Hava Durumu

#Politika

Yeni Marmara Gazetesi - Politika haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Politika haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yılmaz: “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku ve refahı milli davamızdır” Haber

Yılmaz: “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku ve refahı milli davamızdır”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ercan Havalimanında yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku ve refahı milli davamızdır. Bu davaya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Her daim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk’ünü yanında yer alacağımızı tekrar teyit etmek istiyorum” dedi.   Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, temaslarda bulunmak üzere KKTC’nin başkenti Lefkoşa’ya geldi. Yılmaz, Ercan Havalimanında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Ünal Üstel tarafından karşılandı. Yılmaz ve Üstel, karşılamanın ardından basın açıklaması yaptı. Türkiye ve KKTC arasındaki sarsılmaz ilişkilerin ve iş birliğinin önemine vurgu yapan Üstel, "Bugün de bu karşılıklı iş birliği ve ilişkileri daha da üst seviyelere taşımak için bir aradayız. Az sonra Lefkoşa’da çok önemli bir toplantıya katılacağız. Çeyrek asırdır hayata geçirilmemiş KKTC’nin 4. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın sunuşuna katılacağız. Hükümete geldiğimiz ilk günden itibaren bu ülkede istikrarsızlık yüzünde yıllarca hayata geçirilmemiş pek çok proje ve reform odluğunu söylüyoruz. Beş Yıllık Kalkınma Planı da bunlardan bir tanesidir. Bu son derece önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı. Kalkınma konusunca ciddi deneyim sahibi olan Yılmaz'ın da kendileri ile aynı duyguları paylaştığını kaydeden Üstel "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak kendi ayakları üzerinde duran, dünya ile kucaklaşan ve dünya ile yarışan bir devlet olmak istiyorsak kalkınmamızı hızlandırmalıyız ve bunu planlı şekilde yapmalıyız. Her şeyden önemlisi bunu planlı bir şekilde yapmalıyız. Hedefimiz güçlü, istikrarlı, planlı ve sürdürülebilir kalkınma hedefini yakalamış bir KKTC” dedi.  "Muhtarlarla Buluşacağız"  Halka hizmet noktasında önemli bir toplantı gerçekleştireceklerini belirten Üstel, "Bugün aynı zamanda, eli ile, gözü ile, yüreği ile halka dokunan muhtarlarımızla da bir toplantı yapacağız. Bu toplantıyı da son derece önemsiyoruz. Hükümetimizi kurduğumuz günden bugüne, Türkiye ile karşılıklı sevgi, saygı ve iş birliğine dayalı ilişkilerimizi en üst seviyelere çıkardık. Böyle de devam ediyoruz. Bugün aynı zamanda ülkemizde devam eden projelerin geldiği aşamaları da ele alacağız. Aynı zamanda yeni projelerimizi ne zaman başlatacağımız üzerinde duracağız. Hastane projelerimiz başladı, devam ediyor. Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Projesi, Girne Doğu Çevre Yolu Projesi, Karpaz’a yol projesi gibi projeler gündemimizde olacak” ifadelerini kullandı.  "Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Binası tamamlanmak üzere"  Üstel, yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binasının kısa sürede tamamlanacağını belirterek, "Artık tamamlanması gün meselesi olan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin bir simgesi haline dönüşerek yüzyıllar boyunca varlığını koruyacak yeni Cumhurbaşkanlığı ve yeni Meclis binamızın projesi var. bu yıl ve 2026 yılı içerisinde hayat bulacak pek çok projemiz vatandaşlarımızın direkt hayatına dokunacak. Özellikle yol projeleri, hastane projeleri, eğitim, tarım, su ve enerji projeleri ülkede yaşayan herkesin hem hayatına dokunacak hem de hayat seviyesini yükseltecek. Dolayısıyla bu ziyaretin tarihi bir ziyaret olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.  Yılmaz: “Bugün de bu karşılıklı iş birliği ve ilişkileri daha da üst seviyelere taşımak için bir aradayız”  Cevdet Yılmaz ise, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz ilişkiler ve iş birliğini hatırlatarak “Bugün de bu karşılıklı iş birliği ve ilişkileri daha da üst seviyelere taşımak için bir aradayız” dedi. Üst düzey temaslarda bulunacağını kaydeden Yılmaz, “Kıbrıs Türkü’nün refahını artıracak projeleri, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi ele ele alacağız. KKTC Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı Lansmanına katılacağız” dedi.  Kalkınma planlarının önemine değinen Yılmaz, “Türkiye olarak, bu planın hayata geçirilmesi için her alanda destek vermeye ve iş birliğimizi derinleştirmeye kararlıyız. Bunların yanı sıra Kıbrıs meselesi bağlamında son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirecek, önümüzdeki dönemde atılabilecek adımlar hakkında görüş alışverişinde bulunacağız. Bu görüşmelerimizin sonrasında ise Kıbrıslı muhtarlarımız ve gençlerimizle buluşmalar gerçekleştireceğiz” dedi. Uluslararası Demokratlar Birliği’nin (UID) kongresine katılacağını kaydeden Yılmaz,  “Kıbrıs Türk halkının geleceğinin teminat altına alınması ve refah seviyelerinin yükseltilmesi için çalışmalarımızı kararlılıkla devam ettireceğiz. Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti, hukuku ve refahı milli davamızdır. Bu davaya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Her daim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türk’ünü yanında yer alacağımızı tekrar teyit etmek istiyorum. Anavatan ve Garantör Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini ve refahı bizim için vazgeçilmezdir” ifadelerini kullandı. 

Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Öztürkler ile Görüştü Haber

Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Öztürkler ile Görüştü

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler ile gerçekleştirdiği görüşmede, “KKTC'nin özden gelen hakları, egemen eşitliği, eşit uluslararası statüsü son derece kıymetli. Bu konuda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de aynı doğrultuda bakıyoruz” dedi.   Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, temaslarda bulunmak üzere geldiği KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da temaslarına başladı. Yılmaz, temasları kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler tarafından kabul edildi. Görüşmenin basına açık kısmında açıklama yapan Öztürkler, Cevdet Yılmaz'ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Öncelikle sizi ülkemizde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde ve meclisimizde görmek bizim için büyük bir onur. Hoş geldiniz” dedi.  "Bolu'daki yangın için derin üzüntü duyuyoruz"  Kartalkaya'da meydana gelen yangına da değinen Öztürkler, KKTC'nin bu felaket karşısında Türkiye ile aynı duyguları paylaştığını belirterek, “Öncelikle Bolu'da Kartalkaya'da yaşanan yangından dolayı üzüntümüzü, ana vatanımızın yasını burada tutuyoruz. Tekrar Türkiye'mizin başı sağ olsun. Burada hükümetimiz de 1 günlük yas ilan etmişti. Yasınızı burada yaşadık. Tekrardan herkesin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.  KKTC'nin uluslararası alanda tanınırlığı konusunda Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük çaba gösterdiğini vurgulayan Meclis Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası görünürlüğü ve tanıtımı noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis Başkanı, TBMM Başkanının, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ciddi emek ve çalışmaları olduğunu ve bu nedenle ana vatana teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.  "Egemen eşitliğimiz ve uluslararası statümüz konusunda kararlıyız"  Kıbrıs meselesinde Türkiye ve KKTC'nin ortak duruşuna dikkat çeken Öztürkler, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin özden gelen hakları noktasında egemen eşitliği, eşit uluslararası statüsü noktasındaki hem ana vatanımızın hem bizlerin kararlılığı önemlidir. Kıbrıs sorununa veya Doğu Akdeniz'e baktığımızda, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin silahlanmasıyla birlikte enerji noktasındaki gelişmeler, siyasi ve stratejik konular Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yaşadığımız ve iyice idrak ettiğimiz günlerden geçtiğimizi gösteriyor” açıklamasını yaptı.  "Yeni Meclis yerleşkemiz için teşekkür ederim"  Meclis'in yeni yerleşkesi hakkında da açıklamalarda bulunan Öztürkler, “Özellikle yeni yerleşke için de çok teşekkür etmek istiyorum. Her hafta gittiğimizde inanılmaz bir yoğunlukla çalışmaların devam ettiğini görüyoruz. Çok ciddi bir çalışma var orada. Çok güzel, çok donanımlı ve modern bir meclis binamız var. Çok güzel çalışmalar yapacağımıza inanıyorum. Sizlerin bizlere olan ziyaretleri bizlere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne güç vermektedir. Tekrardan hoş geldiniz der, saygılar sunarım” ifadelerini kullandı.  “Bolu'daki yangın hepimizin ciğerini yaktı”  Daha sonra söz alan Cevdet Yılmaz ise, KKTC'de bulunmaktan onur ve mutluluk duyduğunu belirterek, “Seçildikten sonra ilk ziyaretim oldu. Bu vesileyle size ve divana tekrar başarılar diliyorum, tebrik ediyorum” dedi. Bolu'da meydana gelen yangına değinen Yılmaz, Türkiye'nin ve KKTC'nin ortak acıları ve sevinçleri paylaştığını vurgulayarak, “Bolu'daki yangın hepimizin ciğerini yaktı. Gerçekten çok acı bir hadise. Cenab-ı Allah bir daha göstermesin. Bu acı hadiseden sonra gösterdiğiniz dayanışma için, ilan ettiğiniz milli yas için ben de şükranlarımı sunuyorum. Buda gösteriyor ki biz sevinçte, tasa da bir olan bir milletiz. Her zaman iyi günde kötü bir aradayız. Bunu bir kez daha görmüş, hissetmiş olduk ” ifadelerini kullandı.  KKTC'de çeşitli temaslarda bulunacağını belirten Yılmaz, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde çeşitli kesimlerle, gençlerle, muhtarlarla görüşmemiz var. Meclis ve Cumhurbaşkanlığı yerleşkesini ziyaret edip inşaatın artık tamamlanmak üzere diyelim, son rötuşları yapılıyor. Oraları hep birlikte gezeceğiz” dedi. Ayrıca, KKTC'nin dördüncü 5 yıllık kalkınma planının açıklanacağı toplantıya katılacağını belirterek, bu planın önemine dikkat çekti. Üst düzey temaslarda bulunacağını kaydeden Yılmaz, “Meclisler bir ülkenin kalbidir. Milli iradenin tecelli ettiği kurumlardır. Dolayısıyla gerçekten çok çok önemli görüyoruz meclisi. Meclisler arası ilişkileri de çok değerli görüyoruz” ifadelerini kullandı. TBMM ile KKTC Meclisi arasındaki ilişkilerin güçlenmesinin önemine değinen Yılmaz, parlamenter diplomasinin Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmada kritik bir rol oynadığını belirtti.  Türkiye-KKTC iş birliği ve yasama süreci  “Yasalar olmadan birçok alanda mesafe almak mümkün değil” diyen Yılmaz, KKTC ile Türkiye arasındaki ekonomik ve mali iş birliği programına dikkat çekti. Yılmaz, “Kıbrıs'ın kalkınması, Kıbrıs Türk'ünün refahının artması için çok sayıda projelerin olduğu, kara yolundan sulamaya, sağlıktan sanayiye birçok başlığı olan kapsamlı bir iş birliği programımız var” dedi. Yılmaz bu programın uygulanmasında yasama süreçlerinin önemine vurgu yaparak, “Kanuni süreçlerin bizim önümüzü açması gerekebiliyor. Buralarda verdiğiniz desteğe de meclis olarak tüm gruplarınızın verdiği desteğe de teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.  “KKTC'nin hakları, egemen eşitliği, eşit uluslararası statüsü son derece kıymetli”  Yılmaz, KKTC'nin uluslararası alanda hak ettiği statüye kavuşması gerektiğini vurgulayarak, “KKTC'nin özden gelen hakları, egemen eşitliği, eşit uluslararası statüsü son derece kıymetli. Bu konuda KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de aynı doğrultuda bakıyoruz. Bir gerçeklik var. Yarım asrı geçen bir gerçeklik var. Bundan sonra ne olacaksa bu gerçeklikle birlikte olmak durumunda. Uzun yıllar denenmiş, sonuç alınmamış yöntemi tekrar tekrar denemenin bir anlamı olmadığına inanıyoruz. Bu noktada da hem kardeş ülke olarak hem garantör ülke olarak her zaman yanınızda olduğumuzu, bütün gücümüzle, imkanımızla Kıbrıs Türk'ünün hakkını, hukukunu sizlerle birlikte savunmaya devam edeceğimizi de vurgulamak istiyorum” dedi.  Yılmaz, KKTC Meclisi'ne gösterilen misafirperverlik için teşekkür ederek, “Bugün yaptığınız bu güzel sıcak karşılama için, misafirperverlik için de çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Yeni Meclis yerleşkesinde yapılacak incelemelerde daha fazla konunun ele alınacağını belirtti. 

MHP Lideri Bahçeli: “Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir” Haber

MHP Lideri Bahçeli: “Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir”

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar hesabını tek tek versinler” dedi.   MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bolu’daki otel yangınına ilişkin Bahçeli, “Hanımefendiler, beyefendiler, yarısı çocuk olan 78 vatan evladının hesabını kim ya da kimler verecek? Grand Kartal Otel yangınında kimin sorumluluğu bulunuyorsa hesabını vermesi kaçınılmaz bir adalet ve hukuk gereğidir. Sönmüş ocaklar üzerinde kutuplaşma sahnesi kurmak namertliktir. Facianın dumanları tütüyorken, henüz hayatını kaybeden masumlar yanmış otelden çıkarılmamışken, onu bunu suçlayıp işin içinden sıyrılma telaşına kapılmak narsistliktir. Gazete köşelerinde, televizyon ekranlarında kalem oynatıp söz düellosuna heves edenler kendi mahallelerinin megafonu olmaktan öte hiçbir değerlerinden söz edilmeyen, ahlaken de namevcut olan çürüklerdir. Ahlaklı olmanın ilk şartı esasen sorumlu olmaktır. Sorumluluk hissiyatının açılacağı kapı ahlaklı duruştur. Gerçekleri bastırmak veya baltalamak ahlakın değil, adaletin ilgi ve iştigal sahasındadır” diye konuştu.  “Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar hesabını tek tek versinler”  Sorumluların adaletin önüne çıkarılmazsa gerçek anlamıyla hiçbir sorunu çözemeyeceklerini, hiçbir ağırlığı kaldıramayacaklarını dile getiren Bahçeli, “Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili bırakalım yargı görevini yapsın. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın talimat ve tensibiyle Devlet Denetleme Kurulu devreye acilen girerek çok yönlü inceleme ve soruşturmayı bir an evvel ikmal etsin. Otel sahibinden il özel idaresine, valilikten belediye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini ya kurumsal veya kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet, hukuk ve tarih önünde hesabını tek tek versinler. Ne yapacağız? Bu yangının faturasını Köroğlu Dağı’ndaki yaban hayvanlarına mı çıkaracağız? Sosyal medyada servis edilen resmi rapor ve yazışmaları nereye koyacağız? İlgili otel yönetimi tarafından, 12 Aralık 2024 tarihinde Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’ne yapılan başvurunun, 16 Aralık’ta bir raporla tespit edilen 8 başlıktaki eksikliğin ve aynı başvurunun ne hikmetse 24 Aralık’ta geri çekilmesinin peşine düşmeyecek miyiz” şeklinde konuştu.  “Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir”  İsrail ile Hamas arasında gerçekleşen ateşkese ilişkin değerlendirmede bulunan Bahçeli, “Türkiye’nin kararlı ve tutarlı diplomasisi başarıya ulaşmıştır. Temennimiz iki devletli kalıcı barış ikliminin bir an evvel sağlanmasıdır. Dünya Ekonomik Forumu’nun 20-24 Ocak 2025 tarihlerinde İsviçre’nin Davos kentinde gerçekleşen yıllık toplantısında tema olarak 'Akıllı Çağ' belirlense de, ahlakı olmayan bir akıldan bahsetmek cahillik ve saflık değilse biliniz ki art niyetliliktir. Gazzeli mazlumların Mısır ve Ürdün’e sürgün edilmesiyle ilgili sözde proje oldukça sakıncalı ve sancılı hezeyan olarak gündemdedir. Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir. ABD Başkanı Trump’ın Rusya ile Ukrayna savaşını bitirme çabasının aynısını, İsrail ile Filistin ihtilafında görmek, konuya müdahil ve muhatap herkesin en doğal hakkıdır” dedi.  “Misak-ı Milli silinmeyecek ufuk çizgimiz, sönmeyecek meşalemizdir”  Bugünün Misak-ı Milli’nin 105’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Bahçeli, “Bölücü terör örgütü silah bırakmıyorsa, o silahları ellerinden alıp teröristlerin kafasında kırmak ve hepsini birden cezalandırmak Türkiye’nin beka ve güvenlik hakkıdır. Hakkımızı çiğnetmeyiz, çiğnemeye azmedenleri de mahvı perişan ederiz. Misak-ı Milli mülkü millettir. Millet ise sonuna kadar, sonsuza kadar Türk’tür. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin hürmet ve rahmetle andığımız mebusları Türk milletinin meşru ve son direniş hattının hukuki belgesi olan Misak-ı Milli’yi kabul ederek bizlere hem miras hem de emanet olarak tevdi etmişlerdir. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Onların kaldırdığı sancak yere inmeyecektir. Misak-ı Milli silinmeyecek ufuk çizgimiz, sönmeyecek meşalemizdir” ifadelerini kullandı.  “Misak-ı Milli’nin son hudut çizgisiyle and olsun kucaklaşacaktır”  Konuşmasının devamında Türk ve Kürt kardeşliğine Misak-ı Milli’nin namusunun teslim edildiğini belirten Bahçeli, “Bugün değilse yarın, yarın değilse gelecekte, velhasıl Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın kutlu bir döneminde ruhumuzu daraltan, adımlarımızı kısaltan, nefesimizi yarım bırakan bugünkü sınırlarımızın kaynama ve buluşma noktası esneye esneye Misak-ı Milli’nin son hudut çizgisiyle and olsun kucaklaşacaktır. Vuslatımız yakındır. Devir Türk Devri’dir. Yüzyıl barış ve birlik içinde yaşanacak Türkiye Yüzyılıdır” dedi.  “Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir”  Erken seçim beklentilerine ilişkin de Bahçeli, “Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir. Çağdaş demokrasinin hiçbir kural ve ilkesiyle yolu kesişmeyen CHP ve yedeklerinin Türkiye’nin siyasi istikrarını bozma teşebbüsü ters tepmeye mahkumdur. Cumhur İttifakı karanlık emel sahiplerinin alayını ülkemizin her köşesinde karşılamaya hazırdır. Türkiye sahipsiz değildir. Türk ile Kürt, Alevi ile Sünni aynı kökün dalları, aynı milletin evlatları olarak birdir, beraberdir ve kardeştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak ve yaşatılacaktır. Terörsüz Türkiye’nin huzur ve güven dolu mesajının maşeri vicdanda karşılığını bularak gerçeğe döneceği günlere az kalmıştır” diye konuştu.  “Beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir”  Bölücü terör örgütünün geride kalan yıllar içinde verilen kahramanca mücadele sonucunda sönüşe geçtiği bir dönemde olduklarını söyleyen Bahçeli, “Küresel güçlerin bölgedeki emellerine hizmet etmekten başka bir misyonunun kalmadığı ortadadır. Geçmişte yaşanan örneklerde olduğu gibi vekalet hizmeti bitince ortada bırakılmaları veya bir bahane ile toptan imha edilmeleri de bunların kaçınılmaz akıbeti olacaktır. Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz. Son olarak diyeceğim odur ki, DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye önşartsız destek olması ve beklenen çağrının bir an evvel açıklanması samimi dileğimdir” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye'yi 3. dünya ülkesi mevkiinden aldık dünyanın en güçlü, sözü dinlenir, hatırı sayılır ülkelerinden biri haline getirdik” Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye'yi 3. dünya ülkesi mevkiinden aldık dünyanın en güçlü, sözü dinlenir, hatırı sayılır ülkelerinden biri haline getirdik”

 Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hedeflerinin terörsüz bir Türkiye olduğunu vurgulayarak “Güneyimizdeki tarihi gelişmeleri, hayırlı sonuçlara tebdil etmeye yönelik çabalarımızla terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda attığımız adımlarımızın sonuçları ülkenin ve milletin hayrına olacak” dedi.   Rize'de bugün Yenişehir Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Rize 8. Olağan İl Kongresi'ne katılarak partililere hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması öncesi, hayatını kaybeden ünlü sanatçı Ferdi Tayfur'un “İçim yanar” şarkısı hoparlörlerden yükseldi.  Konuşmasında ana yurdu, baba ocağı Rize'de olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis, Karaman, Kırklareli, Kırıkkale ve Niğde AK Parti İl Kongrelerine de Rize'den seslendi. “Candan vazgeçilir, Rize'den vazgeçilmez” diyen Erdoğan, “Şairin diliyle ifade edecek olursak 'Ey bre Karadeniz dalgalısın dalgalı, sevdalık çekmek nedir şu Rize'ye sormalı, sizdeki bu muhabbettir kışımızı yaz eden, canımdan vazgeçerim vazgeçemem Rize'den' hani atalar serden geçilir de yardan geçilmez diyor ya. Biz de candan vazgeçilir Rize'den vazgeçilmez diyoruz. Senin Allah'ına kurban Rize. Siz kalbinizle ve desteğinizle bizimle olduğunuz müddetçe Allah'ın izniyle kazanmadık mücadele, ulaşmadık hedef başarmadık iş bırakmayız. Karadeniz tükenir, Rize'nin davasına, milletine, Türkiye'ye olan sevdası tükenmez. Benim sizlere olan sevdam ise dağlardan yüce Karadeniz'den coşkundur. Bu öyle bir sevda ki asla eksilmez, azalmaz, tükenmez. Sizlerle beraber yol yürüdüğüm için Rabbime sonsuz hamd ediyorum. İnşallah Allah rızasını kazanma ülkeye ve millete hizmet etme yolunda daha gidecek çok yolumuz, çok mesafemiz var. Bir evladınız olarak bugüne kadar dosta düşmana karşı sizin yüzünüzü kara çıkarmadık. Türkiye'yi 3. dünya ülkesi mevkiinden aldık dünyanın en güçlü, sözü dinlenir, hatırı sayılır ülkelerinden biri haline getirdik. Türkiye Yüzyılı'nda da aynı Karadeniz azmiyle çalışmaya, mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.  “15 Temmuz'da onları ve verdikleri mücadeleyi unutursak kalbimiz taş kesilir”  Erdoğan, Türkiye Yüzyılı'yla çıtayı biraz daha yukarıya taşıdıklarını ifade ederek “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten bölgesel ve küresel meselelerdeki belirleyici rolümüze kadar son dönemde attığımız her adım Türkiye yüzyılının yapı taşları mahiyetindedir. İnşallah 2053 ve 2071 Türkiye'sinin inşasını da bizden sonraki nesiller eliyle yine bu dava, bu kadro gerçekleştirecektir. Tabii biz bunları söylerken birileri gibi öyle içi boş palavralar atmıyoruz. Bunları söylerken kendimize ait olmayan, doğruluğu, yanlışlığı tartışmalı verileri de dayanmıyoruz. Hele hele birilerinin yaptığı gibi emperyalistlerin senaryolarında biçilen rollere asla güvenmiyoruz. Bizim referansımız binlerce yıla sarih medeniyet birikimimizdir. Yarım asrı bulan şahsi siyasi mücadelemizdir. Artık 22 yılını geride bırakan iktidarımızda ortaya koyduğumuz eser ve hizmetlerdir. Kalbimizi, ruhumuzu ve gözümüzü kendisinden hiçbir zaman ayırmadığımız milletimizin gönlündeki sarsılmaz yerimizdir. Biz bu millete sadece siyasi mücadelemizdeki başarımızı değil, canımızı da borçluyuz. FETÖ'cü hainlerin, 15 Temmuz gecesi başlattıkları darbe girişiminde gözünü kırpmadan kıyam eden, ölüme yürüyen binleri, on binleri, yüz binleri, milyonları nasıl unutabiliriz. İstanbul'da indiğimiz havalimanının etrafını Ankara'da, külliyenin çevresini adeta canlı kalkan olarak saran tunç yürekli yiğitleri nasıl unutabiliriz? Hainlerin silahlarının namlularına, göğüslerini siper ederek, tanklarının altına yatarak mermilerin üzerine yürüyerek her biri adeta süper kahramana dönüşen kardeşlerimizi nasıl unutabiliriz? Onları ve verdikleri mücadeleyi unutursak kalbimiz taş kesilir. Şimdi de güneyimizdeki tarihi gelişmeleri, hayırlı sonuçlara tebdil etmeye yönelik çabalarımızla terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda attığımız adımlarımızda ekonomik sorunlara, kalıcı çözümler getirecek programımızda ülkemizi her alandan geleceğin karmaşık dünyasına hazırlamaya yönelik teknolojik ve diplomatik ataklarımızla velhasıl süreci sancılı da yürüse, sonuçları ülkenin ve milletin hayrına olacak politikalarımızla şükran borçlu olduğumuz 85 milyonun her bir ferdi için gece gündüz çalışıyoruz” şeklinde konuştu.  “Biz ülkesinin ve milletinin kaderiyle kendi kaderi bütünleşmiş bir partiyiz”  AK Parti'nin ülkenin ve milletinin kaderiyle kendi kaderi bütünleşmiş bir parti olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “İşte böyle bir ittifakız. AK Parti ve Cumhur İttifakı ne kadar güçlü, ne kadar üretken, ne kadar kucaklayıcı olursa unutmayın Türkiye'nin bütün hedeflerine ulaşması, milletin hayallerine kavuşması da o derece kolay, hızlı, etkin şekilde gerçekleşir. Bunun için AK Parti'nin beldesinden ilçesine, ilinden genel merkezine kadar her kademedeki temsilcisi aslında ateşten bir gömlek giyiyor. Dünyanın ve bölgemizin tarihi bir dönüşümden geçtiği şu kritik günlerde üstlendiği şerefli görevin manasını bilen hiçbir arkadaşımın gözüne uyku girmemesi gerekir. Hep birlikte bir kez daha tarihe not düşmek, tarihe mal olmak, tarih yazmak için önümüz bulunmaz bir fırsat var. Kongrelerde görev alan kardeşlerimin bu fırsatı en güzel şekilde değerlendireceklerine inanıyorum. Rabbimiz bize ancak çalıştığımız kadarının karşılığı olduğunu bildiriyor. Hiçbir şey üretmeden hiçbir aksiyon almadan hiçbir riske girmeden hayatın diğer alanlarında başarı sağlanamayacağı gibi siyaset de yapılamaz. Türkiye'nin en büyük sorunu tatlı su siyasetçisi tipinin her yeri işgal etmiş olmasıdır. Kayda değer hiçbir iş yapmadan sadece lafla, sadece seviyesiz polemikle, sadece yalan yanlış sosyal medya paylaşımları ile siyasetçilik oynayan bu tipler maalesef bizim aramıza sızabiliyor. Bunları da görmezden gelmeyin. Bizim siyasetimizde bu anlayışa da bu anlayışla başka ajandalar peşinde koşanlara da yer yoktur” ifadelerini kullandı.  “Aklınızdan çıkarmayın; aksi takdirde partiyi ticarethaneye çevirirsiniz”  Erdoğan, konuşmasında partililere uyarılarını sürdürerek şunları söyledi:  “Aklınızdan çıkarmayın. Sorumlu olduğunuz yerin caddelerine, sokaklarına, hanelerine, iş yerlerine, köşe bucak her yerine haftanın her günü ve günün 24 saati hakim olmadan vaziyet etmeden işinizin hakkını veremezsiniz. İnsanlar sevinçlerinde, üzüntülerinde, dar zamanlarında kafalarını kaldırıp baktıklarından yanlarında ilk sizi göremezlerse vazifenizin gereğini yerine getirmiyorsunuz demektir. Sizden yardım isteyen herkesin derdini çözebildiğinizin derdini çözerek bu mümkün değilse gönlünü alarak yanınızdan tebessümle ayrılmasını temin edemiyorsanız yanlış yerde bulunduğunuzu bilmelisiniz. Kardeşlerim hangi görevde olursanız olun ister il başkanı olun, ister belediye başkanı olun, ister milletvekili olun, size benim vatandaşlarımdan herhangi birisi gelir sizden bir işin yapılmasını, gereğini istiyorsa, onu bir başka yere havale etme hakkınız yok. Bunu yaptığınız sürece ben Genel Başkanınız olarak varsa sizlere hakkımı helal etmiyorum. Bazılarına bu söylediklerin zor gibi gözükebilir. Ama bilin ki bu Genel Başkan bu Cumhurbaşkanı çok şikayetler alıyor. Bu şikayetleri ben burada haykırmam lazım. Hepinizin bunu bilmesi lazım. Bazı arkadaşlarım bu söylediklerimi imkansız görebilir. Halbuki ne diyor şair? 'Davası hak olanın yardımcısı Allah'tır hak olan davada zafer muhakkaktır.' Öyleyse biz siyasetimizi yaparken başka hiçbir şeye ve hiç kimseye değil hak olan davamıza hizmet etmeye bakacağız. Tekrar altını çizerek ifade ediyorum. Bunları herhangi bir çıkar, kazanç, makam, mevki beklentisiyle değil davamızın bizlere yüklediği mesuliyet bilinciyle yapmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde partiyi ticarethaneye çevirirsiniz. Bu bizim asla müsaade etmeyeceğimiz, rıza göstermeyeceğimiz, göz yummayacağımız bir durumdur. Türkiye'de ticarethane gibi çalışan yeteri kadar parti var, sivil toplum kuruluşları var, belediye ve benzeri yer zaten var. Ama AK Parti böyle olamaz. Millete hizmet için kendilerine tahsis edilen kaynakları kimi terör örgütlerine aktarır, kimi çeşitli organizasyonlar üzerinden yağmalar, kimi hiçbir eser üretmeden çarçur eder, kimi nefsini tatmin için etrafına dağıtır, kimi siyasi kariyerini inşa etmek için kullanır. Bunun adı siyaset değil. Açık söylüyorum millete ihanettir. Yüce Mevla bizi böyle durumlara düşmekten muhafaza eylesin. Daha önemlisi bizim böyle süfli tartışmalarla sinsi ayak oyunlarıyla kapalı kapılar ardında yürütülen siyaset mühendislikleriyle işimiz olamaz. Çünkü biz Cumhuriyetimizin ilk 80 yılından yapılandan 3 kat, 5 kat, 10 kat, 20 kat fazlasını 22 yıla sığdırmış bir iktidarız. Bizler kurulduğu günden beri milletin umut kapısı, dayanağı, gelecek güvencesi olarak sandıktan hep birinci çıkmış AK Parti'yiz. Çünkü biz 15 Temmuz gecesi şehitlerin mübarek kanlarıyla harcı karılan Cumhur İttifakıyız.”  “Bizim daha ülkeye kazandıracak çok eserimiz, millete verecek çok hizmetimiz var”  “Bizim daha ülkeye kazandıracak çok eserimiz, millete verecek çok hizmetimiz var” diyen Erdoğan “Bunun için kongrelerimizi bir diriliş, bir şahlanış, bir enerji yenileme zemini olarak görüyoruz. Bizim yüreğindeki umut ateşini sürekli harlayarak canlı tutan, ruhundaki zafer heyecanını sürekli besleyerek yükselten, inancını ve azmini mıh gibi zihnine yerleştiren, gece gündüz çalışmaktan yüksünmeyen milletimizle her daim hemhal olmaktan keyif alan velhasıl partimizi başarıdan başarıya koşturacak kadrolara ihtiyacımız var. İnşallah büyük kongremizle birlikte yeni bir döneme kapı açacağız. Hedefimiz AK Parti'yi seçimlerde yeniden yüzde 50 bandına çıkartmaktır. Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı'nı ilmik ilmik işleyecek bir siyasi iklimi ülkemizi hakim kılmakta kararlıyız. Attığımız her adımın bu gayeye yönelik olduğunun altını tekrar çizmek istiyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Mevlana Hazretleri 'kamil insan odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser' diyor. İşte bunun için biz de eserlerimizle, hizmetlerimizle, yatırımlarımızla, icraatımızla konuşuyoruz. Biliyorsunuz hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” dedi.  “Karşımızdakilerin yalanlarını ve o cilanın altındaki rezilliklerini birer birer ifşa edeceğiz”  Yaptıkları yatırımları her fırsatta anlatmalarının gerekliliğini vurgulayan Erdoğan “Şayet biz ülkenin her karış toprağına kazandırdığımız eserleri çeşitli vesilelerle hatırlatmazsak ne olur biliyor musunuz kifayetsiz muhterisler gelir onların yüzde biri, binde biri, milyonda biri mesabesinde, kıratında, değerinde olmayan işleri büyük başarılar diye millete yutturmaya çalışırlar. Küresel medyanın ve sosyal medyanın desteği ile milletimizin birliğine yalan, yanlış, çarpıtılmış, haddinden fazla büyütülmüş sıradan faaliyetleri sinsice işlerler. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere CHP'li belediyelerin olduğu şehirlerin içler acısı hali ortadayken onların yaptıklarını allayıp pullayıp pazarlarlar. Gittiğiniz her şehirde her toplantıda icraatlerimizi anlatmamızdan rahatsızlık duyanlar veya gereksiz görenler işte bu tabloya bakmalıdır. Milletimizin emperyalistlerin desteği ile sahnelenen bu çirkin oyuna gelmemesi için önce kendi yaptığımız işleri her fırsatta anlatacağız. Eğitimi ile sağlığı ile güvenliği ile yargısı ile ulaştırması ile enerjisi ile sosyal destekleri sanayi ve teknoloji atılımları ile kadınlara ve gençlere yönelik özel programları ile velhasıl her konudaki başarılarımızla heybemiz hamdolsun ağzına kadar doludur. Aynı şekilde karşımızdakilerin yalanlarını ve o cilanın altındaki rezilliklerini birer birer ifşa edeceğiz. Bu bizim Türkiye'ye çağ atlatmış bir parti olarak diğer vazifelerimiz kadar önemli bir sorumluluğumuzdur” diyerek Rize'ye son 22 yılda 309 milyar TL tutarında yaptıkları kamu yatırımlarını ve başta Şehir Hastanesi ve İkizdere Lojistik Merkezi olmak devam eden projeleri hatırlattı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından Rize'den ayrılarak Trabzon İl Kongresi'ne katılmak üzere kara yolu ile Trabzon'a hareket etti. 

