Hava Durumu

#Nato

Yeni Marmara Gazetesi - Nato haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nato haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

NATO-Ukrayna Konseyi toplantısının sonuç bildirgesi yayınladı  Haber

NATO-Ukrayna Konseyi toplantısının sonuç bildirgesi yayınladı 

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Washington’daki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde Ukrayna'nın kazanması için gerekli şartları oluşturacak önemli kararlar alındığını açıkladı. Stoltenberg, “Bu zirvede bir dönüm noktasına geliyoruz. Ukrayna’nın zafer kazanması için temelleri atıyoruz” dedi.    NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD’nin başkenti Washington’daki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin son gün oturumlarının ardından basın toplantısı düzenledi.  Görev süresi sona ermekte olan Stoltenberg, başkanlık ettiği son NATO zirvesinin ardından gerçekleştirdiği basın toplantısında, müttefik ülkelerin Ukrayna’ya ilişkin aldığı kararların Ukrayna’nın zafer kazanması için temel oluşturacağını söyledi. Stoltenberg, “Ukrayna zor bir kış ve bahar geçirdi. Askeri destek tedarikindeki kesintiler ve gecikmelerin savaş sahasında sonuçları oldu. Ukraynalılar, hattı korumada olağanüstü cesaret ve azim gösterdi. Fakat bunun tekrar yaşanmasına izin veremeyiz ve vermeyeceğiz. Bu zirvede bir dönüm noktasına geliyoruz. Ukrayna’nın zafer kazanması için temelleri atıyoruz” dedi.  NATO, Ukrayna askerlerine daha fazla eğitim sağlayacak  NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Ukrayna’da savaş alanındaki askeri çıkmaza rağmen Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savaşı kazanması için gerekli koşulları sağladığını ifade etti.  NATO liderlerinin komuta merkezi Almanya’da olan ve Doğu Avrupa’da lojistik merkezlere sahip olacak bir komutanlık kurarak Ukrayna askerlerine eğitim sağlama konusunda anlaştıklarına dikkat çeken Stoltenberg, “NATO, müttefik ülkelerdeki tesislerde Ukrayna kuvvetlerinin eğitimini koordine edecek” dedi.  “Avrupa ülkeleri, ABD’nin gerisinde kalmıyor”  Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya yardımda ABD’nin gerisinde kalmadığını ifade eden Stoltenberg, “NATO müttefikleri, önümüzdeki yıl içinde en az 40 milyar euro temel olmak üzere Ukrayna’ya büyük bir finansal taahhütte bulunma konusunda anlaştı” dedi. Stoltenberg, “Avrupa ülkeleri, ABD’nin Ukrayna’ya verdiği genel destek miktarına yetişmekten fazlasını yapıyor. Bu taahhüt, askeri destek konusunda daha fazla yük paylaşımı sağlayacak” diye konuştu.  Çin ve İran’a eleştiri  Basın toplantısında Çin ve İran’a eleştiriler yönelten Stoltenberg, Çin’i Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sürdürmesini sağlayan “belirleyici bir destekçi” olarak tanımladı.  Stoltenberg, “‘Çin, Avrupa’daki en büyük askeri çatışmayı beslemeye devam ederken, bunu Pekin’in çıkarlarını ve itibarını etkilemeden yapamayacağı konusunda hemfikiriz. İran ve Kuzey Kore gibi diğer otoriter devletler de Rusya’nın savaşını insansız hava araçları, mühimmat ve daha fazlasıyla destekliyor” dedi.  Gazze’ye yer verilmedi  NATO Genel Sekreteri’nin kapanış konuşmasının odağında Ukrayna yer alırken, Gazze’ye hiçbir şekilde değinilmedi.  Diğer yandan, ABD Başkanı Joe Biden’ın NATO zirvesi sonrasında gerçekleştireceği basın toplantısı öncesinde Filistin yanlısı bir grup, basın toplantısının yapılacağı yer yakınlarında Gazze lehine protesto gösterisi düzenledi.  NATO-Ukrayna Konseyi toplantısının sonuç bildirgesi yayınladı  Zirve çerçevesinde gerçekleştirilen NATO-Ukrayna Konseyi toplantısına katılan devlet ve hükümet başkanları, toplantının sonuç bildirgesini yayınladı.  Rusya’nın Ukrayna’daki işgalinin kınandığı ve Ukrayna’nın bağımsızlığı ve egemenliğe desteğin bir kez daha teyit edildiği bildirgede Ukrayna’ya ek hava savunma sistemleri ve askeri yetenekler sağlanacağı açıklandı. Açıklamada, NATO’nun Ukrayna için entegre bir hava ve füze savunma sisteminin tasarımını ve uygulanmasını destekleyeceği bildirildi.  Bildirgede ayrıca NATO’nun Ukrayna güvenlik yardımı ve eğitim programı, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik hedefi, NATO üyeleri ile Ukrayna arasındaki ikili güvenlik taahhütleri, Ukrayna-NATO işbirliği, uzun vadeli destek taahhütleri ve NATO’nun Ukrayna Temsilcliği’ne ilişkin beyanlar yer aldı. 

Türkiye'nin Milli Ağ Çözümü uMAYA SD-WAN, NATO'nun CWIX 2024 Tatbikatını Başarıyla Geçti Haber

Türkiye'nin Milli Ağ Çözümü uMAYA SD-WAN, NATO'nun CWIX 2024 Tatbikatını Başarıyla Geçti

 CWIX 2024, Polonya'nın Bydgoszcz kentindeki NATO Müşterek Kuvvet Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirildi. 44 ülkeden 2 bin 600'den fazla katılımcının yer aldığı etkinlik, CWIX'in 25. yıl dönümünde şimdiye kadar düzenlenen en büyük tatbikat oldu. Tatbikatta 490'dan fazla mevcut ve deneysel teknoloji test edildi. Tatbikata Genelkurmay Başkanlığı’nın koordinasyonunda ULAK Haberleşme AŞ, Türkiye’nin ilk ve tek milli ağ çözümü olan uMAYA SD-WAN ile katılım sağladı. Geniş alan ağ altyapılarını daha güvenli, kolay yönetilebilir ve düşük maliyetli hale getirmek amacıyla yazılım tanımlı yaklaşımla geliştirilen uMAYA SD-WAN, CWIX 2024’te askeri bir ortamda kullanılarak, gerçek bir NATO ağında test edilme imkânına sahip oldu. Tatbikat sürecinde ULAK Haberleşme AŞ, SD-WAN ürünüyle gerçekleştirdiği testleri başarıyla tamamladı. Bu başarı, Türkiye’nin milli ağ çözümlerinin uluslararası alanda rekabet edebilirliğini ve etkinliğini bir kez daha ortaya koydu. SD-WAN V3.0 geliştirme çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor Türkiye’de birçok kurumda bini aşkın noktada aktif hizmet veren ULAK Haberleşme AŞ'nin yerli ve milli ürünü SD-WAN'de V3.0 sürüm geliştirme ve test çalışmaları devam ediyor. 2024 4. çeyrek itibarı ile bu versiyonun sahaya çıkarılması planlanırken, aynı zamanda SD-WAN yazılımının maliyeti etkin kullanmak amacıyla üzerinde çalışacağı ARM tabanlı prototipin üretimi ve test çalışmaları da tamamlandı.  

