Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"2024 Türkiye'sinde, 28 Şubat'ı hortlamaya çalışanlara göz yummayız, böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz. ” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen 7. Din Şurası’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam’ın coğrafyamızdaki tüm milletlerin ve ırkların birliğini sağlayan temel unsur olduğunu vurgulayarak, ”Tekrar açık açık ifade ediyorum. Coğrafyamızdaki her milletin, her ırkın çimentosu İslam'dır, İslam'ın bize kazandırdığı kardeşlik ruhudur. Özellikle Türkleri, Kürtleri, Arapları bir arada tutan ortak dinimizdir, ortak kıblemizdir, ortak inançlarımız ve ideallerimizdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İslam kardeşliğini ve huzurunu tehdit edenlerin, bu ortak iman merkezine yönelik saldırılar gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Erdoğan, ”Üstat Necip Fazıl, bu kadim hakikati bir iman merkezi etrafında toplananlar olarak tarif ediyor. Evet dilimiz kökenimiz, meşrebimiz, tenimizin rengi farklı olsa da hepimiz aynı iman merkezi etrafında buluşan, kucaklaşan, gönüllerini birbirine rapt eyleyen müminleriz. Bin yıldır bu topraklarda İslam kardeşliğinin cihan şümul sancağı altında aynı ezanların gölgesinin sergenliğinde hep beraber yan yana barış içinde yaşıyoruz. Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya işte bu iman merkezine, işte bu çimentoya, yani inancımıza saldırmaktadır. İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırıların ateizm gibi, deizm gibi, Şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz. Bir dönem Ali'siz Alevilik fitnesi üzerinden yürütülen kampanyaların gayesi neyse son dönemde gündeme getirilen İslamsız Türklük furyasının gerisinde de aynı emperyalist emeller vardır” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanı, özellikle gençlerin zihinsel olarak bulandırılmasına yönelik bu saldırılara karşı durulması gerektiğini belirterek, tüm Müslümanların, ırkçılık maskesi altındaki İslam muhaliflerine karşı uyanık olmaları gerektiğinin altını çizdi. “Erdoğan, ”Özellikle gençlerimizin zihnini bulandırmayı amaçlayan bu saldırılara karşı durmak mecburiyetindeyiz. Göğsünde imandan zerre olan herkes ırkçılık maskesi altındaki İslam muhaliflerine karşı uyanık olmak ve bu bela ile mücadele zorundadır. Şunu lütfen hiçbir zaman unutmayınız. Bireyi aileyi milletimizi vatanımızı ayakta tutan İstiklal Marşımızda da ifade edildiği üzere "İman dolu göğsüm gibi serhaddim var" anlayışıdır. Kardeşlerim, İslam varsa Türk vardır. İslam varsa Kürt vardır, Arap vardır. İslam varsa aile vardır, ahlak vardır, edep ve haya vardır. İslam varsa bayrak vardır, vatan vardır, hürriyet vardır. Hepsinden öte İslam varsa Türkiye vardır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, tüm imamlar ve kanaat önderleriyle birlikte, İslam’a ve inanca yönelik her türlü saldırıya karşı cesur, bilgili ve donanımlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, artan tehditlere karşı gerekli tedbirleri alacağından emin olduğunu ifade etti.
