Hava Durumu

#Diyet

Yeni Marmara Gazetesi - Diyet haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyet haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dengeli Kilo Vermek İçin Ne Yapılmalı? Sağlıklı Yöntemler: Haber

Dengeli Kilo Vermek İçin Ne Yapılmalı? Sağlıklı Yöntemler:

Kilo vermek, sağlığınızı iyileştirmek ve yaşam kalitenizi artırmak için önemli bir adımdır. Ancak, sağlıklı ve dengeli bir şekilde kilo vermek, kalıcı sonuçlar elde etmenizi sağlar. İştedengeli kilo vermek için dikkat edilmesi gerekenler: 1. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme Meyve ve Sebzeler: Her öğünde yeterli miktarda meyve ve sebze tüketin. Lif, vitamin ve mineral açısından zengin olan bu besinler, tokluk hissi sağlar ve kalori alımını kontrol eder. Tam Tahıllar: Beyaz ekmek ve beyaz pirinç gibi rafine edilmiş tahıllar yerine tam tahılları tercihedin. Tam tahıllar, daha fazla lif ve besin maddesi içerir. Yağsız Proteinler: Tavuk, hindi, balık, yumurta, baklagiller ve az yağlı süt ürünleri gibi yağsızprotein kaynaklarını tercih edin. Protein, kas kütlesini korumanıza ve tokluk hissini artırmanızayardımcı olur. Doymamış Yağlar: Avokado, zeytinyağı, fındık ve tohumlar gibi sağlıklı yağ kaynaklarınıtüketin. Bu yağlar, kalp sağlığını destekler ve tokluk hissi sağlar. Trans Yağlardan Kaçının: İşlenmiş gıdalarda bulunan trans yağlardan kaçının. Bu yağlar, kalphastalığı riskini artırır. Rafine Şeker: Rafine şeker içeren gıdalardan uzak durun. Şekerli içecekler, tatlılar ve işlenmişatıştırmalıklar, gereksiz kalori alımına neden olur. İşlenmiş Gıdalar: İşlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan kaçının. Bu gıdalar genellikle yüksekmiktarda şeker, tuz ve sağlıksız yağ içerir. 2. Düzenli Fiziksel Aktivite Egzersizler: Yürüyüş, koşu, yüzme ve bisiklet gibi aerobik egzersizler yapın. Haftada en az 150 dakika orta düzeyde aerobik aktivite yapmaya çalışın. Direnç Antrenmanları: Haftada en az iki kez ağırlık kaldırma veya vücut ağırlığıyla yapılandirenç antrenmanları yapın. Bu, kas kütlesini korumanıza ve metabolizmanızı hızlandırmanızayardımcı olur. Aktif Yaşam Tarzı: Günlük yaşamınızda daha aktif olun. Asansör yerine merdiven kullanmak, kısa mesafelerde yürümek ve ev işleri yapmak, günlük kalori harcamanızı artırır. Küçük Egzersizler: İşyerinde veya evde kısa egzersiz molaları verin. Esneme hareketleri, kısayürüyüşler veya masa başında yapılan basit egzersizler, hareketsizliği azaltır. 3. Yeterli ve Kaliteli Uyku Yeterli Uyku: Her gece 7-9 saat uyumaya özen gösterin. Yeterli uyku, hormon dengesini düzenlerve kilo kontrolüne yardımcı olur. Uyku Düzeni: Her gün aynı saatte yatıp kalkmaya çalışın. Düzenli bir uyku programı, biyolojiksaatinizi düzenler ve uyku kalitesini artırır. Uyku Ortamını İyileştirin: Uyku ortamınızı rahat ve sessiz hale getirin. Karanlık ve serin bir oda, daha iyi uyumanıza yardımcı olur. Elektronik Cihazlardan Uzak Durun: Yatmadan önce elektronik cihazları kullanmamaya çalışın. Ekran ışığı, melatonin üretimini engelleyebilir ve uykuya dalmayı zorlaştırabilir.

KILO ALMAYA SON! KARBONHIDRATLAR ASLINDA ZAYIFLATIYOR! Haber

KILO ALMAYA SON! KARBONHIDRATLAR ASLINDA ZAYIFLATIYOR!

