Hava Durumu

#Hukuk

Yeni Marmara Gazetesi - Hukuk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hukuk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Korkunç Olay: Eşinin Sevgilisine Saldıran Koca, Cinsel Saldırı ve Şantajla 46 Yıl Hapisle Yargılanıyor Haber

Korkunç Olay: Eşinin Sevgilisine Saldıran Koca, Cinsel Saldırı ve Şantajla 46 Yıl Hapisle Yargılanıyor

Eşinin telefonundan M.Y.'yi eve davet eden Halil Zorlutuna, komşusu Ü.Y. ile birlikte saklandığı odada M.Y.'yebeyzbol sopasıyla saldırarak ağır şekilde darp etti. Dehşetin Boyutları: Olay, 2022'nin Ağustos ayında Yenidoğan Mahallesi'nde yaşandı. Halil Zorlutuna, M.Y.'yi evine çağırıp bir odaya saklandı. M.Y. içeri girer girmez, Halil Zorlutuna ve Ü.Y. tarafından saldırıya uğradı. Halil Zorlutuna, M.Y.'yi dövdükten sonra cinsel saldırıda bulunup bu anları kaydetti. Daha sonra bu görüntüleri şantaj amaçlı kullanarak M.Y.'den otomobil ve ziynet eşyasını aldı.   Mahkeme Süreci: Olayın ardından M.Y. polise başvurdu ve Halil Zorlutuna, F.Z. ve Ü.Y. gözaltına alındı. Halil Zorlutuna tutuklanırken, diğer şüpheliler serbest bırakıldı. Kocaeli 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, Cumhuriyet Savcısı Halil Zorlutuna için 46 yıl hapis cezası talep etti. Suçlamalar arasında 'yağma, cinsel saldırı, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, özel hayatın ihlali, silahla yaralama' bulunuyor.   Mağdur ve Eşinin Talepleri: Duruşmada mağdur M.Y. ve eşi Ş.Y., sanıkların cezalandırılmasını talep etti. M.Y.'nin eşine ait 21 bin lira değerinde ziynet eşyasını aldığı gerekçesiyle Halil Zorlutuna'ya 'nitelikli dolandırıcılık' suçlaması da yöneltildi. F.Z. için 'Nitelikli yağma' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 20 yıl hapis; Ü.Y. için ise 'Nitelikli yağma', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' suçlarından toplam 23 yıl hapis istendi. Son Duruşma ve Beklenen Karar: Dava, sanık avukatlarının savunmalarını yapması için ertelendi.

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar Haber

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar

Kocası tarafından hakarete uğrayıp tehdit edildiğini iddia eden davacı kadın ile karısının kendisinin izni olmadan ortak edinilmiş malları abisine verip elden çıkardığını iddia eden karşı davacı kocanın çekişmeli boşanmasında son kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemez" dedi. İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, Bitlis'te eşiyle geçinemeyen kadın, avukatı aracılığıyla boşanma davası açtı. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkiline sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etti. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi boşanma davasını reddetti İlk Derece Mahkemesi, davalı erkeğin, kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacı kadının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirerek kadının davasının reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulundu. "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi kadına kusur olarak yüklenemez" Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Kararda şu ifadeler yer aldı: "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bu emsal kararı ile kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin boşanma sebebi olamayacağına karar vermiş oldu.

Sanıklar 4. kez hakim karşısına çıkıyor Haber

Sanıklar 4. kez hakim karşısına çıkıyor

Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen grizu patlaması sonucu 43 madencinin hayatını kaybettiği dava ile ilgili 7 sanık dördüncü kez hakim karşısına çıkıyor.  Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğüne ait maden ocağında geçtiğimiz yıl 14 Ekim 2022 tarihinde meydana gelen ve grizu kaynaklı olduğu değerlendirilen patlamada 41'i olay yerinde, 2'si hastanede olmak üzere 43 madenci hayatını kaybetmişti.  Olayla ilgili TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (üretimden) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.  İddianamede, tutuklu sanıklar Cihat Özdemir, Sedat Ekmekci, Volkan Soylu ve Mehmet Tural'ın 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan bin 50 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapsi talep ediliyor.  Bartın Adliyesinde sabah saatlerinde dördüncü celsenin görülmeye başlandığı davada 7 tutuklu sanık ile birlikte 130 tanık dinlenecek. Davanın 3 gün boyunca devam etmesi bekleniyor.

