Hava Durumu

#Cilt

Yeni Marmara Gazetesi - Cilt haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cilt haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli" Haber

"Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli"

Cilt sağlığının yaş, stres, beslenme gibi pek çok faktörden etkilendiğini belirten Uzman Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, "A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin yeterli miktarda alınması, bağışıklık sistemi için önemlidir. Bu da cilt sağlığıyla ilişkilidir" dedi.   Sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak için sadece cilde dışarıdan yapılan bakımların tek başına yeterli olmadığı, aynı zamanda besin tercihleriyle de ilgisinin bulunduğu belirtiliyor. Diyetin de, cildin içten dışa doğru beslenmesinde önemli bir rol oynadığı, araştırmalarda tüketilen besinlerin yaygın cilt rahatsızlıklarının gelişiminde ve önlenmesinde önemli olduğu ortaya konuluyor.  "Cilt sağlığı birçok etkene bağlı"  Acıbadem Adana Hastanesi'nde görevli Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Pakize Gizem Akgül, sağlıklı ciltle ilgili İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulundu. Cilt yapısının, genetik faktörlere ve çevresel etkilere bağlı olarak farklılık gösterdiğini dile getiren Diyetisyen Akgül, "Cilt sağlığı yaş, cinsiyet, beslenme, stres düzeyi, yaşam tarzı ve diğer birçok etkene de bağlıdır. UV ışınları, hava kirliliği, sigara dumanı, stres, yorgunluk ve diğer çevresel faktörlere karşı korunma da yeni aktörler haline gelebilir. Bu faktörler cildin sağlığına ve görünümüne etki eder ve cilt sağlığı için düzenli bakımın önemini vurgular" diye konuştu.  "Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenme, cilt sağlığı için önemli"  Diyetisyen Akgül, yapılan klinik araştırmaların, bu işlevsel besinlerin cilt sağlığı üzerinde "Yaşlanma belirtilerini geciktirici rol oynadığını" ortaya koyduğunu aktararak şunları söyledi:  "Araştırmalar, A, C, D ve E vitaminleri ile çinko ve selenyum gibi eser elementlerin, insan bağışıklık sistemi için hayati önem taşıdığını ve enfeksiyon riskini azaltmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenle, bu besin öğelerinin yeterli miktarda alınması, sağlıklı bağışıklık sistemi için önemlidir. Sağlıklı yeterli ve dengeli beslenmenin, cilt sağlığı ile uzun süredir ilişkili olduğu bilinmektedir. Kuruluk, sivilce, yaşlanma ve hatta güneş direnci gibi çeşitli cilt durumları beslenme düzeninden etkilenmektedir."  "Fenolik bileşikler yaşlanmayı geciktirebilir"  Bitkisel gıdalarda bulunan 'Fenolik bileşikler'e değinen Akgül, "Bazı çalışmalar meyve sebze, tahıl ve çeşitli bitkisel ürünlerde doğal olarak bulunan ve bu gıdaların renk, tat, koku gibi çeşitli karakteristik özellikleri sağlayan fenolik bileşiklerin cilt görünümü ve işlevinde yaşa bağlı bozulmayı geciktirmek ve hatta önlemek için faydalı etkilerini göstermiştir. Fenolik bileşikler tahıllar, yağlı tohumlar ve bakliyatlar başta olmak üzere birçok bitkisel temelli gıdada fazla miktarda bulunmaktadır" diye konuştu.  "Meyve ve sebzeler önemli bir besin kaynağı"  Cilt sağlığına iyi gelen besinleri sıralayan Akgül, fındık, badem ve ceviz gibi sert kabuklu yemişlerin, antioksidan özellikleri nedeniyle polifenoller içerdiğini anlattı. Meyve ve sebzelerin, cilt sağlığı için önemli bir besin kaynağı olduğuna dikkat çeken Akgül, "İçerdikleri vitamin, mineral ve antioksidanlar sayesinde ciltteki hasarları onararak, sağlıklı bir görünüm sağlar. Bu nedenle, bu meyve ve sebzeler doğal antioksidanların ideal bir kaynağı olarak kabul edilebilir. Yüksek antioksidan kapasitesine sahip işlevsel besinlere örnek olarak, ahududu, çilek, kızılcık, yaban mersini, böğürtlen, nar gibi meyveler ile ıspanak, brokoli, lahana, Brüksel lahanası ve karnabahar gibi sebzeler verilebilir. Yeşil çay, antioksidan özellikleri sayesinde cilt sağlığına birçok fayda sağlayan bir içecektir. Omega 3 yağ asitleri, cilt sağlığı için önemli bir besin ögesidir" ifadelerini kullandı. 

