Hava Durumu

#Hakem

Yeni Marmara Gazetesi - Hakem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hakem haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Emre Belözoğlu: “Halil Umut Meler’i provoke edecek hiçbir tavır içinde bulunmadım” Haber

Emre Belözoğlu: “Halil Umut Meler’i provoke edecek hiçbir tavır içinde bulunmadım”

Sahanın içinde her futbolcunun, her teknik adamın yapmış olduğu davranışı bu işin provokasyonuymuş gibi göstermeye çalışmak, gerçekten uzaklaşmaktan öte bir şey değildir” dedi. Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında oynanan MKE Ankaragücü - Çaykur Rizespor karşılaşmasının ardından maçın hakemi Halil Umut Meler’e Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından saldırı gerçekleştirilmişti. Olayın ardından MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Belözoğlu, bir basın yayın organında yayımlanan “Emre Saldırttı” başlıklı habere ilişkin açıklamalarda bulundu. Saha içinde karışıklıkların yaşandığı esnada soyunma odasında olduğunu aktaran Belözoğlu, “Kendi odamdaydım. Hocalarım yardımcılarımı ilettikten sonra sahaya çıktım. Halil hoca ve ekibinin yanına giderek üzgün olduğumu ifade ettim. Daha sonrasında koridorda tekrar karşılaştık ve kendilerine sarılıp çok üzgün olduğumu, takımım adına üzgün olduğumu söyledim. 3-4 kere özür diledim ama biraz önce söylediğim yere geliyoruz. Maçtan sonra da maçın içinde de söyledik pek karşılığı olmadı herhalde yaptığımız özrün. Kendisi de bugün yapmış olduğu ifadede açıkçası kendisini ele vermiş oldu. Hem hoca olduğum süreçte hem de sporcu olduğum süreçte kendisinin bahsettiği olaydan sonra 14 tane maçıma birinci hakemlik görevi olarak atanmış. Hiç böyle bir olayımız olmadı. Hiçbir şeyimiz yaşanmadı. Biz hayır olan şeyleri genelde hatırlamaya çalışıyoruz. Bize kin olarak gelecek olayları hatırlamaya, unutmaya gayret eden bir yapıda bir insanım. Hayatım boyunca aksiyon içinde ani kararlar alarak ne yazık ki Türk futbolunda kötü çocuk oldum. Ben hayatım boyunca plan yaparak hiçbir maça çıkmadım. Bu planın içinde de olacak birisi değilim. Beni seven sevmeyen herkes de bilir ki ben kendi işimi kendim hallederim. Kimseyi de kullanmam. Başkanımız da kimsenin talimatıyla iş yapacak bir şahıs değildir” ifadelerine yer verdi. “Eşimden, 3 tane çocuğumdan ayrı bir şekilde Ankaragücü’nün başarısı için mücadele ediyorum” Gelinen noktada, Halil Umut Meler adına, Türk futbol adına bir spor adamı olarak üzgün olduğunu aktaran Emre Belözoğlu, “Ben bu mesleği çok seviyorum. Futbolu çok seviyorum. Bu işte çok emeğim var. Ben Ankara'da eşimden, 3 tane çocuğumdan ayrı bir şekilde Ankaragücü’nün başarısı için mücadele ediyorum ve benim için futboldan çok daha değerli olan bir şey var aile. Kendisi de yapmış olduğu röportajda bunu ifade etmiş. Ailesinden de kendisinden de özür dilemediğine dair ama yakında görüntüler de çıkar. Kendisinden özür dilediğime dair de görüntüler çıkar. Hiç kimsenin ailesinden de daha değerli değildir futbol. Kendisinin de ailesiyle beraber çok sağlıklı, huzurlu bir yaşantısı olmasını temenni ediyorum. Bu iyi deliklerimi de kendisine ileteyim ama sözün başında söylediğim gibi bence haklı olanın acelesi yok. Bence kendisi çok acele etti. Yakın arkadaşlarıyla da ulaşmaya çalıştım. Maçtan sonra da telefonla da aradım. Müsait olmadığını ilettiler bana. Bu algının gerçeğin önüne geçme hali yeterince yorucu olmaya başladı” dedi. “Bu maç dahil olmak üzere kendisini provoke edecek hiçbir tavır içinde bulunmadım” Halil Umut Meler’e ailesiyle sevdikleriyle uzun, sağlıklı bir ömür dileyen Belözoğlu, “Meler, provokasyondan