Hava Durumu

#Diyet

Yeni Marmara Gazetesi - Diyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyet haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hem zayıflayanlar hem de çölyak hastaları şalgamı severek tüketiyor Haber

Hem zayıflayanlar hem de çölyak hastaları şalgamı severek tüketiyor

Adana'nın tescilli lezzeti şalgam, içerdiği probiyotikler sayesinde zayıflamak isteyenlerin tercihi oluyor.   Geleneksel lezzetlerden biri olan Adana Şalgamı, artık diyet listelerinde kendine yer buluyor. Uzmanlar, düşük kalorili ve tok tutucu özelliği sayesinde şalgamın kilo vermeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. Fermente bir içecek olan Adana Şalgamının, sindirim sistemini destekleyerek bağırsak sağlığını koruduğu ifade ediliyor.  Kilo kaybettiriyor, tok tutuyor, çölyak hastaları da tüketebiliyor  Aynı zamanda içerdiği probiyotikler sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olan şalgamı beslenme uzmanları içeriğindeki doğal antioksidanlar ve vitaminler sayesinde hem bağışıklık sistemini güçlendirdiğini hem de sağlıklı kilo kaybına katkı sağladığını vurguluyor. Ayrıca Büyük Usta & Serfressh firmasının ürettiği Adana Şalgamının, gluten içermediği için çölyak hastaları tarafından da rahatlıkla tüketildiği belirtildi.  "Şalgam iftarda ve sahurda tüketilmelidir"  Konuyla ilgili Beslenme ve Diyet Uzmanı Zeynep Yılmaz, İhlas Haber Ajansı'na konuştu. Diyetisyen Yılmaz, iftar ve sahurda şalgam tüketiminin önemli olduğunu belirterek, "Ramazan ayında olduğumuz için danışanlarıma muhakkak iftarda ve sahurda 1'er bardak Adana Şalgamı tavsiye ediyorum. Şalgam lifli olan bir gıdadır ve probiyotiktir. O nedenle şalgam muhakkak iftarda da sahurda da tüketilmelidir. 'Şalgam ödem yapmaz mı' sorusuyla da karşılaşıyorum ve bunun için de Büyük Usta & Serfressh şalgamı öneriyorum. Çünkü tuz oranı hem düşük hem de doğal sarımsak kullanıyorlar" ifadelerini kullandı.  "Zayıflamak isteyenlerin diyet listelerinde şalgam var"  Şalgamın tok tutan bir özelliği olduğu için diyet listelerinde yer aldığına vurgu yapan Yılmaz, "Kolesterolü yüksek olan kişiler içebilir şalgamı. Lifli olması nedeniyle doygunluk hissi vereceği için hem kişileri zayıflatır hem kolesterol düşürür, karaciğer yağlanmasına iyi gelir, kanser hastaları tüketebilir ve aynı zamanda şalgamın güzelleştirici, cildi sıkılaştırıcı, saç dökülmesini önleyici etkileri vardır. Adana'da zayıflamak isteyenlerin diyet listelerinde şalgam var" diye konuştu.  "Şalgamımızı çölyak hastaları gönül rahatlığıyla tüketebilir"  Büyük Usta & Serfressh Şalgam firması Gıda Mühendisi Sıla Satıcı ise glutensiz şalgam ürettiklerini ve çölyak hastalarının gönül rahatlığıyla tüketebileceklerini belirterek, "Şalgamımız glutensizdir. İçindekiler kısmında bulgur unu yazsa da gluten suda çözünmeyen bir proteindir. Fermantasyon süreci başlangıcında maya torbalarının içerisine bulgur unuyla hazırlanan ekşi hamurlar fıçılarımıza dahil edilir. Fermantasyon süreci sonunda fıçılardan bu maya torbaları alınır ve dinlendirme tanklarına geçer. Dinlendirme tanklarından sonra son ürüne geçişte metal filtreler bulunmaktadır ve bu filtreler gluten gibi suda çözünmeyen ve diğer istenmeyen maddeleri şalgamdan uzaklaştırır. Şalgamımızı çölyak hastaları gönül rahatlığıyla tüketebilir" dedi. 

