Hava Durumu

#Ondokuz Mayıs Üniversitesi

Yeni Marmara Gazetesi - Ondokuz Mayıs Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ondokuz Mayıs Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

OMÜ ile Türkiye Uzay Ajansı arasında iş birliği protokolü Haber

OMÜ ile Türkiye Uzay Ajansı arasında iş birliği protokolü

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ile Türkiye Uzay Ajansı (TUA) arasında ülke ve bölgesel kalkınmaya destek sağlayacak iş birliği anlaşması imzalandı. İmzalanan protokol ile OMÜ’nün sahip olduğu bilgi birikiminin TUA’ya yeni teknoloji ve süreç geliştirme aşamalarında katkı sağlayarak kalite ve verimlilik artırıcı sonuçların alınması ve ortak AR-GE çalışmalarının gerçekleştirilmesi hedefleniyor.  İmzalanan anlaşma ile Milli Uzay Programı çerçevesinde tarafların sahip olduğu altyapı ve uzmanlık bilgisi kullanılarak havacılık ve uzay teknolojileri konularında iş birliği amaçlanıyor. TUA’da gerçekleşen törende protokol metnine OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal ile Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Yusuf Kıraç imza attı.  OMÜ ile TUA arasındaki diyalog ve güven ortamını oluşturacak iş birliğiyle OMÜ’nün sahip olduğu bilgi birikiminin TUA’ya yeni teknoloji ve süreç geliştirme aşamalarında katkı sağlayarak kalite ve verimlilik artırıcı sonuçların alınması ve ortak AR-GE çalışmalarının gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Taraflar, AR-GE çalışmaları kapsamında OMÜ ve TUA tarafından yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün geliştirilmesi, iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi veya maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konularında ortak çalışmalar yapacak.  Anlaşma ile OMÜ ve TUA, AR-GE kültürünün yaygınlaştırılmasına katkı sağlayacak organizasyonlar ve etkinlikler düzenlenmesi konusunda iş birliği yapacaklar. Ayrıca OMÜ ve TUA, Türkiye’nin AR-GE gücünün artırılması amacıyla verilen ulusal ve uluslararası desteklerden faydalanılması ve üniversite-sanayi iş birliği içeren AR-GE çalışmaları için iş birliği içerisinde olacaklar.  Rektör Ünal: “OMÜ ve TUA arasındaki bu iş birliği bir başlangıç olacak”  İmza töreninde konuşan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, “OMÜ ve TUA arasındaki bu iş birliği bir başlangıç olacak. Bundan sonra hem ülkemizin hem de insanlığın yararına çok daha nitelikli çalışmalara zemin oluşturacak. Bu anlamda iş birliğini ve projeyi üniversite olarak gerçekten çok önemsiyoruz. Hem vizyon katması hem de mevcut insan kaynağının nitelikli çalışmalara yönlendirilmesi açısından iş birlikleri son derece önemli. TUA ise Türkiye'nin göz bebeği. Gelecekte kendisinden çok daha sık bahsedeceğimiz çalışmaları olacak. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.  TUA Başkanı Kıraç: “Birçok yerel ve uluslararası projelere başlangıç olacak”  Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Yusuf Kıraç ise, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Türkiye Uzay Ajansı arasındaki bu protokol anlaşması, önümüzdeki birçok yerel ve uluslararası projelere başlangıç olacak. Bundan dolayı üniversitemize ve Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal'a teşekkür ederim” diye konuştu.  Protokol töreni, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi. 

