Hava Durumu

#Israil Hamas

Yeni Marmara Gazetesi - Israil Hamas haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Israil Hamas haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Erdoğan: “İsrail'in Gazze'yi insansız hale getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz” Haber

Erdoğan: “İsrail'in Gazze'yi insansız hale getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyarette bulunduğu Cezayir'de, Cezayir-Türkiye İş Forumu'na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir'de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini hatırlatan Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun'la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti. “Cezayir ile ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene 5.3 milyar dolara yükseldi” Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve çeşitli anlaşmalara imza attıklarını aktararak, "Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye'nin, Cezayir'in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor" dedi. Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023'ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19'luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız" diye konuştu. "Cezayir'de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlıyor" Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi'nin geçtiğimiz yıl Ankara'da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, "Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir'de iş birliği imkanlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir'de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor" ifadelerini kullandı. Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti. Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi. “Türkiye, Cezayir'de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumunda” Ziraat Bankası'nın da Cezayir'de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Erdoğan, "Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir'de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkanlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek şöyle devam etti: "Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdi zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı'yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması'nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması'nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır." "Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız" Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Cezayir'in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkanlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye'deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu'ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun'un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze'de 7 Ekim'den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi. “Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecek" Cezayir'in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail'in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir" ifadelerini kullandı. "Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir" Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek, "Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail devletinin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail devletini başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor" diye konuştu. "Türkiye'nin, Cezayir'in, bizim İsrail'e borcumuz yok" "Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?" diyen Erdoğan, "Gazze'yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? 'Yapanın yanına kar kalıyor' mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail'in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu'ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail'e borcu var. İsrail'e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye'nin, Cezayir'in, bizim İsrail'e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkar edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikayetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dahil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze'nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze'ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı'nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gaspıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail devletinin Gazze'yi insansız hale getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah'ın izniyle öyle kalacaktır. İslam alemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu'nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."

Suudi Arabistan: Şifa Hastanesi'ne baskını kınıyoruz Haber

Suudi Arabistan: Şifa Hastanesi'ne baskını kınıyoruz

İsrail ordusu, Gazze'de binlerce hasta ile sivilin bulunduğu Şifa Hastanesi'ne baskın düzenledi. Şifa, Gazze Şeridi'nin en büyük sağlık tesisi olarak göze çarpıyor. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, "İsrail işgal güçlerinin Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne yönelik saldırısını ve Ürdün Sahra Hastanesi çevresini bombalamasını şiddetle kınadığını" söyledi. Riyad yönetimi, sivillere yönelik ihlallerden "hesap sorulması" gerektiğini kaydetti. "Hesap verme mekanizmaları harekete geçirilmeli" Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada şu ifadeler kullandı: Krallık, İsrail işgal güçlerinin çocuklara, kadınlara, sivillere, sağlık tesislerine ve yardım ekiplerine karşı devam eden bu ihlalleri, acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla ilgili uluslararası hesap verme mekanizmalarının harekete geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Biden yine İsrail'i savundu ABD Başkanı Joe Biden, Gazze'deki Şifa Hastanesinin "karargah" olduğunu ispatlayamayan ve sunduğu sözde kanıtlarla sosyal medyada alay konusu olan İsrail'in burayı basmasını, bu ülkenin söylemleri üzerinden savundu. "Bu bir gerçek" Biden, bunun üzerine, hastanenin "karargah" olduğunu ispatlayamayan İsrail'in eylemini savunarak şu iddiayı ortaya attı: Hamas, askerlerini ve karargahını hastanenin altında saklayarak savaş suçu işliyor. Bu bir gerçek. Olan bu. "İsrail büyük sayıda askerle gitmedi" İsrail'in yaptığını "baskın" olarak nitelemeyi reddeden Biden, şu ifadeleri kullandı: İsrail (hastaneye) büyük sayıda askerle gitmedi, burayı basmadı, her şeyi dağıtmadı. Sadece silah taşıyan askerlerle buraya girdi.

