Suriye'de 12 yıldır süren iç savaş, milyonlarca kişinin yaşamını alt üst ederken, ülkenin ekonomisine de büyük darbe vurdu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, 2011 yılında demokrasi yanlılarının gösterilerinin sert bir şekilde bastırılmasıyla başlayan iç savaşta bugüne kadar 387 binden fazla kişi hayatını kaybetti. İç savaş yüzünden ülkesini terk etmek zorunda kalan 5,6 milyon kişinin önemli bir kısmı Türkiye, Lübnan ve Ürdün'e sığındı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre, bu sığınmacıların en az bir milyonunu çocuklar oluşturuyor. Suriye'de şu anda 20 milyon kişi yaşıyor. 13,4 milyon kişinin, Şam rejimini kontrolü altındaki bölgede yaşadığı tahmin ediliyor. Ülkenin kuzey kısmı ise farklı bölgelere bölünmüş halde. Bu bölgelerde 2023 itibariyle Türkiye destekli muhalif gruplar, eski gücünde olmasa da terör örgütü DEAŞ, ABD destekli YPG-SDG yer alıyor.
ANKARA'DAKİ PATLAMA
Geçtiğimiz Pazar gününün erken saatlerinde İçişleri Bakanlığı'nın Kızılay binası önünde patlama sesi duyuldu. Patlamanın ardından bölgede silahlı çatışma çıktı. Çatışmalarda biri canlı bomba olmak üzere 2 terörist öldürüldü. Saldırının Suriye'de planlandığını belirten Türkiye ise PKK/YPG'nin askeri tesislerini hedef aldı. Dışişleri Bakanı Fidan'ın 'üçüncü taraflar uzak durmalı' uyarısı sonrası yapılan operasyonlarda teröristlere ait sayısız mağara, sığınak, barınak ve depolar yok edildi.
DÜNYA MEDYASINDAN MANŞETLER
Dünya medyasının yakından takip ettiği gelişme hakkında New York Times gazetesi dün en az 80 kişinin öldüğü kaydetti. Bölgede üç günlük yas ilan edilirken bölgede son aylarda terör grupları arasındaki çatışmanın hız kazandığı aktarıldı.
Al Arabiya'da ise Türkiye'nin operasyon yürüttüğü Suriye Demokratik Güçlerini'nin (SDG Washington tarafından desteklendiği belirtildi. Bu destek sonucu ABD ile Türkiye Suriye konusunda anlaşmazlığa düştüğü yazıldı. SDG (PKK'nın Suriye kolu) DEAŞ ve diğer terörist gruplara karşı mücadelede müttefik oldu. Washington yönetimi SDG'ye sayısız maddi desteğin yanında askeri ve lojistik olarak da yanında durduğu hatırlatıldı.
SÖZDE YETKİLİ CNN'E KONUŞTU
CNN İnternational'da yer alan haberde ise Türkiye tarafından yapılan operasyonların yaklaşık 40 yıldır ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK'nın İçişleri Bakanlığı'na yaptığı saldırı girişimi sonrası başladığı hatırlatıldı. CNN ayrıca, bölgedeki sözde 'iç güvenlik yetkilisi'nin açıklamalarına da yer verdi. Operasyonlar sonucu 11 kişinin öldüğünü belirten şahıs birçok teröristin ise yerinden edildiğini kaydetti.
İSRAİL GAZETESİNDEN SKANDAL ANALİZ
İsrail'de yayın hayatına devam eden Jerusalem Post'ta Seth J. Frantzman tarafından kaleme alınan 'Türkiye'nin hava operasyonu: Terörle mücadelenin ötesine geçildi' başlıklı analizde Ankara'nın teröristleri hedef almak yerine ABD ile DEAŞ'a karşı ortak operasyonlar düzenleyen SDG'yi hedef aldığı iddia edildi. Türkiye'nin bu grubun üyelerini 'Terörist' olarak nitelendirdiğini belirten Frantzman bu durumun Kuzey Irak'ı istikrarsızlaştıracağını bildirdi.
Türkiye'nin ilk kez teröristlere ait altyapı ve üstyapı kaynaklarını vurmadığını hatırlatan Frantzman, 2016 yılında da Türkiye'nin bölgeye operasyon düzenlediğini yazdı. ABD ise o dönem yeni kurulan ve daha sonra DEAŞ'la mücadele ettiğini öne sürdüğü SDG'yi destekledi. Türkiye'nin SDG'ye karşı son olarak Deyrizor'da Arap aşiretlerini desteklediğini yazan Frantzman, Ankara'nın hiçbir sebep olmadan Suriye'de operasyon yapamayacağını ve Ankara'daki terör saldırısının bunu gerçekleştirmek için bir adım olduğunu aktardı.
RUSYA VE İRAN YERİNE TÜRKİYE
Analizin son kısmında ABD'nin bölgede yaşananlarla ilgili açıklama yaparken dikkat ettiğini hatırlatan Fratzman, Doğu Suriye'nin Türkiye tarafından abluka altına alındığını, Suriye hükümetinin ise ABD varlığından rahatsız olduğunu bildirdi. Bölge hakkında 'Büyük güçlerin çatışması için terk edilmiş bir yer' değerlendirmesinde bulunulan yazıda, İsrail'in de operasyonları yakından takip ettiğine yer verildi. İsrail açısından Rusya ve İran yerine bölgede Türkiye'nin olmasının önemli olduğunu kaydeden Frantzman, İsrail hükümetinin İran'ın bölgeye daha fazla yerleşmesini istemediğini de yazdı.