Hava Durumu

#Eği̇ti̇m

Yeni Marmara Gazetesi - Eği̇ti̇m haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eği̇ti̇m haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çocuk Üniversitesi’nde dersler başladı Haber

Çocuk Üniversitesi’nde dersler başladı

Fatih Sultan Mehmet’in hocalarından Molla Yegan’ın ders verdiği tarihi medreseyi, Molla Yegan Çocuk Üniversitesi olarak ihya eden Yıldırım Belediyesi, tesiste yeni dönem eğitimlerine başladı. 6-12 yaş grubundaki 546 öğrencinin eğitim aldığı Çocuk Üniversitesi’nde drama, resim, ebru, matematik, sanat, hayal tasarım, biyoloji, kimya, elektrik ve yenilenebilir enerji, bilişim ve robotik kodlama başta olmak üzere 22 farklı branşta eğitimler veriliyor. Ayrıca hafta içi gerçekleştirilen okul turları ile çocuklar, astronomi ve uzay bilimleri alanında temel pratik eğitimler alıyor. Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 24 Ocak’tan bu yana verilen eğitimler ile yaklaşık 4 bin 437 çocuğu mezun ettiklerini ve 5 bin öğrenciyi de okul turları kapsamında Molla Yegan Çocuk Üniversitesi’nde ağırladıklarını ifade etti. Molla Yegan Çocuk Üniversitesi’nde asli işlevine uygun olarak başta astronomi olmak üzere birçok noktada çocukların ufkunu açacak, gelişimlerine katkı sağlayacak eğitimler verildiğini söyleyen Başkan Oktay Yılmaz, “Bu mekân nasıl 600 yıl önce bir fetih neslinin yetişmesine katkı sağladıysa bugün de ‘Türkiye Yüzyılı’nın mimarlarının yetişmesine öncülük ediyor. Bu mekâna gelen çocuklarımıza kimyadan tutun da uzaya kadar farklı konularda eğitimler veriyoruz. Evlatlarımızın yatkınlık ve yeteneklerine göre çok yönlü bir eğitim ortamı tesis ediyoruz. Bu ekosistemde; bilim, sanat, teknoloji ve değerlerimiz açısından mücehhez çocuklar yetişmesine katkı sağlıyoruz. Molla Yegân Çocuk Üniversitemiz, evlatlarımızın ufkunu açacak, onların hayal dünyasını zenginleştirecek ve yeni Fatihlerin, yeni Aziz Sancarların, yeni Selçuk Bayraktarların yetişmesine vesile olacak” diye konuştu.

