Hava Durumu

#İsrail-Filistin

Yeni Marmara Gazetesi - İsrail-Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İsrail-Filistin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

IMF Başkanı Georgieva: Faiz oranlarının uzun süre yüksek kalmasına hazırlıklı olmalıyız Haber

IMF Başkanı Georgieva: Faiz oranlarının uzun süre yüksek kalmasına hazırlıklı olmalıyız

Georgieva, Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, küresel ekonominin bu yıl şaşırtıcı derecede dirençli olduğunu ancak art arda gelen salgın ve savaş şoklarından toparlanma sürecinin yavaş ve düzensiz olmaya devam ettiğini aktardı. Hem 2023 hem de 2024 için küresel ekonomik büyüme tahminlerinin yüzde 3 oranında olduğunu belirten Georgieva, orta vadeli büyüme beklentilerinin biraz zayıf kaldığına işaret etti. Georgieva, küresel ekonomik büyümenin geçen yılki toplantılarında yaptıkları tahminlerden biraz daha iyi olduğunu ancak son 30 yıldaki yüzde 3,8'lik büyüme seyrinin altında kaldığını kaydetti. ABD'nin Kovid-19 öncesi seyrine tam anlamıyla ulaşan tek büyük ekonomi olduğunu vurgulayan Georgieva, yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerin ise tam tersine, salgın öncesi büyümelerinin yüzde 4 ila 8 arasında altında kaldığını aktardı. "MERKEZ BANKALARI İHTİYATLI OLMAYA DEVAM ETMELİ" Georgieva, enflasyon cephesinde ise bazı iyi haberler olduğuna dikkati çekerek, "Enflasyon yavaşlıyor. Geçen yıl yüzde 9'un üzerinde olan manşet enflasyonun 2024'te yüzde 4,8'e düşmesini bekliyoruz. Çekirdek enflasyon hala geride kalıyor ve sonuç olarak ne yazık ki faiz oranlarının daha uzun süre yüksek kalması için hazırlıklı olmamız gerek. Muhtemelen 2024'e ve belki 2025'e kadar." değerlendirmesinde bulundu. Enflasyonun hala hedefin gerisinde olduğu yerlerde merkez bankalarının ihtiyatlı olmaya devam etmeleri ve geleceğe yönelik niyetlerini verilere dayalı olarak aktarmaları gerektiğini vurgulayan Georgieva, hemen hemen her yerde finans otoriteleri için zor bir dönem olacağını ifade etti. Georgieva, ABD'de büyümenin üçüncü çeyrekte beklentileri aştığını ve ivmenin biraz yavaşlamasına rağmen enflasyonun hala düştüğünü ve iş gücü piyasalarının hala çok güçlü olduğunu belirterek, Çin'e ilişkin büyüme tahminlerini de geçen hafta yükselttiklerini anımsattı. IMF Başkanı Georgieva, dünya ekonomisinin iki büyük "motoru" olan ABD ve Çin için iyi olanın dünyanın geri kalanı için de iyi olduğunu kaydetti. "İSRAİL-FİLİSTİN ÇATIŞMALARI MERKEZİNDE BULUNAN ÜLKELER İÇİN YIKICI" İsrail-Filistin çatışmalarına da değinen Georgieva, ekonomik açıdan bunun çatışmanın merkezinde bulunan ülkeler için "yıkıcı" olduğunu aktardı. Georgieva, durumun komşu ülkeler Lübnan, Ürdün ve Mısır için de çok riskli olduğuna işaret ederek, dünya ekonomisine etkisi açısından enerji fiyatlarında ilk başta görülen artışın gerilediğini ancak çatışmanın uzun sürmesi halinde riskinin ve jeopolitik ayrışma üzerindeki olumsuz etkilerinin de o kadar yüksek olacağı uyarısında bulundu. "İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GELECEĞE YÖNELİK BELİRSİZLİKLERİ ARTIRIYOR" İklim değişikliğinin de geleceğe yönelik belirsizlikleri artırdığına dikkati çeken Georgieva, politika hatalarına çok az alan sağlayan, daha sağlam makroekonomik temellere ihtiyaç olduğunu ifade etti. Georgieva, yavaş