Stoltenberg İle Joe Biden Bir Araya Geldi Haber

Stoltenberg İle Joe Biden Bir Araya Geldi

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Joe Biden ile bir araya geldi.   Biden ve Stoltenberg, Oval Ofis’te gerçekleşen görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.  Avrupa’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana gelecek açısından en belirleyici anlarla karşı karşıya olduğunu ifade eden ABD Başkanı Biden, “NATO, 75 sene önce kuruldu ve burada öğrendiğimiz şey, beraberliğin ve saldırılara karşı koymanın belirleyici olduğudur” dedi.  NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in liderliğinde NATO’nun daha geniş ve daha güçlü bir ittifak haline geldiğini vurgulayan Biden, Rusya’nın saldırılarına birlikte karşı konulduğunu, Finlandiya ve İsveç’in ittifaka kabul edildiğini ve NATO’nun doğu kanadının güçlendirildiğini ifade etti. Biden, “Bugün çok önemli bir duyuru yapmak istiyorum. NATO taahhüdünü yerine getiren rekor sayıda müttefik, gayrisafi yurtiçi hasılanın en az yüzde 2’lik kısmını savunmaya ayırma oranını karşılıyor. Aslına bakılırsa, bu rakamlar ben göreve geldiğimden bu yana iki kattan fazla arttı” dedi.  Savunma harcamaları yüzde 18 arttı  NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Oval Ofis’teki açıklamasında NATO müttefiklerinin savunma harcamalarına ilişkin yeni verileri paylaştı. Stoltenberg, “Veriler savunma harcamalarının bu yıl yüzde 18 arttığını gösteriyor. Bu, on yıllardır gözlenen en büyük artış” dedi.  NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, “Bugün savunma harcamalarına ilişkin yeni rakamları yayınlıyoruz. Bu rakamlar, Avrupa’dan Kanada’ya NATO müttefiklerinin bu yıl savunma harcamalarını yüzde 18 artırdığını gösteriyor. Bu, on yıllardır gözlenen en büyük artış. 23 müttefik bu yıl gayrisafi yurtiçi hasılasının %2’sini veya daha fazlasını savunmaya harcamış olacak. Bu, dört yıl öncesine göre iki kat daha fazla. Veriler, Avrupalı müttefikler ve Kanada’nın NATO İttifakı dahilinde hepimizi korumaya yönelik ortak sorumluluğunu gerçekten üstlendiğini gösteriyor” dedi.  Bu paranın büyük bir kısmının ABD’de harcandığını ve müttefiklerin en fazla askeri ekipman aldığı ülkenin ABD olduğunu vurgulayan Stoltenberg, “Dolayısıyla NATO, ABD’nin güvenliği için iyi olduğu kadar, aynı zamanda ABD ekonomisi için de iyi” dedi.  Avrupa, ABD’nin yükünü azaltacak  Avrupalı müttefiklerin Ukrayna’ya desteği artıracağına dikkat çeken Stoltenberg, “Sayın Başkan, Ukrayna konusunda gösterdiğiniz güçlü liderlik için ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile imzaladığınız ikili güvenlik anlaşması için sizi tebrik ederim. Avrupalı müttefikler de ABD’nin sağladığı desteği tamamlayarak Ukrayna’ya verdikleri desteği artırıyor. Gelecek ay Washington Zirvesi’nde buluştuğumuzda NATO’nun güvenlik sistemleri sağlama ve eğitimde öncülük rolü üstleneceği konusunda anlaşacağımızı umuyorum. Ayrıca, müttefiklerin Ukrayna’ya mali ve askeri desteği artırma konusunda anlaşacaklarını umuyorum. Bu, ABD’nin yükünü azaltacak ve Ukrayna’ya olan askeri desteğimizi güçlendirecektir” dedi.  Ukrayna’ya verilen güçlü desteğin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e zamana oynayarak kazanamayacağı mesajı vereceğini ifade eden Stoltenberg, Ukrayna’ya desteğin sadaka değil, güvenlik yatırımı olduğunu söyledi. Stoltenberg, “Bu nedenle NATO müttefiklerinin Ukrayna’yı destekleme konusundaki güçlü özverisini memnuniyetle karşılıyorum” diye konuştu.   

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır" Haber

MHP Genel Başkanı Bahçeli: "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır"

