Hava Durumu

#Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

Yeni Marmara Gazetesi - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Troya Ören Yeri'nde ilk kez son Troyalının kafatası yüzlendirilecek Haber

Troya Ören Yeri'nde ilk kez son Troyalının kafatası yüzlendirilecek

Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içerisinde yer alan 5 bin 600 yıllık medeniyete ev sahipliği yapan Troya Ören Yeri'nde devam eden 2024 yılı kazı çalışmalarının Agora açmasında milattan önce yaklaşık 13'üncü, 14'üncü yüzyıla tarihlenen iskelet bulundu. İskeletin kafatası, ilk kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) adli tıp uzmanları tarafından yüzlendirilecek. Bu çalışma ile yaşları, nasıl öldükleri, ne tür hastalıklar geçirdikleri, çevre şartları, beslenme şekli ortaya çıkacak.  Tevfikiye köyü sınırları içerisinde yer alan Troya Savaşları'nın yaşandığı Troya Ören Yeri, UNESCO'nun 1998 yılında 'Dünya Kültür Mirası Listesi'ne aldığı 5 bin 600 yıllık medeniyete ev sahipliği yapıyor. Tarihte savaşlar, yangınlar ve depremlerle defalarca kez yıkılıp yeniden kurulan Troya Ören Yeri, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor. Troya Ören Yeri'ni gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler, 2019 yılında açılışı gerçekleştirilen Troya Müzesi'nde, sergilenen 2 bine yakın eseri de görme imkanı buluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin (ÇOMÜ) desteği ve İçdaş sponsorluğu ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) destekleriyle yürütülen kazılarda, önemli buluntulara rastlanılıyor. Troya Ören Yeri'nde kazı çalışmaları 12 ay devam ediyor.  Troya Savaşları'nın yaşandığı Troya Ören Yeri'ndeki kazı çalışmaları, Agora açmasında devam ediyor. Kazı çalışmaları sırasında Agora açmasında 10'uncu Troya, Doğu Roma yani Bizans Dönemi mezarlığında yaklaşık milattan önce 13'üncü, 14'üncü yüzyıla tarihlenen iskelet bulundu. İskeletin kafatası, ilk kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Adli Tıp Uzmanları tarafından yüzlendirilecek. Bu çalışma ile yaşları, nasıl öldükleri, ne tür hastalıklar geçirdikleri, çevre şartları, beslenme şekli ortaya çıkacak.  Troya Ören Yeri'nde birkaç yıldır Agora açması olarak adlandırdıkları alanda kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Troya Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, “Burası özellikle Son Tunç Çağı olarak tanımlanan dönem için önemli. Fakat Troya'nın genel tarihlenmesine baktığımızda 1'den 10'a kadar bir farklı kent katmanları var. Yani 10'uncu kent aslında Doğu Roma, Bizans Dönemi yerleşmesi. Biz bu Agora alanındaki kazılarımıza önceki yıllarda da karşımıza çıkmıştı. 10'uncu Troya'nın yani son Troyalıların mezarlığına, iskeletlerine rastladık. Şu anda o iskeletlerden bir tanesi açılıyor. Bu seneki çalışmalarımızda da farklı bir yöntem uygulayarak, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin adli tıp uzmanlarıyla beraber çalışıyoruz. Buradaki amacımız bu insanların yaşları, nasıl öldükleri, ne tür hastalıklar geçirdikleri konularına yöneliyoruz. Aynı zamanda ilk kez Troya'da bir iskeletin yüzlendirilmesi yapılacak. Yani son Troyalıların saçı, gözü, yüzü nasıl bunu anlayabileceğiz” dedi.  10'uncu Troya'da Doğu Roma yani Bizans Dönemi mezarlığında yaklaşık milattan önce 13'üncü, 14'üncü yüzyıla tarihlenen iskeletlerin üzerinde çalışmaların devam ettiğini de kaydeden Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, sözlerine şöyle devam etti:  “Troya'da ilk kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nin Adli Tıp Uzmanlarıyla beraber yüzlendirmesini yapacağız. Yani son Troyalının yüzü, gözü nasıl gözüküyordu, bir anlamda bu süreçte yapay zekayı da kullanarak son Troyalıyı görme şansına sahip olacağız. İskeletler üzerindeki incelemelerde sadece yüzlendirme değil, yaşı, hastalıkları, çevre şartları, beslenme şekli gibi diğer ayrıntıları da bu dönem için, bu analizlerle elde etmiş olacağız. Troya çalışmalarında yüzlendirme işlemini ilk kez bu sene biz uygulayacağız. Tabi daha önceki yıllardaki kazılarda pek çok iskelet ve kafatası gibi buluntular çıktı. Fakat yüzlendirme işlemini Troya'da bu sene ilk kez gerçekleştirmiş olacağız.” 

