Hava Durumu

#Azerbaycan

Yeni Marmara Gazetesi - Azerbaycan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Azerbaycan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

GÖKYÜZÜNÜN ZARİF KAHRAMANLARI: AZERBAYCAN VE TÜRKİYE KADIN PİLOTLARI Haber

GÖKYÜZÜNÜN ZARİF KAHRAMANLARI: AZERBAYCAN VE TÜRKİYE KADIN PİLOTLARI

  Mitoloji ve masallarda uçan varlıklar, kuşlar ve gökyüzüne seyahat eden kahramanlar bu arzunun simgesi hâline gelmiştir. Zaman geçtikçe, bu arzu teknolojinin gelişmesiyle gerçeğe dönüşmeye başlamıştır. Bilim ve mühendislik alanındaki ilerlemeler, insan zekâsı ve icat yeteneğinin bir sonucu olarak, ilk uçan makinelerin icadını mümkün kılmıştır. Havacılığın başlangıç döneminde yapılan ilk uçuşlar, insanın uçma hayalini gerçeğe dönüştürmek adına atılan önemli adımlara sahne olmuş ve günümüz modern havacılık teknolojilerinin temelini oluşturmuştur. Her alanda olduğu gibi, havacılık alanında da tarih boyunca erkekler daha fazla ön planda olmuş ve bu sektörde baskın bir rol oynamıştır. Ancak kadınlar da bu alanda geri kalmamış, aksine pek çok dönemde mücadele ederek ve zorluklara rağmen kendilerine bir yer edinmişlerdir. İlk dönemlerde kadınların havacılık sektöründeki varlığı sınırlı olsa da, zamanla önemli başarılar elde etmiş ve havacılığın gelişimine büyük katkılar sağlamışlardır. Günümüzde kadınların uçuş ekiplerinde ve havacılık sektöründe giderek daha fazla yer aldığı görülmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, Türk dünyasında da kadınlar havacılık alanında kayda değer başarılara imza atmış ve adlarını tarihe yazdırmışlardır. Bu kadınlar, sadece kendi ülkelerinde değil, uluslararası alanda da tanınmış ve havacılık dünyasında birçok başarıya ulaşmışlardır. Örneğin, birçok kadın pilot ve mühendis, savaş dönemlerinde ya da kırdıkları rekorlarla tarihe geçmiştir. Bu ülkelerden biri de Azerbaycan ve Türkiye’dir. Her iki ülkenin havacılık tarihinde isimlerini altın harflerle yazdıran birçok cesur kadın pilot yetişmiştir. Bu isimler arasında Züleyha Seyidmammadova, Leyla Memmedbeyova, Ruqiya Zerbeliyeva, Sona Nuriyeva, Leman Bozkurt, Şenay Günay, Sabiha Gökçen ve Bedriye Tahir gibi önemli şahsiyetler bulunmaktadır. Her biri, havacılık alanındaki başarılarıyla yalnızca kendi ülkelerinde değil, dünya çapında da dikkat çekmiş, gelecek nesillere ilham kaynağı olmuştur. Azerbaycan toplumunun havacılıkla ilk tanışıklığı 20. yüzyılın başlarına dayanmaktadır. Genel olarak, bu dönemde havacılık alanında meydana gelen gelişmeler, gelecekteki hızlı ilerlemelerin temelini oluşturmuştur. Azerbaycan’da ilk uçak uçuşları 1910 yılında Bakü’de gerçekleştirilmiştir. Bu uçuşlar, hem yerel halk hem de ülke yöneticileri tarafından büyük ilgiyle karşılanmış ve havacılık teknolojilerinin gelişimi için önemli bir adım olmuştur. O dönemde Azerbaycan’ın havacılık alanındaki bu ilk adımları, sonraki yıllarda daha geniş çapta gelişerek ülkenin havacılık tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Havacılığın en önemli unsurlarından biri de onu yöneten pilotlardır. Doğal olarak, Azerbaycan’da da ilk uçak pilotları erkek olmuş ve bu alanda büyük başarılara imza atmışlardır. Şüphesiz ki, cesaretleri ve profesyonellikleriyle onlardan geri kalmayan kadın pilotlar da vardır. Bu isimlerden biri de Azerbaycan havacılık tarihinde kadınların cesaret ve yetkinlik örneği olarak önemli bir yere sahip olan Sona Nuriyeva’dır. O, hem Azerbaycan’ın ilk kadın pilotlarından biri hem de birinci dönem SSCB Yüksek Sovyeti’nin kadın milletvekillerinden biri olmuştur. Sona Nuriyeva, 15 Aralık 1915'te Bakü'nün Emircan köyünde doğmuştur. Ortaokulu 1930 yılında bitiren Sona Nuriyeva, havacılığa özel bir ilgi duyarak Bakü hava kulübüne katılmıştır. Burada kısa sürede yüksek başarılar elde etmiş ve 1932 yılında kulübün mezunu olmuştur. Aynı yıl eğitmen olarak çalışmaya başlamış ve 1934 yılına kadar geleceğin pilotlarına uçuş becerilerini öğretmiştir. Profesyonel havacılık eğitimine devam etmek amacıyla Sona Nuriyeva, 1934 yılında SSCB Sivil Hava Filosunun Bataysk Pilotluk Okulu'na girmiştir. İki yıl sonra, 1936’da eğitimini başarıyla tamamlayan Nuriyeva, Azerbaycan'da sivil havacılık alanında çalışmaya başlamıştır. Onun havacılık kariyeri istikrarlı bir yükselişle devam etmiştir. 1936-1937 yıllarında Transkafkasya İdaresi’nin 222. hava birliğinde, 1937-1943 yıllarında ise Azerbaycan hava grubunun 19. hava birliğinde pilot olarak görev yapmıştır. Savaş döneminde, 1943-1945 yıllarında Nuriyeva 9. nakliye hava birliğinde faaliyet göstermiştir. Büyük Vatan Savaşı sırasında Nuriyeva, önemli bir görevin üstesinden gelmiştir. Devlet tarafından kendisine özel bir görev verilmiş ve o, riskli Tahran uçuşunu başarıyla gerçekleştirmiştir. O dönem için bu uçuş, profesyonellik ve cesaretin açık bir örneği olarak kabul edilmiştir. Sona Nuriyeva sadece bir pilot olarak değil, aynı zamanda sosyal ve siyasi faaliyetleriyle de örnek bir şahsiyet olmuştur. 1939-1946 yıllarında SSCB Yüksek Sovyeti milletvekili seçilen Nuriyeva, Azerbaycanlı kadınların toplumsal hayatta aktif rol almasının bir sembolü haline gelmiştir. Sona Nuriyeva, savaş sonrası uluslararası havacılık alanında da önemli başarılar elde etmiştir. 