Gözde Ateş Ersoy: "Tarımın Geleceği ve Sürdürülebilir Üretim"
Gözde Ateş Ersoy: "Tarımın Geleceği ve Sürdürülebilir Üretim"
Ziraat mühendisi Gözde Ateş Ersoy, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve teknoloji kullanımı konularını değerlendirdi.
Gözde Ateş Ersoy: "Tarımın geleceği için verimli üretim ve çevre dostu uygulamalar önem taşıyor. Türkiye'deki tarımın karşılaştığı zorluklar arasında iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve girdi maliyetleri yer alıyor. Sektörde gençlerin tarıma ilgisini artırmak ve sürdürülebilir tarım politikaları oluşturmak gereklidir."
Haber Giriş Tarihi: 20.11.2024 16:15
Haber Güncellenme Tarihi: 20.11.2024 16:31
Kaynak:
ELİF KUŞ BEŞİK
Röportaj Konuğu: Gözde Ateş Ersoy, Ziraat Mühendisi
Muhabir: Merhaba Gözde Hanım, bize vakit ayırıp bu röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Ziraat mühendisliği, tarım sektörünün geleceği açısından çok kritik bir alandır. Öncelikle, ziraat mühendisi olma yolculuğunuzu öğrenmek isterim. Bu mesleği seçmenize ne sebep oldu?
Gözde Ateş Ersoy: Merhaba, ben teşekkür ederim. Ziraat mühendisliği benim için çocukluk hayalimdi aslında. Ailem köyde tarımla uğraşıyor ve küçüklüğümden itibaren doğayla iç içe büyüdüm. Tarımın nasıl yapıldığını gözlemlemek, toprakla, bitkilerle olan ilişkileri anlamak bana çok ilham verdi. Ziraat mühendisliği, sadece bir meslek değil, aynı zamanda insanların yaşamını doğrudan etkileyen bir alan olduğu için bu mesleği seçmeye karar verdim. Tarım, gıda üretiminin temeli olduğu için hem ülke ekonomisi hem de dünya için çok kritik bir sektör. Bu sektörde, doğru bilgi ve teknoloji kullanarak verimliliği artırmak ve sürdürülebilir tarım uygulamaları geliştirmek oldukça heyecan verici bir alan.
Muhabir: Ziraat mühendisliği çok geniş bir alanı kapsıyor. Bu alanda özellikle hangi konulara odaklanıyorsunuz? Hangi tür projelerle ilgileniyorsunuz?
Gözde Ateş Ersoy: Evet, ziraat mühendisliği çok geniş bir disiplin. Benim özellikle ilgilendiğim alanlar arasında tarımsal üretim sistemleri, su yönetimi, toprak ıslahı ve bitki koruma yer alıyor. Sürdürülebilir tarım uygulamaları geliştirmek, gıda güvenliği sağlamak ve çevreye zarar vermeden verimli üretim yapmak, bugünün ve geleceğin tarımındaki en önemli hedeflerden biri. Aynı zamanda, tarımsal verimliliği artırmaya yönelik yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin çiftçilere nasıl uygulanabileceği konusunda da çalışmalar yapıyorum. Son yıllarda, organik tarım ve yerel üretim sistemlerine olan ilgi arttı, bu da benim odaklandığım bir diğer önemli konu. Verimli ve çevre dostu tarım uygulamaları geliştirmek, hem üreticilerin hem de tüketicilerin lehine sonuçlar doğuruyor. Çiftçilere yönelik eğitim programları ve danışmanlık da önemli bir kısmını oluşturuyor. Son olarak, iklim değişikliği ve tarım ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar, giderek daha önemli hale geliyor.
Muhabir: Tarımda teknoloji kullanımı hızla artıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Tarımda dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerin kullanımı, verimliliği nasıl etkiliyor?
Gözde Ateş Ersoy: Teknoloji, tarımda devrim yaratabilecek potansiyele sahip. Özellikle dijitalleşme ve yenilikçi teknolojiler, tarımda verimliliği artırma ve kaynakları daha verimli kullanma açısından çok önemli. Örneğin, sensörler ve uzaktan algılama teknolojileri ile toprağın nem durumu, hava koşulları, bitki sağlığı gibi veriler anlık olarak takip edilebiliyor. Bu veriler, üreticilerin kararlarını daha doğru ve zamanında almasına yardımcı oluyor. Tarımda kullanılan akıllı sulama sistemleri, sulama suyu ihtiyacını minimize ederken, bitkilerin en verimli şekilde büyümesini sağlıyor. Ayrıca, dronelar ile yapılan havadan tarım izleme ve ilaçlama uygulamaları, daha hassas bir üretim süreci sağlıyor.