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Soydemir,:“Önce sebze, ardından protein, en son karbonhidrat” Haber

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Soydemir,:“Önce sebze, ardından protein, en son karbonhidrat”

Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Soydemir, yemekleri belirli bir sırayla yemenin kan şekerini dengelemeyi ve kilo kontrolünü sağladığını söyledi. Buna göre önce lifli gıdaların, ardından proteinlerin ve en son olarak da karbonhidratların yenilmesini tavsiye etti.   Yemek yeme sıralamasının tokluk mekanizması ve kilo verme süreci üzerindeki etkileriyle dikkat edilmesi gereken önemli bir konu olduğunu vurgulayan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Soydemir “Yapılan bilimsel araştırmalar, yemekleri belirli bir sırada tüketmenin kan şekerinin dengelenmesine, tokluk hissinin uzatılmasına ve kilo kontrolünü kolaylaştırılmasına yardımcı olduğunu göstermektedir” dedi.  Öncelikle lifli gıdaları tüketmek, daha sonra proteinlere ve en son karbonhidratlara yer vermenin sıralamada en etkili yöntem olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Soydemir bu sıralamanın, kan şekerindeki ani yükselişleri önlerken sindirimi daha yavaş ve kontrollü hale getirdiğini söyledi. Sebzeler ve tam tahıllar gibi lifli gıdaların mideyi doldurarak tokluk hissinin erken başlamasına yardımcı olduğunu; proteinlerin ise sindirimi yavaşlatarak uzun süre tokluk sağladığını belirten Diyetisyen Soydemir en son tüketilen karbonhidratların ise bu denge sayesinde kan şekerini ani bir şekilde yükseltmeden enerji verdiğini dile getirdi.  “Kan şekerini düzenler, kilo kontrolü sağlar”  Bu yöntemin pratikteki uygulamasına örnek veren Diyetisyen Soydemir “Bir öğünde önce sebze yemeği veya salata gibi lif açısından zengin gıdalar tüketilebilir. Ardından protein kaynağı olan tavuk, balık, yumurta ya da et tercih edilebilir. En son ise pilav, makarna veya ekmek gibi karbonhidrat içeren gıdalar yenmelidir” dedi.  Bu sıralamanın faydalarının sadece kan şekerini düzenlemekle sınırlı olmadığının altını çizen Diyetisyen Soydemir “Aynı zamanda kilo kontrolüne de katkı sağlar. Kan şekerindeki ani dalgalanmaları önlediğiniz zaman, vücut daha az insülin salgılar. Daha az insülin salgılanması, yağ depolanmasını azaltarak kilo alımını zorlaştırır. Bunun yanında, mide boşluğunun daha uzun süre dolu kalması, gereksiz atıştırmaların ve fazladan kalori alımının önüne geçer” diye konuştu.  “Lifli gıdalar önce yenilirse, karbonhidratların sindirimini yavaşlatır”  Bir başka önemli konunun ise yemek sıralamasının sindirim sırasındaki etkileri olduğuna değinen Diyetisyen Soydemir lifli gıdalar öncelikle tüketildiğinde, mide ve bağırsaklarda bir bariyer oluşturarak karbonhidratların sindirimini yavaşlattığını, bunun da hem diyabet hastaları hem de insülin direnci olan bireyler için büyük bir avantaj sağladığını anlattı.  Her bireyin metabolizmasının farklı işlediğini hatırlatan Diyetisyen Soydemir “Bu bilgiler genel bir öneri niteliğindedir. Herkeste aynı etkiyi oluşturacağını söyleyemeyiz. Dolayısıyla, bireysel ihtiyaçlarınızı anlamak ve buna uygun bir beslenme planı oluşturmak için bir diyetisyenden destek almalısınız” dedi.  Soydemir, sağlıklı bir yaşam sürmek için yemek yeme sıralamasına dikkat etmenin, hem kısa hem de uzun vadede çok faydalı bir alışkanlık olduğunu; daha dengeli ve bilinçli bir öğün planlaması ile hem fiziksel sağlık hem de yaşam kalitesinin artacağını sözlerine ekledi. 

