Hava Durumu

#Fi̇yat

Yeni Marmara Gazetesi - Fi̇yat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fi̇yat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Araç alacaklar dikkat! Haber

Araç alacaklar dikkat!

Eylül ayında bir önceki aya göre ,5 düşüş söz konusu. Kamuoyunun her detayına hakim olduğu üzere otomotiv piyasasında çalkantılı bir üç seneyi geride bıraktık. Sıfır otomobil arzındaki problemler otomobili değerli kılarak birikimlerin bu alana kaymasına diğer yandan otomotivin kayıt dışı ticaret alanına dönmesine sebep oldu. Sıfır araçtaki üretim problemlerinin geride kalması ve Ticaret Bakanlığımızın aldığı önemler neticesinde olumsuzluklar geride bırakıldı. 'KISA DÖNEMDE DÜŞÜŞLER GÖRMEKTEYİZ' Bu vesile ile kayıt dışı ticaret sektörden el çekerek, kayıt dışı ticaretin olumsuz sonuçlar yarattığı talep azalmış oldu. Öte yandan krediye erişimde yaşanan zorluklar ve yüksek faizler sebebiyle reel tüketici talebinde de azalma söz konusu. Dolayısı ile istatistikler uzun vadede incelendiğinde artışlar gözlemlenirken, kısa dönemde düşüşler görmekteyiz. FİYATLARDAKİ DÜŞÜŞ DEVAM EDER Mİ? Piyasamızda birkaç aydır süren bir durağanlık söz konusu. Ancak durağanlık yaşansa da kamuoyu tabiriyle al-satçıların yani kayıt dışı ticaret maksatlı otomobil alan kişilerin sektörden el çektiği, fiyatların düştüğü, sıfır ve ikinci el otomobil arasında fiyat makasının tekrar tahsis edildiği bir süreçten geçiyoruz. 'PİYASA TEKRAR HAREKETLENECEK' Piyasa dengelerinin tekrar sağlanmasının yanı sıra, fiyatlardaki düşüş vatandaşlarımızın otomobile daha kolay ulaşmasına vesile olurken, otomobil satıcısı meslektaşlarımızın yıllardır mücadele ettiği sermaye erimesi sorununu durdurmuştur. Dolayısı ile bu durağanlık dönemi bir tekrar normalleşme sürecidir. Bir süre sonra piyasamız tekrar hareketlenecek ve geçmişe göre çok daha sağlıklı şekilde seyrine devam edecektir. Öte yandan bu durağanlık sürecinde talebi canlandırmak adına sıfır otomobilde önemli kampanyalar ve indirimler sağlanırken, ikinci el otomobilde fiyat düşüşleri yapılmaktadır. Şu an için sıfıra yönelim mevcutken ikinci elde talep halen düşük devam etmektedir. Esasen yapılan bu kampanyalar düşük talebi canlandırmak adına dönemsel uygulamalar, talebin olması gerektiği seviyeye ulaşması, krediye erişimde yaşanacak kolaylaşma ile mümkün olacaktır. 'SATIŞLAR YARI YARIYA DÜŞEBİLİR' 2023 yılı ilk dönemlerinde veriler bizlere gerek ülkemizdeki gerekse global üretimin arttığını gösteriyordu. Buna rağmen ilk dönemlerde yaşanan erişim zorluklarının sebebi üretim değil aşırı yüksek talepti. Ancak bu talebin %48'i yani neredeyse yarısı, yatırım ve kayıt dışı ticaret maksatlıydı. Alınan önlemler ve sıfır araçtaki bollaşma ile olumsuzluklar yaratan bu yüksek talep geri çekilerek reel tüketicinin önü açıldı. Önümüzdeki aylarda krediye erişimde rahatlama olmadığı takdirde, sıfır otomobil satışlarında yarı yarıya düşüşler yaşanabileceği düşünülmektedir. Bu da sektörde %48 ölçülen kayıt dışı ticaret oranı ile örtüşen bir veri olacaktır. ARAÇ ALMAK İÇİN EN UYGUN ZAMAN NE ZAMAN? İMAS Derneği olarak otomobile dair "araç almak için en uygun zaman ne zaman?" sorusu bizlere yöneltildiğinde "en uygun zaman içinde bulunduğumuz zaman" diyoruz. Otomobil her şeyden önce bir ihtiyaç. Dolayısıyla vatandaşlarımız ihtiyaçları ve bütçeleri doğrultusunda her daim otomobil alabilirler. Şu an sıfır otomobilde ciddi fiyat düşüşleri ve kampanyalar söz konusu. Diğer yandan ikinci el otomobilde de fiyat düşüşleri sağlandı. Otomobil almak isteyen vatandaşlarımız bu dönemin sunduğu fırsatlardan yararlanabilirler."