CHP Genel Başkanı Özel: "Doğal gaz yarı fiyatına olacak" Haber

CHP Genel Başkanı Özel: "Doğal gaz yarı fiyatına olacak"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, halkın geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu belirterek, “Geçim yoksa seçim var” dedi.   Sarıkamış Şehitleri'ni anma etkinliğine katılmak üzere Kars’a gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Kars il binasının açılış törenine katıldı. Parti binası önünde halka hitap eden Özel, iktidara asgari ücret ve emekli zam oranları üzerinden yüklendi.  "Baba ocağının kapısı herkese açık"  CHP’nin baba ocağı olduğunu söyleyen Özgür Özel, “Hepimizin babası değilse dedesi bu eve doğdu. Bu evde büyüdük. Kimimiz burada kalmaya devam ettik. Kimi daha uzaktakine, daha Irak'takine taşındı. Kimi durduk yere uzakta durdu. Kimi daha büyüğünü aradı, kimi daha küçüğüne razı oldu. Ama herkes bilir ki bütün baba evine doğanlar baba evinin kapısı açıktır. Baba evinin bacası tütmektedir. Bir tas sıcak çorba herkes için vardır. Başı sıkışan, daralan, dara düşen, pişman olan kendine sıcak bir yuva arayan için baba evinde her zaman bir yer vardır. O başımızın gözümüzün üzeridir. Evimizin başköşesidir. Dönüp gelene ya sen nereden geldin? Geçmişte başka taraflara niye gittin? Sen gittin de bak bizlere neler ettin demeyiz. Gelene hoş geldin deriz, köşeye alırız. Çünkü biliriz ki baba evinin tapusu kimsede değildir. Ne Özgür Özel'dedir, ne Kemal Kılıçdaroğlu'nda, ne Bülent Ecevit'te vardı, ne rahmetli İsmet Paşa. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır; o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Öyle olunca Kars'ta Atatürk'ü seven, cumhuriyetini seven, vatanını, milletini seven kim varsa artık bu evin kapıları ona açıktır. Yeter ki cumhuriyetle sorunu olmasın. Misak-ı Milli'yle sorunu olmasın. Bayrakla sorunu olmasın. Bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten miras bu evin geleneğiyle, göreneğiyle, örfüyle, adabıyla uygun olsun. İnsana saygılı, kadına saygılı, anayasa saygılı, vatana saygılı herkes bu evde başköşede duracaktır. Kars bizim için çok büyük önemde olan bir yer” diye konuştu.  "Kars’a sahip çıkacağız"  Yerel seçimlerde Türkiye'de nüfusun yüzde altmış beşini kazandıklarını anlatan Özel, “Bin dokuz yüz seksen dokuzda kazandığımız Kars'ı kazanmak bize yakışırdı. Kars'a yakışırdı. Ama o konuda eksik kaldık. Şu kadarını söylüyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak nasıl girdiğimiz ilk yere seçimlerde Atatürk'ün partisini, cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk yerel seçimlerinde birinci parti yaptıysak ilk genel seçimlerde de Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci parti yapacağız. İktidar yapacağız. İlk seçimlerde Kars Belediyesi'ni Cumhuriyet Halk Partisi olarak alacağız. Söz veriyorum sizlere” dedi.  "Doğal gaz yarı fiyatına olacak"  Kars programı kapsamında sabah saatlerinde STK temsilcileri ile bir araya geldiğini söyleyen Özel, “Kars'ımızın meslek odası başkanlarıyla, esnaflarıyla, sanayicileriyle, doktorlarıyla, hukukçularıyla ve Kars'ın kanaat önderleriyle oturduk, sorunları konuştuk not aldık. Bu şehirler doğal gazla ısırıyor, doğal gaz olmayan ilçeler kömürle ısınıyor. Benim memleketim Manisa'da hava on beş derece oluyor. Kış diyoruz. Burada dün eksi on yedi derecede miting yaptık. Bugün de bu sıfırın altında derecelerde size sesleniyoruz. Geceleyin eksi ondan aşağıya ısı olmuyor. Bizim Manisa'da doğal gaz dönüyor ama burada doğal gazın döndüğünü bile göremiyorsun. Fıldır fıldır dönüyor. Oraya da aynı doğal gaz satıyorsun. Buraya da aynı fiyat. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi'nin üçüncü genel başkanı Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Karaoğlan Ecevit geldiğinde burada kömürü yarı fiyatına, yarısı Karslılardan yarısı devletten satmıştı. Ben sokaktayım. Ben Karslıların yanındayım. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu Kars'ta Ardahan'da Iğdır'da Erzurum'da Van'da Çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü her yerde doğal gaz, konutlara yarı fiyatına verilecek. Bunu da buradan müjdeliyorum” dedi.  "Sanayi politikaları doğru değil"  Hayvancılık merkezi olan Kars'ta tarımdan ve hayvancılıktan etkilenmeyen hiç kimsenin olmadığını anlatan Özel, “Şuradaki lokantadan ilerideki Kadar tarımdan etkilenmeyen, hayvancılıktan etkilenmeyen kimse yok. Sanayi politikaları doğru olmadığı için teşvik politikaları alelade her yerde Kars'tan aynı uygulandığı için buranın lehine gelişen bir şey yok. Ne yapmak lazım? Hiç olmazsa kalsın en güçlü kaza olan hayvancılık, süt üretimi, besicilik, et üretimi bunlara önem verip Kars'ın markalarını oluşturup dünyaya ve Türkiye'ye buradan en doğru ürünleri pazarlamak lazım. Ama ilk önce ilk düğmeyi doğru ilikleyeceksin Dün sordum. Sütü kaça satıyorsun? On iki lira. Yemi kaçağı alıyorsun. Altı yüz altı yüz elli lira. Elli kiloya böldüğünde yemin kilosu on üç lira, sütün kilosu on iki lira. Oysa bir kilo süt satıp bir kilo yem almadan bu iş olmuyor. Aksi takdirde kimse süt üretiminden para kazanmıyor. O hayvanlar kesime gidiyor. O besicinin işini de bozuyor” dedi.  "Doğu Ekspresi'nin fiyatları el yakıyor"  Kars'ın şehir olarak altyapı sorunları olduğunu ifade eden Özel, “Elbette bu sorunlar bugünün değil, yıllara tarih sorunlar ama hızla çözülmesi lazım. Turizm bir ümit olabilir. Doğu Ekspresi'nin fiyatları el yakıyor. Yabancı turist Kars'ın güzelliklerini bilmiyor turist cebinde para olduğu olmadığı için gelemiyor ve çok ciddi sıkıntı var. Ama Kars'tan Erzurum'a bir turizm var. Ne turizmi? Hasta turizmi. Her gün sabah, her gün sabah Kars'tan Erzurum'a altı otobüs, yedi otobüs, sekiz otobüs kaska gidiyor. Niye? Çünkü Kars'ta uzman eksiği var. Kars'ta doktor eksiği var. Tahlil eksiği var. Kars sağlık konusunda büyük sıkıntılar çekiyor. Ve her sabah altı, yedi otobüs hasta, Erzurum'a gidiyor” diye konuştu.  "Suriye'de zafer kazandık. Ona sevinmelisin"  "Sayın Erdoğan sıcak salonların insanı olmuş. Sıcacık salonlarda atadıklarına kendini anlatıp size şunu söylüyor. Yoksulsun. Hastasın sizsin. Sıkıntı büyük. Geçim derdindesin. Ama bundan şikayet etmemelisin" diyen Özel konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Ne yapalım? Suriye'de zafer kazandık. Ona sevinmelisin. On üç yıl önce bir şey söylemiş. On üç yıl haksız çıkmış Yanlış yapmış. On üç yılda Türkiye'ye dört buçuk milyon Suriyeli gelmiş. Iki yüz milyar dolar para kaybetmişiz. İki yüz seksen üç şehit vermişiz. Şimdi Esad devrilmiş. Diyor ki Karslılara zafer kazandım. Oysa Karslıların zaferi gördükleri yok. Karslılar yokluk, yoksulluk, açlık, sefalet, işsizlikle karşı karşıyalar. Niye? Çünkü Kars bir tarım şehri. Kars bir emekli şehri Kars emekçilerin şehri. Ve açıkladıkları asgari ücret yirmi iki bin yüz dört lira. Bu iktidar geldiğinde bir asgari ücret yedi çeyrek altın alıyordu. O asgari ücret şu anda üç çeyrek altın, üç buçuk çeyrek altını zor alıyor. Yarı yarıya asgari ücretliyi yıpratmışlar. Bir yıl boyunca bir kuruş zam yapmadıkları asgari ücrete şimdi beş bin lira zam yaptılar. On yedi bin liranın geçen ocak ayına göre satın alma gücü on bin liranın altına düştü. Yedi bin beş yüz lira asgari ücretlinin kaybı varken beş bin lira zam verdiler. Yani ilk kez bir cumhuriyet hükümeti asgari ücretlinin cebine para koymak yerine iki bin beş yüz lira para aldı. Bunu söylediğimizde yapmadık diyen var mı? Karşımıza çıkıp bunu savunabilen var mı? Yok. Şimdi dün hep birlikte enflasyonu gözledik. Enflasyonu yüzde bir açıkladı TÜİK. Ne demek TÜİK? Tayyip Bey'i üzmeyen istatistik kurumunun baş harfleri TÜİK. Tayyip Bey'i üzmüyor ama sizi üzüyor. Çünkü yüzde bir normalde aylık enflasyon, hocalar yüzde üç hesaplamış. TÜİK yüzde bir. Neye tenezzül ediyorlar? O rakama göre emekliye zam verilecek ya, memur emeklisine yüzde on üç değil, yüzde on bir vermek için. İşçi, emeklisine yüzde onu değil, yüzde on dört vermek için yani emeklinin cebinden para çalmak için yaptıkları bir iş. Bir de en düşük emekli maaşı var. Geçen sene on bin lira yaptılar. Ya altı ay isyan ettik. Bu enflasyon orta on iki bin beş yüz yapmışlardı. Şimdi bir kez daha kanuni düzenlemeye ihtiyaç var. Kök maaşlara en düşük emekli maaşı şunun altında olamaz maddesi koyacaklar. Konulmalı. Bizim beklentimiz emekli maaşının en az bir asgari ücret olmasıdır. Bakın bunu söyleyince kimsenin kulağına, gözüne çok gelmesin. Bu hükümetin hemen öncesinde görev yapan hükümet. Yani o çok kötüledikleri koalisyon hükümeti Ecevit'in hükümeti geldiği gün en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretli. Yani bugünkü hesapla otuz üç bin liraydı. Şu anda on iki bin beş yüz lira ve Cumhurbaşkanı'nın  talimatıyla bunu on dört bin beş yüz lira yapacaklar. Bugün on dört bin beş yüz liraya kim geçinebilir?  Bugün için Kars'taki ortalama kira on bir bin lira. Yani ödenen toplam kiraları ev sayısına bölünce on bir bin lira. On dört bin beş yüz lira maaş vereceksin. On bin lira kira alacaksın. Üç bin beş yüz lirayla geçin diyeceksin. Bu maaşla kira ödesen aç kalırsın, karnını doyursan maazallah sokakta kalırsın. Bunun için buradan bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki bütün partilere sesleniyorum. Gelin hep beraber öncelikle en düşük emekli maaşını bir asgari ücret düzeyine çıkaralım. Ve tekrar ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında en düşük emekli maaşı Erdoğan öncesi olduğu gibi bir buçuk asgari ücret olacaktır. Söz veriyoruz. Buradan hesap kitap bilen herkese söylüyorum. Suriye'yi konuşalım. Hayır. Emekliyi konuşalım. Asgari ücreti konuşalım. Geçim sıkıntısını konuşalım. Başka konular konuşalım. Ya gelin. Kars'ta bir dolaşın. Sokak ne konuşuyor Allah aşkına? Bakın. Bir kez daha söylüyorum. Gerçek enflasyon yüzde seksen bir. TÜİK ite kaka yüzde kırk dört gösterdi. Siz asgari ücrete yüzde otuz, emekliye yüzde on bir ve yüzde on dört zam yapıyorsunuz. Bu maaşlarla asla ve asla geçinmek mümkün değildir. Bir yıl önce beğenmediğimiz on yedi bin iki lira dört buçuk çeyrek altın alırken, bugün on yedi bin iki lira geçen sene ocak ayında beş çeyrek altın alırken, bugün dört buçuk çeyrek altın alıyor. Yani bir yılda iki bin beş yüz lira kayıp dedi. Çeyrek altın hesabıyla da kayıp. Ama çeyrek altın hesabını beğenmiyor. Gel başka bir hesap yapalım Sayın Erdoğan. Kars'ta Karslıların şahitliğinde yapalım. Geçen sene asgari ücret on yedi bin lirayken Kars kaşarı iki yüz yirmi liraymış. Doğru mu? Yani yetmiş yedi kilo Kars kaşarı alıyormuş. Şimdi verdiğin yirmi iki bin lira Kars kaşarı üç yüz yirmi lira, ocak sonuna kadar artmayıp böyle kalsa yetmiş yedi kilo alırken altmış dokuz kilo alıyor. Yani sekiz kilo Kars kaşarı kayıp. Kars kaşarı bugün üç yüz yirmi lira mı? Sekiz kilosu iki bin beş yüz lira yapıyor. Yani ben altın hesabı yapınca diyor ki Özgür Bey altın hesabı yapıyor, o hesap tutmaz. Kars'ta Karslılarla kaşar hesabı yaptım, yine iki bin beş yüz lira kayıp. Gel, Kars'taki kirayı yapalım, geçen sene on bir bin lira Kars'ta ortalama kira on bir bin lira. Emekliye on dört bin lira veriyorsun. Şimdi yirmi iki bin lira kira ödeyecek. Öyle bir noktaya geldi ki kira hesabına baktığında Kars'taki durum çok daha berbat bir durumda. O yüzden çok açık ve net bir şekilde buradan Erdoğan'a ve bütün siyasi parti liderlerine söylüyorum. Bakın siyaset tamam masa başında oturulduğu gün olur. Salonda konuşulduğu gün olur. Mecliste konuşulduğu gün olur. Ama gün halkın arasına karışma günüdür. Gün sokağa çıkma günüdür. Gün sokağa kulak verme, millet ne söylüyor onu dinleme günüdür. Buradan Karslılara soruyorum. Manisa'dan yeni yılın ertesi günü memleketimden başladım. Dün Ardahan'da Posof'ta, Çıldır'da sordum. Buradan soruyorum, aldığınız maaşla geçinmek mümkün mü? Bu maaşlarla geçim olur mu? Peki geçim olmazsa, Sayın Erdoğan buradan, Kars'tan sana çağrımızı tekrarlıyoruz. Geçim yoksa seçim. Seçim isteyenler ellerini kaldırsın. Geçim yoksa seçim var ve gidiyorsun. Sana Kars'tan el sallıyoruz. Bu maaşı verene yol veriyoruz. Sizi yolluyoruz. Er ya da geç. Sandık gelecek.” 