1945 yılında Moskova'ya gönderilen Nuriyeva, o yıldan itibaren 1949'a kadar SSCB Sivil Hava Filosunun uluslararası hava hatlarının özel hava birliğinde görev yapmıştır. Bu yıllar boyunca Almanya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan, Bulgaristan, Polonya ve Romanya yönlerine uluslararası uçuşlar gerçekleştirmiştir. Profesyonelliği ve ustalığıyla öne çıkan Sona Nuriyeva, "Aeroflot"un en yetenekli kadın pilotlarından biri olarak tanınmıştır. Ancak, 1948 yılında sağlık sorunları nedeniyle uçuş kariyerine son vermek zorunda kalmıştır. 1949 yılında Azerbaycan’a dönerek sivil havacılıkta hava trafik kontrolörü (dispeçer) olarak çalışmaya başlamıştır. 1949-1968 yıllarında Zabrat Havalimanı’nda görev yapmış ve bu alanda da büyük deneyim kazanmıştır. Mesleki başarısı nedeniyle Sona Nuriyeva, birçok yüksek devlet ödülüne layık görülmüştür. "Lenin Nişanı", "Şeref Nişanı", "Kafkasya'nın Savunulması İçin" ve "Almanya Üzerinde Zafer İçin" madalyaları ile ödüllendirilmiştir. Aynı zamanda Azerbaycan SSC Fahri Fermanı ile de onurlandırılmıştır. Sona Nuriyeva, uzun yıllar hizmetlerinden dolayı 1968 yılından itibaren cumhuriyet düzeyinde, 1978 yılından itibaren ise birlik (SSCB) düzeyinde emekli statüsü almıştır. Onun zengin yaşamı ve kariyeri, Azerbaycan kadınının bilim, profesyonellik ve cesaret sembolüne dönüşmüştür. Sona Nuriyeva’nın fedakârlığı, havacılık alanındaki hizmetleri ve olağanüstü yaşam yolu, gelecek nesiller için değerli bir örnektir. Ayrıca, onun hayatı ve faaliyetleri hakkında zaman zaman birçok makale, şiir ve köşe yazısı kaleme alınmış, mirası Azerbaycan kadınının kahramanlık destanına dönüşmüştür. Azerbaycan ile birlikte, Türkiye'nin havacılık tarihi de neredeyse aynı dönemlere denk gelmektedir. Milli Mücadele döneminde kurulan Ankara Hükümeti'nin düzenli orduya geçişiyle birlikte oluşturduğu ilk kurumlardan biri, 1 Haziran 1911'de kurulan Türk Hava Kuvvetleri olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, "İstikbal göklerdedir" sözüyle modern ve güçlü bir havacılık sektörünün gelişmesini hedeflemiş ve bu doğrultuda güçlü bir hava kuvvetinin kurulma sürecini 1925 yılında başlatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan on altı ay sonra tesis edilen Türk Tayyare Cemiyeti, yalnızca askeri havacılığın güçlendirilmesiyle yetinmemiş, aynı zamanda milli imkânlarla uçak üretimini gerçekleştirmek ve güçlü bir askeri hava sanayisi oluşturmak adına önemli girişimlerde bulunmuştur. Türkiye havacılık tarihinin gelişiminde erkeklerle birlikte kadınlar da önemli roller üstlenmiştir. Bu kadınlardan biri de Leman Bozkurt Altınçekiçtir. Leman Bozkurt, havacılık alanındaki hizmetleriyle tanınmış ve hem Türkiye'nin hem de NATO kuvvetlerinin ilk ve uzun süre tek olan reaktif uçak kullanan kadın pilotu olarak adını havacılık tarihine altın harflerle yazdırmıştır. Türkiye'nin doğusunda yer alan Sarıkamış bölgesinde, 10 Mart 1932'de ailenin beşinci ve son çocuğu olarak dünyaya gelen Leman Bozkurt, ortaöğrenimini babasının yanında tamamlamıştır. Daha sonra lise eğitimi almak için İstanbul'da yaşayan ağabeyinin yanına taşınmıştır. Ortaokul yıllarında annesini, lise döneminde ise babasını kaybeden Leman Hanım, İstanbul Atatürk Kız Lisesini bitirmiştir. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra Türk Hava Kurumu tarafından düzenlenen Türkkuşu İnönü Okulunda planör (motorsuz uçak) eğitimi almış, ardından Türkkuşu Motorlu Okuluna öğretmen adayı olarak kabul edilmiştir. Havacılığa olan sevgisi ve yeteneği, onu daha büyük başarılara taşıyordu. 1954 yılında kadınların Silahlı Kuvvetler'e kabul edilmesine dair kararın alınmasının ardından, Leman Bozkurt, İzmir Hava Harp Okuluna başvurarak Ekim 1955'te eğitimine başlamıştır. Pervaneli uçaklarla aldığı eğitimini başarıyla tamamlayarak 30 Ağustos 1957'de mezun olmuştur. Daha hızlı ve yüksek irtifada uçma arzusu, onu reaktif pilotluğa yönlendirdi. Ağustos 1958'de Eskişehir'de bulunan Jet Eğitim Filosu'na katılan Leman Bozkurt, burada da kısa sürede eğitimini başarıyla tamamlamıştır. 22 Kasım 1958'de reaktif pilotluk nişanını takan Leman Bozkurt Altınçekiç, sadece Türkiye'nin değil, NATO'nun da ilk kadın reaktif pilotu unvanını kazanarak tarihe geçmiştir. Profesyonel kariyerinde Leman Hanım, 9 yıl boyunca F-84 ve T-33 tipindeki savaş uçaklarında uçuşlar yapmış, sonrasında ise Türkiye Hava Kuvvetleri'nin karargah hizmetlerinde görev almaya başlamıştır. Eskişehir'de görev yaptığı dönemde tanıştığı pilot Tahir Altınçekiç ile 16 Ekim 1960'ta evlenmiştir. Kariyeri boyunca Hava Kuvvetleri'nde Kadrolu Planlama Şube Müdürü ve Merkez Şube Müdürü olarak görev yapmış, albay rütbesiyle emekli olmuştur. 1984 Kasım ayında, Türk kadınlarına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 50. yılı vesilesiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından "Cumhuriyetin ilanından sonra devlet kurum ve kuruluşlarında çalışan ilk kadınlar" ödülüne layık görülmüştür. Bu prestijli ödülü, Milli Savunma Bakanlığı'nda görevli ilk kadın reaktif pilot olarak almıştır. Leman Bozkurt Altınçekiç, 4 mayıs 2001 tarihinde İzmir'de vefat etmiş ve Paşaköprü Mezarlığı'na defnedilmiştir. O, Türk kadınının özgürlük ve cesaret simgesi haline gelmiş, havacılık tarihine silinmez bir iz bırakmış ve gelecek nesiller için ilham kaynağı olmuştur. vv

