Hava Durumu

#Bıçaklama

Yeni Marmara Gazetesi - Bıçaklama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bıçaklama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trafikte çıkan kavgada motosiklet sürücüsü 2 kişiyi bıçakladı Haber

Trafikte çıkan kavgada motosiklet sürücüsü 2 kişiyi bıçakladı

Antalya’da meydana gelen trafik kazası sonrası çıkan kavgada motosiklet sürücüsü araçta bulunan 2 kişiyi bıçakla yaraladı. Şüpheli, olay yerine gelen devriye ekibi tarafından gözaltına alınırken, yaralılardan biri saldırgana, "Tamam ben suçluyum, ne gerek vardı" diye seslenerek serzenişte bulundu.  Olay, saat 12.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi Havaalanı Caddesi ile 2174 sokak kesişiminde meydana geldi. Otomobille motosikletin karıştığı kaza sonrası taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine ismi öğrenilemeyen motosiklet sürücüsü araçta bulunan Necati A. ve Turgut A.’yı kol ve bacağından bıçakla yaraladı. Olayı gören çevredeki vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı ile olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi.  "Önce sen git evladım"  İhbar üzerine olay yerine sevk edilen Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Devriye Ekipler Amirliği’ne bağlı ekip, Necati A. ve Turgut A.’yı yaralayan şahsı gözaltına aldı. Saldırgan şahıs ifade işlemleri için polis merkezine götürülürken olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekibi yaralılara ilk müdahaleyi yaptı. Bu sırada bacağından yaralanan ve yerde sağlık ekibi bekleyen yaralılardan biri diğer yaralıya, "Önce sen git evladım, ben zaten ölmüşüm" diyerek ambulansla hastaneye ilk onun gitmesini istedi. Aynı kişi kendisini yaralayan motosiklet sürücüsü için ise, "Ya tamam ben suçluyum, ne gerek vardı" diye seslenerek serzenişte bulundu. 

Valeyi yaralayıp, trompet sanatçısını bıçaklayarak öldüren sanığın yargılanmasına başlandı Haber

Valeyi yaralayıp, trompet sanatçısını bıçaklayarak öldüren sanığın yargılanmasına başlandı

