Hava Durumu

#Daniştay

Yeni Marmara Gazetesi - Daniştay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Daniştay haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Üçok, Küpe Küçükbaş Hayvanlara Zarar Veriyor Dedi Haber

Üçok, Küpe Küçükbaş Hayvanlara Zarar Veriyor Dedi

 Bursa'da keçi yetiştiriciliği yapan emekli veteriner Ahmet Bülent Üçok, besi hayvanlarını kayıt altına almak için uygulanan küpelerin, küçükbaş hayvanlara zarar verdiğini iddia etti. Otlama sırasında küpelerin çalı ve dallara takılarak kulak yırtılmasına varan sonuçlar ortaya çıkardığını söyleyen Üçok, Tarım ve Orman Bakanlığı'na dava açtı. 5 yıl sonra sonuçlanan davada Danıştay 10. Dairesi aldığı kararda bakanlığı haklı bularak davayı reddetti. Üçok, "Reddedilme sebebi olarak yapılan uygulamanın Avrupa Birliği mevzuatına uygun olduğu söylendi. Danıştay'ın burada gözden kaçırdığı çok büyük bir husus var, Avrupa ülkelerinde keçi yetiştiriciliği açık alanlarda yapılmıyor. Bizde de tam aksi açık alanlarda yapılıyor, küpeler hayvanlara zarar veriyor" dedi.  Bursa'nın İznik ilçesindeki çiftliğinde keçi yetiştiriciliği yapan Ahmet Bülent Üçok, kayıt altına almak için yapılan küpe uygulamasının hayvanlara zarar verdiği gerekçesiyle Tarım ve Orman Bakanlığı'na dava açtı. Küpe takılan küçükbaş hayvanların otlatma sırasında çalı ve dallara takılarak kulaklarının yırtılmasına varan sonuçlar oluşturduğunu hatırlatan Üçok, küpe yerine başka bir alternatif uygulanması gerektiğini söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı, açılan davada uygulamanın Avrupa Birliği standartlarına uygun olduğunu savunurken 5 yıl sonra gelen Danıştay 10. dairesi kararında, bakanlık haklı bulunarak dava reddedildi. Türkiye'de yapılan hayvancılığının Avrupa'dakinden farklı olduğunu kaydeden Üçok, Türkiye'deki hayvanların merada otlatıldığı, Avrupa'da ise kapalı alanlarda yetiştirildiği belirtti. Türkiye'deki hayvanların otlatma sırasında küpelerini çeşitli etkenlerle bir yerlere sıkıştırarak çıkmaya çalıştıklarında ise yaralandığını savunan Üçok, Avrupa'daki yetiştiricilerin bu gibi sorunları olmadığı ifade etti. Üçok yaptığı açıklamada kayıt altına almak için yapılacak uygulamanın gerekli olduğunu fakat hayvanlara zarar vermemek için başka bir alternatif bulunması için temyize gideceklerini belirtti.  “Uygulama gerekli fakat yöntem yanlış”  Özellikle küpe takılan küçükbaş hayvanların sahada sorun yaşadığını anlatan keçi yetiştiricisi Ahmet Bülent Üçok, “Küpeler hayvanları kayıt altına almak için kullanılan araçlardan bir tanesi. Hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvanlarda küpe uygulaması yapılıyor. Kulak küpesi takılarak kayıt altında oluyor, hayvan varlığımızın takibi ve hastalıkların önlenmesi açısından bu gerekli bir uygulama. Ancak kullanılan yöntem olan kulak küpeleri küçükbaş hayvanlarda ve özellikle keçilerde sahada çeşitli problemlere neden oluyor. Örneğin bu hayvanlar çalılara, tel örgülere takılıyorlar ve hayvanın kulağını yırtarak düşüyorlar. Dolayısıyla bu durumdan hem hayvanlar hem de küpesi düştüğü için kayıt altına alma uygulaması aksıyor. Buna biz daha önce çeşitli yollarla itiraz ettik maalesef bir sonuç alamadık. Türkiye genelinde yetiştiricilerin bu konuda birçok şikayetleri var. Tarım ve Orman Bakanlığı adına sahada görev yapan veteriner hekim, tekniker ve teknisyen arkadaşların da bu konuda çok yoğun şikayetleri olmasına rağmen maalesef bakanlık bu konuda düzenleme adımı atmadı. Daha sonra ben bir dava açtım” şeklinde konuştu.  Kendi hayvanlarına küpe taktırmadı, bin 200 lira idari para cezası uygulandı  Kendi yetiştirdiği keçilerine küpe taktırmayı reddettiği gerekçesiyle zabıt tutularak idari para cezasına tabii tutulduğunu aktaran Üçok, “Bu itirazlarımızdan bir sonuç alamadığımızı görünce ben bakanlığa bir yazı yazarak bundan sonra hayvanlarımı mevcut küpeletmeyeceğimi bildiren bir yazı yazdım ve bana farklı alternatifler sunmalarını istedim. Bakanlıktan gelen arkadaşlar hayvanlarımı küpeletmediğimi görünce zabıt tuttu ve idari para cezasına çarptırıldım. Para cezasını ödedikten sonra yerel bir mahkemede dava açarak cezanın iptal edilmesini istedim. Aynı zamanda da Danıştay'a bir dava açarak mevcut uygulamanın iptalini talep eden bir dava açtım. Bu yaklaşık 5 yıl önce açılmış bir davaydı. Hayvanlara vermiş olduğu zarar ve amaçtan sapmış olduğunu belirten gerekçelerimizi sunduk. Alternatif olarak neler kullanılabileceğini anlattık. Sahadan gelen şikayetleri de ilettik. Bakanlık savunmasında bunun Avrupa Birliği'nde uygulanan bir yöntem olduğunu ve Türkiye'de de bu şekilde uygulanacağını dile getirdi” dedi.  