Hava Durumu

#İzmir

Yeni Marmara Gazetesi - İzmir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İzmir'de 3 Gencin Öldürülmesiyle İlgili Şüpheliler Adliyeye Sevk Edildi Haber

İzmir'de 3 Gencin Öldürülmesiyle İlgili Şüpheliler Adliyeye Sevk Edildi

İzmir'in Çeşme ilçesinde 'kız meselesi' yüzünden çıkan tartışmanın ardından 3 gencin tabancayla öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan 3 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Tabancayla ateş ederek 3 kişinin ölmesine sebep olduğu değerlendirilen B.B.'nin ilk ifadesinde, dağlık alandaki kavgada birisinden kafa yediğini ve bu esnada tabancasını çıkararak ateş ettiğini söylediği öğrenildi.   Olay, 28 Kasım akşam saatlerinde Çeşme ilçesi Fahrettinpaşa Mahallesi'ndeki zeytinlik alanda meydana geldi. İddiaya göre, Azad Demir (22), Abdurrahim Doğan (19), Mehmet Sait Medeni (19) ve A.M., konumla Cakabey Anıtı mevkiine gelerek B.B. (21) ve yanındaki iki arkadaşı ile buluştu. Araçtan inen 4 genç ile bekleyen diğer grup arasında kız meselesi yüzünden tartışma çıktı. Olayın büyümesi üzerine B.B., tabancayla karşı gruptaki 4 kişiye ateş etti. Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ve 112 sağlık ekibi sevk edildi. Olayda Azad Demir, Abdurrahim Doğan ve Mehmet Sait Medeni hayatını kaybederken yaralı A.M. (22) kaldırıldığı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde tedavi altına alındı. Olayın ardından şüpheli B.B., hızla bölgeden kaçarken, yanında bulunan 2 arkadaşı ise polis ekiplerince gözaltına alındı. Firari zanlı B.B., kısa sürede polis ekiplerince yakalandı. Gözaltına alınan şüpheli emniyete götürüldü. Çeşme Alper Çizgenakat Devlet Hastanesi morgundan alınan 3 gencin cenazesi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumuna getirildi. Abdurrahim Doğan'ın cenazesi Mardin, Mehmet Sait Medeni'nin cenazesi Ağrı, Azad Demir'in cenazesi ise Çeşme'de defnedildi.  "Kafa attılar ben de ateş ettim"  Olayla ilgili cinayetleri işlediği değerlendirilen B.B. ile yanlarında bulunan arkadaşları O.A. ve Ö.Ö., Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Cinayeti gerçekleştirdiği değerlendirilen B.B.'nin ilk ifadesinde, oturdukları kafeteryada kız meselesi yüzünden karşı grupla tartıştıklarını, daha sonra ormanlık alana giderek kavga ettiklerini, karşı taraftan biri kendisine kafa attıktan sonra da tabancasını çıkarıp ateş ettiğini söylediği öğrenildi.  Şüpheliler B.B., O.A. ve Ö.Ö., emniyetteki işlemlerinin ardından Çeşme Adliyesine sevk edildi. 

