Yaban Hayatı Uzmanı Dr. Muhsin Çoğal, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, yaban hayatının farklı türlerin popülasyonlarını düzenleyerek ekolojik dengeyi sağladığını belirtti. Geçmişte kaçak avlanma sonucu nesli yok edilmeye yakın “Anadolu Parsı” ve “kurt” gibi avcı popülasyonlarının azalmasıyla birlikte “yaban domuzu” popülasyonun arttığı aşikar olduğunu ifade eden Çoğal, şu an için “yaban domuzu” istilasının hem doğal yapıya hem de tarımsal alanlara zarar vermeye devam ettiğini söyledi.
“Yabani hayvanları beslememeliyiz. Temas kurmamalıyız ve rahatsız etmemeliyiz" Yaban hayatının korunmasının doğal çevrenin korunmasına bağlı olduğunu, yaşanan tecrübelerin insana yaban hayatının ne denli önemli olduğunu öğrettiğini ifade eden Çoğal, “Aşırı sömürü yoluyla; ormanda yetişen kuşburnu, kiraz, böğürtlen, yabani çilek, mantar, salep ve benzeri yabani bitkileri toplamamalıyız. Doğal ortamdan toplanan mantar, kestane ve benzeri ürünleri ihtiyacımızdan fazla ve kontrolsüz toplamamalıyız. Bunlarla beslenen doğal yabanıl türlerin olduğu unutulmamalıdır. Yabani türleri yakalayıp esaret altına almamalıyız. Doğada bir yavruya denk gelirsek temas kurmadan, beslemeden, ses çıkarmadan ve sessiz bir şekilde alandan uzaklaşmalıyız. Yabani hayvanları beslememeliyiz. Temas kurmamalıyız ve rahatsız etmemeliyiz. Yaban hayvanlarının yaşama alanlarına onlara büyük zararlar verebilecek başıboş evcil kedi ve köpekleri bırakmamalıyız. Petlerden aldığımız ve ülkemize ait olmayan hayvanları asla doğaya bırakmamalıyız. Bu hayvanlar doğal türlerin yaşam alanlarını işgal ederek onlara çok büyük zararlar verebilmektedir. Özellikle üreme ve yavrulama dönemlerinde yabani hayvanlar sessiz ve gizli alanlara ihtiyaç duyarlar. Bu dönemlerde doğada yapılan aktiviteler sınırlandırılmalı ve planlı yapılmalıdır. Yaban hayatı yoğun yaşam bölgelerinden çarpışma riskine karşı araba sürüşlerinde yavaş olunmalı ve dikkat edilmelidir. Bu konuda yetkili devlet Kurumları; ‘Doğa Koruma Milli Parklar’ ve ‘Tarım ve Orman Bakanlığı’nın uyarılarına ve yol işaretlerine riayet edilmelidir. Ulusal ve uluslararası mevzuatlarla birçok tür koruma altındadır. Bu türlerin toplanması, avlanması yasaktır. Cezai işlemler uygulanmaktadır. Bu türleri ve yaşam alanlarını öğrenmeli ve bu alanlarda dikkatli olmalıyız” dedi.