#Boşanma

Yeni Marmara Gazetesi - Boşanma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Boşanma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Düğünde Takılanlar Ne Gelinin Ne De Damadın Haber

Düğünde Takılanlar Ne Gelinin Ne De Damadın

 Evlenmek isteyenlerin masrafları giderek artarken, boşanmak isteyenler de benzer bir maliyetle karşı karşıya kalıyor. Çekişmeli boşanmaların minimum maliyeti dudak uçuklattı.   Beyaz eşyasından mobilyasına, takısından düğün salonu masraflarına kadar evlenmek isteyenler yüklü bir masrafla karşı karşıya kalıyor. Evlilik kararı alan çiftler zevklerine göre belli bir borcun altına girerken, daha sonrasında boşanmak da artık bir o kadar masraflı oldu. Bir çiftin çekişmesiz boşanmak için en az 200 bin lirayı gözden çıkarması gerekirken, çekişmeli boşanmalarda ise bu maliyet daha da artıyor. Velayet davası ve diğer talepler de eklendiğinde maliyetlerin yükseldiğini ifade eden Bursa Barosu avukatlarından Cüneyt Fidan, "Eskiler yuvayı kurmak zor, yıkmak kolay derlerdi. Ancak artık yıkmak da kurmak kadar zor. Günümüzde çekişmeli boşanma davası açmak isteyen insanlar sadece harç ve vergi olarak en az 4 bin lira para ödemektedir. Bununla birlikte avukat ücretleri, baronun ücretine göre yaklaşık 100 bin lira tutmaktadır. Bu sadece bir tarafın bir avukatı içindir. Bununla birlikte boşanma davası sonrasında açılacak olan mal ayrılığı davası da evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazlar, arabaların değerine göre yine masraflar binlerce lira tutabilmektedir. Bazı boşanma davalarında tarafların durumuna göre minimum 500 bin lira gibi masraflar çıkabilmektedir. Bu sebeple de artık boşanmak da evlenmek kadar çok zor" dedi.  Düğünde takılanlar ne gelinin ne de damadın  Düğün sırasında takılan takıların boşanma davasında dava konusu olduğunu ifade eden Avukat Cüneyt Fidan, "Yargıtay'ın bu yönde birden fazla kararı vardır. Düğün sırasında takılan takılar, boşanma sırasında kadına mı aittir, erkeğe mi aittir şeklinde farklı görüşler mevcuttur. Ancak gelinen noktada yapılan masraflara bakıldığında düğün sırasında takılan takılar artık avukata ait sayılabilir. Çünkü dava masrafları, boşanma masrafları oldukça artmıştır" şeklinde konuştu.  Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre ise, 2024 yılı evlenme ve boşanma sayıları şu şekilde:  "Evlenen çiftlerin sayısı 2023 yılında 567 bin 11 iken, 2024 yılında 568 bin 395 oldu. Bin nüfus başına düşen evlenme sayısını ifade eden kaba evlenme hızı 2024 yılında binde 6,65 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlerin sayısı 2023 yılında 173 bin 342 iken, 2024 yılında 187 bin 343 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2024 yılında binde 2,19 olarak gerçekleşti. Kaba evlenme hızının en yüksek olduğu il, binde 7,76 ile Adıyaman oldu. Kaba evlenme hızının en düşük olduğu il ise binde 4,01 ile Tunceli oldu. Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il, binde 3,29 ile Antalya oldu. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,45 ile Hakkari oldu. Evlilik süresine göre boşanmalar incelendiğinde, 2024 yılında gerçekleşen boşanmaların yüzde 33,7'si evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21,3'ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti. 2025 yılı verileri ise 2026 Şubat ayında açıklanacak." 