büyüme tahminlerinin çoğunlukla devam eden düşük üretkenlikten kaynaklandığını belirterek, bunu değiştirmek için, iş gücü verimliliğini artıracak, başta yapay zeka olmak üzere yeni teknolojilerin fırsatlarından güvenli bir şekilde faydalanmayı ve aynı zamanda risklerini yönetmeyi sağlayacak yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu vurguladı. Georgieva, yapay zekanın iş gücü verimliliğini yıllık yüzde 2 ila 3 oranında artırabileceğini ancak aynı zamanda iş gücü piyasasında dönüşüm de yaratacağını ve insanların işlerini kaybedebileceğini, dikkate alınmazsa sosyal huzursuzluğu artırabileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu vahşeti anlatacak hiç bir kavram yok! Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu vahşeti anlatacak hiç bir kavram yok!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi 10. Zirvesi'nde konuştu. Başarılı şekilde tamamladıkları dönem başkanlıkları dolayısıyla değerli kardeşim Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Mirziyoyev'e müteşekkiriz. Dönem başkanlığını devralan aziz kardeşim sayın Tokayev'e de gösterdiği müstesna misafirperverlik için şükranlarımı sunuyor, başarılar temenni ediyorum. Türk Dünyası Ali Nişanı ile taltif edeceğimiz kardeşim Mirziyoyev'e en kalbi tebriklerimi iletiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamaları şöyle: Filistin'de benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Masum çocuklar acımazsızca katlediliyor. Bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yok. İnsanlığa karşı suç işlenmektedir. Önceliğimiz insani ateşkesin tesis edilmesidir. Herkesin güvenliğini garantiye alacak yeni mekanizmalar üzerinde çalışıyoruz. Barış konferansı için çabalarımız sürüyor. Türk dünyası olarak birlik ve beraber olarak hareket etmemiz barışa giden yolu kolaylaştıracaktır.  Türk devletlerinin duruşu diğer kuruluşlara örnek olacaktır.  TARİHİ BAŞARIDAN GURUR DUYUYORUZ Küresel sınamalarla mücadelemizde en önemli gücümüz Türk dünyasının birlik, beraberlik ve dayanışmasıdır. Bu hakikati son dönemde karşılaştığımız pek çok hadisede gördük, görüyoruz. Can Azerbaycan vatan muharebesinin ardından Karabağ'da 30 yıldır süregelen işgale tamamen son verdi. Bu tarihi başarıdan büyük bir gurur ve sevinç duyuyoruz. Böylece bölgemizde kalıcı barışa bir adım daha yaklaşmış olduk. Açılan fırsat penceresinin değerlendirilmesi en büyük arzumuzdur. Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesi mühimdir. Azerbaycan'ın batı bölgeleri ile Nahçıvan'ı birbirine bağlayacak ulaştırma hattının hayata geçirilmesi de büyük önem taşıyor. Hattın açılması tüm bölge ülkelerinin refahına ciddi katkı sağlayacağı gibi Türkiye'yi de ata yurdumuz olan Orta Asya'ya bağlayacaktır. BU VAHŞETİ ANLATACAK HİÇBİR KAVRAM YOK Filistin'de benzeri görülmemiş bir insanlık dramı yaşanıyor. Masum çocuklar acımazsızca katlediliyor. Bu vahşeti anlatacak hiçbir kavram yok. İnsanlığa karşı suç işlenmektedir. Önceliğimiz insani ateşkesin tesis edilmesidir. Herkesin güvenliğini garantiye alacak yeni mekanizmalar üzerinde çalışıyoruz. Barış konferansı için çabalarımız sürüyor. Türk dünyası olarak birlik ve beraber olarak hareket etmemiz barışa giden yolu kolaylaştıracaktır. Türk devletlerinin duruşu diğer kuruluşlara örnek olacaktır.