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. 'Yerelde iktidar olduk' diyenler hayal âlemindedir. Türkiye'de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir" dedi.   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu. Bugünün sosyal ve ekonomik temelli ihtiyaç ve isteklerin aksine siyaset yapılamayacağını belirten MHP lideri Devlet Bahçeli, "Geleceğin tasarım ve planlamasını ihmal ederek de asla mevzi ve mesafe alamayız. Biz görevimizin farkındayız. Yapacaklarımızın da şuurundayız. Vizyonu yetişmeyenlerin nefeslerinin tükendiği yerde terk etmeleri, hatta farklı tesirlerin sonucu yılmaları, umutsuzluk ve yılgınlık çarkına kapılmaları bundan sonra da muhtemeldir. Ancak Milliyetçi Hareket Partisi’nin inanmış, irade göstermiş, ahlaki ve fikri olgunluğa erişmiş hiçbir mensubunun devşirilip yarı yolda devrilmesi artık söz konusu değildir. Türkiye’mizi hak ettiği gelişmişlik statüsüne mutlaka çıkarmalıyız. Türk milletini layık olduğu yüksek mevkie muhakkak ulaştırmalıyız. Bütün bunları yaparken siyaset önceliğimiz sınıflara, zümrelere, şahıslara hiçbir ayrıcalık tanımadan yalnızca milletimizin tamamını tarihi perspektif içinde kucaklayan ve onun devamını amaçlayan bir kavrayışla hareket etmektir" diye konuştu.  "Yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız"  "Siyaset, medya ve ekonomi ilişkilerini demokratikleştirmeli" diye konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, şunları söyledi:  "Türk devrinde insanımızın mutlu, müreffeh ve güvenli olacak bir dönemin kapılarını el birliğiyle, ortak değerler etrafında kenetlenerek açmalıyız. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara köklü cevaplar hazırlayarak, Türk ve Türkiye Yüzyılı'na temel olacak kalıcı ve güçlü reformları peş peşe hayata geçirmeliyiz. Üreterek, yabancı sermayeyi özendirerek, tasarrufu artırarak, fiyat ve finansal istikrarı kurumsallaştırarak, ihracat ve yatırım seferberliğini teşvik ederek, bilhassa adil ve insani paylaşımı canlandırarak yeni yüzyılda Türkiye ekonomisini zincirlerinden kurtarmalıyız. Milletler mücadelesinin acımasız rekabetinde Türk milleti ortak paydasında buluşmalı, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi yabana atmadan geçmişin muzaffer hatıralarını geleceğin ufkuyla eklemleştirmeliyiz. Bunu yapacak irade, inanç ve itibar Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı’nda mevcuttur."  "Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır"  Geleceğin süper gücünün Türkiye olduğunu söyleyen Bahçeli, "İstanbul’un fethinin 600’üncü yıl dönümü olan 2053’te bu ideal gerçekleşecektir. İstiklalin ve istikbalin güvencesi Cumhur İttifakı’dır ve varlığını kararlılıkla devam ettirecektir. Tarihte büyük devletler kurmuş ve bu potansiyeli defalarca göstermiş olan Türk milletinin bugün her evde, her ocakta, her ailede, her ana yüreğinde yaşattığı medeniyet kudreti, onu saklı durduğu yerden çıkaracak samimiyeti, marifeti ve cesareti beklemektedir. Beklenen o samimiyet, o marifet, o cesaret şükürler olsun ki, Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nda tecessüm ve tecelli etmiştir. Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hakimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır" dedi.  "Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır"  31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi’ne ilişkin değerlendirme yapan MHP lideri Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:  "Türk milleti hükmünü vermiştir. Önümüzdeki beş yılın yerel yöneticileri seçilmiştir. Geldiğimiz bu aşamada, Milliyetçi Hareket Partisi’nin 31 Mart seçimleriyle ilgili görüş ve değerlendirmeleri 3 madde halinde şunlardan müteşekkildir. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerinden yaklaşık 10 ay sonra milletimiz bu defa da yerel seçimler için sandık başına gitmiştir. Yeni yüzyılın ilk seçimi tamamlanmış, seçimsiz geçecek 4 yılın önü açılmıştır. Milletimizin hür iradesiyle verdiği demokratik karara saygılıyız, seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize ve siyasi partilere hayırlı olması da temennimizdir. Yerel seçimlerin doğasıyla genel seçimlerin doğası elbet farklıdır. İkisini birbirine karıştırmak fahiş bir yanlıştır. Yerel seçimlerde özne ve öncelik adaylar olduğu halde, genel seçimlerde partilerdir, bununla mündemiç ülkenin ve uluslararası ilişkilerin bütününü kapsayacak program ve projeleridir. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra el değiştiren, birisinin çıkıp diğerinin indiği bir iktidar yapısı yoktur. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra rota değiştiren, hedeflerinden sapan, iddialarından cayan, yerinde sayan bir Türkiye yoktur, olması da mevzu konusu değildir. 'Yerelde iktidar olduk' diyenler hayal âlemindedir. Türkiye’de iktidar tektir ve o da Cumhurbaşkanlığı Kabinesidir. Fazladan üç beş belediye başkanlığı kazanmakla yerel iktidar tantanası koparanların siyasetin nesnel gerçeklerine, milletin irade künhüne vakıf olmadıkları ayan beyan ortadadır."  "Milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır"  "Kendi partilerinde disiplini tesis edemeyenlerin, birlik ve beraberlik vasatını kaybedenlerin, üstelik hiçbir projeleri olmayanların, hasbelkader, konjonktürel sebeplerle ulaştıkları sonuçlara güvenip zafer nutukları atmaları sadece mizahi bir yanılgıdır" diye konuşan Bahçeli, şunları kaydetti:  "Şımarıklığın alemi hiç yoktur. Çünkü bugün şımaranların yarın milletten şamarı yemeleri mukadderdir. 31 Mart seçimlerine katılım oranı diğer seçimlerle mukayese edildiğinde çarpıcı şekilde düşüktür. Nitekim 31 Mart 2019 seçimlerinde yüzde 84,1 olan katılım oranı, 31 Mart 2024’te yüzde 78,11’e inmiştir. 31 Mart’ta yaklaşık 13 milyon 300 bin vatandaşımızın sandığa gitmediği anlaşılmaktadır. Bundan dolayı milli irade tam ve eksiksiz olarak sandığa yansımamıştır. CHP Genel Başkanı'nın 'yüzde 25’lik cam tavanı çatlatma' masalını anlatmasının dayanağı da budur. Tavanı çatlamış bir partinin ayağı yere basmayacaktır. Kaldı ki, tavanı çatlak olanın temeli çürüktür, ayakta kalması mucizelere bağlıdır. ‘Sokağın sesini duyduk, değişim sandığa yansıdı, sandık ittifakı işliyor, rehavet yok, şimdi icraat vakti’ diyerek böbürlenen, kendilerini dev aynasında gören DEM’lenmiş siyasi garabetlerin; ne bir dünya görüşü, ne de mütekamil bir fikir ve siyaset çizgisi vardır. Tesadüflerin ve tepkiselliklerin bileşkesinde elde edilen gelip geçici seçim başarısının nasıl ağır bir yüke dönüşeceğine her insanımız yakın bir vadede şahit olacaktır. Geçmişinden ibret almayanların geleceği de hüsrandır. 31 Mart seçimlerine tesir eden olgulardan birisi ekonomik sıkıntılar ve emeklilerimizin yaşadığı sorunlar, diğeri ise mahalli özellik ve şartlara muvafık adayların tespitindeki bazı açmazlardır. Parti olarak milletimizin mesajını aldık ve gerekli çalışmaları başlattık. Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur. 31 Mart seçimlerinden sonra müfteriler yine boş durmadılar. Partimizin oy oranının düştüğünü, tabanımızın kaydığını, seçmen kaybettiğimizi, eridiğimizi, dibe çöktüğümüzü utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan yazanlar, söyleyenler, televizyon televizyon gezip boş keseden sallayanlar, ulu orta atıp tutanlar oldu. Hepsini takip ve not ettik. Kötürüm emel sahibi bu bay ve bayanların Milliyetçi Hareket Partisi’ni tanımadıklarını, tanısalar bile karalamak için her yola saptıklarını gayet iyi biliyoruz."  "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir"  Yerel seçimlerde parti oylarının doğru ve sağlıklı anlaşılması için il genel meclisi seçim sonuçlarına bakılmasının kaçınılmaz bir mecburiyet olduğunu belirten Bahçeli, "51 ili kapsamına alan il genel meclis seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin oy oranı yüzde 16,62’dir. Hani nerede yüzde 5’in altına inen oy oranımız? Hani nerede zayıflayan seçmen desteğimiz? Hani nerede küçülen, kaybeden, tekleyen ve gerileyen Milliyetçi Hareket Partisi? 31 Mart seçimlerini işlerine geldiği gibi okuyanlar, keyfi olarak yorumlayanlar, ilkel ve ideolojik dürtülerle asıl bağlamından koparanlar zillettedir, ziyandadır, kalpleri de kaskatı kesilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinden başarıyla çıkmıştır. Hiç kimse bu gerçeği karalamaya ve kapatmaya teşebbüs etmemelidir, zira buna güç yetiremeyecektir. Türk milleti sevdalılarına sahip çıkmıştır. Türk milleti geleceğini Cumhur İttifakı’nda görmüştür" şeklinde konuştu.  "Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir"  Rusya ile Ukrayna, İsrail ile Filistin arasındaki savaş ve çatışmaların önce ateşkes, sonra barış ve siyasi çözümle düğümlenmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:  "Kiev ile Moskova, İstanbul’da el sıkışmalı, üçüncü dünya savaşı senaryosunu tedavüle sokan, nükleer savaştan bahseden zalimlerin tezgahı boşa çıkartılmalıdır. Yeni bir dünya savaşı cinayettir, Allah muhafaza beşeriyetin sonunu hazırlayacaktır. Rusya ile NATO’yu çatıştırma, Fransa’nın Ukrayna’ya asker yollama ihtimalleri ateşe benzin dökmektir. Barış herkesin yararına, her ülke ve millet için hayat memat konusudur. İsrail ile İran arasındaki yoğunlaşan gerilimin, karşılıklı çatışma ve silaha sarılma tercihinin son bulması, Ortadoğu’ya barış, sağduyu ve sükûnetin hakim olması dileğimizdir. Bölgesel bir savaşın patlak vermesi zincirleme felaketleri tetikleyecektir. Buna hiç kimsenin, hiçbir devletin hakkı yoktur. İsrail’in 1 Nisan’da İran’ın Şam diplomatik misyonunu hedef alması, İran’ın da 13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece yarısı 100 balistik füze, 30 seyir füzesi, 170 İHA ile misilleme de bulunması herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. ABD ve Batı Avrupa ülkeleri İsrail’e destek vererek ikiyüzlü siyasetlerini teyit etmişlerdir. İran’ın, operasyonun başarıyla tamamlandığı açıklaması, dahası bu operasyonda fırlatılan füze ve uçurulan İHA’ların tamamıyla etkisiz hale getirilmesi, tek bir kişinin dahi burnunun kanamaması başka bir tartışma konusudur. Adeta Gazze katliamının perdelenmesi ve dikkatlerin farklı yöne çekilmesi için iki devletin ön planda olduğu bir tiyatro gösterisi sahnelenmiştir. İsrail’in Gazze’deki soykırım suçuna tahammül etmek, sabır göstermek, alttan almak hiçbir vicdan sahibinin yapacağı bir şey de değildir. Netanyahu canidir, istifa etmelidir, hesap vermelidir, barış yanlısı bir hükümet kurulmalıdır."  "HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı, arkasından sıra DEM’e gelmeli"  "Tavsayan ve kasten uzatılan HDP’nin kapatma davası sonuçlanmalı" diye konuşan Bahçeli, "Arkasından sıra DEM’e gelmeli, nitekim bölücü partilerin kapısı kilitlenmeli, başka isimlerle açılmaları anayasal çerçevede engellenmelidir. İttifak sistemi gözden geçirilerek siyasi ve demokratik istikrarı zaafa uğratan ve uygulamada şahit olunan bazı çarpıklıklar ilerleyen süreçte giderilmelidir. Önümüzdeki sıcak gündemlerden birisi de sivil, demokratik ve kapsayıcı yeni anayasa hazırlığı olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 100 maddelik anayasa teklifiyle mezkur hazırlığa katkı vermek için samimi çağrısını yineleyerek herkesi sorumluluk bilinciyle hareket etmeye davet etmektedir. Biz hazırız, darbe anayasasını rafa kaldırmanın sadece zaman, emek, sabır, sağduyu ve ahlaki uzlaşma gerektirdiğine inanıyoruz. Türkiye’nin tarihsel varlığı, Türk milletinin istikbal umudu sekteye uğratılmayacaktır. Milletimizin her talebi başımızın üstündedir, çözülmesi de acildir" ifadelerini kullandı.