Startech Programı ile Azerbaycanlı gençler GUHEM’de eğitim aldı Haber

Startech Programı ile Azerbaycanlı gençler GUHEM’de eğitim aldı

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, GUHEM ve Azercosmos Uzay Akademisi ortaklığında düzenlenen Startech programının açılışında üniversiteli gençlerle buluştu. Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun tamamlanmasının ardından son bir yılda 146 kez şehir değiştirdiğini ve 347 program gerçekleştirdiğini söyleyen Gezeravcı, GUHEM’den övgüyle bahsetti. Gezeravcı, "Sadece Bursa şehri için değil bütün Türkiye Cumhuriyeti çocukları için dünyada emsali az bulunan nitelikte böylesine bir merkezi, bundan 11 yıl öncesinde büyük bir vizyonla ortaya koyarak bizlere hediye eden Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na minnettarız." dedi.   Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) vizyonu ile hayata geçen Türkiye’nin uzay temalı ilk interaktif eğitim merkezi Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM) ve Azerbaycan Uzay Ajansı Azercosmos Uzay Akademisi ortaklığında düzenlenen, Azerbaycan’da uzay, yapay zeka, havacılık ve mühendislik alanlarında öğrenim gören üniversite öğrencilerine yönelik hayata geçirilen "Startech" programının açılışı yapıldı. GUHEM’de uzay, havacılık ve teknoloji alanlarında iki gün boyunca teorik ve pratik eğitimlere katılan gençler Ankara’da HAVELSAN, Türksat, ASELSAN, ROKETSAN, Plan S ve TUSAŞ’ta yerli ve milli teknolojileri yerinde inceleme şansı bulacak. Beş günlük programın son gününde ise İstanbul’da Bilişim Vadisi, Baykar ve Teknopark İstanbul ziyaret edilecek.  "GUHEM Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda ortaya konan birproje"  GUHEM ev sahipliğinde gerçekleşen programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Avrupa’nın en büyük uzay havacılık eğitim merkezi olarak hayata geçirdikleri GUHEM’de Azerbaycan’dan gelen öğrencileri ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade etti. GUHEM’in Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda ortaya konan bir proje olduğunu ifade eden Başkan Yardımcısı Şener, "Uzay, havacılık ve savunma alanlarında etkin bir altyapı ve nitelikli insan kaynağınız yoksa dünyadaki ilk 10 ekonomi arasında yer almanız mümkün değil. Bu misyonla uzay havacılık alanlarına meraklı, bu alanda çalışmalar yapacak yetenekli gençlerimize ilham olmak amacıyla BTSO Yönetim Kurulu Başkanımız İbrahim Burkay’ın liderliğinde GUHEM’i hayata geçirdik. Geldiğimiz noktada çok önemli bir projenin ortaya çıktığını görüyoruz." dedi.  Uzay havacılık stratejik öneme Ssahip  Uzay havacılık ve savunma sanayiinin ülkeler açısından stratejik öneminin çok büyük olduğunu ifade eden Şener, "Bu alanlar aslında özgürlük ve bağımsızlığın teminatı olan sektörler. Bu yüzden bu alanlarda ilerlemek, teknoloji geliştirmek zorundayız. Başlattığımız Startech programı bu anlamda çok önemli. Katılan gençlerimize başarılı bir program diliyor, işbirlikleri için Azercosmos yetkililerine teşekkür ediyorum." diye konuştu.  "Türkiye ve Azerbaycan uzay rekabetinin önemli oyuncuları arasına girdi"  Azerbaycan İstanbul Başkonsolos Vekili Murad Balajayev, Türkiye ve Azerbaycan arasında birçok stratejik alanda işbirlikleri geliştirildiğini söyledi. Uzay ve havacılığın da bu alanlardan biri olduğunu ifade eden Balajayev, hem Türkiye hem de Azerbaycan’ın küresel uzay rekabetinin önemli oyuncuları arasında yer aldığını kaydetti. Söz konusu alanlarda sanayinin inşası ile birlikte insan kaynağının da geliştirilmesine önem verdiklerini belirten Balajayev, "2023 yılında Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın uzaya adım atması çok önemli bir hamle oldu. Azercosmos Uzay Akademisi ve GUHEM işbirliğinde başlatılan Startech programı ile de gençlerimiz yeni başarılara imza atacaktır." ifadelerini kullandı.  "Azerbaycan ile işbirliği projelerimiz devam edecek"  GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, Startech programı kapsamında ilk grup eğitimlerin beş gün süreceğini söyledi. Bursa’da GUHEM ev sahipliğinde başlayan programın Ankara ve İstanbul’da devam edeceğini belirten Mirahmetoğlu, "Türkiye ve Azerbaycan’ın geleceği açısından başarılı gençlerimizi uzay havacılık konularına yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu kapsamda Azerbaycan’da farklı disiplinlerde öğrenim gören gençlerimizi GUHEM’de ağırlıyoruz. İki gün boyunca uzayda temel yaşam eğitiminde jet motorlarının çalışma prensibine kadar birçok alanda eğitimler düzenledik." dedi.  "GUHEM’de bulunmaktan gurur duyuyoruz"  Azercosmos Uzay Akademisi Genel Müdürü İmran Mukhtarov, uzay ekosistemini geliştirmek ve gençleri bu alana yönlendirmek amacıyla Azercosmos’un birçok etkinliğe öncülük ettiğini belirtti. Bu çalışmaların neticesinde son yıllarda Azerbaycan’ın pek çok bilimsel başarı elde ettiğini kaydeden Mukhtarov, GUHEM’de bulunmaktan gurur duyduklarını belirtti. Startech projesinin faydalı olması temennisini paylaşan Mukhtarov, işbirliği ve ev sahipliği için GUHEM’e teşekkür etti.  Gezeravcı gençlerle buluştu  Program kapsamında Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Startech programına katılan gençlerle buluştu. "Türkiye Milli Uzay Programı İnsanlı İlk Uzay Misyonu" hakkında bir sunum gerçekleştiren Gezeravcı, "Öncelikle sözlerime bir teşekkürle başlamak istiyorum. Sadece Bursa şehri için değil bütün Türkiye Cumhuriyeti çocukları için dünyada emsali az bulunan nitelikte böylesine bir merkezi, hiçbir feragatten çekinmeden, bundan 11 yıl öncesinde birçoğumuzun bugünleri hayal bile edemediği dönemlerde büyük bir vizyonla ortaya koyarak bizlere hediye eden Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na minnettarız. Uzay görevimizi icra etmeden önce 2023 yılının Ekim ayında uzay alanındaki istisnai organizasyonlardan biri olan ASE Kongresi’nin Dünya Uzay Kaşifleri Derneği üyesi olmamamıza rağmen GUHEM’in yoğun emek ve çabalarıyla Bursa’da icra edilmesi sayesinde aslında uzaya adım atmadan önce biz dünyadaki uzay ekosistemine girme şansı bulmuştuk." dedi.  "GUHEM büyük bir değer"  GUHEM’i bulunduğu coğrafyanın en muazzam mekanlarından biri olarak niteleyen Gezeravcı, uzay ve havacılığa dair bu kadar büyük bir değerin tek çatı altında sunuluyor olmasının büyük bir şans olduğunu ifade etti. Programa katılan gençlere seslenen Gezeravcı, "Ülkelerimizin geleceğinde uzay alanında yapılacak çalışmalarda sizlerin bizzat imzanızın olacağından kuşkumuz yoktur. Toprağa atılan bir tohumun çınara dönüşmesi gibi bu programda yer almak aslında kendi geleceğinize yaptığınız en önemli yatırımlardan bir tanesi." diye konuştu.  "Uzay Misyonu Gençlere İlham ve Cesaret Vermek İçin Yapıldı"  Dünyada uzay ekosisteminin hızla geliştiğini ifade eden Gezeravcı, bulunduğu coğrafyada kilit rollere sahip iki ülke olan Türkiye ve Azerbaycan’ın gelecek vizyonları içerisinde bu alanları dışarda bırakmalarının mümkün olmadığını vurguladı. Bu doğrultuda 2023 yılında insanlı uzay misyonunu tamamladıklarını belirten Gezeravcı, "Bu misyonu, bir Türk vatandaşının uzayda geçirdiği 22 gün olarak algılamayın. Görevi tamamlamamızın ardından geçen 1 yılda 146 şehir değişimi ve 347 program gerçekleştirdik. Bunun içerisinde Azerbaycan’da yaptığımız faaliyetler de bulunuyor. Bu sizlere sunulmuş bir lütuf değil, bizim boynumuzun borcu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti bu misyonu bir tane vatandaşının uzaya gidip macera yaşaması için yapmadı. Tam aksine yüz yıllardır dünyanın en zorlu coğrafyalarından bir tanesinde güçlü bir şekilde ayakta durmayı başarabilen bir milletin, her daim özgüveni alaşağı edilmeye çalışılan çocuklarının ihtiyaç duyduğu ilhamı sağlamak, gelecekte çıkacakları yolda devletinin iradesi ve vizyonu olduğu sürece yürüyemeyecekleri hiçbir yol olmadığının ispatı niteliğinde gerçekleştirdi. Bu hikaye sahnede bulunan kişi tarafından anlatılsa da aslında sizin hikayenizdir." dedi.  Gezeravcı 22 gün süren uzay yolculuğunun detaylarını paylaştığı sunumun ardından GUHEM’de ziyaretçilerle bir araya geldi. Öte yandan programa Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Aydın Bakoğlu da katıldı. 

