Hava Durumu

#Mezar

Yeni Marmara Gazetesi - Mezar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mezar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mezar İçinde İki Mezar Daha! Haber

Mezar İçinde İki Mezar Daha!

İzmir'de hayatını kaybeden bir kadın, dedesinin mezarına defnedilmek üzereyken mezardan çıkan poşetten iki kişiye ait kemikler bulundu. Olayla ilgili savcılık soruşturma başlattı. Akıllara durgunluk veren olay İzmir'in Buca ilçesinde bulunan Eski Buca Mezarlığı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybeden Elif Küntaş'ın (32) cenazesinin, 1979 yılında hayatını kaybeden dedesi Nurettin Küntaş'ın mezarının üzerine defnedilmesine karar verildi. Defin için mezar açılmaya başlandığında ise Küntaş ailesi hayatının şokunu yaşadı.  Poşet içerisinde iki kişiye ait kemikler bulundu  45 yıl önce vefat eden dede Nurettin Küntaş'ın mezarı içerisinde bulunan bir poşet açıldı ve içerisinde 2 kişiye ait kemikler bulundu. Tam iskelet olduğu değerlendirilen kemiklerle karşılaşan aile, durumu Mezarlıklar Müdürlüğüne bildirdi. Olay üzerine bölgeye gelen Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından kemikler, DNA testiyle kimliklerin belirlenmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına götürüldü.  "Başta kendi dedemizin kemikleri sandık"  Mezar açıldığında kemiklerin çıktığı o anlara şahit olan Elif Küntaş'ın kuzeni Ali Baybars, çıkan kemiklerin önce dedelerine ait olduğunu sandıklarını daha sonra gerçeği öğrendiklerini söyledi. Baybars, "Vefat eden amcamın kızını, 45 sene önce vefat eden dedemizin mezarının üzerine gömecektik. Mezar kazıldığı esnada diz boyundayken torba içerisinde kemikler bulundu. Durumu yetkililere hemen bildirdik. Daha sonra defnimizi yaparak mezarı kapattık. Görünce çok şaşırdık ve kemiklerin kime ait olduğunu sorduk. Önce mezarlık görevlisi kemikleri alıp yana koydu; biz ilk başta dedemizin kemikleri sandık. Ama diz boyunda mezarın olmayacağını biliyoruz. Sonra dedemizin kemikleri olmadığını anladık. Savcılık bununla ilgili soruşturmayı da başlattı" dedi.  Savcılık tarafından olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. 

Vitrinde ki Mezarlık Görenleri Şaşkına Çevirdi Haber

Vitrinde ki Mezarlık Görenleri Şaşkına Çevirdi

Bursa'nın tarihi semtlerinden Tophane'de bir apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri şaşırtıyor. Camekan içerisinde bulunan mezarın önünden geçenler önce bir şaşkınlık yaşarken, daha sonra dua ediyor. Kabrin kendi yaptırdığı dergaha gömülen Takkeci Sinan Efendi'ye ait olduğu ifade edilirken, bölgede bir çok apartmanın altında kabir olduğu kaydediliyor.  Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osmangazi ve oğlu Orhangazi'nin türbelerinin bulunduğu tarihi Osmangazi Mahallesi'nde, 4 katlı apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri hayretler içerisinde bırakıyor. Dükkanın yanında camekan içerisinde korunan kabri görenle önce şaşkınlık yaşarken daha sonra dua ediyor.  Mezarda yatan Takkeci Sinan Dede'nin Osmanlı zamanında Tophane'de mektep yaptırarak burada yıllarca talebe yetiştirdiği ve 1800'lü yıllarda yaşadığı tahmin ediliyor. 1903 yılına kadar öğrenci yetiştirilen mektebin bir kısmı, dönemin Valisi Reşit Mümtaz Paşa tarafından Tophane Meydanı'nın genişletilmesi için yıkıldı. 1920 yılında da kalan kısmının ev yapılmak için satıldığı biliniyor. Satın alan vatandaşın 1960 yılında kabre zarar vermeden üzerine 4 katlı bir bina inşa etmesinin ardından binanın giriş katındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görüntüsü ile dikkat çekiyor.    “Mahallede birçok evin atında mezar var”  Kabrin üzerindeki binayı kayınpederi tarafından yaptırıldığını aktaran Ayhan Akarsu, “Burası benim kayınpederimin 1960 yılında yapmış olduğu bir bina. Binayı yapmadan önce izin alıyor. Temelleri kazarken orada kemik bulunuyor ve kemikleri talan etmiyor, bir araya topluyor. Belediyeden izinleri alıyor, encümen toplanıyor ve binanın altına mezarlık yapmasına izin veriliyor. Mezarlık hakkında resmi evrakların hepsi var. 1970'e kadar Hisar'da, yani eski Bursa denilen yerde bir sürü mezar vardır. Çoğu yerde evin altında böyle mezar vardır. Kayınpederim 1997'de vefat etti. Bize söylediği mezarda yatan kişinin bu bölgede kuran kursu hocasıymış. İsmi Takkeci Sinan Dede diye geçiyor, biz öyle biliyoruz. Bu bölgede 3-4 tane Kuran kursu dergahı varmış. Osmangazi ve Orhangazi türbesinin önünü açmak için evleri yıkmak zorunda kalmışlar. Bir tane dergahı kalmış. Vefat edince dergahı şu anki apartmanda olunca orada defnediyorlar, bizim bildiğimiz bu. Kayınpederin dediğine göre araştırılmış, kayıtlarda da var. Oraya defnedildiği söyleniyor. Kemikleri orada topluyorlar. O şekilde oraya izin alınıp mezarlık yapılıyor” şeklinde konuştu.  Toprağı hava alsın diye delik açıldı  Mezardaki toprağın hava alması ve rutubet yapmaması için cama delik açılırken, ziyaretçiler tarafından beklenmedik bir tepki ile karşılaştıklarını aktaran Akarsu, “Ben çocukken orada top onuyorduk. Bir gün bir kadın dua ediyordu. ‘Teyze sen neden burada dua ediyorsun' dedim, ‘benim rüyama girdi' dedi. Cama delik açıldı toprak havalansın, rutubet bağlanmasın diye. Ama bizim insanlarımız para atıp dilek tutuyor. O amaçla yapılan bir şey değil, sadece hava alsın diye yapıldı” ifadelerini kullandı. 