Kocasına Öfkelenen Kadın Sanayideki Araçların Arasına Daldı Haber

Kocasına Öfkelenen Kadın Sanayideki Araçların Arasına Daldı

Denizli'de boşanma aşamasındaki eşine öfkelenen kadın sanayiyi savaş alanına çevirdi. Eşinin ve park halindeki diğer araçlara da zarar veren kadına ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza yazılırken, aracı da trafikten men edildi.   Denizli'de 2 aydır boşanma aşamasında oldukları öğrenilen Zehra E., birkaç gündür kendisini öfkelendiren eşi Halil M.'nin eski çalıştığı işyerinde olduğunu öğrenerek adrese gitti. Halil M.'nin hareketlerine daha da öfkelenen Zehra E., sevgililer gününde sanayiyi savaş alanına çevirdi. Zehra E., ile boşanma aşamasındaki eşi Halil M., aralarında tartışma çıktı. Öfkesine yenik düşen Zehra E., 20 AER 392 plakalı aracıyla Halil M.'ye ait ve park halindeki araçlara defalarca çarptı. Bölgede bulunan vatandaşlar tarafından kaydedilen görüntülerde tekrar tekrar Halil M.'nin aracının bulunduğu işyerine gelen Zehra E., araçlara çarparak uzaklaştı. Bir ara araçtan inen Zehra E., ile Halil M., arasında sözlü tartışma da yaşandı. Tekrar aracına binen Zehra E., yine Halil M., ve park halindeki araçlara çarptı. Zehra E.'yi durdurmak isteyen Halil M., ise aracın camını kırarak durdurmaya çalıştı.  İhbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Yapılan kontrollerde ehliyetsiz olduğu anlaşılan Zehra E.'ye 18 bin TL ceza yazılırken, aracı ise trafikten men edildi. Zehra E., hakkında mala zarar vermek, kasten yaralama ve hakaret suçundan da hakkında işlem yapıldığı öğrenildi.  Olayın görgü şahitlerinden Fettah Yılmaz, "Dün aracımı sanayiye götürdüğümde bu olaya şahit oldum. Bir kadın ile erkeğin aralarında tartışmalarına şahit oldum. Kadın sinirliydi. Öğrendiğim kadarıyla boşanma aşamasındaki eşiydi. Aralarında nasıl bir tartışma vardı bilmiyorum. Daha sonra polisler gelince herkes sakinleşti" dedi. 

Boşanma aşamasındaki eşi Fadim Temirhanoğulları'nı öldüren sanığın yargılanmasına başlandı Haber

Boşanma aşamasındaki eşi Fadim Temirhanoğulları'nı öldüren sanığın yargılanmasına başlandı

