Hava Durumu

#Fi̇li̇sti̇n

Yeni Marmara Gazetesi - Fi̇li̇sti̇n haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fi̇li̇sti̇n haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Said Ercan: “Dünyanın gözü önünde vahşet yaşanıyor” Haber

Said Ercan: “Dünyanın gözü önünde vahşet yaşanıyor”

İnegöl Belediyesi’nin düzenlediği Kitap Günleri kapsamında İnegöl’e gelen İletişimci Yazar Said Ercan, Pazar akşamı Beşinci Mevsim kültür Sanat Merkezinde düzenlenen “Kudüs’e Ses Ver” konferansında ilçe halkıyla bir araya geldi. İsrail’in vahşetini ve Filistin halkının mücadelesini anlatan Said Ercan, sadece Gazze’nin değil tüm dünyanın işgal altında olduğunu ifade etti. “ANADOLU MAYASI DÜNYAYA YÖN VERİYOR” İnegöl halkının da yoğun ilgi gösterdiği konferansta Türkiye’nin ve Anadolu insanının dünyadaki rolüne değinen Said Ercan, “Dünyanın dört bir yanında beklenen, Müslüman Türkler. Sadece Müslüman ya da sadece Türk değil. Müslüman Türkler bekleniyor. Çünkü biz harekete geçersek, dünya bambaşka bir yer olacak. Evet dünya kadar derdimiz var. Ama biz ayakta duracağız. Neden ayakta duracağız? Çünkü o Gazzeli çocukların bize ihtiyacı var. Bizim Anadolu irfanı dediğimiz, Anadolu mayası dediğimiz bir maya var. Bugün o maya dünyaya yön veriyor ver verecek. Bakın hemen Gazze’nin yanındaki Mısır, kapıyı açamıyor. Bakın Suudi Arabistan kişi başı gelirde Türkiye’den daha önde, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri ama gıkını çıkaramıyor. İran anca arkadan konuşuyor. Kim var ortada yine Ukrayna’da bile tahıl koridorunu biz açtık Afrika’daki fakir ülkelere buğday gitsin diye. Türkiye açtı” dedi. “SADECE GAZZE DEĞİL, DÜNYA İŞGAL ALTINDA” Dünyanın küresel sistemin işgali altında olduğuna da vurgu yapan Ercan, “Bugün o cennetten başka çıkış kapısı bulamayan Gazzeli çocuklar, dünyanın işgal altında olduğunu ilan etti bizlere. Suudi Arabistan’da bir duvara yazdılar, kusura bakma Filistin biz de işgal altındayız diye. Dünyanın işgal altında olduğunu öğretti o çocuklar. Kanından başka verecek bir şeyi olmayan küçücük çocuklar dünyanın küresel sistem altında inim inim inlediğini öğrettiler” şeklinde konuştu. “DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE VAHŞET YAŞANIYOR” Konferans sonunda Belediye Başkanı Alper TaSAban da selamlama konuşması ve hediye takdimi için sahneye davet edildi. Başkan Taban, “Said Ercan hocamıza teşekkür ediyorum bugün hem Kitap Günleri Fuarımızda vatandaşlarımızla bir araya geldiler hem burada bizlerle birlikte oldular. Çok kıymetli bir buluşma oldu. Salonu dolduran siz kıymetli vatandaşlarımıza da teşekkür ediyorum. Nihayet itibariyle tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bir vahşet var, zulüm var. İnsan kendisini sorguluyor, sorumlu tutuyor. Kıymetli hocamızın anlattığı gibi yapılabilecek bir şeyler de var. Müslümanlar olarak boykot yapılabilir. İnşallah bu akşam da hepimize vesile olsun. Bizler karınca misali safımızı belirleyelim inşallah. Cenabı Allah oradaki insanların da yardımcısı olsun” diye konuştu. Ardından gecenin anısına Said Ercan’a hediye takdiminde bulundu.

