Hava Durumu

#Bakteri

Yeni Marmara Gazetesi - Bakteri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bakteri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İshale Bağlı Sıvı Kaybına Dikkat! Haber

İshale Bağlı Sıvı Kaybına Dikkat!

İshal olarak bilinen ve tüm bağırsak sistemini tutan mikroorganizmalarla oluşan enfeksiyon durumuna Gastroenterit adı verilir. Tüm yaş gruplarında görülmekle birlikte çocuklarda daha sık rastlanır. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Yılmaz, “Gelişmemiş ve az gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, dünyada ölüm sıklığında ikinci sırada yer alan ishal, ülkemizde ise çocuklarda 4, tüm yaş gruplarında 10’uncu sırada bulunuyor” diyerek ishalden korunma yöntemlerini anlattı.   Virüs, bakteri ve parazitler, bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir. Çocuklarda rota virüs, erişkinlerde ise norovirüs; gastroenterit yani ishalin başlıca nedenidir. Erişkinlerde ayrıca E. Coli, Camphylobacter, Salmonella (tifo), Shigella (dizanteri) gibi bakteriler de etkenler arasında sayılır.  Besin zehirlenmeleri de bakterilerle ortaya çıkarken, bağırsak solucanları ve tenyalar gibi parazitler de etkilidir. Besin zehirlenmeleri bulantı-kusma, karın ağrısı (kramp tarzında) bağırsaklarda gürültü, ishal ve ağız kuruluğu gibi şikayetlerle başlar, tanı ve tedavi gecikmesi ve etkenin özelliklerine göre ateş, ileri derecede halsizlik, bitkinlik ve kanlı dışkı görülebilir. İshalin yol açtığı sıvı kaybı ve elektrolit (sodyum, potasyum, klor) bozukluğu nedeniyle bilinç bulanıklığı ve koma gelişebilir. Zamanında ve yeterli tedavi yapılamazsa ölümle sonuçlanabilir.  Bağırsak enfeksiyonlarının çözümü antibiyotik değil  Nadiren bazı ilaçlar da bağırsak enfeksiyonuna neden olabilir. Virüslere bağlı bağırsak enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedaviye bir katkısı olmaz. Gastroenterit, enfeksiyona neden olan etkenlerin vücuda girip coğalarak vücut savunma mekanizmalarını yenmesi sonucu ortaya çıkar. Medicana Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Yılmaz, “Bağırsak enfeksiyonlarının bulaşma yolları, özellikle temizlik sorunu sonucunda oral-fekal bulaşım denen ağız ve dışkı yolu ile olur. Hijyene dikkat edilmeden hazırlanan ve uzun süre uygun olmayan ortamlarda bekleyen sıvı ve katı gıdalar ile kirli sulardan dolayı bulaşır. Özellikle el hijyenine dikkat edilmeli çünkü hastalık yapan etkenler ağız yolu ile vücuda girmektedir. Bazen virüslerin oluşturduğu enfeksiyonlarda antibiyotik kullanım sonucu bağırsak içi yararlı bakterilerin ölmesi sonrasında hastalık şiddeti artabilir. Doktor önerisi olmadan bilinçsizce antibiyotik kullanılmamalıdır” diye konuştu.  Bir hafta içinde kendiliğinden iyileşir  Bağırsak enfeksiyonunun, sıcaklıkların artmasıyla birlikte yaz aylarında daha sık görüldüğünü vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Yılmaz, “Genellikle bol sıvı alımı, uygun gıda tüketimi ve istirahat ile 1-2 gün-1 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Çoğu hasta doktora başvurma ihtiyacı hissetmez. Hastalık döneminde özellikle kaybedilen sıvıyı tamamlamak için günde 2-3 litre arasında sıvı alınmalıdır. Bol sulu ve lifsiz gıda, yağsız ya da az yağlı ve baharatsız gıdalar tüketilmeli ve bu dönemde şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır” önerisinde bulundu.  Dr. Öğr. Üyesi Yılmaz, kendiliğinden iyileşmeyen ishal durumlarıyla ilgili ise “Eğer semptomlar şiddetli ve uzun süre devam ediyorsa, yüksek ateş varsa, bulantı-kusma nedeniyle beslenemiyor ve sıvı tüketilemiyorsa, vakit kaybetmeden sağlık merkezinde hastanın durumu, şiddeti açısından değerlendirilerek gerekirse hastaneye yatırılıp tedavisi uygulanmalıdır” dedi.  Gastroenterit tanısı için önce hekim hastanın hikayesinde, yediği içtiği gıda, kullandığı ilaçlarla ilgili bilgilerle beraber ne zamandan beri olduğu, dışkılama sıklığı ve kıvamı, rengi gibi bilgiler alır. Muayene ve sonrasında gayta ve kanda bazı değerlere bakılıp etken bulunarak tedavi düzenlenir.

