Hava Durumu

#Findik

Yeni Marmara Gazetesi - Findik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Findik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dubai Çikolatasına Rakip Olan Fındık Ezmeli Trabzon Çikolatası Haber

Dubai Çikolatasına Rakip Olan Fındık Ezmeli Trabzon Çikolatası

Trabzon'da 4 kız kardeşin fındık ezmeli Trabzon çikolatası, son günlerde talep patlamasının yaşandığı Dubai çikolatasına rakip oldu. Patent başvurusu yapılan Trabzon çikolatasında taleplere yetişemeyen Sungur kardeşler, Dubai çikolatasının ismini aldığı Dubai'den de sipariş aldı.   Trabzon'da yaşayan Seyyare, Sinem, Demet ve Kübra Sungur isimli 4 kız kardeş, ailenin üç kuşaktır sürdürdüğü fındık üretimini ve fındığın değerini arttırmak için kendi markalarını oluşturdu. Fındığı çikolata ile buluşturan ve çikolatalarına gelen talepler nedeniyle üç şube açan Sungur kardeşler, kendi ürettikleri ürünlerle fındığa katma değer sağlıyor. Son dönemde Antep fıstığı, tel kadayıf ve çikolatadan oluşan Dubai çikolatasında “çılgınlık” seviyesinde bir talep patlaması yaşanmasına ise Sungur kardeşler kayıtsız kalmadı. Tamamı kadınlardan oluşan üretim merkezinde fındık ezmeli Trabzon çikolatası üreten Sungur kardeşler, taleplere yetişemez hale geldi. Türkiye'nin birçok ilinden gelen taleplerin yanı sıra yurt dışından da sipariş alınan Trabzon çikolatasının patentini almak için başvuru da yapan Sungur kardeşler, Dubai çikolatasına adeta rakip oldu. Dubai'ye fındık ezmesi ihracatı yapan Sungur kardeşlerden Seyyare Sungun, Dubai'den Trabzon çikolatası için de sipariş aldıklarını söyledi.  Fındık ocağını 9 yıl önce fındığa katma değer katmak için kardeşleriyle bir araya gelip kurduklarını belirten Seyyare Sungur, “Yaklaşık üç kuşaktır fındık ticaretinde ve üretiminde bulunan bir ailede doğmuş 4 kız kardeş farklı mesleklerden mezun oluyor. Ama günün sonunda yine aynı ocakta fındık topluyor ve biz bu markayı 9 yıl önce kurmuş oluyoruz” dedi.  Dubai çikolatası çılgınlığını değerlendiren Sungur, “Aslında tüm dünyada popüler kültürün bir getirisi var. Bu bir gerçek, artık bunu kabul etmeliyiz. Sosyal medyanın bunda etkisi söz konusu. Bununla birlikte içerisinde fındığın, fıstığın ve kadayıfın da bulunduğu, tamamen Türkiye'nin ürünleri olan bu ürünün bu kadar Dubai adı altında meşhur olması tüm dünyada viral oldu. Herkes bununla ilgili üretimler yapmaya başladı. Biz de dahil olarak. Tabii ki ilk etapta biz bunu fıstıklı değil de kendi bölgemizde yetişen fındıklarla yapmaya başladık. Ben bunu tamamen popüler kültürün bir getirisi olarak görüyorum” şeklinde konuştu.  “İsmini Trabzon çikolatası koyduk, olay farklı bir boyuta taşındı”  Taleplere yetişemedikleri Trabzon çikolatası için patent başvurusu yaptıklarını kaydeden Sungur, “Aslında ilk çıktığı andan itibaren herkesin düşündüğü o konu vardı. İsmi neden Dubai çikolatası? Çünkü kadayıf bizim, fıstık bizim ülkemizde üretiliyor, neden bu isim Dubai diye? İlk çıktığı andan itibaren tabii ki bir fındık üreticisi olarak ve fındıkla ilgili ürünler üreten bir dükkan olarak biz bunu fındıklı yaptık. O ürettiğimiz dönemde henüz kutularımız gelmemişti ve bununla ilgili bir isim veya herkes dükkandan içeri girdiğinde Dubai çikolatası yok mu diyordu, ben de bu olaya açıkçası çok böyle bir şekilde ya neden Dubai çikolatası diye tepki gösteriyordum. Fındıklı yaptıktan sonra ismini biz tabii ki burada ürettiğimiz için, buradaki kadınların el emeği olduğu için ismi bizim üretimimizdeki kadınlar koydu. Trabzon çikolatası koyduk. Koyduktan sonra zaten olay farklı bir boyuta taşındı. Bu ürünün üretimi tamamen bize ait. Trabzon çikolatası patenti bize ait, başvurularını yaptık. Elbette bununla ilgili tüm Türkiye'de üretimler başlayacaktır. Çünkü yoğun bir talep var. Biz fındığın çikolataya yakıştığını bilen en iyi milletiz. Çünkü bununla büyüdük. Çikolataya da en çok yakışan şey gerçekten fındık. Aslında biz bunu sadece gözlemlemiş olduk, deneyimlemiş olduk” diye konuştu.  “Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti, Trabzon'un çikolatasını da meşhur etmek bir kadın girişimciye nasip oldu”  Siparişlere yetişemediklerini belirten Sungur, “Aslında fındık ve çikolata bu bölgede çok bilinen bir lezzet. Biz sadece bunu tekrar bir yenilemek istedik. Tabii içerisinde kadayıf ekleyerek biliyorsunuz bu çıtırlıkla birlikte popüler oldu. Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti. Trabzon'un çikolatasını da üretmek ve meşhur demek ki yine bir kadın girişimciye nasipmiş. Gerçekten çok güzel tepkiler alıyoruz, çok beğeniliyor. Zaten bildiğimiz lezzet söylediğim gibi. Şu an gerçekten siparişlere yetişemiyoruz, telefonlara yetişemiyoruz. Çok yoğun bir ilgi var. Yani herkese çok teşekkür ediyoruz. İsminin Trabzon olmasından kaynaklı dünyada ses getiren bir dönüşüme doğru gidiyor. Trabzon gerçekten bir marka şehir. Bunu çok net görebiliyoruz ama içeriğinde kullandığımız fındık tüm Karadeniz'in incisi olan ve tüm bölgelerimizde yetişen fındık. Üreticilerimizden aldığımız fındıklarla harmanlı yani Giresun, Ordu, Samsun, Artvin, Sakarya tüm bu bölgelerde yetişen fındıkların en iyisini kullanarak yapıyoruz. O öğreticilerimiz bizim için çok kıymetli. İyi ki varlar. Çünkü fındığa katma değer katmak bizim hepimizin en önemli görevi. Biz bunu sadece bir markaya dönüştürerek devam ettirmek istedik. Aslında bir Dubai çikolatasına karşı bir Trabzon çikolatası neden olmasın, yerli bir üretim neden olmasın, yerli bir marka neden olmasın diye yola çıktık. İyi ki de çıkarmışız. İnsanlar bunu bekliyormuş. Gerçekten çok da güzel oldu” ifadelerini kullandı.  “Trabzon çikolatasını Dubai'ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak”  Dubai çikolatasının ismini aldığı Dubai'den Trabzon çikolatası siparişi aldıklarını vurgulayan Sungur, “Yurt dışından oldukça sipariş geliyor. Çünkü yurt dışında yaşayan çok Türk vatandaşımız var ve özellikle onlardan çok mesaj alıyoruz. Biz kapasiteyle alakalı sorunu çözdüğümüzde mutlaka hepsine üretmek istiyoruz. Çünkü amacımız zaten bunu dünyaya tanıtmak. Fındığı katma değerli bir şekilde, gerektiği değerde pazarlamak ve markalaştırmak en önemlisi. Böyle bir ivme yakalamışken bunu en doğru şekilde ve en temiz şekilde insanlara ileteceğiz, tüketimlerini sağlayacağız. İçerisinde bu ürünleri üretecek olanlar mutlaka olacaktır ama içerisine lütfen en iyi kalitedeki fındıklarını kullansınlar. Yani bunu hepimizin bir markası olarak düşünsünler. Bu üründeki en iyi kalitede fındığı kullandıklarında insanların tadıp da bu ne kadar lezzetliymiş dememe şansları olmayacak. Bizim marka olarak Dubai'de de satışımız var. Fındık kremalarımız Dubai'de satılıyor. Çikolata siparişimizi de aldık. Trabzon çikolatasını Dubai'ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak” dedi.  “Fiyatı makul tuttuk”  Dubai çikolatasının ilk çıktığı günlerde çok yüksek rakamlara satıldığını, Trabzon çikolatasının fiyatının ise makul tutulduğunu söyleyen Sungur, “Aslında biz kendimiz direkt üretici olduğumuz için fiyatları çok makul oranda tuttuk. Yani bu kalitede, içi bu kadar dolgulu bir ürünün bu fiyatta satılması piyasada mümkün değil maalesef. Bu oranla da biz aslında şunu hedefliyorduk; herkese ulaşılabilir bir fiyat olsun, kaliteli bir ürün olsun, seri bir kazanç getirsin. İnsanlara da bu fiyatı bu şekilde alabilme özgürlüğü sunduk. Çünkü Dubai ilk çıktığında çok yüksek rakamlarda satılmaya başladı. Bunu nasıl dengeleriz; fındık zaten buranın bir ürünü, neden burada bu kadar pahalı satılsın. Ulaşılabilir olmak hedefimizdi. Bunu da başardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

