Hava Durumu

#Kovuldu

Yeni Marmara Gazetesi - Kovuldu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kovuldu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

AMİRİNE BEDDUA EDEN İŞÇİ TAZMİNATSIZ KOVULDU Haber

AMİRİNE BEDDUA EDEN İŞÇİ TAZMİNATSIZ KOVULDU

İşçi işveren uyuşmazlıklarında, işçinin beddua veya kötü temenni çerçevesindeki söylemlerine işverenler tarafından iş akdinin feshi olarak işlem yapılması tartışmalarına son noktayı yargı koydu. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi, işveren temsilcisine beddua ettiği için tazminatsız kovulan işçiye müjde nitelğinde bir karar verdi.Bir firmada iki senedir depocu olarak çalışan genç,kendisine baskı yaptığı ileri sürülen amirine 'Allah belanızı versin, çocuğunuzdan çıkarsın' demesi üzerine tazminatsız kovuldu. Beddua ettiği için kovulan depocu İş Mahkemesi’nin kapısını çaldı. İş akdinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etti. Davalı patron; davacının yapmakla görevli olduğu işi gereği gibi ve zamanında yapmadığını, kendisini uyaran arkadaş ve amirleri ile tartıştığını öne sürdü. İş Mahkemesi, davacının işyeri müdür yardımcısına 'Allah belanızı versin, çocuğunuzdan çıkarsın' dediğine dikkat çekti. İşveren tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II-b,h uyarınca yapılan feshin işveren açısından haklı fesih olduğu kanaatine varan mahkeme davanın reddine hükmetti. Kararı davacı depocu istinaf etti. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.Bedduanın hakaret değil kötü temenni çerçevesinde olduğunun vurgulandığı kararda şöyle denildi: 'Davacının, iş yeri vekili ve kurumdaki bazı çalışanların sürekli olarak iş yerinde kendisine mobbing uyguladığını, mobbing uygulayarak iş sözleşmesini feshetmeye zorladıklarını ileri sürdüğü görülmüştür. Davalı işveren her ne kadar davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-b ve 25/II-h maddeleri gereğince haklı nedenlerle feshedildiğini savunmuş ise de; davacının haklı fesih boyutunda eyleminin varlığının ispatlanamadığı ortadadır. Mahkeme kararında dayanılan ’Allah belanızı versin, çocuğunuzdan çıkarsın’ şeklindeki sözler de beddua olup hakaret niteliğinde olmadığı gibi işverenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle feshin haklı nedene dayanmadığı değerlendirilmiştir. Bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının doğduğu anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken mahkemece davanın reddine ilişkin hüküm kurulması hatalı bulunmuştur. İş Mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılmasına davanın kabulüne hükmedilmiştir.'

Mesaide gazete okudu, tazminatsız kovuldu Haber

Mesaide gazete okudu, tazminatsız kovuldu

Yıllar süren yargılamaya son noktayı koyan Yargıtay, mesai saatinde işi savsaklayan işçinin atılmayı hak ettiğine hükmetti. Mesaiye geç gelmeyi alışkanlık haline getirip, internetten gazete okuyan işçi, işi savsakladığı iddiasıyla işten atıldı. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan işçi, internetten gazete okumadığını savunarak, sık aralıklarla mesaiye geç gelme, izinsiz mesai sonrası iş yerine girme eylemlerine dair iddiaları reddetti. Mahkeme, feshin geçerli olduğuna hükmederek davanın reddine karar verdi. Kararı davacı işçi istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, işten çıkarmaya gösterilen sebeplerin somut olarak ispatlanamadığı ve bu nedenle de geçerli veya haklı fesih olamayacağına karar vererek çalışanı işe iade etti. Kararı davalı işveren temyiz edince devreye Yargıtay girdi. Yüksek mahkeme, internetten gazete okuyarak, işe sürekli geç kalan işçinin tazminatsız kovulmasının önünü açtı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Fesih bildiriminde adı geçen mesaide iken gazete okuma, sık aralıklarla mesaiye geç gelme, izinsiz mesai sonrası iş yerine girme eylemlerine dair tutanaklar tutulduğu gibi tutanak içerikleri tanıklarca da doğrulanmıştır. Bu davranışın iş yeri kurallarına uymadığı sabit olmakla birlikte eylemin haklı fesih sebebi ağırlığında olmadığı ancak işverenin bu davranışı yapan işçi ile iş ilişkisini sürdürmesi beklenemeyeceğinden işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