bahsetmiş bizle alakalı tekrar onu da getireyim. Bunu da özellikle söylemek istiyorum. Bir ara kendi maçlarını izlerse, geçmişe dönük, provokatif tarafın bizim olmadığımızı net şekilde görebilir. Ben bu maç dahil olmak üzere kendisini provoke edecek hiçbir tavır içinde bulunmadım. Sahanın içinde her futbolcunun her teknik adamın yapmış olduğu davranışı bu işin provokasyonuymuş gibi göstermeye çalışmak, gerçekten uzaklaşmaktan öte bir şey değildir. Yaşanan olaydan dolayı çok üzgünüm, çok ama çok kırgınım. Kendisinin yaşamış olduğu duyguyu anlamaya çalışarak, ona yardım etmeye çalışan birisi olarak ben de kırgınım ama bu alınganlıkları bu sayfayı bugün bitirmek istiyorum. Sadece ve sadece futbola motive olmak, yarınki maça oyuncularımı hazırlamak istiyorum” şeklinde konuştu. “Orada maçın değerlendirmesini kendisiyle yapıyoruz” Maç sonu Çaykur Rizespor’un Teknik Direktörü İlhan Palut’un yanına giderek tebrik ettiğini aktaran Belözoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bir şey yapmak isteyen direkt yan kulübedeki meslektaşına gitmez. Ben kendisine tebrik etmek amaçlı, geçmiş olsun demek amaçlı geldim ve orada biz hakemle alakalı kendi içimizde bir değerlendirme yapıyoruz. Benim orada hakeme gitme isteğimi ne meslektaşım ne de başka birisi durdurmadı. Öyle bir şey yaşanmadı. Bunu yaşanmış gibi göstermeye çalışmak da sadece bir algı. Orada bir tane fotoğraf üzerinden, bir tane görüntü üzerinden değerlendirirken bunlar daha önce Türk futbolunda sanki hiç olmamış, herhangi bir hakeme karşı el kol hareketleri olmamış ya da sahanın içinde, futbol içinde bunlar yokmuş gibi davranarak, olayın azmettiricisi gibi gösterilmeye çalışmaya cümle bulamıyorum. İlhan Hoca da dahil olmak üzere benim hocaya gitme isteğimi durduran hiç kimse yok. Orada maçın değerlendirmesini kendisiyle yapıyoruz. Bence çok acele edilmiş bir açıklama. Çok alelacele yapılmış, haklı olduğuna inanıyorsa yapmaması gereken bir röportajdı bu ama ne yazık ki gerçeklerin de bir gün ortaya çıkma huyu vardır, o da ortaya çıkar. Bizim hatamız varsa hiçbir zaman özür dilemekten geri durmadık ki ben kulübüm adına kendisinden özür dilememe rağmen şu an yapılmaya çalışılan algının gerçek olmadığını göstermek adına bu basın açıklamasını yapıyoruz. Orada da beni hiç kimse durdurmadı, durdurmaya da ihtiyacım yok. Bunu geçmişte hata yapmış birisi olarak samimiyetle söylüyorum. Ne ben kimsenin durdurabileceği birisiyim. O konumda önce hakeme giderim. Önce meslektaşıma gitmem. Bu konuşulanları da komik bulmuyorum açıkçası. Türkiye'de çok bilinen bir gazetenin baş sayfasında bunların konuşulmasını komik bulmuyorum, konuşulması gerekenin bu olmadığını düşünüyorum” “Annem benim yüzümden çok sıkıntı çekti” Futbol konusunda çekincesinin olmadığını belirten Belözoğlu, “Herkes anında sosyal medyada postlar paylaşıyor sporcusu, teknik adamı, yöneticisi ne kadar da güzel birleştirici üslupla. Keşke hep böyle olsa. Kötü çocuk biz oluyoruz. Problem yok, benim çekineceğim hiçbir şey hayatımda olmadı. Hele mevzu futbol olursa çekineceğim hiçbir şey olmadı. Tabii ki eşlerimiz, ailelerimiz görüyorlar, üzülüyorlar. Annem benim yüzümden çok sıkıntı çekti ve babam aynı şekilde. Şimdi eşimiz var, çocuklarımız var, sorumluluklarımız var. Başkanımızın yaptığı hatayı değil, kendisini şahsına tanıdığıma binaen onu korumaya çalışmak başka bir şey değil. Yoksa burada bir hata vardır, kırmızı çizgi vardır. Fakat gerçekleri konuşmaktan ne zaman vazgeçip başka yerlere yöneldiğimizde orada benim endişelerim de ortadan kalkıyor. Çünkü gerçekten gerçekler konuşulmuyor” açıklamasını yaptı.

NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET Haber

NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET

ÜLKEMİZDE yaşanan şiddet olayları ve suç vakalarındaki artışın geldiği vahim noktayı her fırsatta dile getiren ve bu noktada bilimsel çalışmalar yapan, somut çözüm projeleri üreten Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) Kurucu Genel Başkanı Adem Solak isyan etti. Onca makale ve yazı, yüzlerce kitap, binlerce saha araştırması ve son olarak da şiddetle mücadele noktasında bilim insanları ile birlikte proje ortaya koyduklarını belirten Solak “Sanki havaya konuşuyoruz. Boşa kürek çekiyoruz. Yazıktır, günahtır. Bizi yok saymayın” diyerek tepkisini dile getirdi. 27 devlet üniversitesi, Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) ve daha onlarca kurumla birlikte yürütmeye çalıştıkları “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirilmesi Projesi’nin önemine değinen Adem Solak şunları dile getirdi: “Şiddet kültürü diye başladım çünkü ‘şiddet’ 21. yüzyılda tam dünyada /ülkemizde bir kültüre dönüştü. Şiddetin her türü (fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, siyasal…) bütün geçmiş zamanlara göre büyük bir artış trendi içinde. Şiddet zor ve kompleks bir konu olduğu için ülke yöneticileri anlamayı, önlemeyi daha çok sonraya (kendinden sonra geleceklere) bırakma eğilimi içinde olurlar. Bugün ülkenin şiddet yönünden mayın tarlasına dönüşmesinin en önemli nedeni de budur. ‘HER BEŞ SANİYEDE BİR ÇOCUK ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’ Artan şiddet türleriyle sarmaş-dolaş yaşamanın zorlukları ve bedelleri vardır. Yurttaşlar kendini güvende hissetmezler, korku kaygı içinde yaşamak iş verimlerini düşürür, hayat kalitelerini yerle bir eder ve daha da önemlisi bir bireysel silahlanma yarışı başlar. Dünden beri tüm medya ‘sporda şiddeti’ konuşuyor, yazıyor, çiziyor, tartışıyor. Dünden önce şiddet konusu yok muydu? Ülkemizde Her 5 saniyede bir çocuk şiddetin en az bir türüyle karşılaşıyor. Her 5 dakikada bir çocuk cinsel saldırıya maruz kalıyor. 5 MİLYON AÇIK DOSYA VAR Cumhuriyet Başsavcılıklarında şiddet nitelikli açık dosya sayısı 10 milyon, şüpheli sayısı 15 milyonun üzerine çıkmış durumda. Okullar dahil hizmet kurum ve kuruluşlarımızda açık idari dosya sayısı milyonlarla ifade ediliyor.  Kalkınma Planları, İnsan Hakları Eylem Planları gibi üst belgeler aslında şiddet üzerine onlarca görev vazediyor. Cumhurbaşkanlığı şiddetin anlaşılması ve önlenmesi üzerine genelge yayınlıyor. En son 2023/16 sayılı Genelge var.  NE DESTEK VAR NE SAHİPLENME NE DE SAMİMİYET Şiddetle Mücadele Vakfı bu üst belgeler gereği Adalet Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, 27 devlet üniversitesi ve daha onlarca kurumla 10’ar yıllık protokoller imzalıyor, çözüm modelleri ortaya koyuyor. Ancak, sahada şiddetin önlenmesiyle ilgili sahip yok, inanç yok, destek yok… 17 bakanlık ekseninde 36 genel müdürlüğe, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, YÖK Başkanlığı’na ve böylece yaklaşık 6 milyon kamu çalışanına, devletin resmi üst belgeleri hükümleri gereği olarak ‘şiddet önleme sertifika programlarına, sosyal arabuluculuk sertifika programlarına katılmaları yönünde’ Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü üzerinden resmi davet yazıları yazılıyor. ‘BU İNSANLIĞA İHANETTİR’ Sonuç olarak başvurusu sayısı 95. Bu sonucun anlamı, ‘Şiddete evet’, ‘yaralanmaya evet’, ‘ ölmeye evet’, ‘çocuk taciz ve tecavüzlerine evet’ midir? Bu böyle devam ederse elbette ‘Evet’. Çünkü, sayılar öyle diyor. Bütün bakanlıkların ve akıl sorumluluğu olan herkesin şiddetle mücadelede aktif olarak işin içinde olma zamanı geldi, geçiyor. Şiddet önlemede kayıtsızlık ya da ertelemek insana, insanlığa ihanettir”.