Vitrinde mezarlığı görenler dönüp bir daha bakıyor Haber

Vitrinde mezarlığı görenler dönüp bir daha bakıyor

Bursa'nın tarihi semtlerinden Tophane'de bir apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri şaşırtıyor. Camekan içerisinde bulunan mezarın önünden geçenler önce bir şaşkınlık yaşarken, daha sonra dua ediyor. Kabrin kendi yaptırdığı dergaha gömülen Takkeci Sinan Efendi'ye ait olduğu ifade edilirken, bölgede bir çok apartmanın altında kabir olduğu kaydediliyor.  Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osmangazi ve oğlu Orhangazi'nin türbelerinin bulunduğu tarihi Osmangazi Mahallesi'nde, 4 katlı apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri hayretler içerisinde bırakıyor. Dükkanın yanında camekan içerisinde korunan kabri görenle önce şaşkınlık yaşarken daha sonra dua ediyor.  Mezarda yatan Takkeci Sinan Dede'nin Osmanlı zamanında Tophane'de mektep yaptırarak burada yıllarca talebe yetiştirdiği ve 1800'lü yıllarda yaşadığı tahmin ediliyor. 1903 yılına kadar öğrenci yetiştirilen mektebin bir kısmı, dönemin Valisi Reşit Mümtaz Paşa tarafından Tophane Meydanı'nın genişletilmesi için yıkıldı. 1920 yılında da kalan kısmının ev yapılmak için satıldığı biliniyor. Satın alan vatandaşın 1960 yılında kabre zarar vermeden üzerine 4 katlı bir bina inşa etmesinin ardından binanın giriş katındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görüntüsü ile dikkat çekiyor.    “Mahallede birçok evin atında mezar var”  Kabrin üzerindeki binayı kayınpederi tarafından yaptırıldığını aktaran Ayhan Akarsu, “Burası benim kayınpederimin 1960 yılında yapmış olduğu bir bina. Binayı yapmadan önce izin alıyor. Temelleri kazarken orada kemik bulunuyor ve kemikleri talan etmiyor, bir araya topluyor. Belediyeden izinleri alıyor, encümen toplanıyor ve binanın altına mezarlık yapmasına izin veriliyor. Mezarlık hakkında resmi evrakların hepsi var. 1970'e kadar Hisar'da, yani eski Bursa denilen yerde bir sürü mezar vardır. Çoğu yerde evin altında böyle mezar vardır. Kayınpederim 1997'de vefat etti. Bize söylediği mezarda yatan kişinin bu bölgede kuran kursu hocasıymış. İsmi Takkeci Sinan Dede diye geçiyor, biz öyle biliyoruz. Bu bölgede 3-4 tane Kuran kursu dergahı varmış. Osmangazi ve Orhangazi türbesinin önünü açmak için evleri yıkmak zorunda kalmışlar. Bir tane dergahı kalmış. Vefat edince dergahı şu anki apartmanda olunca orada defnediyorlar, bizim bildiğimiz bu. Kayınpederin dediğine göre araştırılmış, kayıtlarda da var. Oraya defnedildiği söyleniyor. Kemikleri orada topluyorlar. O şekilde oraya izin alınıp mezarlık yapılıyor” şeklinde konuştu.  Toprağı hava alsın diye delik açıldı  Mezardaki toprağın hava alması ve rutubet yapmaması için cama delik açılırken, ziyaretçiler tarafından beklenmedik bir tepki ile karşılaştıklarını aktaran Akarsu, “Ben çocukken orada top onuyorduk. Bir gün bir kadın dua ediyordu. ‘Teyze sen neden burada dua ediyorsun' dedim, ‘benim rüyama girdi' dedi. Cama delik açıldı toprak havalansın, rutubet bağlanmasın diye. Ama bizim insanlarımız para atıp dilek tutuyor. O amaçla yapılan bir şey değil, sadece hava alsın diye yapıldı” ifadelerini kullandı. 