Gazze'de sözün bittiği yer! Bebekler tehlikede Haber

Gazze'de sözün bittiği yer! Bebekler tehlikede

İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışmalar, çok tehlikeli bir noktaya geldi. Nitekim dün ve önceki gün çatışma haberleri, yoğunlukla Gazze'de bulunan ve yaralıların yanı sıra evsiz kalanların da sığındığı önemli hastanelerin çevresinden gelmeye başladı. Uluslararası kuruluşlar bunun tehlikelerine dikkat çekerken, Hamas ile İsrail arasında devam ettiği belirtilen tutsaklara ilişkin görüşmelerin de, bu nedenle durduğu haber veriliyor. Gazze'de bulunan hastanelerin büyük bölümü, İsrail'in akaryakıt sevkiyatını engellemesi nedeniyle hizmet veremez duruma gelirken, bu hastanelerde bulunan prematüre bebekler için çifte tehlike söz konusu olmaya başladı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Gazze'deki 36 hastanenin 20'sinin çalışamaz halde olduğunu belirtirken, bölgenin en büyük hastanesi Şifa'da yetersizlikler nedeniyle bebekler de dahil can kayıpları meydana geldiği haber veriliyor. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Şifa Hastanesi için "Ne yazık ki artık bir hastane olarak işlev görmüyor" ifadelerini kullandı. BEBEKLER TEHLİKEDE Şifa hastanesi çevresinde çatışmaların şiddetlendiği, hastanenin yoğun bakım servisinde kalan 4 kişinin tıbbi cihazlara enerji sağlanamadığı için hayatını kaybettiğini, 36 bebeğin yaşamının da risk altında olduğuna dikkat çekiliyor.  SOLUNUM CİHAZLARI DURDU Elektrik ve su olmayan hastanede solunum cihazları durdu. Sağlık çalışanları yoğun bakımdaki bazı hastalara saatler boyunca suni teneffüs yapmak zorunda kaldı. DSÖ, hastanede kalan herkes için derin endişe duyduğunu açıklarken, hastane yetkilileri de, Kızılhaç'la bağlantıya geçtiklerini, su, oksijen, yakıt, kısacası her şeyin bittiğini aktardıklarını söylüyor. Yetkililer, yeni doğan bebeklerin, yoğun bakımdaki hastaların ve yaralıların elektrik olmadan yaşayamayacağına dikkat çekerken, yaralıların Gazze'den daha güvenli bir yere tahliye edilmesine karşı olmadıklarını ifade ediyor.  Birleşmiş Milletler (BM) Yardım ve İnsani İlişkiler Şefi Martin Griffiths de, sosyal medyadan paylaştığı mesajında, "korkunç saldırı raporları" aldıklarını, "sağlık tesislerinde elektrik, yiyecek ve su olmadan bırakılan hastalara ve sivillere ateş açılması şeklindeki savaş eylemlerinin haklı gösterilemeyeceğini" kaydetti. Griffiths, "Bu mantıksız, kınanacak bir şey ve durdurulması gerekiyor... Hastaneler çok daha güvenli yerler olmalıdır ve onlara ihtiyaç duyanlar, buraların savaş yeri değil barınma yeri olduğuna güvenmeliler" ifadelerini kullandı. 'MORGA DÖNÜŞECEK!' İsrail, Gazze'de bulunan erken doğmuş bebeklerin Şifa Hastanesi'nden başka güvenli bir yere nakledileceğini hatta bunun için bir koridor açılacağını söylerken, bu konuda kesinleşmiş karar veya aksiyon hakkında bir bilgi gelmiş değil. Bebeklerin nereye nakledileceği de henüz bilinmiyor. İnsan Hakları İçin Çalışan Doktorlar örgütü, bu hastanede 37 bebek ölüm riski ile karşı karşıya. Sınır Tanımayan Doktorlar da yaptığı açıklamada, "Bu katliamı ateşkes ile anında ya da en azından hastaların tıbbi tahliyesi için durdurmazsak bu hastaneler birer morga dönüşecek" dedi. Sınır Tanımayan Doktorlar'dan olan ve Şifa Hastanesi'nde cerrah olarak çalışan Muhammed Obeid, hastanedeki 600 kadar ameliyat geçirmiş hasta, 40 kadar bebek ve yoğun bakımdaki 17 hasta için su, elektrik, yiyecek veya internet bağlantısı bulunmadığını ifade etti. Obeid, keskin nişancıların çatışmalar sırasında hastane içindeki 4 hastayı vurduğunu öne sürdü. İSRAİL ÇATIŞMALARI KABUL ETTİ İsrail Ordusu Sözcüsü Libby Weiss, İsrail Savunma Birlikleri'nin Gazze'de sivilleri hedef aldığı yönündeki ifadeleri reddederken, Hamas'ın hastane gibi yerlerden faaliyet yürüttüğünü öne sürdü. BBC'ye konuşan Weiss, "Kesinlikle biliyoruz ki Hamas sivil lokasyonları kullanıyor. Bunu