Antalya'da bisikletle gezdiği sırada bir kafeterya valesini bıçakla yaralayıp, 15 dakika sonra ise bir trompet sanatçısını bıçaklayarak ölümüne neden olan sanığın yargılanmasına başlandı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilen ilk duruşmada, akıl sağlığıyla ilgili resmi rapor beklendiği için dava ileri bir tarihe ertelendi. Antalya Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopsi raporunda ise hayatını kaybeden trompet sanatçısının 48 bıçak darbesiyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Duruşmadan sonra açıklamalarda bulunan trompet sanatçısının annesinin sözleri yürekleri dağladı. Anne Fatma Akten, "Yokluğu çok büyük acı, ağlamadığım gün yok. O gün emniyette kıyafetlerini, eşyalarını verdikleri torba koyduğumuz gibi hala duruyor. Onu atınca sanki oğlumu atacakmışım gibi geliyor" dedi.  27 Eylül 2024 gecesi saat 01.00 sularında, Muratpaşa İlçesi'nde bulunan bir kafeteryaya giden Polat Dereli, vale olarak çalışan Osman Dere ile tartışmaya girdi ve bıçakla saldırdı. Yaralanan Osman Dere, hastaneye kaldırılırken, Dereli bisikletiyle olay yerinden uzaklaştı. Yaklaşık 15 dakika sonra ise Antalya Büyükşehir Belediyesi Bando ve Kent Orkestrası'nda trompet sanatçısı olarak görev yapan Deniz Akten ile tartışmaya giren sanık, Akten'i 48 bıçak darbesiyle ağır yaraladı. İhbar üzerine olay yerine gelen ekipler, Akten'in hayatını kaybettiğini belirledi.  Cinayet Büro ekiplerinin olay yeri incelemesi yaptığı sırada Dereli'nin olay yerinde olduğu ve çalışmaları izlediği fark edildi. Polisler tarafından yakalanan Dereli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.  Polat Dereli hakkında hazırlanan iddianamede "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "genel güvenliği tehlikeye sokma" suçlarından yargılanması istendi. Savcılık, sanığın canavarca hisle hareket ettiğini ve rastgele insanlara saldırarak toplum güvenliğini tehdit ettiğini belirterek en ağır cezanın verilmesini talep etti.  Otopsi raporu: 48 bıçak darbesi  Antalya Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan otopsi raporunda, Deniz Akten'in vücudunda toplam 48 bıçak darbesi tespit edildi. Raporda, göğüs, sırt, boyun ve karın bölgelerindeki 12 kesici-delici alet yarasının öldürücü nitelikte olduğu belirtildi. Akten'in ölümüne, büyük damar yaralanmaları ve iç organ hasarı nedeniyle meydana gelen yoğun iç ve dış kanamanın sebep olduğu kaydedildi. Ayrıca, bazı yaraların göğüs kafesini delerek akciğer ve mideye ulaştığı tespit edildi. Akten'in vücudunda ateşli silah yarasına rastlanmadığı raporda yer aldı.  Katılma talebi  Deniz Akten'in annesi Fatma Akten ve babası Aydın Akten, avukatı Ömer Faruk Doğruyol aracılığıyla mahkemeye sunduğu dilekçede, sanığın canavarca hisle hareket ettiğini belirterek davaya katılma talebinde bulundu. Dilekçede, sanığın "toplum içinde rastgele insanlara saldırarak genel güvenliği tehlikeye attığı ve olaydan sonra yapılan incelemeleri izlediği" vurgulandı. Aile, sanığın en ağır cezayı almasını talep etti.  Sanık, suçlamaları reddetti  Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıkan sanık Polat Dereli, savunmasında suçlamaları kabul etmedi. Dereli, olay gecesi denize girdiğini ve geceyi sokakta geçirdiğini söyleyerek, "Olay tarihi öncesinde 1,5 aydır sokakta arabamda kalıyordum, olay günü arkadaşlarımla Karpuz Kaldıran Askeri Kampının bulunduğu bölgede denize girmiştim, hava soğuduğu için arabamın bulunduğu kaldığım Çarşamba pazarına doğru yürümeye başladım, yürürken bir sivil bir araç beni durdurdu, polis olduğunu söylediler, beni gözaltına aldılar. Elimde bıçak yoktu. Maktul Deniz Akten ve huzurda bulunan Osman Dere'yi tanımam, kendilerine yönelik herhangi bir yaralama ve öldürme eyleminde bulunmadım, olayı ben gerçekleştirmedim hatırlamıyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ederim" dedi.  Sanığın avukatı da, "Müvekkilim bipolar bozukluk hastasıdır. Ruhsal durumu detaylıca incelenmelidir. Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor, yargılamanın seyrini değiştirebilir" şeklinde beyanda bulundu.  "Yüz felci geçirdim"  Olay sırasında bıçaklı saldırıya uğrayan müşteki Osman Dere, mahkemede yaşadıklarını detaylı bir şekilde anlattı. O gece kafeteryada çalıştığını, valelik yaptığını ve olay anında arkadaşlarıyla iş yerinin önünde oturduğunu belirten Dere, şu ifadeleri kullandı: "Polis arabası geldiğinde, benden kahve istediler. Kendilerine kahve verdim. O sırada sanık vale masasındaydı ve polisleri görünce geri çekildi. Ortam kalabalık olduğu için bir şey hissetmedim ve arkadaşlarımın yanına geri döndüm. Ancak bir süre sonra sanık geçerken bana doğru bakmaya başladı. Yanımda bulunan arkadaşım Berkay, sanığın bana baktığını fark etti ve beni uyardı. Bunun üzerine ben de sanığa 'Buyur abi, bir şey mi istiyorsun?' diye sordum. Bana 'Sen biliyorsun' dedi. Ben de 'Ne biliyorum?' diye sordum. 'Bir şey söyleyeceğim' dedi. Sadece soru soracağını düşündüğüm için yanına gittim. Tam o sırada birden bıçağını çekerek sol kulak altıma sapladı. Şoke oldum ve hemen geri çekildim, fakat sanık hızla göğsüme de bıçağı sapladı. Can havliyle içerideki kalabalığa doğru kaçtım. Yaralandığımı görenler hemen müdahale etti. Sanık ise olay yerinden hızla kaçtı."  Osman Dere, saldırının ardından yüz felci geçirdiğini ve uzun süre iş göremez hale geldiğini belirterek, ameliyat olmak zorunda kaldığını söyledi. Sanıktan şikayetçi olduğunu vurgulayan Dere, "Davaya katılma talebim var. Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.  "Acıyı tarif edemem"  Deniz Akten'in anne ve babası Fatma ve Aydın Akten de mahkemeye katılarak sanığın en ağır cezayı alması gerektiğini belirtti. Baba Aydın Akten, "Oğlumun kimseyle bir husumeti yoktu. Gece sadece arkadaşına gitmek için evden çıkmıştı. Sanık hiçbir sebep olmaksızın oğlumu öldürdü. Bir baba olarak bu acıyı tarif edemem. Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.  "Hayatımın en büyük acısını yaşıyorum"  Anne Fatma Akten ise gözyaşları içinde "Deniz'imi benden koparan bu caninin en ağır cezayı almasını istiyorum. Hayatımın en büyük acısını yaşıyorum. Her gün oğlumun sesini duymayı bekliyorum ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Adaletin yerini bulmasını istiyorum" diye konuştu.  "Vuruldum' diye bağırdı"  Duruşmada tanık olarak dinlenen Yiğitcan Günaçtı, olay gecesi müşteki Osman Dere'nin yanında olduğunu belirtti. Olayın nasıl gerçekleştiğini anlatan Günaçtı, "Osman'ı görmek için kafeteryaya gittim. Birlikte oturuyorduk, o sırada Osman bir şeyler söyledi ve ayağa kalktı. Sonra bir anda içeri girdi ve ‘Vuruldum' diye bağırdı. Yüzü ve göğsü kan içindeydi. Sanık o sırada hala dışarıdaydı ve elinde bir bıçak vardı. Onu kesin olarak teşhis ediyorum" dedi.  Mahkemeden ara karar  Mahkeme heyeti, sanığın işlediği suçların kanunda belirtilen ağır suçlar arasında yer aldığını ve olayla ilgili güçlü deliller bulunduğunu belirterek, tutukluluk halinin devamına, müşteki Osman Dere'nin yüzündeki sabit iz için kesin rapor alınmasına, sanığın akıl sağlığının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporun beklenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşmanın 28 Mayıs 2025 tarihinde yapılacağı açıklandı.  Acılı anne konuştu: "Müziğe ben onu teşvik etmiştim, notalarını kendi yazardı"  Duruşmanın ardından İhlas Haber Ajansı'na konuşan acılı anne Fatma Akten, gözyaşları içinde yaşadığı acıyı anlattı. Oğlunun sadece bir arkadaşına gitmek için dışarı çıktığını, ancak hayatını kaybettiğini belirten Akten, şu sözleri kaydetti: "Çok üzgünüm. Bir evlat kaybı. Ama sanığın ‘Ben yapmadım' diyerek mantıklı cevaplar vermesi beni şaşırttı ve üzdü. Deniz, arkadaşına gitmek için evden çıktı. O gece başka bir yerde çalışan arkadaşı henüz gelmemişti, bu yüzden bandodaki diğer arkadaşlarının çaldığı mekana uğradı. Onlarla vakit geçirdi, sohbet etti, hatta oradan çektiği bir videoyu arkadaşına gönderdi. Telefonla haberleşti. Sonra yolda bu korkunç olay yaşandı. Böyle hastaların tedavi edilmeden toplum içinde bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir can gitti, gencecik bir çocuk gitti. Ailemiz dağıldı, bizi parçaladı. Çok üzgünüz."  Fatma Akten, yaşadığı derin üzüntünün hayatına olan etkisini de anlatarak, "O günden bu yana çok kilo aldım, üzüntüden çok kötü oldum. Deniz tek evladımdı. Onu büyütmek için her şeyi yaptım, okulunu başarıyla bitirmesi için hep takip ettim. Çok başarılıydı, notalarını kendisi yazardı. Arkadaşları onu anlat anlat bitiremiyor. Müziğe ben onu teşvik etmiştim. Yokluğu çok büyük acı, ağlamadığım gün yok. O gün emniyette kıyafetlerini, eşyalarını verdikleri torba koyduğumuz gibi hala duruyor. Onu atınca sanki oğlumu atacakmışım gibi geliyor" ifadelerini kullandı.   