Gölün Sonu Mu Geliyor? Haber

Gölün Sonu Mu Geliyor?

Kocaeli'de yapılan yol çalışması neticesinde delinen Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) petrol boru hattından Sapanca Gölü’ne sızan akaryakıtın temizleme işlemleri devam ederken bölge sakini Hüseyin Mercan, “Bu yapılan uygulama yeterli değil. Gereği kadar önlem alınmıyor, diğer kurumların da müdahale etmesi gerekiyor ve bu işin ciddiyetinin farkında değiller“ dedi.   Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde iki gün önce meydana gelen olayda, yol çalışması yapıldığı esnada NATO akaryakıt boru hattının bir kolu delindi. Boru hattından meydana gelen akaryakıt sızıntısının fark edilmesi üzerine durum yetkililere bildirildi. Bölgeye sevk edilen ekipler, iş makinesiyle boru hattının belli bir kısmını açarak hasar tespit çalışması gerçekleştirdi. Kuyuya dolan ve boruda kalan akaryakıt tankere tahliye edildi.  NATO hattında basıncın artması Sapanca Gölü'nü mazota bürüdü  Ekipler boru hattı tamirinde çalışmalarını sürdürürken, gece yarısında NATO hattında basıncın artması neticesinde sızıntı büyüyerek, dere yatağı aracılığıyla milyonların su içtiği Sapanca Gölü'ne sızdı. Gölün yüzeyini bürüyen mazotu gören vatandaşlar, durumu Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) ekiplerine bildirdi. Bölgeye sevk edilen ekipler, yaptıkları çalışma neticesinde su yüzeyine barikat kurarak sızıntının büyümesine engel olmaya çalıştı. Gölün Kocaeli kesiminden başlayan sızıntı için ekipler çalışma alanlarını Sapanca ilçesinin Kurtköy Mahallesine kadar genişletti. Su yüzeyindeki barikatları çoğaltan ekipler, en kısa sürede göle sızan akaryakıtı temizlemeye çalışıyor. Akaryakıtın ise Kocaeli’ndeki petrol rafineri firmasından Eskişehir’de bulunan hava üssündeki uçaklara aktarıldığı öğrenildi.  Göldeki akaryakıtın büyük çoğunluğu temizlendi  Ekiplerin aralıksız çalıştığı gölden akaryakıtın büyük çoğunluğu temizlendi. Göldeki alanı genişleten ekipler yayılımı önlemek için seferber oldu. Kocaeli Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSU) ekipleri ile Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (SASKİ) ekipleri ortak bir şekilde çalışarak Kocaeli kesiminde yer alan Maşukiye Deresi'ne vidanjörler ve yakıt emici pedlerle müdahalelerini sürdürüyor. Akaryakıtın gölden tamamen alınıp bertaraf edilmesi için çalışmalarının sürdüren SASKİ ekipleri göldeki emici ped ve bariyerlerin sayısını arttırdı. Büyük çoğunluğu akaryakıttan arındırılan gölden ekipler sürekli numune alarak suyun PH, iletkenlik ve oksijen değerlerini ölçüyor. Gölden alınan numunelerin ise İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’ne sevk edildiği öğrenildi.  “Gereği kadar önlem alınmıyor”  Mazot kokusunu hissettiğinde ekiplere haber verdiğini belirten Hüseyin Mercan, “Bu yapılan uygulama yeterli değil. Gereği kadar önlem alınmıyor, diğer kurumların da müdahale etmesi gerekiyor ve bu işin ciddiyetinin farkında değiller. Sapanca Gölü’nün 3’te 1’ini akaryakıt kaplamış durumda. Bununla ilgili diğer kurumların da aktif hale gelmesi lazım ve biran önce bunun çözülmesi gerekiyor” dedi.  “Kokunun gölden geldiğini hissettim”  Olayın başlangıcını anlatan Mercan, “Gece yarısı personellerim çok ağır bir koku olduğunu söylediler ve kendim de geldiğimde kokunun gölden geldiğini hissettim. Daha sonrasında Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (SASKİ) durumu bildirdim. Ekipler geldi ama o sırada göle yayılmıştı akaryakıt. Ekipler çalışmalarını sürdürüyor fakat yeterli değil, bu sıkıntıya bir çözüm olmaz, daha uzman ve profesyonel ekiplerin gelip buraya müdahale etmesi gerekiyor. Biran önce çözülmesi gerekiyor yoksa bunun tahribatı daha büyük olur göl için. Yetkililerin bu duruma daha fazla duyarlı olması gerekiyor” diye konuştu.