Cilt İçin En Önemlisi Nemlendirme Haber

Cilt İçin En Önemlisi Nemlendirme

Soğuk havalar ve düşük nemin cilt sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, kış aylarında hyaluronik asit ve retinoik asit kullanımının önemine dikkat çekerek, düzenli nemlendirme ve profesyonel cilt bakımlarının cildi yenileyip koruduğunu vurguladı.   Sonbahar ve kış aylarında soğuk hava, rüzgar ve düşük nemin, cilt sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu dönemde cildin daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu belirtti. Havaların soğumasıyla birlikte nem oranındaki azalma, ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabileceğinin altını çizen Dr. Işıl Turan, bu süreçte hyaluronik asit içeren ürünlerin kullanımının önemine dikkat çekerek, cilt bakımında hyaluronik asit serum veya kremlerin temiz bir yüze uygulanmasını tavsiye etti. Ayrıca, mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farklarının cilt üzerinde oluşturduğu hassasiyete karşı düzenli bakım yapılması gerektiğini belirten Turan, kış aylarında retinoik asidin cilt bakımında altın değer taşıdığını söyledi. Dr. Işıl Turan, bu maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu belirtti. Retinoik asidin, cildin üst katmanını hafifçe soyarak alt katmanda sağlıklı kolajen sentezine imkan sağladığını dile getiren Turan, bu tür ürünlerin profesyonel önerilerle kullanılmasını tavsiye etti.  Ellerinde kuruma ve çatlama fark edenlerin nemlendirici kullanımını ihmal etmemesi gerektiğini belirten Turan, "Cildin kötüleşmesini beklemeden, nemlendirici bakımına başlamak önemlidir. Özellikle cica içerikli nemlendiricilerin, hassas ciltler için mevsim geçişlerinde faydalı olduğunu unutmamak gerekiyor. Kış aylarında glikolik ve salisilik asitlerle yapılan profesyonel cilt bakımları cildi yeniliyor. Bu dönem aynı zamanda epilasyon işlemleri için de idealdir. Güneş ışınlarının azalmasıyla epilasyon daha güvenli ve etkili bir şekilde yapılabilir" dedi.  Dr. Işıl Turan, kış aylarının leke tedavileri için uygun bir dönem olduğunu belirtti. Güneşlenme ve solaryum gibi uygulamaların leke tedavilerini olumsuz etkilediğine dikkat çeken Turan, "Bu mevsimde, güneş kaynaklı sorunları alevlendirecek uygulamalardan kaçınılmalı" diyerek sözlerini tamamladı. 

Soğuk Havalara Dikkat Haber

Soğuk Havalara Dikkat

Sonbahar ve kış aylarında cildin soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, “Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade eden Uzman Doktor Işıl Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr.Işıl Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine değindi.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Turan, kış mevsiminin , epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu kaydeden Turan, "Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneriyoruz. Güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılmalı" diye konuştu 

Cilt Problemi Olanlar Dikkat! Haber

Cilt Problemi Olanlar Dikkat!