Türkiye'nin risk primi geriledi Haber

Türkiye'nin risk primi geriledi

Türkiye'nin CDS'i, 13 Ekim'den bu yana ilk kez 400 baz puanın altına inerek 398,5 baz puanda dengelendi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçen hafta politika faizini beklentiler doğrultusunda 500 baz puan artırarak yüzde 35 seviyesine çıkarırken, politika metninde kademeli sadeleşmenin devam edeceği sinyali verilmişti. Kararı takip eden günde Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğe göre TCMB, bankacılık sisteminde Türk lirasının (TL) payını artırmaya yönelik adımlarla birlikte sadeleşme kapsamında ihracat kredileri ve firmaların krediye erişimine yönelik uygulama kolaylıkları getirdi. Öte yandan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, yabancı yatırımcılarla gerçekleştirilen görüşmelerden olumlu sinyaller almaya devam ettiği belirtildi. Türkiye'nin dış finansmana erişimi artmayı sürdürürken, Mehmet Şimşek, dün Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı konuşmada, ekim ayı itibarıyla proje finansmanı amacıyla yaklaşık 7,1 milyar dolar tutarında dış finansman sağlandığını bildirdi. Şimşek, Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından paylaşılan rapora göre, Türkiye'nin 40 FATF standardının 39'u ile uyumlu olduğunu belirterek, "Teknik uyum kapsamında, hazırlıkları devam eden tek husus kripto varlıklar ile ilgili çalışmalardır. Bu konuda da gerekli çalışmalarımız nihai aşamaya gelmiştir. Uygulamada sağlayacağımız etkinlik ile ülkemizi gri listeden çıkarmak için çaba gösteriyoruz." dedi. Analistler, hem enflasyonla mücadelede gösterilen net tutum hem de ekonomi yönetiminin yabancı yatırımcılarla görüşmelerinin Türkiye'ye ilişkin risk algısını zayıflattığını aktararak, bu durumun CDS'lerdeki harekette görülebildiğini söyledi. İsrail-Filistin çatışmasının devam ettiği ve savaşın daha geniş alanlara yayılma riskinin bulunduğu bugünlerde Türkiye'nin kredi risk primindeki gerilemenin umut verici olduğunu ifade eden analistler, yarın TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın Enflasyon Raporu'ndaki yönlendirmelerinin de CDS puanı üzerinde etkili olabileceğini kaydetti.