Yanlış Diyet Kanser ve Kalp Hastalığı Riskini Yükseltiyor Haber

Yanlış Diyet Kanser ve Kalp Hastalığı Riskini Yükseltiyor

Son günlerde yeniden popülerlik kazanan ve yalnızca hayvansal gıdalarla beslenmeye odaklanan carnivore diyetiyle ilgili uzmanlar uyarılarda bulundu. Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Pirçek, bu diyetin bilinçsiz bir şekilde uygulandığında lif eksikliği, kolesterol seviyelerinde artış, vitamin ve mineral yetersizlikleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirtti.   Carnivore diyeti, ketojenik ve paleo gibi düşük karbonhidratlı beslenme modellerini deneyenlerin bir sonraki adım olarak tercih ettiği bir diyet türüdür. Diyette yalnızca kırmızı et, tavuk, balık, tereyağı ve yumurta gibi hayvansal ürünler tüketilir. Şeker ve işlenmiş gıdalar ise tamamen yasaktır. Diyetin destekçileri kilo kaybı, iltihaplanmanın azalması ve zihinsel berraklık gibi faydalarından bahsetmektedir. Ancak bilinçsiz bir şekilde uygulandığında lif eksikliği, kolesterol seviyelerinde artış, vitamin ve mineral yetersizlikleri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.  Aşırı sınırlayıcı beslenme modelleri önerilmemekte  Medicana Çamlıca Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Pirçek, "Popüler diyetler genellikle standart bir model sunar ancak her bireyin sağlık ihtiyaçları farklıdır. Beslenme programları, kişinin metabolik özelliklerine ve sağlık durumuna uygun şekilde planlanmalıdır. Carnivore diyeti gibi aşırı sınırlayıcı modeller, uzun vadede bir takım sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir” dedi ve diyetin muhtemel etkileri hakkında şu açıklamalarda bulundu:  “Bu diyet modeliyle kilo kaybı sağlanabilirken, kan şekeri kontrol altına alınabilir ve sindirim sorunları azalabilir. Daha az iltihaplanmaya ve otoimmün hastalıklara yardımcı olur. Zihinsel berraklık ve enerji sağlama için de destekleyicidir. Bunun yanı sıra hızlı kilo vermek için yapılan diyetler kalıcı bir yaşam tarzı değişikliği sağlamaz. Bu nedenle normal beslenme düzenine dönüldüğü zaman daha fazla kilo alımı olabilir. Hızlı kilo vermek; kan şekeri düzensizlikleri, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Bu nedenle beslenme programı kişiye özel olmalıdır ancak popüler diyetler kişiye özel bir planlama sunmaz.”  Vitamin ve mineral kaybı muhtemel sağlık risklerini tetikleyebilir  Carnivore diyetinin bilinçsizce uygulanmasının birçok sağlık sorununu beraberinde getireceğini vurgulayan Dyt. Deniz Pirçek, “Hayvansal ürünlerdeki yüksek doymuş yağ miktarı, kan kolesterol seviyelerini yükselterek kalp hastalığı riskini artırabilir. Lif eksikliği, kabızlık ve sindirim sorunlarına sebep olabilir. Yüksek miktarda işlenmiş kırmızı et tüketiminin bazı kanser türleri riskini artırdığı da bilinmektedir. Yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı, uzun vadede kemik erimesi ve kırık riskini artırabilir. Yüksek protein tüketimi böbreklerin iş yükünü artırabilir ve uzun vadede böbrek fonksiyonlarında sorunlar olabilir. Ayrıca sebze ve meyve tüketiminin yasak olması nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendiren A, C ve E vitaminleri ile antioksidanların eksikliği ortaya çıkabilir. Genlerimizi silah olarak düşünürsek, kötü beslenme alışkanlığı onu tetikleyecek mekanizmadır. Meyveler içerdiği antioksidanlar sayesinde serbest radikal oluşumunu engelleyerek kanser ve diğer hastalıklardan korunmayı sağlar. Sebze ve meyve tüketiminin yasak olması nedeniyle oluşabilecek vitamin ve mineral eksiklikleri risk faktörlerini artırabilir” şeklinde konuştu.  Carnivore diyetinin özel sindirim sorunları yaşayan bireyler ya da iltihaplanma ve otoimmün hastalıklarla mücadele eden kişiler için uygun olabileceğini belirten Dyt. Deniz Pirçek, beslenme programında rutinin dışında bir düzenleme yapılmadan önce mutlaka bir sağlık uzmanına danışılması gerektiğini hatırlattı. 