Kış aylarında havaların soğuması ile ciltte bazı sorunlar oluşmaya başlayabileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, soğuk havalarda el, yüz, boyun, kulak gibi bölgeler iyi korunmalı ve özellikle sık sık nemlendirilmesi gerektiğini söyledi.   Soğuk havanın deride kuruluğu artırarak farklı rahatsızlıklara sebep olabileceğini, onun için kış aylarında cilt fazladan bir özen istediğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ümit Bostancı, "Cildi yüzeyde saran yağ tabakası çevre ile insan derisi arasında koruyucu bir bariyer oluşturur. Bu koruyucu bariyerin çeşitli sebeplerle bozulması deriden su kaybını artırarak kuruluğa ve dolayısıyla kaşıntıya sebep olur. Soğuğa bağlı bazı deri hastalıkları da kış aylarında ortaya çıkar. Özellikle kuru cilde sahip kişiler sonbahar ve kış aylarında vücuda nemlendirici kremler uygulamalı ve deri yağ bariyerini güçlendirmelidir” diye konuştu.  Bol sıvı tüketilmeli ve soğuk hava sebebiyle deriden artan su kaybı dengelenmesinin önemli olduğunu belirten Bostancı, “Soğuk havalarda el, yüz, boyun, kulak gibi bölgeler iyi korunmalı ve özellikle sık sık nemlendirilmelidir. Çok sıcak ve soğuk suyla el ve yüz yıkamamalıdır. İdeal su sıcaklığı 35 derecedir. Çok sıcak suyla duş alınmamalı, banyoda çok yoğun lif ve kese uygulaması yapılmamalı ve banyo sonrası vücut nemlendirilmelidir.  Özellikle karlı havalarda yansıyan güneş ultraviyole ışınları sebebiyle güneş yanığı riski arttığından mutlaka yüksek faktörlü güneş koruyucu kremler uygulanmalıdır. Deri yaşlanmasının önemli sebeplerinden olan sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Peeling, dermapen veya çeşitli lazer uygulamaları için güneşin az olduğu kış ayları tercih edilmelidir. Özellikle dudaklar soğuktan çok etkilenir ve aşırı kurumaya eğilimlidir. Dudaklar özellikle iyi nemlendirilmelidir. Banyoda klasik sabun veya duş jelleri yerine sabun içermeyen yıkama barları tercih edilebilir” dedi. 

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Sonbahar ve kış aylarında cilt, soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan,“Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade etti. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine vurgu yaptı.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını ifade etti.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Bu sebeple kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneren Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi.   

Yüzdeki Güneş Lekeleri: Nedenleri, Tedavileri ve ÖnlemeYöntemleri! Haber

Yüzdeki Güneş Lekeleri: Nedenleri, Tedavileri ve ÖnlemeYöntemleri!

