Hava Durumu

#Besin

Yeni Marmara Gazetesi - Besin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Besin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler Haber

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler

Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara değindi.  Türkiye'de sağlıklı beslenme alışkanlıklarının azalması ile birlikte obezite ve aşırı zayıflığa bağlı hastalıklar da hızla yaygınlaşıyor. İdeal kilosuna kavuşmak isteyen kişiler için beslenme ve diyet uzmanları eşliğinde uygulanacak doğru ve sağlıklı diyet programları büyük önem taşıyor. Yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara da değinerek hangi besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, Lifli gıdaların daha uzun süre tok tuttuğunu söyledi. Midenin ne yenilirse yenilsin 4 saat içinde boşaldığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, "Bir sonraki öğününüzde fazla yemeyi engellemek için 2-2,5 saatte bir beslenmenizde fayda vardır. Kan şekerinin dengelenmesi için '3 ana, 3 ara öğün' şeklinde beslenme kuralına uymak gerekmektedir. Düzenli kahvaltı edinme alışkanlığının sağlıklı bir hayat için şarttır. Metabolizma uyandıktan hemen sonra kahvaltı yapınca metabolizma hızlanmaya başlayacaktır. Aksi takdirde kahvaltı yapmadan öğle yemeğine kadar aç kalınırsa yavaşlamış metabolizma hızı ile birlikte diğer öğünümüzde daha fazla yemek kaçınılmaz olacağından kilo almakta beklenen bir sonuç olacaktır. Sabahın erken saatlerinde dengeli bir kahvaltı ile güne başlamak metabolizmamızın hızlanmasını sağlayarak daha rahat kilo vermemize yardımcı olacaktır" diye konuştu.  "Sadece bir kase çorba diye kendinizi kandıramazsınız"  Zayıflamak için yemek tabaklarının ve çorba kaselerinin küçültülmesi tavsiyesinde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ciğerli, şöyle devam etti:  "Böylece "sadece 1 kase çorba" diye kendinizi kandırmazsınız. Psikolojik olarak o tabaktaki yemekleriniz bittiği zaman kendinizi doymuş hissedersiniz. Bir diğer önemli nokta da ekmek tüketimidir. Ekmek ve yerine geçen tahıl ürünleri yemeden zayıflamak söz konusu olduğunda ne yazık ki işin sağlık boyutundan hiç bahsedilmiyor. Bu denli bilinçsizce yapılan öneriler bireylerde birçok hastalığın artışına sebep olabiliyor. Tam tahıllı ekmek içeren diyet, lif oranı yüksek olduğundan dolayı acıkmayı geciktirir ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Karbonhidrat kaynağı bir besin olan ekmeğin sindirimi ağızda başlar ve çok kısa sürede beyne tokluk sinyallerini iletir. Öğününüze 1 parça ekmeği çiğneyerek başlayın. Böylece daha kontrollü bir öğün geçirerek tokluk hissi sağlamış olacaksınız. Ayrıca tam tahıl ekmeği B12 vitamini hariç bütün B grubu vitaminlerinin temel kaynağıdır."  Lifli besinler tüketilmeli  Liflerin sadece bitkisel kökenli besinlerde bulunduğumu belirten Uz. Dyt. Ciğerli,"Lifler sindirim sisteminden parçalanmadan geçmektedir. Bu da kişinin uzun süre tok kalmasını sağlayarak daha az yemek yenmesini sağlamaktadır. Lifler, kandaki kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olup, sindirim sisteminin daha aktif çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca lifli besinler kabızlığın geçmesini, hemoroid problemlerinin giderilmesini, vücudun şeker seviyesinin dengelenmesini sağlar, aynı zamanda kalp sağlığını koruma açısından da önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalar lifli besin tüketenlerin, tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdiklerini ortaya koymuştur" dedi.  Uz. Dyt. Ciğerli lif içeren yiyecekleri de buğday kepeği, kepekli çavdar unu, arpa unu, yulaf, kuru erik, armut, narenciye ürünleri, elma, muz, fasulye, nohut, sarı ve yeşil mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, lahana, brokoli, yeşil fasulye, salatalık, kereviz, soğan, domates, biber, patlıcan ve havuç olarak sıraladı. Uz. Dyt. Ciğerli, sağlıklı bir zayıflama için paketli olarak satılan hazır gıdalardan da uzak durulması gerektiğini ifade etti. Bu ürünlere gıdanın dayanıklılığını artırmak için katkı maddeleri, gıda boyaları ve kimyasal içeren yiyecekler konulduğuna dikkat çeken Uz. Dyt. Ciğerli, "Evde yapılmayan, organik olmayan ve marketlerden alınan hemen hemen tüm paketli ürünler hazır gıdalar sınıfına girmektedir. Hazır gıdaları daha az tüketmek için domates salçası, biber salçası, turşu ve tarhana gibi bütün bir yıl tüketilebilecek besinleri evde yapabilirsiniz. Hazır bulyonları kullanmak yerine et, tavuk ve balık sularını evde hazırlamak, yemeğinize daha az katkı maddesinin girmesini sağlar" şeklinde konuştu.  "Su tüketimi arttırılmalıdır"  "Tatlı krizlerinizde tercihinizi meyve ve kuru meyvelerden yana kullanın" diyen Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, sözlerini şöyle tamamladı:  "Tatlı ve şeker tüketimini azaltmak veya ortadan kaldırmak için mutlaka diyete doğal şeker içeren kuru meyveler, taze meyveler, meyveli yoğurtlar eklenmelidir. Bu besinleri ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Artan sıcak havaların etkisiyle terleme sonucu sıvı kaybı artacağından su tüketimi arttırılmalıdır. Su, metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar, böbreklerdeki toksik maddelerin atımına yardımcı olur. Su içmek için susamayı beklemeyiniz. Ortalama yetişkin bir insanın 2-2,5 litre su tüketmesi, her mevsim ve yaş için önerilir. Metabolizmayı hızlandıran en temel faktör fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Günlük hayatta yakın mesafelere araba ile gitmek yerine yürüyüşü tercih etmek, asansör kullanmak yerine merdivenleri kullanmak gibi fiziksel aktivitelerle ya da dans etmek gibi eğlenceli aktivitelerle hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de daha sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Düzenli uyku ile kilo kaybınızın ve diyete olan uyumunuzun direk ilişkili olduğunu unutmayın. Düzenli uyku zihinsel gelişim ve dinlenmeyi olumlu yönde etkileyerek metabolizma hızının artmasına yardımcı olur."

