Hava Durumu

#Akciğer

Yeni Marmara Gazetesi - Akciğer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akciğer haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akciğer Kanserinin Yüzde 90’ının Nedeni Sigara Haber

Akciğer Kanserinin Yüzde 90’ının Nedeni Sigara

Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ersin Özaslan, akciğer kanserine karşı riski düşürecek ve hatta korunacak yolların olduğunu söyleyerek, “İlk adım sigarayı bırakmak zira akciğer kanserinin yüzde 90’ının nedeni sigara” dedi.  Hastaların genellikle ileri evrede teşhisinin koyulduğunu söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ersin Özaslan, “Akciğer kanserinde büyük oranda korunmak mümkün. Bu ay akciğer kanseri farkındalık ayı olduğu için bu hastalığa yakalanmamak için neler yapmalıyız sorunun yanıtlarını konuşmak çok önemli. Zira, hastalık oluştuğundu şifa için uzun zaman uğraşmak gerekiyor” dedi.  “Ülkemizde her yıl 40 bin kişi akciğer kanseri oluyor”  Türkiye’de akciğer kanseri oranı dünya ortalamasının çok üstünde olduğunu belirten Doç. Dr. Özaslan, bunun nedenini sigara içiminin yüksekliği olduğunu vurgulayarak bu hastalığa yol açan nedenler ve görülme oranları hakkında şu bilgileri verdi:  “Akciğer kanserinin yüzde 85-90’ının sebebi zaten sigara. İkinci sebebi de hava kirliliği. Arkasından kimyasallar veya düşük oranda da genetik geliyor. Avrupa'da sigara içme oranı en yüksek ülkelerden biriyiz. Erkeklerde yüzde 40 sigara içme oranı var ama bu Avrupa'daki erkeklerde yüzde 20 oranında yani bizde iki kat daha fazla. Kadınlarda yüzde 15 oranında sigara içme oranı var, bu, diğer ülkelerle aynı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla kadınlarda bir fark yok ama erkeklerde iki kat fazla olmamız dünya ortalamasının çok üzerine çıkarıyor. Dünyada ortalama 2 milyonun üzerinde 2,2 milyon akciğer kanseri görülürken, ülkemizde 40 binin üzerinde akciğer kanseri vakası var ve Türkiye'de akciğer kanseri görülme oranı açık ara olarak daha yüksek. Oysa 2020’den sonra dünyada meme kanseri akciğer kanserini geçmiş durumda. Akciğer kanseri dünyada 2. sıradayken Türkiye'de açık ara 1. sırada görülüyor” ifadelerini kullandı.  “Sigara bırakılmalı”  Akciğer kanserinde en büyük rolün sigara olduğunu belirten Doç. Dr. Özaslan, sigaranın bırakılması gerektiğine vurgu yaparak söylerine şöyle devam etti: “Hepimizin bildiği gibi, sigaranın zararı içilen paketlerin üzerinde bile yazıyor. Sigara kanser yapar, kansere yol açar diye yazıyor ama işte bu mesajları görmek istemiyoruz, yok sayıyoruz maalesef! Bağımlılık düzeyi yüksek olduğu için kişiler sigara içmeye devam ediyorlar. Hatta akciğer kanseri olduktan sonra da sigarayı bırakan hastalarımızın oran maalesef düşük, en az 3’te 2’si maalesef sigaraya devam ediyor”  “Erken teşhis çok önemli”  Akciğer kanserinin en önemli belirtisinin aylarca geçmeyen inatçı öksürük olduğunu, ağızdan kan gelmesi, göğüs ağrısı, sırt ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler olduğunu belirtiler görüldüğünde bir uzmana başvurulması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özaslan; “Akciğer kanserinin erken teşhisi, genellikle tesadüfen fark ediliyor.  Erken teşhisli hastalar genellikle bir röntgen ya da tomografi gibi bir çekim sonrasında tesadüfen fark ediliyor. Özellikle pandemi sırasında Covid şüphesiyle çekim yapılan hastalarda oldukça sık akciğer kanseri tanısı konuldu. Bu, sinsi bir hastalık, belirtiler hastalığın ilerlemesi sonucunda ortaya çıkıyor. Oysa erken teşhis, hasta açısından yaşam kalitesinin yüksekliği ve daha uzun bir hayat anlamına geliyor. Fakat orada da karşımıza tarama testi sorunu ortaya çıkıyor. İnsanlar, akciğer kanserinde tarama testi olduğunu yeterince bilmiyorlar. Oysa risk grubu sayılan sigara içen hastalar, tarama testi yaptırmalı. 20 yıl günde bir sigara içmiş hastalarda 50 yaşından sonra tomografi çekilmesini öneriyoruz. Hastalık bir tomografiyle tespit edilebilir. Hastalık erken tespit edilirse hasta, ameliyatla tamamen kurtulabiliyor. Arkasından kemoterapi ve radyoterapiye bile gerek kalmayabiliyor” dedi.  “Yenilikçi tedaviler, umut veriyor”  Akciğer kanserinin tedavisinde birçok yenilikçi tedavi geliştirildiğini söyleyen Özaslan, bu yenilikleri şöyle anlattı:  “Akciğer kanseri saptanan hastalar için bir çok yenilikçi tedavi umut veriyor. Genelde belirtileri geç veren bir hastalık olduğu için hastalar 3. veya 4. evrede tanı alıyor. Ama bu hastaların tedavisi için de umut veren tedaviler geliştiriliyor. 2010’dan sonra başlayan akıllı ilaçlar dediğimiz hap şeklinde alınan ilaçlar var. 2015’ten sonra da immünoterapi geldi ve gerçekten çığır açan bir tedavi şekli. Öyle ki 5 yıllık yaşam oranları yüzde 5’in altındayken yüzde 25-30’ları geçmeye başladı. Bir grup hasta da gerçekten çok etkili bir tedavi yöntemi. Yüzde 20-30 oranında hastada çok iyi yanıtlar alıyoruz. Yaşam süresinin uzamasının yanı sıra tam şifa edilen hastalar da oluyor bu grupta.