Diyet Yaparken Dikkat! Haber

Diyet Yaparken Dikkat!

Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, sağlıksız diyet programlarının neden olduğu böbrek ve karaciğer yetmezliğinin ölüme kadar götürebileceğine değinerek sağlığı tehdit altında bırakacak herhangi bir besinin kullanılmaması gerektiğini belirtti.   Türkiye'de sağlıklı beslenme alışkanlıklarının azalması ile birlikte obezite ve aşırı zayıflığa bağlı hastalıklar da hızla yaygınlaşıyor. İdeal kilosuna kavuşmak isteyen kişiler için beslenme ve diyet uzmanları eşliğinde uygulanacak doğru ve sağlıklı diyet programları büyük önem taşıyor. Sağlıksız beslenme programlarının ileri boyutta böbrek ve karaciğer yetmezliğine kadar yol açabileceğini belirten Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, “Hızlı kilo vermek için yanlış diyet ve sağlıksız beslenme programları uygulayan danışanlarda kas kaybı, halsizlik, baş dönmesi ve saç dökülmesi gibi sağlık problemleri görebiliyoruz. Bu çok tehlikeli bir duruma yol açıyor. Danışanların sağlıklı kilo verebilmesi için protein, karbonhidrat ve yağ açısından gayet dengeli bir program uygulamaları gerekiyor. Sağlıksız diyet programları böbrek ve karaciğer yetmezliğine kadar yol açabiliyor. Bu sebeple danışanların olabildiğince sağlıklı ve dengeli programlar uygulaması gerekmektedir. Danışanlar bu süreçte kendilerini yasaklayıp, kısıtlıyorlar. İnsanlar, bir besine karşı fazla yasaklama durumu olunca beyne çok fazla cazip geleceği için sonrasında bir yeme atağı geçirebiliyorlar” dedi.  “Olabildiğince dikkat etmeliyiz”  Hazman, bu duruma duygusal açlık dediklerini belirterek, “Bu sebeple danışanların kendilerini yasaklayıp kısıtlamadan sevdikleri besinleri ölçülü bir şekilde tüketmek şartıyla dengeli beslenme programlarına ekleyebilirler. Eğer bu şekilde devam ederlerse herhangi bir yeme atağı veya duygusal açlık krizleri geçirmeden çok sağlıklı bir kilo verimi yaşayacaklardır. Sağlığımızı tehdit altında bırakacak hiçbir besini ve hiçbir yolu denemeyelim. Sağlıksız bitki çayları ve karışımlar kesinlikle tüketilmemelidir. Günlük hayatımızda tükettiğimiz besinleri sağlıklı zamanlarda ve dengeli ölçülerde tükettiğimiz sürece bir problem kalmayacaktır. Yanlış bitki çayı kullanımı böbrek ve karaciğer yetmezliğine sebep olabilir. Yanlış bitki çayı, yanlış ürün kullanımı böbrek ve karaciğer yetmezliğine sebep olabileceğinden olabildiğince dikkat etmeliyiz. Doktor ve diyetisyen eşliğinde bu ürünleri kullanırsanız herhangi bir problem olmayacaktır. Böbrek ve karaciğer yetmezliği eğer ileri boyutta olursa sonrasında maalesef ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden sağlığımızı tehdit altında bırakacak herhangi bir besini kullanmayalım. Beslenmemizi doğru ve dengeli tutabileceğimiz gibi ek olarak bol egzersizler yapmamız gerekiyor. Biz uzmanlar, günlük 20-25 dakika fiziksel aktiviteyi öneriyoruz. Bol oksijenli ortamda yapılan egzersizler çok daha güzel kilo verdiriyor ve yağ yaktırıyor. Bu sebeple dışarıda yaptığınız yürüyüş evdeki yaptığınız yürüyüşten çok daha kıymetli olacaktır” şeklinde konuştu. 