Annesini 12 yerinden bıçakladı, "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti" dedi Haber

Annesini 12 yerinden bıçakladı, "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti" dedi

Kocaeli'de şizofren hastası olduğunu iddia ettiği oğlu tarafından 12 yerinden bıçaklanan anne, "Oğlumun yaptığı eylem dışında Allah herkese böyle evlat nasip etsin. Daha önce evlat olarak bana karşı herhangi bir kusur işlememiştir. Oğlumdan şikayetçi değilim" dedi. Sanık ise "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti. Suç işleme kastım yoktur" diye savunma yaparken mahkeme heyeti sanığa 13 yıl 4 ay hapis cezası verdi.  Olay, 4 Nisan 2023 tarihinde Kartepe'de bulunan bir ikamette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 41 yaşındaki S.Ç., mutfaktan aldığı bıçakla annesi F.Ç'yi bıçakladı. Böbreğinden, sırtından ve göğsünden olmak üzere çeşitli yerlerinden 12 kez bıçaklanan 61 yaşındaki kadın, kanlar içinde kaldı. Bir süre sonra S.Ç. olay yerinden ayrılırken, eve gelen F.Ç'nin kız kardeşi 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, ağır yaralanan kadını ambulansla hastaneye kaldırdı. F.Ç., yoğun bakıma alınırken olaya ilişkin S.Ç. gözaltına alındı. İfadesi alınan F.Ç. tutuklanarak cezaevine gönderildi.  "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti"  "Hayati tehlikeyi arz edecek şekilde üstsoya karşı kasten yaralama" suçundan açılan davanın 6. celsesi Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık S.Ç., avukatı ve müşteki anne F.Ç. katıldı. Önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyleyen S.Ç., "İçimdeki sesler beni bu eyleme yöneltti. Suç işleme kastım yoktur" diye konuştu.  "Allah herkese böyle evlat nasip etsin"  Şikayetçi olmadığını söyleyen müşteki F.Ç., "Oğlumun yaptığı eylem dışında Allah herkese böyle evlat nasip etsin. Daha önce bana veya kardeşlerine yönelik kötü bir eylemi olmamıştır. Evlat olarak da bana karşı herhangi bir kusur işlememiştir. Oğlumdan şikayetçi değilim" şeklinde konuştu.  "İçimdeki ses bana hükmetmeye başladı"  Olaya ilişkin sanık ilk celse verdiği savunmada, "Olay tarihinde 05.00 civarında uyandım. Kahvaltı yapmak istedim. Evde çorba vardı. Kepçe aradım ancak bulamadım. Bunun üzerine canım sıkıldı. Mutfaktaki cam bardağı ve zeytin tabağını yere atarak kırdım. Daha sonra odama geçtim. Orada vücudumda sinirlerimi bozan bir acı hissettim. O esnada kafam gitti. İçimdeki ses bana hükmetmeye başladı. Sürekli uyku haricinde kendi kendine konuşan bir ses duymaktayım. Hissettiğim acı sonrasında içimdeki ses annemi kastederek 'Onu öldür bu acı bitecek ama önce kardeşlerinin gitmesini bekle, kararlı ol' şeklinde seslendi" şeklinde konuştu.  "Olayı ben gerçekleştirmedim, sadece yaşadım"  Kardeşlerinin evden gitmesini beklediğini dile getiren S.Ç., "Kardeşlerim gittikten sonra mutfaktan bıçak aldım. Anneme vurmaya başladım. İçimdeki ses sürekli, 'Kararlı ol, kararlı ol' diye seslenmeye devam ediyordu. Ben de bu eylemi gerçekleştirirken sürekli, 'Ne zaman bitecek bu acı' diye söylendiğimi hatırlıyorum. Söz konusu eylemi aklımdaki sesin bana hükmetmesi sonucunda gerçekleştirdim. Ben aslında hiçbir şey bilmiyorum. Bana bir şey sormayın. Olayı ben gerçekleştirmedim, sadece yaşadım. O esnada bende bir çaresizlik vardı" ifadelerini kullandı.  "Elinden kurtulamayacağımı sandım"  Yaşanan olayı anlatan F.Ç, "Olay tarihinde Ramazan ayı olduğu için sahura kalkmıştık. Sahur sonrasında sabah uyandığımda mutfakta kırıklar vardı. Oğluma sorduğumda kendisinin yapmadığını söyledi. Tekrardan mutfağa gittim. Bir süre sonra oğlum S.Ç. gelerek beni bıçakladı ve 'Benden ne istiyorsunuz?' diye sürekli söyleniyordu. Elinden kurtulamayacağımı sandım. Bir süre sonra eylemine son verdi. Salona gidip kız kardeşimi aradım. Diğer çocuklarıma ulaşamadım" dedi.  "Oğluma şizofreni başlangıcı teşhisi konulmuştur"  Konuşmasını sürdüren F.Ç, "Oğlum bir süre sonra yanıma geldi ve tekrar bıçakla vurdu. Daha sonra beni bıraktı ve dışarı çıktı. Ben oğlumu 17-18 yıldan beri sürekli psikiyatri uzmanlarına götürmekteyim. Askerliği sırasında psikolojisi bozuldu. Sonra bu hale geldi. Şimdiye kadar yatarak tedavi görmedi. Sürekli ilaç kullanmaktadır. Şizofreni başlangıcı teşhisi konulmuştur. Oğlundan şikayetçi değilim" diye konuştu. 