Karbonhidratların kilo alımına neden olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yanlış! Aslında, karbonhidratlar vücudunuzun enerji kaynağı olarak harika bir iş çıkarır. Karbonhidratlar, yağlardan çok daha hızlı enerji sağlar ve egzersiz sırasında kaslarınızın bu enerjiye ihtiyacıvardır. Günlük en az 2 g/kg karbonhidrat almanız gerektiğini biliyor muydunuz? Yani, kendikilonuzun iki katı kadar karbonhidrat tüketebilirsiniz. Yeterli karbonhidrat, beyninizin ve kaslarınızın ihtiyaç duyduğu glikozu sağlar. Kısacası, yeterli karbonhidrat ile enerjik ve formdakalabilirsiniz! Tavuk ve Ayran: Demir Emilimi Efsanesinin Sonu Tavuk ve ayran bir arada demir emilimini bozmaz! Hayvansal besinlerle ayran, yoğurt ya dapeynir tüketmenin demir emilimini olumsuz etkilediğini kimse söyleyemez. Aslında, tavuk, kırmızı et ve diğer hayvansal besinler, demiri doğrudan bağırsaklarınıza gönderir ve vücudunuzda hızlıca kullanılır. Demir, vücudun enerji üretimi ve birçok enzim için gereklidir. Özellikle büyüme döneminde ve hamilelikte demir tüketimine dikkat etmek önemli. Kısacası, demir dostu besinlerle sağlıklı kalabilirsiniz! Endüstriyel Şeker: Çocukları Hasta Eden Tatlı Tuzak Dünya Sağlık Örgütü, endüstriyel şekerlerin sağlığımız üzerinde büyük bir tehdit oluşturduğunusöylüyor. Şekerli içecekler ve işlenmiş tatlılar kilo alımını, kalp hastalıklarını ve hatta kanserriskini artırabilir. Ama doğal meyve şekerleri ve süt şekeri (laktoz) sağlığımız için faydalıdır.Yani, meyve ve süt ürünleri size tatlı keyfi sunarken sağlığınıza zarar vermez. Endüstriyelşekerden uzak durarak daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkün! C Vitamini ile Demir Emilimini Zirveye Taşıyın! C vitamini demir emilimini artırmada gizli kahramandır! Kırmızı et ve diğer demir kaynaklarıvücudunuzda hızla emilir. Ama bitkisel demir kaynakları için C vitamini desteği şart. Portakalsuyu, domates gibi C vitamini zengini besinlerle demirin emilimini artırabilirsiniz. Hem demirihem de C vitaminini doğru kombinleyerek sağlığınızı güçlendirebilirsiniz. Yani, etin yanına birportakal daha! Karbonhidratların Kilo Almaya Neden Olduğunu Unutun! Sağlıklı Enerji İçinKarbonhidrat Tüketin Karbonhidratlar kilo alımına neden olmaz, aksine vücudunuz için enerji deposudur! Doğrumiktarda karbonhidrat tüketmek, enerjinizi yüksek tutar ve metabolizmanızı dengede tutar. Şekerve işlenmiş karbonhidratlar fazla kalori alımına neden olabilirken, doğal kaynaklardan gelenkarbonhidratlar size enerji ve besin değeri sağlar. Sağlıklı bir yaşam için karbonhidratları dengelitüketmeyi unutmayın! Karbonhidratlar: Kilo Almanın Suçlusu Mu? Aslında Sağlıklı Enerjinin Anahtarı! Karbonhidratlar kilo alımına neden olmaz, aksine enerjinizi korur ve metabolizmanızı destekler.Doğru miktarda karbonhidrat, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlar ve sizi dinç tutar. Yanlış anlamalar yerine, karbonhidratları sağlıklı bir şekilde tüketerek enerjinizi ve sağlığınızıiyileştirin. Bilinçli karbonhidrat seçimiyle formda kalmak çok kolay!

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler! Haber

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler!