Diyet Yaparken Dikkat! Haber

Diyet Yaparken Dikkat!

Diyetisyen Burcu Akbeyaz, diyette mutlaka kullanılması gereken 9 sebzeyi açıklayarak, "Sebzeler su açısından zengin, kalori açısından düşük gıdalardır" dedi.   Acıbadem Kayseri Hastanesi Diyetisyeni Burcu Akbeyaz, diyette kullanılması gereken sebzeleri açıkladı. Bu sebzelerin kuşkonmaz, Brüksel lahanası, ıspanak, karnabahar, havuç, dolmalık biber, kabak, lahana, brokoli olduğunu kaydeden Akbeyaz; sebzelerin düşük kalori ve yüksek lif içerikleri diye diyetlerde kullanılması gerektiğini kaydetti. Akbeyaz, "Sağlıklı bir kiloyu korumanın en etkili yollarından biri de bol sebze içeriğine sahip bir beslenme düzenine uymaktır. Birçok sebze doğal olarak düşük kalori ve yüksek lif içerdiği için diyette kullanıldığına kilo vermede önemli katkı da sağlıyor. Ayrıca sebzeler iltihabı azaltan ve kronik hastaların sorunlarına karşı korunabilmek için de birçok faydalı birleşikler içermektedir. Bu yüzden birçok sebzeyi birleşenleri ile birlikte diyetimize ekleyerek çok yüksek oranda vitamin, mineral kaynağı sağlamış olacağız. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir kilo verme yolculuğunu desteklemek için de mutlaka sebzelerin çeşitli şekilde diyete eklenmesi gerekmektedir" dedi.  "Sebzeler su açısından zengin, kalori açısından düşük gıdalardır"  Akbeyaz, "Sebzeleri öğünlerimize katıp doygunluk hissine sahip olabiliriz. Saydığımız besinlerin hepsi C vitamini açısından zengin ve yemeklerin yanına alternatif olarak eklendiğinde bizim kilo vermemize yardımcı olacak besinlerdir. C vitamini ayrıca güçlü bir antioksidandır. Egzersizden sonra C vitamini egzersiz kaynaklı oksidatif strese karşı koymaya yardımcı olabilir. Bu metabolizmanızı hızlandırabilir ve daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olabilir. C vitamininin kilo vermenize yardımcı olmasının bir diğer muhtemel yolu da demir emilimidir. C vitamininin vücudun demiri emmesine yardımcı olduğu bilinmektedir. Kanın kaslara oksijen taşıması için demire ihtiyacı vardır, oksijen kasların daha verimli çalışmasına ve daha fazla yağ yakmasına yardımcı olur. Bizim de yapmamız gereken C vitamini ve lif içeriği zengin olan besinleri diyetimize ekleyerek kilo vermemizi oldukça hızlı ve düzenli bir şekilde planlamış olabiliriz" şeklinde konuştu. 

Dengeli Kilo Vermek İçin Ne Yapılmalı? Sağlıklı Yöntemler: Haber

Dengeli Kilo Vermek İçin Ne Yapılmalı? Sağlıklı Yöntemler:

