Hava Durumu

#Karbon Ayak Izi

Yeni Marmara Gazetesi - Karbon Ayak Izi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karbon Ayak Izi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Su Kulanırken Dikkat! Haber

Su Kulanırken Dikkat!

Yağışsız geçen kış sezonu Türkiye'nin birçok noktasında suya erişimi zorlaştırırken, tahıl ambarı Konya'nın da yakın gelecekte su stresi yaşayacağı öngörülen bölgeler arasında olduğuna dikkat çekiliyor. Uzmanlar, suyun yaklaşık yüzde 75 oranında tarımsal faaliyetlerde kullanıldığının altını çizerken, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerektiğini belirterek tasarruf uyarısında bulunuyor.  Türkiye genelinde geçmiş yıllara oranla yağışlarda düşüşler yaşanırken, Konya Ovasında bu düşüşler yüzde 35 oranında raporlandı. Tahıl ambarı Konya'da barajlar başta olmak üzere yer altı su seviyelerinde de büyük düşüşler yaşanıyor. Suyun kullanım alanı olarak yaklaşık yüzde 75'inin tarımsal faaliyetlerde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tarımda modern sulama tekniklerine geçilmesinin su tasarrufunda büyük rol oynadığına dikkat çekiyor.  “Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir”  Damlama sulamanın yüzde 50'ye kadar sulamada tasarruf sağladığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bedük, “Suyun en önemli kullanım alanı tarımsal faaliyettir. Suyun yaklaşık yüzde 70 ila 75'i tarımsal faaliyet için, yüzde 10 ila 15'i sanayide, yüzde 10 ila 12'si de evsel kullanımlarla tüketilmektedir. Dolayısıyla tarımsal faaliyetlerdeki su kullanımı oldukça önemlidir. Konya'da yer altı su seviyesi her yıl 1 ila 2 metre azalmaktadır. Şu anda yaklaşık 300 metrelerden su çıkan bölgeler vardır. Yeraltı su seviyesinin alçalması demek daha düşük kalitede suyun temini anlamına gelir. Yine tuz içeriği, kireç içeriği, mineral içeriği fazla olan su temin edilmesi anlamına gelir. Bu suyla sulama yapıldığı zaman toprakta tuzlanma söz konusu olur ve toprakta tarımsal verimlilik azalır. Yine içme suyu amacıyla veya endüstri amacıyla kullanımda da arıtımı güçleşir. Dolayısıyla yer altı seviyesinin alçalması önemli bir sıkıntı oluşturmaktadır. Tarımda su kullanımının azaltılması için modern sulama tekniklerine geçilmesi gerekir. Örneğin damlama sulamanın yüzde 30 ila 50 sulamada tasarruf sağladığı bilinmektedir. Yine suya daha az ihtiyaç duyan bitki deseni seçilmesi tercih edilmelidir. Nitrat kirliğinin önüne geçilebilmesi için de gübre uygulamaları azaltılmalı ve iyi tarım uygulamalarına geçiş yapılması gerekir” dedi.  "Tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir”  Evde alınması gereken tedbirlere dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Bedük, ”Su tüketimini azaltacak ve suyun verimli kullanımını sağlayacak tedbirler alınması gerekir ev ölçekli olarak. Örneğin daha düşük akışlı bataryaların kullanılması, bulaşıkların elde yıkanması yerine bulaşık makinesinde yıkanması ve bulaşık makinelerinin tam dolu olarak çalıştırılması, tasarruflu olanların tercih edilmesi. Dolayısıyla suyu sadece su tüketimi olarak düşünmemek gerekir, tükettiğimiz her bir ürünün aslında su tüketimi olduğunun farkında olmamız gerekir. Su ayak izi bir ürünün üretilmesi aşamalarında kullanılan su miktarının hesaplanmasıdır. Karbon ayak izi bir ürünün üretilmesi ve tedariki, tüketilen enerjiden kaynaklı emisyonların toplamıdır. Örneğin bir kot pantolonun üretimi için yaklaşık 7 bin 500 ile 10 bin litre su harcandığı bilinmekte. Çünkü kot pantolonun ham maddesi olan pamuk yetiştiriciliğinde 1 kilogram pamuk için 10 bin litre suya ihtiyaç vardır. Sonrasında yine bu kot pantolonun işlenmesi sırasında yaklaşık 150 litre kadar su kullanılmaktadır. Dolayısıyla fazladan aldığımız her bir giyim ürünü bile aslında su tüketimidir” şeklinde konuştu.  “Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır”  Sera gazlarının iklim değişikliğine sebep olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bedük, “Sera gazlarından en önemlisi karbondioksittir. Diğer sera gazları da hesaplanırken karbondioksit cinsinden hesaplanır. Tükettiğimiz her bir ürünün bir karbon ayak izi vardır. Bu ürün hem üretilmesi aşamasında hem de tedarik ve tüketiciye ulaşması aşamalarında bir karbon ayak izi oluşur. Dolayısıyla bizler aslında evde tükettiğimiz her bir ürün için bir karbon ayak izi oluştururuz. Kargoyla sipariş ettiğimiz her bir ürün için içtiğimiz bir bardak kahve için, bir karbon ayak izi oluştururuz ve oluşturduğumuz bu emisyon aslında iklim değişikliğine bir katkı sağlar. Dolayısıyla yine su kaynaklarına zarar verir” diye konuştu. 

