Hava Durumu

#Kibris

Yeni Marmara Gazetesi - Kibris haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kibris haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Davut Gürkan: ''Bizi hiç yanıltmayan bu zihniyet, tamda CHP zihniyetidir'' Haber

Davut Gürkan: ''Bizi hiç yanıltmayan bu zihniyet, tamda CHP zihniyetidir''

Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan'dan büyük tepki. Daha önce Türkiye'ye çok ağır hakaretler eden modacı Barbaros Şansal'a, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından özel VİP minibüs gönderilmesi, en iyi şekilde ağırlanması sonrasında Başkan Mustafa Bozbey'e hükümet kanadında tepkiler sürüyor. Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan paylaştığı video ve yaptığı açıklamayla, Başkan Bozbey'i ve CHP'yi eleştiri yağmuruna tuttu. Davut Gürkan, ''Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni nasıl bir zihniyet yönetiyor? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu kadim kentin değerlerine, tarihine, kültürüne en uzak ve saygısı olmayan bir belediye başkanı olmuştur! Ne yazık ki, son yaşanılanlarla da Bursa’ya çok yazık olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ekmeğini Türkiye’de kazanan bir kişi düşünün… Aynı zamanda ülkesine sürekli hakaret eden biri. Hakaret de yetmeyince, ağıza alınmayacak galiz küfürlere başvuruyor! Utanma duygusundan o kadar yoksun ki, tüm bu hakaret ve küfürleri kendi sosyal medya hesaplarından da rahatça paylaşabiliyor. O kadar rahat ki, FETÖ firarilerinin kanallarında canlı yayına katılıp keyifle, Bozbey'in yaptığı kıyakları, resmi plakalı araçlarla alınıp yemek masalarında nasıl ağırlandığını anlatıyor! Ülkesine, milletine, devletine hakaret ve iftira atan bu kişi, ‘terzi yamağı’ Barbaros Şansal… LGBT ve cinsiyetsiz toplum savunucusu, bu toprakların vazgeçilmezi olan tüm milli ve manevi değerlere karşı düşman bir isim… Ne yazık ki, ağzı bozuk bu “terzi yamağı” ve ustası, Belediye Başkanı Mustafa Bozbey tarafından ihya edilmek isteniyor! Bu yapıyı iyi tanımak lazım! Bunlar, Türk aile yapısıyla, millî ve manevi değerlerle ve devletle sorunu olan, millete kibirle tepeden bakan samimiyetsiz bir yapıdır. Halkı sevmezler ancak, toplumun mesafeli durduğu konu ve tartışmalı yapıları, tüm akçeli işleri severler. Bizi hiç yanıltmayan bu zihniyet, tamda CHP zihniyetidir. Bu zihniyete kaşı karşı milletimiz adına, hemşehrilerimiz adına mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz!'' ifadelerini kullandı. İŞTE O PAYLAŞIM Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni nasıl bir zihniyet yönetiyor? Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, bu kadim kentin değerlerine, tarihine, kültürüne en uzak ve saygısı olmayan bir belediye başkanı olmuştur! Ne yazık ki, son yaşanılanlarla da Bursa’ya çok yazık olduğu… pic.twitter.com/MkRSWXL3fg — Davut Gürkan (@davutgurkan) November 22, 2024

Kuzey Kıbrıs’ta Yeni Kelebek Türü Haber

Kuzey Kıbrıs’ta Yeni Kelebek Türü

Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi.   Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı.  Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı.  Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu.  Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli  Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu.  Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı  Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı.  Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor  “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.  Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi.  Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli”  Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı. Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.

Antalyasporlu Cimnastikçiler Kıbrıs'ta Şov Yaptı Haber

Antalyasporlu Cimnastikçiler Kıbrıs'ta Şov Yaptı

Kıbrıs'ta düzenlenen Altın Kurdele Ritmik Cimnastik Turnuvası'nda Antalyasporlu cimnastikçiler, genel tasnif sonuçlarına göre ilk üç içerisinde yer alan toplam 12 derece elde etti.  Bu sene 2. defa düzenlenen Altın Kurdele Ritmik Cimnastik Turnuvası, 28-30 Haziran 2024 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin liman kenti Girne'de gerçekleşti. Altın Kurdele Ritmik Cimnastik ve Spor Derneği tarafından düzenlenen özel bir turnuva olan organizasyona katılan 2010-2018 doğum yılı aralığındaki Antalyasporlu cimnastikçiler, genel tasnif sonuçlarına göre ilk üç içerisinde yer alan toplam 12 derece elde etti. Ertuğrul Apakan Spor Salonu'nda düzenlenen turnuvada derece elde eden en minik Antalyasporlu olan 2018 doğumlu Elif Asya Ramazanoğlu, Yavru Vatan'dan birincilikle ayrılırken; 2017 doğumlu Elena Nazile Önel ve Meriç Geçgel birincilik alan takım arkadaşları oldular. Yine 2017 doğumlu olan Antalyasporlulardan Daria Sukic ve 2016 doğumlu Sare Gül ise sırasıyla ikinci ve üçüncü oldular. Kırmızı-beyazlı takımın sporcuları Avelina Levchenko, Lidya Akkız ve Ela Sert ise 2015 klasmanında sırasıyla ilk üç sırayı alarak rakiplerine kürsü şansı tanımadılar. Öte yandan 2013 doğumlu Evangelina Gündüz ve 2012 doğumlu Ayşe Melek Alp birer birincilik kazanarak 2015 ekibinin başarılarını taçlandırdılar. 2011 doğumlu Ceyda Alp'in ve 2010 doğumlu Alisa Akhun'un ise sırasıyla ikinci ve birinci olarak Antalyaspor cimnastik takımının adadaki toplam derece sayısını 12'ye yükselttikleri organizasyondan Antalya temsilcisi 7 adet birincilik, 3 adet ikincilik ve 2 adet üçüncülük kazanarak ayrıldı. 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın KKTC İle İlgili Açıklamaları Haber