Çanakkale'deki Savaşın Acımasız Yüzü: 'Topuk Patlatanlar' Haber

Çanakkale'deki Savaşın Acımasız Yüzü: 'Topuk Patlatanlar'

Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlar tarafından Osmanlı askerlerinin cepheye ulaşacakları yollara havadan atılan ve savaş hilesi olarak nitelendirilen 3 ayaklı sivri uçlu topuk patlatanlar, savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor.  Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyündeki Namazgah tabyasında 109 yıl önceki Çanakkale Savaşları sırasında İtilaf Devletleri'nin savaş uçaklarından atılan 'topuk kıran' denilen 3 tarafı sivri yıldız çiviler, görenlere savaşın dehşetini bir kez daha hatırlattı. Tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşları'nda, İngiliz ve Fransızların Türk askerinin üzerine attıkları 3 ayaklı sivri çiviler seneler sonra bile görenleri dehşete düşürüyor. Yere düştüğünde her zaman sivri tarafı üstte kalan topuk kıran çiviler, harp meydanında binlerce Türk askerine zarar vermiş.  Üç tarafı sivri, uçları balık oltasına benzer bir şekilde imal edilen bu çiviler, yere nasıl düşerse düşsün sivri tarafı hep üstte kalıyor. Türk askerinin yürüyüş yollarına atılan bu çiviler, gece karanlığında fark edilmediğinden, askere büyük zayiat verdirdi. Ayakkabıdan kolayca geçen bu çiviler, askerlerin topuk kemiklerini kırarak yaraladı. Savaş sırasında ameliyatsız çıkarılması imkansız olan bu çiviler kangrene de sebebiyet verdi.  Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Savaşları başladığı zaman uçaklardan üç ayaklı sivri topuk kıranların atıldığını söyledi. Bu topuk kıranların savaşta önemli bir rol üstlendiğini de ifade eden Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Bu topuk kıranların uçları sivriydi ve yere düştükleri zaman hiçbir şekilde yan yatmıyorlardı. Mutlaka bir tanesinin bir ayağı üste geliyordu. Özellikle askerlerin gece yürüyüşlerinde yeri görmemeleri sebebiyle bu topuk kıranlar ayaklarına batıyor ve topuk kemiklerinin kırılması nedeniyle askerler savaş dışı kalıyordu. Özellikle İngilizlerin, buna çok büyük önem verdikleri görülmektedir. Yapılan topuk kıran operasyonlarında uçaklar vasıtasıyla özellikle sevk hatlarına atılarak pek çok Osmanlı askerinin ayaklarının topuklarından bu şekilde zayi olmasına sebebiyet verdiği ve pek çok askerimiz de o yüzden askerlik hizmetinden ayrılmak durumunda kaldı. Ayrıca bu topuk kıranlar özellikle atlar ve develere de zarar vermiştir. Çünkü onlarla da sevk yapılırken hayvanlar bunları görmedikleri zaman üzerlerine basıyorlardı ve bu çerçevede hayvan zayiatına da sebebiyet veriyordu. Çanakkale Savaşları'ndan bunca yıl geçmesine rağmen bu topuk kıranlar bütün askeri müzelerde ve savaş müzelerinde kendini göstermektedir. O nedenle bunlar da gerçekten Türk askerine büyük zayiat verdiren obje olarak karşımıza durmaktadır. Tabii ki her yolu kullanarak bu şekilde karşı tarafa alt etmeyi denemişlerdir" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.