Uygulama Avrupa, yetiştiricilik Türk standardı  Türkiye'deki yetiştiriciliğe Avrupa standardının uygun olmadığını söyleyen Üçok, “Bakanlık şunu hesaplamıyor, Avrupa Birliği ülkelerinde yapılan hayvanlıkla, Türkiye'de yapılan hayvancılık farklı. Bizde ‘ekstansif' dediğimiz doğada meralık alanlarda otlatma yapılırken Avrupa'da daha çok ‘entansif' denilen kapalı ahır besi şeklinde tarım uygulanıyor. Kapalı ahırda bakılan hayvanlar Türkiye'deki hayvanlara göre daha az yaralanıyor, dolayısıyla sorun da daha düşük oluyor. Bu çok ciddi bir sorun. Biz bunu öngördük ve bakanlıktan bu konu için önlem almasını ve değişikliğe gitmesini istedik. Fakat bakanlık maalesef bunu yapmadı. ‘Bu küpe zorlandığında kopar' şeklinde iddiaları var. Türk Standartları Enstitüsü'nde yapılan test sonucunu da dosyaya eklediler. Fakat çok ilginçtir ki testte bile bu konu hakkında yapılmış bir deney yoktu. Buna rağmen Danıştay 10. dairesi maalesef aleyhimize bir karar çıkarttı ve davayı reddetti. Bu durumda tabi ki temyize gidiyoruz, sonuç almaya çalışacağız. Maksadımız hayvanların çektikleri acıyı ve sağlıklarının bozulmasının önüne geçilmesi ve kayıtlarının düzgün şekilde yapılmasını sağlanması. Plastik küpeler yapıları gereği tek kullanımlık aparatlar. Dolayısıyla yetiştirici bunu söküp takamaz. Kayıt altına alma amacına hizmet etmiyor” ifadelerini kullandı.  Küpe takılması uygun olmayan hayvanlara bilezik uygulaması  Türkiye'de uygulanan yönetmelikte küpe takılması elverişli olmayan hayvanlara bilezik takıldığını belirten Üçok, tüm hayvanların bu şekilde kayıt altına alınabileceğini belirterek, “Mevzuatta kulak yapısı plastik küpe uygulamasına uygun olmayan hayvanlarda, plastik bilezik takılır diye bir şey var. Ama ben bunu hiç görmedim. ‘La mancha' ırkı olan keçilerin kulak yapısı çok küçüktür, fakat Türkiye'de bu hayvanlar yok. Belki kulağı kesik veya yaralı hayvanlar için böyle bir uygulama yapılıyor olabilir ama ben sahada şimdiye kadar hiç görmedim. Daha sağlıklı yöntemler var, yine kulağa daha küçük küpe uygulanabilir. Elektronik çipler uygulanabilir. Bunların maliyeti nasıl olsa üreticiden karşılanıyor. Bakanlık bu alternatifleri sunmuyor” dedi.    Danıştay reddetti, temyize gidilecek  Danıştay 10. dairesi tarafından reddedilen davada temyize gitmek için hazırlandıklarına dikkat çeken Avukat Erol Çiçek, “Bülent Üçok, kulak küpelerini kullanmayacağını söylemiş ve taktırmamış. Hayvanların acı çekmesine sebep olan kulak küpelerini çalılara, dallara takılmasını sebep olarak göstermiş. Bunun üzerine kendisine idari para cezası uygulanmış. Bunun mahkemesi hala devam ediyor. Bunun üzerine 2019 yılında Danıştay'a dava açıldı. Aradan geçen 5 yılın ardından dava sonuçlandı ve Danıştay davayı reddetti. Hayvanlar kulak küpelerinden ciddi şekilde yaralanıyor ve bunu sadece biz söylemiyoruz birçok üretici ve basına yansıyan demeçlerde de bunu görüyoruz. Biz bunu Danıştay'a anlatamadık sanırım. Bizce yönetmelikte uygulanan kulak küpesi uygulamaları bu yaralanmaların asıl sebebi. Şu anda Danıştay 10. dairesi tarafından reddedildi. Fakat biz bu davanın temyizini hazırladık. Reddedilme sebebi olarak yapılan uygulamanın Avrupa Birliği mevzuatına uygun olduğu söylendi. Danıştay'ın burada gözden kaçırdığı çok büyük bir husus var, Avrupa ülkelerinde keçi yetiştiriciliği açık alanlarda yapılmıyor. Bizde de tam aksi açık alanlarda yapılıyor. Oradaki kulak küpesi şekli buraya uymayabilir. Bakanlığını bunu düzeltmesi lazım. Bakanlığın bu kulak küpesi şekli konusunda neden bu kadar ısrar ettiğini bizde anlamış değiliz” şeklinde konuştu. 