CHP Genel Başkanı Özel: “Çiftçi nüfus azalıyor” Haber

CHP Genel Başkanı Özel: “Çiftçi nüfus azalıyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücret ve emekli maaşları üzerinden hükümete yüklendi. Özel, “Geçim yoksa seçim var” dedi.   Sarıkamış Şehitlerini anma etkinliğine katılmak üzere dün akşam saatlerinde Kars'a gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ardahan'da belediye başkanlığın ziyaret etti ve esnaf ziyaretinde bulundu.  "CHP baba evi"  Belediye binası önünde halka hitap eden Özel, CHP'nin baba evi olduğunu söyleyerek, “Ne Kemal Kılıçdaroğlu ne İsmet İnönü ne Bülent Ecevit. Tapu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Öyle olunca geçmişte hangi partide olmuş olursa olsun, tüm Ardahanlıları baba evimize bekleriz” dedi.  Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir'in iki dönemdir Ardahan'a hizmet ettiğini anlatan Özel, “İki dönemdir Faruk Demir Başkanımız Ardahan'da iki oydan bir tanesini alarak yaptığı hizmet takdir görerek, kapısından kimseyi çevirmeyerek, halkçı belediyecilik anlayışıyla en iyi hizmetleri yaparak çalışıyor. Siz de onu takdir ediyorsunuz, biz de ona teşekkür ediyoruz” dedi.  "Hayvancılık yara alıyor"  Belediyenin yapamayacağı, hükümetin yapacağı işler olduğunu belirten Özel, “Bunların en başında eğer konu Ardahan ise hayvancılık. Bugün Ardahan'da sütü 12 liraya satıyorsunuz. Doğru mu? 12 lira. Yem 600 lira, 660 lira. 50 kilo olduğuna göre dönüyorsunuz yemin kilosu da 12 lira. Hadi bir kilo süt satınca bir buçuk kilo yem alacaktık kilo sıçratınca bir buçuk kilo yem alırsan para kazanır. Bir kilo süt, bir kilo yem aynı paraya gelirse ki şimdi alınamıyor bile. O zaman maalesef hayvanlar kesime gider, hayvancılık yara alır” dedi.  "Çiftçi nüfus azalıyor"  Ülke genelinde çiftçi sayısının düştüğünü belirten Özel, “Çiftçi sayımız 20 yılda 2.8 milyondan 2.3 milyona düşmüş. Yani nüfus 20 milyon artmış. 200 bin çiftçi kayıp. Normalde 500 bin çiftçinin artması lazım. O artmamış, 500 bin de eksilmiş. Yani ülkede bir milyon çiftçi kayıp. Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalaması 58. Eskiden 35'ti. Yani gençler kaçıyor. Çiftçiler koşuyor. Yaşlılar ilerliyor. Ve üç gençten ikisi şöyle cevap veriyor. 'Eğer bir iş bulursam seneye tarımla uğraşmayacağım'. Üç çiftçiden ikisi genç çiftçilerin bu işi bırakmanın peşinde. Ve yine çiftçilerin neredeyse dörtte üçü banka borçlarıyla, hacizlerle, faizlerle karşı karşıya. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçimizin ve hayvancımızın çekmiş oldukları kredilerin faizlerini bir sefere mahsus sileceğiz. Anaparasını da beş yıla vereceğiz. Bunun müjdesini veriyoruz” dedi.  "Ardahan Doğu Ekspresi'ni bekliyor"  Ardahanlıların otuz yıldır Doğu Ekspresi'ni beklediğini dile getiren Özel, “Doğu Ekspresi geliyor, Kars'ta duruyor. Doğu Ekspresi'nin son durağında Ardahan olması lazım. İlk durağının da Ardahan olması lazım. Doğu Ekspresi gelince turizm canlanacak, ekonomide yeni imkanlar ortaya çıkacak, esnafın yüzü gülecek, Ardahanlının yüzü gülecek” diye konuştu.  Asgari ücret ve emeklilerin geçim derdinde olduğunu ifade eden Özel, “Bugün 12 bin 500 lirayı 14 bin lira yapmaya hazırlanıyorlar. 14 bin lira emekli maaşı değildir. Emekliyi düşkün hale getirme maaşıdır. Emekliyi aç bırakma maaşıdır. Emekliyi sefalete mahkum etme maaşıdır. 22 bin lira asgari ücretle geçim olmaz. 14 bin lira emekli maaşıyla geçim olmaz. Geçim olmazsa ne olur? Seçim olur” dedi.  Özel, belediyeyi ziyaretinin ardından Ardahan'da esnaf ziyaretinde bulundu.  Sarıkamış Şehitleri'ni anma etkinliği programına katılmak üzere bölgeye gelen Genel Başkan Özel, Ardahan Belediyesini ziyaret etti. Belediye Başkanı Faruk Demir, partililer ve belediye personeli tarafından karşılanan özel, daha sonra kent merkezinde esnafı ziyaret etti.  Vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılanan Özel, Posof ilçesine de geçerek temaslarına burada devam edecek. 