Kilo vermek, sağlığınızı iyileştirmek ve yaşam kalitenizi artırmak için önemli bir adımdır. Ancak, sağlıklı ve dengeli bir şekilde kilo vermek, kalıcı sonuçlar elde etmenizi sağlar. İştedengeli kilo vermek için dikkat edilmesi gerekenler: 1. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme Meyve ve Sebzeler: Her öğünde yeterli miktarda meyve ve sebze tüketin. Lif, vitamin ve mineral açısından zengin olan bu besinler, tokluk hissi sağlar ve kalori alımını kontrol eder. Tam Tahıllar: Beyaz ekmek ve beyaz pirinç gibi rafine edilmiş tahıllar yerine tam tahılları tercihedin. Tam tahıllar, daha fazla lif ve besin maddesi içerir. Yağsız Proteinler: Tavuk, hindi, balık, yumurta, baklagiller ve az yağlı süt ürünleri gibi yağsızprotein kaynaklarını tercih edin. Protein, kas kütlesini korumanıza ve tokluk hissini artırmanızayardımcı olur. Doymamış Yağlar: Avokado, zeytinyağı, fındık ve tohumlar gibi sağlıklı yağ kaynaklarınıtüketin. Bu yağlar, kalp sağlığını destekler ve tokluk hissi sağlar. Trans Yağlardan Kaçının: İşlenmiş gıdalarda bulunan trans yağlardan kaçının. Bu yağlar, kalphastalığı riskini artırır. Rafine Şeker: Rafine şeker içeren gıdalardan uzak durun. Şekerli içecekler, tatlılar ve işlenmişatıştırmalıklar, gereksiz kalori alımına neden olur. İşlenmiş Gıdalar: İşlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan kaçının. Bu gıdalar genellikle yüksekmiktarda şeker, tuz ve sağlıksız yağ içerir. 2. Düzenli Fiziksel Aktivite Egzersizler: Yürüyüş, koşu, yüzme ve bisiklet gibi aerobik egzersizler yapın. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktivite yapmaya çalışın. Direnç Antrenmanları: Haftada en az iki kez ağırlık kaldırma veya vücut ağırlığıyla yapılandirenç antrenmanları yapın. Bu, kas kütlesini korumanıza ve metabolizmanızı hızlandırmanızayardımcı olur. Aktif Yaşam Tarzı: Günlük yaşamınızda daha aktif olun. Asansör yerine merdiven kullanmak, kısa mesafelerde yürümek ve ev işleri yapmak, günlük kalori harcamanızı artırır. Küçük Egzersizler: İşyerinde veya evde kısa egzersiz molaları verin. Esneme hareketleri, kısayürüyüşler veya masa başında yapılan basit egzersizler, hareketsizliği azaltır. 3. Yeterli ve Kaliteli Uyku Yeterli Uyku: Her gece 7-9 saat uyumaya özen gösterin. Yeterli uyku, hormon dengesini düzenlerve kilo kontrolüne yardımcı olur. Uyku Düzeni: Her gün aynı saatte yatıp kalkmaya çalışın. Düzenli bir uyku programı, biyolojiksaatinizi düzenler ve uyku kalitesini artırır. Uyku Ortamını İyileştirin: Uyku ortamınızı rahat ve sessiz hale getirin. Karanlık ve serin bir oda, daha iyi uyumanıza yardımcı olur. Elektronik Cihazlardan Uzak Durun: Yatmadan önce elektronik cihazları kullanmamaya çalışın. Ekran ışığı, melatonin üretimini engelleyebilir ve uykuya dalmayı zorlaştırabilir.

KILO ALMAYA SON! KARBONHIDRATLAR ASLINDA ZAYIFLATIYOR! Haber

KILO ALMAYA SON! KARBONHIDRATLAR ASLINDA ZAYIFLATIYOR!