Antalya'da boşanma aşamasında olduğu eşini öldüren şahsın yargılanmasına başlandı. Maktulün annesi duruşma salonuna kızının fotoğrafıyla ağlayarak girerken, sanık koca, "Ben bir canavar değilim. Ailesinden özür diliyorum. Kadın öldüren adam adam değil, onurlu insan değil. Ben kalbimdeki gülümü koparmışım" dedi.   Eşini öldürmekten tutuklanan cinayet sanığı Savaş Temirhanoğulları ve kendisine yardım ettiği ididasıyla tutuksuz yargılanan arkadaşı F.İ. ilk kez hakim karşısına çıktı. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya maktul Fadim Temirhanoğulları'nın annesi, babası, kardeşleri, kızları, kadın dernekleri ve taraf avukatları da katıldı. Maktülün annesi Mediha Saçlı, duruşma salonuna kızının fotoğrafıyla ağlayarak girdi.  Savunmasında suçlamaların anlatıldığı gibi olmadığını öne süren sanık Savaş Temirhanoğulları, "Evet, eşimi ben öldürdüm. Bizi de tanıştıran arkadaşım F.İ'dir. Kendisi bayan kuaförüdür. 17 yıl mutlu evliliğim oldu. Ben bir canavar değilim. Ailesinden özür diliyorum. Kadın öldüren adam adam değil, onurlu insan değil" dedi.Bu sırada maktulun ailesi sanığın sözünü kesince mahkeme başkanı aileye uyarıda bulundu.  "Kaç defa tetiğe bastığımı hatırlamıyorum"  Son bir yıldır eşinin psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Savaş Temirhanoğulları, "Antidepresan ilaçları kullanırdı. Ben eşimi seviyorum, hala da seviyorum. Şu an yaşayan bir ölüyüm. Eşim son 1 yıl içerisinde boşanmak istedi. 2-3 ay babamın evinde kaldım, sonrasında barıştık. Bir süre sonra eşim elimi uzattığımda bana ‘Çek elini pislik' gibi söylemlerde bulunurdu. Bana farklı ithamlarda bulunurdu. Doğrudur, uzaklaştırma kararım vardı. Bizi evlendiren kişi F.İ'dir. Yaşadığımız olaylardan haberi vardır. Eşimle bizi barıştırabileceğini söyledi. F.İ. eşimle konuştu. F.İ., işinden dolayı geç vakitte gelebileceğini söyledi. Ben de babamın evindeydim. Olaydan 20-25 dakika önce beni evden aldı, gece saat 03.35 sıralarıydı. Binaya girdik, yukarıya çıktık. Eşim kapıyı açtı. Bana direkt ‘Niye, ne için geldin?' dedi. Ben de F.İ'nin bizi barıştırmak istediği için geldiğimi söyledim. Eve gittiğimde üzerimde silah yoktu. Eşimde son bir yılda anormal değişiklikler vardı. Beni aldattığını tahmin ediyordum. O da beni aldattığını kabul etti. Tartışırken eşim evdeki ruhsatsız silahı aldı. Ben silahı elinden aldım. Bana ‘Adamsan beni vur. Ölümden korkmuyorum' dedi. Ardından beni aldattığını itiraf etti. Merdivene doğru ateş ettim. F.İ. beni durdurmaya çalıştı. Küfürlere devam etti. Kaç defa tetiğe bastığımı hatırlamıyorum. Eşim sadece küfür ediyordu, sonra eşim yere yığıldı. Sonrasında F.İ'nin beni götürdüğünü hatırlamıyorum. F.İ. bizi oraya barıştırmaya götüren bir kişi. Bu insanın hiçbir suçu yoktur. Ben kalbimdeki gülümü koparmışım. Masum kimsenin ceza almasını istemem" dedi.  "Rahmetli ablam bana daha önce ‘Savaş ev versin, gitsin' dedi"  F.İ. ise savunmasında böyle bir olayın yaşanmasını istemediklerini ifade ederek, "Ben rahmetliyi tanırım. Hem ablam, hem iş arkadaşım. Aralarında bazı sorunlar yaşandı. İki tarafta kontrolü kaybetti, ikisi de birbirini kırdı. Yaklaşık 10 yıl kendileri ile görüşemedik. Güzel bir aileydi. Ablam biraz sinirliydi. Olay günü ablamla Whatsapp üzerinden görüştüm. Düzeltebileceğim bir şey varsa teklifte bulundum. İki gün sonra kendisi ile telefonla görüştüm. Kendisinin de görüşme isteği vardı. Kuaförde birlikte çalıştığımız için her şeyi anlatırdı. İlk eşini bile bana anlatırdı. Merhum biraz sertti, otoriterdi. Savaş ağabey de sertti ama ablam dediğini yaptırırdı. Bir kişi ölmedi, hepimiz öldük. Olay anında yanındaydım. Savaş ağabey barışmak niyetiyle gitti. Ablam Savaş'ı görünce ‘Senden kurtuluş yok değil mi?" dedi. Ağabeyim ‘Ben bazı şeyleri bilmeme rağmen Isra için denemek istiyorum' dedi. Birbirlerine bağırarak hamle yaptılar. Rahmetli ablam bana daha önce ‘Savaş ev versin gitsin' dedi. Ben de ağabeyime söylemiştim. O da araba hediye edeceğini söyledi. Olay anında ablamın ağır tahriği, tükürmesi ve bağırması vardı. Kendisinden korkuyorduk. Psikolojisi yerinde değildi. Biz gerçekten barışmaya gittik. Fadim abla bizden korktuğu için silahı vestiyerden aldı. Savaş abi de silahı onun elinden aldı. Ben engel olmaya çalışınca da bana da vurdu, sonra ateş etti. Fadim abla üçüncü basamakta idi. Savaş abi 5-6 saniye sıktı. Silahı elindeydi, apartmandan çıkarken silahı cebine koydu. Çok pişmanım. Psikolojim benim de bozuk. Ailemi düşündüğüm için yardım için kimseyi aramadım" diye konuştu.  Müşteki Mediha Saçlı ise maktülün annesi olduğunu, kızı ile öldürülmeden bir süre önce telefonla görüştüğünü belirterek, "Kızım boşanma aşamasındaydı. Bana kocasının başına silah dayadığını söyledi. Ben geçimsizliklerini son günlerde öğrendim. Çok korkuyordu. Kızımın telefonunda KADES uygulaması vardı. Bu kişi benim canımı aldı. Şikayetçiyim. En ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.  Baba Mehmet Saçlı ise kendisinin kızının ve damadının geçimsizliklerinden haberi olmadığını söyleyerek, öldüğü gün geçimsizliklerini öğrendiğini ifade etti.  