22 Yıldır Kayıp! Haber

22 Yıldır Kayıp!

 İzmir'in Karşıyaka ilçesinde, 22 yıl önce evinin önünden zorla otomobile bindirildikten sonra bir daha haber alınamayan Osman Dikici'nin acılı anne ve babası, 22 yıldır yılmadan usanmadan oğullarını arıyor. Kayıplara karıştığında 27 yaşında olan Osman Dikici'nin babası Kemal Dikici, "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti, kanser oldum" diye konuştu.   Olay, 1 Haziran 2002 gecesi Karşıyaka ilçesi Bahçelievler Mahallesi Cevdet Bilsay Caddesi'nde meydana geldi. İlçede market işleten ve o zamanlar 27 yaşında olan Osman Dikici, evinin önünden aracına bineceği sırada, kimliği belirsiz kişilerce otomobile bindirilip kaçırıldı ve o günden beri evine dönemedi. Dikici'nin ailesi o günden bu yana çocuklarını aramayı sürdürürken, aile hem polise haber verdi hem de kendi imkanlarıyla çocuklarını aramayı sürdürdü ancak aramalardan hiçbir sonuç çıkmadı. Son olarak 2018 yılında yapılan bir ihbar ile soruşturma yeniden açılsa da o çalışmalardan da bir sonuç çıkmadı.  Gizemli telefon: "Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak"  22 yıl önce ilçede rüşvet iddiasıyla açığa alınan polislerin oğlunu kaçırdığını ileri süren baba Kemal Dikici, oğlunun kayıplara karışmasının ardından kendilerine gelen bir telefondan bahsetti. Osman'ın yanlarında olduğunu söyleyen telefondaki gizemli kişiden bahseden baba Dikici, "Market açtık, oğlum marketi çalıştırıyordu. İşe sabah gidiyor, akşam geliyordu. O mıntıkada görevli 3 polisle tanışmıştı. Bunlarla samimiyet kurmuşlardı. Bir gün o bölgede polisler bir kişiyi ruhsatsız silahla yakalamışlar, şüpheliye de 4 bin dolar karşılığında kendisi hakkında rapor tutmama teklifinde bulunmuşlar. Sonra bu kişiden sürekli para istemişler ve silahla yakalanan kişi avukata başvurunca avukatı da tehdit etmişler. Bunların hepsinden Osman'ın da haberi var. O dönemin emniyet müdürünün devreye girmesiyle bu polisler açığa alınıyor. 1 Haziran 2002 gecesi Osman eve gelmedi ve ertesi sabah biz kendisini aramaya başladık. 2 Haziran gecesi de bize bir telefon geldi ve Osman'ın kaçırıldığını söyledi; 'Bizim Osman ile işimiz var, kendisi bir ay bizimle kalacak' dendi. Ben kim olduklarını söylediğimde de telefon kapandı. Daha sonra polis ekipleri tarafından yapılan çalışmayla yakalandılar; ama Osman ortada yok. Nerede olduğu sorulduğunda da Osman'ın kendilerinden ayrılıp gittiğini söylemişler. O gün bugündür oğlum ortada yok" dedi.  "Ömrümün yarısı ağlamakla geçti"  Oğlunun dirisine de ölüsüne de kavuşamadıkları bu süreçte, üzüntüden kanser hastası olduğunu, sürekli ağladığını söyleyen baba Kemal Dikici, "Sürekli mahkemelerle uğraştık oğlumu bulmak için. Daha sonra 20 seneyi geçince zaman aşımına uğramasın diye tekrar dosya açtırdık. Bu zamana kadar oğlumun dirisini de ölüsünü de aradık. Kanser hastası oldum, kemoterapi gördüm. Kolay bir iş değil, Allah kimseyi, düşmanımı bile evlat acısıyla sınamasın. Televizyonda kayıplarla ilgili bütün programları izliyorum, oğlumdan bir iz çıksın diye her gün kanallara bakıyorum. Ömrümün yarısı ağlamakla geçti. Oğlum canlı gelirse dünyalar benim olur. Kaçırıldığında 27 yaşındaydı, şimdi ise 49 yaşında. Polis ekipleri oğlumu hala arıyorlar gayretli bir şekilde. Oğlumun kaçırılmasının suçlusu olan Bülent Uzun'un da Ukrayna'da olduğu ve kırmızı bültenle arandığını öğrendik" diye konuştu.  "Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim"  Oğluna duyduğu hasreti dile getiren acılı anne Fatma Dikici ise, "1 Temmuz akşamı oğlum bana telefon etti ve eve geleceğini söyledi. Gece uyudum uyandım ve baktığımda yatağında yoktu. Sabah bir daha baktım yine yok. O gece bir telefon geldi ve Osman'ın ellerinde olduğunu söyledi. O günden beri kendisinden haber alamadık. Devlet büyüklerinden ve tüm yetkililerden yardım istiyorum. Oğlum şimdi karşımda olsa doya doya sarılır özlem giderirdim. Oğlumu kaçıranların, bizi bu duruma sokanların yargılanmasını istiyorum. Eşim de ben de hasta olduk. Allah kimseye bu sıkıntıyı vermesin" açıklamasında bulundu. 