Karbonhidratların kilo alımına neden olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yanlış! Aslında, karbonhidratlar vücudunuzun enerji kaynağı olarak harika bir iş çıkarır. Karbonhidratlar, yağlardan çok daha hızlı enerji sağlar ve egzersiz sırasında kaslarınızın bu enerjiye ihtiyacıvardır. Günlük en az 2 g/kg karbonhidrat almanız gerektiğini biliyor muydunuz? Yani, kendikilonuzun iki katı kadar karbonhidrat tüketebilirsiniz. Yeterli karbonhidrat, beyninizin ve kaslarınızın ihtiyaç duyduğu glikozu sağlar. Kısacası, yeterli karbonhidrat ile enerjik ve formdakalabilirsiniz! Tavuk ve Ayran: Demir Emilimi Efsanesinin Sonu Tavuk ve ayran bir arada demir emilimini bozmaz! Hayvansal besinlerle ayran, yoğurt ya dapeynir tüketmenin demir emilimini olumsuz etkilediğini kimse söyleyemez. Aslında, tavuk, kırmızı et ve diğer hayvansal besinler, demiri doğrudan bağırsaklarınıza gönderir ve vücudunuzda hızlıca kullanılır. Demir, vücudun enerji üretimi ve birçok enzim için gereklidir. Özellikle büyüme döneminde ve hamilelikte demir tüketimine dikkat etmek önemli. Kısacası, demir dostu besinlerle sağlıklı kalabilirsiniz! Endüstriyel Şeker: Çocukları Hasta Eden Tatlı Tuzak Dünya Sağlık Örgütü, endüstriyel şekerlerin sağlığımız üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğunusöylüyor. Şekerli içecekler ve işlenmiş tatlılar kilo alımını, kalp hastalıklarını ve hatta kanserriskini artırabilir. Ama doğal meyve şekerleri ve süt şekeri (laktoz) sağlığımız için faydalıdır.Yani, meyve ve süt ürünleri size tatlı keyfi sunarken sağlığınıza zarar vermez. Endüstriyelşekerden uzak durarak daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün! C Vitamini ile Demir Emilimini Zirveye Taşıyın! C vitamini demir emilimini artırmada gizli kahramandır! Kırmızı et ve diğer demir kaynaklarıvücudunuzda hızla emilir. Ama bitkisel demir kaynakları için C vitamini desteği şart. Portakalsuyu, domates gibi C vitamini zengini besinlerle demirin emilimini artırabilirsiniz. Hem demirihem de C vitaminini doğru kombinleyerek sağlığınızı güçlendirebilirsiniz. Yani, etin yanına birportakal daha! Karbonhidratların Kilo Almaya Neden Olduğunu Unutun! Sağlıklı Enerji İçinKarbonhidrat Tüketin Karbonhidratlar kilo alımına neden olmaz, aksine vücudunuz için enerji deposudur! Doğrumiktarda karbonhidrat tüketmek, enerjinizi yüksek tutar ve metabolizmanızı dengede tutar. Şekerve işlenmiş karbonhidratlar fazla kalori alımına neden olabilirken, doğal kaynaklardan gelenkarbonhidratlar size enerji ve besin değeri sağlar. Sağlıklı bir yaşam için karbonhidratları dengelitüketmeyi unutmayın! Karbonhidratlar: Kilo Almanın Suçlusu Mu? Aslında Sağlıklı Enerjinin Anahtarı! Karbonhidratlar kilo alımına neden olmaz, aksine enerjinizi korur ve metabolizmanızı destekler.Doğru miktarda karbonhidrat, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar ve sizi dinç tutar. Yanlış anlamalar yerine, karbonhidratları sağlıklı bir şekilde tüketerek enerjinizi ve sağlığınızıiyileştirin. Bilinçli karbonhidrat seçimiyle formda kalmak çok kolay!

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler! Haber

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler!

