Hava Durumu

#Arkeoloji

Yeni Marmara Gazetesi - Arkeoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Arkeoloji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Urartu’nun yeni gömü tipi ‘arkeolojik veri’ olarak kayıtlara geçti Haber

Urartu’nun yeni gömü tipi ‘arkeolojik veri’ olarak kayıtlara geçti

Gürpınar ilçesinde her yıl tarihe ışık tutacak önemli buluntuların gün yüzüne çıkarıldığı Çavuştepe Kalesi’nde bu yıl başlatılan kazı çalışmaları sırasında Urartuların ölü gömme geleneğine ışık tutacak bir ilk yaşandı. Urartu Kralı II. Sarduri tarafından yaptırılan Çavuştepe Kalesi ve kuzey kısmındaki nekropol (mezarlık) alanında başlatılan kazı çalışmalarıyla tarihin gizemli sırları çözülüyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yapılan kazılarda bu yılın ilk sezonunda bir ilk yaşandı.  Farklı şekilde ölü gömme adetinin bir arada olduğu nekropolde, daha önce 4 farklı ölü gömme yöntemine rastlanmıştı. Bu yıl yürütülen kazılarda daha önce benzerine rastlanmamış şekilde yakılan cesedin külleri direkt olarak sanduka mezarına bırakılmış halde bulundu.  İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, Çavuştepe Kalesi ve nekropoldeki kazıların bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle 16 Temmuz 2024 tarihi itibariyle başladığını belirtti. Kazı alanının iki bölümden oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Nekropolde iki çeşit gömü var. Bunlardan biri ölülerini yakarak gömme dediğimiz ‘kremasyon’, diğer ise ceset gömü şeklindedir. Cesetleri yaktıktan sonra küllerini küplerin içerisine gömüyorlar. Ceset gömme ise direkt toprağa gömme şeklindedir. Ancak 4 çeşit tiple karşılaştık. Bunlardan ilki taş sırasına dizilmiş olan gömü şekilleri, ikincisi direkt cesedin toprağa gömülüşü var, üçüncü sanduka şeklinde dediğimiz dört bir tarafını sandık şeklinde düzenleyerek gömdükleri var, bir diğeri ise urne mezar tipiyle karşılaşmış bulunmaktayız” dedi.  “Mezar geleneği içerisinde bir ilk”  Yeni dönem kazılarda şaşırtan en önemli bulguya ulaştıklarını dile getiren Çavuşoğlu, “Daha önce sanduka denilen mezar tipinin içerisine ilk defa ceset yakılarak küpün içerisinde bulunmuştu. Ancak bu kez, ceset yakılarak sanduka tipi dediğimiz mezar içerisine ölünün küllerinin bırakılmış olmasıyla karşılaştık. Bu mezar geleneği içerisinde ilk uygulama olarak karşımıza çıktı. Arkeolojik veri olarak bizim için önemli bir bulguydu” diye konuştu.  “Oval surlar gizemini koruyor”  Nekropolün etrafında devam eden surun sırrını henüz çözemediklerini ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Alanın etrafında sur şeklinde taş dizileri devam ediyor. Arkeolojik olarak bunun ne ihtiva ettiğiyle ilgili en büyük çalışmalarımızdan biri de bu surun sırrını çözmek. Sur oval bir şekilde devam ediyor. Mezarlık alanında bu sura neden ihtiyaç duyuldu? Bu kazılarda bunun cevabını da arıyoruz. Diğer taraftan Çavuştepe Kalesi, Urartu’nun zirve noktasını oluşturuyor. Buradaki gömüler zirve noktasını oluşturan krallık döneminde başlıyor. Nekropoldeki gömü de 250-300 yıl devam ettiğini tahmin ediyoruz. Çünkü Urartu Devleti yıkıldıktan sonra da bu devam etmiş gözüküyor. Urartu Devleti yıkılınca halk yok olmuyor, burada yaşamını devam ettiriyor.” 

Arkeologların En Son Keşifleri: Geçmişin Gizemli Dünyası! Haber

Arkeologların En Son Keşifleri: Geçmişin Gizemli Dünyası!

