Hava Durumu

#Otizm

Yeni Marmara Gazetesi - Otizm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Otizm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

9 Yaşındaki Otizmli Çocuğa Şiddet! Haber

9 Yaşındaki Otizmli Çocuğa Şiddet!

Beylikdüzü’nde Mor Menekşe Otizm Akademisi isimli özel bir kuruma ailesi tarafından nitelikli bakım görmesi için teslim edilen 9 yaşındaki U.M.K isimli çocuğun, darp edildiği iddia edildi. Çocuğunu görmeye gelen aile, 9 yaşındaki otizmli çocuğun kolunda yanıklar, omzunda ısırık izleri ve çeşitli yerlerinde morluklar görmesi üzerine kurumdan şikayetçi oldu. Öte yandan aynı kurumda olduğu iddia edilen bir başka çocuğun şiddet gördüğü anların görüntüleri çevredeki bir vatandaş tarafından cep telefonu ile kaydedildi.   “Kurumun hemşireleri ‘Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız’ dedi”  Olay, geçtiğimiz Cuma günü Beylikdüzü ilçesi Gürpınar Mahallesi’nde bulunan Mor Menekşe Otizm Akademisinde yaşandı. İddiaya göre, çocuklarını ziyaret etmek için kuruma gelen aileye önce hemşireler tarafından çeşitli bahanelerle çocukları gösterilmek istenmedi. Ailenin çocuğunu görme ısrarı üzerine getirilen çocuğun vücudunun çeşitli yerlerinde darp, ısırma ve yanık izleri gördüğünü ifade eden aile, kurumun müdürü Aybüke L. isimli şahsın kendilerine, "Ben buraya yeni geldim. Benimle bir alakası yok. Bu durumu kendi aramızda halledebiliriz" dediğini iddia etti. Öte yandan kurumda çalışan İlayda T. isimli hemşirenin kendilerine, ‘ Beğenmiyorsanız kendiniz baksaydınız’ dediğini iddia eden aile, Mor Menekşe Otizm Akademisi isimli kurumdan şikayetçi oldu.  “Merkezin girişinde 8 tane otizmli kız çocuğu perişan haldeydi”  Yaşadıklarını anlatan Baba Recep Kaymak, “Bu merkezi sosyal medyada olsun birçok mecrada araştırdık ve iyi olduğuna dair kanıya vardık kendimizce. Biz çocuğumuzu oraya götürdüğümüzde bize söylenen, ‘çocuğumuzun tuvalet eğitimi, konuşma eğitimi alacağı ve çocuğumuzun daha iyi bir duruma geleceği’ idi. Yeter ki çocuğumuz kendini ifade edebilsin, tuvalet eğitimini alabilsin diye bıraktık. Çocukla her Cuma günü annem ve ben görüntülü görüşme şeklinde görüşüyorduk. Ben görüşmelerde çocuğun zayıfladığını gördüm. Neden diye sorduğum da bana ‘ çocuğunuz yemiyor’ şeklinde şeyler söylediler. Birkaç defa da çocuğu fiziksel olarak görmek istediğimde de bunun uygun olmadığını söylediler. Kurallara uygun değilmiş" ifadelerini kullandı.  Çocuğu ziyaret etmek için İstanbul'a geldiğini anlatan baba Kaymak, "Mor Menekşe Otizm Merkezi’nin girişinde gördüğüm şey benim için hayatımda görebileceğim en kötü şey olabilirdi. Oraya gittiğimde 8 tane otizmli kız çocuğunun ayaklarında terlik, çorap hiçbir şey yok o şekilde dışarıda birisi yere düşmüş ağzı kanıyor. Çok kötü bir durumdalardı. Oradaki bulunan bir hemşireye kapıyı açın çocuğumuz var içeride göreceğiz dedi. Giremezsiniz dediler. Biz de ısrarcı olduk. İçeri girdik. İçeri girdiğimizde bizi ana binaya almadılar. Ama ben dedim ki ana binayı görmek istiyorum dedim. Bunu kabul etmediler. Bizi bekleme salonuna aldılar. Bekleme salonu da pislik içindeydi. Bekleme salonundayken çocuğumun uyuduğunu söylediler. Ben de çocuğumun getirilmesi için ısrarcı oldum. Çocuğum geldi. Çocuğumun üzerindeki hiçbir kıyafet bize ait değildi. Çocuğuma o an buldukları bir kıyafet ve ayakkabı giydirmişlerdi. Giydirdikleri ayakkabı da ayağına 5 numara büyüktü. Çocuğun sol boyun kısmında gördüğüm morluktan dolayı üzerindeki kıyafetleri çıkarmaya başladığımda çocuğun kolunda, omzunda, sırt bölgesinde ve ayak bileğinde morluklar olduğunu gördüm. Bu morlukların sopayla vurularak olduğunu anlayabiliyorsunuz. Olay yerine polis çağırdım. Oradaki hemşireler 'biz göreve yeni geldik biz yapmadık' dediler. Bana müdürü diyor ki 'ben 24 Temmuz’da işe başladım'. Bu çocuğun hiçbir raporu yok muydu? Bu çocuk bu hale nasıl geldi. Karakola gittik ve şikayette bulunduk. Her yere yazdık. Ben şu an çocuğumu aldık. Benim çocuğum bir şekilde tedavisini görüp iyileşecek. Ama orada bulunan 70 çocuk hiç iyi durumda değil” diye konuştu.  Öte yandan aynı kurumda çekildiği iddia edilen bir başka görüntüde, balkonda bir şahsın bir çocuğa şiddet uyguladığı anlar yer aldı. 