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın KKTC İle İlgili Açıklamaları

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti ve güvenliği nasıl milli davamız ise; üreten, büyüyen, müreffeh, mali yapısı güçlü bir KKTC de bizim davamızdır” dedi.   Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması imza töreni ve ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Yılmaz, tarafların karşılıklı görüşmeleri ve katkıları ile bir süredir devam eden 2024 Yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’na ilişkin istişarelerimizi verimli bir şekilde tamamladıklarını belirtti. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki iş birliği ve kardeşlik bağlarını daha da güçlendirecek, daha güçlü bir KKTC'nin inşasına katkıda bulunacak önemli konularda fikir birliğine vardıklarını vurguladı. Kıbrıs Türk halkının refahını ve sürdürülebilir bir ekonomiye kavuşmasını sağlamak amacıyla gerekli adımların atılması noktasında kararlı olduklarını altını çizen Yılmaz, “Bugün imzaladığımız 2024 Yılı Anlaşmamızda yer verdiğimiz ana perspektife geçmeden önce, geçtiğimiz 1 yılda neler yapıldı, mevcut anlaşma ile hangi alanlarda ne gibi kazanımlar elde ettik onlara kısaca değinmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl Haziran ayında yürürlüğe giren 2023 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması çerçevesinde KKTC’ye 9,5 milyar lira ödenek tahsis edilmişti. Bu rakamın yaklaşık 7,86 milyar lirası harcanmıştır. Burada şunun altını çizmek isterim; bir anlaşma, program veya faaliyetin başarısını ölçen göstergelerden biri de bütçe gerçekleşme oranıdır. Bu kapsamda 2023 yılı Anlaşmasında gerçekleşme oranı yüzde 83 olup, bu oranın son dönemlerde yapılan Anlaşmalar içinde en yüksek oran olduğunu ayrıca belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.  2023 yılı Anlaşması kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bütçesine doğrudan verilen desteklerin dışında birçok projeyi de hayata geçirdiklerini bildiren Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:  “Yeni Ercan Havalimanı, Temmuz 2023’te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir tören ile hizmete açılmıştır. Yeni Ercan Havalimanı sadece bir havalimanı değil, yıllarca haksız ablukalar altında kalmış bir devletin dünyaya verdiği mesajdır. Bu niteliğinin yanı sıra proje ile Ada ekonomisine de büyük katkılar sağlanmıştır. Yılın ilk 4 ayında 1,4 milyon yolcu sayısına ulaşılmış olup yılsonu hedefi ise 5 milyon yolcudur. Sulama ve içme suyu yatırımları ilerletilmiş, ‘KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Planı’ ve ‘Orta Mesarya Ovası Sulaması İletim Hattı Projesi II. Kısım’ çalışmaları sürdürülmüştür. Ada tarımını büyük katkı koyacak bu projeler ile verimli Mesarya bölgesinin su ile buluşmasını sağlamış olacağız. KKTC Narenciye sektörü, ileri meyve işleme, donmuş ve soğuk depolama kapasitesinin geliştirilmesi projesi kapsamında, narenciye ürünlerine yönelik soğuk ve donmuş muhafaza odaları yapımı, meyve suyu konsantresi üretim kapasitesinin artırılması ve tüm bu projeyi de güneş enerji sisteminden faydalanarak hayata geçirecek projenin lansmanını da geçtiğimiz ay gerçekleştirdik. Kısa sürede Projenin hayata geçirileceğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.”  Yılmaz, kurak geçen yıl boyunca KKTC küçükbaş hayvancılık sektöründe yaşanması beklenen küçülmenin önüne geçilebilmek için 9400 ton hibe arpaya yaklaşık 70 milyon Türk Lirası finansman sağlandığını ayrıca 3798 işletmeye, bu işletmelerde kayıtlı toplamda 265 bine yakın küçükbaş hayvan için destek sağlandığını bildirdi.  Türkiye Cumhuriyeti finansmanı ve teknik desteği ile geliştirilen reşatbey ve beşparmak gibi arpa çeşitlerinin tohumluk üretiminde kullanılmak üzere Lefkoşa Atık Su Arıtma tesislerinde arıtılan su devlet üretme çiftliklerine ulaştırıldığını belirten Yılmaz, “Sağlık Bakanlığımız tarafından KKTC’nin sağlık altyapı ihtiyaçları ayrıntılı bir çalışma ile tespit edilmiştir. İhtiyaçların teminine yönelik Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ve Sağlık Bakanlığımız arasında bir protokol imzalanmış olup ihtiyaçları bir plan dâhilinde yıl içinde temin edeceğiz. Milli Savunma Bakanlığımızın büyük katkılarıyla devam eden Yeni Girne Askeri Hastanesi Projesi tamamlanmak üzeredir. Güzelyurt Hastanesinin Projesi acil ve poliklinik hizmetlerini sunacak şekilde revize edilmiştir. Pamuklu ve Maraş sağlık merkezleri ile Lapta Sağlık Ocağının baştan sona tadilatı ve büyütülmesi işleri projelendirilmiş ve toplam 45 milyon TL kaynak sağlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi Hizmet binaları, Millet Bahçesi ve Millet Camii yapım çalışmalarında önemli mesafe kaydedilmiştir. Pandemi nedeniyle yavaşlayan bu projeyi açılışını yapabilecek seviyeye getirmek için yoğun bir çalışma yürüttüğümüzü ifade etmek istiyorum. Taşınmaz Mal Komisyonu’nda 2021 yılına kadar tamamlanan tüm tazminat dosyalarının ödeme süreçleri, anlaşma kapsamında da katkılar sağlanarak tamamlanmaya yakın hale gelmiştir. KKTC Genelindeki Köy Yollarının iyileştirilmesi kapsamında geçtiğimiz yıl 41,5 km’lik kesim tamamlanarak toplamda 152,6 km yol trafiğe açılmıştır. KKTC’de özellikle taşrada yer alan okulların teknik ve teknolojik altyapısı güçlendirilmesi ve Depremde Yıkılma Riski Taşıyan Okulların Güçlendirilmesi Projesi kapsamında ödenek tahsis edilmiştir. Bu kapsamda Ada genelinde 13 okulun tamir ve tadilatına başlanmıştır” açıklamalarında bulundu.  “Türkiye olarak Kıbrıs Türkünün hak ettiği refah seviyesine ulaşması için bugüne kadar hiçbir çabayı esirgemedik, bundan sonra da gayretlerimizi titizlikle sürdüreceğiz”  E-devlet işbirliği kapsamında dijital dönüşüm ve elektronik devlet kurumunun aktif hale getirilmesi’ yönünde yasal altyapı tamamladığını ifade eden Yılmaz, “Bu çerçevede, kurumun teşkilatı oluşturulmuş olup, kurum Dijital Dönüşüm Ofisi ve TÜRKSAT işbirliğinde çalışmalarına yoğun bir şekilde devam etmektedir. Gazimağusa ve Serbest Liman ile Lefkoşa Kargo Şubesi e-devlete entegre edilmiş; MEBSİS Programının KKTC’de Ortaöğretim ve Liselerde de yaygınlaştırma çalışmalarına başlanmıştır. Geçitkale Havalimanı’nda uçuş güvenliğini artıracak revizyonlar yapılmış enerji alt yapısı yenilenmiştir. Ayrıca uzun yılardır gündemde olan şans oyunlarından vergi alınmasına ilişkin yasal düzenleme ve yine son dönemde yabancıya konut satışına yönelik olarak yapılan yasal düzenlemelerin yasalaşmış olmasından duyduğumuz memnuniyeti de belirtmek isterim. Bunların yanı sıra turizmden yükseköğretime, enerjiden girişimcilik desteklerine, yerel yönetim projelerine pek çok alanda KKTC’ye kalkınma desteği sağlanmıştır. Türkiye olarak Kıbrıs Türkünün hak ettiği refah seviyesine ulaşması için bugüne kadar hiçbir çabayı esirgemedik, bundan sonra da gayretlerimizi titizlikle sürdüreceğiz” dedi.  