Hava Durumu

#Dem

Yeni Marmara Gazetesi - Dem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ümit Özdağ:''Devlet Bahçeli İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı Açsın, Bir Oy Bir Oydur'' Haber

Ümit Özdağ:''Devlet Bahçeli İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı Açsın, Bir Oy Bir Oydur''

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan Bahçeli'ye sert tepki.  MHP lideri Devlet Bahçeli, geçen haftalarda PKK elebaşı terörist Abdullah Öcalan'a yaptığı Meclis çağrısını yineleyerek "Sözümün arkasındayım" dedi.  "Türk Milliyetçilerinden Alamayacağınız Oyu Öcalan'dan Alırsınız" Özdağ, "Devlet Bahçeli'ye İmralı'da MHP İlçe Başkanlığı açmasını öneriyorum. Bir oy, bir oydur. Türk milliyetçilerinden alamayacağınız oyu Öcalan'dan alırsınız" dedi. İşte Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ Açıklamalarının Tamamı: ''Bahçeli'e soruyorum, terörist başı Öcalan sizden PKK’yı dağıtmak için ne istedi, siz ne verdiniz? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün MHP Grup Toplantısında yaptığı konuşmada terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın umut hakkı çerçevesinde affını istemiş ve TBMM’de DEM grubuna hitap ederek PKK’nın lağv edilmesini istemesini tekrar gündeme getirmiştir. Bahçeli, Abdullah Öcalan’ın serbest kalması için çalışmaktadır. Türkiye Yüzyılı, süper güç, gibi süslü lafların arkasına saklanarak terör örgütü elebaşısı Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmak için mücadele etmektedir. Bahçeli, ‘Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça içlerinden geçeni özgürce söyledikçe bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlar ile ilerlemek daha kolaydır.’ Diyerek açıkça Öcalan ve PKK terör örgütü ile müzakereleri savunmaktadır. Öcalan’a umut hakkı vermek, Türk Milletinin gelecek umudunu elinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek binlerce asker, polis, jandarma, öğretmen, savcı, hakim, korucu şehidinin ailelerinin adalet umudunu ellerinden almaktır. Öcalan’a umut hakkı vermek, bacağını, kolunu gözünü bazen hepsini kaybetmiş şehitlerimizin gazilerimizin adalet umutlarını ellerinden almaktır. Bahçeli Türk Milletini Öcalan’ın serbest bırakılmasının ile terörün biteceği konusunda aldatmaktadır. Öcalan’ı ‘TBMM’ye gelse ve PKK’yı lağvettim, terörü lanetliyorum’ dese de PKK içinde birçok grup bu açıklamayı reddedecek, PYD Suriye’de, PJAK İran’da varlığını ve terör eylemlerini sürdürecek, Türkiye için tehdit olmaya devam edecektir. Devlet Bahçeli, terörist başının ‘TBMM DEM parti grubuna gelmesine itiraz ediyor da İmralı’da kalmasına niye tepki göstermiyor? Bu ne yaman çelişkidir’ diyor. İnanılır gibi değil. TBMM Gazi, İstiklal Harbi vermiş milli mabettir. İmralı ise Türk adaletinin terörist başını yolladığı hapishane. Nasıl bir akıl bahçelinin söylediğini söyleyebilir. Bunu Türk Milletinin sağ duyusuna bırakıyorum. Öcalan’ı TBMM’de konuşmaya davet etmek, Türkiye Cumhuriyeti’ni terör örgütü karşısında mağlup etmek demektir. Bahçeli, Atatürk’ün Şeyh Sait’i TBMM’de konuşmaya davet ettiğini duymuş mu? Bahçeli, Atatürk’ün Seyyit Rıza’yı TBMM’de konuşma yapmaya davet ettiğini duymuş mu? Türk Milleti hiç böyle rezil bir teklif ile karşı karşıya gelmedi. Bahçeli, ‘Zaman Türk ve Türkiye yüzyılı zamanıdır’ diyor. Biz de Bahçeli’ ye soruyoruz, Türk ve Türkiye yüzyılını Öcalan’ı TBMM de konuşturarak mı kuracaksınız? Bahçeli, ‘Osmanlı İmparatorluğu yerel kültürleri ve etnik toplulukları bünyesinde nasıl bir arada tutup barış ve sükunet ortamına tesis etmişse, ecdadımızın