Otizmli torunu evi küle çevirdi Haber

Otizmli torunu evi küle çevirdi

Adana'da yaşlı adamın hasretine dayanamayıp sosyal hizmetlerden aldığı 13 yaşındaki otizmli torunu evi yakıp küle çevirdi. Yaşlı adam, torununa sahip çıkamadığı için tekrar sosyal hizmetlere gönderilmesini istedi.   Adana'da yaşayan ev hanımı Deniz (32) ve işçi Mehmet Ali Akgül (35) 14 sene önce evlendi. Çiftin bu evlilikten Sefa isimli otizmli evlatları dünyaya geldi. Sefa'nın otizmi zamanla ilerlerken, anne Deniz'e ise bipolar bozukluğu tanısı konuldu. Çift 5 yıl önce boşandı ve Mehmet Ali Akgül Rusya'ya gitti. Deniz Berkyez de oğlunu çocuk esirgeme yurduna bırakıp şehir dışına gitti.  Dedesi hasretine dayanamadı  Dede Orhan Berkyez (69), bu sürede torununun hep yanına gitti ve geçtiğimiz Nisan ayında hasretine dayanamayıp torununu yanına aldı. Berkyez, merkez Seyhan ilçesine bağlı Yenibaraj Mahallesi'nde torunuyla birlikte yaşamaya başladı ancak torununun durumu her geçen gün ilerledi.  Çakmakla evi yaktı  Geçtiğimiz Cumartesi günü sabah saatlerinde Sefa, dedesi uyurken çakmakla koltuğu yaktı. Yangını fark eden dede Berkyez, torununu da alarak canını zor kurtardı. Ev ise küle yanarak küle döndü.  Torununu çocuk esirgeme yurduna göndermek istiyor  İhlas Haber Ajansı'na konuşan dede Orhan Berkyez, "Ben torunuma acıdım, hasretine dayanamayıp yanıma aldım ama o evi yaktı. Canımızı zor kurtardım" diyerek, torununun tekrar çocuk esirgeme yurduna götürülmesini istedi. 

