Hava Durumu

#Doktor

Yeni Marmara Gazetesi - Doktor haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doktor haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kalıcı Kalp Pili Sonrası 8 Önemli Kural! Haber

Kalıcı Kalp Pili Sonrası 8 Önemli Kural!

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Baran, kalıcı kalp pili takılan hastaların ameliyat sonrası uyması gereken 8 kuralı açıkladı.   Kalıcı kalp pili (pacemaker), kalbin ritmini oluşturan, düzenleyen ve gerektiğinde kalbe şok uygulayabilen elektronik cihazlar olarak biliniyor. İlk çıkan pillerin kalbin yavaşlaması sonucu gelişen bayılma, baş dönmesi, halsizlik gibi rahatsızlıkları tedavi ettiğini ifade eden Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Baran, sonraki yıllarda ölümcül hızlı ritim bozuklukları ve kalp yetmezliği tedavisinde daha gelişmiş kalıcı kalp pilleri (ICD, CRT) kullanılmaya başlandığını söyledi.  Kalıcı kalp pili takılan hastaların uyması gereken 8 kural olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Baran, bu kuralları şöyle açıkladı:  "Kalp pili takılan hastanın ilk 2 gün pil tarafındaki kolunu oynatmaması gerekir. Evde yaranın bulunduğu taraftaki omuzun 1 ay süre ile fazla hareket ettirilmemesi gereklidir. Omuz dışında ön kol ve el hareket ettirilebilir. Kolu sabit vücuda yapıştırmak doğru değildir. Kol serbest olmalı ve sadece omuz hareketleri kısıtlanmalıdır. Kalıcı kalp pilinin yerleştirildiği bölüme basınç uygulanmamalı ve 20-30 gün yüzüstü yatılmamalıdır. Yaranın bulunduğu taraf temiz ve kuru tutulmalıdır. İlk 1 hafta sonra yapılan kontrolde yara bakımı doktorunuz tarafından yapılmalıdır. Kalıcı kalp pili takılan her hastaya pil firması tarafından özel bir kart verilir. Bu kart üzerinde hastanın kimlik bilgileri ve kalp pili bilgileri yazılıdır. Bu bilgiler gerek ilgili hastane ve gerek kalp pili firmasının ana birimi tarafından kayıt altında tutulur ve izlenir. Hastaların bu kartı devamlı yanında taşıması gereklidir. Kalıcı kalp pilleri elektronik aletlerdir. Güçlü elektromanyetik alanlar etkileşime sebep olur. Bu durum kalp pilinin fonksiyonlarını ciddi olarak bozabilir. Bunlar hastanelerdeki MR cihazları, havaalanındaki ve bazı binaların girişlerindeki dedektörler (X-ray cihazı), birtakım ameliyatlarda kullanılan koter cihazlarıdır. MR uyumlu pili olmayan hastalara MR çekilemez. Kalp pili olan hastalar X-ray cihazından geçmemelidir. Kalp pili olan hastalar elektrik arkı kaynağı ve trafolardan uzak durmalıdır. Düz röntgen filmi, anjiyo, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve diş girişimleri kalp pilini etkilemez ancak bu işlemlere girerken ilgililere kalp pili olduğunun belirtilmesi uygun olur. Evde kullanılan buzdolabı, çamaşır makinası, ütü, ocak gibi çoğu aletlerden ise kalp pili etkilenmez. Cep telefonu ve telsiz telefonları kullanırken pil cebinden 15 santimetre uzakta, mümkünse diğer tarafta tutulması önerilir. Düzenli kalp pili ölçümleri ve uzman hekim kontrolleri ile kalp pilinin ömrünü ek olarak 2 yıldan daha fazla uzatmak mümkündür" 

Geçtiğimiz yıl sevgilisini defalarca bıçaklayan doktor, evinde ölü bulundu! Haber

Geçtiğimiz yıl sevgilisini defalarca bıçaklayan doktor, evinde ölü bulundu!