Üreticiler TMO ve FİSKOBİRLİK'ten Alım Fiyatlarının İyileştirilmesini İstiyor Haber

Üreticiler TMO ve FİSKOBİRLİK'ten Alım Fiyatlarının İyileştirilmesini İstiyor

Karadeniz'de fındık üreticileri bugünlerde fındığını kurutmanın ve acil masrafları için bir an önce satmanın telaşını yaşıyor. Üreticiler, fındığını tüccara değil TMO ve FİSKOBİRLİK'e vermek istiyor ancak alım şartlarının ve fiyatların iyileştirilmesini talep ediyor.  Giresunlu fındık üreticileri topladıkları fındığı kurutabilmek için şehir içindeki yolları ve sahil boyundaki yaya kaldırımlarını adeta fındık harmanı haline getirdi. Ancak üreticiler çocuklarının okul masrafları gibi acil ihtiyaçlarından dolayı fındığı hemen kurutup satmayı düşünürken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) alım kriterleri, FİSKOBİRLİK'in ise geçmiş yıllardaki güven kaybından dolayı serbest piyasaya fındık vermek zorunda kalıyor.  Giresunlu fındık üreticileri, topladıkları fındıkları kimi zaman yol kenarlarında, kimi zaman ise kaldırımlarda kurutmaya çalışıyor. Yüksek kesimlerdeki hava şartlarından dolayı sahile indirilen fındıklar yüzlerce metre fındık harmanı oluşturdu. Fındıkta hasat mevsiminin sona yaklaşması dolayısıyla bahçelerden topladıkları ürünlerini kurutma telaşı içeresine giren üreticiler her yıl olduğu gibi, bu yıl da Karadeniz Sahil Yolu kenarları ile yaya kaldırımlarını fındık harmanı haline getirdi.  Sahil kesiminde fındığı daha erken kurutma imkanı bulduklarını kaydeden Kemaliye köyünden Nuriye Şahin, “Harman için uygun yer bulamadığımız için kabuğundan soyulmuş fındıkları kurutmak için Karadeniz Sahil Yolu kenarlarını tercih ediyoruz. Beton veya asfalt zemine serilen fındık daha iyi kuruyor. Bu nedenle ürünlerimizi kurutabilmek için kara yolu kenarlarını ve kaldırımları tercih etmek zorunda kalıyoruz. Bahçelerimizden bin bir güçlükle topladığımız fındıklarımızı buralarda daha iyi ve daha hızlı kurutuyoruz" dedi.  Keşap'ın Karabulduk köyünden fındığını kurutmak için Giresun'a geldiğini ifade eden Kadir Uğur yaptığı açıklamada “Bilindiği gibi köylerde arazilerimiz harman için uygun olmadığından ve hava şartlarının daha çok yağışlı olması nedeniyle sahile getirdim. Kuruttuktan sonra da hemen satacağım. Geçen yıl TMO'ya fındığımı götürdüm. 'Maalesef seçilecek' denildi, 'alım şartları' dendi, yok nem fazla denildi ben de götürüp tüccara verdim. Karadeniz'de nem oranı her zaman yüksektir. Fındık, diğer hububat ürünleri gibi değerlendirilmemelidir. Bu sezon fındığı bekletmeden satacağım çünkü serbest piyasada fındığın yükselmesi için mahsulün rekoltesinin düşük olması gerekir ancak bu sene rekolte oldukça iyi o nedenle fiyatların bekledikçe yükseleceğini düşünmüyorum” diye konuştu.  Fındık üreticisi Yunus Akkılıç ise TMO ile birlikte Türkiye'de hatta dünyada en büyük üretici birliği olarak görülen FİSKOBİRLİK'in üreticiye bu süreçte gerek alım şartları gerek alım fiyatları konusunda daha fazla destek olmasını isteyerek fındık üreticilerin mağduriyetinin giderilmesi çağrısında bulunurken, Mehmet Ali Alaşavlar da "Fındığımı şuanda satmayı düşünmüyorum. Serbest piyasaya satsam ucuza gidecek, TMO'ya gitsem alım şartları deniliyor. 2.5 ton fındığım var ama TMO bunu sadece 400 kilosunu alıyor. Geri kalanı ise tüccara vermek zorunda kalıyorum. Ancak serbest piyasadaki fiyatlar maliyetlerin altındadır. Biz de çaresiz serbest piyasaya mahkumuz” dedi.  Öte yandan TMO Giresun kalite fındığı 132 liradan alırken, fındık tüccarı aynı fındığı serbest piyasada 128 liradan, FİSKOBİRLİK ise 126 liradan alış yapıyor. 