Çekmeköy Belediye Başkanı Çerkez otizmli gence sahip çıktı Haber

Çekmeköy Belediye Başkanı Çerkez otizmli gence sahip çıktı

Çekmeköy’de özel bir okulda eğitim gören 19 yaşındaki otizmli genç Arda, öğretmeninde şiddet gördü. Şiddet gören Arda’ya ve ailesine Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez’den destek geldi. Başkan Çerkez; Arda artık, Çekmeköy Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezimizden destek alacak dedi.   Geçtiğimiz günlerde Çekmeköy’de, özel bireyler için eğitim veren bir kurumda yaşanan şiddet olayı ülke gündemine oturmuştu. Okulda yaşanan olayların görüntülerinin medyada yer almasının ardından 19 yaşındaki otizmli genci darp eden eğitmen ve okul müdürü gözaltına alınarak, kasten yaralama suçundan adliyeye sevk edildi. Olayın gerçekleştiği Çekmeköy ilçesinin Belediye Başkanı Orhan Çerkez; Arda ve annesin Çekmeköy Belediyesi’nde ağırlayarak destek sözü verdi.  Arda artık bize emanet  Her zaman Arda’nın yanında olacağını belirten Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez, “Arda özel bir merkezde eğitim alıyordu. Öğretmenleri tarafından şiddete maruz kaldığını biz de haber kanallarından öğrendik. Mücadeleci, kararlı ve evladını çok seven bir annesi var. Sosyal medyadan olayı görünce vicdan azabı çektik, üzüldük. Ne yapabiliriz diye düşündük. Belediyemiz bünyesinde bulunan engelsiz yaşam merkezimizde uzman kadromuzla görüşüp, Arda’yı burada ağırlamak ve eğitimine destek vermeye karar verdik. Arda bundan sonra bize emanet. Annesinin de, vatandaşlarımızın da içi rahat olsun” dedi.  Başkanımızın bize ulaşmasına çok şaşırdım  Arda’nın annesi Burcu Gölbaşı, “İnşallah bundan sonra Arda’nın karşısına iyi insanlar çıkacak. Bundan sonra her şey daha güzel olsun istiyoruz. Çok mutlu oldum. İşin açıkçası olayın bu kadar infial oluşturulmasını hiç beklemiyordum. Herkes yanımızda oldu. Ayrıca başkanımızın bize ulaşmasına şaşırdım. Bizi arayıp bu şekilde yardımcı olunmasına, bundan sonra Arda’nın eğitimi için bizi buraya getirteceğini duyduğumuza çok sevindik. Çok teşekkür ediyoruz kendisine. İnşallah Arda için hayat bundan sonra çok güzel olacak” dedi.  Arda uzmanlardan eğitim alacak  Çekmeköy Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezi’nde uzmanlar eşliğinde eğitimine devam edecek Arda ve ailesine, sürecin atlatılabilmesi için psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmeti verilecek. Arda’nın günlük yaşam becerilerini geliştirecek eğitimlerin yanı sıra, sporla rehabilitasyon, hidroterapi ve sanat atölyelerinden de aktif şekilde faydalanması sağlanacak. 