Uyku sorunlarına doğal çözüm! Haber

Uyku sorunlarına doğal çözüm!

Uyku sorunlarının birçok nedeni olabilir. Stres, kaygı, depresyon, uyku apnesi, horlama gibi faktörler uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak, uyku sorunlarının bazı nedenleri de beslenmeyle ilgili olabilir. İşte uyku düzeninizi olumlu yönde etkileyebilecek besinler... UYKU SORUNLARINA NEDEN OLABİLECEK BESİNLER Kafein: Kafein, uykusuzluğu tetikleyen bir maddedir. Kahve, çay, kola, enerji içecekleri gibi kafein içeren içeceklerden uzak durmak gerekir. Alkol: Alkol, uykuya dalmayı kolaylaştırsa da uyku kalitesini bozabilir. Alkol, uyku sırasında sık sık uyanmaya neden olabilir. Şekerli yiyecekler: Şekerli yiyecekler, kan şekerini hızla yükseltir ve ardından hızla düşürür. Bu durum, uyku sorunlarına neden olabilir. Yağlı yiyecekler: Yağlı yiyecekler, sindirimi zorlaştırabilir ve uykuya dalmayı zorlaştırabilir. İşlenmiş gıdalar: İşlenmiş gıdalar, uykuya yardımcı olan besinlerden yoksundur ve uyku sorunlarına neden olabilir. UYKU SORUNLARINI ÇÖZMEYE DESTEK OLABİLECEK VİTAMİNLER Magnezyum: Magnezyum, kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için gerekli bir mineraldir. Magnezyum eksikliği, uyku sorunlarına yol açabilir. Magnezyum açısından zengin besinler arasında badem, ceviz, fıstık, ıspanak, brokoli, muz, avokado ve kuru baklagiller bulunur. Triptofan: Triptofan, vücutta serotonin ve melatonin üretimi için gerekli bir amino asittir. Serotonin, ruh halini iyileştirmeye yardımcı olurken, melatonin uykuya dalmaya yardımcı olur.  Melatonin: Melatonin, doğal olarak vücudumuzda üretilen bir hormondur. Melatonin, uykuya dalmaya yardımcı olur. Melatonin takviyeleri, uyku sorunlarını tedavi etmek için kullanılabilir. B6 vitamini: B6 vitamini, melatonin üretimi için gerekli bir vitamindir. B6 vitamini açısından zengin besinler arasında tavuk, hindi, ton balığı, muz, patates, ıspanak ve domates bulunur. MUZ MAGNEZYUM BADEM PEYNİRKİRAZ