Aliyev: "Uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz" Haber

Aliyev: "Uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz"

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan Hava Yolları’nın Aktau’da kaza yapan yolcu uçağına ilişkin açıklama yaparak, "Bize dost olan bir ülkede uçağımızın yerden ateşleneceğini muhtemelen kimse düşünemezdi. Bizi üzen ve şaşırtan şeylerden biri de Rus resmi makamlarının gaz tüpünün patlamasıyla ilgili versiyonlar ortaya koymasıydı. Yani Rus tarafının konuyu örtbas etmek istediğini açıkça ortaya koyuldu ve bu elbette kimseyi sevindirmiyor. Uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz” dedi.   Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 25 Aralık’ta Azerbaycan Hava Yolları, Bakü-Grozni seferini yapan Embraer 190 uçağının Aktau’da düşmesiyle yaşanan kazayla ilgili açıklamalarda bulundu. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Zirvesi için St. Petersburg'a uçtuğu anda kazayla ilgili bilgi aldığını belirten Aliyev, “Hemen talimat verdim ve uçak Bakü'ye döndü. Bakü'ye varır varmaz havaalanında acil bir toplantı düzenledim. Bakü'ye dönerken emrimle Devlet Komisyonu kuruldu ve ilgili kurumların temsilcilerinden oluşan bir heyet derhal Aktau'ya gönderildi. Çünkü bir an önce konuyu araştırmaya başlamaları gerekiyordu. Öncelikle uçağın kalıntılarının durumu hakkında bilgi sahibi olmaları, yerinde gözlemler yapmaları, görüntü ve fotoğraf temin etmeleri ve bunları kamuoyuna sunmaları gerekiyordu. Aynı zamanda bir grup Azerbaycanlı doktor da Aktau’ya sevk edildi. Kazak tarafı ise yaralıların iyileştirilmesi ve tıbbi bakım sağlanması konusunda hiçbir çabadan kaçınmadı. Aynı zamanda talimatım üzerine Azerbaycan Başsavcılığı ceza davası açtı, Kazakistan ve Rusya'da da benzer adımların atıldığını biliyorum” dedi.  “Uçağımızın radyo-elektronik savaş yoluyla kontrol edilemez hale getirildiğini de biliyoruz”  Kazayla ilgili ilk sonuçlara varıldığını ancak bütün detaylarının kara kutuların açılmasının ardından belli olacağını vurgulayan Aliyev, “Ancak kazanın ilk sonuçları da oldukça makul gerçeklere dayanıyor. Gerçek şu ki, Azerbaycan’a ait bir sivil uçak Rusya topraklarında, Grozni kenti yakınlarında dışarıdan hasar gördü ve neredeyse kontrolü kaybetti. Uçağımızın radyo-elektronik savaş yoluyla kontrol edilemez hale getirildiğini de biliyoruz. Bu, uçağa yönelik ilk tehdittir. Aynı zamanda yerden açılan ateş sonucu uçağın kuyruk kısmı da ağır hasar görmüştü ve hemen aynı gün ekibimiz Aktau şehrinde bu görüntüleri çektiğinde kamuoyu da bilgilendirilmiştir. Gövdenin deliklerle dolu olması kim tarafından ortaya atıldığını bilmediğimiz ‘kuş sürüsü’ versiyonu şüphesini tamamen ortadan kaldırdı” ifadelerini kullandı.  “Dost olan bir ülkede uçağımıza yerden ateş açılacağını muhtemelen kimse düşünemezdi”  Uçak vurulduğunda pilotun bunu kuşların uçağa çarpması olarak algılayabilmesinin mümkün olduğunu belirten Aliyev, “Çünkü bize dost olan bir ülkede uçağımıza yerden ateş açılacağını muhtemelen kimse düşünemezdi. Maalesef Rusya'nın bazı çevreleri bu iddiaya bağlı kalmayı tercih etti. Bizi üzen ve şaşırtan şeylerden biri de Rus resmi makamlarının gaz tüpünün patlamasıyla ilgili iddialar ortaya koymasıydı. Yani Rus tarafının konuyu örtbas etmek istediğini açıkça ortaya koydu ve bu elbette kimseyi sevindirmiyor. Tabii uçağımız kazara düşürüldü. Elbette burada kasıtlı bir terör eylemi yapılması söz konusu değildir. Dolayısıyla suçun kabul edilmesi, dost ülke sayılan Azerbaycan'dan özür dilenmesi, kamuoyuna duyurulması atılması gereken adımlardı. Maalesef ilk 3 gün Rusya'dan saçma sapan iddialardan başka bir şey duymadık” dedi.  “Konunun örtbas edilmeye çalışıldığını açıkça gördük”  Uçak kazasının tüm detaylarının araştırılacağını belirten Aliyev, "Azerbaycan ilk günden bu yana bu olayla uluslararası uzmanlardan oluşan bir grubun ilgilenmesinden yanaydı. Rus tarafı bize resmi olarak Eyaletlerarası Havacılık Komitesi'nin bu olayı araştırmasını teklif etti. Kategorik olarak reddettik. Sebebi açık. Çünkü bu kurumun ağırlıklı olarak Rus yetkililerden oluştuğu ve kurumun başında Rus vatandaşlarının olduğu bir sır değil. Objektiflik kriteri burada tam olarak karşılanamayabilir. Kazanın hemen ardından Rusya'nın adil ve yeterli adımlar attığını görseydik belki itiraz etmezdik. Ancak konunun örtbas edilmeye çalışıldığını açıkça gördük. Bu nedenle Kazak tarafıyla yakın temasta bulunarak bu tavrımızı dile getirdik. Yine ‘kara kutular’ açılıp daha detaylı bilgi aldığımızda konunun tüm detayları ortaya çıkacak ve bugün soru olarak kalan birçok konu da netlik kazanmış olacak” ifadelerini kullandı.  