Üretici ile market arasındaki fiyat farkı açılıyor! Haber

Üretici ile market arasındaki fiyat farkı açılıyor!

Bu yıl aşırı sıcaklar nedeniyle verimi düşen ve kilosu 22 TL'den satılan salçalık biber tarlada 5 TL'ye kadar düştü. Marketlerde ve pazarda kilosunun 30 TL ve üzeri fiyatlara satıldığını kaydeden üretici Cumali Aslan, üreten hariç herkesin para kazandığını belirterek, "Şu an hiçbir şeye zam gelmemişken fiyatlar yükseliyor ama üreticiye bu yansımıyor" dedi. TARLADA 3 TL OLAN ELMANIN FİYATI MARKETTE 30 TL! Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde elma hasadı başladı. Tarlada 3 ile 5 lira arasında değişen elmanın kilosu marketlerde 30 TL'ye kadar çıkarken, üretici soğuk hava deposu olmaması nedeniyle çiftçinin ürünü istediği fiyata satamadığını söylüyor. Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde çiftçilerin önemli gelir kaynaklarından biri olan elmada hasat dönemi başladı. Yüzlerce dönüm üzerine dikili ağaçlarda yetişen elmalar, tüccarlar vasıtasıyla dalından satın alınarak sebze-meyve haline götürülüyor. Meyve suyu fabrikalarının da alıcısı olduğu elmalar kilogram başına tarlada 3 ila 5 lira arasında alıcı bulurken, Doğanşehir Ziraat Odası Başkanı Burhan Tanışık, ilçede soğuk hava depolarının olmaması nedeniyle çiftçinin kazanamadığını söyledi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu şu ifadeleri kullandı: "Üreticide 50 kuruş, 1 TL aralığında alıcı bekleyen limon perakende olarak tüketiciye 15-30 TL aralığında satılmaktadır. Bu nedenle maliyetini karşılayamayan üreticilerin gelecek yıl üretimden çekilmesi söz konusu olabilir. NE KADARA SATILMALIYDI? Oysa 1 TL'ye satın alınan limonun perakende olarak azami 5-6 TL bandında tüketiciye ulaşması gerekir. Ne var ki bir kısım aracılar hem üreticiyi hem tüketiciyi mağdur edecek şekilde fahiş kazançlar sağlamaktadır. Piyasada fiyatların yükselmesine yol açmaktadırlar. 'ÜCRETSİZ TAHSİS EDİLMELİDİR' Bunun önlenebilmesi için bir an evvel yeni hal yasasının devreye alınması ve yasa taslağında öngörüldüğü şekilde hallerin fiziki alanının 3'te 1'i kadarının üretici kooperatiflerine ücretsiz tahsisinin hızlandırılması gerekmektedir. YIL SONUNA KADAR SABİTLENSİN BEKLENTİSİ! Şu anda tüketiciler Cumhuriyetin 100. yılı kampanyası kapsamında tüm satış noktalarında tedarikçilerin ve satıcıların fiyatlarda indirim uygulaması ve yıl sonuna kadar hiç değilse fiyatları sabit tutacaklarını belirtmelerini bekliyor. 10 KAT FİYAT FARKI VAR Bir diğer fahiş fiyatla satılan ürün ise mandalina. Kilogramı 45 liradan perakende satılan mandalina üreticide 3 TL 4 TL fiyatla alıcı beklemektedir. Fakat nedense tüketiciler mandalinayı 30 TL ile 45 TL fiyat aralığında satın alabilmektelerdir. VATANDAŞLAR FAHİŞ FİYATTAN GÖRDÜKLERİ ÜRÜN İÇİN NE YAPMALI? Tüketiciler yüksek fiyat uygulayan satıcılardan uzak durmalı ve fahiş fiyat uygulaması ile ilgili Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na internet üzerinden şikayetlerini iletmelidirler. Tüketiciler şikayetlerini aktarırken etiket fiyatları ile birlikte satış noktasını belirtirlerse kamu otoritesi gerekli incelemeyi yapacak ve bazı durumlarda yaptırım uygulayabileceklerdir.