İmzalanan 2024 Yılı anlaşmamızda ise KKTC İktisadi ve Mali İşbirliğimiz için yaklaşık 14 milyar lira yeni ödenek tahsis ettiklerini vurgulayan Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü:  “ Böylece devirlerle birlikte imzaladığımız 2024 Anlaşması kapsamında yaklaşık 16 milyar liralık ödenek kullanmayı öngörüyoruz. Bu yılki Anlaşmada hedefimiz Bütçe Açıklarının finansmanından ziyade daha verimli alan olan altyapı yatırım ve reel sektör proje ve programlarının desteklenmesidir. İşbirliğinde verimliliği artırma irademizin, tüm kalemlere yansıtıldığını ifade etmek istiyorum. Bu kapsamda anlaşmada toplam desteklerin yüzde 50’si yatırım ve reel sektör desteklerine ayrılmış durumdadır. Bu açıdan enerji arz güvenliğine özellikle önem veriyoruz. KIB-TEK Santrallerinin bakım onarımı için finansman sağlanacak, Türkiye Cumhuriyeti EÜAŞ tarafından sağlanan mobil treyler elektrik santralleri Adada hizmet vermeye devam edecektir. KKTC’de yatırım ortamının iyileştirilmesi ve sanayinin gelişmesi de önceliklerimiz arasında. Organize Sanayi Bölgelerinin altyapı ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik yatırımlara finansman sağlanacaktır. Ayrıca genç girişimciler ve yenilikçi iş fikirleri desteklenecektir. 2016 yılından bu yana birçok başarı hikâyesine vesile olan ‘KKTC Girişimcilik Projesi’’ne, programın başarısıyla orantılı olarak artan ödenekler ve yeni vizyonlarla devam edilecektir. Diğer taraftan Organize Hayvancılık Bölgeleri ile Balıkçı Barınaklarının altyapı eksiklerini giderme yönündeki çalışmalar sürecektir. Dere ve gölet ıslahlarının yanında modern sulama sistemlerinin kurulumu için destek sağlanacaktır. Hibe programları ile KKTC’li çiftçilerin yatırım ihtiyaçlarına destek verilecek. Orta Mesarya Ovası Sulaması İletim Hattı Projesi ve 207 kilometrelik Depo Bağlantı Hattı Projesi ne devam edilecektir. Ulaştırma alanında; 2024 yılı içerinde 60 km yolun daha tamamlanarak hizmete açılması hedeflenmektedir. Önemli bir güzergâh olan, Lefkoşa çevre yolunun devamı tamamlanarak hizmete açılacaktır. Turizmde; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti markasının küresel turizm pazarında ileriye taşınması için işbirliğimiz sürecek. Bu kapsamda Adanın ‘Turizm Master Planı’ hazırlıkları için tüm teknik birikimimizle KKTC’ye destek vereceğiz. Sanayi ve hizmet sektörüne bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip, yüksek verimli insan gücünün yetiştirilmesi için KKTC’de Meslek liselerinin alt yapıları güçlendirilecek. KKTC’de bulunan 12 meslek lisesinin yaşam boyu eğitim merkezi haline getirilerek Kıbrıs Türkü beşeri sermaye yönünden de ilerletilmiş olacak. Gençlik ve Spor alanında İskele’den Dipkarpaz’a, Lapta’dan Gazimağusa’ya pek çok nokta spor tesisleriyle donatılacak. Gençleri farklı spor dalları ile buluşturacak Projelere finansman sağlanacak Sağlık alanında ise devam eden projelerin tamamlanması ve ihtiyaç olan yerlerde yenilerinin inşa edilmesine odaklanmış durumdayız. Gazimağusa Devlet Hastanesine Kalp Damar Cerrahi servisi, anjiyo ve ameliyathanenin kurulması için cihazların temini tamamlanmak üzere. Pamuklu ve Maraş’a yeni sağlık Merkezleri yapımı ile Lapta Sağlık Ocağının Tadilatı ve genişletilmesi çalışmalarının 2024 yılı Anlaşması çerçevesinde tamamlanmasını hedefliyoruz. Yeni Güzelyurt Hastanesi’nde yıllardır yarım kalan karkas binanın hizmete açılması için ortak çalışmalar başlatıldı. Güzelyurtlunun elzem ihtiyacına cevap verecek şekilde, ilk önce acil servis ve poliklinik hizmeti sunumuna başlanacak ve ilerleyecek. Ayrıca, Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’nin depreme dayanıklı hale gelmesini ve yenilenmesini sağlamış olacağız. Tıbbi cihazdan teçhizata ve yeni sağlık merkezlerine sağlık alanında işbirliğimizi de diğer tüm alanlar gibi güçlendireceğiz.”  “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti ve güvenliği nasıl milli davamız ise; üreten, büyüyen, müreffeh, mali yapısı güçlü bir KKTC de bizim davamızdır”  Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkü’nün ekonomik ve sosyal açıdan daha güçlü bir seviyeye gelmesi için her zaman dayanışma içinde KKTC ile birlikte çalıştığını çalışmaya da devam edeceklerinin altını çizen Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün hak ve hakkaniyeti için verdiğimiz mücadele sadece müzakere süreçleriyle sınırlı kalmayacak kadar derin ve kapsamlıdır. Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti ve güvenliği nasıl milli davamız ise üreten, büyüyen, müreffeh, mali yapısı güçlü bir KKTC de bizim davamızdır. Bölgede istikrar ortamının sağlanması ne kadar önemliyse KKTC’de yatırım ortamının iyileşmesi, yapısal reformların süratle yasalaşması da o kadar önemlidir. Vatandaşın kamudan aldığı hizmetlerde iyileşme sağlamak, bürokrasiyi azaltacak projeleri desteklemek de önceliklerimiz arasındadır. Sadece turizm ya da yükseköğretim ile değil teknolojiyle, dijitalleşmeyle, yeşil ekonomiyle anılan bir KKTC uzak değildir. Özellikle Kıbrıs Türkü gençlerin bölgede yaşanan acı hadiselere bakarak ülkelerinin geleceğine dört elle sarılması, KKTC’de memurun, doktorun, öğretmenin, akademisyenin görevini bu bilinçle yapması gerekmektedir. Biz, KKTC’nin toprağını yeşertecek su hatlarını inşa ederken, Kıbrıs Türkü’nü yaşatacak sağlık desteklerini yaparken, enerji arzını sağlarken bu düşünceyle, bu bakış açısıyla hareket ediyoruz. Yenilenen okullarda eğitim alacak her bir çocuğumuz için, meslek sahibi olacak her bir öğrenci için, esnafı için çiftçisi için bu hassasiyetle çalışıyoruz” diye konuştu.  KKTC’nin bağımsızlığı yolunda seve seve canlarını feda eden kahramanları daima hatırımızdadır ve emanetine sahip çıktıklarını söyleyen Yılmaz, “Bu milli dava bilinciyle; Ancak ve ancak Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi çözüme giden yolu açacaktır diyoruz. Kıbrıs Türküne daha kaliteli bir hayat sunmak için ve KKTC’nin kalkınması için yine omuz omuza, gönül birliği içinde çalışacağız diyoruz. Allah kardeşliğimizi ve dayanışmamızı daim etsin” dedi.