'Boşanma Davası' Tebligatıyla Hayatının Şokunu Yaşadı Haber

'Boşanma Davası' Tebligatıyla Hayatının Şokunu Yaşadı

İzmir'in Bayraklı ilçesinde Aytuğ Arduç, hiç evlenmediği halde kendisine gönderilen 'boşanma davası' tebligatıyla hayatının şokunu yaşadı. 32 yaşındaki Arduç, yaşadığı talihsiz olay sebebiyle kız arkadaşıyla da tartıştığını söyledi.   Bayraklı ilçesinde özel bir firmada çalışan Aytuğ Arduç, evine gelen tebligatla hayatının şokunu yaşadı. Daha önce hiç evlenmeyen Arduç, Adıyaman Gölbaşı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce kendi adına gönderilen 'Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma (çekişmeli)' yazılı tebligatı görünce şaşkınlık yaşadı.  Daha sonra avukatına bu yazıyı sorduğunda tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, kız arkadaşına ise durumu izah ederken tartıştıklarını söyledi.  'Kız arkadaşıma nasıl açıklayacağımı düşündüm'  Pandemi öncesi online satış yaptığını ve iade nedeniyle açılan mahkemede eve tebligat geldiğini, bu tebligatta yazım yanlışı olduğunu öğrendiğini aktaran Arduç, "Satılan bir üründen memnun kalmayan müşteriler tüketici hakem heyetine ve mahkemeye başvuruyor. Böyle durumlarla avukatım ilgileniyor ancak evraklar bana da geliyor. Bir gün yine böyle bir evrak geldi ve bu evrakta yazan 'boşanma davası' yazısını görünce hayretler içerisinde kaldım. 32 yaşındayım, bekarım ve hayatımda hiç evlenmedim. Tabii bunu kime nasıl bir şekilde açıklayacağımı da bilemedim. Kız arkadaşım var, bunu ona nasıl açıklayacağımı da düşündüm. Başta bana kızdı, hatta tartıştık. 'Bana boşanma davası geldi, hem de çekişmeli, şiddetli geçimsizlik' dedim. Sonra işin içinde bir yanlışlık olduğuna o da inandı" dedi.  'Ben şimdi kiminle boşanacağım'  Günlerdir yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atamadığını söyleyen Arduç, "Ben şimdi kiminle boşanacağım onu bile bilmiyorum. Hayatımda hiç evlenmeyen birisiyim. Gördüğümde bunu avukatımıza da sordum. Yazışmayı düzenleyen görevlinin bir yanlışlığı olabileceğini, yazıda bir kopyala-yapıştır hatası olabileceğini söyledi. Hayatımda hiç evlilik yaşamadım, bekarım. İlk kez böyle bir şey duyuyorum, görüyorum, çok şaşkınım" diye konuştu. 

Kıza Tekme Atınca Meydan Dayağı Yedi Haber

Kıza Tekme Atınca Meydan Dayağı Yedi

İzmir’de bir kişi, alışveriş yapmak için çarşıda dolaşan genç kıza önce çelme taktı ardından küfürler ederek hakarette bulundu. Olayın ardından şüpheli, esnaftan meydan dayağı yerken o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.   Olay, dün saat 11.30 sıralarında Konak ilçesinde bulundan Tarihi Kemeraltı Çarşısı Anafartalar Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, alkollü olduğu iddia edilen R.Z. (34), çarşıda yürürken karşısından gelen Hukuk Bölümü öğrencisi 17 yaşındaki H.M.T.’ye, yanından geçtiği esnada çelme taktı. Çelmenin ardından genç kız bir dükkana sığınırken, R.Z. ise genç kızı takip etmeye başladı. Daha sonra şüpheli R.Z., hakaret ve küfürler ederek genç kızın üzerine yürüdü. Olaya duyarsız kalmayan bir çevre esnafı ise R.Z.’nin yanına gidip önce uyarıda bulundu. Uyarıya karşılık şüpheli R.Z., esnafa tekme attı. Tekmenin ardından diğer esnafların da olaya müdahale etmesiyle şüpheli, meydan dayağı yedi. O anlar güvenlik kamerasına yansıdı.  “Üstüme düşeni yaptım”  Olay anında şüpheliye ilk müdahalede bulunan dönerci esnafı Kazım Akmeşe (32), “Dün köşede oturuyordum. Gözüm yola dalmıştı. Yoldan geçen bir kişi, kadının ayağına vurdu. Ben de özür dilemesini bekledim. Diğer tarafa gitti. Sonra kadın bir dükkana girdi, dışarı çıktı ve babasını aradı. Ben de ‘kızın babası geldiğinde kavga olmasın’ diye düşünerek şüpheliyi çektim. Ama adam hiç oralı olmadı. Bana küfürler etmeye başladı. Üstümü çekti ve üstüm yırtıldı. Daha sonra herkes olaya müdahil oldu. Ben de üstüme düşeni yaptım. O genç kız, benim annem ya da sevdiğim bir insanın kardeşi olabilirdi. İnsanlık görevimi yaptım. Yine olsa yine yaparım. Sonra polis ekipleri adamı alıp götürdü” açıklamalarında bulundu.  Bir diğer çevre esnafı İbrahim Güneş (39) de şunları kaydetti:  Adam, bir kadının ayağına çelme taktı. Kadın durumdan rahatsız oldu. Fakat şüpheli, olay yerinden ayrılmadı. Adam alkollüydü, sarhoştu. Kadının peşini bırakmadı. Patronum olaya müdahale etti. Onu görünce biz de dayanamadık, adamı dövdük. Daha sonra zabıtalar, esnaflar araya girdi” ifadelerini kullandı.  Gözaltına alındı  Olayın ardından şüpheli R.Z., polis tarafından gözaltına alındı ve ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. 