Kira fiyatlarını düşürecek adım: İşte yeni konut modeli! Haber

Kira fiyatlarını düşürecek adım: İşte yeni konut modeli!

Vatandaşın en büyük problemi olan yüksek ev kiraları için yeni model hazırlayan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) çalışmalarını hızlandırdı. Peki kamu-özel sektör iş birliği ile yeni konut modeli nasıl olacak? Konutlar hangi bedel üzerinden kiraya verilecek? İşte detaylar... Konuyla ilgili milliyet.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: "Üyesi olduğumuz GYODER'in yeni konut modeli olarak sunduğu ve son dönemde sıklıkla dile getirdiği model sadece kiralamaya yönelik bir konut arzının sağlanabilmesidir. Malum olduğu üzere aslında ülkemizde son dönemde satılık konut arzının azalması kentsel dönüşümün artması, deprem sonrası ihtiyaç duyulan güvenilir yapı stokunun yeni inşa edilmiş dairelerde yoğunlaşması gibi nedenlerle kira fiyatlarında önemli artışlar oldu ve birçok bölgede kiralık konut bulunamayacak seviyeye geldi. 'FİYATLAR 3-4 KAT ARTTI' Bu da kiralık daire fiyatlarının son yıllarda yaklaşık 3-4 kat artması nedeniyle de mal sahibi ve kiracı anlaşmazlıkları da hat safhaya çıktı. Bu çerçevede sosyal bir problemin de barınma konusunda ciddi noktaya gelmiş oldu. İŞTE YENİ KONUT MODELİ! GYODER'in aslında önerdiği hızlı bir şekilde kiralık konut arzını artırabilecek bazı çalışmaların yapılmasına yöneliktir. Burada da aslında arazinin devlet tarafından kiralama amacıyla gayrimenkul üretecek şirkete belirli bir süre ile tahsis edilmesi, şirketlerin burada finansman desteği bularak inşaat yapmaları ve sadece bunları kiraya vermeleri şekli ile süre bitince ise bu konutların tekrar devlete kalacak olması modelidir. 'AVRUPA'DA BU MODELDE İŞLETİLEN YERLER VAR' Aslında Avrupa'da belediye evleri olarak adlandırılan ve bu modelde işletilen yerler var. Gene İsviçre'de, Almanya'da yüksek oranda bu tür kamu özel sektör modeli ile geliştirilmiş kiralık konut proje örneklerini görüyoruz. Burada aslında bahsedilen kiraya veren kişilerin bir mal sahibi, gerçek kişi olmasından ziyade kurumsal ve kamu özel iş birliği diyebileceğimiz bir şirket olması. Bu şirketin önemli bir avantajı gayrimenkul sertifikaları ve gayrimenkul yatırım fonu modeli üzerinden geliştirilebilecek finansmanlar bulabilecek olması. Aynı zamanda devletin bu kiralarla alakalı oranları belli bir seviyede tutması şeklinde değerlendirilebilir. YENİ MODELDE KİRALAR NE KADAR OLACAK? Hatta bu modelle üretilen konutlar için ABD'nin bazı eyaletlerinde uygulanan oda sayısına göre kira değeri gibi bazı kira değerleri de belirlenebilir ki özellikle bu hanehalkı gelirinin yüzde 30'undan fazla olmaması şekli ile de bu değerlendiriliyor. Süre bittikten sonra ekonomik ömrünü belli ölçüde tamamlamış olan bu yerler ve arsalar tekrar devlete kalıyor. 'ARSA DEĞERİ ORTADAN KALKACAK' Bu modelde maliyeti düşürecek en önemli katkı ise şu anda inşaat satış fiyatlarına yüzde 40-50 oranında etki eden arsa değerinin ortadan kaldırılmasıdır. Arsa maliyeti ortadan kaldırıldığı takdirde yani bu arsaları devletin vermesi durumunda daha düşük inşaat maliyetleri ile aslında bu inşaatlar piyasaya arz edilebilecek. PROJE KİRA SORUNUNA ÇÖZÜM OLUR MU? Bu yerler sadece kiralama amaçlı verileceği için de aslında kira piyasasının da dengelenmesi orta vadede mümkün olabilecektir. 