Kıbrıs Anamur Arası Feribot Seferleri Başlıyor Haber

Kıbrıs Anamur Arası Feribot Seferleri Başlıyor

Mersin'in Anamur ilçesinde hazır hale getirilen iskele ve kiralanan feribot ile Kıbrıs'a ulaşımın 1,5 saate düşeceği belirtildi. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, "Burası Kıbrıs'a en yakın noktamız. 450 kişilik bir feribot kiralandı. Haziran ayı içinde seferler başlayacak. 1,5 saatte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Girne limanına buradan seyahat yapılabilecek" dedi.  Kıbrıs'a en yakın nokta olan Mersin'in Anamur ilçesinde yapılan iskele, feribot seferleri için hazır hale getirildi. Valilik öncülüğünde ilçe kaymakamlığı, Ticaret ve Sanayi Odası ile iş adamlarının desteğiyle organizasyonu sağlayacak şirket kuruldu. Gümrük binasıyla birlikte hazır olan iskeleden KKTC'nin Girne limanına 1,5 saatte ulaşım sağlanması için 450 kişilik feribot kiralandı. Anamur'u ziyaret ederek iskeleyi yerinde inceleyen Vali Ali Hamza Pehlivan, seferlerin haziran ayı içerisinde başlayacağını duyurdu.  Vali Pehlivan, "2019 yılında burası feribot ve deniz uçağı iskelesi olarak yapıldı. 2021 yılında da birimlerin yer alacağı bina yapılmıştı. Yapıldığı günden bugüne buraya bir fonksiyon yükleme konusuydu. Burada yapılış maksadına uygun şekilde bir işlev kazandırmak üzere Anamur Kaymakamımız, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız ile ilgili arkadaşlarla toplantılar gerçekleştirdik. Mersin Valiliği olarak buranın devrini bakanlıktan almaya talip olduk. Geçtiğimiz sene bakanlık oluruyla devrini aldık. İlçede de kurumlar ve iş dünyası bir oluşum gerçekleştirdi, şirket kurdular. Detaylı olarak görüşmeler yaptık. Biz valilik olarak bu şirkete kiralamak suretiyle işletim hakkını verdik" diye konuştu.  "1,5 saatte Girne limanına ulaşım sağlanacak"  İskelede bulunan gümrük kapısının fonksiyonel olmadığını aktaran Vali Pehlivan, "Burada şimdi gümrüklü bir alan oluşturuluyor. Liman başkanlığımız var, emniyet birimlerimizi oluşturuyoruz. Yolcu giriş çıkışlarına kadar burada düzenlemeler yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Güzel bir haber vermek istiyorum. Haziran ayı içerisinde inşallah bu iskeleden Kıbrıs'a feribot seferleri başlıyor. Burası Kıbrıs'a en yakın noktamız. 450 kişilik bir feribot kiralandı. Haziran ayı içinde seferler başlayacak. 1,5 saatte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Girne limanına buradan seyahat yapılabilecek" ifadelerini kullandı.   Seferlerin başlamasından sonra da turizm amaçlı teknelerin gelip gideceğine dikkat çeken Pehlivan, "Anamur turizm potansiyeli olan da bir ilçemiz. Bu iskeleye tam da zamanında bir fonksiyon vermiş olduk. Turizm hareketliğini arttıracak yol çalışmaları, beraberinde burada deniz yoluyla ulaşımla ilgili bir adım sadece Anamur'a değil, çevre ilçelerin yanı sıra Antalya'dan Karaman'a, Konya'dan Adana ve Niğde'ye kadar iç Anadolu'nun diğer illerine hizmet edecek. Bu bir başlangıç" şeklinde konuştu.

