Hava Durumu

#Mimar Sinan

Yeni Marmara Gazetesi - Mimar Sinan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mimar Sinan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

MİMAR SİNAN: OSMANLI'NIN MUHTEŞEM MİMARI! Haber

MİMAR SİNAN: OSMANLI'NIN MUHTEŞEM MİMARI!

Mimar Sinan, sadece Osmanlı değil, dünya mimarlık tarihinde de önemli bir yere sahip olan, deha seviyesinde bir sanatçıdır. 16. yüzyılda yaşamış olan Sinan, üç farklı padişah döneminde baş mimarlık yapmış ve imparatorluğun en görkemli yapılarına imza atmıştır. Mimar Sinan Kimdir? Asıl adı Sinaneddin Yusuf olan Mimar Sinan, yaklaşık 1490 yılında Kayseri'nin Ağırnas köyünde dünyaya gelmiştir. Genç yaşta devşirme olarak alınıp Yeniçeri Ocağı'na katılan Sinan, burada hem savaşçı hem de usta bir taşra oldu. Mimarlık yeteneği sayesinde kısa sürede yükselen Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yaptı. Mimar Sinan'ın Hayatı ve Eserleri Sinan'ın hayatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi ile iç içe geçmiştir. Bir yandan savaşlara katılırken diğer yandan da mimari yeteneğini geliştirerek birçok önemli yapıya imza atmıştır. Kariyeri boyunca yüzlerce cami, köprü, külliye, saray ve hamam inşa etmiştir. Mimar Sinan'ın en önemli eserlerinden bazıları: Süleymaniye Camii: İstanbul'un siluetini belirleyen en önemli yapılardan biridir. Kanuni Sultan Süleyman için inşa edilmiş, bir külliye içinde yer alan görkemli bir yapıdır.Selimiye Camii: Edirne'de bulunan ve Sinan'ın "ustalık eseri" olarak kabul ettiği bu cami, kubbe mimarisinin en mükemmel örneklerinden biridir.Şehzade Mehmet Camii: İstanbul'da bulunan bu cami, veliaht Şehzade Mehmet için inşa edilmiştir.Süleymaniye Külliyesi: Süleymaniye Camii'nin çevresinde yer alan medrese, hamam, kütüphane gibi yapıların tamamına külliye denir.Mısır Çarşısı: İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından biridir. Mimar Sinan'ın Mimarlık Anlayışı Mimar Sinan, sadece bir inşaatçı değil, aynı zamanda bir sanatçıydı. Eserlerinde geometrik hesaplamaları, estetik kaygıları ve işlevselliği bir araya getirerek eşsiz yapılar ortaya çıkardı. Sinan'ın mimarisinde; Kubbe kullanımı: Sinan, kubbeyi ustalıkla kullanarak yapılarında hem görsel bir şölen yaratmış hem de iç mekanları aydınlatmıştır.Orantı ve simetri: Eserlerinde mükemmel bir orantı ve simetri yakalamıştır.İşlevsellik: İnşa ettiği yapılar sadece görsel değil, aynı zamanda işlevsel de olmuştur.Doğa ile uyum: Yapılarını inşa ederken çevreye duyarlı olmuş ve doğal unsurları mimarisine yansıtmıştır. Mimar Sinan'ın Mirası Mimar Sinan, sadece Osmanlı'nın değil, dünya mimarlık tarihinin de en önemli isimlerinden biridir. Eserleri, yüzyıllar boyunca ayakta kalarak Türk ve İslam mimarisine önemli katkılar sağlamıştır. Sinan'ın eserleri, bugün hala ziyaret ediliyor ve hayranlık uyandırıyor. Mimar Sinan'ın hayatı ve eserleri, sadece bir mimarın ötesinde, bir dönemin, bir medeniyetin ve bir sanat anlayışının hikayesini anlatmaktadır.