Güneşin zararlı ışınlarına uzun süre maruz kalmak, ciltte koyu renkli lekelerin oluşmasına nedenolur. Bu lekeler, özellikle yüz bölgesinde daha belirgindir ve estetik kaygılara yol açabilir. Peki, yüzdeki güneş lekeleri nasıl oluşur ve nasıl geçirilir? Gelin, bu soruların cevaplarını birliktebulalım. Güneş Lekelerinin Oluşumu: Güneşin ultraviyole (UV) ışınları, ciltteki melanin üretimini artırarak koyu renkli lekelerinoluşmasına neden olur. Melanin, cildi güneşin zararlı etkilerine karşı koruyan bir pigmenttir.Ancak aşırı UV ışınına maruz kalmak, melanin üretiminin düzensizleşmesine ve ciltte koyurenkli bölgelerin oluşmasına yol açar. Güneş lekelerinin oluşumunda etkili olan diğer faktörler arasında şunlar sayılabilir: • Genetik yatkınlık: Bazı kişiler, güneş lekelerine diğerlerine göre daha yatkındır. • Hormonlar: Hamilelik, doğum kontrol hapı kullanımı gibi hormonal değişiklikler güneşlekelerinin oluşumunu tetikleyebilir. • Yaş: Yaşla birlikte ciltteki kolajen ve elastin miktarı azalır ve cilt daha kolay lekelenebilir. • Bazı ilaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle antibiyotikler ve idrar söktürücüler, güneş ışığına karşıduyarlılığı artırabilir. Yüzdeki Güneş Lekelerinin Tedavisi: Yüzdeki güneş lekelerinin tedavisi, lekenin derinliğine, boyutuna ve cildin tipine göre değişiklikgösterir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur: • Evde Kullanılabilen Ürünler: o Retinol: Cilt yenilenmesini hızlandırır ve lekeleri hafifletir. o C Vitamini: Antioksidan özelliği sayesinde cilt tonunu eşitler ve leke oluşumunuengeller. o Niasinamid: Cildi aydınlatır ve leke görünümünü azaltır. o Kojik asit: Melanin üretimini inhibe ederek leke oluşumunu engeller. o Alfa hidroksi asitler (AHA): Cildi ölü hücrelerden arındırır ve leke görünümünühafifletir. • Profesyonel Tedaviler: o Kimyasal peeling: Cildin üst tabakasını soymak ve yeni hücrelerin oluşumunuteşvik etmek için kullanılır. o Lazer tedavisi: Melanin pigmentini hedefleyerek lekeleri yok eder. o Mikrodermabrazyon: Cildin üst tabakasını nazikçe aşındırarak leke görünümünüazaltır. o Intense pulsed light (IPL): Geniş bir alandaki lekeleri tedavi etmek için kullanılır. Güneş Lekelerinin Önlenmesi! Güneş lekelerinin oluşmasını engellemek için aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz: • Güneşten korunma: Güneş kremi düzenli olarak kullanmak, geniş brimli şapka takmak ve gölge yerlerde durmak güneş lekelerini önlemenin en etkili yoludur. • Cilt bakımı: Cildinizi düzenli olarak temizleyin, nemlendirin ve ölü hücrelerden arındırın. • Sağlıklı beslenme: Bol bol meyve, sebze ve antioksidan içeren besinler tüketmek cildinizikorur. • Sigarayı bırakmak: Sigara kullanımı cilt yaşlanmasını hızlandırır ve leke oluşumunuartırır.