Adalet Bakanı Tunç: “Bu yüzyıl, terörsüz Türkiye'nin yüzyılı olacak” Haber

Adalet Bakanı Tunç: “Bu yüzyıl, terörsüz Türkiye'nin yüzyılı olacak”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Millet olarak 2025 yılında birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirerek birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. Türkiye yüzyılı huzurun yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl adaletin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl terörsüz Türkiye'nin yüzyılı olacaktır" dedi.  PKK'lı teröristlerin 5 Ocak 2017'de İzmir Adliyesi'ne yönelik saldırısını tek başına engelleyen kahraman polis memuru Fethi Sekin ve mübaşir Musa Can, şehadetlerinin 8'nci yıl dönümünde İzmir Adliyesi'nde düzenlenen törenle anıldı. Hafta sonuna denk gelmesi sebebiyle iki gün öne çekilen anma programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından şehitleri anlatan şiir okunarak, İzmir Adliyesi çalışanlarınca hazırlanan ‘Sözümüz olsun unutmayacağız' isimli barkovizyon sunumu yapıldı.  “Adlarını ve aziz hatırlarını hiçbir zaman unutmayacağız”  Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Kahraman polis memurumuzu ve adalet teşkilatımızın kıymetli mensubunu bizden koparan bu menfur terör saldırısını gerçekleştirenleri bir kez daha nefretle telin ediyorum. Şehitlerimizin ailelerine, sevenlerine, emniyet ve yargı teşkilatımıza, aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şehitlerimiz, Rabbimiz katında çok yüksek bir mertebeye ulaştılar. Gönüllerimizde çok müstesna bir yer edindiler. Millet olarak onların emanetine sahip çıkmanın gayretinde olacağız. Onların adlarını ve aziz hatıralarını hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.  “Yüzlerce masum can onun sayesinde kurtarıldı”  “Bundan 8 yıl önce hain teröristler, bomba yüklü araçla İzmir Adliyemizin C Blok girişine gelerek alçakça bir saldırı girişiminde bulundular” diyen Bakan Tunç, şunları söyledi:  “Adliyemizi, teşkilatımızın mensuplarını ve o esnada adliyede bulunan vatandaşlarımızı hedef alarak büyük bir katliam gerçekleştirmek niyetindeydiler. Bu alçak niyeti gerçekleştirmek üzere harekete geçtiklerinde karşılarında kahraman polisimiz Fethi Sekin'i buldular. Fethi Sekin, Trafik Denetleme Şubesine bağlı bir polisti ve adliye önünde görevliydi. Asli sorumluluğu terörle mücadele olmamasına rağmen teröristlerin niyetini anlar anlamaz hemen silahına sarıldı, kurşunu bitene kadar hainlerle kahramanca çarpıştı ve terörün adliyemizi teslim almasını canı pahasına önledi. Fethi Sekin, gösterdiği bu büyük kahramanlıkla İzmir Adliyemizde çok büyük bir facianın yaşanmasını önledi, belki yüzlerce masum can onun sayesinde kurtarıldı. O cesareti ve kararlılığıyla, vatanına ve mesleğine bağlılığıyla hepimizin sevgisini ve saygısını kazanmış, kalbimizde çok güzel bir yer edinmiştir. Elazığ'ın yiğit bir evladı olarak ülkesine, milletine hizmet etmek için giydiği polislik üniformasının hakkını layıkıyla vermiş, tüm Türkiye'nin gururu olmuştur. Bu gurur hem polis teşkilatımızın şanlı tarihine altın harflerle yazılmış hem de milletimizin teröre karşı gösterdiği destansı mücadelesine unutulmaz bir kahramanlık tablosu olarak eklenmiştir. Bu tablo ülkemizin İstanbul'dan Hakkari'ye, Elazığ'dan İzmir'e 81 vilayetiyle, bütün vatandaşlarıyla teröre karşı tek bilek olduğunun bütün dünyaya ilanıdır, bölünmez bütünlüğümüzün teminatıdır.”  “Türkiye'nin kahramanı olarak anacağız”  Bu ülkenin evlatlarının terör karşısında asla yılmayacağını, geri adım atmayacağını gösteren bu iftihar tablosunu her zaman kalplerinde yaşatacaklarını ifade eden Bakan Tunç, “Gelecek nesillere aktaracağız. Adliyede görevi başındayken hainlerin kurşunuyla şehit olan Musa Can ağabeyimizi, mübaşirimizi de asla unutmayacağız. Bizler bütün kahramanlarımıza, Mehmet Selim Kirazlara, Ömer Halis Demirlere, Fethi Sekinlere minnet ve şükran borçluyuz. Aziz şehitlerimizi her zaman terörsüz Türkiye'nin kahramanları olarak anacağız” diye konuştu.  “Terör olayları haklı bir hareket olarak görülemez”  Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi sebeple vuku bulursa bulsun terörün bir insanlık suçu olduğuna dikkat çeken Bakan Tunç, terörün aynı zamanda yaşam hakkının alçakça gasp edilmesi olduğunu söyleyerek, “Masum bir cana kıymanın hiçbir meşru sebebi olamaz, terör olayları asla haklı bir hareket eylem olarak görülemez. Ülkemiz neredeyse yarım asırdır terörün her türlüsüyle mücadele etmektedir. Bu uzun süre zarfında ülkemiz birçok zorluk ve engelle karşılaşmış, nice bedeller ödemiş, şehitler vermiştir. Mehmet Selim Kiraz gibi cesur savcılarımızı, tek başına onlarca darbeciyi bozguna uğratan Ömer Halis Demir gibi kahraman askerlerimizi, Fethi Sekin gibi kahraman polislerimizi, Musa Can gibi kıymetli memurlarımızı, birçok sivil vatandaşımızı bu mücadelede kaybettik. Onları öldürdük, yok ettik sanan alçaklar çok iyi bilsin ki şehitlerimiz diridir. Onları asla öldü saymıyoruz. Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Aksine onlar diridirler. Biz bu kahramanlarımızın mücadelelerini kararlı ve cesur bir şekilde devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.  “Terör örgütler bitme, tükenme noktasına gelmiştir”  Ülkenin birlik ve beraberliğini, milletin huzurunu, refahını ve kardeşliğini hedef alan hain terör örgütleriyle mücadelelerin kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Tunç, “İç cephemizi daha da kuvvetlendirerek Türkiye yüzyılında ülkemizi, milletimizi, çocuklarımızı, gençlerimizi terörün olmadığı huzurlu bir geleceğe hep birlikte taşıyacağız. Ülkemiz üzerinde hain emeller besleyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacak adımları her zaman kararlılıkla attık ve bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Devletimizin kararlı politikaları, cesur adımlarının yanında Suriye'nin özgürleşmesiyle birlikte küresel güçlerin bölgemizde kullanışlı birer maşa olarak kullandıkları terör örgütleri bitme, tükenme noktasına gelmiştir. İnşallah çok yakın zamanda bölgemizin, ülkemizin, milletimizin ve masumların yakasından düşecekler ve tamamen yok olacaklardır. Allah'ın izniyle terörsüz Türkiye'nin şafağındayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, ülkemizi terörün her türlüsünden arındırarak daha huzurlu bir geleceğe kavuşturmanın gayreti içerisinde durmadan çalışacağız. Millet olarak 2025 yılında birlik beraberliğimizi, dayanışmamızı daha da güçlendirerek birbirimize daha sıkı kenetleneceğiz. Türkiye yüzyılı huzurun yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl adaletin yüzyılı olacaktır. Bu yüzyıl terörsüz Türkiye'nin yüzyılı olacaktır” şeklinde konuştu.  İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan ve İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Sel ise kahraman şehitlere Allah'tan rahmet diledi.  Törene Fethi Sekin'in eşi Rabia Sekin, Musa Can'ın eşi Mecbure Can ile ailesi, İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AK Parti milletvekilleri, siyasi partilerin başkanları, ilçe belediye başkanları, askeri erkan, yargı camiasından önemli isimler ve adliye çalışanları katıldı. Yapılan duaların ardından Fethi Sekin'in şehit düştüğü yere karanfil bırakılmasıyla tören sona erdi. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “2025'teki büyük mücadeleyi memleketimden başlatıyorum” Haber