Herkesin beklediği o fotoğraf birinci oldu! Haber

Herkesin beklediği o fotoğraf birinci oldu!

NATO'da Türk Başarısı: F-16 Fotoğrafıyla Birincilik  NATO Hava Komutanlığı tarafından düzenlenen savaş uçakları fotoğraf yarışmasında, Türk havacılık fotoğrafçısı ve araştırmacısı Cem Doğut, Polonya Hava Kuvvetleri'ne ait F-16 fotoğrafı ile birinci oldu.     Yarışmanın Detayları ve Katılımcılar NATO Hava Komutanlığı'nın resmi sosyal medya hesabı üzerinden gerçekleştirilen yarışma, 'Yılın en sevdiğiniz uçak fotoğrafı hangisi' teması altında düzenlendi. Yarışmada 4 farklı ülkeden fotoğrafçılar yarıştı. Toplamda 32 bin 259 oy kullanıldı.     Cem Doğut'un Başarısı Cem Doğut'un çektiği F-16 fotoğrafı, oylamada yüzde 56.3 ile en beğenilen eser olarak birinciliği elde etti. Bu başarı, Türkiye'nin havacılık fotoğrafçılığı alanında uluslararası alandaki prestijini de artırdı.     Diğer Yarışmacılar ve Fotoğraflar Yarışmada Doğut'un yanı sıra Christian Schrik, Bartek Bera ve Giovanni Colla gibi hava fotoğrafçılığı alanında tanınan isimler de yer aldı. Ancak yarışma sonucunda Doğut'un eseri en çok oyu topladı.     NATO ve Havacılık Fotoğrafçılığı Bu yarışma, NATO'nun hava gücünü ve havacılık fotoğrafçılığını ön plana çıkaran önemli bir etkinlik olarak kayıtlara geçti. Yarışma, aynı zamanda hava kuvvetlerinin görsel estetiğini ve teknik becerilerini sergileme fırsatı sundu. HABER:ELİF KUŞBEŞİK

Bakan Güler: "En iyi alternatif olarak gördüğümüz uçak Eurofighter" Haber

Bakan Güler: "En iyi alternatif olarak gördüğümüz uçak Eurofighter"

