Hava Durumu

#Gelenek

Yeni Marmara Gazetesi - Gelenek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gelenek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Dünyanın Farklı Kültürleri: Gelenekler, Ritüeller ve Yaşam Tarzları! Haber

Dünyanın Farklı Kültürleri: Gelenekler, Ritüeller ve Yaşam Tarzları!

Japonya: Çay Seremonisinin Zarafeti: Japonya’da çay seremonisi, “sado” ya da “chanoyu” olarak bilinir ve adeta bir sanat formudur. Bu ritüel, çayın hazırlanmasından sunumuna kadar her aşamada derin bir huzur ve dinginlik içerir. Seremoninin her hareketi özenle yapılır ve konuklara saygı gösterilir. Japonya’da bu gelenek, misafirperverliğin ve zarafetin simgesidir. Hindistan: Holi Festivali’nin Renkli Coşkusu: Hindistan’ın Holi Festivali, baharın gelişini kutlamak için düzenlenen rengarenk bir etkinliktir. Katılımcılar, renkli tozlarla birbirini boyar ve sokaklarda neşeyle dans eder. Bu festival, aynı zamanda kötülüğün iyilikle yenilmesini sembolize eder ve toplumsal bağları güçlendirir. Holi, Hindistan’ın canlı kültürel mirasının en renkli örneklerinden biridir. Meksika: Ölüler Günü’nün Anlamlı Kutlaması: Meksika’da Dia de los Muertos, yani Ölüler Günü, atalarını anmak için düzenlenen renkli ve anlamlı bir festivaldir. Aileler, sevdiklerinin ruhlarına ithafen mezarları süsler, yiyecekler ve içecekler sunar. Bu gelenek, ölümün doğal bir parçası olarak kabul edildiği Meksika kültürünün derin manevi yönünü yansıtır. İskoçya: Highland Oyunları’nın Heyecanı: İskoçya’nın Highland Oyunları, geleneksel sporlar, dans ve müzikle dolu bir etkinliktir. Güç ve dayanıklılık gerektiren çeşitli oyunlar, İskoç kültürünün savaşçı ruhunu kutlar. Kilt giyen katılımcılar, çekiç atma, kütük fırlatma gibi yarışmalarda hünerlerini sergiler. Highland Oyunları, İskoçya’nın tarihine ve kültürel mirasına duyulan büyük bir saygıyı temsil eder.

Bu Köyde Asırlardır Davul Çalmak Yasak Haber

Bu Köyde Asırlardır Davul Çalmak Yasak

Taşlıca köyü, birçok farklı efsaneye ev sahipliği yapıyor. Gelin alayının davulla geçişi sırasında taş kesildiği Gelin Kayası efsanesi de asırlardır kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Köyde bulunan Gelin Kayası, adını sahip olduğu ilginç hikayeden alıyor. Kayanın görünümü, uzaktan bakıldığında at üzerindeki bir gelini anımsatıyor. Efsaneye göre çok eski zamanlarda gelin alayı köyün içinde ilerlerken, bu sırada ibadet eden Oruç Gazi davul ve zurna sesinden rahatsız oluyor. Yapılan uyarılara rağmen düğün alayı yoluna daha sık davul çalarak devam ediyor. Bu sırada orada bulunan herkes taşa dönüşüyor. Efsane nedeniyle köyde düğünlerde asırlardır davul çalınmıyor. Oruç Gazi'nin Alaaddin Keykubat döneminde 1200'lü yıllarda yaşadığını belirten Taşlıca köyü sakinlerinden Ali İhsan Gökmen, “Oruç Gazi, bu bölgelerde dini konuları işlemiştir. O dönemki evliyalarımızın bir kolu olan Oruç Gazi, bizim köyümüze Allah'ın takdiriyle nasip olmuş. Burada tekkesini kurmuştur ve yine burada talebeler yetiştirmiştir. Ondan dolayı bizim çok ilgi ve saygı duyduğumuz, bayramlarda, özel günlerde gelip ziyaret ettiğimiz, dua ettiğimiz büyük bir zattır” dedi. Köyde uzun yıllardır davul çalınmadığını ifade eden Taşlıca Köyü Muhtarı Birol Özdemir ise, “Efsane olarak tüm Türkiye'de biliniyor bu. Fakat bizim bildiğimiz şu şekilde; burada yaşamış Oruç Gazi adında biri var, bir de annesi Kırmızı Ebe var. Oruç Gazimiz ibadet halindeyken buradan gelin alayı geçiyor. Gelin alayı geçerken Oruç Gazi yaptığı ibadeti huşu içerisinde yapamıyor ve çok rahatsız oluyor. Bu arada da gelin alayı bu eğlencenin dozajını arttırıyor. Bunun üzerine Allah vasıtasıyla bu insanlar üç defa uyarılıyor. Gelin alayı da yine bu uyarılara uymuyor, ardından gelin alayının burada taş olduğuna inanılıyor” ifadelerini kullandı. Gelin Kayası efsanesi anlatılırken yanlış anlaşılan noktalar olduğunu belirten Özdemir, “Oruç Gazi'nin gelin alayını uyardığını ve daha sonra da bu uyarıların ardından eğlenceye devam edilmesi üzerine ‘Allah sizi taş etsin' gibi bir beddua ettiği söyleniyor. Bu yanlış, çünkü ermiş insanlar beddua etmezler. Burada rahatsız olunduğu için Allah tarafından gelin alayına ikaz geliyor. Oruç Gazi'nin bedduası yoktur” şeklinde konuştu. “Burada düğünlerde asla davul çalınmaz” Bu efsanenin Taşlıca köyünün bir kültürü haline geldiğini ifade eden Özdemir, “Biz burada davul çalmıyoruz. Mesela ben aracımla gelirken köyün girişine geldiğim zaman aracımın teybini kapatırım. Oruç Gazi'nin türbesine giderken veya Kırmızı Ebe türbesine giderken müzik sesini kısarız ve burada davul asla çalınmaz. Düğünlerde asla davul çalınmaz, eski Türk geleneğinden gelen sinsin oyunu oynanır, türlü eğlenceler yapılır düğün sahipleri arasında ama kesinlikle davul çalınmaz. Geçmişte de ‘Bu köyde davul nasıl çalınmaz, ben davul çalacağım' diyenlerin başına rivayete göre farklı musibetler gelmiş. Biz bunu yüzyıllardır, yaklaşık olarak 1200'lü yıllardan 2024'e kadar davul çalmama geleneğimizi devam ettiriyoruz” diye konuştu. "Geçmişte inanmayıp davul çalanlar felç oldu" Geçmişte köyde davul çalmaya çalışanların başlarına türlü musibetlerin geldiğini söyleyen Hikmet Gökmen ise, “Davul zurna çalan bir komşumuz vardı. Davul ekibiyle bizim köyden geçerken bizim köyde davuluna vuruyor. ‘Siz burada çok abartıyorsunuz böyle bir şey olmaz' diyerek davul çaldığını biliyoruz. Davulu çalıp ardından kendi köyüne gittiğinde adam rahatsız olup felç oldu ve o sürede hiç kalkmadan vefat ettiğini biliyoruz. Bizim yaşadığımız bir olay bu. Ben 1950 doğumluyum ve 10 ile 12 yaşlarımdayken bu mevzu meydana geldi. Sadece o adam çalmış, o da rahatsız olmuş, felç kalmış ve vefat ettiğini biliyoruz. Bu duyum değil, bizim yaşlarımızdakilerin yaşadığı bir şey” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.