Bakan Güler: Haber

Bakan Güler: "En iyi alternatif olarak gördüğümüz uçak Eurofighter"

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durdukları ve en iyi alternatif olarak gördükleri uçağın Eurofighter olduğunu belirtti.  Milli Savunma Bakanlığı tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen faaliyetler hakkında basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ise sunumunu gerçekleştirdikten sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Güler, terör örgütü mensuplarının, paramotor kullanarak geçiş faaliyetlerini engellemek için gerekli tedbirlerin alındığını ifade ederek, “Günümüz muharebelerinin en önemli kuvvet çarpanlarından biri hava savunma sistemleridir. Bu kapsamda, yurt savunmasını gerek hudutlarımızda gerekse hudutlarımızın ötesinde tespit edip etkisiz hale getirecek imkan ve kabiliyetimizi sürekli olarak geliştirmekteyiz. Yerli ve milli savunma sanayimiz, silah-radar sistemleri de dahil artık her türlü tedbiri geliştirecek seviyededir” diye konuştu.  “Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir”  Bir gazetecinin ABD’nin terör örgütü PKK/YPG ile tatbikat yapmasıyla ilgili sorusu üzerine Güler, “Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Sonuçta biz NATO’da müttefikiz. Bizim kimseden çekincemiz yok. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere NATO ve benzeri toplantılarda söyleyeceklerimizi açıkça dile getiriyoruz. Müttefiklerimizin Suriye’de yaptıklarının kabul edilemez olduğunu her ortamda vurguluyoruz. Kimse bizim zekamızla alay etmesin. YPG’li teröristlerle yaptıkları hiçbir faaliyet kabul edilemez. Daha önce teröristlere helikopter kullanma eğitimi veriyorlar dedim. Yine geçtiğimiz hafta içinde tatbikat yaptılar teröristlerle. Her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Bu durumun kabul edilebilir tarafı yoktur” cevabını verdi.  “2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve millî sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız”  SİPER Ürün-1 ve HİSAR Projelerinin hava savunma sistemine yönelik ne gibi katkı sağlayacağının sorulması üzerine Bakan Güler, "Günümüzde bir ülkenin hava savunma sistemlerindeki başarısı caydırıcılığının en önemli göstergesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak birinci önceliğimiz caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda; hem alçak irtifa hem orta irtifa hem de yüksek irtifada sistemlerimizin hepsinin prototipleri tamamlandı. İnşallah önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve milli sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız” açıklamasında bulundu.  “(F-16)Süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız”  F-16’ların tedarik ve modernizasyon sürecinin uzaması sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri’nde zafiyete neden olup olmayacağı sorulması üzerine Güler, şunları söyledi:  “Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu anda envanterinde bulunan uçakları yeterlidir. Ancak biz geleceği düşünmek ve planlamak durumundayız. ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. Mevcut F-16’larımızı modernize etmek istiyoruz. Türkiye’nin etrafındaki hiçbir ülkede TUSAŞ gibi bir kuruluş yok. F-16 modernizasyonunu çok rahat kendimizin yapabileceğini düşünüyoruz. Şu an sorun görmüyoruz, ancak süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız.”  “En iyi alternatif olarak gördüğümüz uçak Eurofighter”  Bakan Güler, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı alımına ilişkin soru üzerine, F-16’lara en iyi alternatif olarak gördükleri uçağın Eurofighter olduğunu vurgulayarak, “Biz ilk aşamada 20 daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz. Biliyorsunuz asıl hedefimiz 5'inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’ı Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine almaktır. O döneme kadar Eurofighter alma konusunda bir gelişme olmazsa ve süreç uzarsa zaten böyle bir ihtiyaç da kalmamış olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.  Öte yandan Güler, Türkiye’nin müttefiklerinin de kullandı Eurofighter’ların iyi bir uçak olduğunu ve Hava Kuvvetleri tarafından sorunsuz bir şekilde kullanabileceğini değerlendirdiklerini söyledi.  “Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman ‘sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım’ gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık”  Güler, İsveç’in NATO üyeliğine onayı için F-16 satışının şart olarak sunulup sunulmayacağı sorusuna da, “Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman ‘sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım’ gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık. Cumhurbaşkanımız İsveç’in NATO üyeliği konusunu parlamentoma göndereceğim dedi ve sözünü tuttu. Beklentimiz F-16 konusunda da bizim yaptığımız gibi karşı tarafın sözünü tutması ve somut adımlar atmasıdır” yanıtını verdi.  “Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz”  Yunanistan’ın F-35’e sahip olacak olmasının Türkiye adına olumsuz güç dengesine neden olup olamayacağı sorusuna ilişkin ise Güler, “Biz gerçek anlamda Yunanistan ile iyi komşuluk ilişkilerini kurmak istiyoruz. Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz. Önemli olan caydırıcı bir güce sahip olmaktır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde caydırıcı gücümüzü artırmayı ve komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmeyi devam ettireceğiz” dedi.  “(Tuzla Piyade Okulu) Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız”  Tuzla Piyade Okulu’na ilişkin iddiaların sorulması üzerine Bakan Güler, olayın 10 Kasım’da meydana geldiğini dile getirerek, “Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir” diye konuştu.  “Bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız”  Suriye ile ilgili olan ilişki düzeyini değerlendiren Bakan Güler, “Biz bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız. Suriye’de dörtlü toplantılar başlamıştı. Rejimin, BM’nin kendisine yüklediği sorumlulukları var; anayasanın kabulü, halkın onayına sunulması, seçimlerin yapılması gibi Bu şartlar yerine getirildikten sonra biz de herkes gibi gereğini yapacağız. Biz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları başlamadan önce çok şey yaşadık. Suriye’den ne kadar tehdit almışız, ne kadar roket saldırısına maruz kalmışız ona bakmak lazım. 600 vatandaşımızı şehit vermişiz. Sadece Zeytin Dalı Harekatı’nda 54 şehidimiz var. Şimdi 'Suriye’de ne işimiz var' diye soruyorlar. 600’ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz böyle bir şey sorulabilir mi? Anayasa ve seçimler yapıldıktan sonra ve hudutlarımızın güvenliği sağlandıktan sonra gerekeni yapacağız. Ama sınırlarımızın güvenliği sağlanmadan, rejimin verdiği sözler yerine gelmeden kimse bizden bunu beklemesin” açıklamasında bulundu.  “Kıbrıs’a sık sık gemilerimiz gidiyor”  Kıbrıs’ta bir üstten ziyade gemileri bağlamak için eski bir limanı yenilemek istediklerini söyleyen Bakan Güler, “Oraya sık sık gemilerimiz gidiyor, tatbikatlara katılıyoruz, ziyaretler yapıyoruz ama yarın TCG ANADOLU oraya gitse bağlanacağı iskele yok. Orada eski bir iskele var onu yeniliyoruz” dedi.  “Mayın tarama gemilerimiz Romanya’nın sınırlarının bittiği yere kadar sürekli devriye yapacak”  Karadeniz'de Türkiye, Romanya ve Bulgaristan ile ‘Mayın Karşı Tedbirleri İşbirliği’ni kurduklarını dile getiren Güler şu ifadelere yer verdi:  “Buradaki amaç hem Rusya, hem Ukrayna limanlarından sürüklenen mayınları tespit ederek boğazlarımıza gelmeden imha etmek. Mayınları bugüne kadar tespit ettikçe imha ettik. Karadeniz’de deniz karakol uçaklarımızla, gemilerimizle mayın tespit çalışmaları yapıyoruz. Son zamanlarda biraz fazla mayınlar gelmeye başlayınca böyle üçlü bir yapı kurduk. Mayın tarama gemilerimiz Romanya’nın sınırlarının bittiği yere kadar sürekli devriye yapacak.”  “Şuandaki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker”  Bedelli Askerlik hakkında sorulan soruları yanıtlayan Güler, “2019’da bir kanun çıktı, artık buna herkes uyacak. Bundan geri adım atmamız söz konusu değil. Toplumun her kesimi destek verdi ve meclisin onayıyla çıktı. Bizim askerlik sistemimiz Türkiye’nin garantisidir. Biz hiçbir zaman tamamen profesyonel orduyu istemiyoruz ve düşünmüyoruz. Bunu vatandaşımız da istemiyor. Bizim şuanda ki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker” ifadelerine yer verdi.  Bakan Güler, Suriye’de herhangi bir tehlikenin öngörüldüğü takdirde operasyon yapılması gerekiyorsa bu operasyonun yapılacağını dile getirdi.  “Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı”  Kuzey Irak’ta yapılan operasyonlar hakkındaki soruları yanıtlayan Bakan Güler, “Artık biz bu terör belasını kesip atmak istiyoruz. Türkiye’nin önümüzdeki 10-20-30 yıl daha buna tahammülü yok. Ülkemizi ve milletimizi bu beladan kurtarmak istiyoruz ve bununla ilgili de kesin sonuçlu iş yapıyoruz. Yapılan operasyonların sınırlarımıza etkisi var mı? 5-6 senedir sınırlarımızda bir tehdit yok. Şırnak’a, Hakkari’ye gidip geliyoruz ve emniyetli olduğunu görüyoruz. Bizim şuanda Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı. Teröristlerin “kale” diye kazdıkları yerler onların mezarı oluyor. Bir kaç yer daha var ve oraları da onların mezarına çevireceğiz” açıklamasında bulundu.  “Projeler ve ürünlerle ilgili güvenlik zafiyeti oluşturabilecek bilgileri paylaşan kişileri mahkemeye vereceğiz”  Savunma sanayinde yapılan haberlerin güvenlik zaafiyeti oluşturabileceğine dikkati çeken Bakan Güler, “Savunma Sanayii’ndeki faaliyetlerimiz ile ilgili haberlerde çok fazla detay paylaşılıyor. Arkadaşlar burada bahsedilen detayları kimi ilgilendirebilir. Bunu niye yazıyoruz biz? Bunu size biri veriyor, alan da bütün detaylarına kadar yazıyor. Biz kendimiz de çok dikkat edeceğiz ama sizlerden de istirham ediyorum. Bu konuda biz de tedbir alacağız. Projeler ve ürünlerle ilgili güvenlik zafiyeti oluşturabilecek bilgileri paylaşan kişi ve firmaları mahkemeye vereceğimizi ifade ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.  “S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğiz”  Bakan Güler, S400'ün ne kadar sürede aktive olduğu sorusuna, "Bu bir savunma silahı. Bize taarruz eden birisi var da savunma silahını kullanmadık mı? Bugün bir ülke ‘2 saat sonra taarruz ediyorum’ diyerek başka bir ülkeye saldırmıyor. Bir savaş durumunda yığınak yapacaksınız, uçaklarınızı kaydıracaksınız, yüzlerce tren, vagon çalışacak, seferberlik vesaire ilan edilecek. Yani kimsenin haberi olmadan bir ülke başka bir ülkeye hava saldırısı yapması çok zor. Biz de ihtiyaç hasıl olduğunda S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi defalarca dile getirdik” dedi.  “Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız”  Bakan Güler, tüm gelişmeleri basın mensuplarıyla paylaşacaklarını belirterek, “Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız. Hiçbir şekilde bundan geri adım atmayacağız. Bugün ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde hiçbir şeyi saklayamazsınız. Biz medya ile samimi olarak her şeyi şeffaflıkla paylaşmaya ve sonuçlarına katlanmaya hazırız. Hiç bir şeyi saklamayacağız” diye konuştu.