Netanyahu: Operasyon uzun ve zorlu olacak Haber

Netanyahu: Operasyon uzun ve zorlu olacak

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu akşam saatlerinde düzenlediği basın toplantısında dün gece yoğunlaşan hava saldırılarının ardından operasyonun ikinci aşamasının başladığını söyledi. İsrail'in hedefinin açık olduğunu belirten Netanyahu, "Hedefimiz, Hamas'ın askeri ve idari birliklerini yok etmek ve rehineleri evlerine geri getirmektir" ifadelerini kullandı. Kara harekatını başlatma kararının savaş kabinesi ve güvenlik kabinesi tarafından oybirliğiyle alındığını vurgulayan Netanyahu, "Komutanlarımız ve askerlerimiz İsraillilerin arkalarında olduğunu biliyorlar" şeklinde konuştu. Amalekliler ve İsrailoğulları arasında olan olayları hatırlatarak İncil'den alıntı yapan Netanyahu, "Hatırlıyoruz ve savaşıyoruz. Tek amacımız Hamas'ı mağlup etmek ve topraklarımızda varlığımızı sağlamak" ifadelerini kullandı. İsrail'in tüm insanlık için mücadele ettiğini belirten Netanyahu, "Batıdaki ve Arap dünyasındaki müttefiklerimiz biliyorlar ki eğer kazanamazsak, sıradaki onlar olacak" dedi. Netanyahu, ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve diğer ülkelerin liderlerinin ziyaretlerine değinerek, "Açık bir mesaj getirdiler. Sizi destekliyoruz ve zaferinizi bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki operasyonların uzun ve zorlu olacağını belirterek, "İlk aşama, Kara Kuvvetlerimizin güvenli bir şekilde içeri girmesine yardımcı olmak için büyük bir hava harekatı düzenlemek" dedi. "Kazanacak olan biziz" ifadelerini kullanan Netanyahu, "Henüz yolun başındayız" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail acımasız katliam gerçekleştiriyor Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail acımasız katliam gerçekleştiriyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 8. Aile Şurası'nda konuştu. Erdoğan, "Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil. Çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var" dedi.  "Son zamanlarda en büyük tehdit, cinsiyetsizleştirme politikalarıdır" diyen Erdoğan, "Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki, Türkiye ve Türk milleti küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına boyun eğmeyecektir" ifadelerini kullandı. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki gösteren Erdoğan, "İsrail yönetimi 7 Ekim'den beri Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor" dedi. AB'nin 'ateşkes' açıklamasına da tepkisini dile getiren Erdoğan, "AB "ateşkes çağrısı yapamayız" diyor. Ateşkes ne zaman yapılır bir açıklayın bilelim. AB Komisyonu'nun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler, daha kaç çocuk ölmeli? Yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar" diye konuştu.  Erdoğan'ın açıklamaları:  Şuranın temasında da ifade edildiği üzere aile kurumunun korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli olduğunu bilmenizi istiyorum. Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesini temenni ediyorum.  "GÜÇLÜ AİLELER YOKSA GÜÇLÜ BİR MİLLETİ BULAMAZSINIZ" İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında insanı koruyan aile, eşsiz bir hazinedir. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerden biridir. Anayasamızın 41. Maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Devletin sorumluluklarını da ifade etmiştir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü aileler yoksa, güçlü bir milleti bulamazsınız. Dil ailede öğrenilir. Ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Kimlik ailede inşa edilir.  "BATI'NIN ÇIKMAZI  BURADA" Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma, devlete ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki, aileye önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz. Batı'nın çıkmazı şu anda burada. Güçlü toplum sadece maddi imkanlardan değil, güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçer.  "CUMHUR İTTİFAKI'NDA LGBT DİYE BİR ANLAYIŞ YOKTUR" Müslüman Türk milletinin alameti farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Gerek devlet gerek şahsi olarak meseleye yaklaşımımız bu yöndedir. Cumhur İttifakı'nda onun için LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın LGBT illet ittifakının malzemesi olsun, tepe tepe kullansınlar ama bizde bu yok. Bizde aile kutsal bir yapı. Bu kutlu yapıyı biz lekeleyemeyiz. Buna da müsaade etmeyiz, edemeyiz.  "85 MİLYON YETERLİ DEĞİL, ÇOK DAHA FAZLA NÜFUSA İHTİYACIMIZ VAR" Evlenme yaşı yükseliyor, boşanma oranları artıyor. Boşuna 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil. Çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar oranları, bağımlılık, uyuşturucu sorunları almış başını gidiyor.  "EN BÜYÜK TEHDİT, CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKASI" Son zamanlarda en büyük tehdit, cinsiyetsizleştirme politikalarıdır. Sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumları vardır. Küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek ilişkilerini değil, çocukları da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir. Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki, Türkiye ve Türk milleti küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına boyun eğmeyecektir. Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok büyük bir rol oynayacak, Aile ve Gençlik Bankası'nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Bu konudaki kararlılığımız sadece seçim meydanlarında değil, BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Aile müessesesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektim.  GAZZE'YE YÖNELİK SALDIRILAR İsrail yönetimi 7 Ekim'den beri Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda bizi izleyen bütün toplumlara sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına Papa vasıtasıyla seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hastaneler İsrail tarafından bombalanmaktadır. Bugüne kadar İsrail'in Gazze ve Ramallah'a yönelik saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 6 binin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış, 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı. "GAZZE'YE SALDIRILAR KATLİAMA DÖNÜŞTÜ" ABD orada, Avrupa orada. Bütün imkanları ile orada. Tek tek gelip ziyarete bulunuyorlar. Gazze'deki konutların yarısı ya yıkıldı ya zarar gördü ya da kullanılamaz halde. 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri de orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı, hala da yaşıyor. Tepkisiz kalmak mümkün mü? Hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze'ye yönelik saldırılar, kendini savunma sınırını aşmış, açık bir katliama ve barbarlığa dönüşmüştür.  "AB'NİN ATEŞKES ÇAĞRISI İÇİN KAÇ ÇOCUK ÖLMELİ?" Medeni geçinen gayri medenilerin bu vahşeti seyretmesi işin üzücü yanıdır. AB "ateşkes çağrısı yapamayız" diyor. Ateşkes ne zaman yapılır bir açıklayın bilelim. Siz siyaset yapıyorsanız bunu biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim ama hiçbir zaman sizin gibi bu tür vahşetlere seyirci kalmadım. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler İsrail'i aklıselime davet yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. AB Komisyonu'nun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler, daha kaç çocuk ölmeli? Yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar.  GAZZE'YE YÖNELİK YARDIMLAR Muhataplarımız için rahatsız edici de olsa, doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Gazze halkının ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Diplomatik temaslarımızı sürdürürken Gazze'ye insani yardımlar için gayret gösterdik. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini sevk ettik. Dün Gazze'nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin Mısır'a intikalini sağladık. Mısır'a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin toplamı 200 tonu aşıyor. "İSRAİL SANA SESLENİYORUM" Kardeş Mısır'la birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sivil yardım gemimizi de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceğiz. İsrail, sana sesleniyorum. 500 sene önce engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, açın tarih kitaplarını bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı'nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim insanlarına sahip çıktığımız gibi. Bugün de Gazze krizinde bizim pusulamız insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli çocuklarla İsrailli çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden öte çocuktur. Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz. Dilimizi bağlasak da böylesi vahşete sessiz kalmaya vicdanımız el vermez.