'KİRALIK KONUT ARZINA GÖRE UYARLANABİLİR' Modelin genel tanımına yap-kirala-devret modeli ile de daha önce bizlerin de dile getirdiği modelin özellikle OVP çerçevesinde gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Son dönemde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin de söylemleri Hazine arazilerinin bu çerçevede kullanılabilmesine olanak sağlayacak gibi gözüküyor. OVP'deki temel hedef konut sahibi edindirmeye yönelik olsa da aslında ülkemiz açısından konut sahipliğinin yanında sadece kiralık konut arzına göre de bu model uyarlanabilir. Yaklaşık 2 yıldır etkili bir şekilde model üzerinde çözümler üretmeye çalışan GYODER'in finansman konusunda da özellikle yurt dışından bazı finansman kuruluşları ile de görüştüğü belirtildi. Tabi uzun vadeli finansman modellerinde sigortaların emeklilik fonları, gayrimenkule dayalı sertifikalar önemli finansman kaynaklarını oluşturuyor. Ülkemizde de kabul edilebilir bir döviz karşılığı ile yurt dışından finansmana erişim bu tür projeler için de mümkün olabilir. Mesela yurt dışında nispeten dar gelirli ve ihtiyaç sahipleri için belediyeler hatta eyaletler tarafından mal sahiplerine, ya da kamusal şirketlere kira garantileri veriliyor. Burada model aslında vatandaşa da güvenilir, sağlıklı, deprem riskinden nispeten arındırılmış ve bir sosyal imkanı olan alanlarda barınma ihtiyacına çözüm üretmek olarak değerlendirebiliriz. YENİ MODELDE 500 BİN KONUT ÜRETİMİ HEDEFİ PİYASAYI NASIL ETKİLER? Ülkemizdeki bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz sayısına baktığımızda yaklaşık 23 milyon, malik sayısına baktığımızda da 53 milyona yakın malik olduğunu görüyoruz. Aslında burada kamu-özel sektör modelinde GYODER'in verdiği rakamlar gayrimenkul sahipliğinin kurulacak olan kamu özel iş birliği şirketlerine ait olacak oranı olarak değerlendiriliyor. Bu aslında çok yüksek bir hedef değil, nedenini şöyle ifade edebiliriz. Hükümetin 5 yıl içerisinde sadece İstanbul için yenilemeyi hedeflediği konut sayısı 1.5 milyondur. Bunu her yıl 200 bini rezerv alanda, 100 bini kentsel dönüşüm çerçevesinde yerinde olmak üzere yıllık 300 bin konut hedefi ile 5 yılda planlıyor. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'de kira probleminin yoğun yaşandığı iller başta olmak üzere arazi tahsisi ile ve buna uygun finansman modeli ile bu sayının rahatlıkla karşılanabileceğine inanıyoruz. Şunu unutmamak lazım: Ülkemiz önemli bir deprem geçirdi. Bu deprem sonrasında yüz binlerce konutun deprem bölgesindeki inşası devam ediyor. Var olan iş gücümüz, var olan makine parkımız, teknik imkanlarımızın o bölge için seferber edildiğini görüyoruz. Dünyaya müteahhitlik hizmeti veren ülkemizin bir zamana ihtiyacı olacaktır. Deprem gerçeği ve riskli yapı stokumuz unutulmamalıdır. Bu noktada da ekonominin can damarı olan İstanbul'a mutlaka bir öncelik verilmesi gerekmektedir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.