Son yıllarda popüler hale gelen aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenlerin tercih ettiği bir diyet yöntemi olarak biliniyor. Bu beslenme biçiminde kişiler ya haftanın belirli günlerinde çok düşük kalori alıyor ve diğer günler istediklerini tüketiyor ya da günün belirli saatlerinde hiçbir şey yemeyip geri kalan zamanda serbestçe besleniyorlar. Ancak, Healthline'da yer alan bir yazıya göre, aralıklı oruç genellikle sağlıklı kabul edilse de bazı sıkıntılara yol açabiliyor. İşte bilim insanlarının aralıklı oruçla ilgili çürüttüğü 3 mit:  1. Kötü Beslenmeye Yol Açmıyor: ABD'deki Chicago Illinois Üniversitesi Kinesiyoloji ve Beslenme Bölümü öğretim üyesi Krista Varady, aralıklı oruçla ilgili yanlış bilgilerin bilime değil, kişisel görüşlere dayandığını belirtiyor. Varady ve ekibi, Nature Reviews Endocrinology adlı dergide yayımladıkları yazıda, aralıklı oruç sırasında alınan şeker, doymuş yağ ve kafein miktarının değişmediğini ve karbonhidrat ile proteinin de önceki dönemlerle benzer miktarlarda tüketildiğini belirtiyor. Yani, aralıklı oruç kötü beslenmeye yol açmıyor. 2. Yeme Bozukluğuna Neden Olmuyor: Nature Reviews Endocrinology'de yayımlanan yazıya göre, aralıklı oruç uygulayan kişilerde yeme bozukluğu gelişmediği gözlemlendi. Ancak, yeme bozukluğu geçmişi olan kişilerin bu diyeti uygulamaması tavsiye ediliyor. Ergenlik çağındaki obezite hastalarının aralıklı oruca başlaması durumunda ise doktorların yakın takipte olması gerektiği vurgulanıyor. 3. Kas Kütlesi Kaybı Yok: Araştırmalar, aralıklı oruç sırasında yağsız kas kütlesi kaybının, diğer diyetlere göre fazla olmadığını gösteriyor. Egzersiz yapmak ve protein tüketimini artırmak, kas kütlesi kaybını önlemek için yeterli olabiliyor. Aralıklı Oruç Uygularken Dikkat Edilmesi Gerekenler: Bu yazıda ele alınan veya alınmayan etkilerin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekiyor. Çalışmada yer almayan diyetisyen Monique Richard, aralıklı oruç diyeti yapmak isteyen kişilerin kayıtlı bir diyetisyen veya beslenme uzmanıyla görüşmesini öneriyor. Ayrıca, aralıklı orucun uygulanma biçimine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aralıklı oruç çeşitleri, sindirim, organ fonksiyonları, psikolojik ve bilişsel sağlık açısından ters etki yaratabileceğinden, "her istenenin yeneceği bir gün" gibi uygulanmamalı! Aralıklı orucun doğru uygulandığında sağlıklı bir yaşam tarzı için güçlü bir araç olabileceğini unutmayın. Ancak, her diyet gibi, bu beslenme biçimini de dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulamak önemli!

Diyet Yaparken Dikkat: Spor Olmadan Yağ Değil, Kas Kaybedebilirsiniz! Haber

Diyet Yaparken Dikkat: Spor Olmadan Yağ Değil, Kas Kaybedebilirsiniz!

Diyet yaparken sadece beslenme düzenine odaklanmak, sporu ihmal etmek kas kaybına neden olabilir. Özellikle düşük kalorili diyetlerde, vücut enerji ihtiyacını karşılamak için yağ yakımının yanı sıra kas dokusunu da kullanabilir. Bu durum, hem metabolizmanın yavaşlamasına hem de vücut kompozisyonunun bozulmasına yol açabilir. Kas kaybını önlemek için dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır: Protein Alımı: Yeterli miktarda protein tüketmek, kas kütlesini korumak için önemlidir. Günlük protein ihtiyacınızı karşılayacak şekilde beslenmeye özen gösterin. Egzersiz Programı: Düzenli egzersiz yapmak, kas kaybını önlemenin en etkili yollarından biridir. Kardiyo egzersizleri yanında, kasları güçlendiren egzersizler de yapılmalıdır. Dengeli Beslenme: Beslenme programınızda yeterli miktarda karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral içeren besinlere yer vermek önemlidir. Dengeli beslenme, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri almasını sağlar. Su Tüketimi: Yeterli miktarda su içmek, vücuttaki kas kütlesini korumaya yardımcı olabilir. Su, kasların çalışması için önemlidir ve dehidrasyon kas kaybını artırabilir. Uygun Kalori Alımı: Çok düşük kalorili diyetlerden kaçınmak, kas kaybını önlemek için önemlidir. Uzmanlar, günlük kalori alımının sağlıklı bir şekilde zayıflamaya yardımcı olacak düzeyde olması gerektiğini belirtmektedir. Sonuç olarak, sağlıklı bir kilo verme süreci için sadece beslenme değil, aynı zamanda düzenli egzersiz yapmak da önemlidir. Kas kaybını önlemek için beslenme ve egzersiz programınızı dikkatli bir şekilde planlayarak, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu besinleri almasını sağlayabilirsiniz. 3.5