ayak izlerini takip ederek Türk barışı devrinde aynısını yaşatabilecektir ’diyor. Türkiye Cumhuriyeti milli-üniter-laik devletinin 101. yılında Bahçeli’nin kafasında gelmiş olduğu yer burası mıdır? Üstelik Osmanlı yerel kültür ve etnik toplulukları bünyesinde tutamadığı için parçalanmıştır Şimdi, Türk Milleti önünde ve Türk tarihi önünde Devlet Bahçeli’ye şu soruları soruyorum: Mayıs 2023 de ‘önümüzdeki günlerde çok şey değişecek, inşallah Türkiye değişmez’ dediniz. Türkiye’yi nasıl bir badireye sürükleyeceksiniz ki inşallah Türkiye değişmez diyorsunuz? Yapacaklarınız Türkiye’nin parçalanmasına neden olabilir mi? Mayıs 2024’te TBMM’de ‘Türkiye Milleti’ dediniz. Milletimizin adını bu şekilde mi değiştireceksiniz? Öcalan sizden PKK’yı dağıtmak için ne istedi, siz ne verdiniz? Osmanlı Devleti’nin verdiği hakları mevcut Anayasamızın ilk dört maddesini değiştirmeden nasıl vereceksiniz? Erdoğan ve Bahçeli’nin temel amacı Erdoğan’ın ölene değin cumhurbaşkanlığı yapacak bir düzenleme için Türk Devleti ve Türk Milletini bir tehdit ile karşı karşıya getiriyorlar. Bahçeli basın toplantısında ‘Sefaletin doruk noktası bir başkasının iradesine bağımlı olmaktır.’ diyor. Evet, gerçekten de bu sefaletin doruk noktasıdır. Son olarak size İmralı’da ilçe başkanlığı açmanızı öneririm. Bir oy bir oydur. Türk milliyetçilerinden alamadığınız oyu Öcalan’dan alın.''

MHP Lideri Bahçeli: “İmralı adası Türk toprağı değil midir” Haber

MHP Lideri Bahçeli: “İmralı adası Türk toprağı değil midir”

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Terörist başı hakkındaki sözlerimin arkasındayım, teklifimde ısrarlıyım” dedi.   MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökünün kazınacağını ifade eden Bahçeli, “Kürt kardeşlerimizle tek yüreğiz, bölücü teröre karşı aynı cephedeyiz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini, ihanet ve bölücülüğün çıkmaz sokak olduğunu söyleyecekse, haydi DEM grubuna gelsin, bunları teker teker söylesin, ak koyun kara koyun ortaya çıksın, umut hakkından da istifade etsin. Sözümün arkasındayım ve teklifimde ısrarlıyım. Tabular kalktıkça, ezberler bozuldukça, statüko delindikçe, insanlar birbirine dürüst davrandıkça, içlerinden geçeni özgürce söyledikçe, bir anlaşma ve mutabakat noktasından diğerine küçük adımlarla ilerlemek daha kolaydır. Anlaşmazlıkların çözümü milli nitelikli kapsayıcı bir düşünce biçimi oluşturmaktan, sorunlara başka türlü bakmaktan, yapıcı, sahici, olgun ve ikna edici tavır almaktan geçmektedir.  “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır”  Türk milletinin esaret ve bağımlılığı tarih boyunca reddettiğini dile getiren Bahçeli, “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır. Kürt kardeşlerimizle aramıza hiçbir mihrak giremez. Kürt kardeşlerimizi Türk milletinden ayrıştırmaya hiçbir şerefsizin eylem ve provokasyonu kafi gelemez.23 Ekim TUSAŞ saldırısı, Türk milletini hedef almıştır. Rahmet ve minnetle andığımız beş şehidimizin ve ikisi ağır 19 yaralı kardeşimizin acısı ve hüznü Hakkari’den Edirne’ye, Şırnak’tan Balıkesir’e, Mardin’den İzmir’e ülkemizin tamamına çökmüş ve herkesi sarsmıştır. Teröre tolerans sıfırdır, terör örgütünün ürediği neresi varsa orası meşru hedeftir. Kürtler başka, terör örgütü başkadır” ifadelerini kullandı.  “Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor”  Terör örgütünün Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklası olduğunu söyleyen Bahçeli, “DEM Parti de kararını derhal netleştirmeli, silahla-siyaset arasında gelgitli tutumundan uzaklaşmalı, nerede durduğunu, terörle arasına kalın duvarlar örüp örmeyeceği muammasını açıklığa kavuşturmalıdır. Kahramankazan’a kadar gelerek TUSAŞ’a sızan caniler, bu hainlerin destekçileri ve kiralık bölücü terör örgütü 85 milyon Türk vatandaşının iki cihan düşmanıdır. Hiç kimse karnından konuşmasın, hamaset çukuruna saplanmasın, sahte efelenmelere sapmasın. Bunlar kurusıkı atmasın, palavra anlatmasın, ederinin ve ciğerinin kaç okka olduğunu çok iyi bildiklerimiz fason meydan okumalara hiç mi hiç heves etmesin. Beyler, siz giderken biz geliyorduk, hangi ara bu denli mankurtlaştınız? Bize milliyetçilik dersi vermeye cüret edenlerin, ganimet avında anısızın av olacaklarını, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan mahrum kalacaklarını hafıza kayıtlarından çıkarmamaları tavsiyemdir. Bizimle vatanseverlik hususunda tartıya çıkmaya yüzleri olmayanların, düne kadar altılı masada kimlerle nasıl can ciğer kuzu sarması halde bulunduklarını, işbirliği yaparak nasıl DEM’lendiklerini, PKK’ya nasıl selam saldıklarını unuttuğumuz mu sanılıyor” dedi.  “İmralı adası Türk toprağı değil midir”  TBMM’nin milli iradenin tecelligahı olduğunu kaydeden Bahçeli, “Öcalan İmralı’da yatıyor, fakat DEM Grubu’nda 57 Öcalan gölgesinin ayakta olduğunu niye görmüyorsunuz? Neden itiraf edemiyorsunuz? Cesetlerinin çiğnenmesinden bahseden aslan parçaları, 1965 yılından bugüne kadar; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ters bakan 339 bölücü milletvekilinin Meclis çatısı altında görev aldığını size nasıl anlatalım? Bu sarih gerçeği daha nasıl açıklayalım? TBMM, gazidir, Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? Nereye bağlıdır? Hangi ülkenin toprağıdır? Bir de şöyle sorayım; İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı” ifadelerini kullandı.  “Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler”  TBMM ile İmralı adasını egemenlik ölçeğinde ayırmak iflah olmaz bir ahmaklık olduğunu ifade eden Bahçeli, “Teröristbaşının, Türkiye Büyük Millet Meclisi DEM Parti grubuna gelmesine itiraz ediliyor da İmralı’da kalmasına niye tepki gösterilmiyor? Bu ne yaman bir çelişkidir? Bu nasıl bir izan eksikliğidir? Teröristbaşının tecridi kalkarsa, DEM Parti grubunda bölücü terör örgütünün eylemsel, pratiksel, amaçsal ve araçsal olarak bittiğini ve sonlandığını açıklamasından şimdiden rahatsızlık duyanlar, terörden geçinen, kandan nemalanan köksüzlerden başkası olmaz, olamaz. Ceset edebiyatı yapanlar, eğer kendilerine güveniyorlarsa, buyursunlar terörle mücadele maksadıyla Mehmetlerimizin yanına gitsinler, dağın başında nöbete girsinler, o zaman göreyim alayının ense tıraşını. Diyorlar ki, yeni anayasa hazırlık süreci için tahkimat yapıyormuşuz. Diyorlar ki, Sayın Cumhurbaşkanımızı bir kez daha seçtirmek için yol arıyormuşuz” şeklinde konuştu.  Hedeflerinin yeni yüzyılda terör kamburundan kurtulmak olduğunu belirten Bahçeli, Devlette devamlılık, siyasette istikrar, Türkiye Yüzyılının inşası için Recep Tayyip Erdoğan’ın tecrübesiyle ve birikimiyle kendilerine göre tek seçenek olduğunu söyledi.  Kürtlerin ayrı etnik topluluk olmayıp, Türk milli dokusunun asıl ve temel unsurlarından olduğunun altını çizen Bahçeli, muhalefetin ve bölücü zihniyetin, bu eksende ürettiği laçkalaşmış ve marazileşmiş yuvarlak çözüm önerilerinin mahut bariz gerçeği asla değiştirmeyeceğini ifade etti.  “Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır”  Türkiye’de Kürt sorununun olmadığını vurgulayan Bahçeli, “Tarihsel süreç içinde Türk milleti üzerinde oynanan oyunlar ve bölücülük kalkışması vardır. Sözde Kürt sorunu kanlı emperyalistlerin tuzağıdır. Sözde Kürt sorunu bölücü terörün hain ve kanlı eylemlerini sakladığı ihanet kılıfıdır. Küresel emperyalizmin hiç değişmeyen stratejisi, karşısındaki güçleri dıştan kuşatmak, sanal sorun alanlarını genişleterek içten çökertmektir. Türk milleti halklar koalisyonu, etnik kökenler mecmuu değildir. Türk milleti uçurum gibi derinleşen farklılıkların geçici ittifakıyla kurulmuş yığın veya gevşek topluluk asla olmamıştır. Sorun yaygarası koparanlar, en başta Kürt kardeşlerimizin canı ve varlığı üzerinde pazarlık yapan namertlerdir” şeklinde konuştu.  “Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler”  Kayyum atanan belediyeler hakkında konuşan Bahçeli, “Esenyurt, Halfeti, Batman ve Mardin belediyelerine atanan kayyımlar demokrasinin ve milli iradenin inkarıyla ilişkili değil, söz konusu belediye başkanlarının terör örgütüyle irtibat, iltisak ve illiyet bağlarından dolayıdır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü havi ve hâkimdir. Yargı kararlarına riayet ve saygı şüphesiz mecburidir. Geçici olarak görevden uzaklaştırılan belediye başkanları hukuki süreçlerin sonuçlanmasını sabırla beklemelidirler. Adaletten ödün vermek ve yargı kararının hükümet eliyle icrasını savsaklamak hiç kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Anayasa ve ilgili yasalar son derece açıktır. Ancak CHP’nin uzlaşmaz ve provakatif hamleleri, Cumhurbaşkanımızın ve bizim en son grup toplantılarımızdaki konuşmalarla iyice canlanan kardeşlik ortamının sabote edilmesini hedef almaktadır” dedi.  “Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür”  CHP’nin kaynağından kopan, yatağına küskün akan dere gibi olduğunu dile getiren Bahçeli, “Özellikle ciddi sağlık sorunları olan, yaşı kemale ermiş bulunan ve köklü bir aileye mensup olduğu da bilinen Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı’yla DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın dış bağlantılı mahsulüdür. Özgür Bey çığırından çıkmış, çılgına dönmüş, gergin yüz hatları, bozuk ve bulanık dil yapısı içine sürüklendiği krizin büyüklüğünü gözler önüne sermiştir. CHP Genel Başkanı şaşırmış, su kaynatmıştır. Buradan bakınca CHP ile DEM Parti’yi ayırt etmekte çok zorlandığımızı, hatta CHP ile PKK’yı birbirine karıştırdığımızı söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır. Özgür Bey’in, Esenyurt’ta adalet müessesine saldırması, Cumhuriyet savcılarımıza hakaret etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızı suçlaması normalleşme masalı anlatan CHP’nin kısa devre yapmasına, milletimizin sinir uçlarıyla oynamasına yol açan nezaketsizlik ve su katılmamış edepsizliktir” diye konuştu.  “Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır”  Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, iç barış ve huzur ortamının ihyası mucibince sivri akım ve tutumların örseleneceğini belirten Bahçeli, “Dış desteğe bağlanmış iç tehditler kıpırdayamaz hale gelecektir. Fitne enflasyonundan arındırılmış milli duruş mukavemetiyle önümüzdeki yüz yıla mühür vuracağız. Kendi kozamıza sıkışıp kalmayacağız. Buz tutmuş gönülleri sevgiyle ve dayanışmayla eriteceğiz. Sorunları çözemediğini kanıtlayan bir medeniyet çökmekte olan bir medeniyettir. Biz böyle bir medeniyetin mirasçıları değiliz. Terör dilinin, bölücü dayatmanın, Kandil provokasyonlarının, sokağı adres gösteren şeytanlıkların sonu ve sonucu olmayacaktır. Belediye başkanları ya adam gibi görevlerini yapacaklar, ya da Türk devletinin hukuk sınırları içinde aldığı meşru ve haklı tasarruflara katlanacaklardır” dedi.  “Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum”  Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir basın mensubunun Ekrem İmamoğlu’nun randevu talebine bir yanıtınız olacak mı? şeklindeki sorusuna “Ne maksatla randevu talebinde bulundular. Bilemiyorum. Ama Ekrem İmamoğlu Bey’in siyasetini tasvip etmediğim için kendisiyle görüşmeyi uygun bulmuyorum. Çünkü bu görüşmeden istismarla yanlış yorumlarla Türkiye’de bazı gelişmelerde MHP’yi de bulaştırmak isteyebilirler. Daha dikkatli olmak mecburiyetindeyiz” cevabını verdi. 