Günde 12 saat çalışıyor, akşam 20 kilometre koşuyor Haber

Günde 12 saat çalışıyor, akşam 20 kilometre koşuyor

17 yıl önce yaşadığı rahatsızlıktan dolayı günde 2 paket içtiği sigarayı bırakıp fizik tedavi aldıktan sonra hayatını spora adadığını söyleyen Koç’un Türkiye ve birçok ülkede maraton derecesi bulunuyor. Bursa’nın merkezindeki tarihi çarşıda esnaflık yapan Enver Koç, 2006 yılında bir rahatsızlık geçirdi. Günde 2 paket içtiği sigarayı bırakıp fizik tedaviye başlayan Koç, tedavisinin bitmesinin ardından sağlıklı yaşama yöneldi. Her gün dükkanında 10 saat çalışarak geçimini sağlayan Koç, bir arkadaşının tavsiyesi üzerine dükkanını kapattıktan sonra evine koşarak gitmeye başladı. Avrasya Maratonu ile birlikte spor hayatına başlayan Koç kendini daha da geliştirdikten sonra dünyanın birçok ülkesinde maraton koşusuna katılarak dereceler yaptı. Spor ile birlikte yeniden doğduğunu söyleyen Enver Koç, “Spor sağlıktır. Bazen bakıyorum evde kaldığım zamanlarda yattığımız zaman bir işe gitmediğim zaman kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Ama insanlar kendini dışarı attığı zaman kendini daha iyi sağlıklı hissediyor. Bütün insanlara sporu tavsiye ediyorum” diye konuştu. GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞIYOR, AKŞAM 20 KİLOMETRE KOŞUYOR Sabah saat 9’da açtığı dükkanında 10 saat çalışıp akşam iş çıkışında 20 kilometre koşarak evine gittiğini söyleyen Enver Koç, “Hayatımızın yarısı çalışmakla geçiyor. Sabah 9’da geliyorum akşam 7 gibi mağazayı kapatıyorum. Mağazadan çıkıp 20 kilometre her akşam evime koşarak gidiyorum. Spor sağlıktır. Bazen bakıyorum evde kaldığım zamanlarda yattığımız zaman bir işe gitmediğim zaman kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Ama insanlar kendini dışarı attığı zaman kendini daha iyi sağlıklı hissediyor. Bütün insanlara sporu tavsiye ediyorum” diye konuştu. BİRÇOK ÜLKEDE MARATON KOŞTU, DERECELER YAPTI Hayatını spora adamasıyla birlikte Türkiye ve birçok ülkede maraton koşan Enver Koç, dereceler yaptı. Yarışların hayatına anlam kattığını belirten Koç, “2006 yılında günde 2 paket sigara içiyordum. Sigaranın kendimde zararlı olduğunu hissettim kollarımda uyuşmalar oldu ve fizyoterapiste başvurdum. Rahatsızlığımı yenmek için kendime ‘spor hayatıyla tanışmam lazım’ dedim. Hava düzelince spora başlayacağım dedim. Spora başlamam ile sigarayı bırakmam bir oldu. Güzel insanlarla tanıştım. Arkadaşımın tavsiyesiyle Avrasya Maratonu’na katıldım, 15 kilometre koştum. Maraton’da yaşlı insanlar beni geçti. Onlar beni sollayıp gittiği zaman kendime ‘gör halini sen busun’ dedim. 2006’dan bu zamana kadar kendimi sporun içinde buldum. Birçok ülkede yarışlara katıldım madalyalarım var. Paris’te 2 defa maraton koştum, Polonya’da koştum, Bulgaristan’da defalarca koştum, Macaristan’da koştum. Adını sayamadığım bir sürü Avrupa ülkesinde koştum. Şimdi Allah nasip ederse bu yıl 3’üncü maratonumu Kıbrıs’ta koşacağım. Hedeflerim var Belgrad’ta, Sırbistan’da koşacağım. Bu hedefler beni koşuya adapte ediyor. Bunları kendime adapte etmesem spor hayatımın pek anlamı olmuyor” ifadelerini kullandı. EGZOZ DUMANINDAN KAÇMAK İÇİN YOLU UZATIYOR Evine 10 kilometre koşarak gidebileceği mesafeyi akşam trafiği ve egzoz dumanından kaçarak yolu uzattığını söyleyen Koç, "Evime dönüş yolunda daha sakin rotalar takip ediyorum. Evim 10 kilometre mesafede. 35-40 dakikada yarış temposunda değil de normal tempoda gidiyorum. Ama yarış olduğu zaman daha da düşük derecelerde koşuyorum. Genelde 20-25 kilometre her akşam koşumu uzatıyorum. Başka parkurlardan gidiyorum, başka yerlerde daha fazla dönüyorum. Isınma hareketlerimi yapıp kilometre yapıyorum, sonra evime gidip dinlenmeye çekiliyorum. Akşamları buradan çıktığım zaman belirli parkurlarım var genelde evime gitmek için daha kısa mesafede de gidebilirim ben egzoz dumanlarından kaçmayı tercih ediyorum. Egzoz dumanları ve sobalarda kömür yakanlar var onların kokularından kaçmak için daha sakin yerlerden dumansız yerleri tercih ediyorum. Yolumu uzatıyorum. 10 kilometrelik yolumu 20-25 kilometreye çıkartıp öyle evime gidiyorum” şeklinde konuştu. .