Türkiye'den Gazze'ye gönderilen uçak Mısır'a ulaştı Haber

Türkiye'den Gazze'ye gönderilen uçak Mısır'a ulaştı

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ankara Etimesgut'taki 11'inci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı'ndan bölgeye yardım ulaştırmak için 4 sorti planlandığı, hazırlanan ilk uçağın Mısır'a ulaştığı belirtildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da yaptığı açıklamada, bu sabah Gazze'ye yardım amacıyla planlanan 4 uçak dolusu malzemenin Mısır'a gönderilmeye başlandığını kaydetti. Uçaklarda tıbbi cihaz, tıbbi malzeme, ilaç ve jeneratörler bulunduğunu bildiren Koca, şu bilgileri verdi: "Tıbbi cihazlar arasında acil müdahale ekipmanları, ameliyat masası, ameliyat lambası, anestezi cihazı gibi ameliyathane donanımları, yoğun bakım yatağı, monitör, ventilatör gibi yoğun bakım cihazları, ultrason, ekokardiyografi, röntgen gibi görüntüleme cihazları yer alıyor. Uçaklarda bunlarla beraber Gazze'li bebekler için kuvöz ve fototerapi cihazları ile bebeklerin bakım ve tedavisi için mama, yüksek sayıda bebek bezi, yine yüksek sayıda hasta bezi gibi malzemeler de bulunuyor. Hasta ve yaralıların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ilaç, tıbbi sarf malzemeleri, destek ve bakım malzemeleri ile savaştan zarar gören travmalı hastalar için ortopedi malzemeleri de gönderilen yardımlar arasında. Jeneratör, Gazze'nin en önemli ihtiyaçları arasında. Bunun için bir kısmı mobil, bir kısmı da büyük olmak üzere yardımlarımıza jeneratörleri de dahil ettik." Bakan Koca, Gazze'ye yardım amacıyla planlanan 4 uçak dolusu sağlık desteğinin kara yolu ile Mısır'dan Gazze'ye gönderileceğini belirterek, "Milletimiz adına bu sorumluluğu yerine getirmekten mutluyuz. İnsani sorumluluğumuz burada bitmiyor, devamı var." ifadesini kullandı.

