Hava Durumu

#Araştırmacılar

Yeni Marmara Gazetesi - Araştırmacılar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Araştırmacılar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ağrılarınızın Nedeni Kanser Olabilir: Erken Belirtilere Dikkat! Haber

Ağrılarınızın Nedeni Kanser Olabilir: Erken Belirtilere Dikkat!

Araştırmacılar, ilerlemiş kanser hastalarının semptomlarını değerlendirmek ve en yaygın belirtileri tespit etmek amacıyla bir hasta grubunu inceledi. Palyatif bakım ünitesinde yapılan bu çalışma, semptomların iyileşmesi ile ilişkili faktörleri de araştırdı.  Palyatif Tedavi ve Yaşam Kalitesi: Palyatif tedavi, rahatsız edici semptomların hafifletilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla hastalığın herhangi bir aşamasında devreye girebilir. Cancer Research UK, "İlerlemiş kanserde palyatif tedavi, tedavi edilemese bile birinin daha uzun ve daha rahat yaşamasına yardımcı olabilir" diyor. Araştırmanın Detayları: Ekim 2004 ile Aralık 2009 arasında Tayvan'da yürütülen çalışma, palyatif bakım ünitesinde bulunan hastaların belirti yoğunluğunu ölçmeyi hedefledi. Belirti yoğunluğu, "Belirti Bildirim Formu" ile sıfırdan dörde kadar bir ölçekte derecelendirildi (sıfır hiç, dört aşırı). Bu değerlendirmeler palyatif bakım ünitesinde birinci, üçüncü, beşinci ve yedinci günlerde yapıldı. Çalışma verileri, rutin klinik kayıtlar ve hastaların demografik bilgilerini de içermektedir.  Erken Belirtilere Dikkat: Eğer vücudunuzda belirli bölgelerde ağrı hissediyorsanız, bu ağrılar kanserin erken belirtileri olabilir. Özellikle sürekli ve şiddetli ağrılar yaşıyorsanız, bir uzmana danışmanız önemlidir. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri ile kanserle mücadelede başarılı sonuçlar elde edilebilir. Palyatif bakımın sağladığı destekle, kanser hastalarının yaşam kalitesinin artırılması ve semptomlarının hafifletilmesi mümkün olabiliyor. Eğer belirtiler yaşıyorsanız, erken teşhis ve tedavi için bir sağlık profesyoneline başvurmayı ihmal etmeyin.