Böyle hırsızlık ne görüldü, ne duyuldu: Haber

Böyle hırsızlık ne görüldü, ne duyuldu: "35 senelik komşumuzdu, yazıklar olsun"

 İzmir'in Bayraklı ilçesinde yaşanan ve duyan herkesi şaşırtan hırsızlık olayında bir komşu, hemen bitişikte bulunan 35 yıllık komşunun evine duvarları kırarak girdi. Yeni evlenmeye hazırlanan gencin evindeki; buzdolabı, çamaşır makinesi, mobilyalar, halılar ve avizeye kadar çalan komşu, eşyaları da açtığı duvardan kendi evine taşıdı, kırdığı duvarı sıvayıp kayıplara karıştı.  Akıllara durgunluk veren hırsızlık olayı, Bayraklı ilçesi Postacılar Mahallesi'nde yaşandı. Evlenme hazırlıkları yapan ve ailesinin yanında yaşayan Ahmet Sağlam (29), gece-gündüz demeden çalışarak evine yeni eşyalar aldı. 2025 Şubat ayında dünya evine girmeye hazırlanan Sağlam'ın hiçbir eşya eksiği kalmadı.  Bunu yapan 35 yıllık komşu: Duvarı kırdı, bütün eşyayı çaldı  İddialara göre bunu bilen ve yeni eşyalar alınan evin hemen bitişiğinde oturan ailenin 35 yıllık komşusu F.C., şeytanın aklına gelmeyecek bir yönteme başvurdu. Balyozla önce kendi duvarını kıran şüpheli, daha sonrada evlenmeye hazırlanan Ahmet Sağlam'ın evinin duvarını kırarak içeri girdi. 35 yıllık komşu, evin içerisinde ne varsa açtığı duvardan kendi evine taşıdı.  Duvarı örüp sıvadı, kayıplara karıştı  Evdeki; iki televizyon, beyaz eşyalar, mobilyalar, halılar, küçük ev aletleri, avizelere kadar bir evde olabilecek her şey çalındı. İşini bitiren ve eşyaları kendi evine taşıyan komşu F.C., daha sonrada evin duvarını örüp sıvadı, mutfak kapısından çıkıp kayıplara karıştı.  Eve gelen Ahmet Sağlam'ın kız kardeşi ise neye uğradığını şaşırdı. Önce aile bireyleri eve geldi, sonrada polis ekiplerine haber verildi. Polis ekipleri eve geldiğinde hemen parmak izi aldı.  "Bizim 35 senelik komşumuz. Biz onun elinde büyüdük, yazıklar olsun"  Ahmet Sağlam'ın kardeşi Ali Sağlam (25), sıvalı duvarı gördüklerinde komşularından şüphelendiklerini, polisle diğer eve girdiklerinde duvarın kırık olduğunu anlattı.  800-900 bin TL zararlarının olduğunu anlatan Ali Sağlam, “Olay tahmini olarak 15-16 gün önce oluyor. Kız kardeşim havalandırmak için eve geliyor. Daha sonra bize haber verdi. Yan binadan duvarı kırmış, zaten kendisi yan tarafta oturuyor. Eşyaları çalıyor, kırdığı duvarı daha sonra örüp sıvıyor ve arka balkondan kaçıyor. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, küçük ev aletleri, iki tane koltuk takımı, iki tane televizyonumuz gitti. Bizim 35 senelik komşumuz. Biz hiç beklemiyorduk böyle şeyler ondan. Biz onun elinde büyüdük, yazıklar olsun. Başka bir şey demiyorum. Sadece biz değil, bütün mahalle şok içerisinde. Hala inanamıyoruz onun yaptığından. Kendisi bana ulaştı, ben hiç cevap vermedim. Şikayetçi olduk. Parmak izleri falan hepsi alındı” diye konuştu.  İzmir polisi, şimdi her yerde şüpheli konumdaki komşu F.C.'yi arıyor. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.