İsmet Büyükataman: ''CHP'den PKK'ya büyük hizmet!'' Haber

İsmet Büyükataman: ''CHP'den PKK'ya büyük hizmet!''

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, İstanbul Esenyurt'ta gerçekleşen bir futbol turnuvasını hedef alarak resmi sosyal medya hesabı üzerinden saldırdı. İsmet Büyükataman, ''Özgür Özel’in “Kent Uzlaşısı” adıyla yaptığı ittifakın esasında “PKK İttifakı” olduğu Esenyurt Belediyesi’ndeki skandalla birlikte somut bir şekilde ortaya çıkmıştır. DEM’lenmiş CHP’nin Belediyecilik anlayışı belediye imkanlarının PKK’ya peşkeş çekilmesini görmezden gelmiş, “terör belediyeciliğinin” sırtını sıvazlamıştır. CHP’li Esenyurt Belediyesi, PKK terör örgütünün gençlik yapılanmasının futbol turnuvası için belediye tesisini terör örgütüne peşkeş çekmiştir. Belediye tesisi adeta PKK kampı gibi kullanılmış, DEM’li bir milletvekili tarafından terör ve teröristler övülmüştür. İstanbul’un göbeğinde Esenyurt’ta gençlerimizi zehirleyen ve terör örgütüne militan devşirmeye amaçlayan bu skandala acilen dur denmeli, Esenyurt Belediyesi terörün pençesinden kurtarılmalıdır.'' açıklaması yaptı. CHP’den PKK’ya SKANDAL HİZMET ! Özgür Özel’in “Kent Uzlaşısı” adıyla yaptığı ittifakın esasında “PKK İttifakı” olduğu Esenyurt Belediyesi’ndeki skandalla birlikte somut bir şekilde ortaya çıkmıştır. DEM’lenmiş CHP’nin Belediyecilik anlayışı belediye imkanlarının PKK’ya peşkeş… pic.twitter.com/lrn7UjUMAk — İsmet Büyükataman (@buyukataman) August 28, 2024

Adem Kılıçcı'dan Sert Sözler: 'Survivor'a Gitmemem İyi Oldu' Haber

Adem Kılıçcı'dan Sert Sözler: 'Survivor'a Gitmemem İyi Oldu'

Kılıçcı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, Survivor'daki bazı isimlere yönelik sert ifadeler kullandı. Özellikle Hilmi Cem, Ogeday ve Batuhan Karacakaya'ya göndermelerde bulunan Kılıçcı, bu isimlerin yarışmada "algı" oluşturduklarını iddia etti. Katarsis Programındaki Açıklamaları Geçtiğimiz aylarda Gökhan Çınar'ın sunduğu Katarsis programına katılan Adem Kılıçcı, son ikinciliği hakkında da konuşmuştu. Kılıçcı, Survivor All Star'da yaşadığı deneyimlerin ardından, rekabetin kirlenmemesi gerektiğini vurgulamış ve yarışmadaki bazı kişilerin kendisini yarışmadan vazgeçirmek için çaba sarf ettiğini belirtmişti. İkinci Olması Hakkında Konuştu Kılıçcı, son ikinciliği hakkında şunları söyledi: "Rekabetin kirlenmemesi çok önemli. Kirli bir rekabet vardı ama o rekabeti kirleten tam anlamıyla Nisa değildi. Zaman zaman çocukluklar yapardı, laf dalaşına girerdi, tuhaf tuhaf sözler ederdi. Ben bunları çok normal karşılayabiliyorum. Bunun daha inlerine girersek daha kötüsünü yapan insanlar vardı ve bunlar bir koloni halindeydi. Teker teker beni yarışmadan vazgeçirmek için o kadar çok uğraştılar ki. Bundan adım kadar eminim. Benim oradaki varlığım herkesi rahatsız ediyormuş. Bir ara gerçekten mobing yedim. Çok yıprandım, kendi içimde çok mücadele ettim. Nisa'nın şampiyon olması bana hiç koymadı. Hatta sevindim de. Ben kendime bir ikincilik yazsam, böyle bir ikincilik yazamam, senaristi ben olsam yazamam."