Maktulün ilk eşinden kızları ve kardeşleri de, çift arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu belirterek, Savaş Temirhanoğulları'nın karısına şiddet uyguladığını öne sürdü.  Cinayet sanığı Savaş Temirhanoğulları'nın kızı İ.T. ise sanıklardan şikayetçi olmadığını belirterek, "Bir gün sabah annem eline bıçak almıştı, babamın göğsüne tutmuştu sert bir şekilde. Babam da ben bıçağı görmemeyim diye anneme sarıldı. Bu sırada babamın göğsünde hafif kesik oluşmuştu. Annem ve babamın her evde olduğu gibi ufak tefek kavgaları oluyordu. Babamın anneme şiddet uyguladığını görmedim. Olay günü geç yatmıştım, 01.30 sıralarıydı. Kapının zil sesiyle uyandım, saat 04.00 sıralarıydı. Önce yabancı bir erkeğin sesini duyduk. Kapıyı hafif araladım. Bu kez babamın sesini duydum, rahatladım. Kapımı kapattım ve yattım. Babamın, annemin bağırma seslerini duydum. Annem babama, 'Sen nasıl bir erkeksin. Senin erkeklik gururun yok mu?' gibi şeyler söylüyordu. Silah sesini duydum mu hatırlamıyorum. Sabah uyandığımda saat 08.40 civarıydı. Kapıyı açtım, annem önümde yerde yatıyordu. Komşulara haber verdim, halamı aradım, polis ve ambulansı aradım. Annem babamdan korkmazdı. Annem babamı kast ederek, ‘Öyle şeyler yapacağım ki beni öldürmek zorunda kalacak. Benim de başıma bir şey gelirse bu sebeptendir' gibi şeyler söyledi. Teyzemler şikayetçiymiş. Teyzemler bugüne kadar bizim hayatımıza girmedi. Bu insanlar hayatımızın içine son zamanlarda girdiler. Bu insanlar sonradan hayatımıza dahil olup, bizi bu hale getirdiler, annemi yönlendirdiler. Bazı konularda annemi yönlendirerek annemin aklına gelmeyen şeyleri yaptırdılar. Bazı konuşmalarını da ben duyuyordum. Babamın silahı vardı, evde tutuyordu. Babam gece çalışıyordu, silahı annemin dolabına koyuyordu kendimizi korumamız için" diye konuştu.  Annesinin olaydan yaklaşık 1 yıl önce kendisinin tavsiyesiyle psikiyatriye gittiğini iddia eden İ.T., annesinin ilaçla tedavi gördüğünü söyledi.  Sanık Savaş Temirhanoğulları'nın avukatları ise maktulün ilk eşini öldürmek için iki kişi ile anlaştığını belirterek, bu nedenle azmettirmekten 2 ay 10 gün cezaevinde yattığını belirtti.  Mahkeme Savaş Temirhanoğlları'nın tutukluluğunun devamına, F.İ.'nin adli kontrolünün devamına karar vererek duruşmayı erteledi.  "Namusumu korudum"  Yaklaşık 7 saat süren davanın ardından Antalya Adliyesi önünde açıklama yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, duruşmanın 12 Mart tarihine ertelendiğini belirterek, "7 saati bulan duruşmada herkes kendisini savunuyor. Ama katil neden Fadim'i öldürdüğüne dair ‘Namusumu korudum' diyor. Biz bu iddiaları biliyoruz. Yıllardır ülkemizde kadınlar öldürülüyor, ‘Namusumu korudum' deniliyor. Oysaki kendi ahlaksızlıklarını tartışmıyorlar. Bugün duruşmada taraflar dinlendi, katil beyanda bulundu. Aynı zamanda katile yardım eden diğer sanığın silahı taşımasından dolayı tutuklanmasını talep ettik. Tutuklanma talebimiz kabul edilmedi ama katil cezaevinde tutuklu bir şekilde kalmaya devam edecek. Duruşma 12 Mart tarihine ertelendi, biz yine burada olacağız" dedi.  "Boşan maden, neden öldürüyorsun"  Eşi tarafından öldürülen Fadim Temirhanoğulları'nın annesi Mediha Saçlı ise adaletin yerini bulması ve sanıkların en ağır cezayı almasını istediğini belirterek, "Kızımı canice öldürdü, ondan şikayetçiyim. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. Benim canımı aldı, yavrumu aldı. Benim canım yandı. Hep çocuklar, kadınlar gidiyor. Boşan maden, neden öldürüyorsun. Çok ağır bir ceza almalarını istiyorum" ifadelerini kullandı.  İddianameden  Konyaaltı ilçesi Hurma Mahallesi 252. Sokak'taki sitede yöneticilik yapan Fadim Temirhanoğulları (52), 12 Eylül 2024'te birlikte yaşadığı kızı tarafından sabah silahla vurularak öldürülmüş halde bulundu. Polis ekipleri, kadının eşi Savaş Temirhanoğulları (48) ile kaçmasına yardım ettiği öne sürülen F.İ'yi Korkuteli ilçesinde yakalayarak gözaltına aldı. Temirhanoğlu tutuklanırken, F.İ. ise serbest bırakıldı. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, Savaş Temirhanoğulları hakkında "kadına karşı tasarlayarak öldürme", araçla kaçmasına yardım eden F.İ. hakkında ise "kadına karşı tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım etme" suçlarından iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, sanık Temirhanoğulları'nın diğer sanık F.İ'nin kullandığı 07 ETZ 17 plakalı araçla boşanma aşamasındaki eşinin evine gittiği ve ruhsatsız tabancasıyla maktulü 5 yerinden vurarak öldürdüğü belirtildi. Sanığın olayın ardından F.İ'nin kullandığı araçla olay yerinden kaçtığı kaydedilen iddianamede, ayrıca maktulün daha önce eşi tarafından ölümle tehdit edildiğine dair iki kez şikayette bulunduğu bilgisine de yer verildi. İddianame Savaş Temirhanoğulları'nın boşanma aşamasındaki eşini aralarında aldatma nedeniyle çıkan tartışma sonucu öldürdüğü ifadesi de yer aldı. İddianamede, sanıklar Savaş Temirhanoğulları'nın ağırlaştırılmış müebbet, F.İ'nin ise 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianame Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. 