Dolandırıcılık araştırmasının çarpıcı bulguları açıklandı Haber

Dolandırıcılık araştırmasının çarpıcı bulguları açıklandı

Araştırmaya katılanların yüzde 37’si internet dolandırıcılığına maruz kaldığını, yüzde 15’i yüz yüze alışveriş sırasında gerçekdışı bilgilerle kandırıldığını, yüzde 10’u ise telefonla dolandırıldığını belirtirken “dolandıranı bulmaya çalışmak” konusunda kadınların yüzde 22’si dolandırıcıyı bulmaya erkeklere göre daha fazla çaba gösteriyor. “Dolandırıcılığın Toplumsal ve Bireysel Yansımaları” ön araştırmanın sonuçları paylaşıldı. Beykent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz ve Sosyolog Kadir Gürtan tarafından yürütülen ön araştırma, İstanbul’da ikamet eden 306 dolandırıcılık mağduruyla yapılan görüşmelerle gerçekleştirildi. En fazla dolandırıcılık internet üzerinden yapılıyor Kapsamlı bir araştırmaya hazırlık amacıyla yapılan ön araştırmada elde edilen bulgulara göre dolandırıcılık türleri ve oranları şu şekilde sıralandı: İnternet Dolandırıcılıkları: %37 Satış (Yüz Yüze) İşleminde Dolandırıcılık: Telefonla - Sosyal Mühendislik / Senaryo Dolandırıcılığı: Kredi Kartı / Bankamatik / Bankacılık vb. Dolandırıcılık: %7 İş Kurma / Yatırım: %4 Diğer: Dolandırıcılık mağdurlarının davranışlarını da inceleyen araştırmaya göre, dolandırılmanın ardından mağdurların yüzde 64’ü suçluluk hissediyor. Üzülme, kendine kızma, dolandırıcıya kızma gibi duyguları içeren karışık duygusal tepkilerin ortaya çıktığı görülüyor. Dolandırıcılık mağdurlarının yüzde 72’si diğer insanlara, yüzde 47’si genel olarak hayata güvenini kaybettiğini belirtiyor. Kendine güven kaybı yüzde 54 oranında gözlemleniyor. Dolandırıcılık, kişinin yakın çevresine (%32), güvenlik güçlerine (%40) ve adalete güvenini (%44) etkiliyor. “Kadınlar dolandırıcıyı bulmaya çalışıyor” Araştırmaya katılanlar dolandırıldıklarını ilk önce aileleriyle paylaştıklarını ifade ediyor. Dolandırıldığını arkadaşı ile paylaştığını belirtenlerin oranı erkeklerde daha fazla iken, “dolandıranı bulmaya çalışmak” konusunda kadınların yüzde 22’si dolandırıcıyı bulmaya erkeklere göre daha fazla çaba gösteriyor. Dolandırılanların sadece 3’te 1’i kolluk kuvvetlerine başvuruyor Dolandırıcılık mağdurlarının sadece üçte biri dolandırıldıklarını kolluk kuvvetlerine/resmi makamlara bildirdiğini ifade ediyor. Şikâyette bulunmama gerekçelerinin başında ise sonuç alınamayacağının düşünülmesi ve bu nedenle uğraşmanın faydasız olduğuna inanılması geliyor. Dolandırıcılıkta anahtar kavramlardan birisi olan “ikna”nın da anlaşılmaya çalışıldığını belirten araştırmacılar, mağdurların ikna edilmesinde en önemli etkenin web sitesi, e-posta hesabı ve telefon numarasının gerçek gibi görünmesi olduğunu belirtiyorlar. “Toplumsal ve bireysel sorunlara yol açıyor” Araştırmacılar dolandırıcılık ile kişisel verilerin saklanması arasında oldukça önemli bir bağlantı bulunduğunu vurguluyor. Ön araştırma ile ilgili konuşan Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz, “Dolandırıcılar eylemlerine, bir şekilde temin ettikleri kişisel veriler ile inandırıcılık katmaktadır. Bu nedenle, dolandırıcılıkla mücadelede önemli boyutlardan birisi gerek kurumsal anlamda gerekse de bireysel olarak kişisel verilerin korunması yatmaktadır. Bu ön araştırma ayrıca maddi kayıpların ötesinde dolandırıcılığın toplumsal ve bireysel sorunlara yol açtığını gösteriyor. Dolandırıcılıkla mücadelede, yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumsal bilinç ve proaktif önlemlerin alınması önemli. Türkiye’de bu alandaki çabaların daha sistemik ve kurumsal bir hale dönüştürülmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

15. yüzyıldan kalan Kuran'ı Kerim'i yalnızca araştırmacılar görebiliyor! Haber

15. yüzyıldan kalan Kuran'ı Kerim'i yalnızca araştırmacılar görebiliyor!

Bir vatandaş tarafından bağışlanarak Sivas'taki Ziya Bey Yazma Eserler Kütüphanesi’nde koruma altına alınan Kur'an-ı Kerim, hattat Meliki El Eşberi tarafından 1473 yılında kaleme alındı. El yapımı kağıtlar kullanılarak hazırlanan eserin aslını yalnızca araştırmacıların görmesine izin veriliyor. Vatandaşlar ise yalnızca dijital kopyasına ulaşabiliyor. Sivas Ziya Bey Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Dahiye Karagülle, Kur’an-ı Kerim’i görmek isteyen vatandaşlar dijital kopyalarına ulaşabileceklerini belirtip, şunları söyledi: “Kütüphanemizin en güzide eserlerinden biriside 15. yüz yıla ait 1473 tarihli el yazması Kur’an-ı Kerim’imiz. Gerçekten görenleri hayran bırakacak derecede güzel yazılmış. Bu Kur’an-ı Kerim’in özelliği ilk sayfada kufi yazıyla başlıklar atılmıştır. Normalde nesih hat ile yazılan Kur’an-ı Kerim burada muhakkak hat ile yazıldığını görmekteyiz. Sure başlarında, ayet, kelime, harf sayısı ile ilgi bilgiler yer alırken Resmi Osmani ve Ali Mukaar imlaları birlikte kullanılmıştır. Kıraat ile ilgili bilgilerde yan taraflarında yer aldığını görürüz. Hattatı Meliki El Eşberi’dir. YALNIZCA ARAŞTIRMACILAR GÖREBİLİYOR 329 sayfadan oluşan Kur’an-ı Kerim bir vatandaşımız tarafından bağış yoluyla gelmiştir. Birçok eserimiz gibi nadide bir eser olan Kur’an-ı Kerim’imizi gelip burayı müze olarak ziyaret ettiklerinde herkese göstermemiz mümkün değil. Araştırmacılarımız görebiliyorlar, diğer vatandaşlarımızda görmek istedikleri zaman gereken prosedürleri yerine getirdikleri müddetçe dijital kopyalarını veriyoruz. Eserlerimiz yaşlı, bunların elde çok fazla tahrip olmaması gerekiyor. Bundan dolayı kurum başkanlığı olarak özen gösteriyoruz." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.