Kilo Vermek isteyenlere: Doğru Bilinen Yanlışlar Haber

Kilo Vermek isteyenlere: Doğru Bilinen Yanlışlar

Yaza girmeye hazırlanırken pek çok kişi de kilo verme telaşına kapıldı. Çeşitli kilo verme yöntemlerini denemeden önce mutlaka uzmana başvurulması gerektiğini belirten Diyetisyen Ezginur Aksipahi, “Öğün atlayarak, karbonhidrattan uzak durarak, geceleri aç uyumaya çalışarak kilo verilebileceğini düşünmek yanlıştır” dedi.   Yaza girmeye hazırlanırken çoğu kişiyi kilo verme telaşı sardı. Bu süreçte diyet yapmaya karar verdiyseniz doğru sanılan pek çok yanlış bilgiye rastlayabilirsiniz. Çevrenizde veya internette karşılaştığınız kilo verme yöntemlerini uygulamadan önce, mutlaka bir uzmana danışmanız ve kişiye özel beslenme programını tercih etmeniz gerektiğini vurgulayan Medicana Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Ezginur Aksipahi, beslenme ve diyette doğru sanılan efsaneleri anlattı.  Yanlış: Aç kalırsam kilo veririm  Aç kalırsam kilo veririm düşüncesinin tamamen yanlış olduğuna değinen Dyt. Aksipahi, “Gerçek: Yaşamsal fonksiyonlarımızı devam ettirmek ve yağ yakımını hızlandırmak için günde 3 ana öğün yapmak önemlidir. Ara öğün sayısı ise yaşam standartlarına veya hastalık varlığına göre değişebilir. Örneğin; diyabeti olan bireye, kan şekerini kontrol altında tutabilmek için sık öğünlü bir beslenme planlaması yapılmalıdır. Öğün atlayıp kendilerini aç bırakan bireylerde uzun süreli açlığın getirdiği kontrolsüz yeme isteği ve tek öğünde büyük porsiyonlar tüketilmesi sonucu, yaşam kalitesinde düşüş ve metabolizma dengesizliği meydana gelmektedir. Ayrıca ilk öğün olan kahvaltının, metabolizmamızı uyandırmada rolü büyüktür. Kahvaltının atlanması durumunda metabolizma yavaşlar. Öğün atlamayarak açlığı kontrol altında tutmak sağlıklı ve dengeli beslenmeye ilk adımı atmaktır” açıklamasında bulundu.  “Kahvaltı yapmaya vakit bulamıyorsanız, yaz aylarında hem ferahlatıcı hem de besleyici bir öğün tercih edebilirsiniz” diyen Dyt. Aksipahi, şu öğün önerisinde bulundu.  “4 yemek kaşığı yoğurt  2 yemek kaşığı yulaf  1 tatlı kaşığı keten tohumu  4-5 tane çiğ badem  1 porsiyon yaz meyvesi.”  Yanlış: Ekmek, makarna, pilav yemezsem zayıflarım  Dyt. Aksipahi, “Karbonhidrat tüketimin sınırlandırılması, en çok karşılaşılan yanlışların başında gelmektedir. Karbonhidratlar tek başına kilo alımına sebep olmaz. Karbonhidrat seçimleri ve fazla kalori alımı kilo almaya sebep olur. Karbonhidratlı besinler beslenme programından çıkarıldığında, vücudumuz, temel ihtiyacı olan karbonhidratı önce kandan sonrasında kaslardan almaya çalışır. Bu sebeple kas kayıplarına zemin hazırlanır. Kas kayıpları da su kayıplarına sebep olur. Böylece karbonhidrat alımı olmadığında tartıdaki değişim kişiyi tatmin edebilir ama aslında kayıp kaslardadır. Kas kütlesindeki kayıptan dolayı yavaşlayan metabolizmada yağ yakımı azalır ve verilen kilolar hızlıca geri alınabilir. Sonuç olarak, diyette dengeli ve doğru karbonhidrat tüketimi kas kaybını engeller ve yağ yakımını destekler” dedi ve şu öneride bulundu:  “Beslenmenizde beyaz un, pirinç gibi gıdalar yerine tam tahıllı besinler, kuru baklagiller ve meyveler gibi kompleks karbonhidratları tercih ederseniz, kan şekeriniz dengelenir ve lif alımınız artar.” Yanlış: Yağ tüketirsem vücudum yağlanır  Hangi çeşit yağların seçildiğinin oldukça önemli olduğunun altını çizen Dyt. Aksipahi, “Trans yağlar yerine doğal yağları kullanmak en idealidir. Beslenmemize dahil ettiğimiz bazı doğal yağlar ölçülü bir şekilde alındığında zayıflamaya bile destek olabilir. Özellikle bazı hormonlar ve yağda çözünen vitaminler için yağ alımı gereklidir. Hindistan cevizi yağı, chia tohumu, ceviz, zeytinyağı, zeytin, avakado gibi yağlar ve yağ içeriği olan besinler tercih edilebilir” şeklinde konuştu.  Yanlış: Sağlıklı besinleri istediğim kadar yiyebilirim  Sağlıklı besinleri istediğim kadar yiyebilirim düşüncesinin yanlış olduğuna işaret eden Dyt. Aksipahi,  “Meyveler sağlıklı gözükse de fazla miktarda tüketilmemelidir. Meyvelerde fruktoz adlı meyve şekeri bulunur. Fruktoz karaciğerde, kanda bulunan bir yağ çeşidi olan trigliseride dönüşür. Böylece yağ miktarında artışa sebep olur. Fazla meyve tüketmek, sağlıklı bulduğumuz diğer besinler de dahil olmak üzere alınan kalori miktarını artırır ve kilo artışı meydana gelir. Sadece su sıfır kaloridir ve kalori artışına yol açmaz. Hiçbir besini ihtiyaçtan fazla kullanmamak ve porsiyon kontrolüne özen göstermek gerekir” dedi.  Yanlış: Gece yemek yersem kilo alırım  Gece yemek yersem kilo alırım düşüncesinin de yanlış olduğunu belirten Dyt. Aksipahi, sözlerine son olarak şunları ekledi:  “Gerçek: Öğünleri gece ve gündüz olarak ayırmak yerine, günün tamamında alınan kaloriye bakılması daha doğrudur. Çünkü alınan toplam kalori kadar kilo artışı meydana gelmektedir. Gün boyunca alınan besinlerin porsiyonları ölçülü olduğu sürece, gece yemek yemek gündüzden daha fazla kilo artışına sebep olmaz. 20.30-21.00 saatlerinde akşam yemeği yiyebiliyorsanız bu durum sizi korkutmasın. Ölçü ve porsiyona dikkat etmek sizin kurtarıcınız olacaktır.”  “Öneri: Son ara öğünü uyumadan 2 saat önce yapmak, sabah aç bir şekilde uyanmanıza engel olacak iyi bir seçenektir.”