    Edinilen bilgiye göre, Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde görevli anestezi doktoru Sinan Bulut (36) Üniversite Mahallesi'nde ikametinden sabah işe gelmedi. Bunun üzerine şüphelenen arkadaşları durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Olay yerine polis, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İçeri giren ekipler, Bulut'un cansız bedeni ile karşılaştı. Yapılan incelemenin ardından Bulut'un cansız bedeni Fırat Üniversitesi Hastanesi morguna kaldırıldı. Bulut'un ölüm sebebinin otopsi sonrası belli olacağı öğrenildi.     24 Temmuz 2022 günü merkeze bağlı Yeni Mahalle'de yaşanan olay ise şöyle gelişmişti: Fırat Üniversitesi Hastanesi'nde görevli anestezi doktoru Sinan Bulut ve sevgilisi Dilan Tali (26) akşam yemeğinde bir araya geldi. Tali, yemekten sonra cüzdan ve kimliğini almak için Sinan Bulut'un evine geçti. Tali, burada adeta dehşeti yaşadı. Yemekte çıkan kıskançlık tartışması evde şiddete dönüştü. Sinan Bulut, Tali'ye yumruk attı ve bıçağı sırtına sapladı. 2 saat boyunca şiddet gören ve 5 yerinden bıçaklanan Tali, bir fırsatını bularak evden çıktı ve komşulara sığındı. Ardından haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralı kadın, ambulansla Fırat Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis tarafından gözaltına alınan ve işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Sinan Bulut, nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mahkeme karşısına çıkan Bulut, 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmıştı. 

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Sonbahar ve kış aylarında cilt, soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan,“Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade etti. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine vurgu yaptı.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını ifade etti.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Bu sebeple kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneren Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi.   

