANETTİR’ Sonuç olarak başvurusu sayısı 95. Bu sonucun anlamı, ‘Şiddete evet’, ‘yaralanmaya evet’, ‘ ölmeye evet’, ‘çocuk taciz ve tecavüzlerine evet’ midir? Bu böyle devam ederse elbette ‘Evet’. Çünkü, sayılar öyle diyor. Bütün bakanlıkların ve akıl sorumluluğu olan herkesin şiddetle mücadelede aktif olarak işin içinde olma zamanı geldi, geçiyor. Şiddet önlemede kayıtsızlık ya da ertelemek insana, insanlığa ihanettir”.