Hava Durumu

#Ki̇ra

Yeni Marmara Gazetesi - Ki̇ra haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ki̇ra haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ev sahibinin oğlu, kira zammını kabul etmeyen kiracısını darp etti Haber

Ev sahibinin oğlu, kira zammını kabul etmeyen kiracısını darp etti

Olay Kartal ilçesi Yunus Mahallesi’nde geçtiğimiz hafta yaşandı. İddiaya göre uzun zamandır kiracı olan Muhammed Yıldız’ın ev sahibi, bin 500 TL olan kirayı 6 bin TL’ye yükseltmek istedi. Yıldız, kiranın 5 bin TL olması konusunda ev sahibiyle anlaştı. Aynı binada oturan ev sahibinin oğlu C.A. ile bina önünde karşılaşan Yıldız, iddiaya göre C.A. ile sözlü tartışma yaşadı. Sözlü tartışmanın büyümesiyle C.A. Yıldız’a sopa ile saldırdı. Başında yaralanan Yıldız, C.A.’dan şikayetçi olduğunu belirtti. Mağdur Muhammed Yıldız, "Olay 2 ay öncesine dayanıyor. Kiram bin 500 TL idi. Bin 500 TL’den 6 bin TL’ye yükselteceğini söyledi. Ben de haliyle kabul etmedim. Buna rağmen 6 bin TL’de ısrar etti. En son pazarlıkla 5 bin TL’ye indirdik. Olay günü evden dışarı çıktım kapının önünde oğlu ile karşılaştım. O da bana ’evden çıkacaksın’ dedi, ben de ’benim muhatabım siz değilsiniz babanızdır gelsin söylesin çıkayım’ dedim. Ben yoluma devam ettim, tekrar beni çağırdı. Bu kez ayrı bir sinirle, ’hayır evden çıkacaksın’ dedi. Ben de ’baban bana çık desin çıkayım ama sen çıkaramazsın çıkarabiliyorsan çıkar’ dedim. Arabası yanındaydı zaten, aniden dönüp ’sen bana erkeklik mi taslıyorsun’ deyip siyah bir sopa çıkarıp kafama vurdu. Kafamı yardı. Hastaneden darp raporu aldım. Kendisinden şikayetçi oldum. Altlı üstlü oturuyoruz. Sürekli karşılaşma durumumuz da olabilir. Olay nereye gider bilmiyorum, ben artık yüce mahkemenin bir an önce sonuçlanmasını bekliyorum." ifadelerini kullandı.

Zam anlaşmazlığı artık arabulucular sayesinde anlaşmayla sonuçlanıyor! Haber

Zam anlaşmazlığı artık arabulucular sayesinde anlaşmayla sonuçlanıyor!

Arabulucu Avukat Umut Metin milliyet.com.tr'ye yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Kira davalarında çok önemli oranda bir azalma var. Öyle ki aylık 20 bin kira davası sayısı artık geride kaldı. Arabuluculuğun yürürlüğe girdiği 01 Eylül tarihinden itibaren ülkemizde açılan dava sayısı toplamı 3015'tir. Bu sayıya 6 haftada ulaştığımız düşünülürse kira sorunlarında arabuluculuk öncesi ayda 20 bin olan dava sayısının 2 bine düştüğü görülür. Kira davalarında yüzde 90 oranında bir azalma yaşandı. '10 BİN UYUŞMAZLIK DAHA ÇÖZÜLEBİLİR' Toplam anlaşma rakamı 6 haftada 7 bine geldi. Arabuluculukta toplantı süresi 4 haftadır. Bu nedenle şu an toplantıları devam eden binlerce kira sorununda da anlaşma yaratılacağını öngörmekle, önümüzdeki 2 hafta içinde 10 bin kira uyuşmazlığını arabuluculuk sayesinde anlaşma ile sonuçlandırabileceğimize inanıyorum. 'ANLAŞMA VARSA DAVA OLMAZ' Yeni sistemi "Türk Modeli Arabuluculuk" olarak isimlendiriyorum. Toplumumuzda aslında var olan anlaşma isteğini, sorunları dava dışında çözüm kültürünü var eden bir bakış bu. Böylelikle taraflar iletişim kuramayınca veya kendi görüşmelerinde anlaşamayınca sadece davaya başvurmak şeklindeki tek çare yerine artık arabulucular sayesinde hukuken güvenilir bir ortam yaratılıyor. Dikkat etmek gerekir ki arabuluculukta anlaşma varsa artık dava olmaz. 'ANLAŞMA ORANI YÜZDE 70' Ülkemizde arabuluculukta anlaşma oranı ortalaması %70 civarındadır. İhtiyarı arabuluculukta bu oran çok daha yüksektir. Yani taraflar arabulucuya gitmek için dava şartı olması dışında kendileri başvuruyorsa, burada anlaşma ihtimali artmaktadır. İşçi-işveren uyuşmazlıkları, kira uyuşmazlıkları, ticari uyuşmazlıklarda, alacak-verecek tartışmalarında örnek anlaşmalar yaratmaktayız.  'DAVA SAYILARINDA DÜŞÜŞ DEVAM EDER' Dava sayılarındaki düşüş yıl sonuna kadar da gelecek yılda devam eder. Özellikle kira sorunlarında sorunun temeli ekonomik olsa da, çözümünü adliyede aramak yerine, kiracı ve ev sahibini anlaştırmak kıymetlidir. DAVALARDA DİKKAT ÇEKEN DÜŞÜŞ! En çok kira uyuşmazlığı görülen adliyeler İstanbul - Çağlayan Adliyesi ve Ankara Adliyesi'dir. Buralarda dava sayıları arabuluculukla dikkat çeker düzeyde düşmüştür. Ekim ayında İstanbul - Çağlayan Adliyesi'nde açılan dava sayısı 400'den az ve Ankara Adliyesi'nde açılan dava sayısı ancak 250 kadardır. Bu durum arabuluculuğun yüksek başarısını ve toplumun da arabuluculuğu benimsediğini ortaya koymaktadır."