Raporu işletmedi, az kalsın memurluktan oluyordu Haber

Raporu işletmedi, az kalsın memurluktan oluyordu

Devlet memurlarının kamu görevi ile ilişiğinin kesilmesine sebep olan 'müstafi sayılma' işlemi sağlık raporu alan memurların korkulu rüyası haline geldi. Sağlık raporu alan memurların, bu raporların izne çevrilip çevrilmediğini takip etmeleri gerekiyor. Bir kamu kurumunda hizmetli olarak görev yapan M.S., rahatsızlığından dolayı ilçe devlet hastanesinin kulak burun boğaz kliniğinden 20 gün rapor aldı. Kurum müdürü, 10 gün boyunca mazeretsiz işe gelmeyen M.S. hakkında işlem başlattı. 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinde öngörülen müstafi sayılmanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle hizmetlinin görevden çekildiğine karar verildi. Gerekçe olarak da müstafi sayılma işleminin tesis edilebilmesi için 'memurun en az 10 gün kesintisiz şekilde göreve devam etmediği, bu 10 günün hangi günler olduğu, memurun göreve devam etmeme hususunda bir izninin ya da kurumunca kabul edilebilecek mazeretinin bulunmadığı' gösterildi. Raporlu olmasına rağmen bir anda memurluktan çıkarıldığını duyan hizmetli, hayatının şokunu yaşadı. Mağdur memur, İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Mahkeme; davacının görevine izinsiz ve mazeretsiz olarak devam etmediğinin kabul edilebilmesi için idareye sunmuş olduğu istirahat raporunun hastalık iznine çevrilmediğinin ve görevine başlaması gerektiğinin usulüne uygun yapılacak olan tebligat ile yazılı olarak bildirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Usulüne uygun bildirim yapıldığı halde görevlerine başlamayan memurlar hakkında izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılabileceği hatırlatıldı. Davacının almış olduğu raporun hastalık iznine çevrilmediği ve görevine başlaması gerektiğine ilişkin 08 Şubat 2016 tarihli yazı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve usulsüz tebligata dayanılarak mazeretsiz ve kesintisiz 10 gün göreve gelmediğinden bahisle 19 Şubat 2016 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedildi. Valilik, karar sonrası istinaf müracaatında bulundu. Bölge İdare Mahkemesi, kararı yerinde bulunca valilik bu kez kararı temyiz etti. Devreye giren Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Devlet Hastanesi KBB servisinden düzenlenen hasta yatış formuna göre, davacının 28 Ocak 2016 tarihinde hastaneye yatışının yapıldığı, 02 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen raporda 03 Şubat 2016 tarihinden itibaren 20 gün istirahatli sayıldığı ortadadır. Dolayısıyla da davacının mazereti sebebiyle görevine gitmediği görüldüğünden, dava konusu işlemin tesisine sebep olan 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Bu duruma göre, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz müracaatının reddine, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına hükmedildi."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.