Düztabanlık Tedavisinde Erken Müdahale Haber

Düztabanlık Tedavisinde Erken Müdahale

Düztabanlık tedavisinin genellikle çocukluk çağında başladığını belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, “Çocuklarda ayak kemeri genellikle 4-6 yaşına kadar gelişir. Eğer bu yaşlarda kemer gelişmezse ve semptomlar ortaya çıkarsa, tedaviye başlanabilir. Erken müdahale, uzun vadede daha iyi sonuçlar elde edilmesini sağlar” dedi.   Düztabanlığı (Pes Planus, Pes Planovalgus) ayak tabanında olması gereken kavisi oluşturan kemerin çökmesi sonucu ayak tabanının düz bir görünüm alması durumu olarak tanımlayan VM Medical Park Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. Ayak tabanı ve ayak kavisini oluşturan ayak kemerinin, yürüme ve koşma sırasında vücudun ağırlığını dengelediğini ve darbeleri emdiğini belirten Prof. Dr. Yalkın Çamurcu, “Düztabanlık, bu kavisin olmaması veya yetersiz olması durumunda ortaya çıkar ve ayakta ağrı, yorgunluk, ayak bileği, diz, kalça ve bel sorunlarına yol açabilir. Düztabanlık doğuştan olabilir veya zamanla gelişebilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda ayak kemerinin gelişimi tamamlanmadığı için düztabanlık normaldir. Ancak, 6-7 yaşına kadar kemer gelişmezse, bu durum kalıcı hale gelebilir ve tedavi gerekebilir” şeklinde konuştu.  Düztabanlık (pes planus), ayak kemerinin çökmesi olarak ortaya çıkan bir ayak şekil bozukluğu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çamurcu, bu durumun bazı istisnalar dışında 6 yaşına kadar normal gelişim (fizyolojik) olarak kabul edildiğini ifade etti. Düztabanın neden geliştiği sorusunun birçok yanıtının olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çamurcu, genel olarak genetik faktörler, kas ve tendon zayıflıkları, yaralanmalar, yaşlanma, obezite, nöromüsküler hastalıklar ve gelişimsel faktörlerin hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğunu belirtti. Prof. Dr. Çamurcu, düztabanı en çok tetikleyen 8 faktör hakkında şu bilgileri paylaştı:  "Ailede düztabanlık öyküsü olan bireylerde bu durum daha yaygın görülür. Genetik yatkınlık, ayak kemerinin yeterince gelişmemesine neden olabilir. Liya Xu ve arkadaşlarının yaptığı bir sistematik inceleme ve meta-analiz çalışması, düztabanlığın genetik faktörlere bağlı olabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada, 2001-2021 yılları arasında yayınlanmış 3 bin 602 çocuk üzerinde yapılan 15 çalışma meta-analize dahil edilmiştir. Sonuçlar, erkek çocukların düztaban olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ve yaşla birlikte düztabanlık oranının azaldığını göstermiştir. Kas güçsüzlüğü, ayak kasları ve tendonlarının zayıf olması, ayak kemerinin çökmesine yol açabilir. Tendon problemleri, ayak bileği etrafındaki tendonların zayıflaması veya yaralanması düztabanlığa neden olabilir. Travma, ayak veya ayak bileği yaralanmaları, kemik ve eklem yapısını bozarak düztabanlığa yol açabilir. Cerrahi müdahaleler, ayakta veya ayak bileğinde yapılan cerrahi müdahaleler, kemik veya tendon yapısını etkileyerek düztabanlığa neden olabilir. Yaşlanma sürecinde, ayak kasları ve bağ dokuları zayıflar ve elastikiyetini kaybeder. Bu durum, ayak kemerinin çökmesine neden olabilir. Fazla kilo, ayak kemerine ekstra yük bindirerek kemerin çökmesine neden olabilir. Bu, özellikle uzun süre ayakta duran veya yürüyen bireylerde daha belirgin hale gelir."  Düztabanlığın tedavisinin mümkün olduğunu işaret eden Çamurcu, hastalığın nedenlerinin doğru belirlenmesinin uygun tedavi planı oluşturulması açısından önemli olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Çamurcu, tedavi seçenekleri arasında ameliyat dışı yöntemler (ayak egzersizleri, tabanlıklar, ortopedik ayakkabılar) ve cerrahi müdahaleler bulunduğunu; tedavi sürecinin ise bireyin yaşına, şikâyetlerine ve düztabanlığın (şekil bozukluğunun) derecesine bağlı olarak planlandığını dile getirdi. Prof. Dr. Çamurcu, düztabanlık tedavisinde hafif vakalarda ayak egzersizleri, ortopedik ayakkabılar ve tabanlıkların yeterli olabileceğini ancak daha şiddetli vakalarda ise fizik tedavi veya cerrahi müdahale gerekebileceğini ifade etti. 