Nilüfer bir kreş daha kazanıyor Haber

Nilüfer bir kreş daha kazanıyor

Çalışan kadınların çocuk bakımıyla ilgili sorunlarına çözüm üretmeyi önemsediklerini belirten Başkan Turgay Erdem, her mahalleye bir kreş açmak istediklerini söyledi. Eğitim amaçlı projelere her zaman öncelik veren Nilüfer Belediyesi, çocuk eğitiminin en önemli basamaklarından biri olan kreşlerine bir yenisini daha ekliyor. Daha önce hizmete giren Burak Berk Kreşi ve Çamlıca Kreşi’nin ardından İhsaniye Mahallesi’nde 2 bin 900 metrekare alanda inşa edilecek olan Nilüfer Belediyesi Serpil Bakgör Kreşi’nin temeli, düzenlenen törenle atıldı. Hayırsever Bakgör ailesinin katkılarıyla yapılacak olan 12 sınıflı kreş, yaklaşık 200 çocuğa eğitim verebilecek. Yoğun bir katılımla yapılan temel atma töreninde konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, projenin önemine değinerek hayırsever Bakgör ailesine desteklerinden dolayı teşekkür etti. Yeni bir eğitim kurumunu kente kazandırmanın heyecanını yaşadıklarını belirten Başkan Erdem, “Hayırsever Bakgör ailesinin desteğiyle Nilüfer’e üçüncü kreşi kazandırıyoruz. Bakgör ailesine bütün Nilüferliler adına teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz 23 Nisan Mahallemizdeki Nilüfer Belediyesi Burak Berk Kreşi’ni ve Çamlıca Mahallemizde İzzet Şadi Sayarel Huzurevi’nin alt katındaki Çamlıca Kreşimizi de yine hayırseverler desteğiyle hizmete açtık. Her iki kreşimize de gösterilen yoğun ilgi bu alandaki büyük eksikliği ortaya çıkardı. Bize bu konuda çok talep var. Çalışan kadınların çocuk bakımıyla ilgili sorunlarına çözüm üretmek bizim önceliğimiz. Bu bakış açısıyla Nilüfer’in her mahallesine bir kreş açmak istiyoruz. Bugün üçüncüsü için temel atıyoruz ve bunu yıllara yayarak devam ettireceğiz” dedi. Bin 450 metrekare kapalı alana sahip olacak kreşin Eylül ayında açılmasını hedeflediklerini sözlerine ekleyen Başkan Erdem, hem görsel sanatlarla ilgili, hem de sportif eğitimlerin verileceği kreşte çocuklara nitelikli bir eğitim altyapısı sağlamak için herşeyin düşünüldüğünü kaydetti. Törene katılan CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk de Nilüfer Belediyesi’nin sosyal projelere önem verdiğini vurgulayarak, “Hayırsever insanların bu topraklarda elde ettiği kazanımları yine insan odaklı paylaşması çok önemli bir davranış. Bu proje de insana yapılan katkı anlamında çok önemli.Tüm çocuklarımız eğitimde fırsat eşitliğinden yararlanmalı. Buradaki çocuklar çok şanslı olacak.Katkısı olan herkese Nilüferliler adına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Törende hayırsever Bakgör ailesi adına konuşan Ferhat Bakgör de, pandemi sürecinde hayatını kaybeden yengesi Serpil Bakgör’ün adını bu kreşle yaşatmak istediklerini söyledi. Projenin bölgeye değer katacağını ifade eden Bakgör, kendilerine bu imkanı sağladığı için Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür etti. Ferhat Bakgör ayrıca projeyi en kısa zamanda tamamlayacaklarını da sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Başkan Turgay Erdem ve beraberindekiler Nilüfer Belediyesi’nin kreşlerinde eğitim alan çocuklarla birlikte butona basarak temele ilk harcı attı.