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler Haber

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler

Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara değindi.  Türkiye'de sağlıklı beslenme alışkanlıklarının azalması ile birlikte obezite ve aşırı zayıflığa bağlı hastalıklar da hızla yaygınlaşıyor. İdeal kilosuna kavuşmak isteyen kişiler için beslenme ve diyet uzmanları eşliğinde uygulanacak doğru ve sağlıklı diyet programları büyük önem taşıyor. Yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara da değinerek hangi besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, Lifli gıdaların daha uzun süre tok tuttuğunu söyledi. Midenin ne yenilirse yenilsin 4 saat içinde boşaldığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, "Bir sonraki öğününüzde fazla yemeyi engellemek için 2-2,5 saatte bir beslenmenizde fayda vardır. Kan şekerinin dengelenmesi için '3 ana, 3 ara öğün' şeklinde beslenme kuralına uymak gerekmektedir. Düzenli kahvaltı edinme alışkanlığının sağlıklı bir hayat için şarttır. Metabolizma uyandıktan hemen sonra kahvaltı yapınca metabolizma hızlanmaya başlayacaktır. Aksi takdirde kahvaltı yapmadan öğle yemeğine kadar aç kalınırsa yavaşlamış metabolizma hızı ile birlikte diğer öğünümüzde daha fazla yemek kaçınılmaz olacağından kilo almakta beklenen bir sonuç olacaktır. Sabahın erken saatlerinde dengeli bir kahvaltı ile güne başlamak metabolizmamızın hızlanmasını sağlayarak daha rahat kilo vermemize yardımcı olacaktır" diye konuştu.  "Sadece bir kase çorba diye kendinizi kandıramazsınız"  Zayıflamak için yemek tabaklarının ve çorba kaselerinin küçültülmesi tavsiyesinde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ciğerli, şöyle devam etti:  "Böylece "sadece 1 kase çorba" diye kendinizi kandırmazsınız. Psikolojik olarak o tabaktaki yemekleriniz bittiği zaman kendinizi doymuş hissedersiniz. Bir diğer önemli nokta da ekmek tüketimidir. Ekmek ve yerine geçen tahıl ürünleri yemeden zayıflamak söz konusu olduğunda ne yazık ki işin sağlık boyutundan hiç bahsedilmiyor. Bu denli bilinçsizce yapılan öneriler bireylerde birçok hastalığın artışına sebep olabiliyor. Tam tahıllı ekmek içeren diyet, lif oranı yüksek olduğundan dolayı acıkmayı geciktirir ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Karbonhidrat kaynağı bir besin olan ekmeğin sindirimi ağızda başlar ve çok kısa sürede beyne tokluk sinyallerini iletir. Öğününüze 1 parça ekmeği çiğneyerek başlayın. Böylece daha kontrollü bir öğün geçirerek tokluk hissi sağlamış olacaksınız. Ayrıca tam tahıl ekmeği B12 vitamini hariç bütün B grubu vitaminlerinin temel kaynağıdır."  Lifli besinler tüketilmeli  Liflerin sadece bitkisel kökenli besinlerde bulunduğumu belirten Uz. Dyt. Ciğerli,"Lifler sindirim sisteminden parçalanmadan geçmektedir. Bu da kişinin uzun süre tok kalmasını sağlayarak daha az yemek yenmesini sağlamaktadır. Lifler, kandaki kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olup, sindirim sisteminin daha aktif çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca lifli besinler kabızlığın geçmesini, hemoroid problemlerinin giderilmesini, vücudun şeker seviyesinin dengelenmesini sağlar, aynı zamanda kalp sağlığını koruma açısından da önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalar lifli besin tüketenlerin, tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdiklerini ortaya koymuştur" dedi.  Uz. Dyt. Ciğerli lif içeren yiyecekleri de buğday kepeği, kepekli çavdar unu, arpa unu, yulaf, kuru erik, armut, narenciye ürünleri, elma, muz, fasulye, nohut, sarı ve yeşil mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, lahana, brokoli, yeşil fasulye, salatalık, kereviz, soğan, domates, biber, patlıcan ve havuç olarak sıraladı. Uz. Dyt. Ciğerli, sağlıklı bir zayıflama için paketli olarak satılan hazır gıdalardan da uzak durulması gerektiğini ifade etti. Bu ürünlere gıdanın dayanıklılığını artırmak için katkı maddeleri, gıda boyaları ve kimyasal içeren yiyecekler konulduğuna dikkat çeken Uz. Dyt. Ciğerli, "Evde yapılmayan, organik olmayan ve marketlerden alınan hemen hemen tüm paketli ürünler hazır gıdalar sınıfına girmektedir. Hazır gıdaları daha az tüketmek için domates salçası, biber salçası, turşu ve tarhana gibi bütün bir yıl tüketilebilecek besinleri evde yapabilirsiniz. Hazır bulyonları kullanmak yerine et, tavuk ve balık sularını evde hazırlamak, yemeğinize daha az katkı maddesinin girmesini sağlar" şeklinde konuştu.  "Su tüketimi arttırılmalıdır"  "Tatlı krizlerinizde tercihinizi meyve ve kuru meyvelerden yana kullanın" diyen Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, sözlerini şöyle tamamladı:  "Tatlı ve şeker tüketimini azaltmak veya ortadan kaldırmak için mutlaka diyete doğal şeker içeren kuru meyveler, taze meyveler, meyveli yoğurtlar eklenmelidir. Bu besinleri ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Artan sıcak havaların etkisiyle terleme sonucu sıvı kaybı artacağından su tüketimi arttırılmalıdır. Su, metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar, böbreklerdeki toksik maddelerin atımına yardımcı olur. Su içmek için susamayı beklemeyiniz. Ortalama yetişkin bir insanın 2-2,5 litre su tüketmesi, her mevsim ve yaş için önerilir. Metabolizmayı hızlandıran en temel faktör fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Günlük hayatta yakın mesafelere araba ile gitmek yerine yürüyüşü tercih etmek, asansör kullanmak yerine merdivenleri kullanmak gibi fiziksel aktivitelerle ya da dans etmek gibi eğlenceli aktivitelerle hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de daha sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Düzenli uyku ile kilo kaybınızın ve diyete olan uyumunuzun direk ilişkili olduğunu unutmayın. Düzenli uyku zihinsel gelişim ve dinlenmeyi olumlu yönde etkileyerek metabolizma hızının artmasına yardımcı olur."