Fındıkta Belirsizlik Haber

Fındıkta Belirsizlik

Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, fındık fiyatlarına ilişkin, "Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır” dedi.   Her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75'inin Türkiye'den karşılandığını belirten Pehlevan, “Fındık Karadeniz bölge halkının önemli bir kısmının geçim kaynağıdır. Aynı zamanda fındığın sosyal boyutu da oldukça önemlidir. Üretim alanı Düzce'den Artvin'e, Trabzon'dan Gümüşhane, Tokat'a kadar 16 ilde, 123 ilçede ve 3 bin 200 köyde 720 bin hektar alanda 500 bin çiftçi ile her yıl dünyanın fındık ve mamulleri ihracatına konu olan fındığın yaklaşık yüzde 75'i ülkemizden karşılanmaktadır. Üretici, tüccar, fabrikalar ve ihracatçıları da hesaba katarsak direkt ve dolaylı olarak 5 milyondan fazla kişiyi ilgilendirmektedir. Bu kadar geniş bir etki alanına sahip olan fındık politikaları oluşturulurken çok daha hassas davranılmalı. Ülkemizde yetişen fındığın kalitesi ve aroması bakımından tartışmasız dünyada olmazsa olmaz kalitesinin değerini bilerek stratejilerimizi bu realite doğrultusunda yapmalıyız” dedi.  "Üreticinin fazla talebi yok"  Üreticinin fazla bir talebi olmadığını ifade eden Pehlevan, “Üreticilerimizin çok fazla talebi yok. Sadece istenen üretim maliyetinin üzerine yaşam payının koyularak çiftçinin alın terinin karşılığını alacağı taban fiyatının açıklanması ve aracıların ise bu taban fiyatın altında fındık almasının önüne geçilmesidir. Aksi takdirde üretici bu ekonomik koşullarda mağdur olup zarar edecek, üretimden kopacak, kaybeden bütün paydaşlar ve hepsinden önemlisi ülkemiz olacaktır. Bugün yapılması gereken çiftçiye çeşitli söylemler ile ayar vermek değil, üreticinin alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Bunun yolu da çiftçinin malını ucuza kapatmak değildir. Fındığın gerçek değerini bulacak piyasa şartlarının oluşturulmasıdır” diye konuştu.  "Dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var"  Pehlevan, “Öncelikle yapılması gereken fındık alımının Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden değil, devletin fındık üreticisinin örgütü olan Fiskobirlik üzerinden alım politikası oluşturarak üreticilerin tekelleşmeye karşı korunmasını sağlamaktır. 90 yıllık tecrübeye sahip, kendi entegre tesislerinde ürünü işleyen ve aracı kullanmadan fındığı dış pazara sunma kabiliyeti olan ve dünyada marka değeri yüksek Fiskobirlik gibi bir kurum var. Fındık fiyatına ayar verecek olan, güçlü devlet destekli alım politikası ile Fiskobirlik'tir. TMO ise almış olduğu fındığı üzerine belli bir kar koyarak satacağı yer yine üreticiye ayak oyunları yapan büyük aktörler. TMO'nun satış yapmış olduğu dönemde ise fındık fiyatlarındaki düşmelerden çiftçiler inanılmaz zararlar etmektedir. Fındık tarımının sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz olan, Fiskobirlik'in işlevsel hale getirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve rekabet kurulunun sahada olmasıdır” dedi. "170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir"  Fındık taban fiyatının 170 TL olması gerektiğini söyleyen Pehlevan, “Karadeniz'in olmazsa olmaz tarım ürünü fındığın belirsizlik içerisinde olması kabul edilemez. Geçtiğimiz yıla göre verimin yüksek olması beklenen bu yıl, fındık üreticisi umutsuz, çaresizlik ve belirsizlik içerisinde beklemektedir. En kısa zamanda belirlenen 120 TL maliyetin üzerine yüzde 30'luk yaşam payı ilave edilerek üreticiyi memnun edecek 170 TL taban fiyat belirlenmesi gerekmektedir. Dünya fındık piyasasının yüzde 75'ine hükmettiğimiz ve 5 milyon insanımızın içerisinde olduğu fındık, yabancı tekellere bırakılacak bir ürün değildir. Fındık üreticileri kaderine mahkûm edilmesin. Acilen TBMM'de iktidarı ve muhalefeti ile birlikte milli ürün olmanın bütün şartlarını taşıyan fındığın milli ve stratejik ürün kapsamına alınmasının mimarı sizler olun” diye konuştu. 

