Fatih Altaylı, "Cem Garipoğlu'nun mezarı şüphe bulutu oluşturdu"
Fatih Altaylı kendi YouTube kanalında yine gündemi yorumladı. Gündeme bomba gibi düşen Cem Garipoğlu'nun mezarının açılmasıyla ilgili de yorum yaptı.
Spiker ile Altaylı'nın arasında geçen konuşma şu şekilde;
S: "Geçtiğimiz günlerde Cem Garipoğlu’nun mezarı açılacak diye bir şey çıktı. Çok beklentim yoktu açıkçası."
Fatih Altaylı: "Kimsenin yoktu, mezar açılıncaya kadar." dedi.
S: "Rezan Epözdemir’in açıklamalarından sonra o spekülasyonlara inanmıyordum ama şimdi ilginç şeyler oldu. Rezan Epözdemir dedi ki “Mezardan kefen çıkmadı, kafatası ve kemikler dağınıktı, ceset bütünlüğü yoktu, Garipoğlu ailesinden kimse gelmedi bunlar tutanağı geçildi.” dedi ve bir de bir poşet gibi bir şey."
Fatih Altaylı: "Evet Rezan'la konuştum mezar açılmasından sonra. Şimdi ilk ilgimi çeken şu oldu, Cem Garipoğlu’nun mezarında açılmadan önce fotoğrafları geldi. Mezbelelik, mezartaşı silinmiş, otlar büyümüş ve sanırsın ki 100 sene önce ölmüş ailesinden de artık kimse kalmamış unutulmuş birinin mezarı. Allah göstermesin kimsenin çocuğu ölmesin ama böyle bir durumda insan şöyle düşünür ya evladini kaybetmiş bir aile o mezara en azından annesi falan sık sık gider tertemiz yapar çiçekler olur güller olur. Yazısı mazısı düzgün olur. Pırıl pırıl bakarsın dimi mezara. Allah kimseye göstermesin. Mezar bir mezbelelik yani kimsesizler mezarına gömülmüş birinin mezarı gibi. O zaten baştan çok şaşırtıcı geldi bana. Dedim ki ne biçim bir aile bunlar. Gerçi ne biçim bir aile olduklarını tahmin edebiliyoruz yaptıklarından. Kanlı koltuğun üstünde, üstünde bir kızın katledildiği koltuğu evde tutup onun üstünde ellerinde içkiyle poz verenden zaten bir normallik beklemezsin ama bu da çok acayip diye düşündüm. Mezar açılınca garabetin kat sayısı arttı. Rezan’a ne oldu mezarda dedim. Biliyorsun bu dava benim Rezan Epözdemir’le tanışma davamdır. Çünkü Cem Garipoğlu‘nun cinayet işlendikten sonra kaçmasının üzerine biz o zaman Habertürk Gazetesi yeni bir gazete ve benimde böyle konuları takip etmek bir meseleye yapışmak gibi bir huyum vardır. Biz o zaman haftalarca aylarca bunu takip ettik ve yakalanıncaya kadar sürdük bu takibatı. En sonunda o zaman İstanbul’a İzmir’den Hüseyin Çapkın adında bir emniyet müdürü atanmıştı, bu konularda da iyi olduğu söyleniyordu ve Hüseyin Çapkın ve ekibi yakaladılar ya da yakalanmasını sağladılar Cem Garipoğlu’nun ve Rezan Epözdemir’de o zaman bu ailenin bila bedel avukatı oldu, genç yetenekli bir avukattı. Bugünki kadar meşhur falan değildi kimse de tanımazdı. O zamanlar Rezan Epözdemir’i ben ilk defa televizyona çıkardım. Bizde öyle tanıştık Rezan’la. Rezan’ı aradım dedim ki ‘Ne çıktı mezardan?’ O da şaşkın. Rezan’da aslında orada yatanın Cem Garipoğlu olduğunu düşünüyordu. Fakat içeride şöyle bir durumla karşılaşmışlar, içerdeki ceset, yatan gömülen kişi, parçalanmış yani vücut bütünlüğü yok. Yatırırsın birini sanki 200 yıl geçer de yer kaymıştır hayır öyle değil nispeten yeni sayılır bir şey. Kafası parçalanmış bir yerde, kolları, bacakları ayrı bir yerde, vücudunun her bir parçası ayrı bir yerde içeride ve kefen yok. Kefen elbette ki çürür ama bir bez kalıntısı bulursun. Kefen yok kefensiz mi gömmüşler acaba diye düşünüyorsun. İçerde bir naylon poşet var, poşette ne olduğunu şimdilik bilmiyoruz. O da yakında ortaya çıkar. Bir poşet ve içinde bir şeyler var poşetin orada o da mezarın içinde duruyor. Kim gömmüş, nasıl gömmüş acaba oraya başka biri mi gömülmüş falan. Birden bire müthiş bir şüphe bulutu oluştu herkesin aklında bu mezarın içinden çıkanla ilgili olarak ve daha garibi şu aileden kimse yok ne anne ne baba ne kimse hiç kimse gelmemiş hani yüreğim kaldırmaz falan diye düşünürsün belki ama yine de acayip oradan her şey olabilir bu saatten sonra. Gerçekten her şey olabilir. Ben de içeride yatanın Cem Garipoğlu olduğunu düşünüyordum anlatılanlara falan bakarak. Şu anda ben de bile şüphe bulutu oluştu yani. O nasıl bir şey o ne biçim bir gömme ne biçim bir mezarlık." ifadelerini kullandı.
S: Açıkçası ben de hiç beklemiyordum böyle bir şey.
Fatih Altaylı: "Ama bu aileyle ilgili her şey garip biliyorsun. Garipoğlu ailesi zannedersin korku filmlerinde bir garip aileler yani başka bir yerden gelmiş falan veyahut da hani böyle dişleri çıkar falan ya öyle bir aile falan, 300 yıldır 1000 yıldır yaşıyorlar böyle garip ilişkileri var. Vallaha öyle bir korku filmi içersindeyim gibi geliyor bana bu aileye baktıkça." diyerek konuyu bitirdi.