Medya ve Sosyal Medyadaki Saldırılara Karşı Tedbir Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim, Hazreti Peygamber’in hadisleri ve yaşantısı ile İslam alimlerinin öğretilerine yönelik son yıllarda medya ve sosyal medya üzerinden yapılan sistematik saldırılara dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Üzerinde titizlikle durmamız gereken bir başka konu da şudur. Başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere Hazreti Peygamber'e, onun hadisi şeriflerine, onun yaşantısına, asırlardır yolumuzu aydınlatan alimlerimize, topraklarımızı iman ve hikmetle yeşerten gönül insanlarımıza, medya ve sosyal medya üzerinden sistematik saldırılar gerçekleştiriliyor. Kimi zaman cahiller kimi zaman az okumuş yarım okumuşlar, kimi zaman da bilginin peşinden koşarken hikmeti ıskalamış yarım akıllılar medya üzerinden genç nesilleri ifsat ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı, son yıllarda filmler, diziler ve televizyon programları aracılığıyla dini değerler ve dindarların hedef alındığını belirterek, bu saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Dindarlara yönelik hakaretlerin, vakıflar, dernekler, tarikatlar ve dini müesseselere yönelik linç kampanyalarının artarak devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, bu durumun sadece bir toplumsal sorun değil, aynı zamanda milli güvenlik meselesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı, Erdoğan,"Toplumun çimentosu olan mukaddesatımıza yönelik bu tür girişimler milli güvenlik sorunudur" diyerek, RTÜK ve diğer ilgili kurumların hızlı tedbirler alması gerektiğini belirtti. "28 Şubat'ı hortlatmaya çalışanlara göz yummayız," diyen Cumhurbaşkanı, 2024 Türkiye'sinde bu tür bir atmosferin oluşmasına fırsat verilmeyeceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Siyasi hayatımızın bütün safhalarında desteğini, duasını hatta 15 Temmuz gecesi olduğu gibi canlarını bizden esirgemeyen insanlarımızın sırf inancı, sırf dış görünüşü dolayısıyla aşağılanmasına üç beş kendini bilmezin reyting savaşına meze yapılmasına müsaade edemeyiz. 2024 Türkiye'sinde 28 Şubat'ı hortlatmaya çalışanlara göz yummayız, böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz. İlim ve mesuliyet sahibi her bir kardeşimizin bu saldırılara karşı sağlam bir direniş hattı kurması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alimlerin en derin ve hassas konuları sosyal medyada ve kamuoyu önünde tartışmasının tehlikeli bir yol açtığını ifade etti. Erdoğan, ”Burada bir şikayetimi de dile getirmek zorundayım. Ne yazık ki alimlerimiz en hassas, en derin, en çetrefilli konuları, medya ve sosyal medyaya taşımak suretiyle tehlikeli bir yola giriyor. İlim erbabı arasında konuşulması, müzakere edilmesi gereken konular ulu orta yapılıyor. Meselelere hakim olmayanların zihinleri bulandırılıyor. Üniversitelerimiz özgürdür. İlahiyat fakültelerimiz özgürdür. Hocalarımız da öğrencilerimiz de her soruyu sormalı, her meseleyi cesurca tartışmalı, hiçbir endişe duymadan rahatça konuşmalıdır. Ancak bunlar ulu orta, kamuoyu önünde ve sosyal medyada değil ilim meclislerinde ehil insanlar arasında yapılmalıdır. Yine bu minvalde sivil dini yapıların kendi işlerinde ya da kendi aralarında yaptıkları münakaşalar toplumda bu müesseselere karşı güveni aşındırmaktadır" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil dini yapıların bu yolla yıpratılmasının birtakım sapık oluşumlara maalesef zemin hazırladığına dikkat çekerek," Kötü örnekler toplumda umudun kararmasına sebep oluyor. Bakınız din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin, hüsnü niyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret ve kudret uğruna ağırbaşlılıktan vakardan, samimiyetten uzaklaşması hem de iki cihanda hesabı verilemez ağır bir vebaldir." değerlendirmesinde bulundu.
Yüce Allah Şura Suresinin 38. ayetinde şöyle buyuruyor. 'Onlar Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında istişareyledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar.' Resulü Kibriya efendimiz ise bir hadisi şeriflerinde müminlere şu tavsiyede bulunuyor. İstişare edilen kişi kendisine emniyet edilen kişidir. Biz istişare şuurunu Kitabullah'tan, Peygamberimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) örnek yaşantısından, Asrı saadetin o muhkem, o müreffeh ikliminden tevarüs ettik. Meşvereti, fikir teatisini, bilgi ve tecrübe paylaşımını kadim geçmişimizden köklü medeniyet değerlerimizden, ecdadımızdan devralıp Allah'ın izniyle bugünlere getirdik. Ortak akla danışma kültürüne, iş birliğine hep bu anlayışla, bu şuurla sahip çıktık. Din şuralarımıza da bu nazarla bakıyor, çağın sorunlarına yine Kuran'la sünnetle çözüm yolları arayan çalışmaları çok önemsiyoruz, son derece kıymetli buluyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğümüz din hizmetlerinin geliştirilmesinin ortak sorunlara, ortak çözümler üretilmesinin özellikle dijital mecralardan inancımıza, değerlerimize ve nesillerimize yönelen tehditlerin bertaraf edilmesinin şura faaliyetlerinin öncelikle hedefleri arasında yer aldığını biliyoruz. Geniş bir tartışma ve müzakere zemininde cereyan eden bu çalışmalara katılmakla sizler hiç şüphesiz ağır bir yükü omuzluyor, büyük bir mesuliyeti bihakkın yerine getirmeye gayret ediyorsunuz. Mevla her birinizi muvaffak eylesin diyorum. 7. din şurasının katılımcılarına gayretlerinden ötürü şimdiden şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.”