Karadeniz fındığının kalitesi bir kere daha ispatlandı Haber

Karadeniz fındığının kalitesi bir kere daha ispatlandı

Karadeniz fındığına alternatif olarak 70 milyon dolarlık yatırım yaparak Avustralya’da 1 milyon fındık ağacı diken İtalyan firması Ferrero, iklimsel sorunlar nedeniyle projeden vazgeçip tahliye kararı aldı. Konuyla ilgili olarak Türk fındığının, özellikle Giresun kalite fındığının alternatifsiz olduğunu ifade eden Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, "Ferrero firmasının Türk fındığına değişik yerlerde alternatif aramaya çalıştığını biliyoruz. Aslında Türk üreticisinin sırtından para kazanarak belli bir noktaya gelip, ticaretini sürdüren bir firmanın Türk fındığına alternatif üretme çabalarını hayretle karşılıyoruz. Aslında Türk üreticisi desteklenmeli, Türk fındığı üzerinde çalışma yaparak verimi artırılmalıdır. Biz söz konusu firmanın alternatif aramasına gerek olmadığını, bu yanlıştan dönmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatarak, yapmış oldukları yatırımların da her zaman elinde patlayacağını biliyoruz. Gürcistan’da vazgeçti, Avusturalya’da vazgeçti ve vazgeçmeye de devam edecektir. Biz Türk fındığının, hele ki Giresun fındığının hiç alternatifi olmadığını tekrar hatırlatmak isteriz” dedi. "Türk üreticisinin sırtından kazanıp, başka yere yatırım yapamazsınız" Karadeniz Bölgesi’nin iklim ve toprak yapısının fındığını alternatifsiz yaptığını da ifade eden Karan, “Bilinen tarihi ile ilimizde 5 bin yıldır fındık üretimi, bin 400’lü yıllardan beri de fındık ihracatı yapılmaktadır. Bizim Karadeniz Bölgesi’nin iklim yapısı, toprak yapısı farklıdır. Giresun kalite sadece Trabzon Çarşıbaşı ilçesi ile Ordu Perşembe arasında belli bölgelerde yetişiyor. Çünkü bu dar bölgenin yağış oranı daha farklı. Buraların dışında başka bölgelere aynı fındığı diktiğimizde aynı verimi ve kaliteyi alamıyoruz. Biz bu nedenle Türk fındığının ve Türk üreticisinin desteklenmesini istiyoruz. Türk üreticinin sırtından kazanılan paralarla başka yerlerde alternatif aranmaması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu. "Kaliteli mamul için Türk fındığı şart" Fındığı ara mamule dönüştürerek, fındığa katma değer sağlayan işletmeci Ayhan Akten ise, “Yapılan fındık mamullerinde elde edilmesi gereken bir tat ve kalite olması gerekiyor. Bu da ancak Karadeniz fındığıyla mümkün. Fındığın maliyetli olmasından dolayı dünyanın en büyük fındık alıcısının da bir arayış içerisine girdiğini düşünüyoruz. Bir de Türkiye’nin elinden bu gücü alma çabası var. Ancak şu var ki, kaliteli ve iyi ürün yapılacaksa Türk fındığını kullanmak zorundadır. Çünkü kaliteli fındık bu topraklarda, bu coğrafyada oluyor, en güzeli de Giresun’da oluyor. Dolaysıyla buradan Giresun fındığını alıp Avusturalya’ya veya başka ülkelere götürdüğünde aynı uyumu göstermeyeceğinden saman gibi bir tat ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu. "Türk fındığına alternatif arıyorlar ama yetiştiremiyorlar" Türk fındığına alternatif olarak dünyada farklı ülkelerin farklı ürünler üretmeye çalıştığını anlatan Mustafa Kankaya, “Dünyada tekel olmuş, Türkiye’deki en büyük alıcı Ferraro da dünyanın farklı ülkelerinde iyi tarım projeleri uyguluyor. Bunlardan birisi olan herkesin malumu olduğu 70 milyon dolarlık projeden vazgeçti. Bunun sebebi, fındığın ait olduğu coğrafyadaki iklim şartlarında yetişememesi. Fındık Allah’ın bu coğrafyaya, bu iklime verdiği bir nimettir. Ne kadar çabalarsa çabalasınlar, katma değer sağlayacak bir verime ulaşamıyorlar. Dünyada ve Türkiye’de birçok firma Azerbaycan’da, Gürcistan’da arazi satın alıp iyi tarım projeleri uyguluyorlar ama istenilen seviyeye ulaşamıyorlar” ifadelerini kullandı.