Prostat Kanseri İçin Erken Teşhis Haber

Prostat Kanseri İçin Erken Teşhis

Eskiden 80'li yaşlarda görülen prostatın artık 40'lı yaşlara kadar indiğini belirten Prof. Dr. Bülent Oktay, erkeklerin sadece bir damla kan vererek prostat kanseri olup olmadıklarını öğrenebileceklerini söyledi.  Eylül ayının prostat kanseri farkındalık ayı olduğunu vurgulayan Acıbadem Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, prostat kanserinin önceki dönemlerde 80'li yaşlardan itibaren görüldüğünü ama bu yaşın artık 40'lı yaşlara kadar düştüğünü belirtti. Bu yüzden erkeklerin prostat kanseri konusunda daha bilinçli ve dikkatli olması gerektiğini ifade eden Oktay, şunları söyledi:  "Prostat, yer olarak derinde bir yapı. Doktorlar muayenede ancak makattan muayene ile ulaşabiliyor. Dolayısıyla kişinin kendi kendini muayene ederek anlaması mümkün değil. Ancak Prostat Spesifik Antijen (PSA) denilen tarama testi, kanserin erken tespit etme imkan veriyor. Basit bir testtir. Hastadan kan alınır ve incelenir. Yani prostat kanseri olduğunuzu bir damla kan vererek öğrenebilirsiniz. 40 yaşlarından sonra yılda bir kez PSA testi yaptırmalarını öneriyorum. Böylece erken teşhis olabilir ve erken teşhis ile tedavi başarısı artar."  Prostat kanserinin genetik yatkınlıkla da ilişkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Oktay, ailesinde birinci derece yakınlarında prostat kanseri varsa, bu kişilerin daha erken zamanda bir üroloji uzmanına başvurmaları ve takiplerini ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi. Prostat kanserinde beslenmenin önemine değinen Prof. Dr. Bülent Oktay, "Prostat kanserinin beslenmeyle kısmi ilgisi var. Prostat kanseri hastalarının yaşamına bakıldığında bazı ortak noktalar olduğunu görüyoruz. Öncelikle sigara tüketimleri var. Ayrıca karbonize dediğimiz aşırı kızartılmış ve yanmış yiyeceklerle beslenmeyi seviyorlar. Yağ oranı yüksek ve et ağırlıklı besinleri tercih ediyorlar. Oysa bu beslenme tarzı, birçok hastalık gibi, prostat kanseri riskini de artıyor" dedi.  Sebze ağırlıklı beslenmenin prostat kanserinden koruduğuna belirten Oktay, "Kanserden korunma yöntemlerinin birçoğunda olduğu gibi burada da dengeli beslenme ve sebze ağırlıklı tüketim gerekiyor. Tabi ki vücudun ete ihtiyacı var. Özellikle kan yapımı ve kas gücü için et yiyeceğiz. Ama her gün değil. Prostat kanserinden korunmak için ayrıca brokoli başta olmak üzere, kabak çekirdeği tüketilmelidir. Ancak bunların az miktarda yıllarca tüketilmesi lazım. Yani bir ay kür yapıp, kabak çekirdeği ve brokoli yiyerek korunmaya çalışmak çok doğru değil. Sağlıklı beslenme bir hayat tarzı olmalı" diye konuştu. 

Doktorlardan çaldıkları e-imza ile reçete yazıyorlardı! Haber

Doktorlardan çaldıkları e-imza ile reçete yazıyorlardı!

   Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, doktorların e-imza cihazlarını çalarak yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçları temin eden, temin ettikleri bu ilaçları kullandıkları şebeke üyeleri vasıtasıyla uyuşturucu madde ticareti yaptıkları belirlenen şahıslara yönelik 07 Kasım 2023 tarihinde eş zamanlı operasyon yapıldı. 27 şüpheli hakkında düzenlenen operasyonda, şahıslardan 15'i tutuklandı.  Operasyonda 2. dalga      İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin MASAK ile koordineli olarak yaptığı titiz çalışmalar sonucunda şüphelilerin para trafiği tespit edildi. Olaylara dahil kamera görüntüleri izlendi ve uyuşturucu içerikli ilaçların satımından elde edilen paranın takibi sıkı bir şekilde yapılarak, şebekeyle bağlantılı oldukları tespit edilen eczacılar ve çalışanları belirlendi.      Doktorlardan çalınan e-imza (TOKEN) cihazları ile usulsüz olarak 3. şahıslar adına renkli (yeşil/kırmızı) reçete yazdıkları, bu reçeteye bağlı olarak uyuşturucu özelliği bulunan sentetik ilaçları temin etmeye çalıştıkları tespit edilen şahıslara yönelik yapılan operasyonun 2. dalgasında ilaç alınan eczaneler, eczane sahipleri ve çalışanlarına yönelik İzmir, İstanbul, Antalya ve Aydın illerinde ikamet eden toplam 22 şüpheliye yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Ekiplerin baskınlarında 20 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.  Yapılan aramalarda 2 adet silah, 3 adet şarjör, 87 adet 7.65 fişek, çok sayıda dijital materyal ve usulsüz olduğu tespit edilen reçeteye el konuldu. Adli mercilere sevk edilen şüphelilerden 8'i tutuklanarak cezaevine gönderildi. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.