Bakterilerin korkulu rüyası! Haber

Bakterilerin korkulu rüyası!

BUÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sadettin Demirel, Teknoloji Transfer Ofisi’nin koordinatörlüğünde yaptığı başvuru sayesinde “Gül Yağının Antimikrobiyal Ajan Olarak Kullanımı” başlıklı buluşu için Patent Tescil Belgesi almaya hak kazandı. Buluşun, gül yağının Escherichiacoli, Bacillussubtilis ve Staphylococcusaureusbakterileri üzerinde antimikrobiyal ajan olarak kullanımı, bu kullanım doğrultusunda geliştirilen formülasyonları ve bu formülasyonların üretim yöntemleri ile ilgili olduğunu belirten Doç. Dr. Sadettin Demirel, süreçteki katkı ve desteklerinden dolayı BUÜ TTO yetkililerine teşekkür etti. Türk Patent’in geniş çaplı ve uzun bir değerlendirme sürecinden sonra buluşunu tescil ettiğini vurgulayan Doç. Dr. Demirel, “Sırada patentin ticarileştirilmesi var. İnşallah kısa süre içinde bu konuda da olumlu neticeler almayı bekliyoruz.Bu vesileyle, akademik faaliyetlerimi başarı ile sürdürmemde her zaman teşvik edici ve destekleyici olan rektörümüz değerli hocam Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’a ve önceki rektörümüz değerli hocam Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz’a çok teşekkür ederim. Rektör hocamızın temsil ettiği ve her fırsatta dikkat çektiği üniversitemizin araştırma üniversitesi vizyonuna BUÜ’lü bir öğretim üyesi olarak bu patent ile katkıda bulunmanın ayrıca mutluluğunu yaşıyorum. ‘İnsan için ancak çalıştığı vardır’ hakikati rehberliğinde üniversitemiz, ülkemiz ve tüm insanlık için fayda üretme azim ve gayretinde olmaya devam edeceğiz” dedi.  İnsan ve çevre sağlığına yararlı etkileri olacak  Çalışılan bakterilerin kültüre edilmiş suşlarınave klinik izolatlarına karşı yüksek antimikrobiyal aktivite gösterdiği belirlenen gül yağının, bu bakterilerin oluşturabileceği enfeksiyonların önlenmesinde kullanılabileceğini aktaran Doç. Dr. Sadettin Demirel; “Buluş, antibiyotik kullanımının azaltılmasına katkı sağlayacak ve böylece antibiyotiklere karşı dirençli bakteri türlerinin gelişimini engelleyerek insan ve çevre sağlığı açısından yararlı etkiler gösterebilecek. Özellikle, gül yağı ekstraktından hazırlanan seyreltik solüsyon gargara olarak üretilebilecek ve belirlenen konsantrasyonların diğer ağız v ve diş sağlığı ürün formülasyonlarına dahil edilmesi ağızdaki kötü kokuları önlemekle birlikte ağız ve diş sağlığının korunmasına yardımcı olabilecek. Türkiye’nin dünya gül yağı üretimindeki payı göz önüne alındığında, buluş çerçevesinde üretilecek yüksek katma değerli yüzde 100 doğal patentli ürünler ülke ekonomisi açısından önemli bir rekabet gücü oluşturabilecek” açıklamasında bulundu.  Rektörden tebrik  Patent sahibi Doç. Dr. Sadettin Demirel’i ağırlayan BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ise, “Nitelikli akademik çalışmaların ve böylesi güzel gelişmelerin artarak devam etmesini umuyoruz. Sadettin Hocamız,Tıp Fakültemizin geçen yılki akademik faaliyet puanlamasında en üst sıradaydı. BUÜ TTO Koordinatörlüğü’nde aldığı bu ulusal patent ile başarısını taçlandırmış oldu.Sadettin hocamızı tebrik ediyor, başarıların devamını diliyorum” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.