Bella Hadid: Her gün ölüm tehditleri alıyorum! Haber

Bella Hadid: Her gün ölüm tehditleri alıyorum!

Filistinli iş insanı Muhammed Hadid'in ABD'de doğup büyüyen 27 yaşındaki üper model kızı Bella Hadid, günlerdir devam eden İsrail-Filistin savaşıyla ilgili sessizliğini bozdu. 60.5 milyon takipçisi bulunan Instagram sayfasından uzun bir açıklama paylaştı. Hadid, sözlerine şöyle başladı: "TELEFON NUMARAM SIZDIRILDI" "Her gün yüzlerce ölüm tehdidi alıyorum. Telefon numaram sızdırıldı ve ailem tehlikede olduğunu hissetti. Ama artık daha fazla susamam. Korku bir seçenek değil. Başta Gazze olmak üzere tüm Filistin halkı ve çocukları, sessizliğimize dayanamaz. Cesur olan bizler değiliz, onlar." "Yaşandığını gördüğüm travma nedeniyle kalbim acıyor. Gazze'deki saldırıların ardından yaşananları gördükçe, çocuklarını kaybeden tüm annelerle ve yalnız ağlayan çocuklarla, kaybedilen tüm babalara, kardeşlere, amcalara, teyzelere, bu dünyada bir daha asla yürüyemeyecek olan arkadaşlara yas tutuyorum." "TERÖR SALDIRILARINI KINIYORUM" 7 Ekim'in acısı ve sonrasında yaşananlarla uğraşan İsrailli aileler için yas tutuyorum. Bu toprakların tarihi ne olursa olsun, herhangi bir yerde, herhangi bir sivile yönelik terör saldırılarını kınıyorum. Kadınlara ve çocuklara zarar vermenin ve terör estirmenin Özgür Filistin hareketine hiçbir faydası yoktur ve olmamalıdır. Kalbimin derinliklerinde hiçbir çocuğun, hiçbir insanın ailesinden geçici ya da süresiz olarak koparılmaması gerektiğine inanıyorum. Bu hem İsrailliler hem de Filistinliler için geçerlidir. Bizi barışa direnen teröristlerden başka bir şey olarak görmeyen bir dünyada Filistinli olmanın ne kadar zor olduğunu anlamak önemli. Bu zararlıdır, utanç vericidir ve doğru değildir. "Babam Nakba yılında (750 bin Filistinlinin evlerinden edildiği 1948 yılı) Nasıra'da doğdu. Doğduktan dokuz gün sonra annesinin kollarında, ailesiyle birlikte Filistin'deki evlerinden kovuldular, mülteci olup, bir zamanlar evim dedikleri yerden uzaklaştılar. Büyükannem ve büyükbabamın geri dönmelerine asla izin verilmedi. Ailem, Filistin halkına karşı 75 yıl süren şiddete tanıklık etti. En önemlisi, tüm toplulukların yok edilmesine, soğukkanlılıkla öldürülmesine ve ailelerin evlerinden zorla çıkarılmasına yol açan acımasız, yerleşimci istilalara tanıklık etti. Bunun acısı tahmin bile edilemez." "YOZLAŞMIŞ OLAN İNSANLAR DEĞİL HÜKÜMETLERDİR" "Hepimiz insanlığı ve merhameti savunmak ve liderlerimizden de aynısını talep etmek için bir arada durmalıyız. Yozlaşmış olan insanlar değil hükümetlerdir ve bu ikisinin iç içe geçmesi en büyük günahı oluşturur. Biz biriz ve Tanrı hepimizi eşit yaratmıştır. Dökülen tüm kanlar, gözyaşları ve bedenler için aynı saygıyla yas tutulmalıdır." "İNSANLIĞIN YANINDA DURUYORUM" "Nerede olursak olalım, Gazze halkının acil ihtiyaçlarını unutmamaları ve masum Filistinli sivillerin bu savaşın unutulan kurbanları olmamalarını sağlamaları için liderlerimize baskı yapmaya devam etmeliyiz. Barış ve güvenliğin bize ait olduğunu bilerek, insanlığın yanında duruyorum."