Okul bahçesinde kalbi duran öğrenciyi öğretmeni kurtardı: O anlar kamerada Haber

Okul bahçesinde kalbi duran öğrenciyi öğretmeni kurtardı: O anlar kamerada

Plevne Ortaokulu öğrencisi Çetin Çelebi, 15 Aralık günü teneffüs esnasında okul bahçesinde arkadaşlarıyla koşup oynarken bir anda fenalaşarak yere yığıldı. Bir süre sonra ayağa kalkmaya çalışan Çelebi, sonra sendeleyerek arkadaşlarının endişeli bakışları arasında yeniden yere düştü. Kalbi duran öğrenciye ilk müdahaleyi nöbetçi öğretmen Anıl Şenol Torbacı yaptı. Bir arkadaşı da montunu çıkartıp başının altına yerleştirdi. Koşuşan öğrenciler ambulans çağrılması için okul idarecilerine bilgi verdi. 3 dakika boyunca ilk yardım uyguladı O sırada ilk yardım eğitimi bulunan Fen Bilgisi Öğretmeni Hüseyin Aktaş hızla geldi. Hareketsiz yatan öğrenciyi kontrol edip önce kalp masajı sonra suni teneffüs yapmaya başladı. 3 dakika boyunca uyguladığı müdahaleyle öğrenci yeniden nefes almaya başladı. Acil sağlık ekiplerinin gelmesi üzerine ambulansla önce Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan öğrenci, daha sonra hayati tehlike kaydıyla Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildi. Yoğun bakım ünitesinde tedavisine başlandı. Durumunun iyiye gitmesine üzerine tedavisine serviste devam edildi. "İlk yardım eğitimi almıştım, içimdeki hissiyatı anlatmam mümkün değil" İlk defa karşılaştığı bu olayda hayatını kurtardığı öğrencisi ve ailesiyle telefonda görüntülü görüşme yapan 41 yaşındaki Aktaş, “Amasya Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği ilk yardım eğitimlerine katılmıştım. Bu durumla da karşılaşınca eğitimlerde görüp uyguladığımız suni teneffüs ve kalp masajını yaptım. Bir süre sonra öğrencimin nefes refleksi tekrar geldiğinde içimdeki hissiyatı anlatmam mümkün değil. Çok mutluyum” dedi. “Hüseyin hocamız yetişti” Öğrenciye ilk müdahaleyi yaptıktan sonra endişeyle beklediği anları hatırlatan nöbetçi öğretmen Anıl Şenol Torbacı, “Bir an işin ucu nereye varacak diye düşündüm. Öğrencimiz şanslı. Çünkü Hüseyin hocamız yetişti. Ambulans da zamanında geldi” diye konuştu. Okul müdürü İbrahim Malkoç da, "40 yıllık eğitimciyim. İlk defa böyle bir olayla karşılaştım. Öğretmenlerimle, öğrencilerimle duyarlı davranışlarından dolayı gurur duyuyorum. İnşallah Çetin evladımız da iyileşerek en kısa sürede aramıza katılır" şeklinde konuştu. “Meslektaşımızla gurur duyuyoruz” Olayı duyar duymaz hastaneye gidip öğrencinin tedavisini takip eden İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Türkmen ise öğretmenlere verilen uygulamalı ilk yardım eğitiminin hayati önemi ve sonucunu bu olayda gördüklerini söyledi. Türkmen, “Öğretmenimizin hayat kurtaran müdahalesini, bahçede ilk andan itibaren canhıraş gayretini görmek bir meslektaşı olarak bizleri gururlandırdı” ifadelerini kullandı.

Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu:  “OTİZM ENGEL DEĞİL, SADECE FARKLILIKTIR” Haber

Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu: “OTİZM ENGEL DEĞİL, SADECE FARKLILIKTIR”

On Medya ekranlarında yayınlanan On’ da Son Nokta Programının konuğu olan Emel Kanberoğlu, yerel seçimler öncesinde Bursa Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri Başkan adaylarına da seslenerek, “Otizmli evlatlarımızın faydalanacağı, sanat ve meslek edinme okulları yapılmalıdır. Bunun eksikliğini hissediyoruz. Fırsat ve iyi eğitim verilirse bu evlatlarımız her şeyi başarıyor. Bu proje ve yatırımların yaşama geçirilmesini istiyoruz” dedi. Gazeteci Cemal Kırgız’ın hazırlayıp sunduğu On’ da Son Nokta Programının konuğu olan Emel Kanberoğlu, otizm nedir sorusuna da detaylı yanıt verdi. Kanberoğlu, “Otizm Spektrum Bozukluğu; belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Her coğrafyada ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilmektedir. Erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Otizmin sebebi halen bilinmemekle birlikte tıbbi araştırmalar genetik faktörler ile birlikte çevresel faktörlerin de rolü olabileceğini göstermektedir. Bir çocuğunda otizm olan ailenin diğer çocuğunda da otizm görülme oranı yüzde 4-10 arasındadır. Ben de 26 yaşında otizmli bir evladı olan anneyim. Biz otizmle tanıştığımızda, 88 çocukta bir görülen bir rahatsızlıktı. Günümüzde 34 çocukta bir görülmeye başlandı. Uzmanlar, on veya on beş yıl içinde iki çocukta bir görüleceğini ifade ediyorlar. Henüz bilimsel olarak neden kaynaklandığı çözülmüş değil. Ancak araştırmalarımızda İsrail’de otizmli hiç çocuk olmadığını görüyoruz. Batı’da da Türkiye’deki kadar görülmüyor” dedi.    Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre otizmli çocukları olan ailelerinin yüzde 80’inin boşandığını ve genelde babaların bırakıp giderek, anneleri ve evlatlarını yalnız bıraktığını anlatan Emel Kanberoğlu, otizm spektrum bozukluğunun sıfır üç yaş arasında anlaşıldığını bildirdi. Kanberoğlu, “Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir. Unutulmamalıdır ki Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur. Otizm ismi aynı olsa bile her çocukta farklı belirtilerle görülebilir, her çocuğun klinik görünümü, tedavisi ve ilerleyişi aynı olmaz. En etkili tedavi yöntemi otizme yönelik özel eğitimdir. Otizmin tedavisine özel ilaç ya da aşı yoktur, ilaç tedavisi çoğunlukla otizme eşlik eden hırçınlık, aşırı hareketlilik, depresyon, yoğun takıntılar ve tekrarlayıcı hareketler için kullanılmaktadır. Dikkat edilmesi gerekir ki, güncel bilimsel verilere bakıldığında hiçbir alternatif tedavi yönteminin otizmi tedavi ettiğine dair kanıt bulunmamaktadır. Ancak aileler bu yöntemlere başvurarak ciddi maddi kayıplara uğrayabilmektedir. Bu yöntemlere yönelmeden önce mutlaka bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından danışmanlık alınması gerekmektedir” diye konuştu.    Eğitimde ve sağlık sisteminde yaşanan sorunların aşılmaya çalışıldığını, bu konuda sağlık bakanlığı, aile bakanlığı ve milli eğitim bakanlığının projelerini yaşama geçirdiğini bildiren Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu, özel eğitim ve özel sağlık konusundaki çabaların artmasını istedi. Otizmli çocukların ve gençlerin faydalanabileceği, eğitim, sanat, spor ve mesleki eğitim okullarının Bursa’da da faaliyete geçmesini ve ülke genelinde de çoğaltılmasını talep eden Kanberoğlu, istihdamda da otizmli çocukların daha fazla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Emel Kanberoğlu, “Fırsat, eğitim ve imkân verilirse bu çocuklarımızın başaramayacağı bir şey yok” dedi.    Önümüzdeki günlerde yayınlanacak olan ‘Otizm Mavi Düşler’ isimli kitabı konusunda da bilgi veren Emel Kanberoğlu, “Bu kitapta, otizmli bir evlat sahibi olarak yaşadıklarımı anlattım. Yeni tanı alan ailelere rehber olacak, yol gösterecek bir kitap oldu. İkinci kitabımı da yazıyorum. Farkındalığı artırmak için yazmaya devam edeceğim” diye konuştu. Emel Kanberoğlu, önümüzdeki süreçte de “Sanatta Engel Yok” projesini yaşama geçireceklerini, spor dersleri düzenleyeceklerini ifade ederek, farkındalık için vatandaşları ODER’e üye olmaya ve katkı sağlamaya davet etti.