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “2025'teki büyük mücadeleyi memleketimden başlatıyorum”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel memleketi Manisa'da katıldığı bir açılışta 2025 yılında erken seçim mesajı vererek, “Erdoğan bu 2025 yılında elime aldığım ilk mikrofon, çıktığım ilk sahne. Ama doğduğum, büyüdüğüm yerden, memleketimden, babamın ocağından, anamın kucağından sana meydan okuyorum” dedi.  CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa Şehzadeler Belediyesi'nin Spil Çocuk Evi açılış törenine katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda Spil Çocuk Evi'nin minikleri tarafından hazırlanan dans gösterisi velileri duygulandırdı, izleyenleri hayran bıraktı. Törenin açılış programını yapan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, yeni çocuk evlerinin de açılacağı müjdesini vererek dar gelirli ailelere de süt yardımında bulunulacağını söyledi. Durbay, “Bir yandan insanlarımızı mutlu etmeye çalışıyor bir yandan da projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz. Hazırlıklarımızı tamamladık. Önümüzdeki haftadan itibaren ihtiyaç sahibi 2 bin çocuğumuza süt yardımı başlatıyoruz. Sütlerimiz her ay ihtiyaç sahibi ailelere teslim edilecek. Şehzadelerin minik çocukları artık bizim süt kardeşimiz. Yaşlı ve engelliler için evde bakım hizmetlerini de başlattık. Ayrıca ihtiyaç sahibi ailelerimizin evlerine de sıcak yemek götürüyoruz” dedi.  Durbay'ın ardından kürsüye çıkan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, “Manisamda artık okula ulaşamayan çocukları okula ulaştıran Manisa Büyükşehir Belediye Başkan anlayışı var. Onlara ücretsiz online dershane hizmetini sağlayan, 2 bin evladımıza ‘Güne Merhaba' çorbasıyla ‘günaydın' diyen Manisa Büyükşehir Belediye anlayışı var. Büyükşehirlerde görüyorduk kent lokantası ve halk mandırayı sizlerin desteğiyle hayata geçirdik. Kreşlerimizde bin 500 evladımıza güler yüzümüzle kapılarımızı açıyoruz” diye konuştu.  Törende konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2025 yılı 22 bin 104,67 TL olarak belirlenen asgari ücret konusuna değinerek, “ Erdoğan, öyle bir asgari ücret verdi ki tarihte ilk kez asgari ücretlilerin cebine para koymadı yılbaşında, cebinden para aldı. Geçen sene beğenmediğimiz 17 bin 2 liralık asgari ücret, bir yıl boyunca bir kuruş zam görmeyen asgari ücret, ilk verildiğinde 5 çeyrek altın alıyordu. Şimdi verilen asgari ücret bugünkü altın fiyatıyla -değil ki ilk kez alınacağı ocak sonundaki altın fiyatıyla- sadece 4,5 altın alıyor. 17 bin lira geçen sene ilk verildiğindeki alım gücünden bugüne kadar 7 bin 500 lira kaybetti. Yani o 17 bin 2 lira, o günkü 9 bin 500 lira. Bugün asgari ücrete 5 bin lira zam yapıyor. Yani fiilen her asgari ücretlinin cebinden bir yıl öncesine göre bile 2 bin ila 2 bin 500 lirayı çekip alıyorlar” dedi.  “Ecevit en düşük emekli maaşını 1,5 asgari ücrette bıraktı”  En düşük emekli maaşının 14 bin TL olacağını savunan Özel, “İşin kötüsü niyetleri bozuk. Enflasyona yüzde 50 diyorlar. Oysa ki asgari ücretlinin gerçek enflasyonu yüzde 80. Yüzde 80 vermezsen ezdirirsin onu; asgari ücretliyi enflasyona. Hep yüzde 50 veriyorlardı. TÜİK'in; Tayyip'i Üzmeyen İstatistik Kurumu'nun rakamlarıyla yüzde 50 veriyorlardı. Bu sefer onu da vermeyip hedeflenen enflasyon dedikleri, beceremedikleri, düşüremedikleri için hedef enflasyonu verdiler. Yani aradaki yüzde 20'yi işçinin cebinden çaldılar. Altına göre -yarım altın- 2 bin 600 lira kayıp. Paranın satın alma gücüne göre 2 bin 500 lira kayıp. Ancak bundan sonra ortaya çıkacak her fiyat artışında asgari ücret biraz daha eriyecek. Bu iktidar geldiğinde emekliler 1,5 asgari ücret alırlardı. Yani bugünkü hesapla en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret olacaksa, Ecevit'in emeklilerimize verdiği son maaş bugünkü hesapla 33 bin liraydı. Bugün Erdoğan'ın emeklilerimize verdiği son maaş, 12 bin 500 lira. Yarın enflasyon oranında artacak. Ancak kök maaşlar zam alamadığı için dünya kadar emekli 12 bin 500 almaya devam edecek. Bir yasal düzenleme yapılarak, en düşük emekli maaşının mutlaka artırılması gerekiyor. Ecevit bunu 1,5 asgari ücrette bıraktı. Biz ‘Hiç olmazsa bu yıl için bir asgari ücret verin, emekliyi rahatlatın' diyoruz; 12 bin 500 lira yerine en düşük emekli maaşı olarak, beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz düzey de olsa hiç olmazsa 22 bin lira veriyoruz. Ama onların planı maalesef en düşük emekli maaşını 14 bin lira yapmak. Sonra da emekliye ‘Bu fiyatlarla, 14 bin lira maaşla temmuz ayına kadar geçin' demeye hazırlanıyorlar” ifadelerini kullandı.  “2025 yılında geçim yoksa seçim var”  2025 yılında erken seçim çağrısında bulunan Özel, “Biz buradan hem asgari ücretliler, hem emekliler adına, hem hakkını vermedikleri üzüm üreticisinin, buğday üreticisinin, darı üreticisinin, pamuk üreticisinin, zeytin üreticisinin isyanını dile getirerek; hem de çiftçinin, emeklinin, emekçinin parasını harcayacağı bu Manisa esnafının durumunu da düşünerek buradan Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum. Ne bu emekli maaşıyla, ne bu asgari ücretle ne de ürünlere verdiğiniz bu fiyatlarla geçim olmuyor. 2025 yılında geçim yoksa, hep birlikte söylüyoruz seçim var. Geçim yoksa seçim var. Geçim yoksa seçim var. Sayın Erdoğan, ‘Ben bunları 12 kez yendim, 13'üncü seçimi de kazanmaya Özgür Özel'in memleketine geldim' diyordu. 31 Mart‘ta siyasi hayatının AK Parti‘deki ilk yenilgisini yaşadı. Şimdi o meydanı dolduranlar, burada karşısına geçmişler ve diyorlar ki, ‘Geçim yoksa seçim var.' Sayın Erdoğan Manisa'dan hemşerilerimin yanından, baba ocağımdan, memleketimden 2025 yılındaki büyük mücadeleyi başlatıyorum. Emeklinin, emekçinin, çiftçinin, esnafın ya hakkını alacağız, ya hakkını alacağız, ya hakkını alacağız ya da sandığı koyacağız, iktidar olacağız, iktidar olacağız, iktidar olacağız. Erdoğan bu 2025 yılında elime aldığım ilk mikrofon, çıktığım ilk sahne. Ama doğduğum, büyüdüğüm yerden, memleketimden, babamın ocağından, anamın kucağından sana meydan okuyorum. Başlıyoruz, yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun. Biz başaracağız, biz başaracağız, biz başaracağız” dedi.  Törenin ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, esnaf ziyaretinde bulundu. Bir kuyumcuya giren Özel burada asgari ücretle alınabilecek altın adeti üzerinden geçmiş dönemlerle kıyaslama yaptı. 

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.