Efkan Ala: Haber

Efkan Ala: "O topraklar Filistinlilere aittir"

Bursa’nın Kestel ilçesinde yapılan AK Parti Kestel İlçe Başkanlığı Teşkilat İstişare Toplantısı’nda, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, AK Parti Bursa milletvekilleri Ayhan Salman, Emine Yavuz Gözgeç ve Emel Gözükara Durmaz, AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ile partililer katıldı. Toplantıdaki konuşmasında gündeme dair açıklamalarda bulunan Ala, Türkiye’nin çevresinde kaos ortamının yer aldığını söyledi. İçeride kargaşa çıkarmak isteyenlerin planlarını yüzlerine çarptıklarını ifade eden Ala, "Bu nedenle etrafımızda olan biten bütün hadiselerde inisiyatif alan neredeyse yeryüzünde birkaç ülkeden biri, bölgemizde tek ülke Türkiye. Bir mesele zuhur ettiğinde etrafımızda bütün dünya ülkelerinin liderleriyle görüşerek o meseleyi çözmeye çalışan bölgemizdeki tek lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Sizin oylarınızla, sizin desteğinizle bunu sağlıyor. Son seçimde ortaya koyduğunuz performans şu anda Türkiye'nin en önemli fırsatıdır" şeklinde konuştu. "Bunlar insanlığın yüz karasıdır" Ala, Gazze’de yaşanan olaylara karşı dünyanın sessiz kaldığına değinerek, "Senelerdir dile getirdiğimiz bir mesele var Gazze. Biz bu gidişatın gidişat olmadığını biliyorduk. Onun için gündeme geldiğinde Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler'de dünyanın gözünün içine baka baka nereden başlayıp nereye geldiğini dünyaya aktardı. Davos'ta gereğini yaptı, söylenecek sözü söyledi ama dünya kulaklarını tıkadı. İnsanlık kör oldu. Gidişatı görmüyor. Şimdi Gazze'de bombalanan insanlıktır. Enkazın altında kalan insanlığın vicdanıdır. Böyle bir şey olabilir mi? İnsanlık kör, dünya sağır. Çoluk çocuk bombalanıyor hastanelerde. Hastane bombalanıyor. Daha yeni haber geldi. Okul bombalandı. O küllerin altında adaleti kalan büyük güçlerden, küçük bir ses bile yok. Bu zulmü destekliyorlar. Bunlar insanlığın yüz karasıdır. Bizim gibi üç kıtayı yönetmiş büyük milletin büyük evlatları, mirasçıları olan insanların havsalasının almayacağı kadar kötü şeyler oluyor. Tasavvur edemeyeceğiniz kadar insanlık dışı trajediler yaşanıyor, facialar oluyor" dedi. "Filistinlileri, Filistinliler yönetmelidir" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın barış için çok yoğun bir diplomasi yönettiğine dikkati çeken Ala, "Cumhurbaşkanımız en başta olmak üzere 20'den fazla uluslararası kuruluş ve ülkenin yöneticileriyle, devlet başkanlarıyla, başbakanlarıyla hiç durmadan bir diplomasi trafiği yürüterek bu zulme dur demeye gayret ediyoruz. Biz bugüne kadar Filistinlilerin yanında olduk. Bundan sonra da olacağımız yer Filistinli kardeşlerimizin yanıdır. Türkiye yapılması gerekenleri yapıyor. Elinden geleni değil onların ihtiyacı olanı yapıyor ve yapmaya devam edecek. Dün biraz insani yardım gitsin diye kapıdan giriş oldu. Çabalarımızı, her şeyi göze alarak, bütün ülkelerle konuşarak ama insani değerlerden ayrılmadan ve onları hep karşımızdakilere hatırlatarak, insanlıktan çıkmış olsalar insanlıklarını hatırlatarak bize düşenleri yapmaya devam edeceğiz. Çözüm önerimiz de açık, net, berraktır. Bundan sonra öyle kem küm etmeye lüzum yok. Bunları kabul etmiyoruz. Filistin'de, Filistin devleti kurulmalı ve bütün dünya bunu tanımalı. Filistinlileri, Filistinliler yönetmelidir. Başka çaresi olmaz. Başkasının iradesi altında bir millet hayatını devam ettiremez. O topraklar Filistinlilere aittir. Başkenti Doğu Kudüs olan, Gazze'yi, Batı Şeria'yı içine alanı, oradaki bütün işgal emarelerini ortadan kaldıran bir Filistin devleti kurulacak ve onu da Filistinliler yönetecek. Bunun da garantörleri olacak. Başka çare yok. Biz de her platformda bu haklı davayı savunacağız, savunmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Ala, geçmiş dönem belediye başkanları ile ilçe başkanlarına teşekkür belgesi takdim etti.

