Hava Durumu

#Güneş Yanığı

Yeni Marmara Gazetesi - Güneş Yanığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güneş Yanığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Güneş Yanığı Kansere Sebep Oluyor Haber

Güneş Yanığı Kansere Sebep Oluyor

Tatil bölgelerinde güneşin keyfini çıkarmak kadar güneşin zararlı ışınlarından korunmak da oldukça önem taşıyor. Özellikle çocukların uzun süre güneş altında kalmaması gerektiği konusunda aileleri uyaran Dr. Öğr. Üyesi Elif Cömert Özer, “Çocukluk çağında su toplayacak ölçüde güneş yanığı geçirilmesi ileri yaşlarda melanom adı verilen deri kanser riskinde 8 kata kadar artışa neden olmaktadır” dedi.  Yaz ayının gelmesi ve 9 günlük Kurban Bayramı tatilinin birleşmesiyle birlikte tatil planları hazırlandı. “Peki güneşten doğru korunma nasıl olmalı? Güneşten yüzde yüz korunma mümkün mü? Güneşin altında uzun süre kalmak hangi sağlık sorunlarına yol açar? Cilt hastalıklarına neden olur mu? Güneş koruyucular ne kadar etkili?” Bu soruların yanıtlarını Biruni Üniversite Hastanesi Dr. Öğr. Üyesi Elif Cömert Özer verdi. Özellikle aileleri uyararak çocukların güneşe maruz kalma süresine dikkat etmek gerektiğine vurgu yaptı.  “Güneş ışınları cilt kanserlerinin de bir numaralı nedeni”  Güneş ışınlarının zararlarından söz eden Dr. Öğr. Üyesi Elif Cömert Özer, “Bu soru belki de en çok leke problemi yaşayanların aklına takılan bir soru. Aslında genç, yaşlı, kadın, erkek demeden güneşten iyi korunmamız gerekiyor. Güneş ışınlarının özellikle cilt sağlığı üzerine birçok kötü etkisi mevcut. Çok sayıda cilt hastalığının altında güneş ışınlarının verdiği hasar yatıyor. Son dönemde özellikle güneş ışınlarının foto-yaşlanma adı verilen yaşlanma bulgularını arttırıcı etkisinden sıkça bahsediliyor olsa da güneş ışınları özellikle cilt kanserlerinin de bir numaralı nedeni. Cilt kanserleri toplumda hem erkek hem de kadınlarda en sık karşılaşılan kanser türü. Melanom, skuamoz hücreli kanser, bazal hücreli kanser olarak isimlendirdiğimiz bu kanserlerin en önemli risk faktörü güneş ışınları” dedi.  “Öğle saatlerinde güneş altında bulunmaktan kaçınmamız gerekiyor”  Korunma yöntemlerinden bahseden Özer, “Güneş ışınları yani ultraviolet ışınları derimize temas ettiğinde derinin tabakalarını geçerek deriyi oluşturan hücreler tarafından emiliyor ve bu emilim sonucunda çeşitli oksidan maddeler ve tepkimeler ortaya çıkıyor. Korunma sağlamak için deri tarafından emilimini önleyecek önlemler almamız gerekli. Bunların başında tabi ki güneş koruyucular ve fiziksel koruyucular geliyor. Özellikle güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde (saat 11 ile 4 arası) mümkün olduğunca dışarıda güneş altında bulunmaktan kaçınmamız gerekiyor. 50 SPF ve üzeri güneş koruyucuları güneşe çıkmadan 15-20 dakika önce uygulamalı ve 2-3 saat aralıklar ile mutlaka yenilemeliyiz. Ek olarak deniz veya havuza girdiysek çıktıktan sonra tekrardan yenilememiz gerekiyor. Özellikle bebek ve çocuklarda güneş koruyucuların yoğun kullanımından kaçınmak için UPF (ultraviolet protection factor) yani güneş ışını koruması içeren kıyafetler ile vücut bölgelerinde koruma sağlayabiliriz” diye konuştu.  “Tüm vücut için yaklaşık 2 yemek kaşığı güneş koruyucu”  Güneş ışınlarından yüzde yüz korunmanın mümkün olmadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Elif Cömert Özer, “Güneş koruyucular teorik olarak SPF 30 yüzde 96, SPF 50 ise yüzde 98 güneş koruması sağlarken günlük hayatta güneş koruyucuların kullanım şartlarını düşündüğümüzde bu çok doğru değil. Bu oranlar ancak güneş koruyucuları doğru miktar ve doğru aralıklar ile uyguladığımızda doğru olacaktır. Yüz ve boyun bölgesi için 2 parmak uzunluğunda, tüm vücut için ise yaklaşık 2 yemek kaşığı güneş koruyucu kullanmamız gerekiyor. Maksimum koruma sağlamak için güneş koruyucular ile birlikte fiziksel önlemler ve güneşe maruz kalma süresine dikkat etmek en doğrusu olacaktır” şeklinde konuştu.  Sıvı kaybıyla beraber ciddi problemler ortaya çıkabilir  Uzun süre güneş altında kalmanın, güneş yanıklarına ve güneş çarpmasına neden olabileceğini söyleyen Cömert Özer, “Güneş yanıkları yaz dönemi, özellikle tatillerde korumasız bir şekilde uzun süreli maruz kalmayla veya özellikle açık tenli kişilerde kısa süreli maruz kalmalarda dahi meydana gelebilir. Güneş yanıkları sonrasında vücutta yüksek sıvı kayıpları meydana gelir ve özellikle çocuklarda ciddi problemlere yol açabilir. Ayrıca çocukluk çağında su toplayacak ölçüde güneş yanığı geçirilmesi ileri yaşlarda melanom adı verilen deri kanser riskinde 8 kata kadar artışa neden olmaktadır. Buna ek olarak güneş yanıkları sonrasında lekelenmeler ve izler de gelişebilir” ifadelerini kullandı.  “Baygınlık, bilinç bulanıklığı, bulantı gibi belirtiler ortaya çıkar”  Güneş çarpmasıyla ilgili bilgi veren Elif Cömert Özer, “Güneş çarpması ise uzun süreli güneş maruziyeti sonrasında yüksek sıvı kayıpları ve vücut ısısının yüksek değerlere ulaşması durumuna verilen isimdir. Vücut sistemleri bir süre sonra vücut ısısını kontrol edemez hale gelir ve yükselen vücut ısısı ve dehidratasyon nedeniyle baygınlık, bilinç bulanıklığı, bulantı, baş dönmesi, başağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu durumda gerekli medikal yardımın alınması çok önemlidir. Güneş çarpması meydana gelen bir kişi ile karşılaştığımızda yardım çağırdıktan sonra kişiyi soğuk ve gölge bir alana taşımalı, vücudunu ve kıyafetlerini su ile ıslatarak yardımın gelmesini beklemeliyiz” dedi.