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Yenilikçi Yöntem Bronkoskopi Haber

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Yenilikçi Yöntem Bronkoskopi

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çocuklara yönelik Fleksible Bronkoskopi (akciğerlerdeki ana hava yollarının, ucunda kamera olan esnek bir cihazla değerlendirilmesi) işlemi uygulanıyor.   Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Kliniği'nde yenilikçi ve etkili bir yöntem olan Fleksible Bronkoskopi işlemiyle çocukların solunum sistemi sağlığını daha iyi yönetme ve teşhis süreçlerini hassas bir şekilde gerçekleştirebilmek için önemli adım atıldı.  Çocuk Göğüs Hastalıkları Yan Dal Uzmanı Dr. Özge Meral, yeni doğan döneminden itibaren prematüre doğmuş, uzun süre yoğun bakım ünitesinde kalmış, kronik akciğer hastalığı gelişmiş olan hastalara hizmet verdiklerini söyledi.  Meral, “Bizim kliniğimizde daha çok öksürüğü olan hastalar, astım, kronik akciğer hastaları, kistik fibrozis, doğuştan itibaren hırıltısı olan bebekler, kas hastaları, pek çok kronik hastalıklara ikincil olarak gelişen akciğer tutulumu olan, onkoloji, hematoloji, nörolojik ve romatolojik hastalıklara bağlı gelişmiş akciğer sekeli olan hastalarımız mevcut. Aynı zamanda solunum yetmezliği olan trakeostomili hastaların takibini yapıyoruz. Aslında çok geniş bir yaş aralığımız var. Yenidoğan döneminden itibaren prematüre doğmuş, uzun süre yoğun bakım ünitesinde kalmış, kronik akciğer hastalığı gelişmiş olan hastalarımıza da hizmet veriyoruz” dedi.  Kistik fibrozis, kronik akciğer hastalarını özel bir ekiple birlikte takip ettiklerini dile getiren Meral, “Bu hastaların enfeksiyon riski yüksek olduğu için bu hastalar için ayrı bir birim oluşturduk. Hastaların takibi, göğüs hastalıkları açısından gerekli müdahaleleri, tetkikler yapmamız gerekiyorsa uygun şekilde örneklemeleri yapan ayrı bir hemşire ekibimizle birlikte hastalarımızın planlarını gerçekleştiriyoruz. İhtiyacı olan hastalarımıza solunum fonksiyon testleri yapıyoruz. Aynı zamanda da girişimsel bir işlemimiz mevcut. Fleksibl Bronkoskopi adını veriyoruz. Ve bu işlemimizi de hastalarımıza ücretsiz bir şekilde gerçekleştirmeye başladık” ifadelerine yer verdi.  Meral, şunları kaydetti:  “Bronkoskopi, akciğerleri çok detaylı bir şekilde görüntüleyebildiğimiz bir endoskopi yöntemi. Doğumdan itibaren ciddi hırıltısı olan, kronik akciğer problemleri, kistik fibrozis hastalarımız, enfeksiyon riski yüksek olan hastalarda akciğerlerden örnekler almak, yabancı cisim aspirasyon şüphesi gibi pek çok durumda bize yol gösterici direkt akciğerleri görüntüleyebildiğimiz oldukça güvenilir bir işlem. Hem hastalıklara tanı koyma aşamasında bize büyük yardımcı bir yöntem, aynı zamanda akciğerlerden de örnekleme yapabildiğimiz için hastalarımızın tedavisini en doğru şekilde yönetebilmemizi sağlıyor. Bu işlem, pek çok bölgede yapılabilir bir işlem değil. Çocuk Göğüs Hastalıkları Yan Dal Uzmanlarının yapması gereken ve Türkiye’nin de aslında genel olarak belirli merkezlerinin yapabildiği bir işlem.”