Hakeme yumruklu saldırının hukuk süreci nasıl işleyecek? Haber

Hakeme yumruklu saldırının hukuk süreci nasıl işleyecek?

MKE Ankaragücü - Çaykur Rizespor maçı sonrasında Ankaragücü Başkanı Faruk Koca tarafından FIFA kokartlı hakem Halil Umut Meler’in yumruklu saldırıya uğraması büyük yankı uyandırdı. Yaşanan saldırı ile ilgili hukuki sürecin nasıl ilerleyeceği merak konusu oldu. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Deniz Akbıyık, kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinden kamu görevlisine karşı işlendiğini belirtti. Akbıyık, Adli Tıp Kurumu raporları sonrası yüzde sabit iz, kemik kırığı gibi hususların ortaya çıkması durumunda cezanın artırılabileceğini söyledi. Sürecin iki ayrı koldan ilerlemesi beklenirken, sanıkların ise ilk duruşmaya kadar tutuklu kalabileceği öngörülüyor. “Kemik kırığı gibi hususlar ortaya çıkarsa ceza artırılır” Hakem Halil Umut Meler’ye yapılan saldırı sonrası süreç ve ceza ile ilgili açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu Spor Hukuku Komisyonu Sekreteri Avukat Deniz Akbıyık, “Türk Ceza Kanunu kapsamında kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinden kamu görevlisine karşı işlenmesi oluşmuştur. Bunun yanı sıra adli tıp kurumu raporları sonrası yüzde sabit iz, kemik kırığı gibi hususlar ortaya çıkarsa yine ceza artırılacaktır. Ancak birden fazla kişinin eylemi gerçekleştirmiş olması, saldırının planlı olması gibi hususlarda veya azmettirme gibi fiillerin varlığı da devreye girecektir. Süreç bundan sonra iki ayrı koldan ilerleyecek. Ceza yargılaması için Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen soruşturma sonrası, kovuşturma aşamasına geçilerek hakimler tarafından karar verilecek. Büyük ihtimalledir ki sanıklar ilk duruşmaya kadar da tutuklu kalabilirler. Aynı zamanda TFF nezdinde de disiplin soruşturması yürütülecek ve disiplin cezaları gündeme gelecektir” şeklinde konuştu. "Olayın kameralar tarafından kayıt alınması soruşturmanın ve yargılamanın en doğru şekilde gerçekleşebileceğini gösteriyor” Konuşmasına devam eden Akbıyık, “İnsani bir noktadan bakacak olursak bu görüntüyü hiçbir vatandaşımızın izlemesini ve çocukların etkilenmesini istemezdim. Ancak bu kadar kameranın ve tanığın olduğu bir alan, biz hukukçular için kolay çözüme ulaşacağımız doneler verir. Zira olayın oluş anı onlarca kamera tarafından kayıt alındığından soruşturmanın etkin yürütülmesi kolaylaşacak ve yargılama en doğru şekilde gerçekleşebilecektir” dedi. “UEFA ve FIFA sürece müdahil olabilir” Son olarak, hem Halil Umut Meler’in FIFA’ya bağlı bir hakem olduğunu hem de TFF’nin, FIFA konfederasyonuna bağlı bir federasyon olduğunu vurgulayan Avukat Akbıyık, “FIFA kuralları ve talimatları doğru, etkin, tarafsız ve bağımsız uygulanmalıdır. Uygulanmadığı takdirde FIFA nezdinde yaptırımlar doğabilecek ve Türkiye olarak uluslararası spor camiasındaki faaliyetlerimiz ve saygınlığımız zedelenecektir. Bir başka deyişle, ’evet’ gerekli ve yeterli eylemler alınmadığı takdirde UEFA ve FIFA sürece müdahil olabilir” diyerek sözlerini tamamladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.