Otizm Anneler Korosuna Büyük İlgi Haber

Otizm Anneler Korosuna Büyük İlgi

Bursa'da gönüllü şef Dr. Aysel Gürel tarafından kurulan, otizmli çocukların annelerinden oluşan ‘Otizm Anneler Korosu' üçüncü konserini Tayyare Kültür Merkezi'nde verdi. Türkiye'de bir ilk olan koro 33 anneden oluşuyor.   Türkiye'de bir ilk olan, otizmli çocukların annelerinden oluşan Otizm Anneler Korosu, sanatseverler tarafından büyük ilgi gördü. Otizmin sesini duyurmak ve farkındalık oluşturmak için düzenlenen konser Tayyare Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. 33 anneden oluşan koro, sergiledikleri performans ile sanat alanında da başarılı olduklarını gösterdi.  Otizm Anneler Korosu'nun bir annenin keşke bizimde koromuz olsa demesi üzerine kurulduğunu söyleyen, Gönüllü şef Dr. Aysel Gürel, “Türkiye'de böyle bir koro yok ama neden ilkini biz kurmayalım dedim. 2022 yılında otizm annelerinden oluşan koromuzu kurduk ve gönüllü şefliğine başladım. 27 kişiyle başladık bugün 33 kişiyiz. Annelerin hepsinin çocuklarının hepsi otizmli ve ilk defa sahneye çıkıyorlar. İlk defa şarkı söylüyorlar. Amacımız Türkiye'de otizmde farkındalık oluşturmak. Çalışmamıza çocuklar da geliyor. Hep birlikte şarkılarımızı söylüyoruz. Özellikle keyifli şarkılarımızı söylüyoruz. Çünkü aileler 2 saatlik çalışma sonrasında haftayı çok iyi geçiriyoruz dediler. Sorunları çok büyük. Yaptığımız konserlerle onların sorunlarını dile getirilmesine çalışıyoruz. Herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. İlk konseri Bursa'da vermiştik. İkinci konseri de Balıkesir'de verdik. Bugün Tayyare Kültür Merkezinde üçüncü konserimizi gerçekleştiriyoruz" dedi.  Türkiye'ye örnek olmak istediklerini belirten Gürel, “Dünyada böyle bir örneği yok. Otizmli çocuklardan kurulu bir koro var ama annelerinden oluşmuş bir koro yok. İnşallah diğer şehirlerde de böyle korolar kurulmasına vesile oluyoruz. Bazılarının eşleri, çocukları kabullenemeyip terk etmişler. Tek başlarına uğraşıyorlar ve ayakta duruyorlar. Kendilerine çok büyük saygım var. Onların gönüllü şefliğini yapmaktan büyük gurur duyuyorum. Bütün insanları onların sesini duyması gerektiğini düşünüyorum. Repertuvarda hem Türk Sanat Müziği hem de Türk Halk müziği var. Anneler hangi şarkıyı ya da türküyü söylemek istiyorsa müsaade ettim. Yeter ki siz söyleyin, nasıl söylerseniz söyleyin diye. Hepsi çok heyecanlılar ve gayet de başarılı söylüyorlar. Hüzünlü şarkılara çok yer vermek istemiyorum. Çünkü zaten hayatları çok hüzünlü. Keyifli bir konser olsun istiyorum. Anneler de izleyenler de keyif alsın. Özellikle keyifli şarkılardan oluşan repertuvar oluşturuyorum" diye konuştu.  İlk defa sahneye çıkan ve ilk kez şarkı söyleyen 33 annenin performansları büyük alkış aldı. Konser sonunda koro şefinin daveti ile protokol katılımcıları, otizmli çocuklar ve aileleri sahneye davet edildi. Hep birlikte söylenen "Mavi Boncuk" şarkısındaki "Bu dünyada sevgi büyük ihtiyaç, herkes sevmeye ve sevilmeye muhtaç" sözleri ile otizmli çocukların özellikle sevgiye duydukları ihtiyaç vurgulandı. Duygu dolu anların yaşandığı konser izleyenlerin coşku dolu alkışlarıyla son buldu. 

Bursa'da Vosvoslar Otizmli Çocuklar İçin Konvoy Oluşturdu Haber

Bursa'da Vosvoslar Otizmli Çocuklar İçin Konvoy Oluşturdu

Aile ve Sosyal Hizmetler Bursa İl Müdürlüğü, Bursa Otizm Derneği ve 'Vos Garage 16' grubunun geleneksel hale getirdiği farkındalık konvoyu ile otizme dikkat çekildi. Otizmli çocuklar ve aileleri, süslenen Vosvoslarla şehir turu attı.   Dünya Otizm Farkındalık Günü sebebiyle otizme dikkat çekmek ve bu konuda toplumsal duyarlılık sağlanması hedefiyle farklı etkinlikleri hayata geçiren aileler, şehir turu etkinliğiyle moral buldu. Etkinlik çerçevesinde birbirinden renkli araçlarıyla gelen Vosvos tutkunları, Beşevler Meydanı'nda otizmli çocuklar ve aileleriyle çıktıkları yolda, unutulmaz anlar yaşadı.  Bursa Otizm Derneği Başkanı Emel Kanberoğlu, "Sık sık farkındalık etkinlikleri oluşturmaya çalışıyoruz. Bugün yaptığımız şehir turunda hedefimiz insanların biraz daha dikkatini çekmektir. Biz otizmli aileler, toplum ne kadar bilinçlenirse biz de o kadar rahat ederiz" dedi.  Aile ve Sosyal Hizmetler Bursa İl Müdürü Faruk Uysal, bugün otizmli çocuklar için bir araya geldiklerini belirterek, "Onların çevrelerinde yaşadıkları zorlukları iyi biliyoruz. Çevresi onları ne kadar iyi tanırsa, onların hayat içerisindeki uyumları o kadar kolay oluyor. Bakanlığımız da bu konuda bir dizi faaliyetler düzenliyor. Bakanlık tarafından da açıklandı. Artık otizmli bireylere sosyal hizmet danışmanlığı hizmeti vereceğiz" diye konuştu.  Vos Garage 16 üyesi Emine Özdilli Manav ise, "Biz grup olarak farkındalık etkinliklerine destek veriyoruz. Bugünde burada otizmli çocuklarımıza destek olmak istedik. Rengarenk araçlarımızla farkımızı ortaya koymak istedik" dedi.

