Medicana Sağlık Grubu Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü uzmanlarından Op. Dr. Osman Görkem Muratoğlu, ön çapraz bağ yaralanmaları ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Ön çapraz bağın diz ekleminde önemli bir yapıya sahip olan bir bağ olduğunu söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü uzmanlarından Op. Dr. Osman Görkem Muratoğlu, “Bu bağ, dizin stabilitesinde kritik bir rol oynar ve hareket esnasında kemiklerin birbirine doğru kaymasını engeller. Ön çapraz bağ, diz ekleminin fonksiyonelliği ve bütünlüğü için hayati bir öneme sahip olan bir yapıdır. Bu bağ, özellikle dinamik hareketler sırasında dizin stabil kalmasını sağlar. Ana işlevi, kaval kemiğinin uyluk kemiğinin önüne doğru aşırı hareketini engellemek olan bu bağ, aynı zamanda dönme hareketleri ve yanal hareketler sırasında da dize stabilite kazandırır. Bunun yanı sıra, ön çapraz bağın, dizdeki konum bilgisi yani propriosepsiyon konusunda da kritik bir rol oynadığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Bu duyu, bireyin hareket ve denge kabiliyetini artırarak, yaralanma riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ön çapraz bağın sağladığı bu stabilite, sporda ve günlük aktivitelerde önemlidir” dedi.
Ön çapraz bağda tedavi olmazsa farklı sorunlar oluşabilir
Kış dönemlerinde en sık tercih edilen sporlar arasında kayak ve snowboard olduğunu dile getiren Op. Dr. Osman Görkem Muratoğlu, kaza riskinin de bu sporlarda yüksek olduğunu ifade etti. Op. Dr. Muratoğlu, yorgunluk, kötü kayma tekniği, kontrolü kaybetmek, hızlı kaymak, ekipman yetersizlikleri, kurallara uymamak gibi nedenlerle kazaları olabildiğine dikkat çekerek, “Sık görülen yaralanmalar arasında ise değişik bölge kemik kırıkları, burkulmaların yanında ön çapraz bağ yaralanmaları bulunmaktadır. Yaralanmalar arasında ön çapraz bağ problemleri önem taşımaktadır. Ön çapraz bağ yaralanmalarında uygun tedavi yöntemleri uygulanmadığında, hastanın dizinde ilerleyen dönemlerde bazı sorunlar gelişebilir. Bu yaralanmalar tedavi edilmediğinde, menisküs yırtıklarının oluşma riski artar ve kıkırdak dokusunda hasarlar meydana gelebilir. Ayrıca, kireçlenme (osteoartrit) gelişimine zemin hazırlayan bu durum, hastada kronik ağrıya neden olabilir. Uzun vadede, tedavi edilmemiş veya geç tedavi edilmiş ön çapraz bağ yaralanmaları, dizde artan instabilite, hareket kısıtlılığı ve konfor kaybına yol açar. Bu, özellikle aktif yaşam tarzına sahip bireyler için günlük aktiviteleri ve spor faaliyetlerini zorlaştırıcı bir etkiye sahip olabilir” şeklinde konuştu.
Genç hastalarda cerrahi tercih edilebilir
Ön çapraz bağ yaralanmasının tedavisinin, hastanın genel sağlık durumu, yaşam tarzı, aktivite seviyesi ve tedavi hedeflerine bağlı olarak değişebileceğine değinen Op. Dr. Muratoğlu, şöyle devam etti: “Genç ve aktif bireylerde, özellikle sporla ilgilenenlerde, cerrahi tedavi sıklıkla tercih edilir. Ancak daha yaşlı, aktivite seviyesi düşük ve eklemde belirgin gevşeklik göstermeyen bireyler için cerrahi dışı yöntemler de düşünülebilir. Bu hastalar için fizik tedavi programları, kas güçlendirme egzersizleri ve yaşam tarzına dair öneriler planlanabilir. Ancak cerrahi müdahale edilmeyen yaralanmalarda, ilerleyen dönemlerde menisküs yırtıkları, kıkırdak zedelenmeleri ve dizde kireçlenme riski artabilir. Bu sebeple, ön çapraz bağ yaralanmalarında sıkça başvurulan tedavi yöntemi artroskopik rekonstrüksiyon yöntemidir. Bu cerrahi işlem, bağın işlevselliğini geri kazandırmayı ve ileride ortaya çıkabilecek komplikasyonları en aza indirmeyi amaçlar” dedi.
Hastalara fizik tedavi ve rehabilitasyon da gerekebilir
Ön çapraz bağ ameliyatlarının artroskopik olarak yapıldığını söyleyen Op. Dr. Osman Görkem Muratoğlu, “Artroskopik ön çapraz bağ ameliyatı, genellikle kısa bir hastanede kalış süresiyle gerçekleştirilen minimal invaziv bir cerrahi işlemdir. Çoğunlukla hastalar, ameliyatı takip eden gün bile ayağa kalkıp yürümeye başlarlar. Bu süreçte, hastaların hızlı ve verimli bir iyileşme sağlamaları için fizik tedavi ve rehabilitasyon programı esastır. Operasyonun ardından, hastaların çoğu yaklaşık 3 hafta içerisinde günlük yaşantılarına geri dönebilirken, tam kapasiteyle spor aktivitelerine devam etmek için ortalama 6 aylık bir süre gerekmektedir. Bu süreç, hastanın genel sağlık durumu, yaşı ve fiziksel aktivite seviyesine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir” şeklinde konuştu.