Kan Donduran Cinayet Failinden Mahkemede Nutku Kesen Sözler Haber

Kan Donduran Cinayet Failinden Mahkemede Nutku Kesen Sözler

Bursa'da boşanma aşamasındaki eşi Seher Kındaç'ı (42) başına merdaneyle vurduktan sonra iple boğarak öldüren öldürmeden öncede arama motoru Google'da “İple insan öldürmek ne kadar sürer” diye arama yapan Turgay Kındaç (48), 'Tasarlayarak eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Son savunmasında "Değerli eşimi sevgi ve saygı ile yad ediyorum. Mekanı cennet olsun" diyen tutuklu sanığın bu sözleri ceza indirimine yetmedi.   Olay, 29 Ocak 2024 tarihinde merkez Yıldırım ilçesi Esenevler Mahallesi'nde yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Turgay Kındaç, boşanma aşamasında olduğu eşi Seher Kındaç (42) ile tartışmaya başlayınca eşinin kardeşine, 'Ablanı öldürürüm' diyerek mesaj attı. Mesajı gören kız kardeşinin ihbarı üzerine eve gelen sağlık ekipleri yerde hareketsiz yatan Seher Kındaç'ın olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi.  Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüpheli Turgay Kındaç cinayetten bir gün sonra Şehir Meydanı'nda gözaltına aldı. Emniyette suçunu itiraf eden Turgay Kındaç boşanma aşamasındaki eşini kıskançlık sebebiyle öldürdüğü belirterek, “Eşim iş yerinde 2023 yılının son günü Metehan diye biriyle fotoğraf çektirdikten sonra sosyal medyada paylaştı. Olayın yaşandığı günü sabah yine tartışma çıktı ve eşimin başına merdane ile vurdum sonra da boğdum. Ancak neyle boğduğumu hatırlamıyorum" dedi.  Eşini öldürdükten sonra telefonu satmış  Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Seher Kındaç'ın otopsi raporuna yer verildi. Yayınlanan raporda merdane ile başına vurulduktan sonra iple boğularak öldürüldüğü, çenesinde ve boğaz kısmında kanamalı kırıklar olduğu belirtildi. Suçunu itiraf eden tutuklu sanık eşi Turgay Kındaç'a 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi talep edildi. Eşini öldürdükten sonra, cep telefonu ve kredi kartını alan sanığın, karttan para çektiği ve cep telefonunu da satan Turgay Kındaç'a 'Nitelikli yağma' ve 'Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama' suçlarından da 15 yıla kadar hapsi istendi. Öte yandan, Turgay Kındaç'ın eşini öldürmeden önce Google'da, “İple insan boğmak ne kadar sürede gerçekleşir” diye arama yaptığı ortaya çıktı.  “Kıskançlık nedeniyle öldürdüm”  1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ilk kez hakim karşısına çıkan Kındaç, duruşma salonundaki 2 oğlundan özür dileyerek yaptığı savunmada, “Eşimi çok seviyorum, kıskançlık nedeniyle öldürdüm, iş yerinden M. isimli bir arkadaşına fotoğraf ve kalp yollamıştı. Kıskançlık yaşadım. Onunla birliktelik yaşadığını düşünerek telefonunu kontrol ettim. Bunları kabul etmeyi göze aldım. Ona olan sevgimi ispat etmek için olay günü çamaşır suyu içip, fare zehri yedim. Tartışmaya devam ederken, eşim bana tahrik edici, aşağılayıcı cümleler kullandı. Mutfakta, çaydanlığın üzerinde bulunan beyaz bezi görünce Seher'i yere yatırıp, bez ile boğarak öldürdüm. Bunları hak etmemiştim" dediği öğrenildi.  Duruşmada konuşan çiftin oğlu Hüseyin Kındaç (24), evlenmeden 3 ay önce evden ayrıldığını ve ailesinden ayrı yaşamaya başladığını belirterek, "Borçları, borçla kapatıyordu. Annemin kartlarını kullanıyordu. Eve sürekli icra geliyordu. Evin geçimine artık yardımcı olmuyordu. Bu adam, şiddete meyilli bir insandı. Zamanında annemi demir sopayla dövmüş, annem bunu bize sonradan söylemişti" diye konuştu.  Çiftin diğer oğlu Hürcan Kındaç (21) ise ifadesinde, "Annemden M.'yi duymuştum. M., anneme 'Abla' diye hitap ederdi. Bunları annem bize söylerdi. Sanık, annemin telefonunu alıp, sürekli oradaki hesaplardan harcama yapıyordu. Annem bana telefonunu verirdi. Şifresine kadar bilirdim. Kötü şeyleri yoktu. Annem telefonunu, babam kartları almasın, harcama yapmasın diye saklıyordu" diye konuştu. Sanığın her 2 oğlu da şikayetçi oldu.  "Değerli eşimi sevgi ve saygı ile yad ediyorum. Mekanı cennet olsun"  Turgay Kındaç'ın avukatı Hakan Gündoğdu müvekkilinin 25 senelik evli olduğunu, bir gün dahi eşine şiddet uygulamayan bir insanın, bir anda eşini öldürme kararı almasının altında muhakkak bir sebep yatması gerektiğini savundu. Tutuklu sanığın, eşinin, olaydan önce kendisini aldattığına yönelik beyanları nedeniyle eylemi gerçekleştirdiğini söyleyen Gündoğdu, haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep etti. Bursa Adliyesinde görülen karar davasında Kındaç'ı 'tasarlayarak eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, sanığa son sözünü sordu. Kındaç yaptığı son savunmada "Hakim Bey, değerli eşimi sevgi ve saygı ile yad ediyorum. Mekanı cennet olsun. Ben sizin huzurunuzda nasıl suçluysam, eşimin, gözlerime bakarak bana aldattığını söylemesi de bir suçtu. Keşke hiç yaşanmasaydı" dedi. Bu sözler etkili olmadı ve Mahkeme heyeti tutuklu sanığın cezasında indirim uygulamadı. Sanığın, 'Yağma' suçundan ise maktulün eşi olması nedeniyle, cezalandırılmasına yer olmadığına karar verildi. 