Uçağın Grozni'ye inememesi sorusunun akıllarda kalan soru işaretlerinden biri olduğunu vurgulayan Aliyev, “Radyo-elektronik savaşın etkileri uçağın kontrolünü ne ölçüde etkiledi? Hava saldırısı ve uçağın yanında meydana gelen patlamanın sonuçları ne kadar etkili oldu? Çünkü şunu da belirtmeliyim ki, bu apaçık gerçeği inkar edip burada saklamaya çalışmak hem saçma hem de akılsızlıktır. Çok şükür mürettebatın kahramanlığı sayesinde uçak acil iniş yapabildi. Yolcuların çoğu kurtuldu. Uçağı delen şarapnel parçaları sebebiyle yolcu ve mürettebatta oluşan yaralanmalar ortada. Olayı bazı kuşlara atfetmek ya da gaz tüpü patlaması olarak tanımlamak hem aptallık hem de sahtekarlıktır” dedi.  “Mümkün olduğunca adil olmaya çalışıyoruz”  Minvod ve Mahaçkale havaalanlarının daha yakın olmasına rağmen uçağın neden Aktau'ya gönderildiğinin başka bir soru işareti olduğunu belirten Aliyev, "Bu objektif bir seçim miydi? Bazıları uçağın Grozni tarafından kasıtlı olarak gönderildiğine inanıyor. Çünkü uçak zaten kontrolden çıkmıştı ve uçağın denize düşme ihtimali yüksekti. Bu durumda, şaşırtma girişimleri başarılı olacak ve ‘kuş versiyonu’ sebep olarak sunulacaktı. Bazı uzmanlara göre Aktau, açık alan olması ve yerleşim bölgelerinin havalimanına uzak olması nedeniyle seçilmişti ve uçuş ekibi bunun acil iniş olacağını varsayarak bunun için daha uygun bir yer seçmiş olabilirdi. Ancak havaalanları yakın olsa bile kontrol edilemez bir durumda olan uçağı deniz üzerinden daha uzun mesafelere uçmak daha riskliydi. Yani tüm bu soruların cevabı henüz yok. Azerbaycan tarafı olarak ve şahsen mümkün olduğunca adil olmaya çalışıyoruz. Bu konular netleşinceye kadar bazı belirsiz konular hakkında yorum yapmak istemiyoruz. Ancak ortada olan konularda tam bir kararlılıkla görüşümüzü söylemeliyiz ve söyleyeceğiz” diye konuştu.  “Uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz”  Pilotlar ve tüm mürettebatın büyük bir kahramanlık gösterdiğini belirten Aliyev, "Pilotlar, kontrol edilemeyen uçağı çeşitli şekillerde kontrol etme konusunda hem profesyonellik hem de kahramanlık gösterdi. Deneyimli pilotlardı ve bu zorunlu inişten sağ çıkamayacaklarını biliyorlardı. Ancak yolcuları kurtarmak için cesaret gösterdiler ve bu sayede kazadan sağ kurtulanlar oldu. Bu sayede gövdenin bir kısmı yanmadı ve uçağın Rusya tarafından düşürüldüğünü bugün açıkça söyleyebiliriz. Bu bir gerçektir ve bunu kimse inkar edemez. Tekrar söylüyorum, bilerek yapıldı demiyoruz ama yapıldı" dedi.  Kendisinin talimatıyla AZAL tarafından Rusya’nın bazı şehirlerine uçuşların iptal edildiğini hatırlatan Aliyev, “Bunun temel nedeni elbette güvenlik sorunlarıdır. AZAL, Rusya'nın 7 şehrine olan uçuşlarını süresiz olarak durdurdu. Aynı zamanda Rus havayollarının Rusya'nın üç şehrinden Azerbaycan'a uçuşlarını da durdurduk. Yani toplamda 10 şehirle hava bağlantımız kesildi ve yine burada öncelikle güvenlik sorunları ön plana çıkıyor. Yolcularımızın güvenliği her zaman birinci önceliğimizdir ve bu durumu da böylece duyurmuş olduk. Yaptığımızı açıkça yapıyoruz ve yine bu karar verildi. Özellikle Grozni şehrine bu uçuşlar ne zaman yeniden başlayacak mı, başlamayacak mı? Muhtemelen hayır. Ancak Rus hava sahasının güvenlik sorunları mutlaka dikkate alınacaktır” açıklamasını yaptı.  “Taleplerimi ilettik”  Taleplerini Rus tarafına açıkça ifade ettiklerini belirten Aliyev, “27 Aralık'ta bu talepler resmen kendilerine iletildi. Öncelikle Rusya tarafının Azerbaycan'dan özür dilemesi gerekiyor. İkincisi suçunu itiraf etmesi gerekiyor. Üçüncüsü, suçluları cezalandırılmalı, Azerbaycan devletine ve yaralanan yolcu ve mürettebata tazminat ödemelidir. Bunlar bizim şartlarımız. Bunlardan ilki dün zaten sağlandı. Umarım diğer şartlarımız da kabul edilir. Bütün bu koşullar adildir. Tekrar söylüyorum, Azerbaycan kamuoyu konunun her yönüyle bilgilendirilecek ve bilgilendiriliyor. Tekrar söylüyorum, umarım taleplerimiz kabul edilir” ifadelerini kullandı. 