Ramazan Sonrası Sindirim Sistemine Dikkat Haber

Ramazan Sonrası Sindirim Sistemine Dikkat

Ramazan’ın bitmesine sayılı günler kala Prof. Dr. M. Emel Alphan, iki öğün gibi özel bir beslenmenin uygulandığı bu dönemden normal yemek düzenine geçerken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi. Sindirim sisteminin uyumunun sağlanmasının önemli olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayram geleneğinin bir sembolü olan kahvaltı ve yemek sofralarında ağır yemeklerden uzak durulmasını, tatlı ve şeker tüketiminden kaçınılmasını tavsiye etti.   Sindirim sisteminin uyumunu sağlamak önemli  İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, Ramazan sonrası normal beslenme düzenine geçişle ilgili değerlendirmede bulundu. Ramazan ayının, oruç tutanlar için, günde iki öğün gibi özel bir beslenme uygulanan ve alışılmışın dışındaki saatlerde yemek yemeyi gerektiren bir dönem olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Bu dönemden normal yemek düzenine geçişte, sindirim sisteminin de uyumunu sağlamak önemlidir. Oysa bir aylık oruç döneminden sonraki bayram günlerinde bireyler, genellikle psikolojik olarak aşırı yemek yeme eğilimindedirler. Bunun yanı sıra, geleneklerimize bağlı olarak, bayram yemeklerinin, günlük beslenme düzeninin dışında, çeşit olarak fazla ve içeriğinin ağır olması, bayram ziyaretlerindeki hamur tatlısı ağırlıklı ikramlar ve bu ikramların geleneklerimiz nedeniyle ısrarla yedirilmesi, sindirim sistemindeki adaptasyonu güçleştirir” uyarısında bulundu.  Güne hafif kahvaltı ile başlanmalı  Sindirim sisteminde adaptasyonun sağlanması için bayramda hafif yiyecekler yenilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak, gün içinde aşırı yağlı, çok tuzlu, enerji açısından yoğun hamur işlerinin ve hamur tatlılarının yenilmemesi gerekir” dedi.  Sağlıklı bir bayram için bu önerilere kulak verin  Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayramda uygulanması gereken beslenme kurallarının aşağıdaki gibi olması gerektiğini belirterek sıralamayı şöyle yaptı.  Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır Öğüne çorba ve salata ile başlanmalı, çorba ile ekmek yenilmemelidir. Bu, o öğünde aşırı miktarda yemek yemeyi önler.  Yemekler çok yağlı ve çok tuzlu yapılmamalıdır. Et ve tavuk yemeklerine pişerken yağ ilave edilmemeli, kızartılmış besinlerden kaçınılmalıdır.  Bayram yemeğinde, börek, pilav, makarna, dolma, sarma gibi besinler bulunduğu takdirde ekmek yenilmemelidir.  Enerjisinin düşük olmasından dolayı, öğünde mutlaka sebze ve salata bulunmalıdır.  Ağır hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar ya da en iyisi meyve tercih edilmelidir.  Bayram ziyaretleri sırasında, ikram edilen tatlıların, porsiyon ölçülerinin az olması, misafirlerin de az yemesine neden olur. Mümkünse misafirlere seçenek olarak meyve de sunulmalıdır.  Geleneksel Türk misafirperverliğinin bir sonucu olarak gelişen ikram edilen yiyeceklerin yenilmesi konusundaki ısrardan kaçınılmalıdır.  Bayram günlerinde, çikolata, şeker, şekerlemeler ve tatlı gibi kalorisi yüksek olan yiyecekleri, herkesin, özellikle çocukların aşırı yemeleri önlenmelidir.  İkram edilen çay, kahve gibi kafeinli içeceklerin aşırı tüketiminden kaçınılması, açık ve limonlu çay, ıhlamur ve bitki çaylarının tercih edilmesi gerekir.  