Kira fiyatlarını düşürecek adım: İşte yeni konut modeli! Haber

Kira fiyatlarını düşürecek adım: İşte yeni konut modeli!

Vatandaşın en büyük problemi olan yüksek ev kiraları için yeni model hazırlayan Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) çalışmalarını hızlandırdı. Peki kamu-özel sektör iş birliği ile yeni konut modeli nasıl olacak? Konutlar hangi bedel üzerinden kiraya verilecek? İşte detaylar... Konuyla ilgili milliyet.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Mustafa Hakan Özelmacıklı şu ifadeleri kullandı: "Üyesi olduğumuz GYODER'in yeni konut modeli olarak sunduğu ve son dönemde sıklıkla dile getirdiği model sadece kiralamaya yönelik bir konut arzının sağlanabilmesidir. Malum olduğu üzere aslında ülkemizde son dönemde satılık konut arzının azalması kentsel dönüşümün artması, deprem sonrası ihtiyaç duyulan güvenilir yapı stokunun yeni inşa edilmiş dairelerde yoğunlaşması gibi nedenlerle kira fiyatlarında önemli artışlar oldu ve birçok bölgede kiralık konut bulunamayacak seviyeye geldi. 'FİYATLAR 3-4 KAT ARTTI' Bu da kiralık daire fiyatlarının son yıllarda yaklaşık 3-4 kat artması nedeniyle de mal sahibi ve kiracı anlaşmazlıkları da hat safhaya çıktı. Bu çerçevede sosyal bir problemin de barınma konusunda ciddi noktaya gelmiş oldu. İŞTE YENİ KONUT MODELİ! GYODER'in aslında önerdiği hızlı bir şekilde kiralık konut arzını artırabilecek bazı çalışmaların yapılmasına yöneliktir. Burada da aslında arazinin devlet tarafından kiralama amacıyla gayrimenkul üretecek şirkete belirli bir süre ile tahsis edilmesi, şirketlerin burada finansman desteği bularak inşaat yapmaları ve sadece bunları kiraya vermeleri şekli ile süre bitince ise bu konutların tekrar devlete kalacak olması modelidir. 'AVRUPA'DA BU MODELDE İŞLETİLEN YERLER VAR' Aslında Avrupa'da belediye evleri olarak adlandırılan ve bu modelde işletilen yerler var. Gene İsviçre'de, Almanya'da yüksek oranda bu tür kamu özel sektör modeli ile geliştirilmiş kiralık konut proje örneklerini görüyoruz. Burada aslında bahsedilen kiraya veren kişilerin bir mal sahibi, gerçek kişi olmasından ziyade kurumsal ve kamu özel iş birliği diyebileceğimiz bir şirket olması. Bu şirketin önemli bir avantajı gayrimenkul sertifikaları ve gayrimenkul yatırım fonu modeli üzerinden geliştirilebilecek finansmanlar bulabilecek olması. Aynı zamanda devletin bu kiralarla alakalı oranları belli bir seviyede tutması şeklinde değerlendirilebilir. YENİ MODELDE KİRALAR NE KADAR OLACAK? Hatta bu modelle üretilen konutlar için ABD'nin bazı eyaletlerinde uygulanan oda sayısına göre kira değeri gibi bazı kira değerleri de belirlenebilir ki özellikle bu hanehalkı gelirinin yüzde 30'undan fazla olmaması şekli ile de bu değerlendiriliyor. Süre bittikten sonra ekonomik ömrünü belli ölçüde tamamlamış olan bu yerler ve arsalar tekrar devlete kalıyor. 'ARSA DEĞERİ ORTADAN KALKACAK' Bu modelde maliyeti düşürecek en önemli katkı ise şu anda inşaat satış fiyatlarına yüzde 40-50 oranında etki eden arsa değerinin ortadan kaldırılmasıdır. Arsa maliyeti ortadan kaldırıldığı takdirde yani bu arsaları devletin vermesi durumunda daha düşük inşaat maliyetleri ile aslında bu inşaatlar piyasaya arz edilebilecek. PROJE KİRA SORUNUNA ÇÖZÜM OLUR MU? Bu yerler sadece kiralama amaçlı verileceği için de aslında kira piyasasının da dengelenmesi orta vadede mümkün olabilecektir. 