Türkiye'den İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaya ilişkin 'garantörlük formülü' önerisi ... Haber

Türkiye'den İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaya ilişkin 'garantörlük formülü' önerisi ...

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanlığı'nda gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırısıyla yaşananların başta İsrail olmak üzere herkes için sürpriz olduğuna işaret eden Fidan, Gazze'den diğer tarafa kolayca geçilebilmiş olmasının ve bunun operasyonel sonuçlarının herkesi şaşırttığını dile getirdi. "HERKES İÇİN ŞAŞIRTICI" Fidan, özellikle İsrail ile Gazze arasındaki duvarın belli bölümü yıkıldıktan sonra içeriye, sadece Hamas mensuplarının değil diğer grupların ve sivil unsurların da girebilmesinin ve herhangi bir direniş ile karşılaşmamalarının herkes için şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Bakan Fidan bu durumun, İsrail güvenlik sistemindeki zafiyeti ortaya çıkaran, uzun yıllar tartışılacak bir konu olduğuna dikkati çekerek, "7 Ekim'e hangi şartlar yol açtı? Bunu da belki ayrıca konuşmak gerekiyor. Bu zaten meselenin bütününü oluşturuyor. Biz 7 Ekim'de ve müteakip süreçte, sivilleri hedef alan hiçbir eylemi tabii ki tasvip etmiyoruz. Tam tersine sivillerin hedef alınmasını kınıyoruz. Gerek Cumhurbaşkanımız, gerek biz bunu her platformda söyledik. Bunu ilgili muhataplarla yaptığımız görüşmelerde de sürekli gündemde tutuyoruz." diye konuştu. "BUNU DOĞRU BULMUYORUZ" Fidan, Hamas'ın saldırısına ilişkin, "Biz herhangi bir sınıflandırmaya gitmeden, sivillerin hedef alınmaması gerektiğini vurguluyoruz. Batılılar Hamas'ı terör örgütü olarak tanımladığı için Hamas'ın her türlü faaliyetini terör çerçevesinde değerlendiriyorlar. Biz ise hiçbir kesimin sivilleri hedef almaması gerektiğini söylüyoruz. Bunu doğru bulmuyoruz. İsrail geçmişte de yaptığı üzere, misilleme yaparken yine hiçbir ayrım gözetmedi." dedi. İsrail operasyonlara başladığında Türkiye'nin ABD'lilere, İsraillilere ve diğer taraflara, sivillere yönelik tavırdan ciddi endişe duyduğunu belirttiğini aktaran Fidan, akabinde yoğun bir görüşme ve seyahat trafiği başladığını ifade etti. Fidan, ABD'lilerin talebi üzerine defalarca muhataplarıyla ve diğer ülkelerin yetkilileriyle görüştüklerini anımsatarak, "Biliyorsunuz, Mısır'a gittik. Yarın Lübnan'a gidiyoruz. Lübnan'dan sonra Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Dışişleri Bakanları düzeyinde Olağanüstü Acil Toplantısı var, oraya geçeceğiz. Cumhurbaşkanımızın yoğun temas trafiği var. Bakanlık olarak bizim ve istihbarat birimlerinin temasları var." ifadelerini kullandı. Çalışmalarını esas itibariyle 2 ana kulvarda sürdürdüklerini anlatan Fidan, ilk olarak 7 Ekim'den sonra İsrail'in misillemesiyle başlayan çatışmalarda, tarafları sivillerin daha fazla zarar görmesini önleyecek tavırlar almaya davet ettiklerini