Uzmanı uyardı: Deride oluşan sıyrık, çizik ve çatlaklara dikkat Haber

Uzmanı uyardı: Deride oluşan sıyrık, çizik ve çatlaklara dikkat

Yaz aylarında artış gösteren cilt problemleri sebebi ile dermatoloji kliniklerinde daha fazla yoğunluk yaşanıyor. Özellikle çocuklarda daha sık görülen cilt hastalığına yakalanan kişileri uyaran Dermatoloji Uzmanı, temastan kaçınmaları ve hijyenlerine önem göstermeleri konusunda uyardı.   Bakteri kaynaklı oluşan ve yaz aylarında daha sık görülen bir cilt hastalığı olan ‘İmpetigo’ bazı vatandaşları tedirgin ediyor. Özellikle ağız, burun çevresiyle birlikte el ve ayaklarda kızarıklıkla beraber vücutlarında yaralar oluşan vatandaşlar hastanelerin yolunu tutuyor. Daha çok sıcak ve nemli havalarda yaygınlaşan hastalığı; deride oluşan sıyrık, çizik ve çatlak ile birlikte kötü hijyen şartlarının da tetiklediğini ifade eden Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Cildiye bölümünde görevli Dermatoloji Uzmanı Doktor Nurgül Bayram, bu vaka ile karşı karşıya kalanları yakınları ile temastan kaçınması konusunda uyardı.  “Bakterinin bulaşıcılığı yüksek olduğu için temastan kaçınmak gerekiyor”  Herhangi bir sıyrık, travma durumunda derinin o bölgesinin temiz tutulması gerektiğine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Doktor Nurgül Bayram, “İmpetigo hastalığı sık gördüğümüz, özellikle çocukları tutan ve oldukça bulaşıcı bir bakteriyel deri enfeksiyonu aslında. Daha çok sıcak ve nemli havalarda görülmekte. Özellikle deride oluşan sıyrık, çizik, çatlak, travma ve kaşıma gibi durumlarda sonra bu bölgede cilt bariyeri bozuluyor ve cilt bariyerinin bozulmasıyla staphylococcus aureus dediğimiz bir bakteri bu bölgede çoğalmaya başlıyor. Bu bakteri enfeksiyonun bulaşıcılığı yüksek olduğu için bir yerden başka bir yere bulaşabilir ve kişiden kişiye temasla da bulaşabiliyor aynı şekilde. Bu yüzden kişiler arasında temastan kaçınmak gerekiyor. Yine elleri bol su ve sabun ile yıkamak gerekiyor. Herhangi bir sıyrık, travma durumunda derinin o bölgesini iyi bir şekilde temiz tutmak gerekiyor” dedi.  “İmpetigo hastalığı bir çocukta oluştuğunda aileleri endişe etmesinler”  Hastalığı fark eden ebeveynlere endişe etmemeleri hususunda uyarıda bulunan Bayram, “Bu bakteriyel deri enfeksiyonu çok nadir de olsa başka daha ciddi komplikasyonlara sebep olabilmektedir. Başka hastalıklarla karışmasın diye mutlaka Dermatoloji Uzmanına başvurmanızı öneririm. Bu tür yaralar oluştuğunda mutlaka o bölgenin temiz tutulması gerektiğini bir hastalara belirtiyoruz. Mutlaka kardeşleri özellikle birbirlerinden ayrı tutmaya özen gösteriyoruz. Yine ellerini bol su ve sabunla yıkamaları gerektiğini söylüyoruz. Çocuklarda özellikle küçük bir travma, sıyrık durumunda bu bölgenin temiz tutulmasına özen göstermelerini istiyoruz. İmpetigo hastalığı bir çocukta oluştuğunda aileleri endişe etmesinler. İlk olarak birinci basamak sağlık hizmetine başvurup gerekli tedaviyi alabilirler, hastalığın geçmemesi durumunda ise bir dermatoloji uzmanına başvurabilirler” diye konuştu.  “Sıcak ve nemli havalarda artış gösteren hastalığı, kötü hijyen şartları da tetiklemekte”  Hava sıcaklıklarının yanı sıra hijyeninde bu hastalığı tetiklediğini aktaran Bayram, “Sıcak ve nemli havalarda artış gösteren hastalığı, kötü hijyen şartları da tetiklemekte. Genellikle yüz, boyun, kollar ve bacaklar gibi vücudun açık bölgelerini tutmaktadır. İmpetigo dediğimiz bakteriyel deri enfeksiyonu; sarı bal renginde kabuklar ve içerisinde oluşan su kabarcıkları şeklinde gözükebilir. Eğer lezyon az ise genelde topikal dediğimiz sürme ilaçlar ile tedavi etmeye çalışıyoruz. Lezyon fazla ve hastalık şiddetli ise ağızdan antibiyotik tedavisi uyguluyoruz. Hastalığın geçme, iyileşme süreci aslında hastanın tedaviye uyumuna bağlı. Hijyen kurallarına uyup uymamasına bağlı. Bununla birlikte yine immün sisteminin ne kadar güçlü olduğuna bağlı. Yaklaşık 7-10 gün içerisinde lezyonlar gerilemeye başlar. Bu süre içerisinde hastaların, yakınları ile temasını azaltmasını istiyoruz” şeklinde konuştu. 