Covid-19'un 'Flirt' Varyantı Yayılıyor Haber

Covid-19'un 'Flirt' Varyantı Yayılıyor

Covid-19 virüsü mutasyonlarla kendini yenilemeye devam ederken 'flirt' isimli yeni bir varyant ile yayılmaya başladığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Bu yaza damgasını vuracak yeni virüsün bu olduğunu düşünüyoruz. Özellikle kanser hastaları risk altındadır. Kemoterapi alan, vücut direnci düşük kişiler akciğer tutulumu ile geliyorlar. Özellikle yurt dışı tatilinden ve hacdan dönen kişilerin, yaşlı ve vücut direnci düşük kişilerle bir araya gelmesini önermiyoruz" dedi.  Covid-19'un 'flirt(flört)' varyantı olarak kayıtlara geçen bu yeni türüyle ilgili Göğüs Hastalık Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya önemli açıklamalarda bulundu. Son günlerde özellikle Amerika’dan bildirilen Covid-19'un yeni varyantının Avrupa’ya doğru yayıldığını ifade eden Şevket Özkaya, "Neredeyse 3’te 1 vakanın bu yeni virüs mutandı ile enfekte olduğunu biliyoruz. Bu virüs mutandı ‘omicron’ ailesinin yeni mutandı. Geçirdiği mutasyonlardan aldıkları isimlerin baş harfini koyarak yeni bir mutant virüs ortaya çıktı. Bunun adı da flirt. Ülkemizde henüz tespit edilmedi. Avrupa’da ve Amerika’da başlayan bu salgın ülkemize er geç gelecek diye biliyoruz. Amerika ve Avrupa bu konuda biraz daha rahatlar çünkü onlar yaz aylarında açık havada oldukları için bunun çok yayılacağını düşünmüyorlar. Bizim ülkemiz coğrafi konum olarak biraz farklı. Yaz ayları gelmesiyle yurt dışı tatilleri başlayacak. Tatilden sonra, hacdan gelen vatandaşlarımızla birlikte yaz aylarının getirdiği düğün ve bayram gibi toplu aktiviteler nedeniyle ülkemizde yayılacağını biliyoruz" diye konuştu.  "Kanser hastaları risk altında"  Flirt varyantının Türkiye'de en sık kalan omicron ailesinin bir varyantı olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Virüsü de hastalığı da tedavisini de biliyoruz. Test yapmaya gerek yok. Elbet ülkemize de bu varyant gelecek. Flirt insanlarda uzamış şikayetlere neden oluyor. Bir gün iyisiniz, bir gün kötüsünüz. Bir gün çok iyi kalkıyorsunuz, bir gün eklem ağrıları, halsizliğiniz başlıyor. Öksürüğünüz bir türlü geçmiyor. Tam adına uygun bir şekilde flört eder gibi dalgalanmalarla seyrediyor. Son günlerde özellikle Covid-19'un ilk başında gördüğümüz vakalar gelmeye başladı. İlk başlarda akciğer tutulumlar çok görüyorduk. 2024 yılı başından itibaren neredeyse hiç akciğer tutulumu görmemiştik ama bu son günlerde vakalar gelmeye başladı. Özellikle kanser hastaları risk altındadır. Kemoterapi alan, vücut direnci düşük kişiler akciğer tutulumu ile geliyorlar. Özellikle yurt dışı tatilinden ve hacdan dönen kişilerin yaşlı ve vücut direnci düşük kişilerle bir araya gelmesini önermiyoruz” şeklinde konuştu.  Kanser hastası bir kişinin akciğerleri üzerinde örnek veren Özkaya, “60 yaşının üstünde olduğu ve kemoterapi aldığı için virüsün kolayca ciğerlere indiğini görüyoruz. Bu yaza damgasını vuracak yeni virüsün bu olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Sigara İçindeki 85 Kimyasal Kesin Kanser Yapıyor Haber