kesinlikle biliyoruz. Bununla ilgili önemli bilgiler paylaştık" dedi. Hamas'ın yönetimindeki Gazze'de Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunu Şifa Hastanesi'ni abluka altına almakla suçlamıştı. Weiss, ordunun Şifa Hastanesi'ni hedef almadığını kaydederken, "Biz, Hamas'ın hastanenin yanından açtığı ateşe karşılık veriyoruz" cevabını vererek hastane çevresinde çatıştıklarını ise doğrulamış oldu. Filistinli yetkililer, Şifa'nın yanı sıra Kudüs ve Rantisi Hastanesi'nin de tanklar tarafından kuşatıldığını bildirmişti. Endonezya Hastanesi'nde elektrik ve oksijen kalmadığı belirtiliyor. ABD HASTANELER KONUSUNDA UYARDI Washington, Gazze'de hastane çevrelerinde süren çatışmalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Nitekim Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD'nin, Gazze'deki hastanelerde yaşanan silahlı çatışmaları görmek istemediğini söyledi. Hamas ise, İsrail basınında yer alan ve rehinelerin serbest bırakılmasına dair sürdürüldüğü belirtilen görüşmeleri askıya aldığını duyurdu. Hamas, bu kararı, Gazze'de Şifa Hastanesi'ndeki durum ve çatışmalar nedeniyle aldığını kaydetti. Görüşmelerde 50 ile 100 kadın, çocuk ve yaşlının serbest bırakılması yönünde bir ilerleme kaydedildiği öne sürülmüştü. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, Hamas'ın saldırılarının toplu cezalandırmayı haklı çıkarmadığını söyledi. AB tarafından yapılan yazılı açıklamada da insani yardımların Gazze'ye güvenli bir şekilde ulaştırılabilmesi için çatışmalara derhal ara verilmesi çağrısında bulunuldu. İSRAİL İLE HİZBULLAH ARASINDA ÇATIŞMALAR ŞİDDETLENDİ Lübnan Hizbullahı ile İsrail arasındaki çatışmalar da devam ediyor. Hizbullah, dün İsrail mevzilerine eş zamanlı olarak saldırı düzenlediğini ve saldırılarda yeni güçlü bir füzeyi de kullandığını duyururken İsrail de, savaş uçaklarıyla Lübnan'daki Hizbullah hedeflerini vurduğunu açıkladı. İsrail Ordusu, "iki terör hücresini" vurduğunu, ayrıca Lübnan'dan yapılmak istenen saldırıyı engellediğini, Hizbullah'a ait bir gözlem noktasını da tahrip ettiğini bildirdi. Lübnan'dan ülkenin kuzeyine top atışları yapıldığını ve buna karşılık verildiğini belirten İsrail, ölen ya da yaralanan olmadığını kaydetti. Hizbullah ise sınır boyunca 5 hedefe saldırı düzenlediğini vurguladı. Güvenlik kaynakları, karşılıklı saldırıların, 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirilenlerin en ağırı olduğuna dikkat çekti. İSRAİLLİ BAKANDAN 'NAKBA' BENZETMESİ İsrail kabinesinden Gazze'ye yönelik saldırılarla ilgili skandal niteliğinde açıklamalar gelmeye devam ediyor. İsrail Tarım Bakanı Avi Dichter, yoğun bombardıman altındaki Gazze'de yaşayan Filistinlilerin kuzeyden güneye doğru göçmek zorunda bırakılmasını "Nakba"ya benzetti. Dichter'e bir röportajda, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) emriyle güneyi tahliye eden Kuzey Gazze sakinlerinin görüntülerinin, İsrail'in kurulabilmesi için 1948'de Filistinlilerin topraklarından sürüldüğü Nakba olayıyla karşılaştırılabilir olup olmadığı soruldu. Dichter, soruya yanıt olarak "Gazze Nakba'sı ile karşı karşıyayız. 2023 Gazze Nakbası" ifadesini kullandı. BEN-GVİR: İŞGAL GEREKLİ Milliyet'in haberine göre, Öte yandan "Israel National News"un haberine göre, aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de, Hamas'ı destekleyen herkesin yok edilmesi gerektiğini öne sürerek Gazze'nin işgal edilmesinin gerekli olduğunu savundu.  İsrail'in "Kanal 12" televizyonunda konuşan Ben-Gvir, Hamas'ın ve onu destekleyenlerin yok edilmesinin "kutlama yapmak" anlamına geleceğini iddia etti. Ben-Gvir, Hamas liderlerinin hedeflenerek ortadan kaldırılmasını talep etmesi nedeniyle Netanyahu'nun 7 Ekim saldırısından önce kendisini kabine görüşmelerine dahil etmediğini de öne sürdü. Bakan, "Sorumluluğum var, hükümetin bir üyesiyim. Ama beni dinlemediler, beni dışladılar" dedi.

