Hava Durumu

#İlgilendiren

Yeni Marmara Gazetesi - İlgilendiren haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İlgilendiren haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yargıtay’dan çocuklu boşanmış eşleri ilgilendiren karar Haber

Yargıtay’dan çocuklu boşanmış eşleri ilgilendiren karar

İHA muhabirinin İçtihat Bülteni’nden edindiği bilgiye göre, “Davacı vekili: dava dilekçesinde davalı S.Ş. ile müvekkili C.S.S’nin 2012 yılının Haziran ayında boşandığını, müşterek çocuğun velâyetinin davalı anneye bırakıldığını, aylık bin TL iştirak nafakası ödeyeceğine karar verilen müvekkili hakkında Kasım 2012-Nisan 2014 tarihleri arasında ödenmeyen iştirak nafakası bulunduğundan icra takibi başlatıldığını açıkladı. Ancak müvekkilinin karşı tarafın sözlü talebi üzerine çocuğun özel okula başlaması nedeniyle okul ve servis masraflarını iştirak nafakasına karşılık olmak üzere ödediğini, takip dönemi içerisinde bu suretle toplam 25 bin 925 TL ödeyen müvekkilinin takipte istenilen miktardan çok daha fazlasını ödediğini ileri sürerek takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini” talep etti. Mahkeme davayı kabul etti Mahkeme, “İcra takibinin 23.12.2013 tarihinde başlatıldığı, velâyeti kendisine verilen annenin çocuğunu özel okula göndermeye devam ettiği ve boşanma tarihinden sonra yaklaşık bir buçuk yıl nafaka talebinde bulunmadığı, özel okul ve servis ödemelerinin nafaka borcuna mahsuben yapılmasına muvafakat ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, bu durumun aksinin davalı tarafından ispatlanamadığı, davacının takip tarihi itibariyle nafaka borcunun çok daha üzerinde ödeme yaptığı, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile ödenen miktar nisbetinde nafaka borcundan kurtulacağının kabul edilmesi gerektiği, zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında, ahlakî bir ödeme olduğunu kabul etmenin hak kaybına neden olacağı, yine zorunlu olsa dahi, nafaka borcunun da nitelik itibarıyla temelde ahlaki bir ödeme olduğu” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararı bozdu Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.02.2010 tarih, 2009/22641 E. 2010/3781 K. sayılı ilamının yanlış yorumlanarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile kararı bozdu. Yerel mahkeme direndi Yerel mahkeme 15.05.2018 tarihli kararı ile önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verdi ve direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edildi. Dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine geldi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da son kararı vererek, okul masraflarının nafaka borcundan düşülemeyeceğine hükmetti. Genel kurul kararında şöyle denildi: “Davalı icra dosyasıyla, birikmiş on dört aylık nafaka bedelinin davacıdan tahsil edilmesini istemiş; davacı ise, takibe konu edilen dönemde çocuğunun özel okulda okuyabilmesi ve davalının bu yöndeki talebi üzerine, iştirak nafakası borcundan çok daha fazlasını nafaka borcuna mahsuben ödediğini ileri sürmüştür. Davalı, bu ödemelerin nafaka borcuna mahsuben gerçekleştirileceği konusunda aralarında bir anlaşma olduğu iddiasını kabul etmemiştir. Bu hâlde ispat yükü davacı üzerine olup davacının ilama bağlanan anlaşmayla belirlenen nafaka borcu yönünden, bu anlaşmayla aynı güçte bir delil ile iddiasını ispatlaması gerekir. Ne var ki delil olarak yalnızca dava dışı okul ve servis yetkililerine yapılan, iştirak nafakası borcuyla ilgili herhangi bir açıklama içermeyen dekontlara ve tanık beyanlarına dayanılmıştır. Bu deliller somut olayda ispata elverişli olmadığından Mahkemece davacının dosya geneli itibariyle borçsuzluk iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekir”.

Yargıtay'dan milyonlarca tüketiciyi ilgilendiren karar Haber

Yargıtay'dan milyonlarca tüketiciyi ilgilendiren karar

Çektiği tüketici kredisi sonrası bankanın tahsil etmek istediği masrafları ödemeyen tüketici, icra takibine maruz kaldı. Tüketici icra takibinin iptali için mahkemeye başvurdu. Mahkeme, takibe yapılan itirazı redetti. Karar vaktinde temyiz edilmeyince kesinleşti; ancak devreye Adalet Bakanlığı girdi. Bakanlık, kanun yararına bozma talebinde bulununca dosya Yargıtay 3. Hukuk dairesi'nin gündemine geldi. Emal nitelikteki kararda, bankaların keyfi masraf tahsilinde bulunamayacağına vurgu yapıldı. Kararda şöyle denildi: "Dava, davalı bankaca tahsil edilen dava konusu edilen masrafların iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine yöneliktir. Uyuşmazlık, iadesi talep edilen masrafın yasal olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dosya incelenmesinde, davalının cevap dilekçesini sunmadığı ve müzekkrelere cevabında da sözleşme örneğini göndermediği anlaşılmaktadır. Davacı ile arasında kurulan kredi sözleşmesinden kaynaklı olarak kesintinin yapıldığı, davacının rızasının olduğu yazılı usul kuralları çerçevesinde davalı tarafından ispat edilmelidir. Mahkemece, davalının sözleşme çerçevesinde alınan masrafın hukuka uygun masraf olduğunu değerlendirip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinin kabulü ile kararın kanun yararına bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Danıştay'dan milyonları ilgilendiren karar Haber

Danıştay'dan milyonları ilgilendiren karar

Babasının ölümünden sonra yetim maaşı alan genç, vergi borcunu ödeyemeyince hakkında icra takibi başlatıldı. Haczin hukuksuz olduğunu öne süren genç, İdare Mahkemesi'ne müracaat etti. Mahkeme; davacının muhtelif vergi borçları nedeniyle yetim maaşı hesabına uygulanan haczin kaldırılması ve haczedilen tutarın iadesini yasaya uygun buldu. Vergi Dairesi karara itiraz edince devreye giren Bölge İdare Mahkemesi kararı yerinde buldu. Vergi Dairesi Başkanlığı bu kararı da temyiz edince devreye Danıştay 3. Dairesi girdi. 2022 yılında emsal nitelikte bir karara imza atan Danıştay, yetim maaşının vergi borcundan ötürü kesilemeyeceğine hükmetti. Kararda şöyle denildi: "Davacının bir kısım vergi borçlarının tahsili amacıyla 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmakta olan babasının vefat etmesi nedeniyle 01/07/1993 tarihinden itibaren almış olduğu ölüm aylığının 1/3'ünün 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Hakkında Kanunun 71. maddesi uyarınca haczedildiği anlaşılmıştır. 5434 sayılı Kanun çerçevesinde ölüm aylığı alanların ödemelerine devam edileceği belirtildikten sonra işlemlerin nasıl yapılacağının sayma usulü ile belirlenmiş olduğu ve bu sayılan hükümler içerisinde hacizle ilgili herhangi bir düzenleme yer almadığı ortadadır. 5510 sayılı Kanun çerçevesinde değinilen aylık ve gelirlerin haczedilebilmesi borçlunun muvafakatine bağlandığı halde davacının bu yönde bir muvafakatinin bulunmadığı anlaşıldığından uygulanan hacizde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu haciz kaldırılmış, yapılan kesintinin iadesine karar verilmiştir. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının onanmasına hükmedilmiştir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.