Sigara İçindeki 85 Kimyasal Kesin Kanser Yapıyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Sigara, akciğer kanseri ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastalıklarının başta gelen sebebidir. Dumanı içerisindeki 7 bin kimyasal maddenin 85’inin kesin kanser yaptığı ispatlanmıştır. Akciğer haricinde kalp ve beyin damar hastalıkları da önde gelen sebeplerindendir” dedi.  'Sigaranın, dünyanın en öldürücü toplumsal zehirlenme sebebi' olduğunu ifade eden Medicana International Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İnce, “Sigara, akciğer kanseri ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastıklarının başta gelen sebebidir. Dumanı içerisindeki 7 bin kimyasal maddenin 85’inin kesin kanser yaptığı ispatlanmıştır. Akciğer haricinde kalp ve beyin damar hastalıkları da önde gelen sebeplerindendir. Sigara bırakmak için çeşitli yöntemler vardır. Nikotin replasmanı tedavileri, iki üç çeşit ilaç, akupunktur, hipnoz ve biorezonans yöntemleri kullanılabilmektedir. Sigara bıraktırma kliniğimizde 10 yılı aşkın bir zamandır tüm bu tedavi yöntemleri kullanılmış ve en başarılı yöntem olan biyorezonans terapi (radyofrekans) yöntemi olmuştur. Sigara bağımlılığı kabaca kimyasal (nikotin) bağımlılık ve sosyal-psikojenik bağımlılık olarak 2 kısımdan oluşur. Kimyasal bağımlılığı radyo frekans ile rahatlıkla tedavi edebilmekteyiz. Sosyal bağımlılık için de hastalarımızla yaklaşık 30-40 dakika süren bir eğitim ve bilgilendirme konuşması sayesinde yüzde 92 ye varan bir başarı elde etmekteyiz” ifadelerini kullandı.  Uzm. Dr. Özgür İnce, “Biyorezonans terapinin herhangi bir yan etkisi veya kontrendike durumu yoktur. Genellikle tek seans yeterlidir ancak gerekirse pekiştirmeler yapılabilmektedir. Seans süresi 1 saat kadardır. Seans esnasında eller ve ayak tabanları metal levhalara temas eder, herhangi bir ağrı acı söz konusu değildir. Radyasyon, manyetik alan, kimyasal madde içermez. Radyo dalgaları ile çalışır ve otomobilde radyo dinlemek ne kadar zarar verirse o kadar zarar verebilir. Bunun yanında diğer tüm yöntemlerle kıyaslandığında daha başarılı ve daha az yan etkili bir yöntemdir. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) sigara bağımlılığını ‘hastalık’ olarak kabul ediyor. Kendi kendine bırakmaya çabalamak çok güzel bir şeydir. Ama onunda istatistiklerine baktığımız zaman yüzde 5'ten daha yukarı bir başarı olmuyor. Mutlaka bir profesyonel destek öneriyoruz” diye konuştu.