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durdukları ve en iyi alternatif olarak gördükleri uçağın Eurofighter olduğunu belirtti.  Milli Savunma Bakanlığı tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen faaliyetler hakkında basın bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ise sunumunu gerçekleştirdikten sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Güler, terör örgütü mensuplarının, paramotor kullanarak geçiş faaliyetlerini engellemek için gerekli tedbirlerin alındığını ifade ederek, “Günümüz muharebelerinin en önemli kuvvet çarpanlarından biri hava savunma sistemleridir. Bu kapsamda, yurt savunmasını gerek hudutlarımızda gerekse hudutlarımızın ötesinde tespit edip etkisiz hale getirecek imkan ve kabiliyetimizi sürekli olarak geliştirmekteyiz. Yerli ve milli savunma sanayimiz, silah-radar sistemleri de dahil artık her türlü tedbiri geliştirecek seviyededir” diye konuştu.  “Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir”  Bir gazetecinin ABD’nin terör örgütü PKK/YPG ile tatbikat yapmasıyla ilgili sorusu üzerine Güler, “Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Sonuçta biz NATO’da müttefikiz. Bizim kimseden çekincemiz yok. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere NATO ve benzeri toplantılarda söyleyeceklerimizi açıkça dile getiriyoruz. Müttefiklerimizin Suriye’de yaptıklarının kabul edilemez olduğunu her ortamda vurguluyoruz. Kimse bizim zekamızla alay etmesin. YPG’li teröristlerle yaptıkları hiçbir faaliyet kabul edilemez. Daha önce teröristlere helikopter kullanma eğitimi veriyorlar dedim. Yine geçtiğimiz hafta içinde tatbikat yaptılar teröristlerle. Her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Bu durumun kabul edilebilir tarafı yoktur” cevabını verdi.  “2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve millî sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız”  SİPER Ürün-1 ve HİSAR Projelerinin hava savunma sistemine yönelik ne gibi katkı sağlayacağının sorulması üzerine Bakan Güler, "Günümüzde bir ülkenin hava savunma sistemlerindeki başarısı caydırıcılığının en önemli göstergesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak birinci önceliğimiz caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda; hem alçak irtifa hem orta irtifa hem de yüksek irtifada sistemlerimizin hepsinin prototipleri tamamlandı. İnşallah önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve milli sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız” açıklamasında bulundu.  “(F-16)Süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız”  F-16’ların tedarik ve modernizasyon sürecinin uzaması sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri’nde zafiyete neden olup olmayacağı sorulması üzerine Güler, şunları söyledi:  “Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu anda envanterinde bulunan uçakları yeterlidir. Ancak biz geleceği düşünmek ve planlamak durumundayız. ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. Mevcut F-16’larımızı modernize etmek istiyoruz. Türkiye’nin etrafındaki hiçbir ülkede TUSAŞ gibi bir kuruluş yok. F-16 modernizasyonunu çok rahat kendimizin yapabileceğini düşünüyoruz. Şu an sorun görmüyoruz, ancak süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız.”  “En iyi alternatif olarak gördüğümüz uçak Eurofighter”  Bakan Güler, Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçağı alımına ilişkin soru üzerine, F-16’lara en iyi alternatif olarak gördükleri uçağın Eurofighter olduğunu vurgulayarak, “Biz ilk aşamada 20 daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz. Biliyorsunuz asıl hedefimiz 5'inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’ı Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine almaktır. O döneme kadar Eurofighter alma konusunda bir gelişme olmazsa ve süreç uzarsa zaten böyle bir ihtiyaç da kalmamış olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.  Öte yandan Güler, Türkiye’nin müttefiklerinin de kullandı Eurofighter’ların iyi bir uçak olduğunu ve Hava Kuvvetleri tarafından sorunsuz bir şekilde kullanabileceğini değerlendirdiklerini söyledi.  “Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman ‘sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım’ gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık”  Güler, İsveç’in NATO üyeliğine onayı için F-16 satışının şart olarak sunulup sunulmayacağı sorusuna da, “Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman ‘sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım’ gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık. Cumhurbaşkanımız İsveç’in NATO üyeliği konusunu parlamentoma göndereceğim dedi ve sözünü tuttu. Beklentimiz F-16 konusunda da bizim yaptığımız gibi karşı tarafın sözünü tutması ve somut adımlar atmasıdır” yanıtını verdi.  “Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz”  Yunanistan’ın F-35’e sahip olacak olmasının Türkiye adına olumsuz güç dengesine neden olup olamayacağı sorusuna ilişkin ise Güler, “Biz gerçek anlamda Yunanistan ile iyi komşuluk ilişkilerini kurmak istiyoruz. Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz. Önemli olan caydırıcı bir güce sahip olmaktır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde caydırıcı gücümüzü artırmayı ve komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmeyi devam ettireceğiz” dedi.  “(Tuzla Piyade Okulu) Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız”  Tuzla Piyade Okulu’na ilişkin iddiaların sorulması üzerine Bakan Güler, olayın 10 Kasım’da meydana geldiğini dile getirerek, “Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir” diye konuştu.  “Bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız”  Suriye ile ilgili olan ilişki düzeyini değerlendiren Bakan Güler, “Biz bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız. Suriye’de dörtlü toplantılar başlamıştı. Rejimin, BM’nin kendisine yüklediği sorumlulukları var; anayasanın kabulü, halkın onayına sunulması, seçimlerin yapılması gibi Bu şartlar yerine getirildikten sonra biz de herkes gibi gereğini yapacağız. Biz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları başlamadan önce çok şey yaşadık. Suriye’den ne kadar tehdit almışız, ne kadar roket saldırısına maruz kalmışız ona bakmak lazım. 600 vatandaşımızı şehit vermişiz. Sadece Zeytin Dalı Harekatı’nda 54 şehidimiz var. Şimdi 'Suriye’de ne işimiz var' diye soruyorlar. 600’ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz böyle bir şey sorulabilir mi? Anayasa ve seçimler yapıldıktan sonra ve hudutlarımızın güvenliği sağlandıktan sonra gerekeni yapacağız. Ama sınırlarımızın güvenliği sağlanmadan, rejimin verdiği sözler yerine gelmeden kimse bizden bunu beklemesin” açıklamasında bulundu.  “Kıbrıs’a sık sık gemilerimiz gidiyor”  Kıbrıs’ta bir üstten ziyade gemileri bağlamak için eski bir limanı yenilemek istediklerini söyleyen Bakan Güler, “Oraya sık sık gemilerimiz gidiyor, tatbikatlara katılıyoruz, ziyaretler yapıyoruz ama yarın TCG ANADOLU oraya gitse bağlanacağı iskele yok. Orada eski bir iskele var onu yeniliyoruz” dedi.  “Mayın tarama gemilerimiz Romanya’nın sınırlarının bittiği yere kadar sürekli devriye yapacak”  Karadeniz'de Türkiye, Romanya ve Bulgaristan ile ‘Mayın Karşı Tedbirleri İşbirliği’ni kurduklarını dile getiren Güler şu ifadelere yer verdi:  “Buradaki amaç hem Rusya, hem Ukrayna limanlarından sürüklenen mayınları tespit ederek boğazlarımıza gelmeden imha etmek. Mayınları bugüne kadar tespit ettikçe imha ettik. Karadeniz’de deniz karakol uçaklarımızla, gemilerimizle mayın tespit çalışmaları yapıyoruz. Son zamanlarda biraz fazla mayınlar gelmeye başlayınca böyle üçlü bir yapı kurduk. Mayın tarama gemilerimiz Romanya’nın sınırlarının bittiği yere kadar sürekli devriye yapacak.”  “Şuandaki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker”  Bedelli Askerlik hakkında sorulan soruları yanıtlayan Güler, “2019’da bir kanun çıktı, artık buna herkes uyacak. Bundan geri adım atmamız söz konusu değil. Toplumun her kesimi destek verdi ve meclisin onayıyla çıktı. Bizim askerlik sistemimiz Türkiye’nin garantisidir. Biz hiçbir zaman tamamen profesyonel orduyu istemiyoruz ve düşünmüyoruz. Bunu vatandaşımız da istemiyor. Bizim şuanda ki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker” ifadelerine yer verdi.  Bakan Güler, Suriye’de herhangi bir tehlikenin öngörüldüğü takdirde operasyon yapılması gerekiyorsa bu operasyonun yapılacağını dile getirdi.  “Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı”  Kuzey Irak’ta yapılan operasyonlar hakkındaki soruları yanıtlayan Bakan Güler, “Artık biz bu terör belasını kesip atmak istiyoruz. Türkiye’nin önümüzdeki 10-20-30 yıl daha buna tahammülü yok. Ülkemizi ve milletimizi bu beladan kurtarmak istiyoruz ve bununla ilgili de kesin sonuçlu iş yapıyoruz. Yapılan operasyonların sınırlarımıza etkisi var mı? 5-6 senedir sınırlarımızda bir tehdit yok. Şırnak’a, Hakkari’ye gidip geliyoruz ve emniyetli olduğunu görüyoruz. Bizim şuanda Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı. Teröristlerin “kale” diye kazdıkları yerler onların mezarı oluyor. Bir kaç yer daha var ve oraları da onların mezarına çevireceğiz” açıklamasında bulundu.  “Projeler ve ürünlerle ilgili güvenlik zafiyeti oluşturabilecek bilgileri paylaşan kişileri mahkemeye vereceğiz”  Savunma sanayinde yapılan haberlerin güvenlik zaafiyeti oluşturabileceğine dikkati çeken Bakan Güler, “Savunma Sanayii’ndeki faaliyetlerimiz ile ilgili haberlerde çok fazla detay paylaşılıyor. Arkadaşlar burada bahsedilen detayları kimi ilgilendirebilir. Bunu niye yazıyoruz biz? Bunu size biri veriyor, alan da bütün detaylarına kadar yazıyor. Biz kendimiz de çok dikkat edeceğiz ama sizlerden de istirham ediyorum. Bu konuda biz de tedbir alacağız. Projeler ve ürünlerle ilgili güvenlik zafiyeti oluşturabilecek bilgileri paylaşan kişi ve firmaları mahkemeye vereceğimizi ifade ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.  “S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğiz”  Bakan Güler, S400'ün ne kadar sürede aktive olduğu sorusuna, "Bu bir savunma silahı. Bize taarruz eden birisi var da savunma silahını kullanmadık mı? Bugün bir ülke ‘2 saat sonra taarruz ediyorum’ diyerek başka bir ülkeye saldırmıyor. Bir savaş durumunda yığınak yapacaksınız, uçaklarınızı kaydıracaksınız, yüzlerce tren, vagon çalışacak, seferberlik vesaire ilan edilecek. Yani kimsenin haberi olmadan bir ülke başka bir ülkeye hava saldırısı yapması çok zor. Biz de ihtiyaç hasıl olduğunda S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi defalarca dile getirdik” dedi.  “Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız”  Bakan Güler, tüm gelişmeleri basın mensuplarıyla paylaşacaklarını belirterek, “Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız. Hiçbir şekilde bundan geri adım atmayacağız. Bugün ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde hiçbir şeyi saklayamazsınız. Biz medya ile samimi olarak her şeyi şeffaflıkla paylaşmaya ve sonuçlarına katlanmaya hazırız. Hiç bir şeyi saklamayacağız” diye konuştu.