Mimar Sinan'ın Vasiyetiyle Aşure Günü Süleymaniye Camii'nde Kutlandı Haber

Mimar Sinan'ın Vasiyetiyle Aşure Günü Süleymaniye Camii'nde Kutlandı

Mimar Sinan’ın vasiyeti üzerine Muharrem ayının 10. gününe tekabül eden Aşure günü dolayısıyla Süleymaniye Camii’nde aşure dağıtımı yapıldı. Aşure dağıtımına Bilal Erdoğan da katıldı. Mimar Sinan’ın vasiyetini yerine getirmek adına Gürsoy Vakfı tarafından her yıl gerçekleştirilen aşure dağıtımına Bilal Erdoğan, eski sağlık bakanlarından Mehmet Müezzinoğlu, İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş, Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan, Gürsoy Vakfı üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlk olarak Mimar Sinan'ın kabrine giderek dua eden heyet, daha sonra aşure dağıtımı için Süleymaniye Camii'nin yanındaki alana gelerek vatandaşlara aşure ikramında bulundu. “Kerbela Hadisesi bizim için bir matem” Programa katılan ve aşure dağıtan Bilal Erdoğan, “Aşure bizim için çok önemli bir gün. Kerbela Hadisesi bizim için bir matem. Bu geleneğin bir parçası da aşureyi ikram etmek. Mimar Sinan’da kendi vakfiyesinde böyle bir hayrı arzu etmiş. Gürsoy Ailesi bu geleneği devam ettiriyor. Onlara çok teşekkür ediyorum” dedi. “Bu vasiyeti biz vakıf olarak yaşatıyoruz” Aşure dağıtımından sonra Gürsoy Vakfı Başkanı Turgut Gürsoy, “Süleymaniye Camisinin restorasyonu esnasında yapılan arşiv çalışmalarda ortaya çıkan vakfiyesi, vasiyeti üzerine her Muharrem Ayının 10’unda Süleymaniye Cami görevlileri tarafından okunan dualar, hatimler burada yerine getiriliyor. Mimar Sinan’ın öğrencileri ile beraber bütün katılımcılara aşure dağıtıyoruz. Bu vasiyeti biz vakıf olarak yaşatıyoruz” şeklinde konuştu.

Ankara'nın Tek Örneği Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'nde 5 Yüzyıldır Ezan Sesleri Yükseliyor! Haber

Ankara'nın Tek Örneği Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'nde 5 Yüzyıldır Ezan Sesleri Yükseliyor!

Klasik Osmanlı mimarisinin Ankara'daki tek temsilcisi olan Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'nde 5 asırdır ezan sesi yükselmeye devam ediyor. Ankara'nın Altındağ ilçesi Ulucanlar Caddesi üzerinde yer alan Cenab-ı Ahmet Paşa Camii, Mimar Sinan’ın eseri olduğu belirtilmesine rağmen 1565-1566 yıllarında Hassa Mimarlar Ocağı’ndaki öğrencileri tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Yapımına Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri ve Anadolu Beylerbeyi Cenab-ı Ahmet Paşa'nın isteği üzerine başlanılan cami, Cenab-ı Ahmet Paşa'nın vefatından 4 yıl sonra tamamlanmıştır. Camide yer alan kitabelerden 1217 (1802) ve 1305 (1887) tarihlerinde onarılarak yenilendiği öğrenilen camiden 5 asırdır ezan sesleri yükselmeye devam ediyor. Cumhuriyet döneminde ise 1940 ve 1959-1970 yılları arasında onarımdan geçen cami Ankara'nın en eski camilerinden biri olarak yer alıyor. Caminin tamamı kesme taştan yapılması ve kubbeli olması özelliğiyle Ankara'daki diğer camilerden ayrışırken, klasik Osmanlı mimarisinin Ankara'daki önemli temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor. “Mimar Sinan'ın talebeleri tarafından yapılmış olduğu tahmin edilmektedir” Vakıflar Genel Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Mimar Buket Onat Dağdeviren, Cenab-ı Ahmet Paşa Camii hakkında bilgi verdi. Dağdeviren caminin 16. yüzyılda Ankara'nın en önemli eserlerinden biri olduğunu dile getirerek, “Cenab-ı Ahmet Paşa Camii, klasik Osmanlı mimarisinin Ankara'daki yegane temsilcilerinden biri olup, 16. yüzyılda Ankara'nın en önemli eserlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde 20 yıl boyunca Anadolu Beylerbeyi olarak görev yapan Cenab-ı Ahmet Paşa tarafından 1565 yılında yaptırılmıştır. Ankara'da kubbeli cami örneğine pek rastlamıyoruz. Tek kubbeli cami ender örneklerinden biridir. Sinan'ın baş mimar olduğu döneme denk gelmesi sebebiyle Sinan'ın talebeleri tarafından yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. Cami kare planlı, tamamı kesme taştan beden duvarları üzerinde yükseliyor ve istiridye formundaki tromplarla birlikte kubbeye geçiş sağlanıyor. Kemerlerde genelde iki renk taş kullanılmış Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'nde. Camiye son cemaatteki cümle kapısından giriliyor. Cümle kapısının hemen üzerinde caminin inşa kitabesi bulunuyor. Zaten tarihlere de o kitabeden ulaşabiliyoruz. Sağında ve solundaki pencereler üzerinde de birer tamirat kitabesi bulunuyor. En son esaslı onarımı ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2011 yılında yapılmış durumda” diye konuştu. “Tamamı kesme taştan kubbeli olması özelliğiyle de diğer camilerden ayrışmaktadır” Dağdeviren Cenab-ı Ahmet Paşa Camii'nin günümüze sağlam ve özgün haliyle ulaşmış ender camilerden birisi olduğunu belirterek, “İçerisinde mermerden çok sade bir mihrabı bulunuyor. Mermer müezzin mahfili ve minberi yine sadeliğiyle dikkatleri çekiyor. Kalem işlerine gelince özellikle kubbede bulunan kalem işlerinin özgün olduğunu biliyoruz. Ama geçmiş dönemlerde geçirdiği onarımlarda da ilave kalem işleri olduğu bilgisine ulaşıyoruz. Ankara'da genellikle kerpiç ve moloz taştan kırma çatılı camilere rastlamaktayız. Cenab-ı Ahmet Paşa tamamı kesme taştan kubbeli olması özelliğiyle de diğer camilerden ayrışmaktadır” ifadelerini kullandı. Caminin avlusunda Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Azimi türbesi ve Osmanlı Mezarlığı da yer almaktadır. Camiyi yaptıran Cenab-ı Ahmet Paşa, Gürcü asıllı Osmanlı devlet adamıydı. Sarayda kilerbaşı ve çaşnigirbaşı görevlerinde bulunmuş, Şehzade Bayezid ve Şehzade Selim'in Kütahya'daki valiliklerinden dolayı Ankara'da oturmak üzere Anadolu Eyaleti valisi olmuştu. 1565 senesine kadar uzun müddet burada kalan Cenab-ı Ahmet Paşa Ankara'da vefat etmişti.