Doç. Dr. Bülent Köse'den yeni turfanda üzüm çeşitleri Haber

Doç. Dr. Bülent Köse'den yeni turfanda üzüm çeşitleri

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse tarafından yürütülen proje ile pazarın ihtiyacı olan, erken olgunlaşabilen ve üreticilerin gelirini arttırabilecek yeni üzüm çeşitleri geliştiriliyor.  Çekirdeksiz ve erkenci üzüm çeşitlerinin melezleme ıslahı yoluyla geliştirilmesinin hedeflendiği projede Bahçe Bitkileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Köse projesinde Victoria, Trakya ilkeren, red globe, prima, cardinal, Yalova incisi ve çavuş gibi üzüm çeşitlerini kullanıyor. Melezleme çalışmalarında kullanılan sultani çekirdeksiz, Tekirdağ çekirdeksizi, crimson seedless çeşitlerine ait çiçek tozları ise Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünden temin ediliyor. Melezlemeler sonucunda elde edilecek yeni bireylerin ilerleyen yıllarda salkım ve tane özelliklerinin yanı sıra erkencilik durumları belirlenecek. Bu üzüm çeşitlerinin çekirdeksiz, beyaz ya da renkli taneli, verimli, yeme kalitesi ve albenisi yüksek, ihracata uygun çeşitler olması amaçlanıyor. Geliştirilecek erkenci üzümler sayesinde özellikle Akdeniz Bölgesi’nde örtü altı bağcılığına yeni çeşitlerin kazandırılması ve ihracata yönelik erkenci üzüm yetiştiriciliğinin artması hedefleniyor.  "Piyasada beyaz, erken olgunlaşabilen ve çekirdeksiz çeşitte sıkıntı var"  Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Bülent Köse, "Seramızda melezleme yoluyla farklı üzüm çeşitleri geliştiriyoruz. Amacımız ülkemizde en erken oluşabilecek erkenci üzüm çeşitlerini geliştirebilmektir. Bu amaçla beyaz ya da diğer renkli çeşitlerle, diğer erkenci çeşitleri melezleyerek beyaz ve çekirdeksiz ile renkli çeşitler geliştirmek için çalışıyoruz. Pazarın ihtiyacı olan çok erkenci Akdeniz gibi Mersin gibi bölgelerde, örtü altı tarıma uygun olabilecek çeşitleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Melezleme çalışmalarında Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünden temin etmiş olduğumuz sultani çekirdeksiz, Tekirdağ çekirdeksiz, crimson seedless gibi çeşitlerin çiçek tozlarını kullanıyoruz. Burada ana ebeveynler olarak iri taneli Victoria çeşidi, erken olgunlaşabilen Trakya ilkeren, prima, early sweet çekirdeksiz çeşitleri melezleme yoluyla kullanarak çok erken olgunlaşabilecek ve özellikle ihracatta elimizi güçlendirebilecek, üreticilerimiz karlılığını arttırabilecek çeşitleri geliştirmeyi hedefliyoruz. Projemiz yeni başlayan bir projedir. 2’nci yılındayız. Melezleme çalışmaları devam ediyor. Melezlemelerden elde ettiğimiz bitkilerimizde yeni yeni gelişmeye başladı. Bu süreç uzun bir süreçtir. Hemen bugünden yarına sonuç almak biraz zor. Çalışmalarımız devam ediyor. Ümit var çeşitlerimizi meyveleri gördükten sonra tespit edip bunlar üzerinde daha sonra tescil çalışmaları yoluyla çeşit vasfı kazandırılacaktır. Bunun yanı sıra red globe gibi geçici ama kalitesi çok yüksek olan çeşitlerle çekirdeksiz, Tekirdağ çekirdeksizi, sultani çekirdeksiz, early sweet gibi çeşitlerle bunları melezleyerek beyaz, renkli çeşitler elde edebilmek istiyoruz. Piyasada beyaz, erken olgunlaşabilen ve çekirdeksiz çeşitte sıkıntı var. Ülkemizde ihracatı ve üreticilerin gelirini geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.  "Hastalıklara dayanıklı çekirdeksiz çeşit"  Bülent Köse ayrıca şunları söyledi:  "TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında Karadeniz bölgesinde yetişen ve Prof. Dr. Hüseyin Çelik hocamız tarafında tescil ettirilmiş olan 2 adet kokulu üzüm çeşidi kullanarak Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünden temin ettiğimiz sultani çekirdeksiz, Tekirdağ çekirdeksiz, crimson seedless çiçek tozları ile bunları melezleyerek hem hastalıklara dayanıklı hem de çekirdeksiz çeşit geliştirmeyi hedefliyoruz.” 