Muhabir: Sürdürülebilir tarım uygulamaları, hem çevre hem de ekonomi için çok önemli. Sürdürülebilirlik anlamında tarımda ne gibi değişiklikler yapılıyor? Çiftçileri bu konuda nasıl destekliyorsunuz?
Gözde Ateş Ersoy: Sürdürülebilir tarım, doğal kaynakların verimli kullanılması ve çevresel etkilerin minimize edilmesi adına çok kritik bir yaklaşım. Son yıllarda çiftçilerde, toprak sağlığını koruma, suyu verimli kullanma, kimyasal gübre ve ilaç kullanımını azaltma gibi konulara duyarlılık arttı. Bununla birlikte, tarımda kimyasal gübre ve pestisit kullanımının azaltılması, organik tarım ve ekolojik tarım gibi yöntemlerin yaygınlaşması sağlanmaya çalışılıyor. Sürdürülebilir tarımda önemli bir diğer konu da toprak erozyonunu önlemek ve toprak sağlığını korumaktır. Bunu başarmak için çeşitli toprak ıslahı teknikleri kullanılıyor. Aynı zamanda, tarımda suyun verimli kullanımı, özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde büyük önem taşıyor. Çiftçilere bu konuda eğitimler veriyor ve su tasarruflu sulama yöntemleri öneriyoruz. Teknolojiyi kullanarak, daha az suyla daha fazla ürün elde edilmesini sağlamak, sürdürülebilir tarımın temel taşlarından biridir.
Çiftçilere bu konuda verdiğimiz danışmanlık hizmetleri de çok önemli. Özellikle küçük ölçekli çiftçilere, sürdürülebilir yöntemleri öğretmek ve bu yöntemlerin ekonomik açıdan avantajlarını anlatmak, onların bu yöntemlere geçiş yapmalarını kolaylaştırıyor. Devletin ve özel sektörün de bu geçişi desteklemesi çok önemli. Tarımsal desteklemeler, eğitim programları ve teşvikler, çiftçilerin sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçişini hızlandırıyor.
Muhabir: Türkiye'nin tarım potansiyeli oldukça büyük. Ancak tarım sektöründe karşılaşılan zorluklar da mevcut. Türkiye’deki tarım sektörünün en büyük sorunları nelerdir? Bu sorunlara çözüm olarak neler yapılabilir?
Gözde Ateş Ersoy: Türkiye’nin tarım potansiyeli gerçekten çok büyük ve çeşitlilik açısından oldukça zengin. Ancak, sektörde karşılaşılan pek çok zorluk var. Bunların başında iklim değişikliği ve su kaynaklarının azalma riski geliyor. İklim değişikliği, tarımsal üretimde verim kayıplarına neden olabilir, bu yüzden çiftçilerin iklim dostu tarım yöntemlerine adapte olmaları gerekiyor. Ayrıca, Türkiye’de toprak erozyonu ve toprağın verimsizleşmesi de büyük sorunlardan biri. Bu sorunların aşılabilmesi için toprak sağlığını korumaya yönelik projeler, uzun vadeli sürdürülebilir tarım politikalarının oluşturulması önemli. Diğer bir sorun ise, tarımsal üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin yüksekliği. Tarımda kullanılan gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları üreticilerin maliyetlerini artırıyor. Bu noktada, devletin çiftçilere sağladığı desteklerin artması ve yerli üretim teşviklerinin güçlendirilmesi faydalı olabilir.
Bir diğer önemli mesele de genç nüfusun tarım sektöründen uzaklaşması. Gençlerin tarıma olan ilgisini artırmak ve sektörde kalmalarını sağlamak için, tarımda dijitalleşmeye yatırım yapılması ve iyi tarım tekniklerinin öğretildiği eğitim programları düzenlenmesi gerekiyor. Tarım, geleceğin sektörü olmalı ve bu sektöre olan ilgiyi artıracak politikalar uygulanmalıdır.
Muhabir: Çok teşekkür ederim Gözde Hanım, verdikleriniz bilgiler çok değerliydi. Tarım sektörü ve sürdürülebilir üretim konusundaki görüşleriniz, bu alanda yapılacak çalışmalar için önemli bir yol gösterici olacaktır.