Biden, Gazze'de ateşkesin Haber

Biden, Gazze'de ateşkesin "mümkün olmadığını" söyledi

Gazze'de ateşkes ilan edilmesinin "mümkün olmadığını" dile getiren Biden, rehinelerin salınması konusunda da hala "iyimser" olduğunu ifade etti. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby dün İsrail'in, abluka altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan sivillerin çıkışı için saldırılara günde 4 saat ara vermeyi kabul ettiğini bildirmişti. Kirby, Gazze'nin kuzeyindeki sivillerin bölgeden ayrılması için saldırılara verilecek her 4 saatlik aranın İsrail tarafından 3 saat önceden duyurulacağını belirtmişti. İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme" gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı. İsrail, 7 Ekim'den bu yana 36'sı Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda olmak üzere 352'si asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu. İsrail'e göre, Kassam Tugayları'nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail'in saldırılarında 4 bin 412'si çocuk, 2 bin 918'i kadın olmak üzere 10 bin 812 Filistinli öldürüldü, 26 bin 905 kişi yaralandı. Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 181 Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda 63 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de 11 bin çocuk ve kadın öldürüldü dünya sessiz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de 11 bin çocuk ve kadın öldürüldü dünya sessiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 16'ncı Zirvesi için Özbekistan'a gitmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı zirvesinde konuşuyor.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle: Saygıdeğer başkanlar, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Dönem başkanlığını devralan Özbekistan Cumhurbaşkanı'na misafirperverliği için şükranlarımı sunuyorum. Küresel sınamalarla karşı karşıya olduğumuz dönemden geçiyoruz. Koronavirüsün açtığı yaralar henüz kapanmadı. Rusya Ukrayna savaşının yıkıcı sonuçları ile yüzleştik. Filistin topraklarındaki çatışmalar hepimizin yüreğini dağladı. Saldırıda 34. günü geride bıraktık. Acımasızca öldürülen kişilerin yüzde 73'ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Sivil yerleşim yerlerini bombalamaya devam ediyorlar. Çocukları dahi katleden fanatizm ile karşı karşıyayız. Batılı ülkeler katliamı uzaktan seyrediyor. Bırakın eleştiriyi ateşkes çağrısı yapamayacak kadar acziyet içindeler. Kuranı yakanlara göz yumanlar Filistin bayrağına dahi tahammül edemiyorlar. 7 Ekim'den bu yana gördüğümüz iki yüzlülük örneklerini artırmak mümkündür İsrail yönetimi insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğneyerek okulları camileri kiliseleri hastaneleri üniversiteleri bombalamaya devam ediyor. "Sesimizin yükseltilmesi çok mühim" Gazze konusunda diplomatik girişimlerimiz sürecek. Çatışmaların engellenmesi için diplomatik girişimlerini sürdürüyoruz. Bölgeye insani yardım ulaştırmak için çalışıyoruz. Bugüne kadar 230 tonu aşan 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini Mısırlı kardeşlerimizin de desteğiyle El-Ariş Havalimanı'na sevk ettik. 2 Sivil insani yardım gemimizin gönderilmesi için hazırlıklarımız devam ediyor. 15 Kasım'da devlet ve hükümet başkanları eşlerinin katılımı ile toplantı gerçekleşecek. Gazzeli masumların acısının dindirilmesi için güçlü bir duruş sergilenecek. Sesimizin yükseltilmesi çok mühim. "Paris'te 25 kişi öldürüldüğünde dünya liderleri birlikte yürüdü" Paris'te 25 kişi öldürüldüğünde dünya liderleri birlikte yürüdü, 11 bin insan öldürüldü dünya sessiz. Çocuk ve kadın... Başta ABD, Batı hep birlikte sessizler. Bunları her gün televizyonlarda izliyoruz. Burada teşkilatı olarak hep birlikte sesimizi bugün yükseltmeyeceksek ne zaman yükselteceğiz. Daha şeffaf daha adil ekonomi sistemine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduk. İnsan odaklı girişimlerimizi sürdürüyoruz. 500 milyon nüfusu ile teşkilat bu açıdan şüphesiz önemli konuma sahip. Üyelerin birbiri ile ticaretinin 85 milyar dolara tekabül etmesi düşündürücü. Bu rakam bize yakışmıyor. 100 milyara çıkarılması için gayretimizi artırmalıyız. 20 yıldır hayata geçirilemeyen teşkilatı ticaret anlaşmasını yürürlüğe koymalıyız. Ekobank'ın tüm üyelerin katılımı ile faal hale getirilmesi bu maksada hizmet edecek., Erzurum'un 2025 yılı turizm başkenti seçilmesi için verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum. AYRINTILAR GELİYOR...