Profesörden Hayatta Kalma Formülü: RİP Akıntısında Ne Yapmalı? Haber

Profesörden Hayatta Kalma Formülü: RİP Akıntısında Ne Yapmalı?

Denizlerde RİP akıntısı veya diğer sebeplerden dolayı her yıl birçok kişi boğularak hayatını kaybediyor. Yaz sezonun gelmesiyle Samsun'da özellikle son 1 ay içerisinde birçok kişi boğulma tehlikesi geçirdi. Vatandaşlara önemli uyarılar yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, önemli açıklamalarda bulundu. "Türkiye'de hemen her yıl bine yakın boğulma vakası gerçekleşiyor" Türkiye'de boğulma ile ölümlerin çoğunun yaz aylarında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Uzun, "Suda boğulma ile ölenlerin çok önemli bir kısmı genç yaştaki insanlardır. Bunların yüzde 70'inin yaşı 40'ın altındadır. Ölenlerin yüzde 20'si ise 20 yaşının altındadır. Baktığımızda Türkiye'de hemen her yıl bine yakın boğulma vakası gerçekleşiyor. Bunlardan 300'ü aşkını ölümle sonuçlanıyor. Türkiye ölçeğinde baktığımızda bunlar çok ciddi rakamlardır. Suda boğularak ölenlerin çok büyük bir kısmı yüzme amacıyla deniz, göl, akarsu ya da kanallara girme sonucu meydana geliyor. Çok az bir kısmı ise kazalar sonucu, özellikle trafik kazaları sonucu, araçların denize veya akarsulara uçması sonucu gerçekleşiyor. Baktığımızda yaz aylarında boğulma vakaları çok yüksek rakamlara ulaşıyor. Bunu biraz daha özele indirdiğimizde Karadeniz'de boğulma vakalarının fazla olduğunu görüyoruz. Bazı özel alanlarda ise bu oran daha da yükseliyor. Bu özel alanlar kayalık kıyıların olduğu yerlerde, mendireklerinin hemen yakınlarında dalga düzeninin bozulduğu yerlerde gerçekleşiyor. RİP akıntıları özellikle rüzgârlı ve dalgalı havalarda gerçekleşiyor. Çeken akıntı dediğimiz bu akıntılar boğulma ile ölümlerin baş sorumlusu durumundadır. Bu akıntılar öyle hızlı akıntılardır ki bu akıntıya yakalanan bazı insanlar korkudan ve buna bağlı kardiyolojik rahatsızlıklar nedeniyle hayatlarını kaybedebiliyor. Peki, bu RİP akıntısı veya çeken akıntı nasıl bir akıntıdır? RİP akıntısı kıyıdan aşağı doğru olan bir akıntıdır. Sık dalgalarla kıyıda biriken suların açığa dönmesi sonucunda gerçekleşen kısa süreli akıntılardır. Onun için vatandaş bunlara 'kum göçmesi' de diyor. Dalgalı havalarda zaten kıyı bulanır; ama bu akıntının olduğu yerlerde daha kuvvetli bulanır ve bir sel suyunu andırır. Boğulma vakalarının azaltılması konusunda eğitim önemlidir. RİP akıntılarına yakalanan ve yeterli bilgisi olmayan kişilerin önemli bir kısmı boğularak hayatlarını kaybediyor" diye konuştu. "RİP akıntısında hayatta kalma formülü" Ali Uzun'un RİP akıntısına yakalananlara tavsiyeleri: "Bu akıntıya yakalandığında insanları suyun üstünde kalmaya çalışması gerekiyor. Kendisini nihayetsiz bir şekilde açığa doğru çekmeyecek. Suyun üstünde kalmaları durumunda 200-300 metre sonra zaten kurtulacaklar. Su üstünde kalacaklar ve kıyıdan yardım istemeleri durumunda da kıyıdan onlara yardım gelecektir. İkinci bir durum; eğer yüzebiliyorlarsa yanlara doğru yüzmelerini tavsiye ediyoruz. Akıntıya kapılanların suyun üstünde kalmaları ve bir akarsuda yüzer gibi yanlara doğru, akıntıya karşı değil, yüzmeleri önemlidir. Çünkü bu akıntı hızlı bir akıntıdır. Saniyede 1-2 metreyi bulabilmektedir ki bazı olimpik yüzücülerin bile bu rakamlarla uğraşması zordur." “Karadeniz'deki boğulanların büyük bir bölümü iç bölgelerden" Karadeniz'e yüzmeye gelen iç bölgelerdeki insanlara da uyarılarda bulunan Uzun, "Dikkat çekeceğimiz bir başka husus ise Karadeniz veya sahil kentlerine iç bölgelerden günübirlik veya birkaç günlük gelen vatandaşlardır. Özellikle Samsun üzerinde konuştuğumuzda Çorum, Amasya, Tokat, Merzifon gibi iç kentlerimizden gelen insanlar 'gelmişken denize girelim' diyorlar. Dalgalı olsa bile denize girmeyi talep ediyorlar. Yerel yetkililerimiz bu konuda insanları uyarıyor. Önemli bir kısmı bunlardan bihaber oldukları için ben iç bölgelerden gelenlerin mutlaka cankurtaran olan plajlarda yüzmesini tavsiye ediyorum. Tek başlarına denize girmemelerini öneriyorum. Kıyıda bunları bekleyen ana, babalarının veya tanıdıklarının olması, bunların denizde olduğunu yani yüzmekte olan gençlerin denizde olduğunu bilen birilerinin olması boğulmayla ölümlerin önlenmesi açısından önemlidir. Zamanında haber verilmesi durumunda ölümlerin en aza ineceğini söyleyebilirim. Boğulanların önemli bir kısmı yeterince yüzme bilgisi olmayan kişiler oluyor. Yani, iyi yüzme bilmeyenlerde ölüm oranı artıyor. İç bölgelerde, kanallarda baraj göllerinde ve akarsularda da bu sıkıntıyı görüyoruz. Serinlemek vasıtasıyla akarsuyun kenarına, gölün kenarına giriyor. Ayağa kayıp düşüyor. Genellikle baraj göllerinin kenarları hızla derinleşiyor. Birbirlerini kurtarırken de bazı yüzme bilmeyen insanlar böylece birbirini boğuyorlar. Bu sebeple biz çocuklarımıza özellikle kış sezonunda yüzme eğitimi aldırmamız lazım. Eğitim ve öğretim döneminde yüzme ile ilgili bilgiler vermek, boğulma sayısını azaltacaktır diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Türk Nöroloji Derneğinden Sosyal Sorumluluk Projesi Haber