MHP Genel Başkanı Bahçeli: Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. 'Yerelde iktidar olduk' diyenler hayal âlemindedir. Türkiye'de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir" dedi.   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu. Bugünün sosyal ve ekonomik temelli ihtiyaç ve isteklerin aksine siyaset yapılamayacağını belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, "Geleceğin tasarım ve planlamasını ihmal ederek de asla mevzi ve mesafe alamayız. Biz görevimizin farkındayız. Yapacaklarımızın da şuurundayız. Vizyonu yetişmeyenlerin nefeslerinin tükendiği yerde terk etmeleri, hatta farklı tesirlerin sonucu yılmaları, umutsuzluk ve yılgınlık çarkına kapılmaları bundan sonra da muhtemeldir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi’nin inanmış, irade göstermiş, ahlaki ve fikri olgunluğa erişmiş hiçbir mensubunun devşirilip yarı yolda devrilmesi artık söz konusu değildir. Türkiye’mizi hak ettiği gelişmişlik statüsüne mutlaka çıkarmalıyız. Türk milletini layık olduğu yüksek mevkie muhakkak ulaştırmalıyız. Bütün bunları yaparken siyaset önceliğimiz sınıflara, zümrelere, şahıslara hiçbir ayrıcalık tanımadan yalnızca milletimizin tamamını tarihi perspektif içinde kucaklayan ve onun devamını amaçlayan bir kavrayışla hareket etmektir" diye konuştu.  "Yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız"  "Siyaset, medya ve ekonomi ilişkilerini demokratikleştirmeli" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları söyledi:  "Türk devrinde insanımızın mutlu, müreffeh ve güvenli olacak bir dönemin kapılarını el birliğiyle, ortak değerler etrafında kenetlenerek açmalıyız. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak, Türk ve Türkiye Yüzyılı'na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmeliyiz. Üreterek, yabancı sermayeyi özendirerek, tasarrufu artırarak, fiyat ve finansal istikrarı kurumsallaştırarak, ihracat ve yatırım seferberliğini teşvik ederek, bilhassa adil ve insani paylaşımı canlandırarak yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız. Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşmalı, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmeliyiz. Bunu yapacak irade, inanç ve itibar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nda mevcuttur."  "Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır"  Geleceğin süper gücünün Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, "İstanbul’un fethinin 600’üncü yıl dönümü olan 2053’te bu ideal gerçekleşecektir. İstiklalin ve istikbalin güvencesi Cumhur İttifakı’dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir. Tarihte büyük devletler kurmuş ve bu potansiyeli defalarca göstermiş olan Türk milletinin bugün her evde, her ocakta, her ailede, her ana yüreğinde yaşattığı medeniyet kudreti, onu saklı durduğu yerden çıkaracak samimiyeti, marifeti ve cesareti beklemektedir. Beklenen o samimiyet, o marifet, o cesaret şükürler olsun ki, Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nda tecessüm ve tecelli etmiştir. Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır" dedi.  "Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır"  31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’ne ilişkin değerlendirme yapan MHP lideri Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:  "Türk milleti hükmünü vermiştir. Önümüzdeki beş yılın yerel yöneticileri seçilmiştir. Geldiğimiz bu aşamada, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 31 Mart seçimleriyle ilgili görüş ve değerlendirmeleri 3 madde halinde şunlardan müteşekkildir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinden yaklaşık 10 ay sonra milletimiz bu defa da yerel seçimler için sandık başına gitmiştir. Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır. Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız, seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğasıyla genel seçimlerin doğası elbet farklıdır. İkisini birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde, genel seçimlerde partilerdir, bununla mündemiç ülkenin ve uluslararası ilişkilerin bütününü kapsayacak program ve projeleridir. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. 'Yerelde iktidar olduk' diyenler hayal âlemindedir. Türkiye’de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan üç beş belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır."  "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır"  "Kendi partilerinde disiplini tesis edemeyenlerin, birlik ve beraberlik vasatını kaybedenlerin, üstelik hiçbir projeleri olmayanların, hasbelkader, konjonktürel sebeplerle ulaştıkları sonuçlara güvenip zafer nutukları atmaları sadece mizahi bir yanılgıdır" diye konuşan Bahçeli, şunları kaydetti:  "Şımarıklığın alemi hiç yoktur. Çünkü bugün şımaranların yarın milletten şamarı yemeleri mukadderdir. 31 Mart seçimlerine katılım oranı diğer seçimlerle mukayese edildiğinde çarpıcı şekilde düşüktür. Nitekim 31 Mart 2019 seçimlerinde yüzde 84,1 olan katılım oranı, 31 Mart 2024’te yüzde 78,11’e inmiştir. 31 Mart’ta yaklaşık 13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır. CHP Genel Başkanı'nın 'yüzde 25’lik cam tavanı çatlatma' masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır. Kaldı ki, tavanı çatlak olanın temeli çürüktür, ayakta kalması mucizelere bağlıdır. ‘Sokağın sesini duyduk, değişim sandığa yansıdı, sandık ittifakı işliyor, rehavet yok, şimdi icraat vakti’ diyerek böbürlenen, kendilerini dev aynasında gören DEM’lenmiş siyasi garabetlerin; ne bir dünya görüşü, ne de mütekamil bir fikir ve siyaset çizgisi vardır. Tesadüflerin ve tepkiselliklerin bileşkesinde elde edilen gelip geçici seçim başarısının nasıl ağır bir yüke dönüşeceğine her insanımız yakın bir vadede şahit olacaktır. Geçmişinden ibret almayanların geleceği de hüsrandır. 31 Mart seçimlerine tesir eden olgulardan birisi ekonomik sıkıntılar ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar, diğeri ise mahalli özellik ve şartlara muvafık adayların tespitindeki bazı açmazlardır. Parti olarak milletimizin mesajını aldık ve gerekli çalışmaları başlattık. Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur. 31 Mart seçimlerinden sonra müfteriler yine boş durmadılar. Partimizin oy oranının düştüğünü, tabanımızın kaydığını, seçmen kaybettiğimizi, eridiğimizi, dibe çöktüğümüzü utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan yazanlar, söyleyenler, televizyon televizyon gezip boş keseden sallayanlar, ulu orta atıp tutanlar oldu. Hepsini takip ve not ettik. Kötürüm emel sahibi bu bay ve bayanların Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımadıklarını, tanısalar bile karalamak için her yola saptıklarını gayet iyi biliyoruz."  "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir"  Yerel seçimlerde parti oylarının doğru ve sağlıklı anlaşılması için il genel meclisi seçim sonuçlarına bakılmasının kaçınılmaz bir mecburiyet olduğunu belirten Bahçeli, "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir. Hani nerede yüzde 5’in altına inen oy oranımız? Hani nerede zayıflayan seçmen desteğimiz? Hani nerede küçülen, kaybeden, tekleyen ve gerileyen Milliyetçi Hareket Partisi? 