Gözde Ateş Ersoy: Ben teşekkür ederim, böyle bir fırsat sunduğunuz için. Tarım, sadece bir sektör değil, insanlığın geleceğiyle doğrudan bağlantılı bir alan. Her geçen gün daha fazla kişi bu alandaki farkındalıklarını artırırsa, daha sürdürülebilir bir dünya kurmak mümkün olacaktır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gözde Ateş Ersoy: "Tarımın Geleceği ve Sürdürülebilir Üretim"
Ziraat mühendisi Gözde Ateş Ersoy, tarım sektöründe sürdürülebilirlik ve teknoloji kullanımı konularını değerlendirdi. Gözde Ateş Ersoy: "Tarımın geleceği için verimli üretim ve çevre dostu uygulamalar önem taşıyor. Türkiye'deki tarımın karşılaştığı zorluklar arasında iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve girdi maliyetleri yer alıyor. Sektörde gençlerin tarıma ilgisini artırmak ve sürdürülebilir tarım politikaları oluşturmak gereklidir."
Röportaj Konuğu: Gözde Ateş Ersoy, Ziraat Mühendisi
Muhabir: Merhaba Gözde Hanım, bize vakit ayırıp bu röportajı kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Ziraat mühendisliği, tarım sektörünün geleceği açısından çok kritik bir alandır. Öncelikle, ziraat mühendisi olma yolculuğunuzu öğrenmek isterim. Bu mesleği seçmenize ne sebep oldu?
Gözde Ateş Ersoy: Merhaba, ben teşekkür ederim. Ziraat mühendisliği benim için çocukluk hayalimdi aslında. Ailem köyde tarımla uğraşıyor ve küçüklüğümden itibaren doğayla iç içe büyüdüm. Tarımın nasıl yapıldığını gözlemlemek, toprakla, bitkilerle olan ilişkileri anlamak bana çok ilham verdi. Ziraat mühendisliği, sadece bir meslek değil, aynı zamanda insanların yaşamını doğrudan etkileyen bir alan olduğu için bu mesleği seçmeye karar verdim. Tarım, gıda üretiminin temeli olduğu için hem ülke ekonomisi hem de dünya için çok kritik bir sektör. Bu sektörde, doğru bilgi ve teknoloji kullanarak verimliliği artırmak ve sürdürülebilir tarım uygulamaları geliştirmek oldukça heyecan verici bir alan.
Muhabir: Ziraat mühendisliği çok geniş bir alanı kapsıyor. Bu alanda özellikle hangi konulara odaklanıyorsunuz? Hangi tür projelerle ilgileniyorsunuz?
Gözde Ateş Ersoy: Evet, ziraat mühendisliği çok geniş bir disiplin. Benim özellikle ilgilendiğim alanlar arasında tarımsal üretim sistemleri, su yönetimi, toprak ıslahı ve bitki koruma yer alıyor. Sürdürülebilir tarım uygulamaları geliştirmek, gıda güvenliği sağlamak ve çevreye zarar vermeden verimli üretim yapmak, bugünün ve geleceğin tarımındaki en önemli hedeflerden biri. Aynı zamanda, tarımsal verimliliği artırmaya yönelik yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve bu teknolojilerin çiftçilere nasıl uygulanabileceği konusunda da çalışmalar yapıyorum. Son yıllarda, organik tarım ve yerel üretim sistemlerine olan ilgi arttı, bu da benim odaklandığım bir diğer önemli konu. Verimli ve çevre dostu tarım uygulamaları geliştirmek, hem üreticilerin hem de tüketicilerin lehine sonuçlar doğuruyor. Çiftçilere yönelik eğitim programları ve danışmanlık da önemli bir kısmını oluşturuyor. Son olarak, iklim değişikliği ve tarım ilişkisi üzerine yapılan çalışmalar, giderek daha önemli hale geliyor.
Muhabir: Tarımda teknoloji kullanımı hızla artıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Tarımda dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerin kullanımı, verimliliği nasıl etkiliyor?
Gözde Ateş Ersoy: Teknoloji, tarımda devrim yaratabilecek potansiyele sahip. Özellikle dijitalleşme ve yenilikçi teknolojiler, tarımda verimliliği artırma ve kaynakları daha verimli kullanma açısından çok önemli. Örneğin, sensörler ve uzaktan algılama teknolojileri ile toprağın nem durumu, hava koşulları, bitki sağlığı gibi veriler anlık olarak takip edilebiliyor. Bu veriler, üreticilerin kararlarını daha doğru ve zamanında almasına yardımcı oluyor. Tarımda kullanılan akıllı sulama sistemleri, sulama suyu ihtiyacını minimize ederken, bitkilerin en verimli şekilde büyümesini sağlıyor. Ayrıca, dronelar ile yapılan havadan tarım izleme ve ilaçlama uygulamaları, daha hassas bir üretim süreci sağlıyor.