4 Bıçak Darbesiyle Eşini Öldürmüştü! Haber

4 Bıçak Darbesiyle Eşini Öldürmüştü!

Bursa'da tartıştığı eşi Leyla Koca'yı caddede 4 bıçak darbesiyle öldüren Hakkı Koca hakkında 'Eşe ve kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.  Olay, 31 Ağustos 2023 tarihinde Nilüfer ilçesi Mudanya Yolu Caddesi Balat Girişi yakınlarında meydana geldi. Otomobiliyle, Mudanya yönünden Bursa şehir merkezi istikametine giden Hakkı Koca (55), aralarında problem olduğu belirtilen eşi Leyla Koca (45) ile otomobilde ilerlerken tartışmaya başladı. Kısa sürede kavgaya dönüşen tartışma sonrası araçtan inen Leyla Koca, hızla koşmaya başladı. Bıçakla araçtan inen Hakkı Koca, yol kenarında yakaladığı eşini 4 yerinden bıçakladı. Çevredekilerin müdahalesiyle polis tarafından etkisiz hale getirilen koca gözaltına alındı. Eşi Leyla Koca ise tedavi için kaldırıldığı Bursa Şehir Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 4 çocuk annesi kadının otomobilden inip, kaçmaya başladığı ve eşinin arkasından koştuğu anlar ise bir iş yerinin kamerasına yansıdı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma 3 ayda tamamlandı. 4 çocuk babası Hakkı Koca'nın, 'Eşe ve kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsinin istendiği iddianamede, Leyla Koca'nın sevgilisi olduğu iddia edilen Mustafa Z. ve çocukların ifadeleri yer aldı. Çocukları, anne ile babalarının aralarında sürekli tartışmalar yaşadığını belirtirken, sosyal medya üzerinden tanıştıklarını belirten Mustafa Z. ise, "Onu görmek için Bursa'ya geldim. Arkadaşlığımız ilerledi. Evli olduğunu sonradan öğrendim. Eşinden boşanmak istediğini söyledi. Olay günü de kocası ile görüşmek için İstanbul'dan Bursa'ya gelmişti" dedi. Hakkı Koca, iddianamede yer alan ifadesinde, BUDO Mudanya İskelesi'nden aldığı eşi ile çay içip, yemek yediklerini, eşinin bir otelde konaklamak istediğini belirterek, "Bir otelin geceliğinin 2 bin 500 lira olduğunu söyledim. Kendisine pahalı gelince Görükle'de bir ev kiralamayı düşündük. Balat yakınlarında trafik yavaşlayınca eşim aşağıya indi. Arabaya binmesi için çağırdım. Arabanın arka tarafına doğru geçince ben de aşağıya indim. Eşimi nasıl bıçakladığımı ve olay anını hatırlamıyorum. Kaç bıçak darbesi vurduğumu da bilmiyorum. Sonra orada beni darp ettiler. Bayılmışım. Kendime geldiğimde başımda polisleri ve olay yerinde ambulansı gördüm. Olay öncesi bıçağı, Leyla'ya zarar vermek için yanıma almamıştım. Sadece Leyla tehdit altında olduğu için, birileri bize zarar verir düşüncesiyle bıçağı yanıma almıştım. Olayı bir anlık öfke ile gerçekleştirdim. Çok pişmanım" diye kendini savundu.  Olaydan 3 ay önce televizyon programına çıkan Hakkı Koca eşinin evi terk ettiğini ve İstanbul'da Mustafa Z. isimli şahsa kaçtığını dile getirip, çocuklarının ve kendisinin mağdur olduğunu ifade etmişti. "Kocamdan kaçtım Mustafa'ya sığındım, sonra da Mustafa'ya aşık oldum" diyen Leyla Koca, orada da problemler yaşayınca evine geri döndü. Canlı yayında yüzleşen Hakkı Koca, "Eşim mahallede herkesten borç alıp Mustafa isimli şahsa kaçtı. Çocuklarımı bıraktı. Eşim yalan konuşuyor. Onun yüzünden de 50 bin lira kredi çektim" demişti. Leyla Koca da, "Eşim Mustafa ile konuştuğumu biliyordu. İş yerimi kapatmam lazımdı. Kızımın her şeyden haberi vardı. Ben eşimden ayrılmak istiyorum. Saplantılı, benden o ayrılmak istemiyordu. Benim peşimden geliyor. Çocuklarım için onu aradım. Beni hiç mutlu etmedi. Adamlık yapmadı" ifadelerini kullanmıştı.  Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi  Hakkında Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Hakkı Koca'nın yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık, taraf avukatları ve Leyla Koca'nın yakınları katıldı. Savcı esas hakkındaki mütalaasını açıklayarak, Hakkı Koca hakkında 'Eşe ve kadına karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Mahkeme heyeti karar için duruşmayı ertelerken, sanığın tutukluluk halinin devamını karar verdi. 