Cildiye profesörü Özden'den Çarpıcı Açıklamalar Haber

Cildiye profesörü Özden'den Çarpıcı Açıklamalar

Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Prof. Dr. Müge Güler Özden, tırnak dibinde görülen siyah lekenin bir cilt kanseri öncüsü olabileceğini ve geç kalındığında çok hızlıca ölümcül olabilecek bir tümöre dönüşebileceğini söyledi.  3 gün sürecek olan 6. Karadeniz Dermatolojide Yenilikler Sempozyumu, Samsun’da başladı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden’in kongre başkanlığını yaptığı sempozyumda cilt kanserleri ve hastalıklarıyla alakalı yenilikler, tedavi yöntemleri, tanı ve bu hastalıklarla mücadele yöntemleri masaya yatırıldı.  Sempozyum sayesinde birçok yeniliğin kamuoyuna duyurulduğunu ifade eden Prof. Dr. Müge Güler Özden, “6. Karadeniz Dermatolojik Yenilikler Sempozyumu'nda yeniden bütün Türkiye'den gelen öğretim üyeleri, akademisyenler, uzmanlar ve asistanlarla bir arada olmaktan çok mutluyuz. Bu açıdan gerçekten gurur duyuyoruz. Toplantımızın bölgemize çok büyük bir katkısı oluyor. Üstelik bölgeden katılan uzmanlara ücretsiz burs sağlayan bir toplantı olmanın onurunu yaşıyoruz. Bu yıl gerçekten çok önemli konular, çok önemli yenilikler tartışılacak. Sedef hastalığının yanı sıra başka hastalıklarda da çok önemli gelişmeler oldu. Alerjik egzamalı hastalar için, vitiligo için yani halk arasında ‘ala’ olarak bilinen hastalıklar için de yeni gelişmeler, yeni tedaviler tartışılıyor bu toplantıda” dedi.  “Tırnak dibinde görülen siyah leke, cilt kanseri öncüsü olabilir”  Tırnak diplerinde görülen lekelere de değinen Prof. Dr. Özden, “Sempozyumumuzun en ana konularımızdan ilkinde çıban ya da ‘köpek memesi’ hastalığı olarak bilinen hastalıkların tedavisindeki büyük gelişmelerden bahsettik. Bu da yeniliklerin bir tanesiydi. Tırnaklarda lekeler, daha doğrusu siyah çizgilenmeler cilt altı kanserinin bir bulgusu olabilir. Aynı cildin herhangi bir yerinde cilt kanseri görülebileceği ve bir ben gördüğümüzde bunun bir dermatolog tarafından bilgisayar desteğinde muayene edilmesi gerektiği gibi tırnak dibinde de bu gelişebilir ve tırnak dibinde görülen bir siyah leke gerçekten ciddi anlamda bilgisayarla muayene edilmesi gereken bir cilt kanseri öncüsü olabilir. Cilt kanseri erken müdahale edilirse hayat kurtaracak, yüzde 90 şifa sağlanacak, iyi huylu bir tedavi ile düzelebilecek tümörken, geç kalındığında çok hızlıca ölümcül olabilecek, şiddetli ve agresif bir tümördür. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir” diye konuştu.  Cilt ve cilt altı kanserlerinde uygulanan tedavi ve tanı yöntemlerinde çok büyük yenilikler yaşandığına dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Özden, “Tekrar bir kez daha bu sene bu vesileyle sedef hastalarının ve alerjik egzaması olan hastaların tedavilerinde çok büyük gelişmeler olduğunu bilmelerini, bu konuda uzman merkezlere mutlaka başvurmaları konusunu tekrar hatırlatmak istiyorum” şeklinde konuştu.  Hekimler tedavi ve tanı yöntemlerindeki yenilikleri aktaracak  120’den fazla katılımcının yer aldığı sempozyumda 58 uzman hekim sunum yapacak. Uzman hekimler tarafından tırnak biyopsi teknikleri, tırnak dermatokopisi, flep teknikleri, hidradenitis suppurativa cerrahisi, skyrizi, rinvoq, psoriasis patogenezinde, çocuk psoriasis tedavisi, komorbidite, androgenetik alopeside, CO2 ve Qswitch lazerlerin kullanım alanları, botulinum toksinin kozmetik dışı endikasyonlarda kullanımı, biyostimulan dolgular, onabotulinumtoksin etkinlik süresi, psoriasisde hastalık modifikasyonu, tremfya ile erken tedavinin avantajı, atopik dermatit tedavisi, angioödem, ürtiker hastasına yaklaşım, anaflaksı, deri hastalıklarında alerji testlerinin yeri, vitiligoda yeni tedaviler, kutanöz lupusta yeni tedaviler, HPV aşılarında-tedavilerinde güncel gelişmeler, HA vasküler komplikasyon yönetimi, muayenehane ortamında acil müdahale, tırnak hastalıklarında alternatif tedaviler, PCLA uygulama endikasyon, hidradenitis suppurativada biyolojiklerin-jak inhibitörlerinin rolü, erken evre mikozis fungoides tedavisi, psoriasis tedavisinde küçük moleküller, akne-demodex-rosaceada tedavi kozmetik bakım önerileri, dudak dolgusu uygulama teknikleri, ameliyatsız yağ yakma teknikleri, pemfigusta güncel tedavi, demodeks tanı-tedavisi, eritrodermi tanı-tedavisi ve liken tedavisi gibi birçok konuda sunum gerçekleştirilecek. 