Doç. Dr. Kaya: Akciğer kanserinin sebebi yüzde 90 sigaradır Haber

Doç. Dr. Kaya: Akciğer kanserinin sebebi yüzde 90 sigaradır

Dünyada her yıl sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle 7 milyon insan yaşamını yitiriyor. Türkiye’de ise yaklaşık olarak 17 milyon kişi sigara içmekte ve sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle her yıl 100 bin kişi yaşamını kaybediyor. Sigara nedenli hastalıklarda ölüm oranlarının 2035 yılında 240 bine yükselebileceğini söyleyen Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Serap Kaya, 1- 7 Mart Yeşilay Haftası dolayısıyla uyarılarda bulundu.   “SİGARAYI BIRAKANLARDA RİSK AZALIYOR” Doç. Dr. Serap Kaya, sigara tüketimi bırakıldığında akciğer kanserine yakalanma riskinin 5-6 kat aralığına düştüğüne vurgu yaparak “Erken tanıyla birlikte akciğer kanserinde tedavi mümkün. Özellikle sigara içen kişilerde 2-3 haftayı geçen ve giderek artan öksürük, sık tekrarlayan enfeksiyonlar, nefes darlığı, kan tükürme, halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık ve kilo kaybı, geçmeyen göğüs ya da omuz ağrısı varsa vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır. Türkiye’de her yıl 100 bin kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Akciğer kanserinden hayatını kaybedenler, yüzde 80-90 oranında sigara kullanıcısıdır. Akciğer kanseri gelişiminde sigaranın rolü düşünüldüğünde akciğer kanseri, önlenebilir kanserler arasındadır” diye konuştu. “SİGARA İÇENLER HER YIL TOMOGRAFİ ÇEKİLMELİ” Akciğer kanserinde tarama amaçlı yapılan tetkiklerin ölüm oranlarını önemli ölçüde düşürdüğünü ifade eden Doç. Dr. Serap Kaya, “Özellikle sigara kullanan ve sigarayı bırakmış olan kişilerin her yıl akciğer tarama tetkiklerini ihmal etmemeleri gerekir. Yılda bir düşük doz akciğer tomografisi çekilmesi, akciğer kanserinde ölüm oranlarını yüzde 80 oranında düşürmektedir. Erken tanı hayati önem taşır. Ailede kanser hikâyesi olanlar ve sigara kullananlar her yıl akciğer tomografisi çekilmeli” uyarısında bulundu. “KANSERLERİN ÜÇTE BİRİNDEN SİGARA SORUMLU” Akciğer kanserinin yüzde 90 sigara nedenli meydana geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Kaya, “Ayrıca gırtlak, ağız boşluğu, yutak, yemek borusu, mide, kolon, pankreas, mesane, meme ve rahim ağzı kanserlerinin oluşumunda da sigaranın etkin rolü vardır. İnsanlardaki bütün kanserlerin yaklaşık olarak üçte birinden sigara sorumlu tutulmaktadır” ifadesini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.