'KİRALIK KONUT ARZINA GÖRE UYARLANABİLİR' Modelin genel tanımına yap-kirala-devret modeli ile de daha önce bizlerin de dile getirdiği modelin özellikle OVP çerçevesinde gerçekleşebileceğine inanıyoruz. Son dönemde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin de söylemleri Hazine arazilerinin bu çerçevede kullanılabilmesine olanak sağlayacak gibi gözüküyor. OVP'deki temel hedef konut sahibi edindirmeye yönelik olsa da aslında ülkemiz açısından konut sahipliğinin yanında sadece kiralık konut arzına göre de bu model uyarlanabilir. Yaklaşık 2 yıldır etkili bir şekilde model üzerinde çözümler üretmeye çalışan GYODER'in finansman konusunda da özellikle yurt dışından bazı finansman kuruluşları ile de görüştüğü belirtildi. Tabi uzun vadeli finansman modellerinde sigortaların emeklilik fonları, gayrimenkule dayalı sertifikalar önemli finansman kaynaklarını oluşturuyor. Ülkemizde de kabul edilebilir bir döviz karşılığı ile yurt dışından finansmana erişim bu tür projeler için de mümkün olabilir. Mesela yurt dışında nispeten dar gelirli ve ihtiyaç sahipleri için belediyeler hatta eyaletler tarafından mal sahiplerine, ya da kamusal şirketlere kira garantileri veriliyor. Burada model aslında vatandaşa da güvenilir, sağlıklı, deprem riskinden nispeten arındırılmış ve bir sosyal imkanı olan alanlarda barınma ihtiyacına çözüm üretmek olarak değerlendirebiliriz. YENİ MODELDE 500 BİN KONUT ÜRETİMİ HEDEFİ PİYASAYI NASIL ETKİLER? Ülkemizdeki bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz sayısına baktığımızda yaklaşık 23 milyon, malik sayısına baktığımızda da 53 milyona yakın malik olduğunu görüyoruz. Aslında burada kamu-özel sektör modelinde GYODER'in verdiği rakamlar gayrimenkul sahipliğinin kurulacak olan kamu özel iş birliği şirketlerine ait olacak oranı olarak değerlendiriliyor. Bu aslında çok yüksek bir hedef değil, nedenini şöyle ifade edebiliriz. Hükümetin 5 yıl içerisinde sadece İstanbul için yenilemeyi hedeflediği konut sayısı 1.5 milyondur. Bunu her yıl 200 bini rezerv alanda, 100 bini kentsel dönüşüm çerçevesinde yerinde olmak üzere yıllık 300 bin konut hedefi ile 5 yılda planlıyor. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'de kira probleminin yoğun yaşandığı iller başta olmak üzere arazi tahsisi ile ve buna uygun finansman modeli ile bu sayının rahatlıkla karşılanabileceğine inanıyoruz. Şunu unutmamak lazım: Ülkemiz önemli bir deprem geçirdi. Bu deprem sonrasında yüz binlerce konutun deprem bölgesindeki inşası devam ediyor. Var olan iş gücümüz, var olan makine parkımız, teknik imkanlarımızın o bölge için seferber edildiğini görüyoruz. Dünyaya müteahhitlik hizmeti veren ülkemizin bir zamana ihtiyacı olacaktır. Deprem gerçeği ve riskli yapı stokumuz unutulmamalıdır. Bu noktada da ekonominin can damarı olan İstanbul'a mutlaka bir öncelik verilmesi gerekmektedir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.