Kilosu 3 bin Euro! Haber

Kilosu 3 bin Euro!

Trüf mantarı, zengin bir vitamin ve mineral kaynağıdır. A, B, C ve D vitaminleri, demir, çinko, fosfor ve potasyum gibi mineralleri içerir. İşte pahalı fakat bir o kadar da şifa besini olarak bilinen trüf mantarının faydaları... TRÜF MANTARI FAYDALARI NELERDİR? Antioksidan özelliği vardır. Trüf mantarı, serbest radikallerin zararlı etkilerini azaltmaya yardımcı olan antioksidanlar içerir.Kanser riskini azaltabilir. Trüf mantarı, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engellemeye yardımcı olan antioksidanlar içerir.Kalp sağlığını destekler. Trüf mantarı, kolesterol seviyesini düşürmeye ve kan akışını iyileştirmeye yardımcı olan antioksidanlar içerir.Bağışıklık sistemini güçlendirir. Trüf mantarı, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olan antioksidanlar içerir.Sindirimi iyileştirir. Trüf mantarı, sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlayan lif içerir.Cildin sağlığını korur. Trüf mantarı, cilt hücrelerinin yenilenmesine ve cildin yaşlanmasını geciktirmeye yardımcı olan antioksidanlar içerir. TRÜF MANTARI NASIL TÜKETİLİR? Trüf mantarı, genellikle çiğ olarak tüketilir. Ancak, pişirilerek de tüketilebilir. Trüf mantarı, salatalarda, makarnalarda, risottolarda ve et yemeklerinde kullanılabilir. TRÜF MANTARI NERELERDE YETİŞİR? Dünyada “kara elmas” olarak adlandırılan trüf mantarları İspanya, Fransa, İtalya ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu Akdeniz iklim kuşağında doğal olarak yetişmektedir. TRÜF MANTARI ZARARLARI VAR MI? Trüf mantarı, genellikle güvenli bir besindir. Ancak, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Trüf mantarı alerjisi belirtileri arasında kaşıntı, kızarıklık, şişlik ve nefes darlığı bulunur.

Yanlış beslenenler dikkat! Kanser oluşumunun sebepleri neler? Haber

Yanlış beslenenler dikkat! Kanser oluşumunun sebepleri neler?