50 Yıl Sonra 2 Çocuktan 1’i Otizmli Mi Olacak? Haber

50 Yıl Sonra 2 Çocuktan 1’i Otizmli Mi Olacak?

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Sevcan Karakoç, ‘Otizm Farkındalık Ayı’ dolayısıyla bilgilendirmede bulundu. Otizmin, tanımlandığı yıllardan bu yana sıklığının giderek arttığını belirten Karakoç, “Otizm, şu an 36 çocukta 1 olarak tanımlanıyor ama bu şekilde katlanarak artışı devam ederse 50 yıl sonra 2 çocuktan 1’i otizmli olabilir” dedi.   Nisan ayı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de otizm farkındalık ayı olarak kutlanıyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Sevcan Karakoç, otizm hakkında önemli bilgiler paylaştı. Nöroçeşitlilik kavramı içerisinde otizmli çocukları değerlendirdiklerini belirten Prof. Dr. Sevcan Karakoç, “Gelişimsel bir beyin farklılığı olup kişilerin sosyal ve duygusal alanda zorluk yaşamalarına, akran ilişkisi kuramamaya ve bazı takıntılı özel ilgi alanına yönelmeleri gözlemlenir” açıklaması yaptı.  “İlgisiz annelik veya aşı gibi sebebpler söz konusu değil”  Otizmin erkeklerde daha sık görüldüğünü ifade eden Prof. Karakoç, “İlgisiz annelik veya aşı gibi sebepler söz konusu değildir. Doğuştan gelen genetik bir beyin hastalığıdır ancak bazı çocuklar 1 yaş öncesi belirti gösterirken bazı çocuklar 18-24 aydan sonra belirti gösterebilirler. İleri baba yaşı, ileri anne yaşı, gebelik enfeksiyonları, gebelikte bazı antiepileptik ilaçların kullanımı, prematürite gibi risk etmenleri vardır” ifadelerini kullandı.  “Aşısı veya özel ilaç tedavisi yok”  Otizme yönelik bir aşının veya özel bir ilaç tedavisinin olmadığını söyleyen Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Sevcan Karakoç, “Bu nedenle aileler çaresizlikle pek çok alternatif tedavileri denemektedirler. Ancak bu hem zaman hem de maddi kayba yol açar. Çocukta otizm için risk tespit edildiğinde hiç vakit kaybetmeden bireysel eğitim programı başlatılmalıdır. Tüm çocuklar gelişim takibinde pediatriste gittikleri gibi çocuk psikiyatristine de gitmelilerdir” şeklinde konuştu.  “Rehabilitasyon evleri ve yaşam alanları düzenlenmeli”  Otizmin, tanımlandığı yıllardan bu yana sıklığının giderek arttığını belirten Karakoç, “Otizm, şu an 36 çocukta 1 olarak tanımlanıyor ama bu şekilde katlanarak artışı devam ederse 50 yıl sonra 2 çocuktan 1’i otizmli olabilir. Otizm spektrum bozukluğunun hafiften ağır bir tabloyla pek çok aileyi ve dolayısı ile ülkeyi etkilemektedir. Erken tanı ve doğru müdahale, tipik çocuklarla kaynaştırma, rehabilitasyon evleri ve yaşam alanları düzenlenmelidir” ifadelerini kullandı.