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saflarımızı sıklaştırmalıyız Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saflarımızı sıklaştırmalıyız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'ne ilişkin değerlendirmesini sosyal paylaşım platformu X'ten yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında şu ifadeleri kullandı.  Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 16'ncı Zirvesi'ni Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te gerçekleştirdik. Zirvemizin ve yaptığımız istişarelerin ülkelerimizle birlikte bölgemizin istikrarı ve refahı için hayırlara vesile olmasını diliyorum.  "TİCARET ANLAŞMASI'NI ARTIK YÜRÜRLÜĞE KOYMAMIZ GEREKİYOR" 2025 Vizyon Belgemizin de stratejik hedefleri arasında yer alan ve maalesef 20 yıldır hayata geçirilemeyen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması'nı artık yürürlüğe koymamız gerekiyor. İstanbul'da ev sahipliği yaptığımız Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Yatırım Bankası ECOBANK'ın tüm üyelerin katılımıyla daha faal hale getirilmesi bu maksada hizmet edecektir. Turizm ve seyahat sektöründe de iş birliğimizi güçlendirmeliyiz. Toplantıda, Erzurum'un Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 2025 Yılı Turizm Başkenti seçilmesinden memnuniyet duyuyorum. TANAP başta olmak üzere son yıllarda gerçekleştirdiğimiz ciddi enerji altyapı yatırımları sayesinde gerek ülkemizin gerek bölgemizin enerji arz güvenliğine önemli katkılarda bulunuyoruz. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleri olarak birlikte atacağımız adımlarla bu alanda daha fazla rol alabiliriz. "ÜYELERİMİZİ TEMİZ ENERJİ MERKEZİ ŞARTI'NI İMZALAMAYA DAVET EDİYORUM" "Birlikten kuvvet doğar" şiarıyla enerji alanında yeni teknolojilerin geliştirilmesi, yenilenebilir enerji ve hidrojen gibi daha temiz girişimler için müşterek yatırımlarımızı artırmamız bu manada faydalı olacaktır. Tüm üyelerimizi, Türkiye'nin imzaladığı, Bakü'de kurulacak Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Temiz Enerji Merkezi Şartı'nı imzalamaya davet ediyorum.  "SAFLARIMIZI SIKLAŞTIRMALIYIZ" Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişiminin değeri mevcut gelişmeler karşısında daha fazla artmıştır. Karabağ'dan Afganistan'a kadar ortak coğrafyamızda yaşanan meydan okumalar karşısında da saflarımızı sıklaştırmalıyız. Azerbaycan'ın batı bölgeleriyle Nahçıvan'ı birbirine bağlayacak ulaştırma hatlarının en yakın zamanda tesis edilmesi de stratejik önemi haizdir. Afganistan'da sürdürülebilir istikrarın ve güvenliğin tesisi için de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı olarak birlikte çaba sarf etmeliyiz. Ekonomik İşbirliği Teşkilatının gözlemci üyesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, zirvemizde Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar tarafından temsil edilmesi, Kıbrıslı kardeşlerimize reva görülen haksız uygulamalar karşısında önemli bir mesajdır. KIBRIS ÇAĞRISI Bu doğrultuda, burada bir kez daha Kıbrıs Türkleriyle her alanda ilişkilerin tesis edilmesi ve geliştirilmesi çağrımı tekrarlıyorum. Bu yönde adım atan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.

Haber

"Türkiye, AB'ye de AB'nin Türkiye'deki açık, gizli uzantılarına da muhtaç değildir"

Büyükataman yaptığı açıklamada, “Türkiye, AB’ye de AB’nin Türkiye’deki açık, gizli uzantılarına da muhtaç değildir” ifadelerini kullandı. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2023 Yılı Türkiye Raporu’nda önceki yıllarda olduğu gibi haksız eleştiriler, taraflı ve ön yargılı değerlendirmeler yer almış, raporda mesnetsiz iddialar sürdürülmüştür. İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarına ve insanlık katliamına herhangi bir yaptırım uygulamak yerine Türkiye’nin Hamas’a dair tutumuna eleştiriler yöneltilmiştir. Türkiye’nin en başından bu yana İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmaların durması ve bölgede istikrarın sağlanması için attığı olumlu adımlar karşısında haksız bir tutum sergilenmiştir. Türkiye’nin Filistin’de yaşanan katliama karşı aldığı doğru ve insani tutumunun bu şekilde eleştirilmesi, AB’yi insanlık vicdanında mutlaka mahkûm edecektir. Öte yandan AB’nin Filistin ile ilgili acziyeti ve bu acziyetin en somut ve acı örneği olan ‘karar alamama sarmalı’ ise gerek kurum ve üye yapısı gerekse son yıllarda iyice irtifa kaybeden itibarı bakımından da AB’nin varlığının ve işlevinin ne kadar anlamsız hâle geldiğinin son göstergesidir. Ayrıca bu raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs ile ilgili kısımlarında tamamen fanatik bir yaklaşımla gayrihukuki Yunan ve Rum tezleri yansıtılmıştır. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki, Ege’deki ve Kıbrıs’taki haklı politikaları karşısında AB’nin tamamen taraflı bu tezlerinin nazarımızda hiçbir kıymeti yoktur. Raporun ‘yargı ve temel haklar’ bölümündeki iddialar ise AB Komisyonu 2023 Raporu’nun çifte standartlı yaklaşımını ve samimi olmadığını, bir kez daha gözler önüne sermektedir. Haksız ve taraflı yaklaşımını sürdüren, ilişkilerini doğru zeminde yürütemeyen ve gerçeklerle örtüşmeyen sistematik tutumunu değiştirmeyen Avrupa Birliği şunu iyi bilmelidir ki Türkiye, AB’ye de AB’nin Türkiye’deki açık, gizli uzantılarına da muhtaç değildir” ifadelerine yer verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.