Sarımsak Cilde Sürülür mü? Uzmanlardan Uyarılar ve Tavsiyeler! Haber

Sarımsak Cilde Sürülür mü? Uzmanlardan Uyarılar ve Tavsiyeler!

Yararları: Antibakteriyel ve Antifungal Özellikler: Sarımsak, antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahiptir. Bu nedenle akne ve diğer cilt enfeksiyonlarıyla mücadelede yardımcı olabilir. Anti-inflamatuar Etkiler: Sarımsak, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde ciltteki iltihaplanmayı azaltabilir. Antioksidan Özellikler: Sarımsakta bulunan antioksidanlar, cildin yaşlanma sürecini yavaşlatabilir ve cildin genel sağlığını destekleyebilir. Sivilce Tedavisi: Sarımsaktaki allicin maddesi, sivilce oluşumuna neden olan bakterilerle savaşabilir. Zararları: Tahriş ve Yanma: Sarımsak, cilt üzerinde tahrişe ve yanma hissine neden olabilir. Hassas ciltlerde bu etkiler daha belirgin olabilir. Alerjik Reaksiyonlar: Bazı kişiler sarımsağa karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. Bu reaksiyonlar kızarıklık, kaşıntı ve şişlik gibi belirtilerle ortaya çıkabilir. Ciltte Lekeler: Uzun süreli veya yoğun kullanımı, ciltte lekeler bırakabilir. Kimyasal Yanıklar: Sarımsaktaki güçlü bileşikler, özellikle uzun süre ciltte bırakıldığında kimyasal yanıklara neden olabilir. Nasıl Kullanılmalı? Yama Testi Yapın: Sarımsağı cildinize uygulamadan önce, küçük bir bölgede yama testi yaparak herhangi bir olumsuz reaksiyon olup olmadığını kontrol edin. Seyrelterek Kullanın: Sarımsağı doğrudan cildinize uygulamak yerine, taşıyıcı bir yağ (örneğin zeytinyağı veya hindistancevizi yağı) ile seyrelterek kullanmak, tahriş riskini azaltabilir. Kısa Süreli Uygulama: Sarımsağı cildinizde uzun süre bırakmayın. 10-15 dakika kadar beklettikten sonra iyice yıkayın. Kullanım Sıklığı: Sarımsağı düzenli olarak kullanmadan önce, cildinizin tepkisini gözlemleyin ve gerektiğinde kullanım sıklığını azaltın. Sarımsağın cilde uygulanması konusunda dikkatli olmak önemlidir. Cildinizde herhangi bir olumsuz reaksiyon gelişirse, kullanmayı bırakın ve bir dermatoloğa danışın.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.