Kendi fındık atölyesini kurdu, kendi markasını oluşturdu Haber

Kendi fındık atölyesini kurdu, kendi markasını oluşturdu

Artvin’in Borçka ilçesinde yaşayan ünivresite mezunu Esra Zengin, atama bekleyip umduğu olmayınca boş durmadı kendi fındık atölyesini kurdu. Girişimci Esra Zengin, ailesiyle birlikte ürettiği fındığı kurduğu atölyede işleyerek kendi markasıyla pazarlıyor.   Karadeniz Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezun olan 27 yaşındaki Esra Zengin, girdiği sınavlardan sonra uzun süre ataması yapılmayınca ürettiği fındığı ve üreticilerden satın aldığını atölyede işleyerek kendi markasını oluşturdu. Fındık üzerine iş kurmak için araştırmalara başlayan Zengin, fındığa katma değer sağlayan küçük bir işletmeyle yurt içinde pazar payını artırmayı hedefliyor.  Fındık kırma, kavurma ve paketle işleminin yanı sıra, ün yapmış ezmesiyle satışa hazır hale getiriliyor. Fındığı tek tek elden geçiren genç ve ekip arkadaşları, çürük fındıkları seçmenin yanı sıra, boyutlarına göre bile ayırıp paketliyor. Şimdilik iç piyasada satış yapan Zengin, hedefi atölyesini büyütüp, yurt dışına açılmak olduğunu söyledi.  Genç girişimci Esra Zengin yaptığı açıklamada, "Okuldan mezun olduktan sonra uzun süre ne yapabileceğimi araştırdık ve sonunda kendi yöremize ait bir işletme kurarak fındığa katma değer sağlayacak bu işletmeyi kurmaya karar verdik. Yaklaşık 700 bin liraya mal olan atölyemizde bir ton civarında fındığı işleyip kavrulmuş iç fındık ve fındık ezmesi olarak iç piyasada pazarlıyoruz. Fındık ezmemizin hiçbir katkı maddesi olmayıp tamamen organik ve doğal bir besin ürünüdür, işletmemize sipariş verenler ise tadında doyumsuz bir lezzet aldıklarında, tekrar ezme ve kavrulmuş sipariş alıyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.