Muhabir: Sürdürülebilir tarım uygulamaları, hem çevre hem de ekonomi için çok önemli. Sürdürülebilirlik anlamında tarımda ne gibi değişiklikler yapılıyor? Çiftçileri bu konuda nasıl destekliyorsunuz?
Gözde Ateş Ersoy: Sürdürülebilir tarım, doğal kaynakların verimli kullanılması ve çevresel etkilerin minimize edilmesi adına çok kritik bir yaklaşım. Son yıllarda çiftçilerde, toprak sağlığını koruma, suyu verimli kullanma, kimyasal gübre ve ilaç kullanımını azaltma gibi konulara duyarlılık arttı. Bununla birlikte, tarımda kimyasal gübre ve pestisit kullanımının azaltılması, organik tarım ve ekolojik tarım gibi yöntemlerin yaygınlaşması sağlanmaya çalışılıyor. Sürdürülebilir tarımda önemli bir diğer konu da toprak erozyonunu önlemek ve toprak sağlığını korumaktır. Bunu başarmak için çeşitli toprak ıslahı teknikleri kullanılıyor. Aynı zamanda, tarımda suyun verimli kullanımı, özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde büyük önem taşıyor. Çiftçilere bu konuda eğitimler veriyor ve su tasarruflu sulama yöntemleri öneriyoruz. Teknolojiyi kullanarak, daha az suyla daha fazla ürün elde edilmesini sağlamak, sürdürülebilir tarımın temel taşlarından biridir.
Çiftçilere bu konuda verdiğimiz danışmanlık hizmetleri de çok önemli. Özellikle küçük ölçekli çiftçilere, sürdürülebilir yöntemleri öğretmek ve bu yöntemlerin ekonomik açıdan avantajlarını anlatmak, onların bu yöntemlere geçiş yapmalarını kolaylaştırıyor. Devletin ve özel sektörün de bu geçişi desteklemesi çok önemli. Tarımsal desteklemeler, eğitim programları ve teşvikler, çiftçilerin sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçişini hızlandırıyor.
Muhabir: Türkiye'nin tarım potansiyeli oldukça büyük. Ancak tarım sektöründe karşılaşılan zorluklar da mevcut. Türkiye’deki tarım sektörünün en büyük sorunları nelerdir? Bu sorunlara çözüm olarak neler yapılabilir?
Gözde Ateş Ersoy: Türkiye’nin tarım potansiyeli gerçekten çok büyük ve çeşitlilik açısından oldukça zengin. Ancak, sektörde karşılaşılan pek çok zorluk var. Bunların başında iklim değişikliği ve su kaynaklarının azalma riski geliyor. İklim değişikliği, tarımsal üretimde verim kayıplarına neden olabilir, bu yüzden çiftçilerin iklim dostu tarım yöntemlerine adapte olmaları gerekiyor. Ayrıca, Türkiye’de toprak erozyonu ve toprağın verimsizleşmesi de büyük sorunlardan biri. Bu sorunların aşılabilmesi için toprak sağlığını korumaya yönelik projeler, uzun vadeli sürdürülebilir tarım politikalarının oluşturulması önemli. Diğer bir sorun ise, tarımsal üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin yüksekliği. Tarımda kullanılan gübre, ilaç, tohum gibi girdilerin fiyatları üreticilerin maliyetlerini artırıyor. Bu noktada, devletin çiftçilere sağladığı desteklerin artması ve yerli üretim teşviklerinin güçlendirilmesi faydalı olabilir.
Bir diğer önemli mesele de genç nüfusun tarım sektöründen uzaklaşması. Gençlerin tarıma olan ilgisini artırmak ve sektörde kalmalarını sağlamak için, tarımda dijitalleşmeye yatırım yapılması ve iyi tarım tekniklerinin öğretildiği eğitim programları düzenlenmesi gerekiyor. Tarım, geleceğin sektörü olmalı ve bu sektöre olan ilgiyi artıracak politikalar uygulanmalıdır.
Muhabir: Çok teşekkür ederim Gözde Hanım, verdikleriniz bilgiler çok değerliydi. Tarım sektörü ve sürdürülebilir üretim konusundaki görüşleriniz, bu alanda yapılacak çalışmalar için önemli bir yol gösterici olacaktır.
Gözde Ateş Ersoy: Ben teşekkür ederim, böyle bir fırsat sunduğunuz için. Tarım, sadece bir sektör değil, insanlığın geleceğiyle doğrudan bağlantılı bir alan. Her geçen gün daha fazla kişi bu alandaki farkındalıklarını artırırsa, daha sürdürülebilir bir dünya kurmak mümkün olacaktır.
Kaynak: ELİF KUŞ BEŞİK
En Çok Okunan Haberler