Boşanma Krizi: Baba Okulda Ateş Açtı Haber

Boşanma Krizi: Baba Okulda Ateş Açtı

 Ankara'da oğlunu okuldan almaya giden şahıs, boşanma aşamasındaki eşi ve kardeşini görünce tabancayla ateş açtı. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, şahıs polis tarafından gözaltına alındı.  Olay, Etimesgut ilçesi Süvari Mahallesi'nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, oğlunu okuldan almaya gelen M.Y., boşanma aşamasındaki eşi ve eşinin kardeşi S.K. ile karşılaştı. Çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucunda M.Y. yanındaki tabancayla 7-8 el ateş ederken, S.K. arabayı kendine siper etti. Kurşunların arabaya ve özel okul binasına isabet ettiği olayda ölen ya da yaralanan olmazken, silah sesleri üzerine olay yerine giden polis ekipleri şüpheli M.Y.'yi suç aleti silahla birlikte yakalayarak gözaltına aldı. Adli işlemlerin ardından şüphelinin adliyeye sevk edileceği belirtilirken, anne ve kardeşi S.K.'nın İstanbul'dan geldiği öğrenildi.  Olaya tanık olan bir esnaf, “Arkadaşım eşinden ayrıldı. Sonra eşi, annesi ve babasıyla gidiyor İstanbul'a. Çocuk babada. Baba çocuğu burada koleje kaydettiriyor ve benim de lavaş alışverişi yaptığım bir esnaf arkadaş. Her gün geliyor, çocuğu okuldan çıkana kadar benim burada oturuyor, çayını içiyor. Öğrenciler çıkmaya başladıktan sonra çocuğunu alıyor gidiyor” ifadelerini kullandı.  "'Sana bir şey olursa çoluğunu çocuğunu bu okuldan kim alacak' dedim"  Esnaf yaşananlara ilişkin, “Buraya çocuğunu almaya geliyor. Ondan önce de annesiyle dayısı olduğu söylendi bize, onlar almaya gelmiş çocukları. Siz benim çocuğumu alamazsınız hesabı. Biz burada bir araba kazası gibi bir şey duyduk. Ondan sonra dışarı çıktık. Dışarı çıktığımızda karşılıklı silahlı çatışma yaşandı. Ölü ve yaralı yok diye biliyoruz. Biz oradan aldık getirdik buraya. Dükkanda oturdu, su verdik. Birkaç sefer silahını bırakması için ikaz ettik. Ben ‘Ya bak sana bir şey olursa çoluğunu çocuğunu bu okuldan kim alacak' dedim. Onlar İstanbul'dan niye gelmişler? Ne niyetle gelip de çocuğu almışlar veya almaya gelmişler orası muamma. Onu bilmiyoruz. Benim bildiğim, gördüğüm bu” dedi. 