Ramazan boyunca, su tüketiminin az olmasından dolayı oluşabilen su kaybının, yerine konulması için su ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmesi gerekir.  Diyabetlilerin (şeker hastalarının), kalp hastalarının, hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan kişilerin, diyetisyenleri tarafından önerilmiş olan diyetlerini bozmamaya özen göstermeleri ve aile çevresindekilerin de hastalara bu konuda yardımcı olmaları gerekir.  Prof. Dr. M. Emel Alphan, belirtilen hususlara dikkat edilmediği takdirde sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda aşırı gaz birikimi, ani tansiyon ve şeker yükselmesi gibi durumların ortaya çıkabileceğini, hastalarda ve yaşlılarda ise daha ağır sorunlar oluşabileceğini vurguladı.

Ramazanda nasıl beslenilmeli? Haber

Ramazanda nasıl beslenilmeli?

Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Saygı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülcan Yıldız, “İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler” dedi.   Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Yıldız, bu ayda bilinçli beslenme ve sağlıklı oruç tutma konularında önemli noktalara vurgu yaptı. Yıldız, şu önerilerde bulundu:  "- Üç Öğün Beslenme: Gün içinde en az üç öğünü tamamlamak önemlidir. Sahur öğününün atlanmaması, açlık süresini uzatarak gün içinde daha verimsiz olmasını engeller. İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler.  - Öğün planı: İftar artı ara öğün artı sahur şeklinde olmalıdır. Ara öğünde 1 porsiyon meyve, 10 adet badem, 1 bardak süt tercih edilebilir. Haftada 1 gün bu ara öğün yerine hafif sütlü tatlı tercih edebilirsiniz. Bunlar; güllaç, 2 top sade dondurma, sütlaç, puding, muhallebi olabilir.  - Sahurun Önemi: Sahurda hafif bir kahvaltı yapmak veya çorba, az yağlı sebze yemekleri tercih etmek, gece metabolizma hızının düşmesi ve kilo alma riskini azaltabilir. Sahurda yenilen yemek, iftara kadar vücuda enerji verir. Bu nedenle sahur öğününe özen gösterilmeli ve sadece su içerek değerlendirilmemeli, mutlaka doğru besinlerle yeterli bir öğün sağlanmalıdır."  İftarın düzeni hakkında konuşan Yıldız, "İftara bir çorba ile başlamak ve ardından yavaşça yemek tüketmek, mide ve kalp sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir. . İftarda az yağlı, az baharatlı besinler tercih edilmeli. Lokmalar en az 15-20 defa çiğnenmeli ve gerekirse iftar daha küçük öğünlere bölünüp mide rahatlatılmalıdır. Diğer önemli noktalar; iftar ve sahur arası en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Ramazan ayında mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalı. Yemeklerde az tuz kullanılmalı, tuz alımınıza dikkat etmeli ve özellikle sahurda tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı. Yemeklerimizi yavaş yemeli, muhakkak sahur yapmalı ve üç öğün gibi beslenmeye dikkat etmeli, aşırı yağlı, şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durmalı ve su yerine asitli ve şekerli içecekler tüketmemeli. Reflü, kabızlık gibi problemleri önlemek için kafeinden uzak durulmalı ve yemek sonrası hemen yatılmamalı. Kronik sağlık sorunları yaşayan hastalar ise doktoruna danışarak süreci yönetmeli" dedi.