Putin ve Aliyev Bir Araya Geldi Haber

Putin ve Aliyev Bir Araya Geldi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Astana Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi'ne katılmak üzere geldikleri Astana'da görüştü.   Kazakistan'ın başkenti Astana Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi'ne ev sahipliği yapıyor. Zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de katılıyor. Zirve için Astana'da bulunan Putin ve Aliyev, zirve öncesinde ikili görüşme gerçekleştirdi. İki ülke ilişkilerinin ele alındığı görüşmede liderler, görüşmenin basına açık kısmında değerlendirmede bulundu. Aliyev ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Putin, “İş birliğimizin hacmi çok büyük. Dikkatinizi, ilişkilerimizin temeli olan ticaret ve ekonomik alanda olumlu yönde gelişmesine çekmek isterim. Azerbaycan ekonomisinde 4 milyarın üzerinde ticaret hacmi ve yaklaşık 4.5 milyar doğrudan Rus yatırımı söz konusu” dedi.  Yılın ilk yarısında yüzde 13 büyüme yakaladıklarını sözlerine ekleyen Putin, altyapı alanındaki planlara değinerek Kuzey-Güney Taşımacılık Koridoruna değindi. Azerbaycan ile 2022 yılında imzalanan anlaşmaya göre hareket ettiklerini de sözlerine ekleyen Rus lider, “Tüm alanlardaki ilişkilerin gelişmesi için iyi bir temeli” açıklamasını yaptı.  Azerbaycan'daki Rus Kültür Günlerine de değinen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, açıklamasını şu şekilde tamamladı:  “Rus dilinin desteklenmesine gösterdiğiniz özel ilgiyi her zaman takdirle karşılıyorum. Azerbaycan'da 300'den fazla okul faaliyetlerini Rusça yürütüyor, gençlere ve çocuklara Rus dilini öğretiyor. Bu, gelecekte ilişkilerimizi sürdürmek ve geliştirmek için iyi bir temel oluşturuyor.”  “Azerbaycan'da yaklaşık 1 milyon öğrenci Rusça eğitim görüyor”  Aliyev ise neredeyse her ay görüştüklerini ve bu nedenle de çeşitli meselelerin başarılı bir şekilde çözüme kavuşturulduğunu gösterdiğini ifade etti. İki ülke arasındaki ticaret hacmindeki büyümenin ülkelerimizin ekonomilerinin aktif bir şekilde iş birliği yaptığının bir göstergesi olduğunu sözlerine ekleyen Aliyev, “Ulusal para birimleri üzerinden karşılıklı ödemelerin de artıyor olması sevindirici. Azerbaycan'ın Rusya'ya ihracatı şimdiden yüzde 70'in üzerinde, Rusya'nın Azerbaycan'a ihracatı ise yüzde 50 civarında. İnsani iş birliğimiz, her zaman etkileşimimizin temelini oluşturuyor. Azerbaycan'da Rus diline, Rus kültürüne ve edebiyatına yönelik tutumu her zaman takdir ettiğiniz için size minnettarım. Büyük bir başarıya imza atan Azerbaycan'daki Rus Kültür Günleri de bunu bir kez daha göstermektedir” dedi.  Aliyev açıklamasını şu şekilde tamamladı:  “Azerbaycan'da 150 bini Rus okullarında, 800 bini Rusçayı ikinci bir dil olarak öğrenen yaklaşık 1 milyon öğrenci Rusça eğitim görüyor. Bu da, yeni nesil etkileşimde olacağı ve en az bizim kadar Rusça konuşacağı anlamına geliyor. Kuzey-Güney projesini sizinle en son Moskova'da görüşmüştük. O zamandan bu yana olumlu gelişmeler oldu. Kuzey-Güney Taşımacılık Koridorunun altyapısını Azerbaycan topraklarında genişletmeye kararlıyız. Sizin de belirttiğiniz gibi enerji alanında da yeni fikirlerimiz var ve ilgili kurumlarımız sürekli temas halinde. Sizin de belirttiğiniz gibi 2022 yılında bir deklarasyon imzaladık ve bu deklarasyon başarılı bir şekilde uygulanıyor. İki yılı aşkın bir süredir müttefik olarak birlikte çalışıyoruz ve iyi sonuçlar elde ettiğimizi gösterdik.” 

“Azerbaycan ile ekonomik işbirliğimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz”  Haber

“Azerbaycan ile ekonomik işbirliğimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz” 