Polis Memuru Boşanma Aşamasındaki Eşini Öldürmüştü! Haber

Polis Memuru Boşanma Aşamasındaki Eşini Öldürmüştü!

 Kastamonu’da boşanma aşamasındaki eşini beylik tabancasıyla öldüren polis memurunun yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan sanık, eşinin kendisini defalarca aldatmasından ötürü bu olayın yaşandığını belirterek, pişman olduğunu söyledi.  Olay, 15 Ekim'de Saraçlar Mahallesi Ankara Caddesi’nde meydana geldi. Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü görevli polis memuru E.T., boşanma aşamasındaki eşi Burçin Sevgi Telli’yi çıkan tartışma sırasında beylik tabancasıyla öldürdükten sonra polise teslim oldu. Çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanan polis memuru E.T. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde “kadına ve üstsoy veya altsoydan eşe karşı kasten öldürme” suçundan dava açıldı.  “Annesinden özür dilerim”  Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlayan davada sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmada kendisini savunan E.T., “Özür dilerim. Hakkınızı helal edin. Eşimle 2019 yılında tanıştım, severek evlendik. Evlendikten sonra 2,5 yıl kayınvalidemin apartmanında kaldık. Kavgamız, tartışmamız hiç olmadı. Çocuğum o evde doğdu, o evde büyüdü. Ardından yeni bir yere taşındık. Hakkari’ye tayinimiz çıktı. Eşim de yalnız kalmasın diye annesinin yanına taşındı. Annesine taşındıktan sonra her şey kötüye gitmeye başladı. Depremden dolayı Malatya’ya göreve gittim. Eşim beni aradı, 'hemen gel, evden ayrılacağız' dedi. Malatya’dan dönünce, ev bakmaya başladık. Bu sırada kayınvalidem, 'evden çıkmayın, ben zaten gideceğim, burada oturursunuz' dedi. Kayınvalidem evden ayrıldı. Kayınvalidem taşınırken evden eşyalarını da alıp gitti. Biz de eşya almak zorunda kaldık. Borca girdik. Babam, çiftçi kredisi çekip bana 200 bin lira gönderdi. Zamanla borcumuzu ödedik ve her şey iyiye gitmeye başladı. Bu sırada araç almıştım. Aldığım aracın bazı parçaları değişmesi gerekiyordu. İnternetten sipariş vermiştim. Eşimin telefonundan bunlara bakarken sosyal medyadan mesajlar geldi. Cinsel içerikli mesajlar geliyordu. Mesajı atanı araştırdığımda evli ve cinsel istismar suçundan ceza aldığını öğrendim. Evden ayrılmak istedim, çocuğumu bana vermediler. Boşanmak istedim. Sonra bir kafede buluştuk ve konuşup barıştık. Ben de eve geri döndüm” dedi.  "Yine barıştık"  Eşininin kendisini aldatmaya devam ettiğini belirten E.T., “Eşime hediye aldım, Anneler Gününü kutladım. Bu sebeple eşimin telefonuna baktım. Yine sosyal medyadan mesajlar geliyordu. Askeri personel, bankacı, emlakçı falan vardı. Kayınvalidemi arayıp 'gelin, kızınızı alın' dedim. Kavga ettik, ben de 10-15 gün meslektaşımın evinde kaldım. Sonra bu şahıslara ulaşıp konuştum. Eşim kendisini hemşire olarak tanıtıp bunlarla birliktelikleri olmuş. Boşanma davası açtım. Eşim beni bilinmeyen bir numaradan aradı ve görüşmek istediğini, boşanmak istemediğini söyledi. Yine barıştık. Eşimi alıp eve döndüm. Kavgalarımız oldu ama adli bir olayımız olmadı” diye konuştu.  “Eve imam getirip okuttuk”  Eşinin bir anda kendisini telefonla arayıp adliyenin önüne çağırdığını anlatan E.T., “'Anlaşmalı boşanalım' dedi, evrak verdi. Ben de ‘lanet olsun’ diyerek imzaladım. Birkaç gün görüşmedik. Arayıp 'çocuğumu özledim, görmek istiyorum' dedim. Çocuğumu alıp ekip otosunda sevip annesine geri veriyordum. Boşanma davası sebebiyle dilekçe vererek şehir değiştirmek istedim. Kayınvalidemi da arayıp sitemde bulundum, 'kavgamız yokken niye böyle oluyor' dedim. Kayınvalidem de 'ben de anlamadım, bir şey sorduğumuzda ters cevap veriyor, sanki büyü yapmışlar' dedi. Bunun üzerine biz de bir imamla görüşüp eve getirdik. Okudu, 'bu kıza muska yapılmış, 26 yaşında bu kıza musallat olmuş, muska yazacağım' dedi. Sonra aramız düzeldi. Hiçbir problemimiz yoktu. Her şey iyiye gidiyordu” şeklinde konuştu.  “Pişmanım, keşke bu olay yaşanmasaydı”  Olay gününe kadar hiçbir problemlerinin olmadığını söyleyen E.T., “Eşim sınava girmişti, sonuçlar açıklanacaktı, 'gel, beraber bakalım' dedi, tercih yapacaktık. Şubat ayında tayinimizin çıkmasını bekliyorduk, o yüzden 'doğu illerini yazalım' dedik. Sonra babam aradı, 'sana iyi bir araba alalım' dedi. Araba ilanlarına bakarken parmağımdaki yüzüğü boşanma davası için satmıştım, 'yeni bir yüzük alalım' dedi. Telefonu şarjdaydı. O sırada görüntülü bir arama geldi. Sonra Burçin’e, 'kim bu' diye sordum. 'Tanımıyorum, arayıp sor' dedi. Ardından görüntülü aradım, 'eşimi neden aradın' diye sordum. Telefonda 10 dakika görüşmemiz oldu. Bana ‘sen ne biçim adamsın’ diyerek eşimle birliktelik yaşadığını anlattı. Evimde birlikte olmuşlar, otelde birlikte olmuşlar. Erkekliğime, adamlığıma laf etti. Çocuğumu alıp komşumuza bıraktım. Benden sonra Burçin adamla konuşuyordu. 'Neden anlattın, beni öldürecek' diyordu. Gözümden yaş gelerek silahı doğrulttum, 'bize bunu niye yaptım' dedim. 'Özür dilerim' dedi, sonra kaç el ateş ettiğimi bilmiyorum. O sırada kafama sıkacaktım. Çocuk yanıma geldi. Elimden tutunca yapamadım. Sonra ambulansı aradım, kapı çalındı. Çocuğumu komşuya teslim edip 'ben teslim olmaya gidiyorum' dedim. Ben eşimi öldürmek istemedim, canını yakmak gibi bir düşüncem olmadı” ifadelerini kullandı.  “Kızım, her barışmasında kızının babasız büyümesini istemediği için eşini afetti”  Maktul Burçin Sevgi Telli’nin annesi Y.E. ise, “Benim kızımın aldattığını söylüyor, neden her seferinde kendisi gelip barışmak istiyordu, kızımı alıp götürüyordu. Kızıma tekme attı, evimin tüm kapıları kırık. Kızıma şiddet uyguladı. Kızım dava açtı her seferinde evime gelip sulh oluyorlardı. 3,5 yıllık evliler. Doğru düzgün yaşam tarzları olmadı. Kızıma sürekli hakaret ediyordu. El kaldırdı, darp etti. Kızımı sürekli tehdit ediyordu, 'çocuğu alırım, göstermem' diyordu. Aldatma olayından sonra kızım mecbur evine geri gitti. En son kızımı darp ettiğinde silahla vurmuş. Dayısı araya girmiş. Kızım şikayetçi oldu. Borçları vardı, borç yüzünden sürekli kavga ediyorlardı. Kızımın altınlarını sattı. Her seferinde kızımı kandırıyordu. T.E. kendi de aldattı. Kızım da bunları yapmış, aldatmış, kızıma sürekli hakaret ediyordu. Şiddet meyilli birisi. Son 1 senedir kızıma yaptığı şiddet arttı. İstemiyorsa kızımla boşanacaktı, hakkımı helal etmiyorum” dedi.  Maktul Burçin Sevgi Telli’nin babası T.Y. de kızı öldüğü için iftira atıldığını, asıl kızının aldatıldığını ve sanıktan davacı olduğunu belirterek, cezalandırılmasını istedi.  Mahkeme heyeti, sanık, tanık, şahit ve avukatları da dinleyerek, yaklaşık 7 saat süren yargılamanın ardından duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Mahkeme heyeti, E.T.’nin tutukluluğunun devamına karar verdi. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.