'Okul Zili' Rahatsız Etti Diye Müdürü Bıçaklayan Şahsın Annesi Konuştu Haber

'Okul Zili' Rahatsız Etti Diye Müdürü Bıçaklayan Şahsın Annesi Konuştu

Sakarya'nın Ferizli ilçesinde okul zilinden rahatsız olduğu gerekçesiyle okul müdürünün boğazını kesen bipolar bozukluk hastasının annesi, acı olay sonrasında ilk kez konuştu. Acılı anne, "Benim çocuğum askerden geldikten sonra rahatsızlandı. Çok iyi ve uslu bir çocuktu, köyde herkes ona değer verir, komşularımız dahil. Bu hastalık sebebiyle yaklaşık 10 kez hastanede tedavi gördü. Şimdi de sıra almıştık, yeniden hastaneye yatıracaktık" dedi.  Ferizli ilçesinde dün meydana gelen olayda, Rüveyde Güneş İlk-Ortaokulu'nun karşısında yaşayan ve bipolar bozukluğu olan M.H. (40) isimli şahıs, okulun zil sesinden rahatsız olduğu gerekçesiyle okula gitti. Müdürün odasına kadar giden M.H., elindeki bıçakla 37 yaşındaki okul müdürü Emrah Coşkun'un boğazını kesti. Durumun haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerinde yapılan ilk müdahale sonrasında yaralı müdür, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Şüpheli ise polis ekiplerince gözaltına alındı.  Bipolar bozukluk hastası olan şüpheli, emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edildi. Hastanede tedavisi süren okul müdürünün sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenilirken, İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş olayın yaşandığı okula gelerek görevlilerle görüştü.  Yaşanan olay sonrasında devam eden eğitimde öğrencilerin bir kısmının okula gelmediği görüldü.  Şahsın annesi konuştu  Okulun hemen karşısında ikamet eden ve zilinden rahatsız olduğu gerekçesiyle müdürün boğazını kesen bipolar hastasının annesi Hanife Harbi, yaşanan acı olay sonrasında İhlas Haber Ajansı Muhabirine konuştu. Acılı anne, "Benim çocuğum askerden geldikten sonra rahatsızlandı. Çok iyi ve uslu bir çocuktu, köyde herkes ona değer verir, komşularımız dahil. Ama maalesef böyle bir şey geldi başımıza. Bu rahatsızlık sebebiyle yaklaşık 10 kez hastanede tedavi gördü. Şimdi de sıra almıştık beklemedeydik, hastaneye yatıracaktık ama başımıza bu durum geldi. Olayın meydana gelişindeki zil sesi sebebini kesinlikle bize söylemedi, kendi kendine konuşmaları var ama öyle bir şey söylemedi. Ben komşularımla Kur'an'a gitmiştim. Evde çay demlemiş çay içiyordu. Babası evde lavaboya girince çıkmış evden, o da görmemiş. Bıçağı nerden almış bilmiyoruz, kendindeymiş bıçak. Ben evde değildim, o esnada okumadaydık görmedim. Çok üzgünüz. Yaralanan kardeşimiz için de çok üzüldük ama şükürler olsun yaşıyor" dedi.  "Hastane sırasındaydık, yatıracaktık"  Oğullarının hastaneye yatışının verilmesi için sıra beklediklerini yineleyen Harbi, "Rahatsızlığını askerden geldikten sonra anladık. Kızgın ve çabuk sinirleniyor. Takıntıları başladı, bazı durumları kafasına takıyordu. Ona bir şey söylemeyeceksin, söyleyince 'Siz yanlış konuşuyorsunuz?' diye tepki veriyordu. O yüzden susuyorduk, bekliyorduk. Zaten hastane sırasındaydık, yatıracaktık" diye konuştu. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.