Suriye'deki ABD üslerine yeni saldırılar düzenlendi Haber

Suriye'deki ABD üslerine yeni saldırılar düzenlendi

Suriye'de yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, ABD ordusunun Haseke'deki Harab Cir Havaalanı'ndaki üssü ile Deyrizor'daki Ömer petrol sahasındaki üssüne karadan karaya atış yapılan silahlarla saldırı gerçekleştirildi. Saldırılarda üslere ve çevresine roketler düştüğü öğrenildi ancak can kaybı ve yaralanmaya ilişkin bilgiye yer verilmedi. Üssün çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı. Aidiyeti bilinmeyen hava araçları 3-10 Ekim ve 14 Ekim'de, El Bukemal ile doğusundaki Harabeş, Herri ile Humeyda bölgelerindeki İran destekli grupların yerlerini ve konvoyları hedef almıştı. Suriye'de son günlerde Tenef bölgesi, Irak sınırına yakın Malikiyye ilçesi, Haseke iline bağlı Şeddadi ilçesi ve Deyrizor ilindeki ABD ordusunun konuşlandığı üslere, aidiyeti bilinmeyen silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve karadan karaya atış yapılan silahlarla saldırılar düzenleniyor. Fırat Nehri'nin doğusunda kalan Deyrizor toprakları, ABD destekli terör örgütü YPG/PKK'nın işgalinde, il merkezi ve diğer kırsal bölgeler ise Esed rejimi ve İran destekli grupların kontrolünde bulunuyor. İran destekli gruplar, Fırat Nehri'nin doğu yakasındaki ABD üslerine zaman zaman roket ve SİHA'larla saldırılar düzenliyor. İRAN'IN MESAJLARI İran devlet televizyonu 19 Ekim'de, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının durdurulmaması halinde Tahran'ın "direniş güçleri" olarak adlandırdığı bölgedeki müttefikleri tarafından nasıl saldırıya uğrayabileceğini anlatan bir haber yayınlamıştı. Görüntülü haberde, İsrail'in kuzeyden Hizbullah, doğudan Irak ve Suriye'deki milis güçlerle güneyden de Yemen'deki Husiler tarafından füzeler ve insansız hava araçlarıyla eş zamanlı hedef alınacağı harita üzerinde gösterilmişti. İran, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının durdurulması için birçok kez en üst düzeyde çağrıda bulunmuştu. İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, 17 Ekim'deki bir konuşmasında, İsrail'in saldırılarının devam etmesi halinde "direniş güçlerinin" harekete geçeceğini söylemişti. Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da 19 Ekim'de yaptığı açıklamada, İsrail-Filistin çatışmalarının bölgeye yayılma ihtimalini dillendirmişti. İran; Lübnan Hizbullahı, Suriye ve Irak'ta desteklediği milisler ve Yemen'deki Husileri "direniş güçleri" olarak adlandırıyor.