BTÜ'de İsrail-Filistin savaşı konuşuldu Haber

BTÜ'de İsrail-Filistin savaşı konuşuldu

BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç'un da katıldığı konferansta konuşan Doç. Dr. Akdoğan, olayları hukuki, siyasi ve Türkiye açısından değerlendirdi. İsrail'in Filistin topraklarında, savaş ve soykırım suçu işlediğine dair ciddi delillerin olduğunu kaydeden Akdoğan, yargılamanın söz konusu olabileceğini ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) buna cesaret edip edemeyeceğinin soru işareti olduğunu kaydetti. Akdoğan, "UCM Başsavcısı Kerim Han'ın 'Her iki taraf da Filistin topraklarında savaş suçu işliyor' açıklamasını İsrail'e bir gönderme olarak algılayabiliriz. Yani yargılanacaksa her iki taraf da yargılanacak. Bölgede deliller toplanıyor ancak İsrail ve ABD'nin soruşturma açılmasına engel olacağını düşünüyorum. Çünkü uluslararası hukuk, güçlü devletlerin çıkarları söz konusu olduğunda geçerlidir, zayıf devletler ise uymakla mükelleftir. Ancak uluslararası hukuk nezdinde tüm devletlerin, 'İsrail'in bir terör devleti gibi hareket ettiğini' söyleyerek kamuoyu oluşturması şart, aksi takdirde İsrail bu uygulamalarına devam edecek" dedi. ÇİN VE ABD'NİN GÜÇ MÜCADELESİ Siyasi ve jeopolitik yönden de bölgedeki savaşı ele alan İsmail Akdoğan, "Hamas'ın İsrail'e yönelik yaptığı ani saldırıyı ve ardından gelen savaşı, Çin ve ABD arasındaki küresel güç mücadelesinin ve iki devlet arasındaki jeopolitik rekabetin bir izdüşümü olarak görüyorum. Çin'in Kuşak-Yol Projesi'nin iki koridoru Ortadoğu'dan geçiyor. Çin'in bu projeyi hayata geçirebilmesi için Ortadoğu'nun göreceli istikrar ortamına ulaşması gerekir. Çin'in böyle bir çekim merkezi oluşturmasıyla, ABD eksenindeki Ortadoğu Devletleri'nde kopuş riski görünüyor bu da ABD tarafından ciddi bir tehlike olarak algılanıyor. ABD'nin buna karşı aldığı tedbir ise Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoru Projesi...  ABD menşeli bu proje, Orta Doğu'da İran'ı siyasi ve iktisadi olarak daha da yalnızlaştıran, Suudi Arabistan'ın Çin'le stratejik yakınlaşmasının önüne geçen ve İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmesini sağlayan son derece stratejik bir aklın ürünüdür" ifadelerini kullandı. BÖLGEDEKİ ARAÇ, HAMAS ABD'nin bu projesini hayata geçmesini engelleyecek en stratejik ara koridorun Suudi Arabistan-İsrail kara hattı olduğunu kaydeden Akdoğan, "Suudi Arabistan-İsrail normalleşmesinin önüne geçilmesi halinde ABD merkezli koridorun hayata geçirilmesi tehlikeye girecektir. Bu iki ülke ilişkilerinin normalleşmesinin önüne geçilmesinin en kolay yolu ise İsrail-Filistin çatışmasını yeniden alevlendirmektir. İran'ın mali ve askeri desteğini arkasına alan Hamas'ın İsrail'e yönelik büyük bir askeri harekât başlatması tam da bu nedenledir. Sonuç olarak söz konusu saldırılar, ABD ile Çin arasında yaşanan küresel güç mücadelesinin Orta Doğu sahasına ilişkin ilk somut dışa vurumu olarak görülebilir. Dolayısıyla saldırılar, durumdan vazife çıkaran İran'ın Çin lehine işgüzarlık yaparak Hamas'ı bölgede bir araç olarak kullandığı bir girişim şeklinde değerlendirilebilir" diye konuştu. TÜRKİYE'NİN POLİTİKASI İsrail'in, Hamas tarafından kendisine yapılan saldırıyı iç siyasette ve dış politikada bir fırsat olarak gördüğünü kaydeden İsmail Akdoğan, İsrail'in Siyonist emelleri hayata geçirme fırsatını da ele geçirdiğini kaydetti. İsrail'in, hastane saldırısına kadar elinin ilk kez bu kadar güçlü olduğunu da ifade eden Akdoğan, Türkiye'nin tutumuna da değindi. Akdoğan, Türkiye'ye dair görüşlerini şu sözlerle paylaştı: "Türkiye, son dönemlerde İsrail ile ilişkilerinde normalleşme aşamasına gelmişti ve bu yakınlaşmayla Türkiye, Doğu Akdeniz'de var olma mücadelesi veriyordu. Bu bağlamda değerlendirecek olursak; Türkiye ilk olarak Hamas'ın saldırısından rahatsız oldu ve genel olarak açıklamalarını arabulucu, tarafsız bir anlayışla gerçekleştirdi. Ancak saldırıdan 3 gün sonra İsrail kara harekâtını başlatıp, ibadethanelere saldırmaya başlamasıyla, Türkiye'nin tonu değişmeye başladı, kınama sesleri yükseldi. Ve son olarak hastane saldırısı ile birlikte Türkiye, İsrail'i açıkça hedef alan açıklamalar yapmaya başladı. Burada bir soykırım suçu olduğunu, böyle bir katliam varken uluslararası çıkarların arkada bırakıldığını ifade eden daha sert bir politikaya döndü."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.