söyledi. "KABUL EDİLEMEZ" Fidan, İsrail'in Gazze'ye saldırısına ve bölgedeki sivillerin durumuna ilişkin, şunları kaydetti: "İsrail'in Gazze'yi şu ana kadar benzeri görülmemiş şekilde bombalıyor olması, yoğun sivil ölümlerine yol açması, elektriği, suyu, yakıtı kesip orayı adeta bir yokluğa, açlığa mahkum etmesi kabul edilemez. Ayrıca sivil nüfusu korkutarak bulundukları yerlerden, özellikle Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru hareket ettirmesi de kabul etmediğimiz bir şeydir. Dolayısıyla sivillere yönelik saldırıların durması, Gazze'ye insani yardımın girmesi ve sivillerin mümkün olduğunca az etkilenmesine yönelik muhataplarımızla neler yapabiliriz, onun çalışmaları var." "İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM SÜRECİ ASKIYA ALINDI" Fidan, Türkiye'nin krizi barış için fırsata dönüştürme arayışında olduğunu belirterek, bu fikrin muhataplara da aktarıldığını ifade etti. Sistem içinde bazı görüşlerin de tedavüle girdiğini kaydeden Fidan, "Özellikle hep şunu söylüyoruz; İsrail bugüne kadar iki devletli çözüm sürecini askıya aldı. Filistinlilerle değil, diğer Arap ülkeleriyle barış yapmayı kendisine esas meşguliyet edindi. Çünkü onların perspektifinde sivil Filistin devleti yok." ifadelerini kullandı. Fidan, daha önce İsrail'in, Araplar ve bölgedeki diğer ülkeler tarafından kabul edilmesiyle ilgili sorunlar yaşadığını anımsatarak, "Varlığı kabul edilince, bu sefer diğerini kabul etmemek daha kolay hale geldi." dedi. "ABD SICAK BAKIYOR" Bu fikri ABD'lilerle yaptığı görüşmede de gündeme getirdiğinin altını çizen Fidan, Amerika'nın da iki devletli çözüme sıcak baktığını kaydetti. Fidan, "Biliyorsunuz, İsrail, eleştirilere aldırmadan kendi politikalarını ilerletmeye alışkın bir ülke. Sonuçta hiçbir yaptırım yok. Sadece tartışmaların olduğu bir zemin var." şeklinde konuştu. "GARANTÖR ÜLKELER SORUMLULUK ÜSTLENSİN" Uluslararası toplumun, İsrail'i iki devletli çözüme zorlayan bir tavır içinde olması gerektiğini söyleyen Fidan, Türkiye'nin bu konudaki görüşlerini taraflarla paylaştığını ifade etti. Fidan, özellikle Filistin tarafına garantör olacak ülkelerin bölgeden olmasının telkin edildiğini vurgulayarak, "Buna Türkiye de dahil. İsrail için de başka ülkeler garantör olsunlar. Her iki tarafın da mutabık kalacağı bir antlaşmaya varıldıktan sonra, bunun gereklerinin yerine getirilmesi hususunda garantör ülkeler sorumluluk üstlensin." diyerek, ancak bu şekilde kalıcı barışın ortaya çıkacağına dikkati çekti. "TARTIŞMAYA AÇMADIK" Fidan, Amerika ve Batı'nın askeri ve siyasi desteğiyle belirli bir miktar caydırıcılık olabileceğini kaydederek,"Barış garantiye alınmadıkça, hiçbir zaman için bölgedeki İsrail devleti ve halkı kendisini emniyette hissedemez. Kendisini sürekli emniyete alma adına sürekli başkalarına zulüm etme, şiddet uygulama ihtiyacı hissedecek. Bu sarmal kendiliğinden