İsrail'in Gazze saldırılarında 52 cami tamamen yıkıldı Haber

İsrail'in Gazze saldırılarında 52 cami tamamen yıkıldı

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, düzenlediği basın toplantısında, İsrail saldırılarının neden olduğu yıkıma ilişkin bilgi verdi. Maruf, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 52 caminin tamamen yıkıldığını, 110 caminin ise çeşitli şekillerde hasar aldığını söyledi. Saldırılar nedeniyle bir buçuk milyon insanın zorla evlerinden uzaklaştırıldığını ve barınma merkezlerine başvurduğunu belirten Maruf, İsrail saldırılarının Gazze'de bir felakete neden olduğunu vurguladı. Maruf, İsrail'in Gazze'de 82 hükümet merkezini, onlarca hizmet kurumunu ve kamu tesisini yok ettiğini kaydetti. İsrail saldırıları nedeniyle 212 okulda çeşitli derecelerde hasar oluştuğunu, 45 okulun ise hizmet dışı kaldığını aktaran Maruf, İsrail saldırılarında çeşitli eğitim düzeylerinde 2 bin 510 öğrencinin öldürüldüğüne işaret etti.  İsrail'in Gazze'ye saldırılarında son durum Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail'in "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi'ne yoğun hava bombardımanı başlattı. İsrailli yetkililer, Gazze'den düzenlenen saldırılarda 315'i asker 1400'den fazla İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu. 31 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 16'ya yükseldi. İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Gazze'de Kassam Tugayları'nın elinde 240 İsrailli esir olduğunu kaydetti. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırılarında 3 bin 648'si çocuk, 2 bin 290'ı kadın olmak üzere 8 bin 796 Filistinlinin öldürüldüğünü, 22 bin 219 kişinin yaralandığını bildirdi. İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında ise 130 Filistinli öldürüldü, yaklaşık 2 bin Filistinli yaralandı. İsrail ordusu, Gazze'ye 26 Ekim'de karadan sınırlı operasyonlarını genişletmeye başlarken hava saldırılarının dozunu da artırdı. Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesi de İsrail ordusu tarafından hedef gösterildi. İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana yaşanan çatışmalarda ise 48 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri öldü.

İsrail, Türkiye'deki diplomatik temsilcilerini için geri çağırdı Haber

İsrail, Türkiye'deki diplomatik temsilcilerini için geri çağırdı

İsrail, Türkiye'deki diplomatik temsilcilerini ikili ilişkilerin gözden geçirilmesi için geri çağırdı. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklama yaptı. Cohen paylaşımında, Türkiye'den abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırılarına ilişkin yapılan açıklamalara gönderme yaparak, "İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gözden geçirilmesi amacıyla (İsrailli) diplomatik temsilcilerin geri dönmesi talimatını verdim." ifadelerini kullandı. İSRAİLLİ DİPLOMATLARIN 19 EKİM İTİBARIYLA TÜRKİYE'DEN AYRILDIKLARI BİLDİRİLDİ İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in, Türkiye'deki diplomatik temsilcilerinin geri dönmesi için talimat verdiğini açıklamasına ilişkin, Dışişleri Bakanlığı'ndan diplomatik kaynaklar, Türkiye'deki İsrailli diplomatların bir süre önce zaten Türkiye'den ayrıldıklarına işaret etti. "İsrailli diplomatlar şu an Türkiye'de değil. 19 Ekim itibarıyla ülkemizden zaten ayrılmışlardı. 18 Ekim'de Bakanlığımıza ilettikleri notada, son gelişmeler ışığında Büyükelçilik'teki diplomatların 19 Ekim itibarıyla Türkiye'den ayrılacaklarını belirtmişlerdi." ifadelerini kullanan bir diplomatik kaynak, şunları kaydetti: "Cohen'in geri dönmeleri için kime talimat verdiğini anlamak zor. Zira açıklamasında sözünü ettiği diplomatlar zaten ülkemizden ayrılmışlardı." İSRAİL'İN ANKARA BÜYÜKELÇİSİ LİLLİAN, 19 EKİM'DE ANKARA'DAN AYRILMIŞTI İsrail'in Ankara Büyükelçisi Irit Lillian'ın da aralarında bulunduğu Türkiye'de görev yapan İsrailli diplomatlar, 19 Ekim'de "güvenlik" gerekçesiyle Türkiye'den ayrılma kararı almıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.