Milli SİHA Bayraktar TB2, 750 bin uçuş saatini tamamladı Haber

Milli SİHA Bayraktar TB2, 750 bin uçuş saatini tamamladı

Türk havacılık tarihinde ilklere imza atan Bayraktar TB2 SİHA Sistemi, 750 bin uçuş saatini başarıyla tamamladı. Böylece Bayraktar TB2 SİHA gökyüzünde milyon saate daha da yaklaşarak en uzun süre görev yapan ilk milli hava aracı oldu. Türkiye’nin milli SİHA sistemlerini üreten Baykar tarafından geliştirilen, teknik özellikleri ve katıldığı operasyonlar değerlendirildiğinde kendi sınıfında dünyanın en iyisi olarak gösterilen milli SİHA Bayraktar TB2, 2014 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) envanterine girdi. 2015’te silahlandırılan insansız hava aracı şu anda TSK, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve MİT tarafından operasyonel olarak kullanılıyor. Bayraktar TB2 SİHA, güvenlik güçleri tarafından 2014’ten beri yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadelede etkin olarak görev yapıyor. 7 ülkede yardım kampanyası düzenledi Bayraktar TB2 SİHA’lar, Rusya ile Ukrayna arasında süren savaşta Ukrayna Ordusu tarafından savunma amacıyla aktif olarak kullanılıyor. Bayraktar TB2’leri satın alarak Ukrayna Ordusu’na bağışlamak için Litvanya, Ukrayna, Polonya, Letonya, Norveç, İspanya ve Kanada’da halk tarafından yardım kampanyaları düzenlendi. Baykar, Litvanya, Ukrayna ve Polonya’da düzenlenen kampanyalardan toplanan bağışı kabul etmeyerek Bayraktar TB2 SİHA satın almak amacıyla toplanan yardımı Ukrayna halkının insani ihtiyaçlarının karşılanması için bağışladı. Yerlilik oranı rekor düzeyde 2000’li yılların başından itibaren insansız hava araçları alanında en büyük katma değer olan yazılım ve donanım sistemlerini Türk mühendislerinden oluşan ekibiyle milli ve özgün olarak geliştiren Baykar, 13 farklı disiplindeki mühendislik gücüyle alanında dünyanın lider teknoloji firmalarından biri olarak gösteriliyor. Tüm kritik aksamı, tasarım ve yazılımları Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA’lar, dünyada rekor sayılacak düzeyde yüzde 93’lük bir yerli sanayi katılımıyla İstanbul’da bulunan Özdemir Bayraktar Milli Teknoloji Merkezi’nde üretiliyor. Rekorların sahibi Bayraktar TB2 SİHA, 16 Temmuz 2019 tarihinde Kuveyt’te katıldığı demo uçuşunda yüksek sıcaklık ve kum fırtınası gibi zorlu coğrafi ve iklim şartlarında tam 27 saat 3 dakika kesintisiz uçarak rekor kırdı. Milli SİHA’lar Avrupa’dan Afrika’ya kadar dünyanın birçok farklı bölgesinde karşılaştığı çöl sıcağı, dondurucu soğuk, kar ve fırtına gibi tüm olumsuz hava şartlarında görev yapmaya devam ediyor. Türk havacılık tarihinde taktik sınıfta 27 saat 3 dakika havada kalarak en uzun havada kalış süresi ve 27 bin 30 feet yükseklikle Türkiye irtifa rekorunu kıran milli SİHA, 750 bin saatlik uçuşla birlikte Türk havacılık tarihine geçti. Milli SİHA en uzun süre başarıyla Türkiye’ye hizmet eden hava aracı unvanını da elinde bulunduruyor. Zeytin Dalı Harekatı’na damgasını vurdu Milli SİHA Bayraktar TB2, TSK tarafından sınır içi ve ötesinde gerçekleştirilen Hendek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında aktif olarak rol aldı. Savunma uzmanları harekâtların beklenenden çok daha kısa sürede sona ermesini ve daha az kayıp yaşanmasında en önemli etkenlerden birinin milli SİHA’lar olduğunu belirtti. Bayraktar TB2 SİHA sistemleri özellikle Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında gerçekleştirilen tüm uçuşlarının yüzde 90’ından fazlasını yaparak, 5 bin 300 saat uçuşla adeta harekâta damgasını vurdu. Mavi Vatan’ı gözlüyor Terör örgütüne yönelik Pençe ve Kıran gibi birçok operasyonda görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, bölücü terör örgütünün sözde yöneticilerine yapılan operasyonlarda da önemli bir rol üstlenmeye devam ediyor. Milli SİHA’lar bu görevlerinin yanı sıra Mavi Vatan’ın korunmasında da görev alıyor. Bu kapsamda Doğu Akdeniz’de görev yapan sondaj gemilerimize de güvenlik için havadan refakat etti. Yine aynı kapsamdaki görevler için KKTC’de konuşlandırılmak üzere 16 Aralık 2019’da Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığından kalkarak Geçitkale Havaalanına inen Bayraktar TB2 SİHA tarihi bir uçuşa imza atmıştı. Bayraktar TB2 İHA’lar depremlerde görev alarak büyük katkı sağlıyor. 24 Ocak 2020’de meydana gelen Elazığ Sivrice merkezli 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından çok kısa sürede bölgeye intikal ederek 25. dakikadan itibaren Ankara ve deprem olan illerin kriz komuta merkezlerine anlık görüntü ve bilgi aktardı. Asrın Felaketi olarak nitelenen 6 Şubat 2023 depremlerinde 2417 saat 6 dakika uçarak görev icra etti. Bu kapsamda toplamda 8’i Baykar Hızlı Haritalama Podu entegreli 42 Bayraktar TB2 görev aldı. Bayraktar TB2 SİHA’lar arama ve kurtarma çalışmalarına gökyüzünden destek vermenin yanı sıra deprem sonrası oluşan yoğun araç trafiğinin kontrol edilmesi ve gelecek yardımların aksamadan devamı için de görev yaptı. Göçmenlerin kurtarılmasında rol alıyor Bayraktar TB2’ler, Ege ve Akdeniz’de devam eden düzensiz göç hareketlerini gökyüzünden takip ederek birçok düzensiz göçmenin hayatının kurtarılması ve dünyanın gündeminden düşmeyen geri itmeler gibi insan hakları ihlallerinin belgelenmesine de önemli katkı sağlıyor. Uludağ’da kaybolan turisti buldu Bayraktar TB2 SİHA’lar aynı zamanda doğada gerçekleştirilen arama kurtarma faaliyetlerinde de etkin olarak görev yapıyor. 