sürekli dönecek." şeklinde konuştu. Türkiye'den bölgeye bir barış gücü gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin sorulan soruya, Fidan, "Garantörlük keyfiyetini açıkçası tartışmaya açmadık, ama ana fikir olarak şu anda ortaya koyuyoruz konuştuğumuz taraflara." dedi. Fidan, söz konusu durumu, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısında da dile getireceğini ifade ederek, "Yani bu bir tekliftir, daha iyi teklifleri olan varsa, onları da biz tabi ki değerlendiririz. Ama önemli olan bu krizi vesile bilerek, iki devletli çözümü hayata geçirme yolunda adım atmaktır. Bölgeye kalıcı barışı getirmektir." diye konuştu. Bölgedeki ülkelerin sorumluluk alması gerektiğine işaret eden Fidan, "Eğer Filistinliler içerisinde bu anlaşmanın hilafına davranacak olanlar varsa, bu ülkeler tavır koymalı." dedi. "GARANTÖR OLARAK BİZ ANA FİKRİ ORTAYA KOYUYORUZ" Bazı ülkelerin Filistin adına, bazı ülkelerin de İsrail adına garantörlük statüsü kazanmasına ilişkin soruları yanıtlayan Fidan, "Garantörlük olarak biz ana fikri ortaya koyuyoruz, asıl sistematiğini, ayrıca sistematiğin ayrıca tartışılması gerektiğini söylüyoruz." şeklinde konuştu. Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile yaptığı telefon görüşmesine de değinerek, bu süreçte yapılan telefon görüşmelerinin yüzde 95'inin diğer ülkelerin talepleri üzerine yapıldığını belirtti. Bunun aslında Türkiye'nin önemine ve görüşüne ihtiyaç duyulan bir ülke olduğunu gösterdiğini kaydeden Fidan, "Çinliler ve Ruslar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi oldukları için onların ortak bir tutumda anlaşıp bir şey çıkarması önemli. Çin'in geçmişe kıyasla bölge meselelerine daha aktif ilgi duyması da dikkati çeken bir durum. Filistin meselesinde görüşlerimiz büyük bir ölçüde örtüşmekte. Bizim görüşlerimiz zaten evrensel doğruları yansıtıyor. Aslında temel problem, uluslararası sistemin somut bir pozisyon geliştirememesi." dedi. Fidan, bu problemin aşılması için çalışıldığını vurgulayarak, "ABD merkezli sistem, kendi hilaflarına bir pozisyon olduğu zaman savaş öncesinde hemen yaptırım vesaireyi gündeme getiriyorlar. Ama işin içinde İsrail varsa, yıllardır kınamadan öteye geçilemiyor." diye konuştu. "Gazze'de, Batı Şeria'da ve diğer yerlerde Filistinlilerin topraklarını gasp etmeleri, iki devletli çözüme izin vermemeleri, Kudüs'ün pozisyonunu değiştirme çabaları karşısında hiçbir şey yapılmıyor." ifadesini kullanan Fidan, sorunun tespit edildiğini, sorunun etrafında büyük bir konsensüs oluşturulduğunu, fakat bunun bir türlü tavra dönüştürülemediğini aktardı. Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: "Dönüştürülemediği için de diğer tarafın kendi politikasını değiştirmesi için bir sebep de yok. Biz muhataplarımızla görüşmelerimizde, bu gerçeğin altını sürekli çiziyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.