Türk Nöroloji Derneğinden Sosyal Sorumluluk Projesi

Türk Nöroloji Derneği, asistan ve uzmanların eğitimine katkıda bulunmak için, bir sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde Ağrı Dağı’nda ‘zirve tırmanışı’ yapacak.  Türk Nöroloji Derneği 05-11 Temmuz tarihleri arasında Dernek Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi önderliğinde, asistan ve uzmanların eğitimine katkıda bulunmak, aynı zamanda hekimlerin yaşadığı mesleki zorluklara dikkat çekmek için, Türkiye genelinden nöroloji öğretim üyesi uzman ve araştırma görevlilerinin katılımı ile 'Ağrı Dağı Tırmanışı' yapmayı planlıyor. Prof. Dr. Murat Terzi, bu etkinlik ile sadece mesleki bilginin değil, doğayla iç içe olmanın, sınırları zorlamanın da takım ruhunu geliştireceğini belirterek, “Asistan ve uzmanların teorik bilgilerinin yanı sıra fiziksel ve mental dayanıklılıklarını da sınayacakları zirve tırmanışının, onların mesleki gelişimlerine büyük bir katkı sağlayacağına inanmaktayım” dedi.  Türk Nöroloji Derneği Başkanı ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Terzi, asistanlar ve uzmanlar için ‘Ağrı Dağı Tırmanışı’nı düzenlemekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Ağrı Dağı’nın eşsiz manzarasında gerçekleşecek etkinlikte katılımcılar bu bölgeyi keşfedecekler. Bu tırmanış katılımcılara unutulmaz anlar ve değerli tecrübeler kazandıracak” diye konuştu. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.