Münevver Karabulut cinayetinde yeni gelişme! Haber

Münevver Karabulut cinayetinde yeni gelişme!

Türkiye'nin unutamadığı ve yıllar geçse de acısı dinmeyen bir cinayet dosyası yeniden gündemde. Lise öğrencisi Münevver Karabulut'un trajik ölümünden yıllar sonra, katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması talebi, kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Karabulut ailesinin hukuki mücadelesinin yanı sıra, bu kez Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu tarafından da mezarın açılması yönünde bir talep geldi. 2009 yılında işlenen ve Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen Münevver Karabulut cinayeti, hem adli tıpta yaşanan skandallar hem de yargı sürecindeki olaylarla kamu vicdanını derinden rahatsız etti. Karabulut ailesinin avukatı Dr. RezanEpözdemir, yapılan açıklamada toplumun önemli bir kesiminin Cem Garipoğlu'nun intihar etmediğine ve cezaevinden kaçırıldığına dair inancının altını çizdi. Adalete olan inancın sarsıldığı bu dönemde, avukat Epözdemir'in yaptığı detaylı açıklamalar ve sıraladığı skandallar, hukuki süreçte yaşanan mağduriyetleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada, hem Süreyya Karabulut hem de Nida Garipoğlu'nun mezarın açılmasına yönelik ortak noktada buluşmaları, olayın üzerindeki sis perdesinin aralanmasında kritik bir adım olarak görülüyor. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan resmi başvuru ve kamuoyunun rahatsızlığı, adalet mekanizmasının harekete geçirilmesi yönünde güçlü bir çağrı niteliğinde. Bu olay, hukuk devleti ilkesinin işlerliğinin test edildiği ve adaletin tecellisi için mücadelenin sürdüğü bir döneme işaret ediyor. HABER:FATMA ÖZTÜRK

Roma dönemine ait 12 metre yüksekliğinde anıt mezar 2 bin yıldır ayakta Haber

Roma dönemine ait 12 metre yüksekliğinde anıt mezar 2 bin yıldır ayakta

Halk arasında ‘Beştaş, Dikilitaş veya Nişantaşı’ olarak bilinen mezar, İznik ilçesinin 5 kilometre kuzeybatında Elbeyli sınırları içinde yer alıyor. Zeytin bahçelerinin arasında kalan anıt mezar, Roma İmparatorluğu döneminde İznik’ten İzmit’e giden yol üzerine inşa edilmiş. Anadolu’daki ünik dikme anıt mezar yapılarından olan obelisk 12 metre yüksekliğe, 3 basamaklı podyum üzerine inşa edilmiş. 2 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde kaideye sahip yapı, üçgen piramidal bloklardan oluşuyor. Anıtın batı cephesinde Yunanca olarak büyük harflerle yazılmış, “Gaius Cassius Akslepiodotos’un oğlu, 83 yıl yaşayan Gaius Cassius Philis burada yatıyor” yazıyor. M.S. 4. yüzyılda İznik, Hıristiyanlık dünyası için önemli bir yer olan İznik hac yolu güzergâhı üzerindeydi. Sanat tarihçisi Doğan Özgün Kolaç, “Halk arasında Beştaş olarak bilinen İznik’teki anıt taş, bugünkü İznik ile İzmit arasında yapılmış. 12 metre yüksekliğinde 3 metre podyum üzerine yapılmış. Eskiden İznik Hıristiyanlar için hac merkezi olduğu için görülmesi açısından yüksek yapıldığı düşünülüyor. Üzerinde Yunanca olarak baba oğul ve ölüm ilişkisi üzerine bilgi yer alıyor. Cassius ailesinin İznik’te büyük bir aile olduğu bilgisi kaynaklarda var. Burası hac merkezi olduğu için gelip geçenler tarafından anıtın üzerine kazınmış hac motifleri de mevcut” dedi. Anıtı görmeye gelen bir vatandaş da internetten duyduğunu ve tarlaların arasında kalan bu yeri merak ederek görmeye geldiğini ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.