Şimdi sırada turizmin “karbon ayak izi” var! Haber

Şimdi sırada turizmin “karbon ayak izi” var!

    Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, başlatılan çalışmalardan sonra Türkiye'de bulunan 22 binden fazla konaklama tesisinin yarıdan fazlasının kriterleri yerine getirmeye başladığını söyledi.      Dünya Turizm Örgütü'nün, sürdürülebilir turizmi “Mevcut ve gelecekteki ekonomik, sosyal ve çevresel etkilerini tam olarak hesaba katan, ziyaretçilerin, endüstrinin, çevrenin ve ev sahibi  toplulukların ihtiyaçlarını karşılayan turizm” olarak tanımladığını söyleyen Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar İhlas Haber Ajansına yaptığı açıklamada, "Bu projenin adı aslında Türkiye sürdürülebilir turizm kriterleri ve programı. Bu program TGA ve Kültür Turizm Bakanlığımız aracılığıyla yürütülüyor. Kapadokya Üniversitesi bu konuda danışmanlık hizmeti veriyor. Turizm yaparken turizm faaliyetlerini yaparken hem doğal tarihi güzelliklere zarar verilmemesi hedefleniyor. Daha da önemlisi karbon ayak izi gibi, su sarfiyatı gibi konuların kayıt altına alınması, işletmeler tarafından takip edilmesi ve peyderpey azaltılması hedefleniyor” dedi.  Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Türkiye'nin su stresi olan bir ülke olduğunu belirterek, “Su kaynaklarımız bizim için çok kıymetli ve bunların turizmde kayıtlı kullanılması gerekiyor. Karbon ayak izi yine Türkiye Paris Antlaşması'nın parçası olduğu için 2050 yılına kadar karbonu sıfırlamaya gayret ediyoruz. Bu konuda hükumetimizin çok önemli çalışmaları var. Turizm sektörü de sayın bakanımız sayesinde gerçekten bu konuda dünya çapında ilk adım atanlardan biri oldu” dedi.     Türkiye'nin, Avrupa çapında en fazla sürdürülebilir otele sahip olan ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Karasar, “Turizm sektörümüzü ve konaklama sektörümüzü tebrik etmek lazım. Bu kriterler yayınlandığından itibaren en hızlı şekilde kendisi adapte etti. Şu anda Türkiye'deki 22 biden fazla konaklama tesisinin yarıdan fazlası çok ciddi şekilde hem karbon ayak izlerini, hem su sarfiyatlarını, hem de bütün sürdürülebilirlik kriterlerini takip ediyorlar, dokümante ediyorlar ve azaltma yolunda önemli adımlar atıyorlar. Aslında bir konaklama sektöründe bir odada günlük 20 ila 40 litre arasında su sarfiyatı bekleniyor. Turizmde farklı farklı çözümler olduğunda çok yüksek seviyelere gelebiliyor. Bu gerçekten su stresi olan bölgelerde anlamsız ve gereksiz sarfiyatlara sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.