Erken Tedavi Çocuğu Tam Potansiyeline Ulaştırabilir Haber

Erken Tedavi Çocuğu Tam Potansiyeline Ulaştırabilir

Otizm tedavisinin temelini çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitimin oluşturduğunu belirten Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, otizm semptomlarının eğitimle ve uygun desteklerle azalabileceğini söyledi. Erken başlanan tedavilerin çocuklara iyi bir başlangıç yapma şansı yanında tam potansiyellerine de ulaşma şansı verdiğini kaydeden Doç. Dr. Uzunhan, çocuğun ne kadar erken yardım alırsa öğrenme ve ilerleme şansının da o kadar büyük olduğunu vurguladı.   İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalından Çocuk Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada ailelere tavsiyelerde bulundu. Kişiye özel eğitimin önemine işaret eden Doç. Dr. Uzunhan, “Eğitimle zihinsel, iletişimsel, adaptif ve sosyal becerilerde iyileşmeler, agresyon, hiperaktivite ve öfke gibi davranışsal sorunlarda azalmalar beklenmektedir” açıklamasında bulundu.  Özelleştirilmiş eğitim tedavinin temelini oluşturuyor  Otizmde çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitimin önemini vurgulayan Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, “Otizm spektrum bozukluğu bildiğiniz üzere sosyal iletişim/etkileşimde kısıtlılıklar ve tekrarlayıcı, sınırlı davranış, ilgi alanları, aktivitelerle kendini gösteren biyolojik temelli nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizmin tedavisinin temelini, çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitim oluşturmaktadır. Ayrıca altta yatabilecek genetik, metabolik, beyin yapısı ile ilgili durumlar açısından da değerlendirmek gereklidir” dedi.  Eğitim ve uygun desteklerle semptomlar azalabilir  Otizm semptomlarının eğitim ve uygun desteklerle kesinlikle azaltılabileceğini belirten Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, “Eğitime yani tedaviye başlamak için hiçbir zaman bir tanı beklenmemelidir. Sadece nörogelişimsel gecikmenin olması eğitime başlamak için yeterlidir. Otizm semptomları eğitimle ve uygun desteklerle kesinlikle azalabilir. Yeterli süre ve farklı ihtiyaçları hedefleyen erken eğitim ile pek çok belirtinin kaybolması mümkün olabilir. Yani ileriki yaşlarda otizm tanı kriterlerini artık doldurmayacakları için otizm tanısının kalkması mümkündür. Ailelere de hekimler ve eğitimcilerin yanı sıra çok büyük görev düşmektedir. Aslında çocuğu en iyi tanıyan anne baba eğitim sürecine aktif katılmalıdır. Bizlere düşen görev de aileleri doğru yönlendirmek, bildiklerimizi aktarmak, çocuğun bedensel ve ruhsal sağlığı için bilimsel veriler ışığında çabalamaktır” şeklinde konuştu.  Erken tedavi tam potansiyele ulaşma şansı veriyor  Otizmde erken tedavi ve erken müdahalenin uzun vadede semptomlar ve beceriler üzerinde daha olumlu etkileri olduğunun yapılan çalışmalarda gösterildiğini ifade eden Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, şunları söyledi:  “Çünkü erken çocukluk çağında beyin halen gelişmektedir, yani daha büyük yaşlara göre yeniden şekillenme becerisi, yani plastisitesi yüksektir. Bu plastisiteden dolayı erken dönemde başlanan tedavilerin uzun vadede etkili olma ihtimali daha yüksektir. Erken başlanan tedaviler çocuklara iyi bir başlangıç yapma şansı yanında tam potansiyellerine de ulaşma şansı verir. Ne kadar erken bir çocuk yardım alırsa, öğrenme ve ilerleme şansı da o kadar büyük olur. Bir araştırmada otizm tanısı kalkan çocukların ortak özelliklerinden birinin küçük yaşlarda tanı ve tedaviye başlamaları olduğu belirlenmiştir. Diğerleri daha yüksek IQ ve daha iyi dil/motor becerilerdir.”  