Kayserili Mimar Sinan'ın Yaptığı Cami 451 Yıldır İhtişamını Koruyor Haber

Kayserili Mimar Sinan'ın Yaptığı Cami 451 Yıldır İhtişamını Koruyor

Kayseri'de doğan Mimar Sinan'ın şehirde 1573 yılında yaptığı Kurşunlu Camii, 451 yıldır ihtişamını koruyor.   1490 yılında Kayseri'nin Melikgazi ilçesine bağlı Ağırnas Mahallesi'nde doğan ve döneminin en büyük mimarı olan Mimar Sinan'ın 1573 yılında memleketine yaptığı Kurşunlu Camii, günümüzde ayakta kalan tek eseri olarak ihtişamını koruyor. 451 yıldır Müslümanların ibadet ettiği cami, kentin meydanına da ayrı bir güzellik katıyor. Caminin etrafında bulunan hamam, mezarlık ve külliye zamanla yok olurken, "Ağırnaslı Sinan" olarak bilinen Mimar Sinan'ın eseri olan Kurşunlu Camii'ni tarihçiler de sık sık ziyaret ediyor.  Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri İl Temsilcisi Prof. Dr. Osman Özsoy, "Dönemin en büyük mimarlarından ve adını hala konuştuğumuz simge isim Ağırnaslı Sinan’ın tüm coğrafyada olduğu gibi Kayseri’de de yapmış olduğu eserler var. Aslında bu eserler zaman içerisinde tahribata uğrayarak ya da değerleri bilinmeyerek muhafaza edilememiş. Şu anda yanında bulunduğumuz cami Kurşunlu Camii olarak ya da Hacı Ahmet Paşa Camii olarak bilinmektedir. Kayseri’de Mimar Sinan’ın yaptığı veya Sinan okulunun onayından geçerek burada yapılan bir yapı. Tarih olarak 1573 yılında yapıldığını biliyoruz. Literatürden edindiğimiz bilgiye göre kitabesiyle yapım tarihi arasında bir uyuşmazlık var. Ancak genel olarak literatür 1573 yılını kabul etmiş. Mimar Sinan’ın 10’dan fazla Kayseri’de kendi döneminde yapılan eseri var. Ancak ayakta kalan ve halen kullanılan belki de tek yapısı Kurşunlu Camii. Ağırnas’ta bir de Sinan Vakfı tarafından yaptırılan bir çeşme var. Bu çeşmenin de ayakta olduğunu görüyoruz. Ancak cami herkes tarafından bilindiği için ve şehir merkezinde olduğu için çok ön plana çıkmaktadır. Hacı Ahmet Paşa Şam’da valilik yapmış birisi. İstanbul’da Mimar Sinan’ın baş mimarlığı zamanında çok fazla sipariş aldığını görüyoruz. Vezirlerden, devlet adamlarından, sultanlardan, padişahtan sürekli sipariş alıyor. Cami, kervansaray, köprü siparişleri alıyor. Bu dönemde Hacı Ahmet Paşa'nın da Sinan’a bu siparişi verdiğini anlıyoruz. Ancak İstanbul’da değil, Kayseri’de kendi memleketinde yapmasını istiyor. 1573 yılından önce caminin inşaatının başladığını biliyoruz. Aynı anda devam eden birçok eser var. Tabii İstanbul’daki çok önemli bazı inşaatların başında Sinan’ın olduğunu bizzat görüyoruz ama Sinan’ın onayından geçip, coğrafyada inşa edilen yapılar da var. Kurşunlu Camii de onlardan bir tanesi. Burada kalan tek cami. Halbuki burası önceden beri hamamı olan, mektebi olan bir külliye, hatta etrafında da bir mezarlığı var. Bunlar tabii ki zaman içerisinde yok olmuş. Sadece dini yapı olarak cami kalmış durumda" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.