Eğitim iletişiminin yeni stratejisi: “Sıra Sende” Haber

Eğitim iletişiminin yeni stratejisi: “Sıra Sende”

Bahçeşehir Koleji, eğitim ve iletişim camiasını buluşturan yeni iletişim stratejisi “Sıra Sende” kampanyasını hayata geçirdi. Yekta Kopan moderatörlüğünde lansmanı gerçekleştirilen kampanya “Harekete Geç!” temasıyla toplumu şekillendiren; spor, sanat, kültür ve akademi gibi alanların tamamına hitap ediyor. Eğitime alan açarak, topluma ve dünyaya katkı sağlamak için ‘Sıra Sende’ diyen proje; “İşini iyi yap, yaptığın işi iyi anlat, kendine öncekilerden ilham al, kendinden sonra gelenlere cesaret ver” mottosuyla kitleleri başarı için harekete geçirmeyi hedefleniyor. Lansmanda Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ Bahçeşehir Kolejinin markalaşma yolculuğunu anlatırken kampanyanın ajansı Krombera Kreatif Direktörü Doğa Duymaz ise kampanyanın ortaya çıkış sürecini aktardı. Lansmanda "Sıra Sende" kampanyasının önemli bir parçası olan film de gösterildi. Bahçeşehir Kolejinin dijital ajansı Krombera tarafından hazırlanan film ve jingle’ı büyük beğeni topladı. Next Akademi Kurucusu ve Akademisyen Levent Erden’in ana konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte ayrıca Bahçeşehir Koleji mezunu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1. Sınıf öğrencisi Alpaslan Karaca ve 2023 Rise Bursu alarak dünyanın en parlak 100 öğrencisi arasına giren Bahçeşehir Koleji Kemerburgaz Kampüsü öğrencisi İrem Deniz Küçükköse, Bahçeşehir Koleji öğrencisi olmanın farkını anlattı. Yurt dışı üniversitelerine kabul gören öğrencilerin de video mesajlar gönderdiği lansmanda Dünya Hip Hop ve Breaking Şampiyonası’nda “Hip Hop Children Battle” dünya şampiyonu olan Bahçeşehir Koleji öğrencisi Mina Cemre Hepgür ise bir dans gösterisi yaptı. “Eğitimle dünyaya katkı sağlamak istiyoruz” ‘Sıra Sende’yi harekete geçirme kampanyası olarak değerIendiren Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, “Herkese, ‘harekete geç, kendine, içinde yaşadığın topluma ve dünyaya katkı sun, fayda sağla’ diyoruz. Bunun için de ‘kendine öncekilerden ilham al, kendinden sonra gelenlere de cesaret ver’ diyoruz. Burada seslendiğimiz iki farklı kitle var; İlki, kurumuzun velileri, öğrencileri ve başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarımız. Burada amaç aidiyetimizi daha da güçlendirmektir. Çünkü bir kurumun en büyük gücünün aidiyetinin güçlü olması olduğuna inanıyoruz. Doğru ve iyi yaptığınız işlerde yalnızca ülkemize değil, tüm dünyaya katkı sunmak istiyoruz. İkinci seslendiğimiz kitle de henüz kurumsal ailemize dahil olmamış, veliler ve öğrencilerdir. Onlara diyoruz ki ‘ Dünyamızı tanı. Bizi iyi anla.” Çünkü eğitimi ve bir işi iyi yapmak kadar iyi anlatmak da önemli. Sıra Sende kampanyası bize bu fırsatı veriyor” dedi. “Sıra Sende ile eğitimi konuşturacak alanlar açılacak” Kurum olarak 30 yıldır eğitimin içeriğine, kalitesine katkı sunmak hedefiyle çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Dağ, “ Bu hedef doğrultusunda Türkiye’de eğitime liderlik etmek, bunun için de Türkiye eğitim sisteminin ekosistemini beslemek ve ileriye taşımak gayretindeyiz. Bunu yaparken de eğitimi konuşturmak gerekiyor. İletişim stratejimiz de aslında bunun üzerine kurulu. Çünkü eğitimde modeller, yöntemler, dünyada en iyi yapılan işler, Türkiye’de bu işe duyulan ihtiyaç ve yeni modeller bu işin kalbini oluşturuyor. Bunu da ancak eğitimi konuşturacak alanlar açarak ve iletişim stratejisini bunun üzerine kurarak yapabilirsiniz. Kampanyamız da bize bu fırsatı veriyor. Bu nedenle kampanyamızı uzun soluklu olarak kurguluyoruz” diye konuştu. “Öğrencilerimize ‘Değiş, dönüş, daha iyisini yapmak için elinden geleni yap’ diyoruz” 1994 yılında kurulduklarından bu yana eğitimde markalaşma hedefinde olduklarını söyleyen Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Bahçeşehir Koleji markasının yanı sıra akademik birimleriyle ortaya koydukları eğitim modellerinin de markalaşması için çalıştıklarını söyledi. Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, “Kişiye Özgü Öğrenim Modelimiz, dijital platformumuz Metodbox, Çift Dilli Eğitim Modeli gibi eğitime dair markalar oluşturduk. Daha önce var olan ancak bizim farklı bir vizyonla geliştirdiğimiz veya tamamen akademik kadromuzun çalışmalarıyla ortaya çıkan bu markalar pek çok eğitim kurumuna da ilham verdi. Türkiye’de eğitim ekosistemine bu yolla da önemli katkı sağladık. Sıra Sende kampanyası Bahçeşehir Kolejinin, BUEK’ten aldığı 55 yıllık deneyim ve kendi yolunda kat ettiği 30 yıllık tecrübenin bir özeti niteliğinde. Köklü, tecrübeli ama hep yeni bir marka olmak; hedefler koymak ve her nihai hedefte bu hedefleri ileri taşımak, bunları yaparken de hep genç, hep dinamik, hep değişimin yanında bir marka olmak. Bahçeşehir Koleji’ni bir marka olarak özetlemek gerekirse sürekli değişim, dönüşüm içindeyken eğitim camiasına, öğrencilerine hatta velilerine hep ‘Değiş, dönüş, daha iyisini yapmak için elinden geleni yap’ diye cesaret veren dinamik bir yapıdan bahsedebiliriz. Sıra Sende kampanyamızın da bu birikimi ve dinamizmi en iyi şekilde dile getirdiğine inanıyorum.” dedi. “Başarı kurumsal bir alışkanlık haline gelmiş” Krombera Kreatif Direktörü Doğa Duymaz ise kampanya ile ilgili şu ifadelerde bulundu: “Bahçeşehir Koleji global standartlarda eğitim veriyor. Bu velilere de büyük bir deneyim yaşatıyor. Bu deneyim için ‘başaranlar değişse de başarı baki kalıyor’ diyebiliriz. Yani bu başarı kurumsal bir alışkanlık haline gelmiş. Dolayısıyla sıra hep başarmak isteyen öğrencilerde oluyor. ‘Sıra Sende’ bu şekilde kendini var eden bir projedir.”