Son yıllarda popüler hale gelen aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenlerin tercih ettiği bir diyet yöntemi olarak biliniyor. Bu beslenme biçiminde kişiler ya haftanın belirli günlerinde çok düşük kalori alıyor ve diğer günler istediklerini tüketiyor ya da günün belirli saatlerinde hiçbir şey yemeyip geri kalan zamanda serbestçe besleniyorlar. Ancak, Healthline'da yer alan bir yazıya göre, aralıklı oruç genellikle sağlıklı kabul edilse de bazı sıkıntılara yol açabiliyor. İşte bilim insanlarının aralıklı oruçla ilgili çürüttüğü 3 mit:  1. Kötü Beslenmeye Yol Açmıyor: ABD'deki Chicago Illinois Üniversitesi Kinesiyoloji ve Beslenme Bölümü öğretim üyesi Krista Varady, aralıklı oruçla ilgili yanlış bilgilerin bilime değil, kişisel görüşlere dayandığını belirtiyor. Varady ve ekibi, Nature Reviews Endocrinology adlı dergide yayımladıkları yazıda, aralıklı oruç sırasında alınan şeker, doymuş yağ ve kafein miktarının değişmediğini ve karbonhidrat ile proteinin de önceki dönemlerle benzer miktarlarda tüketildiğini belirtiyor. Yani, aralıklı oruç kötü beslenmeye yol açmıyor. 2. Yeme Bozukluğuna Neden Olmuyor: Nature Reviews Endocrinology'de yayımlanan yazıya göre, aralıklı oruç uygulayan kişilerde yeme bozukluğu gelişmediği gözlemlendi. Ancak, yeme bozukluğu geçmişi olan kişilerin bu diyeti uygulamaması tavsiye ediliyor. Ergenlik çağındaki obezite hastalarının aralıklı oruca başlaması durumunda ise doktorların yakın takipte olması gerektiği vurgulanıyor. 3. Kas Kütlesi Kaybı Yok: Araştırmalar, aralıklı oruç sırasında yağsız kas kütlesi kaybının, diğer diyetlere göre fazla olmadığını gösteriyor. Egzersiz yapmak ve protein tüketimini artırmak, kas kütlesi kaybını önlemek için yeterli olabiliyor. Aralıklı Oruç Uygularken Dikkat Edilmesi Gerekenler: Bu yazıda ele alınan veya alınmayan etkilerin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekiyor. Çalışmada yer almayan diyetisyen Monique Richard, aralıklı oruç diyeti yapmak isteyen kişilerin kayıtlı bir diyetisyen veya beslenme uzmanıyla görüşmesini öneriyor. Ayrıca, aralıklı orucun uygulanma biçimine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aralıklı oruç çeşitleri, sindirim, organ fonksiyonları, psikolojik ve bilişsel sağlık açısından ters etki yaratabileceğinden, "her istenenin yeneceği bir gün" gibi uygulanmamalı! Aralıklı orucun doğru uygulandığında sağlıklı bir yaşam tarzı için güçlü bir araç olabileceğini unutmayın. Ancak, her diyet gibi, bu beslenme biçimini de dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulamak önemli!

Diyet Yaparken Dikkat: Spor Olmadan Yağ Değil, Kas Kaybedebilirsiniz! Haber

Diyet Yaparken Dikkat: Spor Olmadan Yağ Değil, Kas Kaybedebilirsiniz!

Diyet yaparken sadece beslenme düzenine odaklanmak, sporu ihmal etmek kas kaybına neden olabilir. Özellikle düşük kalorili diyetlerde, vücut enerji ihtiyacını karşılamak için yağ yakımının yanı sıra kas dokusunu da kullanabilir. Bu durum, hem metabolizmanın yavaşlamasına hem de vücut kompozisyonunun bozulmasına yol açabilir. Kas kaybını önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır: Protein Alımı: Yeterli miktarda protein tüketmek, kas kütlesini korumak için önemlidir. Günlük protein ihtiyacınızı karşılayacak şekilde beslenmeye özen gösterin. Egzersiz Programı: Düzenli egzersiz yapmak, kas kaybını önlemenin en etkili yollarından biridir. Kardiyo egzersizleri yanında, kasları güçlendiren egzersizler de yapılmalıdır. Dengeli Beslenme: Beslenme programınızda yeterli miktarda karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral içeren besinlere yer vermek önemlidir. Dengeli beslenme, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri almasını sağlar. Su Tüketimi: Yeterli miktarda su içmek, vücuttaki kas kütlesini korumaya yardımcı olabilir. Su, kasların çalışması için önemlidir ve dehidrasyon kas kaybını artırabilir. Uygun Kalori Alımı: Çok düşük kalorili diyetlerden kaçınmak, kas kaybını önlemek için önemlidir. Uzmanlar, günlük kalori alımının sağlıklı bir şekilde zayıflamaya yardımcı olacak düzeyde olması gerektiğini belirtmektedir. Sonuç olarak, sağlıklı bir kilo verme süreci için sadece beslenme değil, aynı zamanda düzenli egzersiz yapmak da önemlidir. Kas kaybını önlemek için beslenme ve egzersiz programınızı dikkatli bir şekilde planlayarak, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besinleri almasını sağlayabilirsiniz. 3.5

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.