Aşırı miktarda kırmızı et tüketimi kolon, rektum ve prostat kanseri riskini artırdığını dile getiren Medicana Bursa Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, aşırı kilonun ve yetersiz fiziksel aktivitenin göğüs, rahim, kolon ve yemek borusu kanserine sebep olabileceğini belirtti. Salamura et ve şarküteri tüketiminin kolon ve rektum kanserine yakalanma riskini artırdığını söyleyen Avcı, balık tüketiminin kolon ve rektum kanseri riskini azalttığını aktararak, şunları kaydetti: ''Bazı besinler toksik bileşenler içerir. Bu bileşenlerin bazıları pişirme yöntemleri sebebiyle açığa çıkar. Bazıları ise tarımda kullanılan zirai ilaç ve kimyasalların, kimyasal gübrelerin, parazit ilaçlarının kalıntılarıdır. Bu kimyasalların besinlerde bıraktığı kalıntılar insan sağlığı için son derece zararlıdır. Bu tarım ilaçlarının ilk kurbanları ise bu tehlikenin farkında olmayan çiftçilerdir. Ürünlerin hasat sonunda depolama, saklama, işleme ve arıtma teknikleri son derece önemlidir. Bu aşamalarda yapılan hatalar sağlığımız için gerekli gıdaları birer silah haline dönüştürebilir'' Vücudun su ve mineral ihtiyacının dengeli olması gerektiğini vurgulayan Avcı, ''Bir yetişkinin günlük su ihtiyacı 2,5 litredir. Bunun bir litresini tükettiğimiz gıdalardan alırken kalan 1,5 litresini içeceklerden almak gerekir. Günde en az dört porsiyon meyve tüketin, mevsim meyvelerini tercih edin. Meyvelerinizi farklı öğünlerde tüketin. Günde bir veya iki porsiyon çiğ sebze ve en az bir porsiyon pişmiş sebze tüketin. Yeşil, sarı, kırmızı sebzelerden her gün en az birer porsiyon tüketin'' dedi. Nohut, kuru fasulye ve barbunya gibi gıdaların kırmızı et miktarından biraz daha fazla tüketilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Avcı, tüketilmesi gereken besinler şöyle sıraladı: ''Balık haftada bir mümkünse iki ya da üç kez tüketilmelidir. Yapay tatlandırıcı içeren tüm içeceklerden uzak durun. Özellikle semizotu ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler antioksidan etki gösteren betakaroten ve lutein açısından zengindir. Kuarsetin tam bir antioksidan, antiinflamatuvar ve antialerjik etkiye sahiptir. Ek olarak antikanserojen kansere karşı koruyucu etkisi unutulmamalıdır. Kuarsetin daha çok soğan, elma ve karabuğdayda daha az miktarda da brüksel lahanası, lahana ve kuruyemişlerde bulunur. Domates, bir antioksidan olan likopen kaynağıdır. Ek olarak karoten ve vitamin E içerir. Likopen prostat ve akciğer kanserine karşı koruyucu özellik gösterir.'' Zeytinyağının Akdeniz ülkelerinde daha fazla tüketildiğini söyleyen Avcı, ''Özellikle sızma zeytinyağı, rafine zeytinyağından çok daha fazla polifenol içerir. Polifenol tüketimi kanser vakaları ve kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin görülme sıklığını azaltır'' diye belirtti. Avcı şunları kaydetti; ''Soğan ve sarmısak bolca tüketilmelidir. Soğan ve sarımsak güçlü bir karsinojen olan nitrozaminleri bloke ederek bizleri kansere karşı korur. Brokoli özellikle prostat kanserine karşı koruyucu rolü olan glukorafanin içerir. Kırmızı üzüm bolca resveratrol içerir. Resveratrol kansere karşı koruyucu özellik gösterirken kanser hücrelerinin büyümesini de önler. Ahududu, çilek ve yaban mersini gibi orman meyveleri antikanserojen olan elarjik asitten zengin meyvelerdir. Elarjik asit kiraz, armut, elma ve kivide de bulunur. Doğadaki birçok besin kaynağı insanın gelişimi için gereklidir.'' Yeter ki sağlıklı var olabilmek için sağlıklı yaşamayı öğrenelim diye belirten Avcı, ''Sağlıklı beslenmek tek başına yeterli değildir. Spor yapmalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalı, stres faktörlerini iyi yönetebilmeli, dinlenmeli ve farklı hobiler ile uğraşmalıyız. Unutmayalım bizi kansere karşı koruyacak veya bizim kanserimizi tedavi edebilecek tek bir besin yoktur'' diyerek açıklamasını sonlandırdı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.