 Azerbaycan Başkonsolosluğu Ticaret Temsilcisi Tamerlan Taghiyev, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Azerbaycan'da Yatırım Fırsatları' bilgilendirme seminerinde Bursa iş dünyasına önemli mesajlar verdi. Azerbaycan'ın 10 ülke ile serbest ticaret anlaşması bulunduğunu söyleyen Taghiyev, “Azerbaycan'ı 280 milyonluk büyük bir pazara giriş kapısı olarak değerlendirebilirsiniz. Eğer yabancı yatırım düşünüyorsanız ‘yabancı' olmayan Azerbaycan'a gelin” dedi.   BTSO, Azerbaycan Yatırım Fırsatları Semineri'ne ev sahipliği yaptı. Azerbaycan Türkiye Ticaret Temsilcisi Ofisi işbirliğinde düzenlenen etkinliğe BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Murat Bayizit, Azerbaycan Türkiye Ticaret Temsilcisi Tamerlan Taghiyev ve Başdanışmanı Javid Abdullayev ile Bursa iş dünyası temsilcileri katıldı. Seminerde Azerbaycan'daki yatırım fırsatları, vergi muafiyetleri ve teşvikler anlatılırken, dost ve kardeş iki ülke arasındaki potansiyel işbirliği imkanları değerlendirildi.  “Azerbaycan ile ekonomik işbirliğimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz”  BTSO Meclis Başkan Yardımcısı Murat Bayizit, Türkiye ve Azerbaycan'ın ortak tarihi, dili ve kültürü paylaşan iki dost ve kardeş ülke olduğunu vurguladı. İki ülke arasındaki ilişkilerin siyasi, ticari, askeri, eğitim, sağlık ve ulaştırma başta olmak üzere çok geniş bir zeminde ilerlediğini kaydeden Bayizit, “Tek millet, iki devlet' diye ifade ettiğimiz köklü dostluğumuzun yansımalarını aramızdaki 7,5 milyar dolarlık ticaret hacmiyle ekonomik ilişkilerimizde görüyoruz. Diğer taraftan ülkemiz Azerbaycan'da en fazla yatırım yapan ülkeler arasında yer alıyor. Karşılıklı yatırımlarımız 34 milyar doları aştı. Girişimcilerimiz için değerli bir pazar olan Azerbaycan, aynı zamanda Ticaret Bakanlığımızın ihracatçılarımız için belirlediği hedef ülkelerden biri. Azerbaycan ile daha çok ticaret yapmamız, yatırımları çoğaltmamız ve dış ticaret hacmimizi yükseltmemiz gerekiyor. Ülkedeki iş yapma imkanlarını değerlendirmek ve yeni ticari ve yatırım ortaklıkları kurmak amacıyla bugünkü toplantımızın çok faydalı olacağına inanıyorum. Kıymetli işbirlikleri için Ticaret Temsilcisi Tamerlan Tagiyev ve Ticaret Temsilcisi Başdanışmanı Sayın Cavid Abdulayev'e şükranlarımı sunuyorum” dedi.  “Türk iş dünyasını Azerbaycan'ın büyüyen ekonomisindeki fırsatlarla tanıştırmak için buradayız”  Bursa'nın gerek tarihi gerekse de sanayisi ile Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri olduğunu belirten Ticaret Temsilcisi Tamerlan Taghiyev, BTSO'ya ev sahipliği için teşekkür etti. Konuşmasında Ticaret Temsilcisi Ofisi'nin kuruluş amacı ve sorumluluk alanlarına ilişkin bilgiler veren Taghiyev, “Ticaret temsilcisi ofislerimiz 6 ülkede faaliyet gösteriyor. Son olarak bir yıl önce Türkiye'de kuruldu. Ticaret temsilcilerimiz, Cumhurbaşkanımızın onayı ile Ekonomi Bakanımız tarafından atanıyor. Bulunduğu ülkede büyükelçilik veya başkonsolosluk desteği ile faaliyet gösteriyor. Türk iş dünyasını Azerbaycan'ın büyüyen ekonomisindeki fırsatlarla tanıştırmak için buradayız. Azerbaycan'da üretilen mal ve hizmetlerin Türkiye'de tanıtılması, iki ülke arasındaki teknoloji transferinin sağlanması, üçüncü ülkelerde işbirliği fırsatlarının oluşturulması da başlıca hedeflerimiz arasında yer alıyor” diye konuştu.  “280 milyonluk pazara gümrüksüz erişim imkanı””  Son bir yılda Türkiye'nin farklı şehirlerini ziyaret ettiklerini kaydeden Taghiyev, “Dost ve kardeş ülkeler olarak kalplerimiz bir. Birbirimizi çok seviyoruz. Ancak ekonomik işbirliği açısından kat etmemiz gereken çok yol var. Birbirimizi daha iyi anlamalı, ticaretimizi geliştirmeliyiz. Türkiye, Azerbaycan'ı ticaret kapısı olarak görebilir. Ülkemizin aralarında Rusya gibi büyük bir pazarın da yer aldığı 10 ülke ile serbest ticaret anlaşması var. Azerbaycan'da yatırım yaparsanız, 280 milyonluk bir pazara ürünlerinizi gümrük vergisi olmadan satabilirsiniz. Ayrıca Türkiye ile Tercihli Ticaret Anlaşmamız bulunuyor. Geçen ay bu çerçevede 30 ürünün satışı vergi ve gümrükten muaf oldu” ifadelerini kullandı.  “Yatırımcılara önemli teşvikler sunuluyor”  Taghiyev, Azerbaycan'da son derece güvenilir bir yatırım ortamının olduğunu ve yatırımcılara önemli teşvikler sunulduğunu vurguladı. “İki ülke ekonomisi arasındaki bağları güçlendirmek, Azerbaycan'ı daha yakından tanımanız adına buradayız” diyen Taghiyev, “Aynı dil, din ve kültürü paylaşıyoruz. Azerbaycan'ı sadece kimliğinizle, kendi vatanınıza gelir gibi ziyaret edebilirsiniz. Yabancı yatırım düşünüyorsanız, size yabancı olmayan Azerbaycan'a gelin” dedi.  Açılış konuşmalarının ardından Azerbaycan Başkonsolosluğu Ticaret Temsilcisi Başdanışmanı Cavid Abdulayev, Azerbaycan'daki potansiyel projeler ve işgalden kurtarılan Karabağ'daki yatırım fırsatları hakkında detaylı bilgiler paylaşarak, katılımcıların sorularını cevapladı. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.