Yargıtay'dan boşanma davalarını ilgilendiren önemli zina kararı Haber

Yargıtay'dan boşanma davalarını ilgilendiren önemli zina kararı

İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, davacı-karşı davalı kadın vekili, erkeğin, aşırı kıskanç olduğunu, kadına ve ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, yatağını ayırdığını, baskıcı olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, küçük düşürücü sözler söylediğini, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, ilgisiz olduğunu, karşı davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların boşanmalarına ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep etti. Davalı-karşı davacı erkek vekili, asıl davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, sık sık telefon hattını değiştirdiğini, gizli telefon kullandığını, sosyal medyada değişik isimlerle hesaplar açtığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 163 üncü maddeleri hükümleri gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi tarafları eşit kusurlu sayıp boşanmaya karar verdi İlk derece mahkemesi, erkeğin, kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine müdahale ettiği, hakaret ettiği, aşırı kıskanç olduğu, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise telefonda başka erkeklerle görüştüğü, cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı, kendisini sosyal medyada bekar ve farklı isimlerle hesap açtığı, bu hususun tüm dosya bütününde sabit olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verdi. Belirtilen karara karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf isteminde bulunuldu. Bölge adliye mahkemesi, eksik hususlar sebebi ile dosyayı ilk derece mahkemesine gönderdi. İlk Derece Mahkemesi bir kez daha tarafların boşanmasına karar verdi. Bu karara karşı da süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini esastan reddetti. Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulundu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nden sanal alem kararı Dosyayı temyiz aşamasında ele alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yaptığı inceleme neticesinde bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi: "Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince; kadına, sürekli başka erkeklerle görüştüğü, kendisini sosyal medyada Zeynep ismi ile bekar olarak tanıttığı, farklı erkeklerin evine girip çıktığı, sosyal medyada bu erkeklerle görüşüp mesajlaşmak suretiyle cinsel içerikli fotoğraflar paylaştığı ve farklı isimlerle hesaplar açtığı, sık sık ortak konuttan gittiği, erkeğe ise evden çıkarken kadının üzerine kapıyı kilitlediği, giyimine karıştığı, aşırı kıskanç olduğu, yaşam tarzına müdahale ettiği, camdan dışarı bakmasına dahi izin vermediği, kadına hakaret ettiği vakaları kusur olarak yüklenmiş ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşı davanın ise haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebine dayalı olarak kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından asıl davanın kabulü, 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 162 inci maddeleri hükümleri uyarınca açtığı karşı davasının reddi, kusur belirmesi, tazminat taleplerinin reddi, tedbir nafakası, yetki itirazının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan delillere ve İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadının zina eyleminin ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, erkek tarafından zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır."

Kadın müşterilerinin hakkını savunmak için hukuk okuyacak Haber

Kadın müşterilerinin hakkını savunmak için hukuk okuyacak

Aşığı olduğu kadın kuaförlüğünü 10 yaşından itibaren yapan Emin Kadıoğlu, 17 yaşında kendi iş yerini açtı. Çalıştığı için üniversiteye gidemeyen genç, içinde ukde kalan okuma aşkını iş yerinde ders çalışarak gerçekleştirdi. Bir yıl boyunca işinden arta kalan zamanlarda ders çalışan genç kuaför, girdiği sınavda hukuk fakültesini kazandı. Eğitim hayatına İstanbul'da kazandığı hukuk fakültesinde devam edecek olan Emin Kadıoğlu (24), hem çalışıp, hem de avukat olacak. Hukuk okumaya, kendisine saç ve cilt bakımı yaptırmak için gelen kadın müşterilerinin uğradığı haksızlıkları savunmak için karar veren Kadıoğlu, hukuk fakültesini bitirip avukat olduktan sonra kuaförlük yapmaya devam edip, müşterilerine ücretsiz avukatlık hizmeti verecek. Kuaförlüğü çok sevdiğini ifade eden Emin Kadıoğlu, "10 yaşından itibaren kadın kuaförlüğü yapıyorum. 17 yaşımda kendi iş yerimi açtım. Bu işi severek yapıyorum. Bana gelen müşterilerin sık sık haksızlığa uğradıklarına şahit oldum. Ben de çalıştığım için üniversiteyi okuyamamıştım. Bir yıl boyunca çalışıp sınavlara girerek hukuk fakültesini kazandım. İşten arta kalan zamanlarında ders çalışıp hukuk fakültesini kazandım. Sesini çıkartamayan kadınların hakkını ücretsiz olarak savunacağım. Benim öncelikli mesleğim kuaförlük olacak" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.