Göz de güneş yanığına dikkat!  Haber

Göz de güneş yanığına dikkat! 

Göz sağlığı için UV ışınlarından korunmanın önemine dikkat çeken Optisyen İlkay Altunsoy, güneş gözlüklerinin dört mevsim kullanılması gerektiğini söyledi. Gözlüğün kişinin yüz ölçülerine uygun olmasının önemini vurgulayan Altunsoy, özellikle kaşların çerçevenin içine alınması ve şakaklara doğru uzanan kalın saplı çerçeveler ile tam koruma sağlanması gerektiğini söyledi.   İstanbul Atlas Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Optisyenlik Programı Öğretim Görevlisi, Optisyen İlkay Altunsoy, göz sağlığını korumada önemli bir rolü olan güneş gözlüğünün kullanımı sırasında dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin değerlendirmede bulundu.    UV ışınlarından korunmak gerekiyor  Ultraviyole (UV) ışınlarının göz sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu belirten İlkay Altunsoy, “Özellikle gözümüzün görüp algılamadığı fakat güneş ışığı bileşeni olarak hem cildimiz hem de göz sağlığımız açısından zararlı etkileri olan UV ışınlarından korunmamız esastır. Gözün UV’den zarar görmesi, güneş ışığında bulunan zararlı elektromanyetik dalgaların gözün çeşitli tabakalarından geçip hücrelere zarar vermesi ile başlar. Nasıl ki cildimizi korumak için güneş koruyucu kremler kullanıyorsak göz sağlığımızı korumak için de UV korumalı camı olan güneş gözlüğü kullanmak oldukça önemlidir” diye konuştu.  Katarakt riski oluşturuyor  UV ışınlarının, uzun vadede göze zarar vererek göz merceğinin şeffaflığını kaybedip katarakt gelişmesi riskini arttırdığını belirten Altunsoy, “Bunun yanı sıra göz çevresinde kırışıklık, sarkma ve lekelenme gibi foto yaşlanma riski de artmış olur. Görme sinirlerine verdiği hasar ise halk arasında ‘sarı nokta’ hastalığı olarak bilinen makula dejenerasyonu olarak karşımıza çıkar ve tedavisi zor ve meşakkatlidir” dedi.    Gözde güneş yanığına dikkat!  Gözün sadece yaz aylarında değil, kış mevsiminde de korunmasının önemli olduğunu vurgulayan İlkay Altunsoy, “En çok UV’ye maruz kalınan karlı, buzlu ve parlak zeminli ortamlarda ise gözün en dış tabakası olan kornea zarar görerek ‘fotokeratit’ yani güneş yanığı oluşur ve ağrılı, geçici bir körlük meydana gelir” uyarısında bulundu.  Gözlük koruyucu sağlık işlevi görüyor  Güneş gözlüğünün sadece aksesuar olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade eden Altunsoy, “UV ışınlarının verdiği zararlar başlangıçta fark edilmeyip zamanla gözde kalıcı tahribatlara neden olabilir. Bu kapsamda güneş gözlüğünü sadece moda aracı olarak kullanılan bir aksesuar değil, aynı zamanda koruyucu sağlık işlevi olan bir gereç olarak görmek gerekir” diye konuştu.    Güneş gözlüğü seçerken bu tavsiyelere kulak verin  Öğretim Görevlisi, Optisyen İlkay Altunsoy, güneş gözlüğü seçerken dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:  “Güneş gözlüğü seçiminde öncelik, bu gözlüklerin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış, her altı ayda bir İl/İlçe Sağlık Müdürlükleri tarafından denetlenen ‘Optisyenlik Müesseselerinden’ alınması gerekir.”  “Güneş gözlüğünün markasının, modelinin, görüntüsünün nasıl olduğundan çok güneş camının hem UV-A hem de UV-B ışınlarını absorbe eden UV-400 korumalı olmasına önem vermek gerekir.”  “Güneş gözlüğü, kullanacak kişinin yüz ölçülerine uygun bir ekartmanda olması gerekir. Ekartman gözlük camının yerleştirildiği halkanın soldan sağa düz olarak ölçülen milimetrik değeridir ve bu ölçü gözlük sapında yer alan 3 ölçüden ilkidir. Ortadaki burun aralığı ve sonuncusu ise sapların uzunluğunu belirtir. Özellikle kaşlar çerçevenin içine alınmalı ve şakaklara doğru uzanan kalın saplı çerçeveler ile tam koruma sağlamalıdır. Küçük ekartmanlı, daha çok lüks markaların moda amaçlı kullanılan çerçeveleri maalesef üstlerden ve yanlardan zararlı UV ışının girmesini engellemez. Bu nedenle hem göz sağlığımız hem de göz çevresi cildimiz korunmamış olur.”    Polarize güneş gözlüğünü kimler kullanmalıdır?  “Polarize güneş gözlüğü olarak adlandırılan yansıma ve parlamaya karşı koruyucu filtreli güneş camları deniz ya da ıslak yüzeylerden gelen yansıma ve parlamayı engelleyerek kontrastlık sağlayıp net bir görüntü elde etmek için kullanılır. Genellikle uzun süre araç kullanan sürücülere sürüş güvenliği sağlanması açısından, balıkçılara denizin altını daha net görmeleri amacıyla, su sporları, kayak, golf, bisiklet sürüşü gibi dış mekan sporcularına ve de katarakt ameliyatı geçirmiş ışık hassasiyeti olan kişilere önerilir. Her polarize güneş camı UV korumalı demek değildir ve alırken emin olmak için kontrol ettirilmelidir.”  “Ayna kaplamalı güneş gözlükleri ise kar yağışı olduğunda UV’nin yüzde 50- yüzde 90 oranında olduğundan daha fazla yansımasından dolayı kar tatili yapanlar için ve de kayak sporu ile ilgilenenler için idealdir. Ayna kaplama özelliğinin amacı gelen zararlı ışınları olduğu gibi geri göndermektir.”  Dört mevsim güneş gözlüğü kullanılmalı  “Avrupa Birliği Standartları koruma basamaklarına uygun güneş camı rengi seçilmelidir. 0, 1, 2, 3, 4 en açık renkten en koyu renge kadar kategorilenmiş güneş camları renkleri mecvuttur. Mevsime göre bu kategoriden güneş camı rengi seçilip gözleri UV’nin zararlı etkilerden korumak gerekir. Yani sadece yaz mevsiminde değil, dört mevsim uygun renk güneş camı kullanarak tam koruma sağlanmalıdır. Bunlardan 4. kategori güneş camı yüzde 95 görünen ışığı engellediği ve yüzde 5 gözlere ışık gelmesini sağladığı için motorlu araç kullanıcıları için uygun değildir ve yasaktır.”  “Güneş gözlüğü olarak kullanılacak çerçevenin de sağlığımızı tehdit etmeyen, içeriğinde kanserojen madde barındırmayan kimyasallardan elde edilmiş olmalıdır. Kolay tutuşan, yanıcı bir maddeden yapılmamış olmalıdır. Yüzümüze ve gözümüze zarar verecek herhangi bir çıkıntısının olmadığından da emin olunmalıdır.”  “Kullanılacak güneş gözlüğünün kaliteli olduğundan emin olunmalıdır. Çünkü kalitesiz ve uygun bir optik müesseseden alınmayan güneş gözlükleri hiç güneş gözlüğü takmamaktan daha tehlikelidir. Bu ürünler göze takıldığında cam rengi koyu olduğu için gözlerimizi kısmayarak ve göz bebeğimiz küçülmeyerek doğal koruma sağlanmamış olur ve UV direk gözün içine girerek hücrelere zarar verir.”  “Kullanılacak güneş gözlüğünün UV-A ve UV-B ışınlarını engelleyen UV-400 korumalı olduğundan emin olunmalıdır ve UV korumalı olup olmadığından şüphe ediliyorsa optisyenlik müesseselerinde bulunan UV test cihazı ile kontrol sağlanmalıdır.”  “İnsan sağlığı ve güvenliği ile çevreye zarar vermeyeceği garanti altına alınmış Avrupa Birliği CE Standardı işaretinin olduğundan emin olunmalı ve garanti belgeleri ile teslim alınmalıdır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.