Kadın işçilere mesaj atan amir tazminatsız kovuldu Haber

Kadın işçilere mesaj atan amir tazminatsız kovuldu

Çalıştığı fabrikadan kovulan amir, İş Mahkemesi’nin kapını çaldı. Haklı sebep olmaksızın davalı tarafından iş sözleşmesine son verildiğini, ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı işveren ise işyerinde amir pozisyonunda çalışan davacının kadın çalışanlara taciz içermeyen mesajlar attığı için işten çıkarıldığını savundu. Şikayet üzerine, çalışanı işten çıkardığını öne sürdü. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı her iki taraf avukatı da temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikteki kararda, kadın işçilere uygunsuz mesaj atan amirin tazminatsız atılması gerektiğine dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi: “Somut olayda, davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından, davacının çalıştığı projelerde farklı tarihlerde bayan mesai arkadaşlarına karşı iş ilişkisini aşan davranışlar sergilediği ortadadır. Uygunsuz saatlerde telefonla aradığı, mesaj atarak rahatsız ettiği, uygunsuz tekliflerde bulunduğu, diğer çalışanlara sinkaflı hakaret ettiği ve kendisine karşılık vermeyen bayan çalışanların vardiyalarını buna göre belirlediği anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacının sözleşmesi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-(c), (d) ve (e) hükümlerine dayanılarak feshedilmiştir. Her ne kadar mahkemece davacıya isnat edilen eylemlerin bayan iş arkadaşlarına cinsel tacizde bulunma boyutunda olmadığı, herhangi bir cinsel ifade içermeyen mesaj gönderme şeklinde olduğu, tüm iddiaların soyut düzeyde kaldığı gibi bir değerlendirme yapılmışsa da; dosya içerisinde mesaj kayıtlarının bulunduğu, söz konusu mesajlarda davacının bayan iş arkadaşını evine çağırdığı, rahatsız ettiği ve taciz ettiği sabittir. Diğer bayan personelleri de taciz ettiğine dair duyumlar olduğu, taciz eyleminin gerçekleşmesi için açıkça cinsel ifadeler içermesinin gerekmediği, dolayısıyla davacının eylemlerinin haklı neden ağırlığında olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davalı işverence yapılan feshin haklı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