Liseli Beyzanur sanayideki işine dönmek istiyor Haber

Liseli Beyzanur sanayideki işine dönmek istiyor

Kepez ilçesinde yaşayan Beyzanur Hatmorioğlu, çocukluğunda otomobillere ilgi duymaya başlayınca küçük yaşlardan itibaren sanayi sitesine gidip, çalışmaya başladı. Merakını mesleğe dönüştürmek isteyen Beyzanur, Muratpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde elektromekanik alanında eğitim aldı. Hatmorioğlu, son sınıfta Akdeniz Sanayi Sitesi'ndeki bir araç servisinde işe girdi. Beyzanur, 20 Haziran'da yanındaki usta ile yakıt deposundaki arıza nedeniyle servise gelen otomobilin arka koltuğu altındaki yakıt deposunun şamandırasını değiştirmeye başladı. İddiaya göre; ustanın benzin dolu depoya takılan şamandıraya elektrik vermesi üzerine aracın içindeki benzin buharı parladı. Bu sırada araçta olan Beyzanur, alevlerin arasında kaldı. GÜÇLÜKLE ARAÇTAN ÇIKABİLDİ Güçlükle araçtan çıkarılan ve vücudunun farklı yerlerinde yanıklar olan Beyzanur, ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Yoğun bakımda yatan Beyzanur Hatmorioğlu, 4 ay olarak düşünülen tedavisini 2 ayda tamamlayarak taburcu oldu. Vücudundaki yanıkların iz bırakmaması için tedavisine devam edilen Hatmorioğlu, bu süreçte 15 ameliyata girdi. 1,5 yıl sürmesi beklenen tedavisi nedeniyle okuluna devam edemeyen Hatmorioğlu, eğitim hakkını kaybetmemek için hastaneden gelecek heyet raporu için uğraşıyor. Olayın yaşandığı iş yerinden davacı olan Hatmorioğlu, bir yandan da ilaç ve egzersiz ile kaza öncesindeki sağlığına dönmeye çalışıyor. Okulunu tamamlayıp, üniversitede aynı işi yapacağı mesleği seçmek istediğini söyleyen Beyzanur, tedavisinin ardından sanayiye dönerek işini yapmak istiyor. 'ETRAFTAKİLER, YANAN KIYAFETLERİMİ SÖNDÜRDÜ' Süreci atlatmasının çok zor olduğunu söyleyen Beyzanur Hatmorioğlu, "Yanımdaki arkadaşım aracın benzin şamandırasını söktü. Ona yardım ediyordum. Arkadaşım 'Arabanın üzerinde deneyelim' dedi. Şamandırayı yerine taktık ve elektrik verince araba alev aldı. Arabanın içerisindeydim ve bir süre çıkamadım. Etraftakiler, yanan kıyafetlerimi söndürdü. 2 ay kadar yoğun bakımda kaldım. Bu süreçte 15 ameliyat oldum. Normalde doktorlar, 4 ay yoğun bakımda, 4 ay da serviste kalacağımı söyledi ama daha kısa sürede iyileştim" dedi. EĞİTİM İÇİN RAPOR BEKLİYOR Çocukluğundan bu yana arabalara merakı olduğunu belirten Hatmorioğlu, "Çocukluktan bu yana arabaların içerisindeyim ve vazgeçemedim. Bu kadar biliyorken; 'Okulunu da okuyayım' dedim. Çıraklık okulunda son senemi tamamlayacaktım. Tedavi sürecimden dolayı bu yıl devam edemeyeceğim. Okula heyet raporu götürmemiz gerekiyor ancak hala onunla uğraşıyoruz" diye konuştu. 'AYNAYA ÇOK ZOR BAKTIM' Hatmorioğlu, "Tedavi ne kadar uzun sürerse sürsün, işime devam etmek istiyorum. İnsan mesleği olunca vazgeçemiyor. Kadın olduğum için bu konuyla alakalı çok yargılandım. Genelde benim suçum olduğu düşünülüyor. Kadın olmakla bunun bir alakası yok ayrıca olayda bir hatam da yok. Hastaneden çıktıktan sonra aynaya çok zor baktım. Eski fotoğraflarıma bakınca üzülüyorum. Kendimi şu anki halim ile benzetemiyorum. Benim için üzücü bir süreç" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.