Ramazanda kilo vermek isteyenler dikkat! Haber

Ramazanda kilo vermek isteyenler dikkat!

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte 29 Mayıs Devlet Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hicran Köremezli Aksan, değişecek olan beslenme düzeni nedeniyle sağlık problemleri yaşanmaması için oruç tutacaklara uyarılarda bulundu.  Sahur öğününün kahvaltı gibi düşünülmesi gerektiğini dile getiren Aksan, "Bizim için sindirim problemlerine neden olmayacak, huzurlu kılacak ve protein açısından zengin yiyecekleri tercih edebiliriz. Yumurtanın haşlanmış olması daha sağlıklı olacaktır. Az yağlı ve az tuzlu peynir tercih edilebilir. Enerji ihtiyacını karşılamak adına çiğ badem, çiğ fındık, ceviz ve zeytin tercih edebiliriz. Sindirim problemlerinin önlenmesi adına da mevsimsel sebzeler tercih edilebilir" diye konuştu.  Aksan, Ramazan ayında gerçekleşen beslenme süresinin su tüketme süresiyle paralel olarak azaldığını belirterek, "Az bir süreye fazla besin ve su sığdırmak durumunda kalıyoruz. Bunun için sahura kalkmamayı düşünsek bile en azından sahura kalkıp 3-4 bardak su içip oruç tutmaya o şekilde başlamalıyız. İftar ile sahur arasında da 8-10 bardak sadece su olarak düşünebiliriz" şeklinde konuştu.  Uzun süreç açlık sonunda düşen kan şekeri ve susuzluk hissinin vücutta bulunan biyokimyasal değişikliklerden kaynaklandığını belirten Aksan, "Bu psikoloji ile yemek yemek ve açken doyamayacağım hissi oluşuyor. Bu şekilde olunca da canımız çok çeşitli yiyecekler istiyor. Bunları da iftarda hazırlayıp tüketmek istiyoruz. Yalnız bu uzun süren açlık ve susuzluk hissinin kurbanı olmamakta fayda var. Bunu düşünerek besinlerimizi tüketirsek obeziteye ve sağlık problemlerine davetiye çıkarmış oluruz" ifadelerini kullandı.  Aksan, kalp hastası, diyabet, hamilelik gibi risk grubu içerisinde olan bireylerin oruç tutup tutamayacağını mutlaka doktora danışmalarını önerdi.  Uzun süre açlık ve susuzluk sonucunda iftar zamanı bir bardak su ve hurma ile düşen kan şekerinin dengelenmesi gerektiğini ifade eden Aksan, sözlerine şöyle devam etti:  "Bir ince dilim tam buğday ekmeği olabilir, bir kase çorba ile beslenmemize devam ediyoruz. Tabii ki tokluk hissinin 10-15 dakikada olduğu düşünülürse yiyeceklerimizi az az, iyi çiğneyerek uzun sürede tüketmeye özen gösteriyoruz. Bu sürenin uzatılması adına çorbadan sonra bir kase yoğurt ya da salata ile devam edilebilir. 10-15 dakikanın sonucunda ana yemeğe geçilebilir. Ana yemekte de etli sebze yemeği olabilir. İftar menüsü bu şekilde basamaklı ve kademeli olarak hazırlandığında uzun süre açlık sonunda oluşan kan şekerinin düşüklüğüne bağlı fazla yeme isteği otomatikman kontrol altına alınmış olur. Ağır şerbetli tatlıları kesinlikle önermiyoruz. Öncelikle tatlı tercihimiz meyve olmalı. Haftada bir iki kez de sütlü tatlılar tercih edilebilir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.