31 Aralık 2021 günü Bursa Uludağ’da yürüyüşe çıkan ve hava şartlarının kötüleşmesi üzerine kaybolan Danimarka uyruklu Yusuf Sepehizade’nin bulunmasında da rol aldı. Hava şartlarının ağırlaşması nedeniyle bölgedeki ekipler tarafından ulaşılamayan Danimarkalı turistin yeri, Aydın’dan havalanan Jandarma Genel Komutanlığı’na ait Bayraktar TB2 SİHA tarafından tespit edildi. Kayıp turist bulunduğu yerin gökyüzünden tespit edilmesinin ardından bölgedeki ekipler tarafından kurtarıldı. Orman yangınlarını tespit Bayraktar TB2 İHA’lar güvenlik ve insani yardım görevlerinin yanı sıra orman yangınlarıyla mücadelede de önemli bir rol üstleniyor. Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ile yapılan işbirliğiyle Bayraktar TB2 İHA’lar, 2020 yılından itibaren orman yangınlarının erken tespiti ve söndürme çalışmalarının verimli yönetilmesinde etkin görev alıyor. 2020 yılından bugüne dek toplam 3.166 orman yangını Bayraktar TB2 tarafından tespit edildi. Bu sayede Avrupa’da ilk kez yüksek teknolojiye sahip İHA’lar orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmaya başlandı. Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadelede izlediği öncü ve yenilikçi çözüm 2020’den günümüze büyüyerek devam ediyor. OGM’nin belirlediği merkezlerde konuşlanan Bayraktar TB2 İHA’lar, Baykar’ın uzman ekibinin koordinasyonunda görev yapıyor. Baykar’ın geliştirdiği yazılım ve kurduğu teknolojik altyapı ile görev yapan Bayraktar TB2’ler, tek seferde 400 km’lik alanı termal kamera vasıtasıyla tarayabiliyor ve 185 kilometre kadar uzaklıktaki yangınları başlangıç aşamasında tespit edebiliyor. Bayraktar TB2 İHA’lar, 2020’de 345, 2021’de 267, 2022’de 1.109, 2023’de ise 1.445 yangını ilk anda tespit ederek orman yangınlarının söndürülmesinde etkin rol aldı. Bunun neticesinde ülkemizde orman yangınlarına müdahale süresi 45 dakikadan 11 dakikaya kadar indi. Barış Pınarı Harekatı’nda Türk Silahlı Kuvvetlerinin keşif gözetleme kabiliyetlerini büyük oranda artırarak başarıya ulaşılmasına katkı sağlayan Bayraktar TB2 SİHA’lar aynı zamanda harekât boyunca birçok hedefi başarıyla imha etti. Bahar Kalkanı Harekâtı’nda ise ilk defa filolar halinde uçarak birçok zırhlı araç, obüs, Çok Namlulu Roketatar (ÇNRA) ve hava savunma sistemini imha etti. Bayraktar TB2 SİHA dünyada ilk defa muharebe sahasında birincil unsur olarak SİHA’ların kullanıldığı Bahar Kalkanı Harekâtı’na katılan hava araçlarının yaptığı tüm sortilerin yüzde 80’ini gerçekleştirdi. Suriye’nin İdlib bölgesinde düzenlenen harekât kapsamında her türlü elektronik harbe rağmen başarıyla görev yapan Bayraktar TB2 SİHA’lar, 2 bin saatin üzerinde uçtu. Bayraktar TB2 SİHA’ların dünya muharebe tarihinde ilk kez filolar halinde uçarak harekâtta etkin görev yapması dünya basınında büyük yankı uyandırdı. Karabağ’ın kurtarılmasında önemli rol üstlendi Bayraktar TB2 SİHA’lar kardeş ülke Azerbaycan’ın yaklaşık 30 yıldır devam eden Karabağ işgalini sonlandırmasında da önemli bir rol üstlendi. Azerbaycan, Ermenistan’ın işgali altındaki Dağlık Karabağ’a yönelik olarak 27 Eylül 2020 tarihinde bir askeri harekât başlattı. Harekâtın başlangıcından 44 gün sonra, 10 Kasım 2020 tarihinde Azerbaycan Ordusu, Ermenistan’ın işgalini sonlandırarak Dağlık Karabağ’ı kontrol altına aldı. Ermenistan’a yönelik harekât esnasında Azerbaycan Ordusu, Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB2 SİHA’ları tüm cephe hattında kullandı. Savunma analistleri tarafından teyit edilen çalışmalara göre Bayraktar TB2 SİHA’lar ile Ermenistan Ordusu’na ait birçok hava savunma sistemi, radar sistemi, tank, zırhlı araç, kamyon, cephanelik, mevzi ve birlik imha edildi. Azerbaycan Ordusu’nun dünyayı şaşırtan bu başarısı dünya medyası ve savunma uzmanları tarafından Türk SİHA’larının harp tarihini değiştirerek oyun kurucu bir güce ulaştığı yorumları yapıldı. Ukrayna’da çocuklara “BAYRAKTAR” adı verildi 2022 Şubat ayında başlayan Ukrayna-Rusya savaşında gösterdiği üstün başarı ile Bayraktar TB2 SİHA, Ukrayna halkı nezdinde bir kahraman haline geldi. Savaşta bir güç çarpanı olarak dengeleri değiştirdi. Adına marşlar bestelenen ve oyuncakları yapılan silahlı insansız hava aracı adına “Bayraktar Radyosu” yayına başladı. Yeni doğan erkek çocuklarına “Bayraktar” adı dahi verildi. Bayraktar TB2 Ukrayna’da muharebedeki etkisinin yanında artık umudun sembolü oldu. Ukrayna’daki bu başarı Bayraktar TB2’nin etkisini ve sınıfında en iyisi olduğunu dünyaya gösterdi. NATO ve AB ülkelerinin semalarında Baykar, rekabete dayalı bir süreç sonucunda Amerika, Avrupa ve Çinli rakiplerini geride bırakarak Kuveyt Savunma Bakanlığı ile imzaladığı anlaşmayla birlikte 2023 yılına 370 milyon dolarlık Bayraktar TB2 için yapılan ihracat sözleşmesiyle başladı. Romanya’ya gerçekleştirilen ihracatla birlikte Bayraktar TB2 SİHA’lar, NATO üyesi 4 ülke, AB üyesi 2 ülkenin envanterine girdi. 33 ülkeye ihracat Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılında İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. 2022’de imzalanan sözleşmelerde ihracat oranı yüzde 99.3 olan Baykar, 1.2 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bayraktar TB2 SİHA için 32 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için 8, toplamda ise şimdiye kadar 33 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.