Antik Kentin Gizemi: Pompeii'de Yeni Buluntular: Pompeii, Vezüv Yanardağı’nın MS 79 yılında patlamasıyla yok olan antik bir Roma kentidir. Arkeologlar, Pompeii’de yaptıkları kazılarda yeni buluntulara ulaştı. Son keşifler arasında, iyi korunmuş freskler, mozaikler ve günlük yaşamın izlerini taşıyan ev eşyaları yer alıyor. Bu buluntular, antik Roma yaşamına dair yeni bilgiler sunuyor ve Pompeii’nin görkemli geçmişini gözler önüne seriyor. Mısır'ın Sırları: Sakkara'da Yeni Mezarlar: Mısır’ın Sakkara bölgesinde yapılan kazılar, antik Mısır’ın bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmaya devam ediyor. Son keşifler arasında, firavun dönemine ait olduğu düşünülen yeni mezarlar bulunuyor. Bu mezarlarda yer alan hiyeroglifler, heykeller ve diğer eserler, Mısır’ın dini ve kültürel hayatına dair önemli ipuçları sunuyor. Göbeklitepe’nin Gizemi: Yeni Yapılar Keşfedildi: Dünyanın en eski tapınak kompleksi olarak bilinen Göbeklitepe, arkeologların dikkatini çekmeye devam ediyor. Son yıllarda yapılan kazılarda, daha önce bilinmeyen yeni yapılar ve taş oymalar ortaya çıkarıldı. Bu buluntular, Göbeklitepe’nin işlevi ve tarihçesi hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlıyor ve insanlık tarihinin yeniden yazılmasına katkıda bulunuyor. Maya Uygarlığı: Guatemala’da Yeni Bir Şehir: Guatemala’nın ormanlarında yapılan lazer taramaları, daha önce keşfedilmemiş bir Maya şehrini ortaya çıkardı. Bu antik şehirde, piramitler, meydanlar ve yolların yanı sıra su yönetim sistemleri de bulundu. Bu keşif, Maya uygarlığının mühendislik becerilerini ve şehir planlamasını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Antik Yunan’ın İzleri: Atina’da Yeni Tapınak Kalıntıları: Atina’da yapılan son kazılarda, Antik Yunan dönemine ait yeni tapınak kalıntıları bulundu. Bu tapınak kalıntıları, Yunan mitolojisine ve dinine dair yeni bilgiler sunuyor. Ayrıca, bu bölgedeki yaşam hakkında da önemli ipuçları veriyor. Arkeolojik Keşiflerin Önemi: Arkeolojik keşifler, sadece geçmişimizi aydınlatmakla kalmaz, aynı zamanda bugünkü kültür ve toplumların kökenlerini de anlamamıza yardımcı olur. Her yeni buluntu, tarihimizin daha önce bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarır ve insanlık tarihine dair bilgimizi genişletir. Arkeologların özverili çalışmaları sayesinde, geçmişin gizemli dünyası günümüzle buluşmaya devam ediyor.   Gelecekte Neler Bekleniyor? Arkeologlar, gelecekte de birçok heyecan verici keşfe imza atacak. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, daha hassas ve detaylı araştırmalar yapılabilecek ve tarihimizin karanlıkta kalan sayfaları aydınlatılacak. Yeni keşifler, insanlık tarihine dair bilinmeyenleri ortaya çıkarmaya devam edecek ve bizleri geçmişin büyüleyici dünyasına doğru bir yolculuğa çıkaracak.

İnanılmaz keşif! Meğer yer altı şehrinin üzerinde oturuyormuş! Haber

İnanılmaz keşif! Meğer yer altı şehrinin üzerinde oturuyormuş!

Ev tadilatı sırasında beklenmedik bir tarih fışkırdı Kayseri'nin Melikgazi ilçesinin sessiz sokaklarından. Ağırnas Mahallesi'nde, Mimar Sinan'ın da doğduğu evin yakınlarında oturan Mustafa Halıcıoğlu, yıllar önce satın aldığı 4 evi yenilemek üzere yola çıktığında, tarih öncesine uzanan bir yeraltı şehrinin üzerinde yaşadığını hayal bile etmemişti. Ancak tadilat başlar başlamaz, 2 bin yıllık geçmişi olan bir yeraltı şehri onu bekliyormuş gibi ortaya çıktı. Mustafa Halıcıoğlu, bu tarihi keşfin ardından ÇEKÜL Vakfı'nın da desteğiyle, Kapadokya bölgesini andıran bu yeraltı şehrini gün yüzüne çıkarma gayreti içine girdi. Prof. Dr. Osman Özsoy, vakıf olarak bu projeye dört yıl önce dahil olduklarını ve Halıcıoğlu'nun azmiyle yeraltı şehrinin giderek daha fazla ortaya çıktığını dile getirdi. Kayseri'deki bu yeraltı şehrinin, kapatma taşları, gizli mekanizmaları, yaşam alanları ve dar geçitleriyle, Kapadokya’daki yeraltı şehirlerine benzediği ifade ediliyor. Yaklaşık 200 metrelik bir alanı kapsayan bu tarihi yapı, bir zamanlar bölge halkının korunma ve yaşam alanı olarak hizmet etmiş olabileceği düşünülüyor. Bir mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yıllardır emek veren Mustafa Halıcıoğlu, babasından kalan bu evleri aslında bir hatıra olarak yaşatmak istemiş. "Babamızın ocağı tütsün diye başladık bu yola," diyen Halıcıoğlu, devletin desteğini beklediğini ve bu tarihi değerin ortaya çıkarılmasını hedeflediğini belirtiyor. Yıllar boyunca üstü molozlarla kaplı kalan bu yeraltı şehri, Halıcıoğlu'nun çabalarıyla temizlenerek tarihe ışık tutacak şekilde restore ediliyor. Ve böylece, Mustafa Halıcıoğlu'nun adıyla anılacak "Halıcıoğlu Yer Altı Şehri" hem Kayseri hem de dünya tarihine yeni bir sayfa eklemeye hazırlanıyor. HABER:FATMA ÖZTÜRK

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.