Eğitim becerilerde iyileşmeyi sağlıyor  Otizmli bireylerde eğitimin günlük yaşam aktiviteleri ile etkileşen otizm belirtilerini azaltmayı ve yaşam kalitesini arttırmayı hedeflediğini belirten Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, “Her otizmli birey birbirinden farklıdır. Bu da tedavi planının farklı olması anlamına gelir. Bireyin ihtiyaçlarına göre bir eğitim planı oluşturmalıdır. Eğitimle birlikte zihinsel, iletişimsel, adaptif ve sosyal becerilerde iyileşmeler, agresyon, hiperaktivite ve öfke gibi davranışsal sorunlarda azalmalar beklenmektedir” dedi.  Erken çocukluk döneminde yoğun eğitimin katkısı büyük  Otizmli çocukların eğitiminde dikkat edilmesi gereken noktalara da işaret eden Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, “Otizmli çocukların her biri farklı özellikler göstermektedir. Bu nedenle bireysel özelliklere göre şekillendirilmiş eğitim önemlidir. ABA, duyu bütünleme, ergoterapi, oyun terapisi gibi farklı eğitim yöntemleri çocuk için ihtiyaçlara göre bir arada ya da ardışık kullanılabilir. Plastisitenin olduğu erken çocukluk döneminde yoğun eğitim fırsatı kaçırılmamalıdır. Eğitmenlerle yoğun eğitim alma şansı olmayan çocuklar için evde eğitim programlarını aileler kendileri de uygulayabilirler. Otizme eşlik edebilecek dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, dürtüsellik, kaygı, depresyon gibi sorunların da uygun şekilde tedavisi eğitimin verimini arttıracaktır” şeklinde konuştu.  Erken eğitimle iyi sonuçlar alınması mümkündür  Nörogelişimsel olarak gecikmesi bulunan her çocuğun, nörolojik değerlendirmeden sonra bir tanı beklenmeden uygun eğitime başlaması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan, “Erken eğitimin daha iyi sonuçlar verdiği bilinmektedir. Çocuğa yaklaşımda otizme neden olabilecek genetik, metabolik, beyin yapısı ile ilgili durumlar olup olmadığı muayene ve uygun testlerle değerlendirilir. İlaçla tedavi edilebilir bir durum tespit edilmesi ihtimali kaçırılmamalıdır. Otizme en doğru yaklaşım çok yönlü, farklı disiplinleri dahil eden multidisipliner yaklaşımdır. Çocuk nöroloğu, çocuk psikiyatristi, çocuk metabolizma uzmanı, tıbbi genetik uzmanı ve en önemlisi eğitimciler çocuğun yararı için bir arada çalışmalıdır” tavsiyesinde bulundu.  Ebeveynler çocuklarının ilk eğitimcisidir  Ebeveynlerin çocuklarının nörolojik gelişimi ile ilgili kendilerinin veya takip eden hekimlerin şüpheleri olması durumunda otizmle ilgilenen uzmanlardan destek almalarının gerekli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tuğçe Aksu Uzunhan sözlerine son olarak şunları ekledi:  “Erken tedaviye başlanması ciddi fark oluşturacaktır. Ailenin tüm bu eğitimsel ve tıbbi sürecin içinde olması, koordine etmesi kritiktir. Çünkü çocuğunu en iyi anne ve baba tanır. Otizmde evde eğitim programları ile ilgili kitaplar bulunmaktadır. Bazı aileler bu eğitim kitaplarından yararlanarak ek olarak çocuklara katkı sağlayabilir. Ebeveynlerin çocuklarının ilk eğitimcisi olduğu unutulmamalıdır. Otizm şüphesi veya kesin tanısı durumunda ailelerde ortaya çıkan üzüntünün ilk evresi inkardır. Sonrasında öfke, pazarlık, depresyon ve kabul gelir. İnkar evresi zaman zaman çocuklarımızın eğitimini geciktirebilmektedir. Bu durumdaki ailelerin de ruhsal olarak desteklenmesi önemlidir”.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.