Mesai arkadaşına ‘terbiyesiz’ dedi işten kovuldu Haber

Mesai arkadaşına ‘terbiyesiz’ dedi işten kovuldu

Çalıştığı işyerindeki mesai arkadaşıyla tartışan genç, iddiaya göre Y. İsimli işçinin üzerine yürüyerek ‘terbiyesiz’ dedi. Yaşanılanlara şahitlik eden patron, mesai arkadaşına ‘terbiyesiz’ diyerek sataşan işçiyi İş Kanunu’nun 25/2-d maddesi gereğince tazminatsız şekilde işten çıkardı. İş Mahkemesi’nin yolunu tutan kovulan işçi, 4 sene boyunca çalıştığı işyerinden haksız şekilde çıkarıldığını belirterek, davalı şirket tarafından tüm hak ve alacaklarını talep ettiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını istedi. Mahkemede savunma yapan davalı işyeri sahibi ise davacının iş akdinin İş Kanunu'nun 25/II-d maddesi uyarınca; ‘işçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması’ nedeniyle haklı olarak feshedildiğini öne sürdü. Davacının iş akdinin haklı nedenle feshine sebep olan şirket prosedür ve kurallarına aykırı fiil ve eylemi aynı mağazada görev yapan personellerin vermiş olduğu savunmalar ve tutanaklar ile de doğrulandığını dile getirdi. Davalı patron; şirket ile davacı arasındaki güven ilişkisi ortadan kalkmış olup davacının eylemi ile mağazanın çalışma ortamını ve huzurunu onarılmayacak ölçüde zedelediğini, davacının dava dilekçesinde işten haksız olarak çıkarıldığı yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu iddialarına ilişkin herhangi bir dayanak göstermediğini savunarak, davanın reddini istedi. Davacının iş akdinin davalı işverenlikçe feshedilmesinin haklı sebeple gerçekleşmediği, iş akdinin feshinin geçerli geçerli nedenlere dayandığına dikkat çeken İş Mahkemesi, davacının kıdem ve ihbar tazminatı almaya hak kazanacağı kanaatine vararak davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı davalı vekili temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Dosya içeriğinde bulunan fesih yazısı,tutanak içeriği ile tanık beyanlarına göre davacının iş sebebiyle anlaşmazlık içinde bulunduğu diğer çalışan Y.’in üzerine yürüdüğü ‘terbiyesiz’ kelimesini kullandığı sabittir. Olayların gelişimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının eylemi sataşma niteliğinde olup; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-d bendi uyarınca sözü edilen eylem haklı feshi niteliğindedir. Davalı işverenin feshi yasal süresi içinde gerçekleşmekle, ihbar ve kıdem tazminatı istemelerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”

SAKAL İNADI YÜZÜNDEN TAZMİNATSIZ KOVULDU! Haber

SAKAL İNADI YÜZÜNDEN TAZMİNATSIZ KOVULDU!

Özel bir şirketin Ar-Ge bilgi teknolojileri bölümünde proje yöneticisi olarak çalışan genç, yönetimin sakalını kesmesi yönündeki yazılı uyarılarına rağmen sakalını kesmeyince tazminatsız şekilde kovuldu. Soluğu İş Mahkemesi'nde alan yönetici, iş yerinde bazılarının sakal bırakıp, bazılarına yasak olmasının iş yeri yönetmeliğine, eşitliğe, adalete ve insan haklarına aykırı olduğunu beyan ederek davacının iş akdinin feshinin geçersizliğinin tespitine ve işe iadesine, tazminat ile boşta geçen süre ücretine karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan davalı ise, davacnın düzenlemeye uygun olmayan bir şekilde sakal traşı olmaksızın iş yerine gelmeye başladığını, savunmasının istendiğini, davacıdan iç düzenleme ve talimatlara uygun bir adım atmasının beklenildiğini ve bu süreçte de yönetici ve amirleri tarafından kendisine samimi olarak telkinlerde bulunulduğunu dile getirdi. Düzenleme talimatlarına uyma borcuna aykırı hareketlerde bulunan davacı, tarafın bizzat kendi tutum ve davranışlarıyla şirkete iş akdini feshetmekten başka çare bırakmadığını öne sürdü. Mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı şirket sahibi temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde sakal bırakmanın yasak olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığına dikkat çekilen Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "İş sözleşmesinin 'özel şartlar 11/b maddesinde 'İşçi, iş yerinde çalışma mevzuatı ve işveren tarafından çıkartılmış ve çıkartılacak yönetmelik, genelge, sirküler talimat vb. gibi düzenlemelere uymayı kabul ve taahhüt eder' şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davacının da kabulünde olduğu gibi yapılan duyuru ile sakal bırakma yasağının bulunduğu çalışanlara bildirilmiş, davacı bildirime ve kendisine yapılan iki uyarıya rağmen sakal bırakmaya devam etmiştir. Davacının bu davranışı nedeniyle iş ilişkisinin olumsuz bir şekilde etkileneceği ve iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği anlaşıldığından, feshin geçerli nedene dayandığının kabulü ile davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkemenin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, iş akdinin geçerli nedenle feshedildiği anlaşıldığından davanın reddine oy birliği ile karar verilmiştir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.