31 Mart seçimlerini işlerine geldiği gibi okuyanlar, keyfi olarak yorumlayanlar, ilkel ve ideolojik dürtülerle asıl bağlamından koparanlar zillettedir, ziyandadır, kalpleri de kaskatı kesilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden başarıyla çıkmıştır. Hiç kimse bu gerçeği karalamaya ve kapatmaya teşebbüs etmemelidir, zira buna güç yetiremeyecektir. Türk milleti sevdalılarına sahip çıkmıştır. Türk milleti geleceğini Cumhur İttifakı’nda görmüştür" şeklinde konuştu.  "Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir"  Rusya ile Ukrayna, İsrail ile Filistin arasındaki savaş ve çatışmaların önce ateşkes, sonra barış ve siyasi çözümle düğümlenmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:  "Kiev ile Moskova, İstanbul’da el sıkışmalı, üçüncü dünya savaşı senaryosunu tedavüle sokan, nükleer savaştan bahseden zalimlerin tezgahı boşa çıkartılmalıdır. Yeni bir dünya savaşı cinayettir, Allah muhafaza beşeriyetin sonunu hazırlayacaktır. Rusya ile NATO’yu çatıştırma, Fransa’nın Ukrayna’ya asker yollama ihtimalleri ateşe benzin dökmektir. Barış herkesin yararına, her ülke ve millet için hayat memat konusudur. İsrail ile İran arasındaki yoğunlaşan gerilimin, karşılıklı çatışma ve silaha sarılma tercihinin son bulması, Ortadoğu’ya barış, sağduyu ve sükûnetin hakim olması dileğimizdir. Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir. Buna hiç kimsenin, hiçbir devletin hakkı yoktur. İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam diplomatik misyonunu hedef alması, İran’ın da 13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece yarısı 100 balistik füze, 30 seyir füzesi, 170 İHA ile misilleme de bulunması herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. ABD ve Batı Avrupa ülkeleri İsrail’e destek vererek ikiyüzlü siyasetlerini teyit etmişlerdir. İran’ın, operasyonun başarıyla tamamlandığı açıklaması, dahası bu operasyonda fırlatılan füze ve uçurulan İHA’ların tamamıyla etkisiz hale getirilmesi, tek bir kişinin dahi burnunun kanamaması başka bir tartışma konusudur. Adeta Gazze katliamının perdelenmesi ve dikkatlerin farklı yöne çekilmesi için iki devletin ön planda olduğu bir tiyatro gösterisi sahnelenmiştir. İsrail’in Gazze’deki soykırım suçuna tahammül etmek, sabır göstermek, alttan almak hiçbir vicdan sahibinin yapacağı bir şey de değildir. Netanyahu canidir, istifa etmelidir, hesap vermelidir, barış yanlısı bir hükümet kurulmalıdır."  "HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı, arkasından sıra DEM’e gelmeli"  "Tavsayan ve kasten uzatılan HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı" diye konuşan Bahçeli, "Arkasından sıra DEM’e gelmeli, nitekim bölücü partilerin kapısı kilitlenmeli, başka isimlerle açılmaları anayasal çerçevede engellenmelidir. İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir. Önümüzdeki sıcak gündemlerden birisi de sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni anayasa hazırlığı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 100 maddelik anayasa teklifiyle mezkur hazırlığa katkı vermek için samimi çağrısını yineleyerek herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etmektedir. Biz hazırız, darbe anayasasını rafa kaldırmanın sadece zaman, emek, sabır, sağduyu ve ahlaki uzlaşma gerektirdiğine inanıyoruz. Türkiye’nin tarihsel varlığı, Türk milletinin istikbal umudu sekteye uğratılmayacaktır. Milletimizin her talebi başımızın üstündedir, çözülmesi de acildir" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.